20 Haziran 2020 Cumartesi

"PANDEMİ KORONAVİRÜSÜ-COVID-19 MUSİBETİ SÜRECİ"NDE, NASIL ZEHİRLENDİM?

"PANDEMİ KORONAVİRÜSÜ-COVID-19 MUSİBETİ SÜRECİ"NDE,
NASIL ZEHİRLENDİM?

Geçen 22 Mart'ı, 23 Mart'a bağlayan gece; yediğim yemek sonrası,aradan bir zaman geçti ki; ailem de uyku da iken; üç defa lavaboya koştum.
Oluk oluk kustum...
İçimden, dışımdan; aklımdan neler neler geçti...
Zihnimde ne şimşekler çaktı...
Meşhur "Osman Amca"mın tabiri ile "ilahî mobese" de, hepsini kaydetti.
Aileme, oğullarıma da birşey diyemiyor; demek de istemiyordum.
"-Acaba,yemekten mi zehirlenmiştim?"
"-Hayır, oğullarım ve "refika-i hayat"ım; gayet iyi idiler..."
"-Ne olmuştu bana öyle?"
Üstelik üzerimde "müthiş tazyikler" de artmıştı.
Ev içinde, kendi kendime söylenmelerim de, konuşmalarım da artmıştı.
Birileri ve bazıları,"sosyal medya"dan;'facebook" ve daha yeni kullanmaya başladığım; "twitter" daki,"fikir-düşünce paylaşımlarım"dan "rahatsız mı?" olmuşlardı?
Hele bilhassa "Ulu Hakan" ve "Ulu Önder"imizle ilgili,"ezber bozucu" fakat mesnetli "araştırma yazılari"mdan dolayı; şahsıma "yanlışlar yaptırtip", "zehirlenmişler miydi?"
Kimseye, aileme ve oğullarıma birşey de diyemiyordum!
Üstelik "Dünya Küresi" de, "Turkiye"miz de, "Pandemi Salgın Hastalık Koronavirüsü-Covıd-19 Musibeti" ile âdeta çalkalanıyordu.
"Siyasî durumları hiç bitmeyen"; belki de "Büyük Kıyamet"e kadar da bitmeyecek "Türkiye"mizde; "Covıd-19 Musibeti" de; "siyasî canavarlıkları durduramıyor"du.
Her "siyasî örgütler", âdeta, "beşinci kol faaliyetleri" gibi;"bin asırdan daha fazla "Müslüman Türk Vatanı" olan;'cennet vatan"ımız üzerinde;âdeta "tepişip duruyorlar"dı...
"İç-dış malûm aygıtlar" ve "güç odakları" müntesipleri ise; âdeta yaşadıklarımı "salise salise"; "an ve an" biliyorlardı.
"Beni benden daha iyi bilen güç odakları"; hiç "tınmıyorlar"dı bile.
Hele ki; "her şehir de olan meşhur yönlendiriciler" de bile:"merhamet"in "me harfi bile" yoktu...
Mutad "yönlendirmelerine", mütemadiyen devam ediyorlardı.
"-Zaten bunun iradesi yok!", diyorlardı.
"Psikolojik baskılari"nı ve "yönlendirmeleriini", yine kendi "kırmızı çizgileri"ne göre devam ediyorlardı.
Hattâ aklıma 'Kurtlarla Dans Hikâyesi" de geliyordu.
Ve aklıma nice zaman sonra; "Pazar Sabahi","Çamaşır Suyu" ile yaptığim;"kapı-lavoba temizliği" aklıma geldi.
"Internet'ten yine nice "psikolojik engellemelere" rağmen;"Çamaşır Suyu Zehirlenmesi Caresi" yazdım...
Ve anladım ki;Samsunlu nam-ı diğer "Orhan Baba"nin, daha yakinda;"youtube"dan dinlediğim;"hor gorme garibi; onun da senin gibi bir Allah'ı var" ;musikîsinde dediği üzre;"Her şey Allah'tandı.Kullar zulmetmese..."
Rabbimin inâyeti ile "yemekte bir tas da yoğurt" yemişdim. Öyle ki; "yemem-içmem" bile;'uzaktan kumanda" ile "kumanda edilir" gibi "kontrol ediliyor"du.
Benim ev, âdeta "tam karantina","tam gözetim altında" idi.
"BBG Evleri"nden öte bir "ev"di sankı!.
"Güç Odaklari",'Cıkar Odakları","Iç-dış bilumum odaklar","tam şeffaf hareket" etmenin de "bedeli"ni ödettiriyorlardi bana.
"O bir tas yoğurdu" da yiyemeseydim;"23 MART 2020, Pazartesi Sabahı","çoğu sevdiklerime ve Rabbime de kavuşmuş olacaktım."
Kimileri "Allah(c.c.) razı olsun" diyecek; kimileri de "Türk Solu Zihniyeti" gibi; başka şeyler diyeceklerdi.
Ve "23 Martin Sabahi", "yazılan çareleri uygulayarak", "yatağa uzandım..."
"Hafif bir şekilde pencereyi aralayarak..."
Aklıma yine "Gözyaşı Mwdeniyeti" isimli kitabın yazarı,"Türkiye Gazetesi Eski Başyazari", rahmetli Kerküklü Ömer OZTÜRKMEN'in de "hastalığını eşine bile söylemediği "aklıma geliyor; ben de söylemiyordum.
Zaten "eşim"e de,'son günler" de "tuhaflıklar" da olmuş;"aile içi iletişim kopmuştu" âdeta...
"-Ben pencereyi hafif aralıklı biraktım ki; içeriye "temiz hava","oksijenli hava" girsin diye!!!
"Eşim" ise, adeta "azgın azınlık" gibi; her yaptığımın tersini yapma modunda idi.
"Tersten metodu uyguluyordu" veya "uygulattırılıyordu.
İşte "o anlar", "bir gramlık oksijenli/temiz hava"nin; ne kadar da ehemmiyetli olduğunu anladım ve kavradım.
"ÖMRÜMÜN İLK ZEHIRLENMESİ"

"Hayatım"da,"ömrüm"de,"ilk defa zehirlenmiştim..."
Yahut biraz "komplo teorisi" gibi olacak amma;'Burası Türkiye! Kendi ölünü bile sana sürüklettir
rirler", derler ya; aynen öyle...
Yine aklima;rahmetli Bediüzzaman'ın "60. Vefat Yildonümü" de olan; bir "23 MART Sabahi"nda;"Bak işte Ne mutlu sana! Büyük zatlar gibi; sen de zehirlendin.", diye de tefekkür ederek; teselli buluyordum.
Bir yandan da, yatağıma uzanmış;gazeteleri tıklarken; "Yeni ASYA Gazetesi"nin,'Bediüzzaman Ilavesi" hakkinda;"-Bak işte; yeni birşeyler soyleyememişler; hep eski teraneler"; diye de söylenip duruyordum.
Bir yandan 'bol su içiyor, yoğurt yiyor ve ayran da içiyordum..."
Bu yazımı yazarken bile ;"şom ağızli baykuşlar"dan; ne "homurtular geliyor" kulaklarıma...
Bu şehirin her türlü "yönlendirici ve güç odakları"; hakkımda en fazla senelerden beri "kırk kelime" soyleyebiliyorlar; velâkin, hiçbiri de "Modern Hukuk Sistemi" ve "İslam Hukuk Sistemi" ne göre de;"suç" türünden asla ve kat'a değil...
Tamamiyle "menfaat tepişmeleri","siyasî tepişmeler..."
Meselâ, adeta "kirli sistemin gazi"ni, senelerden beri alan, çıkartan "Sözcü Gazetesi"ni tıklamam; okumam bile âdeta "uzaktan kumandacılar" tarafından engellemeye çalışılıyor....
Bir zamanlar "Yeni AKIT Gazetesi","kirli sistemin gazını çıkartiyordu. Şimdilerde de, "camlı modern binalara kavuştuktan sonra", hatta "Akit Tv"leri ile niye anlamıyorlar!?
ELHASIL:
"Çamaşır Suyu Zehirlenmesi" vakıası/vak'asını; "olgu"sunu;'hakikati"ni her bakımdan yaşadim.
Bugün, 26 MART 2020, Perşembe...
Neredeyse dört gece geçti.
Hâlâ ölmedim ve yaşıyorum...
Bazen; menim "dağ keçisi kadrom"u meydana getiren meslektaşlarıma ve idarecilerime; rahmetli ARVASÎ Hoca'mıza ait;"-Yaşamak tatlıdir" sözünü hatırlatırdım.
Hakikaten "yaşamak tatlı" be.
"Dünya için niza edilir mi?"
"Neyi paylaşamıyoruz ki?"
"Ev alsan" ne olur; "araba alsan" ne olur ki?
"Ya sonra?"
Esefle ifade ediyorum ki;'Covid-19 Musibet"ı de; aslında hiç kimseyi"merhamete getirmiyor","yelkenleri sulara indirtmiyor" be!
"Ya Hannan, Ya Mennan..."
26 MART 2020
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmaci-Yazar ve Eğitimci

Hiç yorum yok: