29 Ağustos 2019 Perşembe

ŞULE YÜKSEL ŞENLER HANIMEFENDİ ile MUSTAFA KAFALI HOCA DA "UÇMAĞA(CENNETE)" VARDI...

ŞULE YÜKSEL ŞENLER HANIMEFENDİ ile MUSTAFA KAFALI HOCA DA "UÇMAĞA(CENNETE) " VARDI...


Rahmetli Şule Yüksel ŞENLER Hanımefendi,"Başörtüsüne Hürriyet" mücadelesi ile "Huzur Sokağı" isimli romanı ile gönüllerde yerini almıştı.
İlk defa,"Yeşil Renkli Kapaklı" "Huzur Sokağı" isimli romanını, rahmetli "şehid" ağabeyim "Mister Fiks"in, kendine ait kitapları arasında görmüştüm...
Sonradan, bilindiği üzre; rahmetli Şule Yüksel ŞENLER Hanımefendinin de "dediği" diye bildiğim "romanının orijinaline eklemeler yapılarak" da olsa 2014'ler Türkiyesi'nde,"ATV Ekranları"na âdeta kilitlenerek,iştiyâk ile heyecan ile "Huzur Sokağı Dizi Filmi"ne, hem de ailece mıhlanmıştık...
"Sanki Nükleer Başlık" olan "Başörtüsüne Hürriyet Mücadelesi" ise hemen hemen hepimizin malumu...
                                        TARİHÇİ MUSTAFA KAFALI HOCA DA…


Rahmetli "Tarihçi"miz Mustafa KAFALI Hocamızın yazılarını , hattâ "refik-i hayat"ı Sevgi KAFALI Hanımefendinin yazılarını ise "İTÜ'LÜ YILLAR"ımız da, her hafta,"haftalık dergi"hâlinde neşredilen ve "bayilere de verilen" "yenisi ufak, düşüncesi büyük", "Yeni DÜŞÜNCE Dergisi"nde,iştiyâk ile "okuma açlığı" ile okurdum....
Yanlış bilmiyorsam, Türkiye'mizde, biz Kadim Millet Türklerin âdeta "köle"hâline getirdiği-ki Slav ırkı, köle ırkı demek- "Kızıl Moskof"a "diz çöktürdüğümüz" "Türk Devleti"miz olan "Altınorda Türk Devleti/Altınordu Türk Devleti"miz hakkındaki tafsilatlı "ilk eser"in de,"ilk kitab" ın da sahibi idi...
Rabbimin bir lütfû olarak, neredeyse sıcağı sıcağına "harçlıklarımla" aldığım "Altınordu Türk Devleti"mizle alâkalı bu kitabı ise "Ünyeli Bir Tarihçi"ye "ödünç verme" ile "gitti..."

Biliyorsunuz; "yenisi ufak, düşüncesi büyük" diye de târif edilen ve "AKKAN SUVER" idaresinde "haftalık dergi" olarak neşredilen, "gazete bayilerine" de verilen "Yeni DÜŞÜNCE Dergisi","Haftalık Gazete"ye de dönüşmüştü...
"12 Eylül Sonrası"nın "İlk Milliyetçi Neşriyatları"ndandı...
Günümüzde, uzun zamandır, "MHP Genel Başkanı Dr. Devlet BAHÇELİ" 'idaresi"nde olduğu anlaşılan bir şekilde,"aylık periyot" ile sadece "internet ortamı"nda "Yeni DÜŞÜNCE Dergisi" ismi ile neşredilmeye devam edilmekte...
"Beslenme kaynakları,Türk kültürü, İslamiyet ve Türk tarihi" olan fikir-düşünce geleneğimiz, "ideoloji(fikir sistemi,sistemli düşünme tözümüz" mucibince de, hem Şule Yüksel ŞENLER Hanımefendiye, hem de "Tarihçimiz" Mustafa KAFALI Hocamıza, Rabb'ülâleminden rahmetler niyaz ediyorum...
"BİR NESİL, ARTIK BİRER BİRER "UÇMAĞA(CENNETE)" GİDİYOR...
En son, "Ermeni Terörünün Kaynakları" isimli eseri ,"mahlaslı ismi" ile neşrettiğini, vefâtı sonrası öğrendiğim, rahmetli Ahmet Haluk DURSUN Hocamız "gitmişti...."

Terme, 30 Ağustos 2019
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

28 Ağustos 2019 Çarşamba

TERME ŞEHRİ, TARİHİNİN EN BÜYÜK SEL FELÂKETİNİ YAŞADI...

TERME ŞEHRİ, TARİHİNİN EN BÜYÜK SEL FELÂKETİNİ YAŞADI…


“Terme Şehri”, “Terme Beledi”, tarihinin en büyük sel felâketini yaşadı.

“Kayıtlara geçen ilk sel felâketi, 1938 sel felâketi…”

1938’lerde 2019’lara ‘kayıtlara geçmiş veya geçememiş” şekli ile, “Terme Şehri”nde, “Terme Beledi”nde, neredeyse hemen hemen her sene “sel felâketi”, “su taşkınları” vakıaları yaşanmış…

Bugün, Salıpazarı’nın da dahil olduğu “idarî yapı”daki 1938 sel felâketinde, “9 vatandaşımız sel sularına kapılarak”, ‘şehîd’ olmuşlar…

21 Temmuz 1966’daki ‘sel felâketi”nde ise “1 vatandaşımız sel sularına kapılarak” ‘şehîd’ olmuş…

Hattâ “ Doğru Yol Partili Kocaman Belde Belediye Başkanı Sezai NEVİK” de, “sel sularına kapılarak”  vefât etmiş olan “Şehîd Belediye Başkanı”mız…

23 HAZİRAN 2019 ve 23-24 AĞUSTOS 2019

Mübalağa yapmadan tekrar edelim; “Terme Şehri”nde, “Terme Beledi”nde, 1930’lardan bu yana, neredeyse, hemen hemen her sene “sel felâketleri”, “su taşkınlıkları” yaşanmış…

Velâkin bu sene “Terme Şehri”miz, “Terme Beledi”miz, iki defa “sel felâketi”, “su taşkınlığı” yaşadı.

23 Haziran 2019….

Aman Yarabbî!

Tamamiyle “bomba gibi patlayan””rad sesleri” ile “gök gürültüsü” sesleri ile geçirilen ‘kâbuslu bir gece’nin ardından yaşanılan “ sel felâketi”, “su taşkını…”

Amma velâkin, hemen hemen iki ay sonra, 23-24 Ağustos 2019’daki, “Terme Tarihinin En Büyük Sel Felâketi”nde ise, öyle kulaklarımızda “bomba gibi patlayan rad sesleri, gök gürültüsü sesleri” yaşanmadı…

ÇARŞAMBA ve BAFRA’DA NİYE “SEL FELÂKETİ” YAŞANMIYOR?


“Terme, tarihinin en büyük sel felâketi” olan 23-24 Ağustos 2019 tarihli “sel felâketi” ve “su taşkını” sonrası da, hem  bazı “Samsun Milletvekilleri”, hem “Ziraat Odaları” ilgili ve yetkilileri, hem “TBMMOB” gibi “mimarlık-mühendislik” kuruluşları, hem bazı “Siyasî Partilerin İlçe Başkanları” ve “Samsun Mahallî/Yerel Basını”, “köşeyazarları” da dahil, “çok hassasiyetlilikleri”ni,, “çok duyarlılıkları”nı, tıpkı 23 haziran 2019’daki “sel felâketi”, “su taşkını” sonrası da  idame ettirdiler…

Öyle ki, “siyasîler” bile birer “ilim adamları” gibi “Parti Devleti”nin, ‘pardon’ “Devletimizin” ,”Hükûmetimizin” ilgililerine ve yetkililerine âdeta “yol gösterdiler”, “ilmî kıvam”daki “sel felâketi raporları” sundular, “kamuoyu” ile de paylaştılar…

Âdeta “Türk Milleti’ne Yapılan İhaneti” çağrıştırırcasına, “Samsun Mahallî/Yerel Basını”, “Manşet”lerine, “DSİ Tarımı Bitirdi”yi de çektiler…

2017’lerde neşredilen “Terme Araştırmaları” isimli kitabın  “Terme İlçesi Sel ve Taşkınları”(*) isimli “ilmî”, “coğrafî bakış açılı” araştırmada bile; “söz konusu tedbirler bir türlü hayata geçirilememiş…’Taşkınların yol açtığı zararların maliyeti, baraj yapımı masraflarının üzerine çıkmıştır…” “tesbitler”i de  yapılmış…

İşte, “Çarşamba ve Bafra’da artık niye ‘sel felâketi’ ve ‘su taşkını’ yaşanmıyor?” suâlinin cevabı da, bazı “edebiyatçı köşeyazarları”nın da yazdığı üzre(1); “yapılması gerekli olan barajların yapılıp, bitirilmesi sebebi” ile daha ‘sel felâketleri’ ve ‘su taşkınları’ olmuyor…

“Hasan Uğurlu Barajı”, “Suat Uğurlu Barajı…”

Sonunda bu barajları yapanlar “şehid” edilseler de, artık Çarşamba ve Bafra’da “sel felâketi” ve “su taşkınları” yaşanmıyor…

Maateessüf, neredeyse 20 senedir de “Salıpazarı Barajı” bir türlü yapılamıyor, hattâ “Salıpazarı Barajı Yapımı İptal Edildi” de deniliyor…

“TERME ÇAYI” ÜZERİNDE 30-40 TONLUK GEMİLER


“Bir zamanlar, Terme Çayı üzerinde 30-40 tonluk gemiler de çalışırmış…”(2)

“Terme Tarihinin En Büyük Sel Felâketi”nde, “kaçak köprüler” diye de târif edilen “Terme Köprüler Kralı”nca yapılan 3(üç) köprü de -1’i tamamiyle olmasa da- “sel suları”na gitti…

Hattâ öyle ki, “Bakınız Millî Şef İktidarı Dönemi yapılan tarihî köprü niye yıkılmıyor, yıkılmadı?” diyenler bile, sonraki gün; bahsettikleri “köprüde de çatlaklar “ görüldüğünü yazma mecburiyetinde kaldılar…

Halbu ki, zamanında “Almanlarca Yaptırılan Kemerli Köprüler”, hâlâ yıkılmadı!!!

“Terme Şehri”, “Terme Beledi”, “çamur renkli sel suları” ile âdeta “mavi sularla”, “Karadeniz” ile birleşti…

23-24 Ağustos 2019 “Sel Felâketi”nde, “Su Taşkını”nda, “iyi emsaller emsal teşkil eder” dercesine, “Hollanda”nın, “rakım seviyesi sıfır hattâ sıfırın altında olduğu hâlde , “suları dizginlediği”, “beşerî olarak sulara nasıl hükmettiği” misâli de hatırlatıldı…(3)

Yine bir “Tek Parti İktidarı”  olan “Demokrat Parti İktidarı Dönemi”nde, “Terme Şehri”nde, “Terme Beledi”nde “bataklık kurutma çalışmaları” yapıldığı ve yeni “tarım alanı arazileri açıldığı” ise biliniyor…(4)

ELHASIL:

Türkiye genelinde, bu sene,  metrekareye en yüksek yağış “Terme Şehri”ne, “Terme beledi” ne oldu: Kimilerince metrekareye 140 kilo, kimilerince metrekareye 201 kilo,kimilerince ise metrekareye 240 kilo…

Hemen hemen aynı zaman dilimlerinde, Ordu vilâyeti ve ilçelerinde de “sel felâketi”, “su taşkınlıkları” yaşandı…

“İstanbul Sel Felâketi”nde ise “İstanbul Fatih Semtine”, metrekareye sadece 114 kilo yağış oldu…

Şöyle 2019’dan geriye doğru saysak; mevcut “Parti Devleti”nde de, “Tek Başına İktidar Dönemi”nde de, bu sene iki defa olmak üzre hemen hemen her sene “Terme Şehri”nde, “Terme Beledi”nde “sel felâketleri”, “su taşkınlıları” yaşandı…

Benim rahmetli pederimin evi bile “ilk defa sular altında” kaldı ve “ablam, âdeta ölümden döndü…”

Artık “Terme’mizin Karanlık Yüzü” olan, hattâ “Samsun’umuzun Karanlık Yüzü” olan “Amazonculuğu”ndan mıdır, “Masonluğundan mıdır”, “Paralel Nurculuğu/FETÖ/PDY’ciliğinden midir”, “Kripto Ermeniciliği, Kripto Yahudiliği, Kripto Pakraduniliği”nden midir” yoksa sahiden “Kahverenkli Ampüllü Sembolü” ile “İllüminita Örgütü”nden midir, “Hükûmet-Devlet”in, “Seçilmiş-Atanmış Kadroları”, “Türk Milleti”nin Feryâdlarını umursamamaktadır…

“Terme Şehri”nin, “Terme Beledi”nde yaşayanların feryâdlarını umursamamaktadır…

Maateessüf…

Terme, 28 Ağustos 2019

İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

Dip Notlar:

(*): Halil İbrahim ZEYBEK, Ali UZUN, Cevdet YILMAZ, Muhammed BAHADIR,İlker Kutlu HATİPOĞLU,Hasan  DİNÇER,”Terme İlçesi Sel ve Taşkınları”, “Terme Araştırmaları” Kitabı, Editör: Prof.Dr. Cevdet YILMAZ, Serander Yayınları, Trabzon 2017, s.235-266
(1): Selim EROĞLU,”Artık Yağmur Felâket Olmamalı”,”4.Cemre” Sütunu,Terme Bilgi Gazetesi, 28 Ağustos 2019, s. 4
(2): “Terme Araştırmaları” Kitabı, Editör: Prof.Dr. Cevdet YILMAZ, adı geçen eser, Prof. Dr. Fahri SAKAL,”Tek Parti Döneminde Terme”, s.39
(3): Selim EROĞLU, adı geçen yazısı…

(4): “Terme Araştırmaları”, adı geçen eser, Prof. Dr.Fahri SAKAL, adı geçen araştırma, s.41

21 Ağustos 2019 Çarşamba

TERME'DE BİNLERCE FRENGİLİ HASTA...(*)

TERME’DE BİNLERCE FRENGİLİ HASTA…(*)


“Terme Beled”imize ‘sıhhî nokta-i nazar’dan, ‘sağlık açısı’ndan baktığımızda, gördüğümüz şu: ‘Sıtma Vakıâları…’

“Terme Beled”imizin ‘sıtma vakıâları’ ile âdeta özdeşleştiğini bilmeyen yok gibi…

Sebepler:
1-    Pirinç tarlaları…
2-    Sulak alanlar…
3-    Durgun sular…
4-    Bataklıklıklar…

Bu sebeplerden “sivrisineklerin üremesine uygun alanlar”ın mevcudiyeti…

“Terme Beled”imizi, ‘sıtma hastalığı riski yüksek’ bir ‘beled’ hâline getirmiş…

Çareler:
1-    “Kinin ilacı” kullanımı…Ki, Samsun vilâyeti, ‘kinin ilacı dağıtımı’nda dördüncü sırada…
2-    Bataklıkların kurutulması…
3-    Yeni kanallar açılması…
4-    Terme ovasının ıslahı…

Neredeyse yüz seneden beri bu “çareler” uygulanıyor…

Daha geçenlerde bizatihî de görmüştüm; bir akşamüzeri, “Terme Belediyesine Ait Sivrisineklerle Mücadele Adına İlaçlama Yapan” aracı…

“Yabancılar” bile “Sıtma, Terme’de yaygın olarak hüküm sürer” demişler…
Yine “Anadan doğma Osmanlıcılıktan Devrimciliğe kaymış” Edebiyatçımız M. Rıfat ILGAZ’ın, ekseriyetimizin bildiği “Sarı Yazma” isimli “Otobiyografik” eserindeki alakalı düşüncelerini…

Ve yine “Terme Beledi’nin yavrusu, Salıpazarı Beledi’nin de”, “sivrisineklerden”, “sıtma”dan kaçan ‘Termeliler” tarafından teşkil edildiğini, kurulduğunu…

Bilhassa “Yaz Mevsimi”nde,“Sivrisineklerden kaçmak için yaylalara gidenler…”

“Terme Beledi”nde ‘Sıtma vakıâları, “Âfet” kertesinde ‘ciddî tehlike…”

                          TERME’DE BİNLERCE FRENGİLİ HASTA…


Ya bilhassa 1930’lu, 1940’lı senelerdeki “Terme Beledi”ndeki binlerce” Frengili Hasta Termelileri” kaçımız biliyoruz  ki?

“Terme Beledi”mizde, zikredilen senelerde “çok yaygın” bir hastalık…

“Terme’de 600(altı yüz) Frengili kişi varlığı…”

“Kayıt altına alınamayanlar…”  “Kayıt altına alınanlardan birkaç misli fazla…”

“Birkaç misli” yani altı, yedi, sekiz, dokuz misli…

“Binlerce Frengili Hasta Termeliler…”

“Terme Beledi”mizdeki “Frengi ile mücadele teşkilatı”, “sonradan kaldırılmış…”

                  “FRENGİ HASTALIĞI”, NASIL BİR HASTALIK?

Frenk=Fenk, “Pardon” Batı= Fransız Hastalığı…”


Frengi= Bel Soğukluğu…

Tıbbî lisândaki ismi “Sifiliz…”

Frengili/Bel Soğukluğu/Sifiliz Hastalığına Yakalanma Sebepleri:

1-    “Cinsî temasta bulunarak…”
2-    Birden fazla “cinsî partneri” olanlar da…
3-    “Korunmasız cinsî ilişkilerle…”
4-    “Sifiliz” lezyonlarına dokunan kişilerde…
5-    Başka cinsî yolla bulaşan hastalığı olan kişilerle…(1)

Kısaca, “gayr-i meşrû cinsî ilişki yolu ile”, “zinâ yolu ile”, “fuhuş yolu ile” bulaşan bir hastalık: Frengi, Bel soğukluğu, Sifiliz bulaşıcı hastalığı…

EL HASIL:

“Terme Beledi”mizde, “sıtma vakıâları”, “Frengili vakıâları” gibi hastalıklardan sonra görülen, görülmüş hastalıklar ise şunlar:

Verem hastalığı…

Kolera hastalığı…

Tifüs hastalığı…

Şarbon hastalığı…

Şap hastalığı…

Nekatoryus/Nekator(yos) gibi “bulaşıcı hastalıklar…”

“Son sırada”ki “Nekatoryus/Nekator(yos) hastalığı ise “Kızıl Moskof”lardan “bulaşmış” bir hastalık…

“Terme Beledi”mize “Sıhhî Nokta-i Nazar”dan, “Sağlık Açısı”ndan baktığımızda, gördüğümüz “son durum” nedir?

Bilemiyoruz…

Sadece “Kürtaj” hakkında “duyumlar” alıyoruz …

TERME, 21 AĞUSTOS 2019

İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

Dip Notlar:
(*): Prof. Dr. Fahri SAKAL, “TEK PARTİ DÖNEMİNDE(1923-1950) TERME”, “TERME ARAŞTIRMALARI” KİTABI, s. 42, 43 ve 44; Editör: Prof.Dr. Cevdet YILMAZ, Trabzon 2017, Serander Yayınları


(1): “BEL SOĞUKLUĞU/FRENGİ NEDİR?”, www.medicalpark.com.tr

19 Ağustos 2019 Pazartesi

1952 HELSİNKİ OLİMPİYATLARI ve BURHAN FELEK'İN TÜRK GÜREŞİNE KÖTÜLÜĞÜ

1952 HELSİNKİ OLİMPİYATLARI
ve BURHAN FELEK’İN TÜRK GÜREŞİNE KÖTÜLÜĞÜ


Ahmet SEVEN’in mezkûr eserinde, “Unutulan Termeli Güreşçilerimiz”den merhum Hasan GEMİCİ’nin ‘Güreş Hayatı’ndaki Başarıları’nın sıralanması:” HASAN GEMİCİ…Serbest güreş…52 kiloda Finli Timonen’i 3-0 sayı hesabıyla; İngiliz Cheerm’ı 4 dakikada tuş ile; İtalyan Degiori’yi 2 dakika 45 saniyede tuş ile yendikten sonra; İranlı Molla Kasımı’ye 2-1 ekseriyetle yenildi.Japon Kitano’yu 3-0 ittifakla yenerek, sıkletinin Olimpiyat Şampiyonluğunu kazandı.”(s.218)

Velâkin “1952 Helsinki Olimpiyatları”nın, “Türk Güreş Tarihinde Yaşanan Büyük Zelzele”, “Türk Güreşinde Frene Basılan Yıllar ve Kırılma Noktası” gibi bir “Makûs Talihi” var…


“Türk Güreşçiler”, “Türk Gibi Kuvvetli” sözünü Avrupa ve Amerikalar da, peyderpey ispatlamakta, neredeyse bütün ‘Altın Madalyaları” toplamakta, “Türk Güreş Tarihi”ne “Altın harflerle yazılacak başarılar” elde etmektedirler.

“Türk Güreşçilerimizin” bu başarıları, “Avrupa, Amerika”, kısaca “Garb’ın âfakında”, “Batı Dünyası”nda kabul edilememekte…

Ve “Milliyet Gazetesi”inin ‘Muharriri’, ‘Yazarı’, şu tarihe kadar gözümüzde büyüttüğümüz ‘kalemi’ Burhan FELEK’in “Türk Güreş Hayatına Kötülüğü” yaşanmıştır…

“Millî Olimpiyatlar Komitesi Sekreteri”, “Milliyet Gazetesi Muharriri Burhan FELEK” de, “masabaşı oyunları”nın neredeyse “başrolü”ndedir. “1948 Londra Olimpiyatları’nda başarılar elde eden Türk Güreşçilerimize yapılan 20’şer bin liralık bağışı”, ‘kalemine dolayan’ FELEK; “Milletlerarası Olimpiyat Komitesi”ne ‘şikayet’te bulunur.


“Milliyet Gazetesi Muharriri”de olan Burhan FELEK’in bu ‘şikayeti’ sebebiyle de; “Burhan FELEK’in Gammazlığı” sebebiyle de, ‘1951 Helsinki Olimpiyatları’na, Yaşar DOĞU, Nasuh AKAR, Gazanfer BİLGE, Celal ATİK ve Ruhi SARIALP gibi “Türk Güreş Tarihine Şampiyonluklar Yaşatmış Güreşçilerimiz”in katılımı engellenir.

“1952 Helsinki Olimpiyatları”nın neticesi ne mi olur?

“Amerika 40 Altın Madalya ile birinci, Türkiye’miz ise sadece 2 Altın Madalya ile onaltıncı olur…”
İşte “1952 Helsinki Olimpiyatları”nda güreşen “Unutulan Termeli Güreşçilerimiz”den merhum Hasan GEMİCİ de ‘böyle bir süreç’te güreşir…(s.211-219 ve s.336)
TERME, 19 AĞUSTOS 2019
İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci


NOT.: Bu yazım, “Türk Güreşinin Sembolü Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu YAŞAR DOĞU”(*) Kitabında, “Unutulan Termeli Güreşçiler”imizden HASAN GEMİCİ” isimli araştırma yazımızdan alınmıştır…

MERHUM YAŞAR DOĞU,TERME'MİZDE DE GÜREŞ TUTMUŞ

MERHUM YAŞAR DOĞU, TERME’MİZDE DE GÜREŞ TUTMUŞ


“Türk Güreşinin Alperenleri”nden de olan merhum ‘Samsunlu Güreşçilerimiz’den;‘Kavaklı Güreşçilerimiz’den;”Samsun Kavaklı Güreşçilerimiz”de Yaşar DOĞU; ‘Güreş Hayatının Başlangıcı’nda, “Samsun yöresinde, güreşmediği yer kalmaz. Amasya, Samsun, Ladik, Havza, Çarşamba ve Ordu”da olduğu üzre, “Terme”mizde güreş tutar.(s.103)

Kendisini “Türk Güreş Camiası”na ‘kabul ettirebilmeye yönelik bu güreşleri”nde, Terme’mizde de, ‘Ordulu Güreşçilerimiz’den “Deli Kasım” ile güreş tutar.


“Deli Kasım”ı, “1937 Ordu Güreşleri”nde yenen merhum Yaşar DOĞU’ya, “Ben o zaman hastaydım. O sebepten yenildim.” Diyen “Ordulu Güreşçilerimiz”den ‘Deli Kasım” ile Terme’mizde tekrar güreş tutan merhum Yaşar DOĞU; ‘Deli Kasım’ı Terme’mizde de yener. Tekrar
Başpehlivanlığı kazanır..


“Alperen Güreşçilerimiz”den merhum Yaşar DOĞU’nun, Terme’mizde, 1937’de, “Ordu Güreşleri”nden onbeş gün sonra yaptığı bu güreşi; askere gitmeden evvel; hem Samsun’da, hem de Samsun civarında yaptığı ‘en son güreştir’ de…(s.103, 104)

Terme, 19 Ağustos 2019
İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci


NOT: Bu yazı, “Türk Güreşinin Sembolü Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu YAŞAR DOĞU”(*) Kitabında, “Unutulan Termeli Güreşçilerimiz”(**)den HASAN GEMİCİ başlıklı araştırma yazımızdan alınmıştır…

16 Ağustos 2019 Cuma

"BÜYÜK BİRLİK PARTİSİ TERME İLÇE TEŞİKİLATI(TERME BBP)" KAPANDI MI?

TERME BÜYÜK BİRLİK PARTİSİ(TERME BBP) İLÇE TEŞKİLATI KAPANDI MI?
"BÜYÜK BİRLİK PARTİSİ(BBP)" 'TERME İLÇE TEŞKİLATI" KAPANDI MI?

"Çeyrek asrı", yirmibeş yaşını aşmış olan "Büyük Birlik Partisi Terme İlçe Teşkilatı" kapandı mı?
Uzun seneler "Termeli İşadamı Ahmet DEMİR" "finansörlüğü"nde varlığı idame ettiren "Terme Büyük Birlik Partisi İlçe Teşkilatı(Terme BBP); bilhassa "Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Darbe ve İşgal Girişimi" olan;"Paralel Nurcular Figüranlığı"ndaki "15 Temmuz 2016" dan sonra, âdeta "kepenk"kapattı.
Son üç senedir "kağıt üzeri"nde ve "sosyal medya"da var olma mücadelesi veren "Terme Büyük Birlik Partisi İlçe Teşkilatı", hiçbir içe ve topluma yönelik bir faaliyet yapmadı veya yapamadı...
"10 Muharrem"lerde "Aşure" bile ikram etme faaliyeti yapmadı veya yapamadı...
"Terme Büyük Birlik Partisi" "tabelası ise yine son üç senedir paslanmış, boyaları dökülmüş halde kaldı.
Yine son üç senedir nice sayıda "Millî Bayramlar" ve "Dinî Bayramlar" geçtiği hâlde,"bayramlaşmalar" bile yapılmadı veya yapılamadı...
"31 Mart 2019 Mahallî İdareler Seçimi"nde ise "formalite icabı aday" gösterilmesine rağmen; aldığı 332(Üçyüz otuz iki) 'değerli oy' ile de "Terme Büyük Birlik Tarihi"nin "en yüksek oy oranı"nı da aldı.
"Güvenç Abdal Ocaklı" 'Terme Alevîleri'nin yaşadığı "Sivaslılar Mahallesi"nden bile "değerli 1(bir) oy" alabilme başarısı da gösterdi.
Yaklaşık bir ay önce ise mevcut "Terme Büyük Birlik Partisi(Terme BBP)" tabelası ile "Terme Alperen Ocakları" tabelası da yerlerinden söküldü...
Uzun seneler "Terme Büyük Birlik Partisi İlçe Teşkilatı(Terme BBP)"nın da "finansörlüğü"nü yapmış olan "Termeli İşadamı Ahmet DEMİR", bugünlerde Terme'de...

Zamanında benim "Hz.Ali Kayası"ndan mülhemle "Hz. Ali Mahallesi" diye isimlendirdiğim "Terme Kesikkaya Mahallesi"ne rahmetli "Ülkücü Alperen Şehid Muhsin YAZICIOĞLU"nun da iştiraki ile açılan "Terme Kesikkaya Köy Odası Açılış Videosu"nu, sizler de benim gibi "ilk defa" seyredin...
(https://dai.ly/x9jt3i)-(Kesikkaya Köy Odası Açılışı)
Hafızalar canlansın...
"Terme Beled"imiz de de,"Muhammedî Gül"ler solmasın,"Tuğlar yeniden kaldırılsın..."
Terme, 16 Ağustos 2019
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

15 Ağustos 2019 Perşembe

TERME:RANT ŞEHRİ...RANTÇILAR ŞEHRİ...

TERME: RANT ŞEHRİ… RANTÇILAR ŞEHRİ…


On yedi senedir ‘Tek Başına İktidar’ olan ‘Ak Parti’nin ’18. Yaşı’nda ‘bittiği’ de tartışılıyor…

Velâkin asıl ‘tartışılmayan mevzûlar’ da var: Vilâyetlerimizin, ilçelerimizin, şehirlerimizin “rant şehirleri”ne, “rantçıların şehri”ne dönüştürülmesi gibi…

“Mücahidler’in Müteahhitliğe evrildiği” söyleneli de bir on yedi sene var…

“Eldeki malzeme bu!” denilip de, on yedi senede “eldeki malzemeyi zenginleştirme” adına, “eldeki malzemeyi kapitalistleştirme” adına, neticede “Türkiye Müslümanları”nın ‘absürdünü kaydıranlar…’

Böyle bir zihniyetin on yedi senelik uygulamalarına, ‘local baz’da,’yerel’, ‘mahallî baz’da en bariz temsil ise “Terme İlçesi…”

Aman Allahım!

Terme İlçesinde “inşaat sektörü” dipdiri, cap canlı…

Öyle “kurtarılmış bölgeler”den pek görülemiyor…

Ne “Apartmanlar” yapılmış, yapılmakta, yapılıyor…

“Kaç kat?” diye saymaya kalksanız, sayma da bile zorlanıyorsunuz…

Beş kat, altı kat, tek daireli, çift daireli ‘apartmanlar…’

“Lüks binalar”, “lüks yapılar…”

“Diyanet’in vaizleri” bile ‘Bayram Vaizleri’nde “dünyevîleşme” diyorlar amma “dünyevîleşme”den de öte düpedüz “abdestli kapitalistlerce”, “Müslümanların Kapitalistleş(tiril)mesi…”

“Terme Tarihi”nde görülmeyen, görülemeyen “bina”lar, “yapı”lar, “inşaatlar”, son on yedi senede görülmeye, yükselmeye başlamış bile…

Rahmetli nâm-ı diğer SERDENGEÇTİ, “Bina ve Zina Uygarlığı” derdi…

Yükselen bahse mevzû bu ‘bina’lar, bu ‘yapı’lar ise bir başka “uygarlığı”, “rant uygarlığı”nı çağrıştırıyor âdeta…

“Rant Uygarlığı”nın, “Rantçıların Uygarlığı”nın “Terme İlçesi”ndeki “Terme İHH” gibi, “Terme Beşir Derneği” gibi güyâ “İslâmî Hizmetler” yapmayı gaye edilmiş ‘tüzel yapı’lar ise kapıları kilitli, lambaları sönük, ‘bitmişler’ âdeta…

Aslında “Terme Müslümanları” da ‘zenginleştirilme’ ayağına, ‘kapitalistleştirilip’, âdeta on yedi senede ‘işleri bitirilmiş…’

Hâlâ “Ya Zalim CHP gelirse!?” modülündeler…

Gelmediler mi ya!?
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin vesaire kimin elinde?

Üstelik “Zalimler Allah’ın kılıncı” değil miydi ya!?

“Zalimler eli ile Allah(c.c.) Müslümanları terbiye etmiyor muydu ya!?

Artık “Gurbanlar da fakir değil; Sofiler de fakir değil…Menzil-i Şerif  manzaralı devre mülk bile kiralayabiliyorlar” deniliyor…

Böyle mi ‘zenginleşmek’ olmalıydı ya!?

“Abdestli Kapitalistlerce”, esasında “kapitalistleş(tiril)mek mi” idi ‘zenginleşmek!?’

“Yeşil Dolarlara mat olmuş ‘Paralel Nurcular’”dan sonra, ‘local’dan, yerel’den, mahallîlikten genel’e, bütün vatan sathına uzanan’ “eldeki malzemenin zenginleştirilmesi”ne, daha doğrusu “ kapitalistleştirilmesi”ne bak ve gör: “Türkiye Müslümanları” da, “Terme Müslümanları” da, “içi saman dolu kuş”lara dönüştürülmüş…

Maateessüf…

Terme, 15 Ağustos 2019

İsmet GÜLTEKİN

Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

14 Ağustos 2019 Çarşamba

"TERMELİ GÜREŞ AĞASI" ve 'TERMELİ YAĞLI GÜREŞÇİ' TANJU GEMİCİ

“TERMELİ GÜREŞ AĞASI” ve ‘TERMELİ YAĞLI GÜREŞÇİ’ 
TANJU GEMİCİ

“Horasan Alperenleri Toprağı” olan “Terme Toprağı”, “Güreşçiler, Pehlivanlar Toprağı” da…
“Unutulanları” ile “Unutulmayanlar”ı ile çok sayıda “Türkiye Şampiyonlukları”na, “Avrupa Şampiyonlukları”na ve “Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri Başpehlivanlıkları”na imza atmış, bağrından başarılı güreşçiler yetişmiş bir “Beled”, “Terme Toprağı…”
“Terme Güreş Tarihi”nde, bir ara, “Termespor Kulübü Çatısı” altında, “tüzel kurum” olarak da sahiplenilmiş ve başarılar elde edilmiş bir “Beled”, “Terme toprağı…”

Maalesef, uzun senelerdir, belki de Samsun’un ilçeleri arasında en yüksek “güreş potansiyeli”ne bile hâlâ sahip böyle bir “Beled”imizde, “Termeli Güreşçiler”imizin, “Termeli Pehlivanlar”ımızın, tabiri caizse elinden tutan yok…
Siz hiç “Termeli Güreş Ağası” var mı?; “Termeli Güreş Ağası” olacak kıvamdaki hayırsever ve güreşsever “Termeli İşadamları”mız nerede?, diye suâllerle karşılaştınız mı?
Bir bakıma ,“fîsebillah” ‘atasporumuz’un, “Türk Sporu’nun ilk sırasında gelen ‘Güreş Spor Dalı’mızın “sponsorluğu”nu yapacak “Termeli İşadamları”,”Termeli Güreş Ağaları” niye çıkmıyor ki?

Benim bildiğim, ileriye yönelik nice “Türkiye ve Avrupa Şampiyonlukları” ve “Tarihî Yağlı Güreşler Başpehlivanlıkları” kazanabilecek, ‘gulam’larımız, ‘gençler’imiz çok sayıda…
Samsun’umuzun “Geredağ”sından “Sekiz Güreş Ağası Adayı” çıkıyor da, bir tane bile “Termeli Güreş Ağası” çıkmıyor…
TERMELİ YAĞLI GÜREŞÇİ TANJU GEMİCİ
Termeli yağlı güreşçi rahmetli Hasan GEMİCİ’nin oğlu.
Ahmet SEVEN’in “Türk Güreşinin Sembolü Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu YAŞAR DOĞU”(*) isimli kitabından da öğrendiğimize göre, rahmetli ‘Termeli Yağlı Güreşçi’miz Hasan GEMİCİ’yi, rahmetli Yaşar DOĞU yetiştirmiş…
“Kocaeli Büyükşehir Belediyesi” adına güreş tutmuş…
Oğlu ‘Termeli Yağlı Güreşçi’ Tanju GEMİCİ ise bu seneki “658. Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri”nin “Sürpriz Başpehlivanları”ndandı, “Başpehlivan” olabilecek kıvamda idi.

Velâkin ikinci turda, ‘rakibine sert davranması’,“öfke kontrolü”ne ‘yenilmesi’ neticesi gördüğü “kırmızı kart” ile ‘diskalifiye’ edilmişti…”Çeyrek Final”e ismini yazdıramadan elenmişti…
Öyle anlaşılıyor ki, “Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri”nden sonra “Tarihî (Boz)Kurtdereli Mehmet Pehlivan Yağlı Güreşleri”nde, “Başpehlivan”larımızdan İsmail BALABAN’ı yenerek , “72 Başpehlivan”arasından “Şampiyon Başpehlivan” olması; ‘Termeli Yağlı Güreşçi’miz Tanju GEMİCİ’nin, “Tarihî Antalya Elmalı Yağlı Güreşleri”nde de, “Tarihî Aybastı Perşembe Yağlı Güreşleri”nde de “Başpehlivan Olabilme Ülküsü”ne sahip olduğunu da ispatlıyor…
Samsun’umuzun ‘Geredağ’sında, “Kunduz” da yapılan “18. Yağlı Güreş Festivali”nde de, rakibi Nedim GÜREL’i yenerek “64 Başpehlivan”arasından da “Şampiyon Başpehlivan” olması da, önümüzdeki sene yapılacak olan “659. Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri”nde, “Başpehlivan Olma Ülküsü”ne sahip olduğunu da ispatlamaktadır…
Bir “Güreş Âşığı” olarak da, ‘Termeli Yağlı Güreşçi’miz Tanju GEMİCİ’ye, Cenab-ı Hakk’tan muvaffakiyetler niyaz ediyorum.
Vesselam…
Terme, 14 Ağustos 2019
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

Dip Not:
(*): Ahmet SEVEN,” Türk Güreşinin Sembol İsmi, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu YAŞAR DOĞU”, Etüt Yayınları, 2. Baskı, Samsun, 2019

12 Ağustos 2019 Pazartesi

DAHA "TERME İLÇESİ"NİN "15 TEMMUZ ŞEHİDLER ABİDESİ" BİLE YOK...

DAHA "TERME ŞEHRİ"NİN "15 TEMMUZ ŞEHİDLER ABİDESİ" BİLE YOK...


Daha "Terme Şehri"mizin "15 Temmuz Şehidler Abidesi" bile yok...
Geçenlerde "Çarşamba Belediyesi"nce açılışı yapılan ve "Çarşamba Etno-Figürleri"ni capcanlı ortaya koyan "Çarşamba Simgeleri" üzerinden;"Terme'nin Simgesi Nerede?" tartışmaları yapılmaya başlandı...

Hem de "o biçim" yapılmaya başlandı ki;"Termeliler","Terme Bilgi Gazetesi"nden sonra "ikinci bir Amazoncu/Amazonizm İdeolojisi" ile dopdolu "Terme Vizyon Gazetesi" gibi bir sözüm ona "yerel gazete" ye de sahip olduklarını anladılar ve kavradılar.
Neredeyse bir zamanlar "Terme Bilgi Gazetesi" "yönetimi zihniyeti" gibi,"Terme Vizyon Gazetesi" "yönetimi zihniyeti" de, âdeta "Terme Simgesi" olarak,"Amazon Heykeli" talebinde bulundular...
Salıpazarı ve Tekkeköy ilçelerinde, şehirlerinde bile "15 Temmuz Şehidler Abidesi" var iken;"Terme İlçesi"nde,"Terme Şehri"mizde, "15 Temmuz Şehidler Abidesi" bile hâlâ yok...
"Terme'mizin Mes'eleleri"ne "holistic düşünce biçimi" ile baktığımızda ise;"hıyanet dolu bir şehir" demek istemiyorum amma "Terme Mazisi"ni hatırlayınca,"İki şişe rakıya satılan bir şehir" olarak da hatırlıyorum...

Üstelik böyle "Amazonizm İdeolojisi" ile dopdolu "yerel gazeteler"e, bazı "beyinsiz" "Ülkü Ocağı Başkanları", nasıl olur da " Kurban Bayramı Tebrik İlânı" verirler, anlamış da değilim...
Vesselam...

Terme,12 Ağustos 2019
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci