11 Ağustos 2015 Salı

"HEKİMOĞLU EFSANESİ-Biyografik Roman"(*)-BU BİR 'FATSA ROMANI' DEDİRTİYOR...




“HEKİMOĞLU EFSANESİ-Biyografik Roman”(*):

BU BİR ‘FATSA ROMANI’ DEDİRTİYOR…


Altı günde okuyup bitirdiğim bir roman. Çooook ‘gerçekci’, çooook ‘bilgilendirici’; çoooook ‘şuurlandırıcı’, -hem ‘tarih şuuru’, hem ‘edebî şuur’, hem ‘millî şuur’-; yaşadığımız coğrafyayı, havasını teneffüs ettiğimiz, suyunu içtiğimiz, ekmeğini yediğimiz ‘cennet vatan’ parçasını, bilerek, tanıyarak, sevebilmeye sevkeden bir roman.
“Akla yeni kapılar, pencereler” açan, düşündüren ve ufuk açan bir roman. Zaman zaman da “âyâ ne oldu ki?”, “acaba nasıl devam edecek ki?”, diye heyecan uyandıran, meraklandıran bir roman.
Otuz dokuz bölümlük, neredeyse toplam kırk saate yakın “Hekimoğlu Televizyon Dizisi”nden ve bir başka “Hekimoğlu Dizi Filmi”nden (1) sonra ve Murat SERTOĞLU’nun “Kahramanlar Kahramanı HEKİMOĞLU” (2)romanından otuz sene sonra yazılmış ikinci roman, ikinci yazılı eser, ikinci yazılı kaynak…
Ben, bu romanı altı günde sindire sindire bir ‘Ağustos Sıcağı’nda okuyup bitirdim ve sekiz  başlık altında tahlil etmeye gayret ettim:
1)      “AMAZONCULUK”(?!) KOKAN SAYFALAR
2)      AĞALAR-ÇETELER-YÖNETİM Yahut KRİPTO AĞALAR(Ermeniliğini, Rumluğunu, Hıristiyanlığını, Yahudiliğini Gizleyen Ağalar)-ERMENİ-RUM ve TÜRK ÇETELERİ-YÖNETİM-HÜKÛMET-DEVLET
3)      ETNİK MİLLİYETÇİLİK-GÜRCÜ-TÜRK ÇATIŞMASI
4)      TASAVVUFÎ BOYUT: AK BEDENLİ PÎR-SOFİ PÎR ve HÜMA HATUN OCAĞI
5)      TARİHÎ BOYUT: FATSA TARİHİ-ERMENİ-RUM ZULMÜ-PONTUSCULUK VESAİRE
6)      EDEBÎ BOYUT: TOPLAM DÖRTYÜZ ON ÜÇ(413) MISRA/DİZE
7)      BİLGİLENDİRİCİ BOYUT: AĞIT GELENEĞİ-TAŞLAŞAN BÜYÜCÜ-İSHAK KUŞU-ÜÇLER-YEDİLER-KIRKLAR-AŞK HARFLERİNİN ANLAMI
8)      ARGO CÜMLELER

“AMAZONCULUK”(?!) KOKAN SAYFALAR

“HEKİMOĞLU EFSANESİ-Biyografik Roman”ın omurgasını teşkil eden ve ‘baş kahramanı’, Fatsa’nın Yassıtaş Köyü gibi bir “Türk Köyü”nde dünyaya gelen “Türk Kahramanı Hekimoğlu”nun sevdalanıp aşka tutulduğu Fatsa Gürcü Ağalarından Sefer Ağa’nın kızı, Gürcü kızı Narin’in “Savaşcı Amazon  Kızı”na benzetilmesi.(s.114)
Altmış iki(62) bölümlük ‘biyografik roman’ın sadece 3., 5. ve 8. bölümlerinde “Amazonculuk”(?!) kokuyor!!!Toplamda, beşyüz kırk dokuz (549) sayfalık romanın sadece dokuz(9)  sayfasında…
Sadece 3. bölümde sayfa 48; 5. bölümde sayfa 77’den 83’ e kadar ve 8. bölümde sayfa 114’de…
Ve 9. bölümden itibaren, sayfa 117’den romanın son sayfası olan 549’a kadar ki sayfalarda artık “Amazonculuk”(?!) kokmuyor…Sadece 48 -117 sayfaları arasında kokan bir “Amazonculuk”(?!)

Benim, yazılarımda “Amazonculuk” diye tarif ettiğim ve asla ve kat’a tasvip etmediğim ve bir “İngiliz İntelijansıya Projesi” olan “uyduruk bir tarih” dediğim “Amazonlar” hakkında bilgiler verilirken ise; Terme’de Simenit Gölü, Fatsa’da ise Gaga Gölü-Kilise Gölü oluşumları ile ve üç saniye süren deprem ile “Amazonların nasıl yerin dibine geçirildiği, sulara gark olarak boğulduklarını” anlatan sayfalar ise hayli ilginç geldi. (sayfa 77, 78, 79)

AĞALAR-KRİPTO AĞALAR(Ermeniliğini, Rumluğunu, Hıristiyanlığını, Yahudiliğini Gizleyen Ağalar)-ERMENİ-RUM ve TÜRK ÇETELERİ-YÖNETİM-HÜKÛMET ve DEVLET

“HEKİMOĞLU EFSANESİ-Biyografik Roman” denilse de “eski gelenekçi roman” ve günümüzde daha kabul gören tarif ile “Tarihî Roman” kategorisine dahil edilebilecek bir roman..
Bir “ORDU ROMANI” dedirtebilecek bir roman. Hattâ daha net ifâde edersek, kelimenin tam anlamı ile bir “FATSA ROMANI…” Hattâ günümüz idarî yapısına
 göre ifade edersek bir “ORTA KARADENİZ ROMANI…” Hattâ kısmen de olsa, kısmî de olsa “DEPRELİ HASAN” (3)romanından sonra, “TERME’NİN İKİNCİ ROMANI” da denilebilir…

“HEKİMOĞLU EFSANESİ-Biyografik Roman”ın “ilk kelimesi” “FATSA…” diye başlaması ve beş yüz kırk dokuz (549) sayfalık romanın muhtevasına “bütüncül” baktığımızda ise neticede “BU BİR FATSA ROMANIDIR” dedirtiyor…

Türkiyemizde “aşiret yapısı”, “aşiretler”, kimi ecnebî zihniyetlilerce “feodalite” denilince  nasıl ki ilk önce akla ve zihinlere Güney-Doğu Anadolu’muz, elbetteki “Şanlıurfa”mız geliyorsa; Orta ve Doğu Karadeniz’de de “Ağalar Yapısı”, “Ağalık Sistemi” , “Ağalar” akla ve zihinlere gelir…
Şanlıurfa’mızın yüzlerce “Aşiret Ağaları”, Orta ve Doğu Karadeniz’imizde de yüzlerce “Ağalar…” “Gürcü Ağaları”ndan tutunda, Ermeniliğini, Rumluğunu, Hıristiyanlığını, Yahudiliğini, Gürcü kılıfı ile setreden “Kripto Ağalar”a kadar; “çift kimlikli, ikili oynayan”, hem toplum ile hem “yönetim-idare-hükûmet-devlet” ile hem de “Ermeni-Rum Çeteleri” ile “işbirliği” yapan “Ağalar…”
“HEKİMOĞLU EFSANESİ-Biyografik Roman” , “FATSA ROMANI” olması hasebiyle hep “Fatsa Ağaları”ndan dem vurulmuş:
1)      Şahmazoğlu Şinasi Ağa: ‘Gürcülerin Başbuğu’ denilen, Fatsa Gürcülerinin illegal lideri denilen ağa..Maateessüf bir Kripto Ağa…
2)      Bir Kripto Ağa olan Şahmazoğlu Şinasi Ağa’nın yerine geçen Dalyan Hasan Ağa…
3)      Sefer Ağa…
 Kızıl Moskof zulmü ile Kafkas Göçleri sonrası Fatsa’ya yerleşen Gürcüler, Gürcü Ağaları..
Kripto  Ağalar dahil ağaların anlatıldığı sayfalar çooook gerçekci sayfalar olduğu gibi “Ağaları tanımak, anlamak” açısından da bir hayli öğretici ve meraklandırıcı sayfalar…”Ağaların iyisi-kötüsü olmaz, ağa ağadır…Ağa, ağayı dinler” düşüncelerine kapıldığımda ise yanıldığımı her “Ağa”nın da “kripto ağa” olmadığını, sadece “daha ehven” olduklarını öğrendim…
Fatsa’nın bir “Türk Köyü” olan Yassıtas Köyü’nde doğan “Hekimoğlu İbrahim” gibi sapına kadar bir “Türk Kahramanı”nın başına konulan “Hükûmet Ödülü”nü alabilmek ve “Ağalık Konumu”nu yerle bir eden “Türk Kahramanı Hekimoğlu İbrahim”i öldürüp “eski ağalık itibar ve konumunu yeniden pekiştirmek” adına “Yönetim-İdare”, “Hükûmet-Devlet” ile ve hattâ “Ermeni-Rum Çeteleri-Kilise” ile “İşbirliği” yapan “Gürcü Ağaları”, “Kripto Ağalar….”Ve bu uğurda hem Şahmazoğlu Şinasi Ağa’nın ve hem de ölümünden sonra yerine geçen Dalyan Hasan Ağa’nın, iki defa “Hekimoğlu İbrahim'i Öldürdük!!!” diye “yaygara koparmaları”; ilkinde “Rum Eşkıyaları”nı, diğerinde ise danışıklı dövüş, anlaşmalı kavga konu mankeni  ile para ile tuttukları sözde adamı ile hem Fatsa toplumu nazarında, hem de Fatsa yönetim-devlet nazarında itibarlarının yerle bir olması…(sayfa 296-306 ve sayfa 401-412)
Ve Fatsa yerli halkı Türklerce çooook sevilen “Türk Kahramanı Hekimoğlu İbrahim”in üçüncü defasında Fatsa Gürcü Ağalarından, sevdalısı Gürcü kızı Narin’n babası Sefer Ağa’nın Niksar Kıllıgeriş Rum Kilisesi ile Rum dölleri ile ‘işbirliği’ yapması neticesi , hem de Jandarma tarafından “Hekimoğlu İbrahim”in arkadaşlarının;kendisinin de yine “Kilise-Rum Döllerinin oyununa” gelerek, baba ocağında iken Fatsa Gürcülerinin Kripto Ağasının yerine geçen Dalyan Hasan’ın baskını ile şehid edilişi…Ekseriyeti sırtında olmak üzre toplam 101(yüzbir) kurşun ve iki bıçak yarası ile “Türk Kahramanı Hekimoğlu İbrahim”in şehid edilişi…(sayfa 450’den 549’a kadar…) Bu sayfalar, “Jandarma’nın da sicili ne çok da bozukmuş”, dedirten sayfalar…


ETNİK MİLLİYETÇİLİK-GÜRCÜ-TÜRK ÇATIŞMASI

“HEKİMOĞLU EFSANESİ-Biyografik Roman”, aslında “HEKİMOĞLU EFSANESİ-Tarihî Roman”da, yirminci asrın başlarında, Fatsa’da , “etnik milliyetçilik” tehlikesine, “Gürcü-Türk Çatışması” ihtimaline genişce yer verilmiş. Bir yanda “Fatsa Gürcüleri Ağaları”, bazısı “Kripto Ağa”, bir yandan da “Hekimoğlu İbrahim”in şahsında müşahhaşlaşmış “Fatsa Yerli Halkı “ Türkler…’
1910’larda, zaman zaman depreşen “Gürcü-Türk Çatışması” ihtimal ve tehlikesi , aslında “HEKİMOĞLU EFSANESİ-Tarihî Roman” boyunca daima hatırlatılan bir mevzû…
Ve dönemin “Fatsa Müftüsü”nün, “Gürcü Türk Çatışması”nı engellemekle görevlendirilişi ve sayfa 435’den 439’a kadar Müftü’nün camide verdiği kaynaştırıcı birlik mesajlı vaazına yer verilişi…
Sonunda, “Kahrolsun Cehalet” ve hattâ “Çırpınırdı Karadeniz, Bakıp Türk’ün Bayrağı”na meşhur şarkının söylenilişi…(sayfa 440, 441 ve 447)

TASAVVUFÎ BOYUT: AK BEDENLİ PÎR-SOFİ PÎR ve HÜMA HATUN OCAĞI

Daha romanın sekizinci sayfasından itibaren ; “Ak bedenli Pîr, Ak giyitli Pîr, Ak sakallı koca Pîr, Koca Pîr, Nur harmanı Pîr, Ak sakallı Pîr” tabirlerine yer verilişi ve ilerleyen sayfalarda ise “Pîr’in Sofi” olduğu, “Sofi Pîr” olduğu, “Pîr, gerçek bir Sofi” olduğunun yazılışı…(sayfa 72,73,88,89)
“Hekimoğlu İbrahim”in hem çocukluğunda iken gördüğü Pîr; hem de gençlik döneminde “hasbihal” ettiği Pîr, Sofî Pîr…Hayatındaki iki Pîr…(sayfa 88’den 94’e)
Sofi Pîr’in dediklerini yaşaması…(sayfa 167)…Sofi Pîr’in Bektaşi Tekkesine sığınışı…Âşıklar, Dervişler, Sofiler…Sivas’taki tekke…(sayfa 179,192,374,375)

“Hüma Hatun Ocağı-Sofiye…”’Canik Dağlarının doruğunda’, ‘Perşembe Yaylası’ndaki, ‘Kurt boğazı tekniği ile , hiçbir demir ve çivi kullanılmadan, birbirine geçirilerek inşa edilmiş ve girişinde Fetih Sûresinin ilk ayetlerinin yazılı olduğu ahşap ev…”(sayfa 418,419)
Kırkbeşinci(45.) bölümden itibaren  kırkaltıncı(46.), kırkdokuuncu(49.), ellibirinci(51.) ve elliikinci(52.) bölümlerdeki genişce yer verişler…
“Hekimoğlu İbrahim”in iyileşmeyen yarasına merhem bulma, Hüma Hatun’un, Kadın Pîr’in Niksar Kıllıgeriş Rum Kilisesine gelmesi,Papazı İslam’a davet etmesi ve Hekimoğlu İbrahim ve arkadaşlarının şartlar gereği Kıllıgeriş Kilisesi’ne sığınışı, ‘Hacı Nikola’ oluşu…(sayfa 420, 421,422,423,424,425,443-449,455-462,465,490 ve 491; Ellidördüncü(54.) bölüme kadar…)

TARİHÎ BOYUTU

Romanın ikinci ve üçüncü tahlil maddelerine ilaveten “tarihî boyutu” meydana getiren mevzûlar, deliller:
a)      “Fatsa Tarihi”ne dahil edilebilecek; ‘Fatsa isminin nereden geldiğine dair’ sayfalar: “Bir aşk hikâyesi…Kral kızı Fanizan ile kral konumu dışı delikanlının aşk hikâyesi…FANİZAN ŞATOSU…Fanise-Fadsane-Pitane-Patise-Fatisa ve Türk fethi ile FATSA…”(Sayfa 18-22)
Ve Fatsa’da iki yıl süren kuraklık ve Gürcü göçleri…Gürcülerin Terme’ye yerleşmeleri…(sayfa 206,221)
b)      Terme dahil Ünye’de, Fatsa’da Ermeni-Rum zulmü, Pontusculuk faaliyetleri. (sayfa 38,39,40,41) Yine Terme’de Ermeni-Rum Zulmü…(sayfa 64)
c)      Fatsa ve Gürcüler…Fatsa Gürcülerinin mufassal tarihi adeta…(sayfa 56, 59)
d)      Rum çeteleri, Rum eşkıyaları, Pontusculuk..(sayfa 84,87,117,118) Fatsa Gürcü Ağalarından Sefer Ağa’nın Rum Eşkıyalarınca dağa kaldırılışı…Terme’de de Mazhar Beğ’in dağa kaldırılışını çağrıştıran sayfalar…(sayfa 127, 128)
e)      “Kumru Türkleri…”, ‘Katıksız Türklerin yaşadığı Kumru kasabası..”(sayfa 315, 316)
f)        Belki de ilk defa duyduğumuz “Terme Domuzdamı” yeri…(sayfa 256,260)
g)      “Resmen” de, “resmî belgelerler”le de, “resmî arşiv belgeleri “ile de aslında “HEKİMOĞLU EFSANESİ-Tarihî Roman” dedirten deliller… Ki dönemin Osmanlı Devleti  ricalı arasında “Hekimoğlu İbrahim”in de talebi ile yapılan yazışmalarından meydana gelen on beş(15) tane evrakın fotokobileri…(sayfa 289, 340, 343,344,347,349,351,359,395,396,429431,464,541 ve 547)
h)      “BULAMAN” dan “BOLAMAN’a…”Bolaman ismi nereden geliyor?” “Bir aşk hikâyesi daha…Boztepe ile Bolaman ırmağı arasında yaşanan aşk…”(sayfa 472-478)


BEYİTLER-MISRALAR/DİZELER

Romanın birinci(1.) bölümünün ilk sayfasında,sayfa 5’den; “Ordu’nun dereleri / aksa yukarı aksa / Vermem seni ellere / Ordu üstüme kalsa”’dan “Ünye,Fatsa arası Ordu kuruldu / Hekimoğlu dediğin / o da vuruldu”ya kadar, ki son sayfa 549…
Toplam, tamıtamına dörtyüz on üç(413) mısra/dize…En uzun mısralardan meydana gelen “şiir” ise yirmi mısra ile sayfa 533, 534’deki mısralar…Ki, romanın sondan bir önceki bölümü olan altmış birinci(61.) bölümde…

BİLGİLENDİRİCİ BOYUT

“HEKİMOĞLU EFSANESİ-Biyografik Roman”dan ziyade aslında “HEKİMOĞLU EFSANESİ-Tarihî Roman” da çok sayıda “bilgilendirici” mevzûlar da mevcut:
a)      Ağıt Geleneği…Olağanüstü ölümler sonrası “maşeri şuur”da yakılan sözler, söylenilenler…Benim bile çocukluğumda gördüğüm, Terme Çayı köprüsü üzerinde, ellerinde “ağıt yaprağı” ile “akardion” eşliğinde “ağıtlar yakan” ağıtcılar…(sayfa 326, 327)
b)      “Taşlaşan Büyücü”, Düzoba Yaylasında anlatılan yaşanmış bir olay…(sayfa 198,199,200)
c)      “İshak Kuşu” ve “İshak Kuşu”nun ötüşlerinin anlamı…(sayfa 195,196)
d)      “Üçler-Yediler-Kırklar” ve anlamı…(sayfa 276, 277)
e)      “AŞK” kelimesinin ilk harflerinin “a”, “ş” ve “k”nin yahut “ayın”, “şın” ve “kaf”ın anlamları…(sayfa 332, 333)
f)        “Tahtalıkarye/ Tahtalıköy”ün gerçekten de harita üzerinde mevcut olduğunu ispatlayan sayfalar..(sayfa 394,397)

ARGO CÜMLELER

Romanda üç adet önemli “argo cümle”, günümüzdeki anlamı ile “mobbing”, “taciz”, “hakaret” dolu cümleler mevcut. Bu “argo cümleler”, hep bir “Türk Kahramanı Hekimoğlu İbrahim”i  “Kriptoca/Ermeni-Rum dölleri ağınca” aşağılayıcı…”Zibidi, sümüklü” gibi aşağılayıcı kelimeler de hakeza…
Birinci “argo cümle”: “Yemek yediğin çanağa kıçını dönüp sıçtığını söylüyorlar! Ne dersin Hekimoğlu?”
İkinci “argo cümle”: “O, daha kıçını yıkamayı bilmeyen bir çocuk be!”(sayfa 284)
Üçüncü “argo cümle”: Daha kıçını yıkamasını bile bilmeyen götü boklu bir çoban.”(sayfa 280)
“Ulan Hırbo!”, “Seni gidi dört kitaptan kovulmuş  kafir…Sen Moskof’tan da kötü bir yaratıkmışsın bre?...”Yiğitsen vur, haydi köpek oğlu köpek…””Ulan Moskof” ise “Hekimoğlu İbrahim”in ninesi Atiye Kadın’ın “Fatsa’nın Kripto Ağaları”na, “Fatsa’nın Dönme Ağaları”na dediği sözler. (sayfa 267, 268, 269)



NETİCE-İ KELAM

“HEKİMOĞLU EFSANESİ-Biyografik Roman”, neticede “FATSA ROMANI” olması hasebiyle “FATSA”ya, ve dahi “Terme, Ünye, Kumru, Niksar”a “TÜRK’çe” bakabilme kazanımına da vesile olan bir “tarihî roman”ımız… Bundan neredeyse yüz sene önce yörede yaşanılan olaylar…
Murat SEROĞLU’nun “Kahramanlar Kahramanı HEKİMOĞLU” romanından otuz sene sonra yazılmış ikinci roman, ikinci yazılı eser, ikinci yazılı kaynak…
Terme’de, Ünye’de, Fatsa’daki Ermeni-Rum Zulumlerinin ardında sadece Rusya’nın, sadece İngiltere’nin, sadece Yunanistan’ın, sadece Almanya’nın değil; aslında kurulduğu tarihten yüz sene sonra vatan coğrafyamıza çöreklenmiş,konuşlanmış  günümüzün “Süper Gücü”, “Süper Devleti” “Cevheriya Müttefikan Amerika”, “United State Amerika”nın da çok etkin rolü olduğunu da hatırlatıyor…Hele “internetten araştırmam” da karşılaştığım; “Türk Kahramanı Hekimoğlu İbrahim”in ve arkadaşı Alanlı Osman’ın 26 Nisan 1913’de “şehid” edilişinden sonraki hâlini gösteren fotoğraf, beni hayli düşündürdü.(4) Fotoğrafı, fotoğrafta “fötür şapka” ile görünen bir “Rum”un fotoğraf makinesi ile çekildiği ve Amerika’ya yerleşen bu “fötür şapkalı Rum”un, 1961’de bu fotoğrafı Fatsa’daki ilgililere gönderdiği belirtiliyor…Ne tesadüf değil mi?!!!
Üstelik benim rahmetli “Ekonomi Profesörü” “Aydın YALÇIN’ın talebeleri” diye bildiğim, aslında “Millî Mücadeleci Ekol”den gelen Prof. Atilla YAYLA, ‘Yeni FORUM Dergisi’nde iken söz verdiği halde hâlâ kitaplaştırmadığı “Fatsa’da Terör” eserinde ne değerlendirmeler olurdu bilmem amma bir “Terzi Fikri”, bir “Kadir İNANIR” isimlerinin yanına, “arama motoru” google’a “Ermeni” kelimesi yazıldığında bile çıkan “linkler”, “Fatsa Olayları”nı değerlendirmede de “gerçek pencereyi” aralıyor olsa gerek!!!
Ve “Hekimoğlu Türküsü”nü de bir de “radyo 7”nin “Türkü Hikâyeleri” ‘link”inden de dinleyin lütfen…
“Velûd Kalem” sahibi “Terme’mizin Çocuğu” Baha Rahmi ÖZEN’in bu romanını,“Karadenizliyim”diyebilen bütün gençlerimize hararetle tavsiye ederim..
“Ahi Evran”,“Yunus Emre” ve “Aynel-İki Göz”romanları kitaplaşmayı beklerken; Peygamberimizin hayatını ‘edebiyatçı-ilahiyatçı” kimlikle bir ‘roman’ tarzı ile ele almak üzere…

Ve neredeyse yüz yıl öncede sevinenler, kazananlar, “Todorlar, Yorikalar”, “Ermeni-Rum Dölleri” ve ‘Ermeniliğini, Rumluğunu, Hıristiyanlığını, Yahudiliğini gizleyen, saklayan” ‘KRİPTO”lar!!!!
“Ünye, Fatsa arası ordu kuruldu
Hekimoğlu dediğin o da vuruldu”

Terme, 10.Ağustos.2015
İsmet GÜLTEKİN

Dip Notlar:

(*): Baha Rahmi ÖZEN, “HEKİMOĞLU EFSANESİ-Biyografik Roman”, Hayat Yayın Grubu, www.hayatyayin grubu.com; hayat@hayatyayinları.com,İstanbul 2013
(1): yotube, Hekimoğlu Dizisi, 39 bölüm
(2): Murat SERTOĞLU, “Kahramanlar Kahramanı HEKİMOĞLU”, İstanbul 1983
(3) Baha Rahmi ÖEN, Depreli Hasan, Kültür Bakanlığı Yayınları, (Not: “Depreli Hasan” romanı “TERME ROMANI”, “TERME’NİN İLK ROMANI” İkinci ciltte “Bafra’da Yaşanılan Olaylar, Ermeni-Rum Zulmü” ele alınmış ve roman bitmiş vaziyette. Ancak 2000 yılında, “Türkiye-Yunanistan ilişkilerine, Barışa zarar verir” gerekçesi ile Kültür Bakanlığı ikinci cildi basmamış…)
(4): www.unyeile.com,Ayhan YÜKSEL, www.wikipedia.com, (26 Nisan 1913 tarihinde çekilen bu fotoğraf beni çoook düşündürdü. Şehid Türk Kahramanı Hekimoğlu İbrahim ve arkadaşı Alanlı Osmanın naaşları..Naaşın başındaki dönemin Fatsa Kaymakamının da sonradan Arnavut Devlet  Başkanı olduğu bilgisi de var!!?? ‘Fötür Şapkalı’ ise “O bir Amerikalı…”