28 Aralık 2013 Cumartesi

"FARKLI AÇI"DAN 'ARVASÎ HOCA'YI ANMAK ve ANLAMAK




VEFÂTININ 25. SENEY-İ DEVRİYESİNDE,
“FARKLI AÇI”DAN ‘ARVASÎ HOCA’YI ANMAK ve ANLAMAK

“Ömrünü Ülkücü Nesiller Yetiştirmeye Vakfetmiş Mütefekkir”imiz rahmetli Seyyid Ahmed ARVASÎ Hocamızın vefâtın 25. sene-yi devriyesi(yıldönümü) yaklaştıkca, “bak”abildiğim ve “gör”ebildiğim “milliyetçi siteler”deki yazılar;hep “övgü dolu yazılar”dan öteye gitmiyor..Hâlâ mes’elelerimize “bütüncül bir bakışla bakabilmek anlayışı”nı sürdürenler çoğunlukta değil.”90.Yılında Lozan” mevzûunda, “Lozan Hezimet mi, Zafer mi?” mes’elesinde bile, ne “ezberler bozulduğu” hâlde, “ne hezimet, ne zafer; sadece uzlaşma” diyen “tarihçilerimiz” olduğu hâlde; “100. Yılında Harb-i Umumî/100. Yılında Birinci Cihan Harbi” mevzûunda ve  dönemin“Devlet-i Âliyeyi Osmaniye” “yöneticileri”nin, adetâ fellik fellik, diyelim “gavûrlarla ittifak arayışına” girdikleri, zar-zor “Almanya’nın kabul ettiği”ni öğrendiğimiz hâlde, hâlâ “eski tesbitlerini”, neredeyse günümüzdeki “sosyal olaylara bakış”taki gibi “komplocu anlayışla” bakanlar, “Çanakkale Harbi=Alman Kazığı; ‘İstiklâl Harbi=İngiliz Provakosyonu” demeyi sürdürüyorlar…
Hal bu ki, “yeni şeyler söylemek lâzım..”
Hal bu ki, asıl “merak edilenleri hatırlatmak lazım…” Kaldı ki, “ARVASÎ Hoca” gibilerin de “övgüye/methü senaya” hiç mi hiç ihtiyaçları da yok!!!


“Farklı açı”dan derken; en azından 2013’lerin bitmek üzere olduğu, 2014’ler Türkiye’sine, “muhteşem kafa karışıklıkları ile “ girmek üzre olduğumuz bir zaman diliminde, son yıllarda çokca tartışılan mes’eleler hakkında rahmetli “ARVASÎ Hoca”mız ne düşünüyordu?
“Kendi gündemini kendi belirleyen bir Müslüman Türk Mütefekkiri, Ülkücü Mütefekkir” olarak; rahmetli “ARVASÎ Hoca”mız, meselâ “Kürt Dili Mevzûu”na, “Kürtçe Mevzûu”na nasıl bakmıştı?
Yine kendisi de bir “Şark Adamı” da olan rahmetli “ARVASÎ Hoca”mız, niye “Bediüzzaman Said NURSÎ(k.s.)”yi hiç mi hiç yaz(a)madı, hiç mi hiç bahsetmedi?! En azından, “Bütün Eserlerine Vâkıf” derecede demeyeyim amma, “bu mevzûu”yu ben bilmiyorum…
Sonra, “Eğitimci kimliği “ ile yıllarca da “Eğitim Camiâsı”nda “hizmet” vermiş bir “Ülkücü Mütefekkir” olarak; “Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK” hakkında, yahut daha da “keskince” bir mefhum/kavram ile dersem; “M.Kemal” hakkında ne düşünüyordu? Niye, hiç mi hiç bu mevzûuyu yaz(a)madı, hiç mi hiç niye bahsetmedi? En azından, “bu mevzûu”da ben bilmiyorum…
Sonra, “Mamak Günleri”ni sıcağı sıcağına okumuş ve “Mamak Günleri” kitabının hadi diyelim “kritiği”ni yazmış biri olarak; “Mamak Günleri”nde de geçen, “Ülküdaşlarından gördüğü ahde vefâsızlıkları” niye hatırlatılmıyor, niye dillendirilmiyor, niye yazılmıyor? Sanki günümüz Türkiye’sindeki “Ülküdaşları” mı daha “ahde vefâlı” oldu da, benim haberim yok?!
Sonra, “Mamak Cehennemleri”nde bile “Ben de İslâmcıyım” de-me-yen-ler, son yıllarda “E, canım, ben de, biz de İslâmcıyız” derken; rahmetli Seyyid Ahmed ARVASÎ Hoca’mız, “İslâm’ı Siyasallaştıranlara/Siyasal İslâmcılara”; hattâ “Biz Siyasal İslâmcı değiliz, referansımız Kur’an-ı Kerim” diyen “fikir-düşünce akımları”na, meselâ “Millî Görüş Hareketi”ne, “Erbakan Hareketi”ne nasıl bakmıştı, “Mamak Günleri”nde neler neler yazmıştı?

VESSELÂM

Şahsen, “merak”ımın neticesi mezkûr mevzûuların bazıları hakkında yazdıklarım www.millimefkure.com.tr ve “mefkuredamları” isimli “blog”larımda mevcuttur..
Rahmetli “ARVASÎ Hoca”mızın vefâtının 25. yılında yâd etmek,anmak ve anlamak  istiyorsak; birazcık da “gençlik hissiyatları dışında yâd” etmemiz,anmamız ve anlamamız ve bu yönde “kamuoyu” meydana getirmemiz elzemdir vesselam…
“Beyaz Saray”daki “Teşkilat Ercan”ın(!) “Türkmen Yayınevi”ndeki “kitap imzala faaliyeti”nde, bana ikram ettiği “bir bardak ayranı” ve “Allah(c.c.) seni muhafaza etsin(Âmin)” duâsı bereketi ile de hâlâ yaşadığımı da düşünüyorum vesselam…
28.Aralık. 2013
İsmet GÜLTEKİN

"FARKLI AÇI"DAN 'ARVASÎ HOCA'YI ANMAK ve ANLAMAK




VEFÂTININ 25. SENEY-İ DEVRİYESİNDE,
“FARKLI AÇI”DAN ‘ARVASÎ HOCA’YI ANMAK ve ANLAMAK


“Ömrünü Ülkücü Nesiller Yetiştirmeye Vakfetmiş Mütefekkir”imiz rahmetli Seyyid Ahmed ARVASÎ Hocamızın vefâtın 25. sene-yi devriyesi(yıldönümü) yaklaştıkca, “bak”aldiğim ve “gör”ebildiğim “milliyetçi siteler”deki yazılar;hep “övgü dolu yazılar”dan öteye gitmiyor..Hâlâ mes’elelerimize “bütüncül bir bakışla bakabilmek anlayışı”nı sürdürenler çoğunlukta.”90.Yılında Lozan” mevzûunda, “Lozan Hezimet mi, Zafer mi?” mes’elesinde bile, ne “ezberler bozulduğu” hâlde, “ne hezimet, ne zafer; sadece uzlaşma” diyen “tarihçilerimiz” olduğu hâlde; “100. Yılında Harb-i Umumî/100. Yılında Birinci Cihan Harbi” mevzûunda ve  dönemin“Devlet-i Âliyeyi Osmaniye” “yöneticileri”nin, adetâ fellik fellik, diyelim “gavûrlarla ittifak arayışına” girdikleri, zar-zor “Almanya’nın kabul ettiği”ni öğrendiğimiz hâlde, hâlâ “eski tesbitlerini”, neredeyse günümüzdeki “sosyal olaylara bakış”taki gibi “komplocu anlayışla” bakanlar, “Çanakkale Harbi=Alman Kazığı; ‘İstiklâl Harbi=İngiliz Provakosyonu” demeyi sürdürecekler…
Halbu ki, “yeni şeyler söylemek lâzım..”
Halbu ki, asıl “merak edilenleri hatırlatmak lazım…” Kaldı ki, “ARVASÎ Hoca” gibilerin de “övgüye/methü senaya” hiç mi hiç ihtiyaçları da yok!!!
“Farklı açı”dan derken; en azından 2013’lerin bitmek üzere olduğu, 2014’ler Türkiye’sine, “muhteşem kafa karışıklıkları ile “ girmek üzre olduğumuz bir zaman diliminde, son yıllarda çokca tartışılan mes’elelere hakkında rahmetli “ARVASÎ Hoca”mız ne düşünüyordu?
“Kendi gündemini kendi belirleyen bir Müslüman Türk Mütefekkiri, Ülkücü Mütefekkir” olarak; rahmetli “ARVASÎ Hoca”mız, meselâ “Kürt Dili Mevzûu”na, “Kürtçe Mevzûu”na nasıl bakmıştı?
Yine kendisine bir “Şark Adamı” da olan rahmetli “ARVASÎ Hoca”mız, niye “Bediüzzaman Said NURSÎ(k.s.)”yi hiç mi hiç yaz(a)madı, hiç mi hiç bahsetmedi?! En azından, “Bütün Eserlerine Vâkıf” derecede demeyeyim amma, “bu mevzûu”yu ben bilmiyorum…
Sonra, “Eğitimci kimliği “ ile yıllarca da “Eğitim Camiâsı”nda “hizmet” vermiş bir “Ülkücü Mütefekkir” olarak; “Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK” hakkında, yahut daha da “keskince” bir mefhum/kavram ile dersem; “M.Kemal” hakkında ne düşünüyordu? Niye, hiç mi hiç bu mevzûuyu yaz(a)madı, hiç mi hiç niye bahsetmedi? En azından, “bu mevzûu”da ben bilmiyorum…
Sonra, “Mamak Günleri”ni sıcağı sıcağına okumuş ve “Mamak Günleri” kitabının hadi diyelim “kritiği”ni yazmış biri olarak; “Mamak Günleri”nde de geçen, “Ülküdaşlarından gördüğü ahde vefâsızlıkları” niye hatırlatılmıyor, niye dillendirilmiyor, niye yazılmıyor? Sanki günümüz Türkiye’sindeki “Ülküdaşları” mı daha “ahde vefâlı” oldu da, benim haberim yok?!
Sonra, “Mamak Cehennemleri”nde bile “Ben de İslâmcıyım” de-me-yen-ler, son yıllarda “E, canım, ben de, biz de İslâmcıyız” derken; rahmetli Seyyid Ahmed ARVASÎ Hoca’mız, “İslâm’ı Siyasallaştıranlara/Siyasal İslâmcılara”; hattâ “Biz Siyasal İslâmcı değiliz, referansımız Kur’an-ı Kerim” diyen “fikir-düşünce akımları”na, meselâ “Millî Görüş Hareketi”ne, “Erbakan Hareketi”ne nasıl bakmıştı, “Mamak Günleri”nde neler neler yazmıştı?

VESSELÂM

Şahsen, “merak”ımın neticesi mezkûr mevzûuların bazıları hakkında yazdıklarım www.millimefkure.com.tr ve “mefkuredamları” isimli “blog”larımda mevcuttur..
Rahmetli “ARVASÎ Hoca”mızın vefâtının 25. yılında yâd etmek istiyorsak; birazcık da “gençlik hissiyatları dışında yâd” etmemiz ve bu yöne “kamuoyu” meydana getirmemiz elzemdir vesselam…
“Beyaz Saray”daki “Teşkilat Ercan”ın(!) “Türkmen Yayınevi”ndeki “kitap imzala faaliyeti”nde, bana ikram ettiği “bir bardak ayranı” ve “Allah(c.c.) seni muhafaza etsin(Âmin)” duâsı bereketi ile de hâlâ yaşadığımı da düşünüyorum vesselam…
28.Aralık. 2013
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com

"AMERİKALILAŞMA ÇAĞI"NDA, "KİTABA EL BASMAK"TAN, "KİTABA AYAK BASMAYA...



“AMERİKALILAŞMA ÇAĞI”NDA ,

“KİTABA EL BASMAK”TAN ,“KİTABA AYAK BASMAYA…”


“Çivisi çıkan bir ülke” görünümündeyiz. “Kahrohmuş bir ‘düzen’e kahrolsun demek abestir”, diyeli yıllar oldu. “Yıkılsın Liberal-Kapitalist Sistem” diyeli de, “Sistem Değişmeli” diyeli de, “Bu Sistem Çöktü” diyeli de yıllar oldu. Artık “Müslüman olmayan cemaatler” bile, “Ehl-i Kitab” mensupları bile “AGOS”larında, “iç dünyaya çekilmek”ten, “muhasebe ve murakabe yapmak”tan bahsediyorlar. “Dünya bile bu kadar böyle olmamıştı” demeye getiriyorlar..
“Geniş Oligark yapılar”, “dar oligark yapı”lar, “Bürokratik Oligarşi/Oligarşik Bürokrasi” ‘cenah’ları, “İdarî Parti” ‘fırkaları”, ekseriyetle “dün”lerinde olduğu üzre, “bugün”lerin de de çok fazla “tın-mı-yor-lar..” Siz, sizler, böyle bir “tın-ma-yan-lar”a, başka başka isimler de verebilirsiniz: “İttihat ve Terakki Zihniyeti” gibi, “Komitacılar zihniyeti” gibi, hiç de “hukukî terminoloji” olmadığını bildiğimiz “İşbirlikçiler zihniyeti” de ,”Kemalistler”, “Atatürkçüler de”diyebilirsiniz…
“Peygamberler Serdarı”, “Peygamberler Başbuğu” Rasulullah(s.a.v.) Efendimizin “bütün uyarıları”na rağmen, “Müslümanın Müslümanı boğazladığı” da bir “tarihî hakikat”: “Sıffîn’de 10 bin, Cemel Vakıâsı’nda 70 bin, toplamda 80 bin Müslüman öldürüldü, hem de Müslümanlar tarafından”(1) demeye getiren AKYOL’lardan; güyâ “Noel Kutlamalarını Protesto eden ve güyâ Müslümanları uyaran ‘İslâm’ın siyasallaşmış/ Siyasal İslâm” ‘cenahı’nın ‘gençliği’ , “dün”ün “Millî Vakıf, “bugün”ün “Anadolu Gençlik Derneği Gençleri”, dağıttıkları “bildirilerin”de, “Müslümanın Müslümana delice düşman” olmalarından bahsediyorlar…
“Haricîler, Neo-Haricîler, Selefîler, İslamî Hareket’çiler, İslamî köktenciler vesaire vesaire…”
“Dün”ün “Anadolu VAKİT”çileri, “bugün”ün “Yeni AKİT”çilerinin “yayınları”na bakınız; “İşte Elebaşı” deyip de, “yaşanmış bir vakıâ” olan “hırsızlıkları, yolsuzlukları görmeyip” de, “üç maymunları” değil de, “çok maymunları” oynayan; doğrusu aylardır “fikr-î takip” yaptığım; neredeyse “Haydar Baş Hareketi Zihniyeti”nden “beter bir zihniyet” dedirten “Büyük Doğu Fikriyatı”nın “sesi” “Baran Dergileri”nin “yayınları”na bakınız…
“Anamız bizi doğururken, “Millî Enayiler Takımı”nda, “Millî Kerizler Takımı”nda “olsun” diye “doğurmuş” gibi, bu yazıyı yazdığım “bugün” bile, ‘Ömer OKÇU’ların, nam-ı diğer ‘Hekimoğlu İsmail’in bir ‘eseri’nde de yazdığı üzre, “Nizam-ı Âlem Ülkücüleri”nin, “Nizam-ı Âlem Mefkûrecileri”nin adetâ “temel düsturu olan âyet “de olan; maalesef “sistem, rejim, ‘düzen’ce ve ‘Devlet İslam’ı’nca” artık “istismar” da gına getiren; “Hucurat Sûresi 10. Âyet”(2)ini yazan BULAÇ’lar bile hâlâ “Hucurat Sûresi 9. âyet” olduğunu da hatırlamıyorlar ve “bütüncül bakış”la “okur”larını “aydınlatamıyorlar” bile…
“KİTABA EL BASMAK”TAN, “KİTABA AYAK BASMAYA…”
Aslında benim yazmak istediğim bambaşka bir mevzûu:“Garblılaşma/Batılılaşma-Amerikalılaşma ve Küreselleşme-Dünyevîleşme” derken, “neler oluyor?” farkında mıyız?
Doğrusu bu “Amerikalılaşma”yı, “Amerikalılaşma” mefhumunu çok yakın zamanda öğrendim: “Türk” demenin adetâ “Özür Dilerim Türk”üm” derekesine geldiği, “korkulduğu” bir “süreç”te, bir “vetire”de, hâlâ “ekolojik açıdan da” “çok güzel bir Medeniyet-kültür şehri” olmaya da devam eden “İstanbul”daki “Türk Kültürü Müktesebatlı Müesseseler Ne Haldeler?” suâline kendimce “cevap” bulabilmek için “ziyaret” ettiğim “1985’den Bugüne Türk Kültürüne Hizmet Vakfı”ndaki “27.yılın ardından”(3) yazısından öğrendim: “1925’de Stefan Zweing”in kullandığı bir “kavram”mış..O tarihten itibaren de “İnciluz”lardan “süper devlet olma rolünü” de alan “Amerika”, “Amerikalılaşma” ile neredeyse “bütün dünya küresi”ndeki “halk”ları, “kavim”leri, “millet”leri, toplulukları, bütün insanlığı”, günümüzde çokca kullanılan “avamî kültür”den de “aşağı”ca bir mefhum ile, “Pa-çoz-laş-tır-ma” gayretleri…
“İnsan”lıktan çıkarma, bayağılaştırma gayretleri anlamında “Amerikalılaşma” mefhumunun anlamı..
Son aylarda yaptığım “fikr-î takipler”de; önce geçen aylarda “kitap eki” veren “Yeni AKİT Gazetesi Kitap Eki”nde “bak”tığım ve “gör”düğüm ve güya “Müslümanca düşünenlerin yayınları, neşriyatları”nda da; “Semerkand Aile Dergisi”(4)de de; “Zaman Gazetesi’nin Eki”nde(5) ve nihayette de bir “Eğitim Dergisi”nde, “EğitimİST Dergisi”(6)nde “bak”tığım ve “gör”düğüm “resimler, fotoğraflar, çizimler…”
Yazımın başlığındaki ifâdeleri dedirtiyor: “Amerikalılaşma Çağı”nda, “Kitaba El Basmak”tan, “Kitaba Ayak Basmaya…”
Hattâ öyle ki, “kitaba oturmaya…”
Hele bir de “çıplak ayakla” da değil; “iskarpinlerle kitaba basmak…”
NETİCE-İ KELÂM

Benim “kültürüm” de, benim “medeniyetim” de-ki ister Osmanlı Medeniyeti, ister Türk—İslâm Medeniyeti, isterse İslâm Medeniyeti, hattâ rahmetli “Kerküklü ÖZTÜRKMEN”ce dersek, “Gözyaşı Medeniyeti”diyelim- “Kitap= Kur’an-ı Kerim”dir..Birine “kitapsız”, “kitapsızlar” demek “hakâret”te “üst sınır”dır neredeyse..
“Yakın Tarihimiz”de, “Cuntacılar, Darbeciler” tarafından “kütüphanelerimizin talan” edildiğini, nice “kitapların yakıldığını”, hattâ öyle ki, günümüzde adetâ “eleştirmenin” yahut “Hakk’ı tutup kaldırma”nın bilmem ne “düşmanlığı” olarak tarif edildiği bir dönemde-Neredeyse Japonya’da “Türk Milliyetçisi” olmuş Prof. ÖZDAĞ’ları ,Türk Ocakları’nı hatırlayınız lütfen-, nice kitapların da” topraklara, mahzenlere gömüldüğünü” biliyorduk da; böylesini 2013’ler Türkiye’sinde “görmeye” yeni  başladık..
“Amerikalılaşma Çağı…” “Mehter Marşları” dinlettirerek “Anadolu Çocuklarına İşkençeler etmek”; “Nutuk’ları okutturup, Atatürkçülük dersleri ile zindanlarda karavanalardan yemek dağıttırmak” gibi “usûllere” de ne de çok “benziyor…”
Ben ise diyorum ki; “Karl Marx’ın kitaplarına bile ulan, ayakkabılarla basılmaz, üzerlerine oturulmaz!!!”
28.12.2013
İsmet GÜLTEKİN

Dip Notlar:

(1): Taha AKYOL, “Sıffîn Savaşı”, 25.Aralık.2013, www.hurriyet.com.tr/yazarlar25457825.asp
(2): Ali BULAÇ, “Mü’minler Kardeştir”, 28.Aralık.2013, Zaman Gazetesi
(3): Av. Şereafettin YILMAZ, “27. Yılın Ardından”, “1985’ten bugüne Türk Kültürüne Hizmet Vakfı”, 2013 İstanbul, s. 4
(4):  Perihan MURAT, “Proje Çocuk” Olanın Hâli Nicedir?”, Semerkand Aile Dergisi, Eylül 2013, Yıl:8,Sayı: 96, s. 11
(5): Arife KABİL, “Özlü Söz Meraklıları, Düşün Şairlerin Yakasından!”, Zaman Pazar Eki, 8.Aralık.2013,s.9
(6): Suat BAYAZ, “Sınav Sürecinde Stratejiler Başarıyı Getirir-1”,”eğitimİST”,Sayı:2, 2013 İstanbul, s.41,www.egitimistdergisi.com

13 Aralık 2013 Cuma

"ORKUN DERGİSİ" DE KAPANDI...

“ORKUN DERGİSİ” DE KAPANDI…



“1965 Nesli”nin, -ki artık “yönetim kadroları”nı da daha da belirgin bir şekilde teşkil etmeye başladılar- “Orkun Dergisi”ni ‘bilmemesi’ muhal ender muhal..”Milliyetçi Hareket”in, “Ülkücü Hareket”in “Türkçü Damarı”nın da “yayın organı” olan “Orkun Dergisi”ni, ilk rahmetli Hüseyin Nihal ATSIZ Beğ, 1950-1952 yılları arasında 68 sayı olarak neşretmiş. 1988-1990 yılları arasında “Yeni ORKUN Dergisi” ismiyle neşredilmiş ve 1998’den 2004’e kadar da; “Milliyetçi-Ülkücü Camia’nın Altan’ı”, “Bizim Altan”; 2012 Ağustos’un da “uçmağa” varmış olan rahmetli Altan DELİORMAN Beğ’in idaresinde neşredilmiş. Çoğumuzun hâlâ bayilere veriliyor, kağıtlara da basılıyor şeklinde hatırladığımız Orkun Dergisi, meğerse 2004’den itibaren, muhtelif sebeplerden sadece “internet dergiciliği” olarak neşredilmiş.
“Mamak Cehennemi”ne, “Yusufîye Medreseleri”ne, “12 Eylül Zindanları”na da “yolu düşmüş” olan rahmetli Seyyid Ahmed ARVASÎ Hoca’mız; “Milliyetçilerin, Ülkücülerin birbirlerine bağlılığı, kardeşliği” hususunda, “Mamak Günlerim” isimli kitabından hatırladığım kadarı ile şöyle demişti:”Şu bileklerime takılan kelepçeler kadar birbirimize bağlı değiliz…”

İşte “o misâl”, “Orkun Dergisi” de, yanında neredeyse yirmi yılı aşan bir süre çalışmış olan, Sivas-Zaralı Hasan Amca’nın da demek istediği üzre; “sahipsizlikten, ilgisizlikten” 2004’de aslında yayınını sonlandırmış. Hattâ öyle ki, “Vakfı” bile “sahip” çıkmamış!!!
Allah(c.c.) rahmet eylesin, 76 yaşında geçen sene vefat etmiş olan Altan DELİORMAN Beğ de, niceleri gibi, kendi vefât etmesi ile “yayıncılığı”, “neşriyatçılığı” sona erenlerden…Bir “Şarklı”, “Şark Adam” da olan, meselâ bir rahmetli Ahmet KABAKLI Hoca’nın “Türk Edebiyatı Dergisi” gibi “vefâtından sonra, neredeyse daha da güzelleşerek devam eden bir neşriyatçılığı”, maateessüf olamadı..
Rahmetli Osman Yüksel SERDENGEÇTİ vefât etti, “Serdengeçti Dergisi” kapandı; rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK’in “Büyük Doğu Dergisi” ise bir nebze benzerlik arzediyor; daha aklımıza şu an gelmeyen nice “fikir-düşünce adamları”nın “dergiciliği”, “neşriyatçılığı” kendi vefâtları ile sonlandı. Akranlarımızdan rahmetli Kemal ÇAPRAZ Beğ’in de “Ufuk Ötesi”, aynı mukadderatı paylaştı…
SİYASÎLERİN DE VEBÂLİ

Düşünce, fikir, kültür ve sanat sahasında cehd sarfeden “Milliyetçi düşünce adamları”na, “Ülkücü düşünce adamları”na da, maateessüf  aynı “camiâ”nın “siyasîleri” de, “Siyasî Genel Merkezleri” de bigane kalmışlar ve kalmaktalar da..Seviyeli fikir-düşünce dergisi olarak, artık kapanmış olan “Orkun Dergisi”ne bile “Genel Merkez”lerden biri “el atmış” olsa idi asla ve kat’a kapanmayacaktı da..Ancak “acı hakikatler”, “kelepçenin bağlılığı kadar birbirlerine bağlı olamamak” hâlleri…
Hattâ öyle ki, ben şahsen internetten de olsa fikrî takip yapabildiğim kadarı ile İstanbul’da basılmakta olan bir “Ortadoğu Gazetesi” bile , bir “Yeniçağ Gazetesi” bile, kimbilir, belki de “Orkun Dergisi”nin kapandığından haberleri yok!!!
Bugün, “Hor Hor Caddesi”ndeki “Pınar Apartmanı”nda bizzat görüştüğüm emektar Sivas-Zaralı Hasan Amca’mız da, aslında çok muzdarip lâkin sahiden de “Orkun Dergisi” kapanmış, kapandı..
Artık “Orkun Dergisi”nin 2004’den beri yayınlandığı www.orkun.com.tr web sitesinde bile “fikir-düşünce-Orkun yok-“, “taşımacılık var!

Hasan Amca ile tanışmamızda, Şanlıurfa-Akçakale Temsilcisi Halil İslamTürk ile de bizzat tanıştığımı da hatırlattım..Beni bilenler, tanıyanlar, sanki neredeyse “Niye sadece Halil İslâmTürk’ü dedin? Senin başka tanıdıkların da yok muydu?”, demeye getiriyorlar…
Evet, var…Fakat ben kimseyi kullanmam..Kimseyi atlama taşı, sıçrama tahtası olarak değerlendirmem…Hayat düstûrlardan da ibaret olmalı. Nedir böyle “Küreselleşme”, “Amerikalılaşma?”
Kapanan “Türkçü Dergi”, “Orkun Dergisi”nde, “İdeolojiler Vadisi”nde ‘Sistemli Düşünmek’” diye bir yazım da neşredilmişti…
1976’da, rahmetli İbrahim KAFESOĞLU Beğ ile de beraber “Tarih Lise 1” ve “Tarih Lise 2” “Millî Eğitim Bakanlığı”nca “Ders kitapları” da yayınlamış olan;1970-1975 yılları arasında “Aydınlar Ocağı Genel Merkez Müdürü” olarak da “hizmet vermiş” olan,hattâ “Boğaziçi Yayınları”nı da yönetmiş olan “Bizim Altan Beğ”e, Altan DELİORMAN Beğ’e, Allah(c.c.) rahmet diliyorum…

28.11.2013
İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com