26 Mayıs 2019 Pazar

"YASSIADA"DAN "MASON"LUĞA BİR TERMELİ

27 MAYIS 1960-27 MAYIS 2019
“27 MAYIS DARBESİ”NİN 59. YILDÖNÜMÜ HÂTIRASINA
“YASSIADA”DAN “MASON”LUĞA…
BİR TERMELİ…

Biliyorsunuz; “Terme Şehri”, bir “Aile Sülaleri Şehri…”
Belki de bilmiyorsunuz; “Terme Berk Aile Sülalesi Şirketi” ile de “Terme Şehri”, âdeta “Mason Üssü Şehir” de…
Senelerden beri, “Samsun Rotary Kulübü Başkanlığı”nı yapanlar, arada kesintiler de olsa, “Terme Berk Aile Sülalesi Şirketi” mensubu “Mason”lar…
“YASSIADA”DAN “MASON”LUĞA:
ABDULLAH KELEŞOĞLU
“1922 doğumlu ,Termeli Abdullah KELEŞOĞLU…
Daha 32 yaşında iken, 2 Mayıs 1954’de yapılan ve DP’nin %57 rey aldığı, 502 Milletvekilliği kazandığı seçimlerde, 502 milletvekilinin biri de, Termeli, ‘Demokrat Partili’(DP), Samsun Milletvekili, Yassıada’da yargılanan Abdullah KELEŞOĞLU…

1954 yılı, 10. Yasama Dönemi Milletvekili..
Yine daha 35 yaşında iken; 27 Ekim 1957’de yapılan ve Demokrat parti’nin %47,9 rey aldığı, 424 milletvekili kazandığı seçimlerde, 424 milletvekilinin biri de Termelii ‘Demokrat Partili’(DP) Samsun Milletvekili,Yassıada da yargılanan Abdullah KELEŞOĞLU…
1957 yılı, 11. Yasama Dönemi milletvekili…”(*)
Rahmetli Ahmet Tevfik İLERİ’ler, rahmetli Osman TURAN’lar ,rahmetli Said BİLGİÇ’ler ile ‘aynı dönemler’de millevekililiği yapmış…

“Terme Keleşoğlu( Haşinoğlu) Aile Sülalesi Şirketi”nden…
“27 Mayıs 1960 Darbesi” sonrası, “Yassıada Mahkemeleri”nde, sadece “Anayasa’yı İhlâl Suçu”ndan yargılanmış..
1960’dan 1961’e kadar süren “Anayasa’yı İhlâl Davası Yargılamaları” neticesinde, “5 yıl ağırlaştırılmış hapis “cezası almış…
Sonradan çıkan “af”larla “beraat” etmiş…
Velâkin”S/Z(alim BAŞOL”lu “Yassıada”da, “iki senelik hayatı” geçmiş…

NİYE “MASON “ OLDULAR?
“Samsun Baro Başkanlığı”, “Samsun Yelken Kulübü Başkanlığı” ve ‘iki dönem”, ‘1980-81” ile “1981-82” yıllarında ise “Samsun Rotary Kulübü Yönetim Kurulu Başkanlığı” da yapmış…
Tıpkı “Terme Şehri=Mason Üssü” dedirten; “Terme Berk Aile Sülalesi Şirketi” mensupları gibi; KELEŞOĞLU da, “Terme Keleşoğlu(Haşinoğulları) Sülalesi Aile Şirketi” mensubu olarak da; “Termeli Masonları” meydana getirmişler…
Hem de “en üst seviye” den….

“Yassıada Yargılanan Termeli Demokrat Partili(DP) Abdullah KELEŞOĞLU”nun; muhtemelen 1979’lardan sonra “mason” olduğu anlaşılıyor…
Niye “mason” oldular?
Bilemiyoruz…
Velâkin “Mason Niye Olunur?”un suâlini ise az-çok biliyoruz…

NETİCE-İ KELAM:

Geçen 2018 yaz’ındaki alakalı tahkikimiz ile de “Mufassal Terme Demokrat Parti Tarihçesi”ne, “Terme Demokrat Parti Kültürü”ne de bir “girizgâh” yapmıştık…
“Büyük Doğu Lideri”, rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK; “Terme’deki ‘Yeni ASYA’ Gazetesi” etrafında kümelenmiş, “Mehmet KUTLULAR Nurcu Cemaati”mensuplarının “bir ömür peşinden gittikleri”, “Süleyman (Sami) DEMİREL”in “Mason”luğunu, “Büyük Doğu Dergisi”nin bir sayısında, “Kapak Konu” olarak da ispatlamıştı…

Merak edilen bir “Mes’ele” de; “ İmamlarının Masonluğu Yeni ŞAFAK Gazetesi”nce “ispat”lanmış “Terme’deki Fetullahçı Terör Örgütü Mensupları”nın da; zikredilen “mason aile şirketleri” ile münasebetleridir…

Bir diğer husus ise “perspektif”imizi “genişleterek”; “darbelere-marbelere”, “Masonluk Zaviyesi”nden ‘bakabilme-görebilme kazanımı”nı da, bir an evvel kazanabilmektir…
Vesselam…

Salıpazarı, 21 Mayıs 2019
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci
Dip Not:
(*). İsmet GÜLTEKİN, “Yassıada da Bir Termeli: Demokrat Parti(DP) Samsun Milletvekili Abdullah KELEŞOĞLU”, arama motorları,

"MİLLÎ MÜCADELENİN 100.YILI"NDA, TÜRKİYE'MİZİN 'ZİHNİYET HARİTASI'

TÜRKİYE'MİZİN "ZİHNİYET HARİTASI"
(SON DURUM)
*19 MAYIS 2019 TARİHLİ "CERİDE"LERİMİZİN/"GAZETE"LERİMİZ İN "İLK SAYFA"LARI;
100. YILDÖNÜMÜNDE DE,HÂLÂ HALLEDİLEMEYEN "ZİHNİYET-FİKİR-DÜŞÜNCE-FİKRİYAT-İDEOLOJİ MES'ELESİ" DE DİYEBİLECEĞİMİZ, MEŞHUR TÂRİF ile "M.KEMAL MES'ELESİ"NİN,"ATATÜRK MES'ELESİ"NİN DE DEVAM ETTİĞİNİ İSPATLIYOR...
* SÖZDE "SOL" ve SÖZDE "SAĞ" "CERİDELER"IMIZİN/"GAZETE"LERİMİZİN EKSERİYETİ,ÂDETA "YUNANLILAR"IN "PONTUS SOYKIRIMI'NİN 100. YILI"NIN "SESİ"OLARAK NEŞREDİLDİLER...
*EKSERİYETİ "19 MAYIS"A "TAM SUS-PUS"OLURKEN; KİMİLERİ DE "NEREDEYSE SUS-PUS" OLDULAR; BİRİ "İŞTE ÖYLE" DEDİRTTİ....
* "19 MAYIS 2019" TARİHLİ "İLK SAYFA" HABERİ ile EN İLGİNÇ ŞEKİLDE NEŞREDİLEN "CERİDE"MİZ/"GAZETE"MİZ ise "DİRİLİŞ POSTASI" OLDU:"KUDÜS'Ü HATIRLAYALIM"
TÜRKİYE'MİZİN ZİHNİYET HARİTASİ
(SON DURUM)

Son senelerde, her "29 Ekim" ve "19 Mayıs" tarihlerinde,"merak ilmin hocası"dır mucibince, "ceride"lerimizi/"gazete"lerimizi daha da "merak" ile tetkik ederim.
"Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı" ismi ile de "Millî Bayram"larımızdan olan bir "19 MAYIS 2019" tarihli "ceride"lerimizde/"gazete"larımızde,"değişen bir zihniyet" yok...
"Ceride"lerimizin/"Gazete"lerimizin "zihniyetleri"nde, "ideolojileri"nde en ufak bir "değişme" ve "gelişme" işareti, emâresi de yok...

Kimileri,"sümmün"(sağırdırlar),"ümyün"(dilsizdirler) ve "bükmün"(kördürler) dedirtircesiine,"Başbuğ Mustafa Kemal Paşa ve Ülküdaşları"nın "İstanbul'dan Samsun'a Hareket" ederek,"Yeni Bir Türk Devleti"ni,"Türkiye Cumhuriyeti Devleti"mizi kurabilme milâdına,"18 Sene" de sürse "Milliyetçi Türkiye"yi meydana getirebilmesi günü ve "yıldönümü"ne;"tam sus-pus"lar:
"TAM SUS-PUS" OLAN "CERİDE"LERİMİZ/"GAZETE"LERİMİZ
1- Yeni AKİT "Ceride"si/"Gazete"si...
2- Yeni ASYA "Ceride"si/"Gazete"si...
3- Türkiye "Ceride"si/"Gazete"si...
4- Milat "Ceride"si/"Gazete"si...
5-Birgün "Ceride"si/"Gazete"si...
6-Evrensel "Ceride"si/"Gazete"si...
7-Yeni Söz "Ceride"si/"Gazete"si...

Bilhassa bu "ceride"lerimiz/"gazete"lerimiz,1994'de,"Yunan Meclisi"nce alınan "19 Mayıs Pontus Soykırımı Günü" kararını da hatırlatırcasına-şimdi "Pontus Soykırımı'nın 100.Yılı" diyorlar-"Devlet Kurucusu Şahsiyet"imize "tam sus-pus kalarak" da, âdeta "Pontuscu Ceride"lerimiz,"Pontuscu Gazete"lerimiz sıfatını da hak ettiler...
"NEREDEYSE SUS-PUS"OLAN "CERİDE"LERİMİZ/"GAZETE"LERİMİZ:
1- Star "Ceride"si/"Gazete"si...
2-Akşam "Ceride"si/"Gazete"si...
3- Güneş "Ceride"si/"Gazete"si...
4- Karar "Ceride"si/"Gazete"si...
5- Millî Gazete "Ceride"si/"Gazete"si...

"İŞTE ÖYLE" DEDİRTEN "CERİDE"/"GAZETE" ise:
Sadece "Yeni ŞAFAK" "Ceride"si/"Gazete"si....
"EN İLGİNÇ" ve "İNSANI GÜLDÜREN" "CERİDE"/"GAZETE" ise:
Sadece "Diriliş Postası" "ceride"si/"gazete"si...
Bütün bu "vakıa"lara rağmen; bir "19 Mayıs'ta, hele "100.Yıldönümü"nde, tamamiyle "Pontusculuk Aleyhtarı"ve "Tam Millî Duruş"lu "ceride"lerimiz/"gazete"lerimiz ise şunlar:
1-Cumhuriyet "Ceride"si/"Gazetesi...
2-Hürriyet "Ceride"si/"Gazete"si...
3- Yeniçağ "Ceride"si/"Gazete"si...
4-Türkgün "Ceride"si/"Gazete"si...
5- Ortadoğu "Ceride"sj/"Gazete"si...
6-Aydınlık "Ceride"si/"Gazete"si...
7-Yeni Birlik "Ceride"si/"Gazete"si...
8-Yeni Mesaj "Ceride"si/"Gazete"si...

ELHASIL:
"Ceride"lerimizde,"gazete"lerimizde ortaya konan böyle bir "zihniyet haritası","200.Yılllara","300.Yıllara,'Yıldönümlerine" nasıl ulaşılır ki?!
1-"Devlet Kurucu"muz "Başbuğ Mustafa Kemal Paşa" adına,"Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK" adına bir "mescid"ımız, bir "camii"mız bile yok!!!

"Darbeci-Cuntacı" "Paşa"larımızın,"KKTC" de var iken...
2- "İlber Yarımadası"nda kurulan,"800(sekiz yüz) sene civarında hayatiyetini devam ettirmiş olan "Endülüs İslâm Devleti"nden geriye, bugün, sadece ve sadece "2 .500(ikibin beşyüz) Müslüman kalmış...
Böyle "ceride"lerimizle böyle "gazete"lerimizle,böyle bir "zihniyet haritası" ile, Allah(c.c.) muhafaza, ya bizler de öyle olursak?!

Vesselam...

Terme,19 Mayıs 2019
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci



UNUTTURULAN "DEVLET İDEOLOJİSİ": TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ

“MİLLÎ MÜCADELE”NİN ‘100. YILDÖNÜMÜ FAALİYETLERİ”NDE,
UNUTTURULAN ‘DEVLET İDEOLOJİSİ’:
TÜRKÇÜLÜK/ TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ

“ Türk Milliyetçisi Atatürk'ü,Türkçülüğün ‘Devlet İdeolojisi’ olduğunu ve Atatürk'ten sonra işlerin tamamen tersine döndüğünü anlatan güzel bir eser.
Tek eksikliği ,Türkçülüğün karşıtı olan komünizmi,kozmopoliti,maddecileri vesaire , hedef alırken ümmetçiliğe hiç değinmemiş olmasıdır.”(Kitap Yurdu, Kutlu GÖKTÜRK’ün yorumu)
Bu “yorum”, ‘Samsunlu’ rahmetli Prof. Dr. Hikmet TANYU’nun; belki de “fikir-düşünce hayatımız”da, “Atatürk ile Türk Milliyetçiliği”ni kapsamlı bir şekilde ele almaya çalışan, “ilk eserler”den; “Atatürk ve Türk Milliyetçiliği” eserinin ‘2. Baskısı’nın ‘tanıtımı’na yapılan bir ‘yorum…’
İşte bu “yorum”, sadece iki cümle ile “Atatürk’ün Düşünce Dünyası”nı, kısaca “fikriyatı”nı, “ideolojisi”ni, “fikir-düşünce sistemi”ni de(ide: fikir, düşünce, loji: ilim, sistem) hülâsa ediyor..
Biliyor musunuz bilmem: Tıpkı rahmetli “Büyük Tarihçilerimiz”den Prof. Dr. Yılmaz ÖZTUNA da, yine rahmetli ‘Samsunlu’ Prof. Dr. Hikmet TANYU gibi düşünüyordu:
“- Türkçülük/Türk Milliyetçiliği, tamı tamına 18(onsekiz) sene, ‘Devlet İdeolojisi’ idi, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizin ‘resmî ideolojisi’ idi…”
Evet, “Türkçülük/Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi,Fikriyatı, İdeolojisi”, tamı tamına 18(onsekiz) sene, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti”mizin “ ‘Resmî İdeolojisi’ idi, ‘Devlet İdeolojisi’ idi…
Rahmetli ‘Samsunlu’ TANYU Hoca’mızın “Atatürk ve Türk Milliyetçiliği” isimli eseri de; bu “tezi”, ‘belge’leriyle ispatlayan bir kaynak kitaptır…
Taa, “Terme Lisesi Seneleri”mde alıp okuduğum bu eseri, hem de “kırmızı renkli tükenmez kalem ile”, neredeyse tamamının altını çizerek okumuştum…
Rahmetli, ‘Samsunlu’ Prof. Dr. Hikmet TANYU’nun “Atatürk ve Türk Milliyetçiliği” isimli eserin, 2007’de , ikinci baskısı da yapılmış…
Elbette ki, ‘2. Baskısı’ daha güzel olmuş…
Yine, ‘Terme Lisesi Talebelik Seneleri”mde, rahmetli ‘Samsunlu’ Prof. Dr. Hikmet TANYU’nun; “Tarih Boyunca Yahudiler ve Türkler” isimli, iki ciltlik kitabını da ‘kütüphaneme’ kazandırmıştım. Lâkin, hâlâ hatırlayamadığım “Termeli Bir Esnaf”a, ‘okumak için” vermiş, amma “geri dönüşü” olamadığından ‘gitmiş’ oldu…
Rahmetli ‘Samsunlu’ Prof. Dr. Hikmet TANYU’nun , günümüzde ‘yeni baskıları’ yapılmış, iki ciltlik, “Tarih Boyunca Yahudiler ve Türkler” isimli eseri de, âdeta ‘sahasında tek eser’ diyebileceğimiz kıvamda..
Bakmayın siz; sözde “Siyonizm Aleyhtarı” , “Siyasî Ümmetçi”lere, “NATO’cu İslâmcılar”a,”Siyasal İslamcılar”a, “İslamcılar”a!!!

“Millî Mücadele”mizin “100. Yıldönümü Faaliyetleri”nde; rahmetli “Başbuğ Mustafa Kemal Paşa”nın; bir grup “Ülküdaşı” ile 16 Mayıs 1919’dan, Bandırma Vapuru ile Samsun’a varışı olan ‘yolculuğu’nun bitimi 19 Mayıs 2019 tarihî gününde, “Türkçülüğün”, “Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi”nin unutturuluşuna!!!
Güçüm ve de imkânım olsa idi, 19 Mayıs’ta, Samsun’umuza gelen bütün “Genel Başkanlara”,(‘Başkan’ınımız, ‘Cumhurbaşkanı’mız da dahil); ‘Samsunlu’, rahmetli Prof. Dr. Hikmet TANYU’nun, “Atatürk ve Türk Milliyetçiliği” isimli eserinin ikinci baskılı hâlini, ellerine tutuşturabilmek isterdim…
Vesselam…
Salıpazarı, 17 Mayıs 2019
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

OZAN ÂRİF'İN AMCASI DA VEFÂT ETTİ...

"TERME ŞEHRİ DOĞUMLU",
"ÜLKÜCÜ HAREKET"İN MERDÂNE SESİ,
RAHMETLİ ÂRİF ŞİRİN'İN ,
NÂM-I DİĞER OZAN ÂRİF'İN AMCASI DA VEFÂT ETTİ...

Rahmetli Amcası, "İbrahim Amca"yı, geçen senelerin; yanlış hatırlamıyorsam; yine bir "Ramazan-ı Şerif Ayı"nda, "Kartal Market" önünde, gecenin bir vaktinde, taburede otururken, tanımıştım...
"Anti-Darbecileri" çağrıştırır "siyah takım elbise"li ve başında, 'kaç köşeli' olduğunu hatırlayamadım 'şapkası', elinde ise "kavrulmuş fındık" kabı diye hatırladığım kabı...
Yine yanlış hatırlamıyorsam; 'ömründe ilk defa', ben de o gece, 'kavrulmuş fındığını' tatmıştım...
Sonra geçen zaman dilimlerinde ise, etrafımda, kendisini benden daha iyi tanıyan "Ülküdaşlarımın" anlattıkları, zihnime âdeta saplanıvermişti: "- Millî Piyango'dan çok para kazandı.Her Millî Piyango'dan çok para kazananların başına neler gelmişse, onun da başına o geldi..."
Meğerse, bir 'Ramazan-ı Şerif Ayı'nın, bir gecesinde, tevafûken karşılaştığım bu adam; "Ülkücü Hareket"in daima 'Hakk'ı Haykıran Merdâne Sesi", hâlâ bir 'Terme Caddesi'ne bile ismi verilememiş olan "Terme Şehri Doğumlu", rahmetli Ârif ŞİRİN'in; nâm-ı diğer Ozan ÂRİF'in amcası, "İbrahim Amca" imiş...
Rabbim gâni gâni rahmet eylesin...Kabrine nur yağdırsın...
Meğerse "Fındıkçı Dede" sıfatlı da imiş...
Kimbilir ,"Terme Şehri"nde, daha bilemediğim nice "şahsiyetler" var!!!
Bir yerel gazete hakkında yazılanları da okuyunuz lütfen...
Vesselam...
Terme, 16 Mayıs 2019
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci
TERME FINDIKÇI DEDESİNİ KAYBETTİ(*)
Terme´de “Fındıkçı dede” olarak bilinen ve kavurduğu fındıkları satarak geçimini sağlayan İbrahim Şirin 94 yaşında yaşlılığa bağlı olarak vefat etti.
Terme´de “Fındıkçı dede” olarak bilinen ve kavurduğu fındıkları satarak geçimini sağlayan İbrahim Şirin 94 yaşında yaşlılığa bağlı olarak vefat etti.
Geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden halk ozanı ve bestekar Ozan Arif´in amcası olan İbrahim Şirin´in cenazesi, 12 Mayıs Pazar günü Fiskobirlik Camiinde öğle namazına müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Terme Adliyesi yanındaki mezarlığa defnedildi.
Terme´de ilerleyen yaşına rağmen sokak sokak gezerek elindeki tahta çantasındaki kavrulmuş fındıkları satarak geçimini sürdüren Şirin, Terme´nin tanınan ve sevilen simalarındandı. Son bir yıla kadar fındık satmaya devam eden Şirin, son bir yıldır yaşlılığa bağlı olarak evinde yaşamını sürdürdü.
Gelini Fikriye Azak Şirin´den edinilen bilgiye göre, Alucra´dan genç yaşlarında Terme´ye iş tutmak amacıyla gelen İbrahim Şirin, uzun yıllar Terme Ziraat odasında odacılık yaptı. Gelini, bu görevini dahi yaparken kayınpederinin geceleri fındık sattığını ifade etti.
72 yılında Milli Piyangodan kayınpederine büyük ikramiye çıktığını da aktaran gelini, kazandığı ikramiyeden kayınpederinin elinde hiç bir şey kalmadığı da belirtti.
İki çocuk babası olduğu öğrenilen İbrahim Amcaya Yüce Allah´tan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.
Terme Bilgi Gazetesi, Tarih: 14.5.2019 17:50:16
16 Mayıs 2019

AHŞAP-TAHTA CAMİLER "BELED"İ: TERME ŞEHRİ

"AHŞAP/TAHTA CAMİLER" 'BELED'İ:
TERME ŞEHRİ

1-TERME PAZAR CAMİİ-TERME MERKEZ AHŞAP/TAHTA CAMİİ
“TARİHİN İZLERİ-PAZAR CAMİİ BELGESELİ”NİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ(*)
“Millî Eğitim Bakanlığı”mıza ait “Eğitim Bilişim Ağı”(EBA)’nca tertiplenen “EBA Belgesel 1. Sosyal Bilimler Yarışması”nda, “Jüri Özel Ödülü’ne,üçüncü sırada layık görülen “Belgesel’; Çarşamba Ali Fuad BAŞGİL Anadolu Lisesi’nden Mehmet Alp GÜVEN’in çalışmasına verildi.
On dakika süren ve ‘EBA’da rahatlıkla izlenen “Tarihin İzleri-Terme Pazar Camii Belgeseli”ni, bugün, birden fazla izledim. “Fon Müziği” diyebileceğimiz musikînin güzelliği yanında, on dakikalık ‘belgesel’ de olsa, çekimdeki güzellik ile “tarihe tanıklık eden”, ‘yaşayan ayaklı tarihçiler(!?)” de diyebileceğimiz ‘eski-tecrübeli-olgunlaşmış’ “İmam-Hatipliler” ile yapılan ‘röportajlar’da dile getirilen fikirler, görüşler yanında, neredeyse ilk defa gördüğümüz fotoğraflar ile neredeyse ilk defa işittiğimiz malumatlar, ‘heyecanlanmamıza’ da sebebiyet verdi..

AMERİKALI PROFESÖR: “BİN YIL DA GEÇSE …”

‘Eski İmam-Hatipli” Abdurrahman BEDER ile yapılan ‘röportaj’da, ‘Terme Pazar Camii’ni araştıran Amerikalı bir Profesör’ün dedikleri: “ -Bu camiinin, Terme Pazar Camiinin dayandığı istinat noktalarındaki ağaçlar, temelini ayakta tutan ağaçlar, bu topraklarda yatanların üzerinden bin sene bile geçse çürümezler, o kadar muhkem ağaçlara dayalı…”Böyle bir ‘yeni bilgi’yi ‘ilk defa’ işitiyordum ve mezkur ‘Belgesel’i bir yandan izlerken, alelacele şu ‘notları’ da yazıyordum:” Şu Terme’mizi, ‘İngiliz İntellijansı gelip didik didik etmiş; Amerikalı Profesör gelmiş, didik didik etmiş; kimbilir, Alman’ı, Fransız’ı, Rus’u ve Yunan’ı nasıl didik didik etmişler ki?!!”
Düşünebiliyor musunuz, ‘Eski İmam-Hatipli” Abdurrahman BEDER zikrediyor ki; “Amerikalı Profesör”ü de hatırlatarak; ‘Terme Pazar Camii o kadar muhkem mesnetlere, muhkem temellere dayalı ki, mevcut ağaçların hayatiyeti ‘bin sene de geçse çürümezler’, yaşarlar…”
1800’LÜ SENELERE AİT ‘TERME PAZAR CAMİİ’ FOTOĞRAFI

“Millî Eğitim Bakanlığı”mıza ait ‘Eğitim Bilişim Ağı’(EBA)’nca tertiplenen “EBA Belgesel 1. Sosyal Bilimler Yarışması Jüri Özel Ödülü Üçüncüsü” seçilen ‘Çarşamba Ali Fuat BAŞGİL Anadolu Lisesi’nin Mehmet Alp GÜVEN yönetimindeki, “Tarihin İzleri- Terme Pazar Camii Belgeseli”n de yine yeni bir malumat, yeni bir bilgi olarak; ilk defa, “Terme Pazar Camii”nin 1800’lü senelere ait ‘fotoğrafı’ oldu. Hem de ‘Terme Pazar Camii’mizin “taştan yapılmış, tek şerefeli minaresinin, ırmak sırtı tarafında olduğu, günümüzdeki yerinde olmadığı” ‘fotoğraf…’ Siz biliyor muydunuz yahut hiç düşünmüş müydünüz ki, “Terme Pazar Camii”nin minaresi, tek şerefeli, taştan yapılmış ve camiinin ırmak kenarına yakın tarafında olduğunu…”

“ESKİ İMAM-HATİPLİ” ABDURRAHMAN BERDE ve ‘BELGESEL’ YAPIMCILARININ YANILDIĞI HUSUS

“Tarihin İzleri- Terme Pazar Camii” isimli on dakikalık ‘Belgesel’de, “Eski İmam-Hatipli” Abdurrahman BERDE, mezkur ‘Belgesel’de yayınlanan ‘Fon Müziği’ ve İstanbul’un Fethi’nin 563. seney-i devriyesini idrak ettiğimiz şu günlerde, dedikleri ve yayınlanan ‘Sultan Fatih ve Sultan Fatih’in Trabzon Fethine giderken ki askerlerinin fotoğrafı(!?) ile, çok inandırıcı ve adetâ ‘kesin’ derecede söylediklerinde ‘yanılmış’ olabileceğini ‘tarihî hakikat’ olarak ifade etmeliyiz..”Terme Pazar Camii bitişiğinde meftun olan zât, Sultan Fatih’in elçisidir. Sultan Fatih, mübarek ordusu ile Trabzon seferine giderken, Sultan Fatih’in elçisi vefat eder ve vefat ettiği yere defnedilmesini, kuşağındaki paralarla da kendisine bir camii yapılmasını vasiyet eder..Sultan Fatih de elçisinin bu vasiyetini yerine getirir…” Yani, “Terme Pazar Camii bitişiğinde meftun olan zât, ‘Sultan Fatih’in Elçisidir…’ demekte…
Mezkur ‘Belgesel’in ‘yönetmeni’ de ‘Terme Pazar Camii Bitişiğinde kimin meftun olduğuna dair bir belge olmadığını’ da zikretmekte…
Hal bu ki; “Cennet Âsa/Cennet Gibi” ‘Terme’miz üzerine ‘ilk defa’ yazılı eser, kitabî eser ortaya koyan, benim de ‘Lise Yıllarım’da da adeta ‘rol model’ aldığım ‘Tarih Öğretmenim’, Yard. Doç. Dr. Nuri YAZICI- o yıllarda titri yoktu-‘nın ‘Terme Tarihi’ isimli eserinde olsun; bendeniz fakirin 

, birkaç ‘Nizam-ı Âlem Ülküsü’ne gönül vermiş’ “Alperendaş”larımın da ‘maddî destekleri ile’ neşrettiğim “Terme Evliyâları ve Termeli Şehidler-Gaziler” isimli kitabımda ve hattâ beş yıla yakın sürede çıkarttığım ‘Terme Birlik MEFKÛRE-Birlik olmadan, dirlik olmaz’ isimli ‘Yerel/Mahallî’ gazetemdeki ilgili “yazı dizileri’nde ve yine sabık ‘Terme Kaymakamı’ Selami ALTINOK döneminde neşredilen ‘Amazonlar Diyarı TERME’ eserinde, ‘Terme Pazar Camii bitişiğinde meftun olan zâtın, ‘kesinlik’ algısı meydana getirecek şekilde ‘Sultan Fatih’in Elçisi’ olduğu denilmemiştir, yazılmamıştır, zikredilmemiştir…”

Hattâ öyle ki; “Pazar Camii Türbesi Kitabesi ve İki Künyesi”ne dair verilen bilgilerde, ‘Camii yaptıranın , rivayetler ve camii tapu kayıtlarına göre, ikinci künyede kayıtlı “İmamzade el-Seyyid Mahmud(rh.a.)” olduğuna hükmolunabilir” denilmiş ve “Öğrenilen rivayetlerden ilkine göre, Pazar Camiî’ni Trabzon seferine giderken Terme’ye de uğrayan Fatih Sultan Mehmed Han(rh.a.) zamanında yapıldığıdır ki, bunun tarihî gerçeklerle örtüşmediği” ifade edilmiştir.(Bakınız, İsmet GÜLTEKİN, ‘Terme Evliyâları ve Termeli Şehidler-Gaziler”, Samsun, Eylül 1999, Basım Yeri: Samsun Sönmez Ofset Matbaacılık Ltd. Şti., sayfa 31)
AKP’Lİ TERME BELEDİYE BAŞKANI ŞENOL KUL’UN DEDİKLERİ

Mezkûr “Tarihin İzleri- Terme Pazar Camiî Belgeseli”nin sonlarında, neredeyse on seneye yakın, içi-dışı bakımsızlıktan dökülen ve mevcut siyasî iradece de, ‘ödeneksizlikten’ dem vurulup, “ha yapıldı ha yapılacak” güya müjdeleri verilen ‘Terme Pazar Camiî Restorasyon’ çalışmaları hakkında, mevcut ‘Terme Belediye Başkanı Şenol KUL’un dedikleri, zihinlerimizde ister istemez meydana gelen; “ Acaba Terme Pazar Camiî Yıkılacak mı? Yıkılması mı bekleniyor ki?” , gibi düşüncelerimizi giderici olmasını ne kadar da çok arzulardık..Samsun’umuzun başka ilçelerindeki ‘Tahta-Ahşap Camiler’ pırıl pırıl iken; yine Terme’mizdeki bazı ‘Ahşap-Tahta Camilerimiz’ daha da ‘bakımlı’ iken; senelerdir ‘Terme’mizin Göbeği’ndeki ‘Ahşap-Tahta Camimiz’, ‘Terme Pazar Camimiz’in neredeyse ‘içler acısı hâli’, bendenizi her defasında öfkelendirmiştir..

KUL, “-Bu yaz(2016 yazı) ,uzun sürecek bir restorasyon çalışmasına başlanılacaktır.’, demekte…
Herhalde denilecek olan, “Âyinesi iştir kişinin lafına bakılmaz”dır…
Ve üç adet, tabiri caizse “kazık gibi” suâllerim.
Suâlim bir: “Camiler Tarihimiz”de ve günümüzdeki camilerimizde asla ve kat’a görülemeyecek, tesbit edilemeyecek “kovboy kapısı”, “Amerikan Bar Kapısı”nı da, yoksa ‘Terme Pazar Camii’mizin “iç kapısı”na da ‘Amerikalı Profesör’ mü koydurttu?!
Suâlim iki: Neden hâlâ “Dijital/İletişim
Çağı”nda bile “doğduğumuz toprakları”, bilumum ‘Gavurlar’ kadar, ayrıntılı bir şekilde ta-nı-ya-mı-yo-ruz!? Neden bilumum “sömürgeci güçler”, “her rengi ile emperyalist güçler”, ‘doğduğumuz diyarları bile bizlerden daha iyi tanıyorlar?

Suâl üç: ‘Terme Pazar Camii’imizin de etrafında “medreseler” ve “dergahlar” da var mı idi? Var idi ise ne oldu?
(*):İsmet GÜLTEKİN, "Tarihin İzleri-Terme Pazar Camii Belgeseli"nin Düşündürdükleri,'Terme Birlik MEFKÛRE-Birlik Olmadan, Dirlik Olmaz",(Blog)Sarıyer, 26.05.2016
2- TERMEYENİ CAMİ MAHALLESİ AHŞAP/TAHTA CAMİİ
Yeni Cami Mahallesinde bulunan cami tamamen ahşap malzeme ile inşa edilmiştir. Camide mihrabın yanında H.1259-M.1843 tarihi olduğu görülmüştür. Bu tarihin onarım tarihi olduğu yine muhtar tarafından da teyit edilmiş olup caminin kesin yapım tarihi bilinmemektedir.Yapı dikdörtgen planlı, kırma çatılı, geniş saçaklı ve Marsilya kiremit örtülüdür. Caminin tabanı, kenarlarda ahşap kütüklerle ve iç kısımlarda taşlarla belirli yüksekliğe kaldırılmıştır. Cami ahşap sütunlarla desteklenmiştir, Mahfili ve minaresi yoktur(samsunkulturturizm.gov.tr, 15 Mayıs 2019)
3-TERME KARACALI MAHALLESİ AHŞAP CAMİİ

Yapı Terme civarındaki en eski camilerden biri olup civar köylerin Cuma Camisi olarak inşa edildiği bilinmektedir. Yapının bir kitabesi bulunmamaktadır. Doğu duvarda ağaç zemine kazınarak nesih hatla Osmanlıca olarak Hicri 1112 tarihi yazılmıştır. Bu tarihten hareketle yapının 1700/01 tarihlerinde yapılmış olabileceği düşünülmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde yapıya ait 1905 tarihli bir vakfiye kaydından, yapının bu tarihte bir ölçüde elden geçirildiği anlaşılmaktadır. Yapı, taşlara oturan kalın kütükler üzerinde, kirişleme usulüyle ahşaptan yığma tekniği ile inşa edilmiş olup kırma çatılı ve alaturka kiremitle örtülüdür. Giriş kapısının üzerinde Arapça bir yazı mevcuttur. Yapının içinde ahşap taşıyıcılar bulunmaktadır.
(samsunkulturturizm.gov.tr, 15 Mayıs 2019)
4-TERME DAĞDIRALI MAHALLESİ AHŞAP /TAHTA CAMİİ

Terme İlçesi Dağdıralı Köyü'nde bulunan cami; dikdörtgen planlı, kırma çatılı, alaturka kiremitli ve geniş saçaklıdır. Yapının doğu cephesinden son cemaat yerine giriş sağlanır. Son cemaat yerinden ana mahfile giriş yuvarlak kemerli tek kanatlı ahşap kapı ile sağlanmaktadır. Yapının mihrabı oldukça sade bir görünüme sahip olmakla birlikte minberin korkuluklarında iç içe geçme geometrik şekiller görülmektedir.
(samsunkulturturizm.gov.tr, 15 Mayıs 2019)
5-TERME AMBARTEPE MAHALLESİ TELLİPINAR KERVANSARAY AHŞAP /TAHTA CAMİİ

(samsunkulturturizm.gov.tr, 15 Mayıs 2019)
6-TERME AMBARTEPE MAHALLESİ İLİMDAĞI AHŞAP /TAHTACAMİİ

(samsunkulturturizm.gov.tr, 15 Mayıs 2019)
7-TERME AMBARTEPE HANCILAR HANÖNÜ AHŞAP/TAHTA CAMİİ

(samsunkulturturizm.gov.tr, 15 Mayıs 2019)
8-TERME AMBARTEPE MAHALLESİ GIBIŞ AHŞAP/TAHTA CAMİİ

(samsunkulturturizm.gov.tr, 15 Mayıs 2019)
9-TERME HZ.ALİ KAYASI MAHALLESİ(KESİKKAYA)MEZARLIK AHŞAP/TAHTA CAMİİ
(samsunkulturturizm.gov.tr, 15 Mayıs 2019)

25 Mayıs 2019 Cumartesi

"AMAZONLAR-MIŞ!..."(*)

"ASKER","EDEBİYATÇI-YAZAR" ,
M. HALİSTİN KUKUL HOCA YAZDI:
"AMAZONLAR-MIŞ!..."(*)

* "Amazonlar, isminden de anlaşılacağı üzre, Yunanca bir kelimedir. Yâni, Türk milletiyle ve hele de dînimiz İslâm’la zerrece bir alâkası yoktur."
* "Zâten bunların, erkekleri de yoktur. Siz, hiç “amazon erkekleri” diye bir tâbir duydunuz mu?"
* "Sadece “amazonlar” veya yanlış olarak “amazon kadınları” diye söylenir. “Amazon kadınları” demek yanlıştır, çünkü, “amazon” zâten tek başına “kadın” olduklarını da ifade etmektedir."
* "Kaldı ki, Türk milletinin millî sembolü olan bir “Bozkurt” vardır. Bozkurt’un dişisine ise, “asena” denilir..."
28 Nisan 2019 tarihli Samulaş Tramvay Gazetesi’nin 13. Sayfasında bir haberle karşılaştım. Sâdece, bizi ilgilendiren bölümünü naklediyorum.
Başlık: “Amazonların gözü üst ligde”
Ve haber şöyle devam ediyor:
“KADINLAR Futbol 2. Ligi’nde mücadele eden İlkadım Yabancılar Pazarıspor gözünü bir üst lige dikti. Kırmızı beyazlılar, sezonun tamamlanmasına üç hafta kala 54 puanla 5. Sırada yer alyor. Sezon sonunda ilk üç sırayı alan takımlar 1. Lig’e yükselecek. Samsunlu amazonların ise 3. Sıradaki Fomget Gençlik ve Spor ile arasında 8 puan fark bulunuyor...”
Anlaşılan o ki, “Fomget Gençlik ve Spor”lular, “amazon” değil!..
Samsun’a öyle bir “mühür” vuruldu ki, her nereye gitsen bir “amazon” ve her neye baksan bir “amisos”la karşılaşıyorsun!..
Bu mührü vuranlar, bunun vebâlini elbette ki omuzlarında taşıyacaklardır...
Fakat, bilmeden hattâ mâsûmâne bir şekilde bu haberi yapan her kim ise, onun da, “amazonlar” kimmiş, nasıl birileriymiş, bizim genç kızlarımıza bu hitâp yakışır mıymış diye bir araştırma yapmasını ve en azından, benim bu hususta yazdığım yazıları mümkünse tâkip etmesini istirham edeceğim.
Sanıyorum ki, bu seviyede bir “kültür tahribatı”, hiçbir şehrimizde mevcut değildir...
Amazonlar, isminden de anlaşılaşağı üzre, Yunanca bir kelimedir. Yâni, Türk milletiyle ve hele de dînimiz İslâm’la zerrece bir alâkası yoktur.
Zâten bunların, erkekleri de yoktur. Siz, hiç “amazon erkekleri” diye bir tâbir duydunuz mu?
Sadece “amazonlar” veya yanlış olarak “amazon kadınları” diye söylenir. “Amazon kadınları” demek yanlıştır, çünkü, “amazon” zâten tek başına “kadın” olduklarını da ifade etmektedir.
Kaldı ki, Türk milletinin millî sembolü olan bir “Bozkurt” vardır. Bozkurt’un dişisine ise, “asena” denilir...Şimdi bir teklifte bulunayım: Bunlar için, “Samsunlu asenaların gözü üst ligde” desek, ne dersiniz?
Cevabını ben vereyim. Birileri hemen ayağa kalkar ve “Vay!..” ile başlar!..
Vay! Öyle mi? Türk söz konusu olunca, vay!..
Binlerce liralık “amazon heykeline”, vay, değil, ‘asena’ya vay öyle mi?!...Milyonca liralık “amazon köyüne” vay değil de, “Bozkurt”a vay, öyle mi?!..
“Amazon kanalı’na, “amazon tepesi’ne...vay değil de, millî sembole vay, öyle mi?!
Peki bu işin halli için siyâsetçiler ne güne durmaktadır!..Târihçiler ne iş yapmaktadır!..Sosyal bilimciler ne için vardır!..Hele de ilâhiyatçıların, böyle bir mes’elesi hiç mi yoktur!
Meselâ, bu devâsa heykele; meselâ, bu aslı astarı olmayan “amazon köyüne” yapılan masraf, hiç mi, maddî ve mânevî israf sınıfına dâhil edilmez? Hiç mi zaman israfı sayılmaz? Hiç mi yetimin-öksüzün hakkı diye düşünülmez!..Vah ya!!!
“Amazon”, -haşa- Nene Hatun mudur, Şerife Bacı mıdır, nedir?
Yoksa...
İstiklâl Mücâdelesi döneminde, eline silâhını alarak Nebiyan Dağları’nda, Rum ve Ermeni çetelerine karşı vatanını koruyan “SAMSUNLU FATMA ÇAVUŞ” mudur?
Millî Mücâdele’nin 100. Yılında bunları da hatırlatmış olalım!..Çünkü; Nene Hatunlar, Şerife Bacılar, Fatma Çavuşlar ve daha niceleri, bizlerden birer Fâtiha beklemektedirler!..
(*): M.Halistin KUKUL,"Amazonlar-mış!...",Kapsam Haber, 28 Nisan 2019

ŞİİR: 14 MAYIS

14 MAYIS

Bir 14 Mayıs’ta, başlamıştım öğretmenliğe…
‘Bize göre’, “Demokrasi Bayramı”nda,
Unutulan “izm”e göre, ‘İsrail Devleti’nin kuruluş gününde…
Unutulan ‘izm’li darbe süreci’nde, başlamıştım öğretmenliğe…
“Göz kırpması gibi” geçti seneler…
“Saat” de denilen ‘Kıyamet’im de öyle geçiyor…
‘Saat’ de denilen “Büyük Kıyamet” de, öyle geçecek…
“Göz kırpması kadar…”
“Kahrında hoş, lütfûnda hoş yarabbi!”
Biz, zaten ‘Çile’yi kitaplarda okumamış;
“Toprağı saksıda” da görmemiştik ki…
“Çile”ler…”Sevinç”ler…”Bayram”lar…

Bir ömür geçiyor…
“Göz kırpması”ndan da kısa…
Salıpazarı, 14 Mayıs 2019
İsmet GÜLTEKİN