16 Nisan 2017 Pazar

16 NİSAN REFERANDUM NETİCESİ: “MUHTEŞEM ENTERASANLIK” ASLINDA “MİLLET” ‘HAYIR’ DEDİ!!!

16 NİSAN REFERANDUM NETİCESİ:
“MUHTEŞEM ENTERASANLIK”
ASLINDA “MİLLET” ‘HAYIR’ DEDİ!!!

Bu millet; “Etrak”ı/ “Türkler”i ile “Ekrad”ı/ “Kürdler”i ile  ve hattâ “Alevî”leri vesaire ile mevcut “siyasî irade”ye bir defa daha ders verdi. Neredeyse ikinci bir “7 Haziran Olayı” yaşattı…
“Teknolojik” olarak da “hız çağı”nda olmamız hasebiyle olsa gerek; daha “açılan sandık oranı %84”leri ve saatlerde daha 19’ları gösterdiğinde, “Türkiye’miz Geneli Manzarası” da ‘net’leşmişti. “İzmir’de Evet çıkar” “ham hayali” kuranlara; “Bak, İstanbul bile ‘hayır’ diyor neredeyse…İstanbul ‘hayır’ derse, bu millet de ‘hayır” diyor”, dedirtti.Kaldı ki zaman akışında, belki de uzun senelerden beri ilk defa “Başkent Ankara”, “Yönetim Merkezi Şehri” bile ‘hayır’ dedi…
Daha saat 17.00’den iki buçuk saat sonra da; “MHP hattâ BBP ‘Evet’ demeseymiş, ‘hayır’ oranı daha artacakmış…Kaldı ki neredeyse “1(Bir) Puanlık Evet Farkı” yerine aslında “Hayır” çıkacakmış..”Ülkücü Hareket; MHP ve BBP ‘tüzel yapıları” ile “16 Nisan Referandumu”nda da, “milletten kopuk” olduğunu da bir kere daha ispatladı. Adı zikredilen “tüzel yapılar”ı ve adı zikredilmeyen “yan kuruluşu STK”ları da muhtemel şiddetli “sarsıntılar” bekliyor!!!
Benim ailem bile “inandığı” şekilde, hiçbir zorlamaya maruz kalmadan “rey” verdi ve ilk defa “rey” kullanan oğlum ile eşim ‘haklı’ çıkmış oldular…
Demek ki bir “Ülkücü Alperen delikanlı ‘laz kızı’ ile evlenmeli…”
“Seçim Görevi” sebebiyle aldığımız “YSK KURSU”nda da, “154 Evet, 154 Hayır” ‘video’yu  cay-ı dikkat bulmuş ve bu “YSK ZİHNİYETİ”nin “fifty fifty”, “başa baş” algılattırmasının da neticede çok ‘basiretli’ çıktığını da anladık…
“Millet seçti beni”, “Cumhurbaşkanını millet seçti” ifadelerini “bu millet ye-me-di…” 10 Ağustos gibi “katakulli bir zamanlama” ile düşük seviyedeki katılım oranı ile kullanılamayan milyonlarca ‘rey…’: Aslında “Cumhurbaşkanını Millet Seçmedi!!!” dedirtti…
Aşırı derecedeki “Yandaş Yazılı-Görsel Medya”nın “Vesayetti…Askerî Vesayetti…” lakırdılarını da bu “millet ye-me-di…”
“FETÖ Olayı”nda bile ilk önce kendi “AKP örgütü”nden ‘temizlemeye’ başlayamayan mevcut ‘siyasî irade’yi; bütün ‘orantısız güç’e ve tabiri caizse ‘atılan kemiklere’ rağmen; neredeyse “millet  hayır!!!” diyerek “ye-me-di…”
Neredeyse bütün ‘anket şirketleri ‘fos’ çıktı, ‘millet ye-me-di…’ Sadece ‘Gezici Anket Şirketi’nin “16 Nisan Referandum Neticesi”ni “tamamiyle bildiği” dillendirildi…
Evet, ben bile “bu millet”in ’16 Nisan Referandumu’ neticesi ile böyle sadece “artı bir puanlık evet farkı” ile “Muhteşem Enterasanlık” yaşatacağını ummuyordum…
Aslında ‘bu millet’; “Sizler çakalsanız, ben sizlerden daha çakalım” dedirtti. “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi”ne ‘kuvvetli bir destek vermedi..”
“Aklını kimseye kiraya vermeyeceği”ni de adeta ispatlayan bu millet; “mânâ önderleri”nin “Evet Çağrıları”nı da fazla kaale almadı!!!”Dinazorlar Takımı” diye küçümsediğimiz “Saadet Partisi Teşkilatı Yöneticileri” ile “Morisson Süleymanperverler, hattâ FETÖ’cüler(!)” diye ‘dudak bükdüğümüz “Nurculuğun Tek Hayır diyen Yeni Asya Ekolü”nün ise ‘bu milletin frekansları’ ile de ne kadar da mutabık kaldıkları bir kere daha tescillendiğini anladı…
“16 Nisan referandum süreci”ndeki lümpen, seviyesiz “ana muhalefetlik” yapan “zihniyet”ten de öte, sadece “artı bir puanlık fark” meydana gelmesi, “şuurlu bir Ak Parti tabanı”nı da hatırlattı…
Bendeniz ise “Erbakan-Türkeş-Demirel-Yazıcıoğlu” gibi  neredeyse “bütün eskimeyen, kudemî siyasî liderler, tıkandıkları noktada hep “Başkanlık Sistemi”ni talep etmişlerdir ve bu hususta yapılan ‘yorumlar’ da “tevil”dir kanaatine sahip” olarak, 5 Mart’tan itibaren kesinleşen “, ‘evet’ tavrım, hattâ “Cüneyt ARKIN vâri N’vet” duruşumu, elbette sandığa yansıttım..
“16 Nisan Referandum Neticesi” ile “bu millet”, bir defa daha beni de “muhteşem şaşkınlığa” sevketti, “muhteşem enteranlığı”nı da gösterdi…
Ve “bu millet”, “Türk’ü ile Kürd’ü ile Laz’ı ile Çerkez’i ile hattâ Alevîleri ile” “16 Nisan Referandum Neticesi” ile aslında son isimlendirmesi ile “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi”ni, sadece “artı bir puanlık fark ile “ o-nay-la-dı!!!
Vesselam…
16.04.2017
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com

10 Nisan 2017 Pazartesi

"KİTAP"LARIN ve "KÜTÜPHANELER"İN DEĞİŞEN ANLAMI


“KİTAP”LARIN ve “KÜTÜPHANELER”İN DEĞİŞEN ANLAMI


Çağımız, artık “elektronik kitaplar”ın, “e-kitaplar”ın olduğu “ Dijital  Çağ”dır.
Ülkemiz , Türkiyemiz ise “Türk Dünyası”nda en fazla kitap yayını olan ve kitap okuyan bir ülkedir.
Kitaplar ise, geçmişten bu güne değin bize bilgi taşıyan ,duygu ve düşünceleri gelecek nesillere  aktaran en etkili araçtır.
Kitapsız bir hayat ,kör sağır ve dilsiz yaşamaktır.
Hattâ öyle ki, kültürümüzde, töremizde birine “kitapsız” demek hakaret telakki edilir.
Ve bizim kültürümüzde, töremizde “kitap” deyince ilk akla “Kur’an-ı  Kerim” gelir ve “Bütün kitaplarda, Kur’an-ı Kerim’in daha iyi anlaşılması için yazılmıştır” adeta…
Ve yine bizim kültür ve töremizde, “kalem kılıçtan üstündür…”
Artık “dijital çağ”ımızda kitaplara “ bir tık  kadar yakın”ız ve “bir tık” kadar rahat bir şekilde de ulaşabilmekteyiz…Yüzlerce kitabın bir tek’si di’( CD)de taşınabildiği; koskoca kütüphanelerdeki kitapların mini mini “flash belleklere”, “si di(CD)”lere yüklenildiği ve taşınıldığı bir zaman dilimindeyiz.. Bazı şehirlerimizde uygulandığı üzre,”sokak kütüphaneleri”nin bile kurulduğu bir zaman dilimindeyiz..
Nesillerimiz, bilhassa da ikibinli senelerden sonra doğan “Z Kuşağı-Z Nesli”ne mensup olanlar, mutlaka amma mutlaka önce “Türk Klasikleri”ni, sonra da “Batı Klasikleri”ni meydana getiren eserleri okumalısınız…
“Ders Kitapları” dışındaki eserleri de okumalılar…
Bin sene önceki Müslümanlar gibi iştiyakla okumalılar…
Okul harçlıkları ile sadece yiyecekler değil; dergiler, kitaplar alabilme ve okuyabilme alışkanlığı ve davranışı da kazanabilmeliler…
Ve “kitap okuma”yı ciddî bir meşguliyet olarak görmeli, mutlaka elinizde bir kalem ile anlayarak okumalılar…
Artık “Dijital Çağ”ımızda, “Dijital Kütüphaneler”, “Dijital Kitaplıklar” teşkil edilmekte ve sizler de evlerinizde çağımızın gidişatına uygun olarak; bilgisayar-internet ortamlarında, sevdiğiniz, beğendiğiniz veya okumanız çok lazım olan “Türk Klasikleri”, “Batı Klasikleri” eserleri, “bir tık” ile indirip, yükleyerek, “elektronik-dijital kitaplıklar” , “elektronk-dijital kütüphaneler”meydana getirmeliler…
Bütün bunlar için  istenilen; gayret, öğrenme iştahı ve meraktır..
Ve bizim kültür ve töremizde “kağıt” çok mukaddestir, yere atılmaz ve üzerlerine basılmaz.
“Amerikalılaşma Çağı”nda, “Kozmopolitizm Kokan Çağımız”da, “Bütün İnsanları Tek Tipleştirici Çağı”mızda;1980 öncesi doğumlu”X Kuşağı/X Nesli”; 1990 sonrası doğumlu “Y Kuşağı-Y Nesli” ve  bilhassa da,2000 yılı sonrası doğumlu “Z Kuşağı/Z Nesli” ;lütfen “kitaplara ayakkabı ile basmayın”, “kitapların üzerine oturarak da kitap okumayın….”
09.04.2017
İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com

8 Nisan 2017 Cumartesi

AMAZONCULAR, AMAZONLARI DA TÜRKLEŞTİRİYORLAR!!!

AMAZONCULAR,
AMAZONLARI DA TÜRKLEŞTİRİYORLAR!!!

Amazonseverler, Amazonperverler, kabaca Amazoncular, Amazonları da “Türkleştiriyorlar…” “Efsaneden Gerçeğe”(1) başlıklı Abdulkadir BAŞ imzalı ‘karman-çorman bir yazı’da;’ Küresel zihniyetli, kozmopolit  zihniyetli bir yazı’da ; “Amazonlar Türkleştirilerek”; “Amazonların İskit Türk’ü” olduğu iddiaları dillendirildi. Hattâ öyle ki,  bu iddialar, Türkiye’mizin ve Samsun’umuzun da ‘Milliyetçi’ bildiği bazı şahsiyetlerin eser ve yazıları “haşiye/dipnot” gösterilerek yapıldı.
Âdeta bahse mevzuu  “Amazonlar Tarihi”nin, bazı İngiliz İntelijeansa/İngiliz Ajanlarınca meydana getirilen “Uyduruk bir tarih” olduğunu hiç mi hiç hatırlamayan “Efsaneden Gerçeğe” başlıklı yazının sahibi; TELLİOĞLU’nun “Biz Anadolu’ya 1071’den önce de gelmiştik” ‘tezi’ çercevesinde, “Samsun’da Türk Yerleşim Tarihi” isimli eserinde ortaya koyduğu “İskit Türkleri” gerçeği ile Amazonları “zorakî bir evliliğe, zorakî bir akrabalığa” sevketmekten öte; “Amazon Efsanesi”(2) eseri de ‘haşiye/dipnot’ göstererek, tamamiyle “Amazonları Türkleştirdi.”
Âdeta, “Bakınız Amazonlar da İskit Türklerinden…Niye gocunuyorsunuz ki?”, demeye getirircesine!!!
Hele de , ‘Terme BİLGİ PINARI’ dergisindeki yazısında, BAŞ’ın; Arslan BULUT’un “Meydan Okuyan Kadın”(3) başlıklı makalesini ‘haşiye/dipnot’ olarak zikretmesi ise hem “tebessümlere” sebep olurken; hem de “Meğerse bu BULUT da Amazoncu imiş!” dedirtti. BULUT, ilgili köşe yazısında, günümüzde “MHP Muhalifleri Hareketi’nin Liderliğini Yapan” Meral AKŞENER’in Samsun’a gelişini ve çalışmalarını dillendirirken de; yine âdeta “Meral AKŞENER’i, günümüzün Amazon Savaşcısına” benzetiyordu…

TERME’MİZİN “BOZUK SAAT”Lİ SAAT KULESİ

Termemize yapıldığı andan itibaren neredeyse “Bozuk Saat”li “Saat Kulesi” yerine ise günümüzdeki Amazonseverler, Amazonperverler, kabaca Amazoncular tarafından ise “Amazon Heykeli” isteniliyor. Termemizin müesseseleşmiş mahallî/yerel gazetenin ‘manşeti’nden: “Termeliler Saat Kulesi Yerine Amazon Heykeli İstiyor”(4) Hattâ öyle ki; herhalde ‘Amazonları Türkleştirmek’ bâbından olacak ki; istenilen ‘Amazon Heykeli’; “ at sırtında  ok atan Amazon kadını ve hemen yanında da yaşlı bir nine ve kolunda içi çeltik ve fındık dolu bir sepet” de olacakmış!!!
“Yaşlı bir nine ve kolunda içi çeltik ve fındık dolu bir sepet” ‘figürü’ ile “Amazonları yerlileştirmek, millîleştirmek, Türkleştirmek…”

NETİCE:

Doğrusu şahsen, “Amazonların da Türkleştirileceği” hiç aklıma gelmezdi.
Elbette ki, “uyduruk”, elbette ki “kurgu dolu”, elbette ki “zorakî tarih” meydana getirme gayretleri…
Maalesef, Türkiye’miz  ve Samsun’umuz “efkâr-ı umumiyesi/fikirler,düşünceler camiâsı”, muhtelif sebeplerden; “Amazonlar Mes’elesi”nde iki ayrı safha ayrışmış bulunmaktadır…
İskit-Hun-Göktürk-Selçuklu-Osmanlı-Cumhuriyet “tarihî çizgimiz”e meftûn olanların; gayr-ı millî ve hattâ gayr-ı islamî  “figürleri” “diriltme gayret”lerine “eyvallah” demesi muhal ender muhaldir…
Kaldı ki, “Terme”miz, bütün “zorlamalara rağmen”, asla ve kat’a “Amazonlar Diyarı” de-ğil-dir…
Vesselam…
08.04.2017,Cumartesi
İsmet GÜLTEKİN

Dip Notlar:
1) Abdulkadir BAŞ, “Efsaneden Gerçeğe Terme”, (Terme) Bilgi PINARI Dergisi, Yıl..3 Sayı.. 11 Mart 2017, s.34-35-36
2) Eren SARI, “Amazon Efsanesi”,
3) Arslan BULUT, “Meydan Okuyan Kadın”, Yeniçağ Gazetesi, 20.03.2016

4) “Termeliler Saat Kulesi Yerine Amazon Heykeli İstiyor”, Terme BİLGİ Gazetesi, Yıl.:14 Sayı.:740 05 nisan 2017, s.1 ve 2