22 Ekim 2017 Pazar

"Yeni AKİT Gazetesi"de,"AMAZONİZM İDEOLOJİSİ'NİN SESİ"Mİ!? TERME, "AMAZONLAR ÜLKESİ" ÖYLE Mİ!?

"Yeni AKİT Gazetesi" de, "AMAZONİZM İDEOLOJİSİ'NİN SESİ" Mİ!?
TERME, "AMAZONLAR ÜLKESİ" ÖYLE Mİ?
"Terme Bilgi GAZETESİ"nden sonra, "Yeni AKİT Gazetesi" de, "Amazonizm İdeolojisi'nin Sesi" mi oluyor ne!?

"Anadolu'da VAKİT Gazetesi" ismi ile bir " 12 Eylül"de, Türkiye'miz genelinde , günlük periyotta "yayın hayatına" başlamış olan "Yeni AKİT Gazetesi"ni, "dünden bugüne", "yüzelsel" de olsa "tahlil" edersek: Neredeyse 2005'e kadar, bugün "Sözcü Gazetesi"nin üstlenmiş olduğu, kaba ifade ile "Sistemin gazını alma, milletin gazını çıkartma" fonksiyonu görüyordu.Neredeyse "herşeyi"ni "de facto/fiîlen" sahiplenmiş olan bendeniz de, 2000-2005 seneleri arasında neşretmeye muvaffak olduğum "Terme Birlik MEFKÛRE-Birlik olmadan, dirlik olmaz" isimli, adeta "Pîr çıkar, bir çıkar" "yerel/mahallî" gazetemi işte bu süreçte, bugünkü ismi ile "Yeni AKİT Gazetesi"nin Dergah Ofset Matbaası"nda bastıyordum.
Bir yazımda da "ayrıntılı" bir şekilde açıkladığım üzre; "Terme Birlik MEFKÛRE-Birlik olmadan, dirlik olmaz" isimli gazetemin yeni sayısını ve " Terme'de Ermeni-Rum Zulmü" isimli " kitapçığımı" bastırmak üzre, İstanbul'daki "gazete idaresi"ne gittiğimde, "borcumdan dolayı" "boş senetlere imza"attığımda, akabinde olanlar oldu.Bugünkü ismi ile " Yeni AKİT Gazetesi"nin "hukukî sorumlusu", "Avukat Emin"in Terme'ye gelişi, bir-iki "görüşme" yapması ve neticede Terme'de "kimlerden tyo aldıysa", 3 (üç) milyarı aşan borcumu, "maaş"ımdan, "haciz yolu ile", 6 (altı) milyarı aşan meblağ ile "tahsil" etmeleri. Üstelik gazetemi ve kitapçığımı basmayarak da, hem "ekonomik lince", hem de "fikir/düşünce linci"ne maruz kalmam...
Zaten "2005 sonrası" da bir " kırılma noktaları" oldu ve tamamiyle "siyasî irade'nin sesi değil borazanı" oldular..
"FETÖ/PDY VAKIASI" öncesi, hem "17/25 süreci" öncesi "arşiv taraması" yapıldığında, daha düne kadar gazetelerinde "Muhterem M. Fethullah GÜLEN Hocaefendi Dedi ki" diye "haber başlıkları" atan "Yeni AKİT Gazetesi Ankara Bürosu da FETÖ'cü, PDY'ci çıkmış olmalı ki, "Serdar ARSEVEN"leri " Yeni AKİT Gazetesi Gemisi"ni "terketti..."!?
Hele "Haydar BAŞ Hareketi"nin, "İcmal Gençliği"nin öyle "dehşetengiz iddiaları" var ki!?
Ve yine daha düne kadar adeta "HDP'nin Yayın Organı" veya "PKK'nın Sesi"olan "15 Temmuz 2016 FETÖ/PDY -U.S.A. İşgal Girişimi" sonrası "kapatılan" "Özgür GÜNDEM Gazetesi"ile "aynı matbaada basılmaları...""U.S.A. ağzı ile" dersek, tanımlarsak; "Aşırı Uçların İttifakı..."
VE AV. YAŞAR BAŞ-"AMAZONİZM İDEOLOJİSİ"
Kendisi de esasında "Termeli" olan ve "Yeni AKİT Gazetesi"nde, " köşeyazarlığı" da yapan Av. Yaşar'ın; dünkü "Yeni AKİT Gazetesi"ndeki "köşesi"ndeki yazısı: "Bir yerel kalkınma analizi: Terme" Diyor ki Av. Yaşar BAŞ: " Terme, Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından birine sahip. Bu nedenle amazonlar ülkesi kabul ediliyor."(*)
Ve daha geçen haftalarda "kongreleri"ni yapan "Amazon Termeli Kültür Derneği Başkanı" Mustafa GÜLER'in " Yazı Yorumları"ndaki cümleleri: "...Terme Amazonların (Themiyscra) adıyla kurduğu ve başkenti olmuş bir yerleşim yeridir.Böyle bir geçmişe sahip başka bir yer var mı?"
"Terme, "AMAZONLAR ÜLKESİ"" öyle mi!?
"Böyle bir geçmişe sahip başka bir var mı?!" öyle mi!?

Bendeniz "Amazonluğun İçyüzü" "kitabî" çalışmasını yapmış biri olarak tekrar ve tekrar ifade ediyorum ki:""Türkiye'mizdeki Amazonculuk"," Türkiye'mizdeki Amazonperverlik", "Türkiye'mizdeki Amazonseverlik"; evvelinde " İngiliz İntellijansı"ile ortaya çıkartılmış "uyduruk bir tarih"; günümüzde ise "Amerika Birleşik Devletleri"nin "sahiplenmesi" ile bir "ideoloji"ye,her "izm'li ideoloji" gibi, bir "Emperyal İdeoloji"ye, "AMAZONİZM İDEOLOJİ"ne dönüşmüştür...
Hâlâ bu "hakikati" sahih bir şekilde anlamak ve kavramak (ilmen) istemeyenler;"GAFLET, DALALET ve HATTA HIYANET İÇERİSİNDEDİRLER..." vesselam...
Terme, 21.10.2017, Cumartesi
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com

"TÜRKİYE'MİZİ İŞGAL GİRİŞİMLERİ" ve "OSMANLI SUBAYI", "KERVAN 1915","KURTLAR VADİSİ-VATAN" 'SİNEMA' FİLMLERİ

“TÜRKİYE’MİZİ İŞGAL GİRİŞİMLERİ” ve “OSMANLI SUBAYI”,”KERVAN 1915”,”KURTLAR VADİSİ-VATAN” ‘SİNEMA’ FİLMLERİ
“Yeşilçam Sinema Sektörü” de diyebileceğimiz “Türk Sinema Sektörü” de, 21. Asırda, asrımızda, “teknolojik gelişmeyi” yakaladığını söyleyebiliriz. Son senelerde “sinema tekniği” açısından da, “muhteva” açısından da çok seviyeli “sinema” filmlerinin “vizyona girdiği”ni görebilmekteyiz.
Bilhassa da “yakın tarih”imiz ile alakalı “tarihî hakikatler”imizle ile alakalı üç sinema filmi: “Osmanlı Subayı”, “Kervan 1915” ve “Kurtlar Vadisi-Vatan”

“Osmanlı Subayı” ‘sinema filmi’ni, ‘internet ortamı’nda seyrettim. ‘Fragman’ından “tarihî hakikatler”imizle dolu olabileceğini, tamamiyle kavrayamamıştım. Tamamını seyrettiğimde ise yanıldığımı anladım.
Hatırlayalım ki, dökümanter bir “Ülkücü Hareket”in “Portreler” cildinde, hakkında “Ajan Provokatör” ‘tesbit’i yapılmış olan merhum Necdet SEVİNÇ’in “Ajan Okulları” isimli eserlerde de genişçe izah edilmiş olan; daha neredeyse “241 senelik” “Cemahiriye Müttefiken Amerika”, “U.S.A.”, yani “Amerika Birleşik Devletleri”, neredeyse daha kurulur kurulmaz, “cennet vatan”ımız, “Türkiye’miz toprakları” üzerinde, “okullar”, “hastaneler” “kisveleri” altında, “Medine-i İstanbul”dan “Merzifon”a; “Van”dan “Tarsus”a kadar ‘konuşlanmaya’ da başlamıştır.
Adetâ “Anadolu coğrafyamız”ı, “Türkiye’mizi işgal girişimleri”ne başlamıştır.
“Osmanlı Subayı” isimli “sinema filmi”nde, “Van”da, 1914’de, “hastane kisvesi” altında, nasıl “Amerikalıların emperyal çalışmalar” içerisinde olduklarını, “tarihî hakikatler”imiz olarak kavrayabilmekteyiz. “Amerikan Emperyalizmi”nin, “Amerikan Misyoneleri”nin, “Amerikan Milliyetçileri”nin; “millet-i sadıka” olan bazı “Ermenileri”, “Ermenici” yaptıklarını, kendilerine râm ettiklerini de, ‘sinema filmi’ boyunca da kavrayabilmekteyiz. “Aşk kurgusu” da olan “Osmanlı Subayı” ‘sinema filmi’nde, hafif de olsa , kısa süreli de olsa,“müstehcen”, “açık” ‘film kareleri” de olsa, bilhassa da araya yerleştirilmiş “siyah-beyaz film kareleri” ile de “objektif/nesnel” olarak, “tarihî hakikatler”imizin hatırlatılması ve çok estetik ve zerafet dolu bir şekilde “İslamî düşünce”nin ‘kısa metrajlı’da dillendirilmesi, mezkur ‘sinema filmi’nin olumlu tarafları…
“Ermeni Mes’elesi’nin de yine ‘objektif/nesnel’ olarak hatırlatıldığı ‘metrajlar’ da olumlu tarafları…
“Osmanlı Subayı” ‘sinema filmi’nin ‘fragman’ın da da yer alan film karesindeki “millî şuuru”muzu canlandırıcı, diriltici ‘diyalog…’: “Osmanlı Subayı”ndaki “Türk Kumandan”ın, “Hastane Kisvesi” altında, “Van”a, ta 1914’de konuşlanmış “Amerikan Misyoneri”ne dedikleri: “- Sizi bilmem amma bizler, bu topraklarda daima var olacağız” vâri sözleri…
“KERVAN 1915”

“Kervan 1915” ‘sinema filmi’ ,zamanında, “Kızıl Moskof”u da çok “ürkütmüş” olan, “değerlerimiz”in en iyi anlatıldığı “Güneş Ne Zaman Doğacak?” “sinema filmi”ne de “imzası”nı atmış “Samsunlu Sinema Yönetmeni” “İsmail GÜNEŞ” ‘sinema filmi…’ Türkiye’mizdeki muhtelif “kisveler” altındaki “ecnebî/yabancı/emperyal tekeli”, “Kültür Sektörü”müzde de aşamayan diyelim, mevcut siyasî iradenin başarısızlığını da tescilleyen bir ‘vakıa’ olarak; zikredilen “Kervan 1915” ‘sinema filmi’ni, “sinema salonlarından çektirilmesi” sebebiyle seyredemedim. Velâkin hassasiyetli basınımızdaki bilgilerden anladığım kadarı ile “Ermeni Mes’elesi”nin, “Ermeni Tehciri”nin muhteva olarak, “objektif/nesnel” olarak, “tarihî hakikatler”imize uygun bir “İsmail GÜNEŞ sinema filmi…”
Seyredememiş olsam da, neredeyse daha kurulur kurulmaz, “241 senelik devlet”in, “cennet vatan”ımıza konuşlandığı ve neticede “Türkiye’mizi işgal girişimleri” kategorisine de girebilecek bir ‘sinema filmi’ de olsa gerek!?
“KURTLAR VADİSİ-VATAN”

Ve “en son” ‘Amerika Birleşik Devletleri’nin ‘Neo-Haşhaşiler’ gibi muhtelif isimler, tanımlamalar da yapılmış olan; merhum Edebiyatçılarımızdan Tarık BUĞRA’nın bile zamanında, başlangıcında, bidayetinde “teşhis” ettiği “Gençliğim Eyvah” romanındaki “İhtiyar” yani “Fetullah”ın aracılığı ile “Türkiye’mizi İşgal Girişimi”ni ‘sinema dili’ anlatan bir ‘sinema filmi’: “Kurtlar Vadisi-Vatan”
12 Mart’ı, 12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı “tamamiyle desteklemiş”, günümüzde “İslam’a”, “Müslüman”lara ve “İslâm Tasavvufu”na bile “çok ağır darbeler” de indirdiği konuşulan, yazılan, çizilen malûm “Örgüt’ün figüranlığı”, “kisvesi”, “kamuflajı” altındaki “en sinsi” “İşgal Girişimi…”
Bendenizin “(Boz)Kurtlar Vadisi-Vatan” demeyi de tercih ettiği bu ‘sinema filmi’nin “Gala”sının da, geçenlerde “FETÖ/PDY” isimli “Örgüt”ün “Türkiye’mizdeki Kaleleri”nden biri olan “Samsun”unumuzda yapılmış olması da çok manidar elbette…
“Fetullah+ Amerika Birleşik Devletleri İlişkileri”nin aşikâr bir şekilde işlenildiği , doğrudan ele alındığı , hatırlatıldığı “(Boz)Kurtlar Vadisi-Vatan” ‘sinema filmi….’
Belki hâlâ bile bilemediğimiz “tarihî haikatler”imizden biri de olabilecek bir şekildeki bir ‘film karesi’ ile başlayan- 15 Temmuz 2016 gecesi, ‘Fetullah’ın, ‘Pokona Dağları’ndan uçak ile Türkiye’mize, “Medine-i İstanbul”a doğru yolculuğu…
“Cenup Hududları”mızdaki “köyler”imizden olan “Yalavuz Köyü Hududu”nda yaşanan “işgal girişimleri…
“Etini, budunu”, “İşgalci Tanklara Çıkarak” gösteren “Türk Milleti”nin “işgale direnişini kahramanlıklar ile dolu” bir şekilde ispatlayıcı film kareleri…
Ve her biri birer “01/01” doğumlu olan “Anadolu Çocukları”nın, “Vatan Evlâdları”nın “Amerika Birleşik Devletleri”nin “Türkiye’mizi İşgal Girişimine Direniş ile Dolu Kahramanlık Sahneleri…
Ve “Fetullah”ın “geri dönüşü…”
15/ Temmuz/ 2016 tarihli, sözde “İslam kisveli” figüranlar aracılığı ile “Amerika Birleşik Devletleri”nin “Türkiye’mizi İşgal Girişimi”ni, aradan geçen bir buçuk seneye rağmen, hâlâ “eleştiremeyen”, “karşı çıkamayan”, “gazeteleri”nde, “dersleri”nde dillendiremeyen “zihniyet sahipleri…Bir “harf” ile de olsa, bir “kelime” ile de olsa, bir “cümle” ile de olsa…

Rabb’ül âlemin, “Cennet Vatan”ımız “Türkiye”mizi her türlü “İşgaller”den muhafaza eylesin.(Âmin)
Terme, 18/10/ 2017, Çarşamba
İsmet GÜLTEKİN
metgültekin@hotmail.com

'Terme BİLGİ Gazetesi'nin "Amazonculuğu"

‘Terme BİLGİ Gazetesi’nin “Amazonculuğu”
• ‘Terme BİLGİ Gazetesi’nin “Amazonizm İdeolojisi”ne Sahiplendiği Tescillendi…
“Amazonperverlik”, “Amazonseverlik”, “Amazonculuk” ve ‘son durum’ itibari ile “Amazonizm İdeolojisi…”
Bir dönemin “Süper Devleti İngilizler”in sahiplendiği, günümüzde ise günümüzün “Süper Devleti Amerika Birleşik Devletleri”nin sahiplendiği “Amazonizm İdeolojisi…”

“Amazonizm’in İç Yüzü” kitapçığımızda da “ispat”ladığımız, “kanıt”ladığımız, “bürhanlaştır”dığımız, “delil”lendirdiğimiz üzre; “Amazonizm İdeolojisi”, “Cennet Vatan”ımızın tamamını, bütün vatan sathımızı, “Amazon Toprağı Yapma” çalışmalarıdır. Neticede de “Amazon Türkiye” hâline getirmektir.Bu sebepledir ki, İzmir’den Şanlıurfa’ya, Samsun’dan Artvin’e kadar, bütün vatan sathımızda “Amazonizm İdeolojisi” doğrultusunda “uyduruk”, “sahte” “tarihler” oluşturulmakta ve “turizm sektörü” faaliyetleri ismi ile de bu uğurda neredeyse “sebil gibi paralar akıtılmakta”dır…
Bilhassa da Karadeniz Bölgemiz’de, hassaten “Terme İlçemiz” de, hadi “İnculuz tarifi ile “ Terme Kasaba”mızda, kesif, yoğun “Amazonculuk” çalışmaları, bir “izm”e de dönüşmüş bir şekilde, yani “Batı/Amerika” çıkarları doğrultusunda yapılmaktadır…
‘Terme BİLGİ Gazetesi’nin “Amazonizm İdeolojisi”ne
Sahiplendiği Tescillendi…
“Amazon Termeli Kültür ve Dayanışma Derneği”, “Sivil Toplum Kuruluşu(STK)”dan daha ziyade, “Sivil Emperyal Kuruluş(SEK)” fonksiyonunu ve elbette ismindeki “Amazon” kelimesi ile de “Amazonizm İdeolojisi”ni sahiplenmiş olduğunu da göstermektedir. Bu “emperyal dernek”; geçenlerde “2. Dönem 2. Genel Kongresi”ni yaptı. Bu sözde “STK”nın, esasında “SEK”in “yeni şekillenişindeki isimlere baktığımızda; ‘Terme BİLGİ Gazetesi’nin neredeyse “tam kadro” bu “SEK” ‘yapı’sında yer edindiğini de görmekteyiz. ‘Terme BİLGİ Gazetesi İmtiyaz Sahibi’ Dilek ŞENTÜRK; ‘Terme BİLGİ Gazetesi Malî Danışman-Malî Müşavir’ Mehmet AKSUOĞLU…

Kaldı ki, ‘Terme BİLGİ Gazetesi Yazı İşleri Müdürü’ ve ‘Başyazarı’ Mehmet KARAMOLLAOĞLU’nun “Amazonizm İdeolojisi”ne sahiplendiğini “sağır sultanlar” da biliyor…
Artık “de jurse”, “hukukî” olarak da “Amazonculuğu”, “Amazonizm İdeolojisi”ni sahiplendiği tescillenmiş olan böyle bir “lokal”, “yerel”, “mahallî” “gazete yapı”sında, “köşe yazarlığı” yapmaya devam eden; “Alevî kökenli”, “İslamcı/Siyasal İslamcı” Edebiyat öğretmeni ve şair Ahmet SEZGİN’LER;”Bel eğme merasimleri”nin bir dönem değişmez elemanı, “Demokrat Parti Zihniyetli”, Edebiyat öğretmeni Selim EROĞLU’lar ve esasında “Nurcu” , ‘son durum’ itibari ile “Milliyetçilerin Eğitim Sendikası”, “Türk Eğitim Sendikası” dahilinde olan yine öğretmen Nazmi KILIÇ’lar; Seyfi GÜNAÇTI’lar vesaire, bakalım ne yapacaklar? Nasıl bir “duruş”, “söylem” ve “eylem” gerçekleştirecekler? Yaşayanlar görecek!!!
Terme’mizin “OLİGARK” Yapısı da, 
“Amazonizm İdeolojisi”ni Sahipleniyor…

“Cay-ı dikkat”/Dikkat çekici bir husus ise Terme’mizin “oligark”/sermaye sınıfı’nın da “Amazonculuk”, “Amazonizm İdeolojisi”ne sahiplendikleri “gerçeği”dir.
Yine zikredilen sözde “STK”, esasında “SEK” teki yeni şekillendirmede yer alan SABUNCU’lar, Ali Rıza ULTAV’lar, Muharrem ÇELİK’ler, Rüştü AKALIN’lar….
Ve “siyasî”lerimizden İsa BAŞ’lar, Cemil DÜRÜM’ler…
NETİCE:
“Amazonculuğa”, “Amazonizm İdeolojisi”ne sahiplenmek; “gaflet”, “dalalet” ve hatta “hiyanet”tir vesselam…

12.Ekim.2017, Perşembe
İsmet GÜLTEKİN
metgultekinQhotmail.com

"KERBELÂ/BELÂ ÇÖLÜ VAKIASI" YILDÖNÜMÜ ve MEB 'MÜFREDAT DEĞPİŞİKLİĞİ' NETİCESİ "CAFERÎLİĞİ" NİYE KALDIRDI?

"KERBELÂ/BELÂ ÇÖLÜ VAKIASI"YILDÕNŪMÜ ve MEB 'MÜFRADAT DEĞİŞİKLİĞİ'NETİCESİ "CAFERÎLİĞİ" NİYE KALDIRDI?!

Şu İmam-Hatipliler, onca bol imkânlara rağmen; niye eskiden olduğu üzre kürsülere "birinciler" çıkartamıyorlar?, diye "anlamaya" gayret ettim:
Şu üç sebebi müşahede ettim:
1) Çok lakaytlar, çok laçkalar...

2) Çok da kibirliler...
3) "İslamcılık/Siyasal İslamcılık", uygulamada böyle bir "ideoloji..."

"Felsefe"yi, "Kelam"ı ve "Tasavvuf"u "yok" farzetmiyorlar. Ancak!!!
Daha düne kadar da (2016-2017 Eğitim-Öğretim Yılı" da dahil; "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" ders kitaplarında,"Dinlerarası Diyalog" mevzûları bile işlenilmiş...

Ve bu sene 1, 5 ve 9. sınıf ders kitapları ağırlıklı " Müfredat Değişikliği" neticesi, "Hakk Mezhepler"den; "Şiiliğin Sünnîliğe en yakın kolu" olarak da bilinen "Caferîlik"; yapılan "Müfredat Değişikliği" sonrası, "konu dışı", "mevzû dışı" edilmiş, ders kitaplarından "delete" edilerek çıkartılmış...

Halbuki, "Medine-i İstanbul"ulumuzda, ne " Caferî" kardeşlerimiz mevcut...
Toplum gerçeğimize aykırı bu uygulamayı, kabul edemiyorum...
30/09/2017
(10 Muharrem 1439)
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com

HÂTIRALAR CANLANSIN!!! MAZİLER "DELETE" EDİLMESİN!!! GEÇMİŞLER, AN ve AN "SİLİNMESİN!!!" HÂTIRALAR CANLANSIN!!!

HÂTIRALAR CANLANSIN!!!
MAZİLER "DELETE" EDİLMESİN!!!
GEÇMİŞLER, AN ve AN "SİLİNMESİN!!!"


Son günlerde,"Ne Mutlu Türk'üm Diyene!" şiarı ile günlük olarak neşredilen"Ortadoğu Gazetesi'nde, "ufuk açıcı"yazılar da yayınlanmaya başlandı. Senelerdir "İ'lây-ı Devlet için değil; İ'lây-ı Kelimetullah için"düsturunu adeta "bayraklaştırmış" biri olarak;"12 Eylül'ü "Devlet" Yapmadı!" başlıklı ALNIAÇIK'IN yazısı ile de, neredeyse 37 (otuz yedi) sene sonra; "Devlet" mefhumunun esasında kimleri çağrıştırdığını, daha "net" bir şekilde kavradım:"Devlet= Masonlar/Şeytanlar-Amerika (Batı)...." anlamındadır! 
Yine senelerdir bendenize "Devlet Düşmanı"diyen zihniyet sahipleri de;esasında demek istiyorlardı ki;" Mason düşmanı=Şeytan düşmanı=Amerika/Batı düşmanı..." Ömürleri "sandalyelere oturmakla" geçen ve en âlâları "Devleti, "helvadan yapılan put!" "seviyesinde tanımlayan bazı zihniyet sahipleri de; senelerdir bayraklaştırdığım;"İ'lây-ı Devlet için değil; İ'lây-ı Kelimetullah için." Yani "Devlet'in yüceltilmesi için değil;Allah'ın kelimesini yüceltmek için" düstûrumundaki "zaafiyet"ten istifade ile de"Devlet düşmanı" diye diye "şartlandırmalarla", kendilerine "benzetmeye" de çok çabalıyorlar dı!
Bir "12 Eylül'ün 37. yıldönümünde ise sahih/doğru "Devlet" tanımlarına sahip biri olarak; yakînîliğimin yüksek olduğu fikriyat sahiplerinin; hem de "Devlet otoritesinin olmadığı, Devlet'in olmadığı senelerde" verdikleri "destanlık mücadele"sonrası, "cennet vatanımız " ın "ikinci bir Afganistan"olmaktan kurtarmalarına rağmen;"12 Eylül zindanları"nda, "en ağır işkencelere" maruz kalmaları;adeta "öpmek istedikleri el" tarafından "zulümlere" uğramaları..."Devlet, Devlet diyorduk; Devlet vurdu neden?" sorgulamaları .
Çok çeşitli "kompartımanları" olan " Devlet yapımız"ın "Devlet"i; "Masonlar/Şeytanlar-Amerika (Batı) kompartımanı"imiş esasında. "Zulmedenler..."de.
Daha geçenlerde, Kanal a'da da seyrettiğim "Unutulan Tehlike Masonlar" 'belgeseli'nde de dillendirildiği üzre; "Amerika'yı da masonlar/şeytanlar kurmuştu" ve "kötülüğün, şerr'in çatısını, masonlar teşkil etmektedir...."
Evet! Bu sebepten, bir "cemaat gazetesi"ndeki bir yazarın yazdığı üç bölümlük yazının "Devlet'in dinî cemaatlere müdahelesi"başlığını, esasında "Masonların/Şeytanların-Amerika (Batı)'nın Dinî Cemaatlere Müdahelesi"olarak anlamak elzem. .. Ve "12 Eylül'ün 37. yıldönümü vetiresinde kavradığım "Devlet Mes'elesi" sonrası, artık "Devlet" yazarken; "Devlet= Masonlar/Şeytanlar-Amerika (Batı)" şeklinde "açılımlı","ayrıntılı", "detaylı" şekilde yazmanın da elzem olduğunu daha "net" kavradım. Bu şekilde yazarak; "varta"ların ve "yanlış anlamaların da nihayetleneceğine olan inancım da arttı...
"TERME ÜLKÜ OCAĞI"NIN İLK BİNASI!?

Fotoğrafını gördüğünüz "bina"; yanlış bilmiyorsam; "Terme'mizdeki Milliyetçi-Ülkücü Hareketin kiraladığı "ilk bina"; "Terme Ülkü Ocağı Binası..."
1970'li senelerde, Ortaokul senelerimde, zaman zaman nefeslendiğim, ortamını teneffüs ettiğim bina."Samimiyetin ayyuka çıktığı,karşılıksız sevmelerin zirve yaptığı" seneler..Bir soba etrafına kümelenmiş masalardaki "Ülküdaşlar..." "Vatan kurtarma Sohbetleri..." "Memleket mes'eleleri"ile "kendinden geçmiş nesilli"seneler."Vatan kurtarma davaları..."
Nerdeyse her Terme'mize geldiğimde nazar ettiğim bina..Hâlâ bile "soba deliğinin camları kırık bina..."
Ve günümüzde "FETÖ gitti, .........................
...geldi." "tartışmaları" yapılan; tamamiyle "Keypıtıl Sistem'e entegre olmuş " ' Gurbanlar'ımızın "O Yıllardaki hâlleri!! Hâlâ cevabını bilmediğim "Dergah Kapatılışı" sebepleri. Sahi "O Yıllar" da " Gurbanlar" ne yaparlar ve "12 Eylül sonrası", ne diye "dergahları" kapatılmıştır, adeta "yok" olmuşlardı?!!
Evet! Hatıralar canlansın ve maziler asla ve kat'a "delete" edilmemeli"; "geçmiş" an ve an "silinmemeli ..."
Günümüzde maalesef muhtelif sebeplerden " paramparça görünüm arzeden "Destanlaşan Hareket"; tarihinde üç "Ülkücü Şehid" vermiş "Terme'mizde de, " titremeli, kendine dönmeli"; mevcut mes'eleleri "en az zararla" aşarak, yoluna devam etmelidir..
Yine "ufuk açıcı" " Ortadoğu Gazetesi'nin bugünkü sayısında, hakkında "Bir eserini KGB (FSB!) tarafından basıldığı" "rivayetleri"(!?) de dolaşan "Soner YALÇIN"nın iddialarına verilen doyurucu cevabî yazıda; maatessüf insanları değerlendirmeler de hâlâ "orta yolu" bulamadığımızı, "gerçekci" olamaďığımızı bir kere daha hayıflanarak öğrendim..
Kimi malum zihniyet sahipleri, "Ulu Hakan" veya "Gök Sultanı", Sultan İkinci Abdülhamid Han "ı ,"gerçek dışı" nasıl değerlendiriyorlarsa-Osmanlı Padişahları içinde en fazla toprak kaybı (bir buçuk milyon kilometre kare) bu Padişahımız döneminde kaybedilmesi "gerçeği..."-
Bir ilim dalı da olan " siyaset mesleği"nde, hâlâ yeterli ve gerekli ölçü de " tenkit kültürünün, "eleştiri/öz eleştiri kültürünün olmaýışının; bilakis, "Putlaştırma Kültürü"nün hâlâ yaygın olmasının sebepleri neler ki!?
Sultan Abdūlhamid-i Sani Han gibi merhum "Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ" de mi "layemut", "hatasız", "kusursuz" idi? "Başbuğ TÜRKEŞ" de "eleştirilemez" mi? Halbuki ki, bendeniz biliyorum ki; "Aksiyon Dergisi'nin "elemanları" merhum Ahmet ER Beğ ile ropörtaj yaptıklarında, rahmetli Ahmet ER Beğ, rahmetli "Başbuğ TÜRKEŞ" i "eleştiriyordu da...Yine bendeniz biliyorum ki; günümüzün neredeyse " Amerika'nın Sesi Gazetesi" konumuna düşürülmüş (!?) " Türkiye Gazetesi'nin sabık Başyazarlarından Kerķüklü merhum Ömer ÖZTÜRKMEN Beğ de; "Merhum Başbuğ TÜRKEŞ, biraz paraya düşkündü", diye "özel sohbet"in de olsa "eleştirebiliyordu " amma!?
"FETÖ/PDY VAKIÂSI" ve "BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ"
Prof. YALÇIN "Ne idüğü belirsiz!" demeye getirdiği ve son günlerde, sosyal medyada " bir eserinin KGB tarafından basıldığı" iddialarının da dolaştığı "Odatv"li YALÇIN'ın bu Eylül ayında dillendirdiği ve "eleştirdiği"; "Rahmetli Başbuğ TÜRKEŞ, 'FETÖ/PDY VAKIASI"nı ,niye zamanında anlayamadığı?' sualini, bugünkü "Ortadoğu Gazetesi'nde "doyurucu cevabı"nda -ki merhum Dündar TAŞER "Ülkü Ocağı Amplemi"nin düzenleyici olduğu ve " Tanrı Türk'ü Korusun ve Yüceltsin" sloganını, dönemin "Ülkücü Yazarlarına ait olduğu bilgileri ile de doyurucu-; bu suali adeta "cevapsız" bırakmış olması da düşündürdü.

"Destanlaşan Ülkücü Hareket"; 21. Asrın şartlarında da " Destanlaşmak" istiyor...Bunu yaparken "hatıralar canlana", " geçmişler, maziler silinmemelidir." Vesselâm. 
Terme, 19/Eylül/2017
İsmet GÜLTEKİN
Terme Nizam-ı Âlem Ocakları Kurucu Başkanı
metgultekin@hotmail.com
SALIPAZARI'NDA "15 TEMMUZ ŞEHİDLER ANITI ve "15 TEMMUZ ŞEHİDLER MEYDANI" VAR DA, "TERME"MİZ DE NİYE YOK!?

Sahi hem "fiîlen"(de facto); hem de "hukuken"(de jurse) "Terme'mizin Yavrusu/Yavru Terme"; hem de "Çarşamba'mızın Yavrusu/Yavru Çarşamba"mızdan meydana gelen SALIPAZARI'NDA, " 15Temmuz Şehiler Anıtı ve Meydanı" var iken;"Terme"mizde niye yok!?
Sebepler ne ki!?

Yemin etsem keffaretim olmaz.Velâkin en azından ortaya çıkan "suizanlar diyeyim, "en hafifinden"; "içime sindiremiyorum..."
Biline ...
Terme, 13/Eylül/2017
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
ÇARŞAMBA "GÖĞCELİ CAMİÎ"

"Garipler Mezarlığı", "Garipler Kabristanı" ortasında bir "mescid", bir "cami. " Neredeyse sekizyūz on bir (811) senelik bir "mescid", bir "camiî" Hem de erbabı tarihçilerimizce;"Antik Çağı", "Antik Dönemi" olmayan;tabiri caizse;sapında kadar, dibine kadar "Türk/İslam Yurdu"olan Çarşamba'mızda..
Daha bugün ziyaret edebilmek nasip oldu. Kimbilir,bendenizden evvel;ne "Amerikalılar",ne "İnculuzlar", ne "Moskoflar" vesaire; tıpkı "Terme Merkez Pazar Cami
î"mizin "temellerine varıncaya kadar", didik didik ettiler, araştırarak, incelediler!?

"Çivisiz Camiî", " Çivisiz Mescid" ,"Çivi kullanılmadan yapılmış" deyip duruyoruz da; ilk defa "çivi"dediğimiz "metal" parçası ne zaman icat edilmişti ki, bilmiyorum!? 1200'lū senelerde, 13. Asır'da "metal çivi"mi vardı ki!?
Şöyle hazır Çarşamba GÖĞCELİ Camiî"mizi bir "öğle vakti" ziyaret edebilmek nasip oldu madem;mevcut "kitaplıkları"nda, şöyle bilgilendirici hazır "kitapçıklar, hazır "broşürler aranır durdum. Velâkin yoktu ki!Bilgilendirici olarak " Avrupa Birliği" ayağına, "Ekonomistler Platformu"nca hazırlanmış, hadi diyelim dört ayak üzerine "çakılı taplet" ile bendeniz bu "garibe uzatılan "tek sayfalık" yazılı bir metin.
Bir kere daha anladım ki;"şifahî kültür" dediğimiz,esasında günümüzde "incir çekirdeğini doldurmayacak" kertede ki, " gevezelikler,lafazanlıklar";hâlâ "yazılı kültür"den daha üstün!!!
Hayıflandım...


"Ahşap/Tahta Mescid","Ahşap Tahta Camiî"mizin alakalı bilgileri bendenize verilen ve zikrettiğim "çakıl tablet" resimlerinde sizler de okuyup; belki de bilgilerinizi tazeleyebilir ve yeniden hatırlayabilirsiniz.
Bendenizi mest eden ,hayrete sevkeden bir başka hâl ise "Mescid"in, "Camiî"nin içindeki "motifler", hadi diyelim "desenler." Hem de "renkli motifler","renkli süslemeleri. ."

Bir diğer husus ise "kuyuları "oldu.Biri hemen
"mescid/camiî" yanıbaşında, "Çıkrıklı kuyu"; diğeri ise "Garibler Mezarlığı", "Garibler Kabristanlığı" girişine yakın "kuyu..."


Kabaca "Gavurlar"dan daha fazla "eserlerimize", "kültürümüze" ve "medeniyetimize" yüksek ve yakîn alaka gösterelim."Fransız takılmayalım."
"Kozmopolitizm/Dünya Vatandaşlığı" nereden çıktı!? Netice bir "izm" değil mi!?

Elbette "de-ği-şe-lim..." Velâkin "kökü mazide" olacak bir şekilde;"imtihan içinde değişme","kendimiz kalarak değişme..."
Vesselâm. .
Terme, 13/Eylül/2017
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com

"12 EYLÜL"ÜN 37. YILDÖNÜMÜ HÂTIRASINA..."TAŞRA"DAN "MERKEZ"E 'E-Ğİ-Lİ-YO-RUZ...'

"12 EYLÜL" ÜN 
37. YILDÖNÜMÜ HÂTIRASINA....
"TAŞRA"DAN "MERKEZ"E;
'E-Ğİ-Lİ-YO-RUZ...'

Geçenlerde Türkiye'mizin'kamuoyuna iki ehemmiyetli "eğilme vakıası" yansıtıldı:Biri, "Kore Gazi"sine âdeta -sürme haşa- " secde" edercesine
"eğilen" Japon Ateşperestler/Mecusîler ..Diğeri ise "Merkez" de diyebileceğimiz, "üst düzey"de, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın Cumhurbaşkanımız önünde eğilmesi
Birinci "eğilme", "secde edercesine eğilme", hiç tartışılmadı bile.İkinci "eğilme" ise "Eğildi mi, eğilmedi mi?" şeklinde "tartışıldı." Hattâ AYM Başkanı, "Ben ancak Allah'ın huzurunda eğilirim" diye cümleler sarfettiği de "kamuoyu"na yansıdı..
BİR "12 EYLÜL ROMANI":"KÖLE" ROMANI
Bir "idealist/fikirci" ve fedakâr, "şahsiyet sahibi", "kişilik sahibi" millî ve her türlü "Emperyal Uzantılı" nesiller; "U.S.A. Markalı İşkence Tezgahları"ndan "geçtiler", "geçirildiler " Hattâ öyle ki merhum tarihçimiz Yılmaz ÖZTUNA'NIN da zaman zaman dillendirdiği üzre; "Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin 18 (onsekiz) sene "resmî ideolojisi","kurucu ideolojisi" olan Türk Milliyetçiliği fikriyatı" bile "12 Eylül Mahkemelerinde, uzun seneler "yargılandı."

Biliyor musunuz, "12 Eylül'den nerdeyse iki ay sonra-geçikmeli diyebileceğimiz şekilde- "12 Eylül Zindanlarına "tıkılan" "Türk Milliyetçileri", "Ülkücūler"; hem en ağır "işkenceler"den geçtiler; hem de en geç "tahliye" edildiler..
"Mamak Zulüm Kal'ası"nın yazarının bu eserindeki şu cümleler; "o yıllar"ın da "trawma"sını ortaya koyan cümlelerdi: "Devlet Devlet dedik/ Devlet vurdu bizi/Neden?"
Mustafa KARACA'NIN yazdığı "12 Eylül Romanı" da diyebileceğimiz "KÖLE" isimli romanda da; "Çarpık Batılı Sistem" ve " "Çarpık Eğitim Sistemi" "sorgulaması" da yapılmakta. Romanın sonlarına doğru, alakalı sayfalarda da, "taşra"dan "merkez"e;"alt düzey"den "üst düzey"e kadar uzanan "eğilmeler" de "sorgulanmak"ta. Bilhassa da her "Resmî Bayram Törenleri"ndeki "çelenk koyma" ve hafifçe de olsa "bel kırma", "kafa eğme", "eğilme" görüntüleri, "çarpıcı bir üslup" ile "sorgulanmakta" ve bütün bu manzaraları ise "Pagan İdeolojisi", "Paganizm İdeolojisi" ötesi tamamiyle bir "şahsiyet yok etme", "kişilik yok etme ameliyesidir" demektedir.
Elbette ki her "markalı işkenceciler"in de, çok çeşitli "Şahsiyet/Kişilik yok etme metodları" var.
Herhalde "dışarıdaki en belirgin "şahsiyet/kişilik yok etme metodu" da, yukarıda izah etmeye çalıştığımız "metod"olsa gerek!


Evet, " Mefkûremiz/Ülkümüz göklerde dalgalanan bir sancak/ Allah'ın huzurunda eğiliriz biz ancak!"
İnşaallah, "12 Eylül Zihniyetlilere rağmen varolacağız..."
Terme, 11/Eylül//2017
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com

"TOTALİTER"-"OTORİTER"-"DAYATMACI"-"İDEOLOJİK" ve "BEYİN YIKAMA"YA DAYALI "EĞİTİM SİSTEMİ"NE HAYIR!!!

"TOTALİTER"-"OTORİTER"-"DAYATMACI"-"İDEOLOJİK" ve "BEYİN YIKAMA"YA DAYALI "EĞİTİM SİSTEMİ"NE HAYIR!!!
Öğretmenlerimizin, "müfredat değişikliğini"izah etme ağırlıklı "Eylül Semineri "devam ediyor.Bugün kü "Formatör Öğretmenimiz", çok cay-ı dikkat bir "video"ile "kısa film" ile (2+2=5 isimli YouTube'da indirebileceğiniz) "seminer" e giriş yaptı.
Bendenizin de "ilk defa seyrettiği"bir "video", bir "kısa film" idi.
"Müfredat Değişikliği Tartışmaları"nda, âdeta "Millî Eğitim Bakanı" ile "Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı'nın birbirlerini tekzip ettiği, yalanladığı vetire/süreç de devam ederken; seyredeceğiniz "kısa film", maalesef günümüz 'Eğitim Sistemi"nin 'çarpıklïğı'nı; açıkçası "Çarpık Batılı Sistemi" de "faş" ediyor.
"Hakk'ın hatırı âlidir,hiçbir hatıra feda edilmez. Kim kırılırsa kırılsın;sadece Hakk sağolsun..."
11/Eylül/2017, Pazartesi
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com

"NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!"

"NE MUTLU TŪRK'ŪM DİYENE!"


Çooook marazî/hasta zihniyetler "türedi zihniyetler", günümüzde de revaçta ve "hükmedici konumlarda"lar...
Türkiye'mizin yetiştirdiği en ehemmiyetli "sosyal ilim adamlarımız"dan,"sosyolog ve siyaset ilim adamı", merhum Prof. Şerif MARDİN'CE ifade edersek; "Kutsal Devletimiz gibi "Kutsal Mahallelerimiz" de, " farklı düşünmeye", " tenkid ve eleştiriye" ve "sosyal olaylara ilmî bir şekilde ayna tutulmaya, tutulmasına" hiç mi hiç, tahammül edemiyorlar.
."Kutsal Devletimiz gibi, "Kutsal Mahallelerimiz" de " totaliterler" ve "otoriteler. .."
Hele de bir "sekte"nin, bir "kiliğin",bir "ideolojinin, bir "fikriyatın" "sesi"değilseniz, "afaroz" edilmeniz kaçınılmazdır.
Biliyor musunuz, "Türkiye'mizin Bediüzzaman Olayını "fikirler âlemine "ilmen"taşımış ve "bedel" de ödemiş olan merhum MARDİN; "Bediüzzaman Olayına "özne" olarak değil de, "nesne"olarak ele aldığından dolayı, neredeyse bütün "Nurcu gruplar" tarafından sahiplenilmemiş ve ilgili ilmî kitapları da bir kenara konulmuştur...
"Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Olayı"na da, "ifrat (aşırı)" ve "tefrit"(çok geri) bir şekilde "yaklaşıldığı" velâkin bir türlü ilgili ilim dalları açısından ele alınıp da, değerlendirilemediği, ilim ve "orta yol" penceresinden" "gerçekci" bir şekilde analizler, tahliller yapılamadığı 2017'ler Türkiye'sinde yaşamaya devam ediyoruz.
"Ulus Devlet" diye-yok Kızılay Devlet!!!- diye insanlık tarihinin "Kadim Millet"lerinden biri olan "Türk Milleti" ne ve "Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK "e"aşırı allerjili" malum zihniyet sahipleri de; dün olduğu gibi bugün de " Ne Mutlu Türk'üm Diyene!" sözünden hâlâ "rahatsızlık" duymaktadırlar..Ūstelik "Ne Mutlu Türk Olana!" denilmediği hâlde..

Unutmayınız ki; bir merhum müteffekkirimizin de vurguladığı üzre;" Türk'ün düşmanları, İslâm'ın da düşmanlarıdırlar..."
"NE MUTLU TŪRK'ŪM DİYENE!"
Terme, 10/ Eylül/2017
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com

VE ARTIK "GURBANLAR" DA TARTIŞILIYOR

VE ARTIK "GURBANLAR" DA TARTIŞILIYOR.

"Dünyevileşme", "Maddecileşme", "(ABD)estli Kapitalistleşme" ve " Gitti FETÖ, Geldi ................." derken; "Gurbanlar"ın, da ' dünya denilen mezellete
dalmaları" da; başka bir tarif ile mevcut "Batılı ve Batıcı Sistemden Pay kapma davaları" da tartışılıyor.
Neredeyse kemikleri bile bulunamamış, merhum Uğur MUMCU'nun, seneler önce yazdığı eserinin de ismi olan "Tarikat-Ticaret-Siyaset" leri de tartışılıyor...
Henüz bizatihi alıp okuyamadığım velakin ne demek istediğini gayet iyi kavradığım, bir "Gurban"ın da yazdığı romanının ismi olan "Asr-ı Seyda" dönemini yaşamayı da lütfetmiş Rabbimiz/Sahibimiz,bendeniz "Gurban"ı da, bütün "Gurbanları" da, "Dargın Kurtların Lideri" merhum ATSIZ'ın meşhur bir şiirinin bir mısrasında da dillendirdiği üzre; " Dünya denilen mezellete dalmaktan" korusun.(Âmin)
"Kırılır da MENFAAT/ ÇIKAR çarkları birgün / Söylenir türkümüz bizim..."
Terme, 06/Eylül/2017
"GURBAN" İsmet GÜLTEKİN
metgultekinQhotmail.com
Not: Bu kısa yazımı, M.F. BOZOĞLU isim ve soyisimli"Terme Birlik MEFKÛRE"daşımın, bendenize de whatshapp'tan gönderme nezaketinde bulunduğu velakin facebook'da bir türlü paylaşamadığım güzel video'su sebebiyle dillendirdim.

BATI/AVRUPA EMPERYAL TAKIMI ve FINDIK MES'ELEMİZ

BATI/AVRUPA EMPERYAL TAKIMI ve FINDIK MES'ELEMİZ


Geçen gece, "Terme BİLGİ GAZETESİ"NDE, 26/Temmuz/2006 tarihli sayısında yayınlanan;"FINDIK TÜRKİYE'NİN PETROLÜ"BAŞLIKlı,"Terme'nin yetiştirdiği fındık ihracatcısı LOKMAN KONDAKÇI"NIN açıklamalarını okudum.
Lokman KONDAKÇI'NIN malum "siyasî mazisi" bir yana; "Fındık MES'ELEMİZE Bakışı"nı gayet "gerçekci" buldum.Ve anladım ki;"Türkiye'mizin adeta petrolü fındık mes'elemiz";"Hükûmetlerimizi" ve hattâ "Devletimizi" de aşacak kerted
e;"Alman-İngiliz-Fransız ve İtalyan" Karması "Batı-Avrupa EMPERYAL Takımının "tekeli", "hegemonyası" altında...
Çare: Böyle bir "Ecnebî Tekeli/Ecnebî Hegemonyayı" ve "İşbirlikçiler Çemberini" kırabilecek "kadrolar"ın selahiyeti meşru şekilde eline alabilmesinde.
Yoksa,"söylem-eylem tenakuzları" ile dopdolu "kadrolarla", neredeyse on milyon nüfusu bulan "Karadenizlilerin makûs talihinin değişmesi", sittin sene muhal ender muhal vesselâm. 
01/Eylül/2017
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com

BAZI SÖZDE "MİLLÎ MARŞLAR"IMIZIN GERÇEĞİ ve YENİ ÖĞRENDİKLERİMİZ

BAZI SÖZDE "MİLLİ MARŞLAR"MIZIN GERÇEĞİ ve YENİ ÖĞRENDİKLERİMİZ
Geçenlerde yazar "Yıldıray OĞUR", bahse mevzu çok ehemmiyetli bir köşe yazısı yayınladı. Yazdığı alakalı köşe yazısından,çok istifade ettim. Öyle ki; "ilk defa"öğrendiğim yeni ve "gerçekçi bilgiler" ile dopdolu bir köşe yazısı idi..Şahsen, bendeniz hâlen bile büyük bir şevkle söylediğim "Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa" cümlesi ile başlayan "Millî Marş"ımızın "orijinali"nin; esasında"Hoş gelişler ola kahraman Enver Paşa" ve merhum "Kahraman/Alperen Enver Paşa"mızın "Türkistan Cihadı" üzerine yazılmış olduğunu bu yazıdan öğrendim.(Lütfen, Yıldıray OĞUR'UN zikredilen yazısının orijinalini, bir de siz okuyunuz.) Ne zaman ki, 1926'da Gazi Mustafa Kemal Paşa Kars'a geldiğinde;"Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa" olarak "de-ğiş-ti-ril-miş..."
Yine OĞUR'UN geçenlerde yazdığı bu alakalı köşe yazısından da "ilk defa" öğrendiğimiz " yeni bilgilerden biri de; " Kafkas İslam Ordusunun Komutanı merhum "Alperen Enver Paşa"mızın kardeşi Nuri Paşa'mızın; "Kafkas İslam Ordusu"ile Azerbaycan'ın başşehri Bakü'ye girişi üzerine yazılmış ve "Milliyetçi-Ülkücū Camia"nın ,2017'ler Türkiye'sinde bile "Sembol Marşları"ndan biri olan "Çırpınırdın Karadeniz'in bestesinin ise bir "Ermeni"ye ait olduğunu, yine OĞUR'UN alakalı bu yazısından öğrendim.
BOZKURT İLHAM GENCER ve SÖZDE " MİLLİ MARŞLAR"MIZIN GERÇEĞİ
OĞUR'UN alakalı yazısını okuduğum süre boyunca,şimdi tekrar sizlerle paylaştığım, "SÖZDE 'MİLLİ MARŞ'LARIMIZ"ın;esasen "Yahudi Marşı", "İbrani Marşı" ve "Batı Marşı" olduğu "gerçeğini izah eden-www.haberiniz.com.tr'nin video bölümünde yayınlanan- ve 92 yaşına merdiven dayamış olan Bozkurt İlham GENCER 'in ismi ve "videosu"-ismi bir türlü aklıma gelmemesine rağmen;sonradan...- hafızam dolanıp durdu...
Lütfen, sizler de alakalı "Mes'eleye"hassasiyetinizi gösteriniz...
Hem Yıldıray OĞUR'UN alakalı yazısını okuyunuz.Hem de hâlen hayatta olan Bozkurt İlham GENCER'in tatlı üslûbundan,"Millî Marş" diye bangır bangır söylediğimiz nice sözde "Millî Marş"larımızın;esasında ya "Yahudi Marşı";ya "İbrani Marşı"; ya "Batı Marşı"; ya da "Ermeni bestecilerin bestelediği marş"larımız olduğunu kavrayınız..
Ve artık "Milletimiz Şuurlanıyor" denilince! ?
19/Ağustos/2017

İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com

YOLSUZLUKLAR ve İDEOLOJİLER

YOLSUZLUKLAR ve İDEOLOJİLER

"ATATÜRK, İNÖNÜ'YÜ BAŞBAKANLIKTAN NİÇİN UZAKLAŞTIRDI?"
"DERİN TARİH DERGİSİ AĞUSTOS 2017 SAYISI" Bugün alıp şöyle bir okudum, diyeyim.
Geçen aydaki, adeta "Bu size kapak olsun" dercesine, "Kemalizm ve "Atatürkçülüğe"-ki 27 Mayıs Kemalizm'i=Atatürkçülüktür- ve elbette "KamâlYapısına,İbranice "Tanrının Gücü Yapısı"na
"aşırı dokunan"; maateessūf "Evveliyatı FETÖ Kokan"-Çünkü birden fazla sayıda,bugünlerde çok dillendirilen cümlelerle ifade edersek;belki de FETÕ/PDY Yapısını ilk deşifre eden roman da olan;rahmetli Tarık BUĞRA'NIN "Gençliğim Eyvah" eserindeki "İhtiyarın İmparatorluğunu" öven kitapları mevcut.- ve "Resmî Tarihçiler" gibi " Gayri Resmî Tarihçiler" olarak, pek de "Gerçekçi" olamayan Şanlıurfalı Mustafa ARMAĞAN öncülüğünde neşrediliyor.Malûm...
"Üzülme ey AKSA! "İman Varsa İmkân da Vardır" "manşet" ve "spotlu" çıkmış.Çıkmış da, " Yaz Sıcakları" bunaltmış olacak ki; " Mescid-i Aksa" yerine "Kubbet'üs Sahra"nın fotoğrafı,"kapak foğrafı" olarak neşredilmiş...
SİNAN OMUR-"HÜR ADAM GAZETESİ"
Her zaman ki gibi yine "değerli bir "kitap promosyonu"verilmiş: "Atatürk, İnönü'yü Başbakanlıktan Niçin Uzaklaştırdı? " Sinan OMUR imzalı..Çok ehemmiyetli şahsiyetleri unutuyoruz elbette.Sinan OMUR da bu ehemmiyetli şahsiyetlerden biri..Türkiye'mizde "Risale-Nur Külliyatı yayınlayan ilk gazete" olan "Hür Adam Gazetesi"ni neşreden. ..01/ Eylül/1950'den ;27/Mayıs/1960 askerî darbesini kadar yayınlanmış gazete.
Daha ilk sayfalardaki "Sinan OMUR"U tanıtıcı tek sahifede; günümüzde bile çok "netameli mevzû" olan "Yolsuzluklara" karşı merhum OMUR"un "Hür Adam Gazetesi'nde verdiği fikir mücalesi de dillendirilen bir şahsiyet..Adeta "Sağ"ın "Yolsuzluk Tarihi Var"sa -ki var-; "Sol"un da "Yolsuzluk Tarihi Var"; "Türkçülerin", "Turancıların","Ülkücülerin", "Alperenlerin","Türk Milliyetçilerinin", "Yusufîyelilerin" "Yolsuzluk Tarihi Yok" dedirten tanıtıcı mufassal izahatlar..Öyle ki; "İsmet İNÖNÜ'nün kardeşi Hasan Rıza'nın, köyden gelip de nasıl zengin olduğunu anlatan " Kambur Rıza Nasıl Milyoner Oldu?" başlığında, kırk günlük yazısı...
ATATÜRK Dönemi "Yolsuzluklar"-Şebinkarahisarlı Kemal TAHİR 'in "Kurt Kanunu"
Hatırlayın, TRT'de de yayınlanan "Kurt Kanunu" dizi filmini..
CHP Dönemi-İsmet İNÖNÜ-"Yolsuzluklar..."
İşte "Hür Adam Gazetesi'ni neşreden merhum Sinan OMUR'UN yazıları....
Yine hatırlayın, 1970'li yıllarda neşredilen;adeta bir dönemin "Efsane Gazetesi","Daha Güzel-Daha Güçlü Türkiye"şiarı ile neşredilmiş "Hergün Gazetesi" manşetleri...
Yine hatırlayın merhum Ahmet KABAKLI Hoca'mızın iki ciltlik "Temellerin Duruşması"isimli eserindeki "Yolsuzluklar Çağı" başlıklı kısımları...
Ve 2017'ler Türkiye'sinde. .Çatır çatır cerideler/gazeteler yazıyorlar:"Camiler rüşvetçilerin pazarlık alanına döndü" diye...
"Yolsuzluklar ve İdeolojiler..."
"Siyasî kavgalar", "biraz da biz yiyelim kavgası değil mi?" Allah aşkına!!!
"ATATÜRK,İNÖNÜ'YÜ BAŞBAKANLIKTAN NİÇİN UZAKLAŞTIRDI?"
"Hür Adam Gazetesini çıkartan merhum Sinan OMUR'UN bu kitabını okuyup bitirdiğinizde, cevabı da öğreniyorsunuz.
Üç sebepten dolayı.
Birinci sebep: Dış politikadaki istidatsızlığı (Nyon müzakereleri, imzalanan ilgili Pakt)
İkinci sebep: Aşırı derecedeki mevki ve İkbal hırsı...
Üçüncü sebep: Yola çıktığı "yol arkadaşlarına, "dâvâ arkadaşlarına, "ideal arkadaşlarına " yaptığı "ayak oyunları..."
Öyle ki; "İstiklâl Harbimizin Esasları" ile "İskilipli Âtıf Hoca Niçin İdam Edildi?" kitaplarını da ilk neşreden "Hür Adam Gazetesi"ni de çıkartmış olan "Sinan Matbaacılık Sahibi"merhum Sinan OMUR'un bu eserinde de yazdığı üzre;başta merhum Kazım KARABEKİR Paşa olmak üzere, Rauf ORBAY, Ali Fuad CEBESOY,Refet BELE, Cafer Tayyar Paşaların da, "Atatürk'e Suikast" "iddiası" ile meşhur "İstiklâl Mahkemelerinde yargılanması. ..
İSMET PAŞA'NIN "ATATÜRK DÜŞMANLIĞI"

Merhum OMUR, bu eserinde, İsmet PAŞA'nın "Çankaya'da Atatürk heykelini depoya arttïrdığını, NUTUK bile yasaklattığını ve resmî dairelerde paranın ve pulların üzerindeki Atatürk resimlerini de kaldırdığı da" yazıyor. (Sayfa 9)
Meşhur "Siyasal İslamcı/İslamcı", neredeyse nam-ı diğer "matkapcı" merhum Hasan KARAKAYA'nın , zaman zaman yazdığı üzre;"Bunlar ATATÜRKÇÜ değiller. Aslında İNÖNÜCÜLER" dediği hâller...
Ve elbette ki "Atatürk-İnönü Kavgası" daha da "ayrïntılaştırılsa"; denilecek ve yazılacak olan cümle:"İSMET PAŞA, ATATÜRK DÜŞMANI"
Kaldı ki; bendenizin "Yahudi Kanunu" diye hatırladığı, "5816 Sayılı Atatürk'ü Koruma Kanunu" da; "ATATÜRK'Ü, İsmet Paşa'ya karşı korumak için" çıkartılmamış mıydı?!
Ve iki mefhum: imposition/dayatma...Sürmenaj/Metal yorgunluk
Vesselâm. ..
10/Ağustos/2017
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com