18 Şubat 2020 Salı

48 SENELİK; "NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!" ŞİÂRI ile ÇIKAN, "ORTADOĞU GAZETESİ" DE KAPANDI...

48 SENELİK; 
"NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!" ŞİÂRI ile ÇIKAN ,
"ORTADOĞU GAZETESİ" DE KAPANDI...

"En kuvvetli fikir Türk Milliyetçiliğidir" 'parolası' ile Türkiye'miz genelinde "günlük periyotlarla" neşredilen "Ortadoğu Gazetemiz" yayın hayatını;17 Şubat 2020 tarihi itibariyle ,"Türk'ün Kara Günü" dercesine,"Simsiyah" renkli "Son baskı"sı ile sonlandırdı.
Geçende; üç gün önce,"başyazı" vâri bir yazı da neşredilmişti.
Şöyle "vulger" bakıp-görüp geçmiş; yazıyı da okumamıştım.
Bir "yâd yazısı" olarak algılamıştım.
Meğerse "Yâd Yazısı" değil; "vefâsızlıklar ve nankörlüklerle" dolu "sitem" edişlerin ve de "Ortadoğu Gazetemiz"in kapanacağının işareti bir "başyazı" imiş.
Bundan aylar önce de, "Türkiye Geneli Yayın"ından da,"İstanbul Basını Yayını"na geçmişti.
Neredeyse "sanal basın"dan hergün "tıkladığım" "Gazetemiz Ortadoğu","İstanbul Basını"na geçmesi ile sanki; daha da dolgun bir muhteva kazanmıştı.
"Arşiv"ime de "indirdiğim";"Türk Tarihi" ve "Başbuğ Atatürk" ile alakalı, çok ciddî yazı dizileri neşredilmişti.
"TÜRKGÜN GAZETESİ KADROSU";"ORTADOĞU GAZETESİ KADROSU" İDİ

"Ortadoğu Gazetesi"ndeki yazıları ile mevcut siyasî iradeyi, âdeta "çok namlulu roket atarlar"(ÇNRA) atışına tutan, bugünkü "Türkgün Gazetesi Kalemleri" idi.
"Orhan"lar, "Yıldıray"lar; "Ahmet"ler...
Bugün, güya "beka"namına mevcut siyasî iradenin; âdeta "bütün geçmiş günahları"nı "yüklenmiş" ve yine âdeta "koltuk değneği" olmuş "Devlet Milliyetçileri";artık; aylardan beri,"Hürriyet Gazetesi Tesisleri"nde basılan "Türkgün Gazetesi"nde, öyle "Ülkücü Kadrolaşma" ve başka "büyük kazanımlar" da göremeden;-Halbuki,12 Eylül öncesinde MHP, çok daha az oy ile "Bakanlıklar" bile almıştı- âdeta mevcut siyasî irade karşısında;bütün "Ülkücü Kırmızı Çizgileri" çiğneyerek;"süt dökmüş kedi"ye dönmüşlerdir.
ZEKİ SARAÇOĞLU:"-HER İKTİDAR, KENDİ ZENGİNİNİ DE OLUŞTURUR"

Rahmetli Ârif ŞİRİN'lerin; nâm-ı diğer Ozan ÂRİF'lerin,"Ak Parti mi, Kara Parti mi?" diye "destansı şiirler"i dillendirdiği;" Deyin ki bana, kim iktidar oldu da götürme di? Kimi geldi bilmem ne ile götürdü, kimi geldi bilmem ne ile?" dediği senelerde,"ismini" bile "BAŞBUĞ TÜRKEŞ"in verdiği "Ortadoğu" gazetemiz in kurucusu, rahmetli Zeki SARAÇOĞLU da;"-Her iktidar kendi zenginini de oluşturur..." diyordu.
Nitekim öyle de oldu ve "zenginlik"te; "ana muhalefet partisi"ni bile çoktan geçtiler...
"AHDE VEFÂSIZLIK; İMANSIZLIKTIR"
Bu söz, esasında sadece bir "slogan" değil;"âyet-i kerime" dayanağı da olan bir sözdü.
Ve rahmetli "Şehid Ali Metin TOKDEMİR","Ahde vefâsızlık imansızlıktır" kutlu sözünü hem çokça söyler, hem de çokca yazarak hatırlatırdı.
"Ahde vefâsızlıklar ve nankörlükler"den "sitem" ede ede "48 sene sonra" kapanmış olan "Ortadoğu Gazetemiz" 'kurucusu' rahmetli Zeki Bey'in refikası Belkıs Hanım; âdeta "kol kırılır yen içinde kalır" zihniyeti ile de fazlaca "mes'eleleri" deşmiyor; deşmemiş.
Halbuki, dönemin "Efsanevî Gazetesi HERGÜN Gazetesi-Daha Güçlü Daha Güzel Türkiye" şiârı ile hâlâ "İstanbul-Üsküdar Basını" olarak,"günlük periyotlar"la yayınlanıyor.
Hem de senelerden beri.
Velâkin bilhassa "MHP Genel Merkezi" ve "Yöneticileri", bir türlü gereğini yapıp da,"HERGÜN GAZETESİ"ni,"efkâr-ı umumiye" ikinci defa kazandıramadı.
Ben, neredeyse hergün, gazete satışı da yapan "bayiiler"in önünden geçiyorum.
Benim mensubu olduğum "1965 Nesli"; isim isim ifâde edeceği, çok sayıda,"günlük-haftalık-aylık periyot"lu "Milliyetçi-Ülkücü Yayınları" rahatlıkla peşi peşine sıralayabilir.
Ya bilhassa 1990'lardan sonra dünyaya gelmiş nesiller, genç nesillerimiz, kaç tane sayabilirler, sıralayabilir ki!?
Hele "haftalık" ve "aylık periyotlu" "Milliyetçi-Ülkücü Yayınları",'gazete bayiileri" nde görmeleri mümkün değil.
Çünkü yok...
Bazı yayınlar ise;"Devlet Dergisi","Yeni DÜŞÜNCE Dergisi" gibi "kapalı devre yayınlar..."
NETİCE:
"En kuvvetli fikir Türk Milliyetçiğidir";"Ne mutlu Türk'üm Diyene!" şiârı ile 1972'den 17 Şubat 2020'ye kadar,"48 sene" yayın hayatını idame ettirmiş olan "Gazetemiz Ortadoğu" da, çoğu düşünce adamları,"Yusufîyeliler/Taş Medreseliler" de "köşeyazarlığı" yapmışlardı.
"Ortadoğu Gazetesi",'48 senelik yayın hayatı" boyunca, rahmetli Seyyid Ahmed ARVASÎ Hocamızın "İlm-i Hâl" isimli eseri gibi, kültürümüze,medeniyetimize ve töremize ait çok sayıda "promosyonlar" da verdiler.
"'Yeni'si ufak;DÜŞÜNCE'si büyük","Yeni DÜŞÜNCE Gazetesi" ve "Gündüz Gazetesi" nde yazılarım neşredilmişti.
Velâkin "48 senelik"'Ortadoğu Gazetemiz"de de yazılarımın neşri nasip olmadı.
Bazı "meşrepler"in gazeteleri "50 seneyi devirirken"; bazı "Sol-Sosyalist-Emekçi Gazeteler", "müeseseseleri" ile de "cansiperâne" 'fikir emekçiliği","fikir işçiliği" mücadelelerini; hem de "teknolojik/çağcıl imkânlarla da" verirken;"en kuvvetli fikir Türk Milliyetçiliğidir" zihniyetindeki "düşünce adamları"nın,"düşünce kadınları"nın,"münevverlerimiz"in,"mütefekkirlerimiz"in "dağınıklığı","heterojenliği", topyekûn "Türk Milleti" için de "hüzün verici" bir hâldir.
Ne kadar çok arzulardım;"Çağın teknolojik imkânları"nı da yakalamış bir şekilde, hem kağıda basılı, hem de "elektronik" ; "gazete bayiileri"ne de verilen,"günlük-haftalık-aylık periyotlu neşriyatlar"ırımın olmasını...

Terme, 18 Şubat 2020
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

17 Şubat 2020 Pazartesi

"TÜRKİYE NAKŞİBENDİLERİ" ve "NAKŞİBENDİ SAİD NURSÎ"; "MİLLÎ MÜCADELE'DE(1918-1922) YOHTURLAR...

“TÜRKİYE NAKŞİBENDİLERİ" 
                  ve
"NAKŞİBENDİ SAİD NURSÎ" ;
"MİLLÎ MÜCADELE"(1918-1922)'DE YOHTURLAR…

"2011'ler Türkiyesi"nde, hem "Hür Adam", hem de "Allah'ın Sadık Kulu: Barla" "sinema-filmleri" ile "15 Temmuz 2016"ya dört sene kala, bütün vatan sathında;"Nurcular Rüzgârı","Bediüzzaman Said NURSÎ Rüzgârı" es(tiril)mişti...
Velâkin "sıcağı sıcağı"na, 2011'ler Türkiyesi"nde,"Hür Adam" 'sinema-filmi' sebebiyle de yapılan, bazı ciddî "fikir/düşünce tartışmaları", ne hikmetse "fikir âlemi"me, "düşünce dünyama" hiç mi hiç "yansımamış..."
"Dokuz sene geçikmeli" de olsa, biiznillah "yansıdı..."
Hem de "beynimi zonklatırcasına" ve de hafızama silinmeyecek bir şekilde"nakşedilerek..."
Anladım ve de kavradım ki;"Tarikat-i Muhammediye/Muhammedî Yol"un "Şube İsimleri"nden biri olan "Nakşibendiler","Türkiye Nakşibendileri","Mustafa Kemal Paşa'nın Liderliği"ndeki;"Başbuğ Atatürk" liderliğindeki;"1918-1922" yılları arasındaki;"Türk'ün Ateşle İmtihanı"na;"Millî Mücadele"ye;"İstiklâl Harbi"mize,"Kurtuluş Savaşı"na, hiçbir "destek" vermemişlerdir.
Dolayısîyle;"Mustafa Kemal Paşa'nın 'Maneviyat Ordusu'nda da" yer almamışlardır..
Dolayısîyle,"Yeni Türk Devleti"miz "Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz"in "Kuruluşu"nda,"Türkiye Nakşibendileri" deyince aklınıza ne geliyorsa; hâfızanızda ne canlanıyorsa, emekleri, katkıları da yohtur...
Sadece "1(bir) Nakşî Şeyhi"nin "desteği","emeği" ve "katkısı" olmuştur. Ekseriyeti ile "Türkiye Nakşibendileri","Türk'ün Ateşle İmtihanı"nda, âdeta "kıllarını kıpırtdartmamışlardır..." "Kıllarını kıpırtdartmak" bir yana "her rengi ile emperyal oyunlar"ın "uşağı" olmuşlardır.
Biliyor musunuz? "Türkiye Nakşibendileri" deyince aklınıza ne geliyor ve hafızanızda neler canlanıyorsa; hiçbir "Nakşibendi Tarikatı Topluluğu", başlarındaki "zât"lar da dahil;"15 Temmuz 2016 Olayı" öncesinde,biz "Müslümanları","topyekûn "Türk Milleti"ni "uyarmamışlar", "ikâz" etmemişler;"aydınlatmamışlar","irşad etmemişlerdir.
Günümüzde "avama", "halka" "Menzilciler" diye mal edilen "Türkiye Nakşibendiliği"ni meydana getiren "Sadat-ı Kiram Efendilerimiz"den rahmetli "Seyda Hazretleri"nin bile "Fetullah' a karşılıklı muhabbetlerle" dolu çok sayıda "gazete kupürleri" ve dönemin "Zaman Gazetesi"nde,"karşılıklı muhabbetlerle" dolu kabaca "Menzil Yazı Dizileri" ile doludur.
SAİD NURSÎ,"NURCU" DEĞİL;"İSLAMCI/SİYASAL İSLAMCI" İDİ..

Geçen senelerin bir 21 Şubat Yeni ASYA Yıldönümü" ilavesinde,:Taha AKYOL"un,"Said NURSÎ" için "İslamcı" tarifini. kullanmış olmasından dolayı, âdeta "irkilmiştim..."
Rahmetli "Bediüzzaman Said NURSÎ", nasıl "İslamcı/ Siyasal İslamcı" olabilirdi
Said NURSÎ, âdeta bütün "hayat dönemleri"ni "İslamcı/ Siyasal İslamcı" olarak tamamlamışsa;"Şükrü BULUT"lar,"Siyasal İslâm ve Nurculuk" isimli kitabında ne demek istiyordu?
Öyle ise "Nurculuk", aslında,düpedüz "İslamcılık/Siyasal İslamcılık"tı...
Öyle ya,"bütün hayatı"nı,"Tarihçe-i Hayatı" nı "İslamcılık/Siyasal İslamcılık" ile tamamlamış olan Said NURSÎ'den mülhem"Onlarca Nurcu Cemaatler ve Ekoller, Gruplar" da; aslında "İslamcı/Siyasal İslamcı Cemaatler,Ekoller, Gruplar"dı.
Prof.İsmail KARA'da,"İslamcı/Siyasal İslamcı Fikriyat Uzmanı" olarak da, bu ifadelere,"aynen öyle" dediğini işitir gibiyim...
"Türkiye Nakşibendileri" de;"Pederinin ismi bile" "Sofi" ile başlayan "Nakşibendi Said NURSÎ" de, esasında,"Tarihî Hakikat" olarak da;"cehalet ve propagandalar"dan arınmış bir şekilde düşündüğümüzde, tefekkür ettiğimizde,"tahkik" ederek "araştırdığımız"da;"1918-1922" yılları arasındaki "Türk'ün Ateşle İmtihanı"nda,"İstiklâl Harbi"ni,"Millî Mücadele"yi,"Kurtuluş Savaşı"nı "desteklememişler"; âdeta "kıllarını kıpırtdartmamışlar"dır.
Bu yazımı;"haşiye"lere,"dip not"lara boğmak istemiyorum.
Bilhassa "Atatürk ile Allah Arasında"(1) ve "Hoşgeldin Atatürk"(2) isimli eserleri "kaynak" verebilirim.
Elbette bir de;"google arama motoru"ndan çıkacak,'sıcağı sıcağı"na, bundan "dokuz sene evvel" yazılanları...
Her ne kadar;"Ömer OKÇU"; nâm-ı diğer "Hekimoğlu İsmail"; âdeta bir "Nurcu Propagandist" gibi;" ...Said Nursî, Kuva-yı Milliyeyi destekliyor ve Hazir
Haziran 1922'de Ankara'ya hareket ediyor...1922 yılında Said Nursî; evvela talebelerinden birkaçını, İstiklâl Savaşı'nı desteklemeleri için Ankara'ya gönderdi, sonra kendisi gitti."(3) dese de;"objektif" bir şekilde "Kürtler üzerinde nüfuz sahibi","Nakşibendi Said NURSÎ";"Mustafa Kemal Paşa'nın/'Başbuğ Atatürk"'ün yanında saf tutmamış" ve "Türk'ün Millî Mücadelesi"ne,"dişe dokunur destek" vermemiştir.
NETİCE-KELAM:
"15 Temmuz 2016 Olayı", netice de,esasında "İslâmcı/Siyasal İslamcı" 'hüviyetli' olan "Nurcuların Bağrı"ndan çıktı.
Bu "İslamcıları/Siyasal İslamcıları"; rahmetli Düzceli "Tarikat Şeyhi" "Ömer ÖNGÜT Hoca" tarifi ile "Küfre Rıza Gösteren Narcılar"ı daha iyi "tahlil","analiz" edebilmek için; muhakkak "Haçlıların Truva Atı" isimli "3 bölümlük belgesel video","sükûnetle ve suhûletle" seyredilmelidir.
Şimdi,"caralar benden" demiyeceğim; lütfen çıkarın "tütün tabakaları"nı;"tefekkür ederek sarın ve tüttürmeye başlayın..."
"Cumhuriyet Tarihimiz"deki topyekûn "Türkiye Nakşibendileri"; içlerine sızmış "İsrail-Amerikan-İngiliz-Alman-Fransız-Yunan Etkileri" ile de, bana "En Devlet Düşmanı";"En Cumhuriyet Düşmanı","En Atatürk Düşmanı" ve "En Vatan Haini Hakk Tarikat" gibi geldi.
Terme, 17 Şubat 2020
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

Dip Notlar:
(1): Sinan MEYDAN,"Bir Ömrün Hikâyesi-Atatürk ile Allah Arasında""Genişletilmiş-Gözden Geçirilmiş-Sansürsüz"12.Baskı,İnkılâp Yayınları,İstanbul 2017 ve mezkûr mes'elede "İlk Yazısı"; Sinan MEYDAN,'İşte "Hür Adam"ın Gerçek Öyküsü";odatv.com,31.12.2010
(2): Prof Dr.Haydar BAŞ, "Hoşgeldin Atatürk", İcmal Yayıncılık,Kasım 2017,İstanbul
(3): Hekimoğlu İSMAİL,"100 Soruda Bediüzzaman Said Nursî-Risale-i Nur Külliyatı ve Risale-i Nur Talebeleri",TİMAŞ Yayınları,2. Baskı,MART 1994,İstanbul, s.44,45

14 Şubat 2020 Cuma

"TERME MONOGRAFİSİ"(*) YAHUT "TERME ŞEHİR REHBERİ"

“TERME MONOGRAFİSİ”(*) YAHUT “TERME ŞEHİR REHBERİ”



“Terme İlçemiz”, “Şehr-i Terme”miz, “Terme Belde”miz, “Terme Beled”imiz üzerine, son senelerde, Türkiye’mizdeki Üniversitelerimiz de, “Bitirme Ödevi”, “Master Tezi”, “Yüksek Lisans Tezi” ve belki de “Doktora Tezi” yapılmakta; “İlmî çalışmalar”, “İlmî Araştırma”lar, “İlmî Eser”ler hazırlanmakta.

Velâkin, “Meraklı Araştırmacılar”, “Mefkûreci/Ülkücü/İdealist Araştırmacılar”, Üniversitelerimizce “Terme İlçesi” üzerine yaptıkları, yaptırdıkları “Terme Araştırmaları”nı, “İlmî Çalışmaları”nı, “İlmî Eserleri”ni, ‘yayınevleri”nce neşrederek “kitap”laştıramadıkları için, ya haberleri hiç olmamak da ya da Rabbimizin de lütfû ve inayeti ile “özel münasebetler” neticesi haberdar olabilmektedirler.

Her ne kadar, Üniversitelerimizce yapılan “Master Tezi”, “Yüksek Lisans Tezleri”, ‘ Dijital Çağ”ımızın da muktezasınca “dijital ortamlar”da ‘paylaşım”lara açılmakta ise de, yine de yapılmış “İlmî Çalışmalar”a ulaşmak ve kavuşmak, “geçikmeli” olmaktadır..

Geçenlerde, “Terme İlçemiz”, “Şehr-i Terme”miz üzerine yapılmış “İlmî Çalışmalar”dan, “İlmî Eser”lerden olan “Terme’nin Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Ortam Özellikleri”(1) isimli “kitab”ı, öncelikle “meraklı”lara da ‘tanıtmaya’ gayret etmiştim.

İşte, “Terme Monografisi”(Bitirme Ödevi) “İlmî Çalışma” da, henüz ‘Basılamamış’ çalışmalardan biri.

“TERME MONOGRAFİSİ” YAHUT “TERME ŞEHİR REHBERİ”

“Monografi”, Türkçe’mize, Fransızca ‘Monographe” kelimesinden geçmiş. Anlamı ise; “İlmî alanlarda, özel bir konu, mes’ele veya kişi üzerine yazılmış, kendi başına bir bütün meydana getiren kitaplar…

“Herhangi bir yer”; “bir eser”; “bir yazar”; “tarihî bir olay”; “İlmî bir alana ait mes’eleyi, özel bir görüş ve bakış açısı ile değerlendiren; konu üzerinde derinlemesine inceleme”(2) demek.

“Çağrışan kelimeler” ise; “Biyografi”, “Risale”, “Kitapçık” gibi kelimeler.

“Terme Monografisi”(Bitirme Ödevi) ise, bir “yer”, bir “belde”, bir “şehir”, bir “beled” üzerine yapılmış bir “ilmî çalışma”, “monografi” olması sebebiyle de,daha anlaşılır bir ifâde ile “Terme Şehir Rehberi” diye de târif edilebilir.

Kaldı ki, “Terme Monografisi”nde, “Terme Tarihi”nden “Terme’de Folklorik Yapı”ya; “Terme’de Sosyal Hayat”tan “Sosyal Hizmetler”e; “Terme’de Önemli Günler, Bayramlar, Ziyaret Yerleri”nden “Gelenek ve Görenekleri”ne; “Terme İlçsesi’nin Yetirdiği Ünlüler”den “Terme’de Ekonomik Hayat ve Turizm”e kadar, 2002 verileri, 2002 yılına kadar yapılmış “çalışmalar”a ve “kaynak”lara, mümkün olduğunca ulaşılarak hazırlanmış..

“Terme Tarihi” izah ediilirken; maatessüf “Grek-Latin-Anglasakson” bakış açısı ağırlığı ile de olsa, âdeta “Amazonlar Diyârı Terme”(3) ‘zihniyeti’, bâriz bir şekilde yansıtılmış.

Çok sayıda “baldırı çıplak”, “Amazon Karıları”nın ‘resimleri’ne yer verilmiş.

Günümüzde ‘siyasî hüviyeti’ de olan “Terme Monografisi”ni hazırlayan ‘güzide şahsiyet’, 2020’ler de “Baldırı Çıplak Amazon Karıları” hakkında “ne düşüyordur?”, bilemiyoruz.

UNUTULMUŞ “TERMECE” KELİMELER

İlgili çalışmada, unutulmuş “Termece” kelimelere ve kelime gruplarına, deyimlere de yer verilmiş:

1-    “Harranî”, “Harranîler…”
2-    “Küder”, “Küderler…”
3-    “Evcimen…”
4-    “Pareci…”
5-    “Keşkek küdelemek…”
6-    “Keşkek dövmek…”(s.19,20,65(?))

Hele “Terme’de yaşayan gelenek ve göreneklerden; “pilava kaşık saplamak” ile “bacaya şişe dikmek” ise; “evlenmek isteyen genç erkek ve kızların, evlenme isteğini ifâde şekli.”(s.17)

Hele, çocukluğumda bizatihî benim de gördüğüm, “Terme’deki Hâneler”in, “Terme’deki Evler”in “bacalarına konan şişe ve  şişe sayısı, o hânede, o evde, evlenme yaşına gelmiş kız sayısı”nı da ifâde ederdi.

Hele, günümüzde bile “Terme’deki Türk Hâneleri”nde, “Türk Evleri”nde bile zaman zaman yapılan “Türk’ün Yemeği Keşkek”, “Türk’ün Düğün Yemeği Keşkek” ise; “etli pilav, et yahnisi,soğuk ayran, komposto, tatlı(baklava) ‘menü’sünün “en gözde yemeği”(s.21) idi de.

Hele, âdeta “Terme Ermeni Üssü mü?” de dedirten; “Terme İlçemiz”deki, “Şehr-i Terme”mizdeki, “Ermeni- Rum Tohumlu”,”döller”, “çifte kimlikli”, “kriptolar” ve “Ehl-i Kitap”dan olan “Hıristiyan ve Yahudiler”in; azılı ve “deve kini” ötesi “Türk Düşmanlığı”nı ifâde de eden; biz “Türkler”e dedikleri, “Yaramaz” mefhumu ile “Dövelim mi?” dedikleri, esasında “Türk’ün Yemeği Keşkek Dövmek” lakırdılarını da hatırlamak elzem.

Kimbilir, belki de, “Türk’e olan hınç ve kin”lerinden dolayı da, kaç “Türk Düğünü”nde, “keşkek döverken”, “Türkleri de dövüyorlardı?”

“TÜRK’ÜN (DÜĞÜN) YEMEĞİ KEŞKEK”

“Terme’de keşkeksiz düğün düşünülemez.”(s.19) ifâdesi ile de, “Terme İlçemiz”in, “Terme Belde”mizin, “Terme Beled”imizin, tamamiyle “Türk Diyârı Terme” olduğu da delillenmiş, bürhanlanmış, ispatlanmış da oluyor.

“Terme Şehir Rehberi” diye de daha anlaşılır bir şekilde târif ettiğimiz “Terme Monografisi” isimli “ilmî çalışma”da, “Türk’ün Yemeği Keşkek”, “Türk’ün Düğün Yemeği Keşkek”in yapılışı da şöyle izah edilmiş:

“Horoz eti olmasına itina edilirdi. Çünkü horoz mertliği temsil eder. Türk’ün hayatında olan mertlik, yiğitlik, yemeğine de yansımalıydı elbet.

Horoz, dişisini kıskanır. Kendi çöplüğünde başka horozlar olmaz.(Her horoz, kendi çöplüğünde öter.İ.G.) Tavuklar da çöplüklerinde horozlarının yanlarından ayrılmazlar.

Bu inanış da, ta eskiden beri bizim inancımızda vardır.”(s.20)

“Aşçı, keşkeye kaşığını daldırır,havaya kaldırır. Macun gibi sünerse, keşkek hazırdır demektir. Komşuların getirdiği taze tereyağları eritilip içine dökülür. Çevreyi mis gibi koku sarar. Harranîler, közlerin üzerine konur. Ağızları kapatılır.

Bu işler yapılıncaya kadar, zaten yemek zamanı da gelmiştir.”(s.21)


                     “KUR’ÂN-EKMEK-SU”

“Terme İlçemiz”de, “Şehr-i Terme”mizde, “Terme Beled”imizde, yaşanmış “gelenek ve göreneklerimiz”den biri de, “gelin eve girmeden önce ona Kur’ân, Ekmek ve bir Bardak Su verilir”di. “Gelin bardağı kırar, elinde ekmek ve Kur’ân olduğu hâlde eve girer. Bunların geline hayır ve bereket getireceğine inanılır.”(s.22)

Yine “çocuğun ilk göbek bağı” ise; ya “çocuğun mütedeyyin olması için camiî temeline”, ya da “Evcimen” olması içinde, evin temeline gömülürdü.”(s.29)

Hâlen bile , “Hacc”a veya “Umre”ye gidenlere, “Anadolu Çocuklarının İlk Göbeği” verilip, “Mekke-i Mükerreme Toprağı”na gömülmesi sağlanmaktadır.

Ya “Sizlerin Göbek Bağlarınız, Nereye  Bağlı?”

Yine, ilgili eserde, “Süt, Kan ve Ahiret Kardeşliği” “bitti” denilse de, hâlen bile “Süt Kardeşliği” ile “akrabalık” ve “sosyal grup olma” olayı da devam etmektedir. (s.31)

Yine, günümüzde âdeta “yok edilmiş” olan, benim de “mezun olduğum lise” olan “Terme Lisesi”nin ise, “Terme İlçesi’ndeki İlk Lise”(s.40) olduğunu da “Terme Monografisi” “ilmî çalışması”yla da tekraren hatırlamış da oluyoruz.

Ve "Ters Gece"de, "damadın ayakkabısını saklama geleneği","bahşiş verme..."(s.24)
Ve "Kına Gecesi"nde söylenilen "türkü:"
"Yüksek yüksek tepelere;ev kurmasınlar.
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler.
Annesinin bir tanesini hor görmesinler.
Uçan da kuşlara malum olsun;
Ben annemi çok özledim.
Hem annemi, hem babamı,
Ben köyümü özledim."


TERME'MİZDE,"TARİKAT-İ MUHAMMEDİYE/MUHAMMEDÎ YOL"UN 'ŞUBELERİ'NDEN;"KADİRÎ TARİKATİ" ve "RIFAÎ TARİKATİ" MÜNTESİPLERİ DE VAR...
Zaman zaman, kendi kendime; hele de "15 Temmuz 2016"'dan sonra; "söylenip dururdum:"-Ah! Terme'mizde, bir de "Kadirî Dergâhı" olsaydı diye.
Meğerse;'ilk defa" "Terme Monografi"sinden öğrendiğime göre; aslında "Muhammedî Yol"un 'Şube İsimleri' olan;"Kadirî ve Rıfaî Tarikatı Müntesipleri" bile varmış.(s.33)
Velâkin "dergâhlar"ı;"Kadirî Dergâhı" ve "Rifaì Dergâhı" olmadığından; mevcudiyetlerinden haberdar olamamışım.

NETİCE:
"Tekkeköylüler", belki de; Samsun'umuzun İlçeleri arasında,"Tekkeköy Şehri"ni,"Külliyat" gibi,"4 ciltlik eser" ile "kalıcı" bir şekilde "içe-dışa" "tanıtan" "ilçelerimiz" sıralamasında...
"Bir şehir", bir " beled", "kalıcılık" namına da; rağmenlere rağmen ;'kitaplar"la;"elektronik kitaplarla" "tanıtılır..."
Hem de, hiçbir "iç-dış tesir";"cehalet ve propagandist dışı","hakikî",'sahih" 'bilgilerle' dolu "kitaplar"la 'tanıtılır","sahip" çıkılır.
Nazarımda;"Terme Monografi"si gibi "Bitirme Ödevleri" bile, "hakikî/sahih bilgi"ye kavuşmada da,'altın değeri"ndedir.
Yoksa;"Elmas" yahut "Yakut" mu demeliydim?
Çarşamba/Terme, 14 Şubat 2020
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci
Dip Notlar:
(*): Hazırlayan:Hacı ASLAN;"Terme Monografisi"(Bitirme Ödevi), Uludağ Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, Din Sosyolojisi Ana Bilim Dalı, Bursa 2002,Basılmamış 'Bitirme Ödevi'
(1): tr.m.Wikipedia .org, monografi
(2): İsmet GÜLTEKİN ,"Biyolojik-Coğrafî Gözlük ile Terme", Google arama motorundan...
(3): “Amazonlar Diyârı Terme”, Selami ALTINOK Dönemi, “Terme Kaymakamlığı Yayını”

9 Şubat 2020 Pazar

BİYOLOJİK- COĞRAFÎ GÖZLÜK ile TERME İLÇEMİZ

 BİYOLOJİK- COĞRAFÎ GÖZLÜK ile TERME İLÇEMİZ




·       “TERME İLÇEMİZ”, “ŞEHR-İ TERME”MİZ, “BİYOLOJİK-COĞRAFÎ GÖZLÜK ile BAKILIP GÖRÜLDÜĞÜNDE DE, “CENNET ÂSÂ/CENNET GİBİ” BİR DİYÂR…



“Trabzon Serenti Yayınları”, ‘pardon’, “Trabzon Serander Yayınları”, 2017 yılında, “Terme İlçemiz”, “Şehr-i Terme”miz üzerine, çok ehemmiyetli iki “İlmî Eser”i neşretti.

“Anonim”, “Kollektif” tür çok ehemmiyetli iki eserden biri olan “Terme Araştırmaları”(*) kaynaklı, iki ehemmiyetli “Araştırma Yazısı” yazdım:
1-   “Terme Araştırmaları”(*)’nda, ‘Amazonizm İdeolojisi”ne Bakış…”(1)
2-    “Terme’de Binlerce Frengili Hasta…”(2)


“Anonim”, “Kollektif” tür “Terme Araştırmaları” isimli çok ehemmiyetli “İlmî Eser”de,”Terme İlçemiz”in, “Şehr-i Terme”mizin; “Tarihî Geçmiş ve Kültürel Miras”; “Fizikî Coğrafya ve Doğal Âfetler”; “Nüfus, Yerleşme ve Ekonomik Faaliyetler” başlıklı “3 Bölüm” hâlinde ve “dünden bugüne” vaziyeti ortaya konuluyordu.

BİYOLOJİK-COĞRAFÎ GÖZLÜK ile TERME

Yine “anonim”, “kollektif” bir çalışmanın ürünü olan “Terme’nin Biyoçeşitlilik ve Doğal Ortam Özellikleri”(3) isimli çok ehemmiyetli “İlmî  Çalışma” da, “İlmî Eser” de ise; “Terme İlçemiz”e, “Şehr-i Terme”mize, âdeta “biyolojik-coğrafî gözlük” ile bakılıp;sahip olduğumuz  “Kuş Türleri”mizden “Balık Türleri”ne; “Böcek Türleri”mizden “Doğal Hayat Sahaları”mıza, “Omurgalı Hayvan Çeşitlerimiz”e; yine “Doğal Hayat Sahaları”mızdan “Bitki Örtüsü” çeşitliliğimize ve “Floristik Yapı Zenginliğimiz” e kadar vaziyetimiz ortaya konulmaya çalışılmış.

Nihayetinde ifâde edeceğimi, yazımın bidayetinde ifâde edersem; kabaca, “Ebabil Kuşu” dahil “Kuş Türleri”ne; “İstilâcı Balık Türü”,”Terminatör Balık Türü” olan hepimizin hasım olduğu“İsrail Sazan”ına; “20 Böcek Türü”ne, “Bozkurt”ları dahil,”Omurgalı Hayvanları”na meftûn olduğumun; “Çalı”sından, “Maki”sine,”dünya’da sadece Terme’mizde görülen “Endemik Bitkileri”ne; “654  bitki türü”ne, “Floristik Yapı Zenginliği”ne ve “Çınar Ağacı”ndan, “Gürgen”nine, “Kızıl Ağacı”na, “Ceviz Ağacı”na, “Kestane Ağaçları”na kurban olduğumun “Horasan Alperenleri Toprağı”, “Müslüman Türk Yurdu Termem”, dersiniz…

“TERME ve ÇEVRESİ”NDEKİ “KUŞ TÜRLERİ”

“Biyolojik-Coğrafî Gözlük” ile bakılıp görüldüğünde, “Türkiye,biyolojik çeşitlilik bakımından kıta özelliğine sahip bir açık hava müzesidir…Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu’nun en zengin biyolojik zenginliğine sahip ülkelerden biridir…Türkiye, Avrupa kıtasındaki biyolojik çeşitlilik bakımından 9. sırada…Türkiye, 120 memeli,400’ü aşkın kuş türü, 130 kadar sürüngen,400’e varan balık türü ile biyolojik çeşitlilikte, tür çeşitliliği açısından  çok zengin…”(4)

“Türkeli”, “Türkiye”miz gibi “Terme İlçemiz” de, “Şehr-i Terme”miz de çok zengin…

1-   “Terme, önemli doğal alanlara(habitat) sahip.”
2-   “Terme Yeşilırmak Deltası, barındırdığı kuş türleri açısından çok zengin alan.”
3-   “Terme Yeşilırmak Deltası, göller bölgesi, Simenit, Akgöl çevresi, ‘Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’, ‘Doğal Sit Alanı’nda “Önemli Kuş Alanı” statüsüne sahip.”
4-   “Terme İlçesi’nde, 246 kuş türü tesbit edilmiştir.”
5-   “Türkiye genelindeki 483 kuş türünün %50’si Terme İlçesinde kaydedilmiştir. “
6-   “Terme İlçesi, kuzeyden güneye, doğudan batıya göç eden türler için önemli konaklama, beslenme ve üreme alanı özelliği gösterdiğinden, tür açısından zengin bir konumda.”
7-   “ Terme İlçesinde, görülen en yaygın kuş türleri: Serçe, İspinoz, Leş Kargası, Kızıl Gerdan, İbibik, Kar Kırlangıcı..”
8-   Terme İlçemizde, “Şehr-i Terme”mizde,  “246 Kuş Türü”nden, “Ebabil Kuşu” bile var…(5)

“TERME ve ÇEVRESİ”NDEKİ “BALIK TÜRLERİ”

1-   “Karadeniz Bölgesi’nin İncisi” Terme İlçemiz, “Şehr-i Terme”miz, çok zengin “Balık Türleri”ne de sahip.”
2-   “Karadeniz’de ‘165 Balık Türü” var. Terme İlçemizde ise 29 ‘Balık Türü’ var.” Terme Çayı, Miliç Irmağı, Ak Çay da…
3-   “ Terme İlçesi’nde, “Tatlı Su”larında,Terme Çayı, Miliç Irmağı,Kocaman Irmağı,Akçay, Simenit Gölü, Akgöl de,”Kefali”den ”Has Kefal”e,”Acı Balık”tan “Bıyıklı Balık”a,”Havuz balık”tan “Dikence Balık”a ,”Gümüş Balık”tan “Turna Balık”a ,”Söğüt Balık”tan “Kafkas Nehir Kaya Balığı”na  kadar “tatlı su balıkları” var.”
4-   “Nasıl giriş yaptığı konusunda hâlen çelişkiler” olan; ‘balıklandırma amaçlı olarak sularımıza sokulduğu” düşünülen;”çok ciddî istilacı türler”den; ‘dışarıdan gelen’, ‘yok edici balık türü’, ‘terminatör balık türü’ ‘İsrail Sazanı”ise maalesef Akgöl de…”(6)

“TERME ve ÇEVRESİ”NDEKİ “BÖCEK TÜRLERİ”

1-   “Terme İlçemiz, bitki türü bakımından zengin olmanın da bir sonucu olarak, ‘Böcek Türleri’ açısından da zengin.”
2-    “Türkiye’mizde 30(otuz) bin; ‘Terme İlçemizde ise 44(kırkdört) ‘Böcek Türü’ var.
3-   “Tozlaştırıcı, yabancı otlar için biyolojik mücadelede, özellikle kuşlar ve balıklar için besin ögesi olmak’ gibi birçok faydaları olan “Böcek Türleri” açısından da Terme İlçemiz, “zengin ve ekolojik anlamda önemli” olan bir İlçe…”(7)
“TERME ve ÇEVRESİ” , BAZI “BİTKİLERİN ANAVATANI”

1-   “Terme İlçesinde, çok sayıda, bazı ‘Bitkilerin Anavatanı’/Habitat Çeşitliliğinin varlığı da tesbit edildi.”
2-   “Terme İlçesinde,’Omurgalı Hayvanlar’ için ideal ve önemli  doğal hayat sahaları var.”
3-   “Yeşilırmak Deltası, Kuzey Anadolu’da yer alan en büyük deltadır…Omurgalı hayvanlar için ideal geçiş alanları oluşturur.”
4-   “Terme İlçesi, hem su da, hem karada yaşayan ‘iki hayatlı hayvanlar’, ‘omurgalılar’,’küçük memeliler’ ve ‘sürüngenler’ için de önemli ‘doğal hayat sahaları’na sahip.”
5-    “Terme İlçesinde, “18 Sürüngen Türü”;”42 Tür Memeliler”; “9 Tür İki Hayatlı Hayvanlar”ın yaşayabildiği şehir.  (Boz)kurtlar’dan ‘Çakal’lara; ‘Tilkiler’den ‘Yaban Domuzları’na kadar…”
6-    “Terme İlçesi ve Çevresi, sahip olduğu bazı ‘Bitkilerin Anavatanı’/Habitat Çeşitliliği” ve buna bağlı olarak ‘Omurgalı Hayvan Çeşitliliği’ bakımından çok önemli alanlardan biridir.”(8)


“TERME ve ÇEVRESİ”NDEKİ ‘BİTKİ ÖRTÜSÜ’(VEJETASYON) ÇEŞİTLİLİĞİ

1-   “Terme ve Çevresi, ‘Bitki Örtüsü’(Vejetasyon) açısından da, zengin bir ‘Bitki Örtüsü’ne, “9 Tür Bitki Örtüsü”ne sahip. En yaygın ‘Bitki Örtüsü’ ise ‘Ormanlar…’ “Maki”ler, “Kumul”lar, “Çalı”lar, “İnsan Etkisi” ile oluşan “Bozuk Ormanlar”, ‘Sulak Alanlar”, “Sazlıklar”, “Çayırlar.”
2-   “Kayın Ormanları”nın insan etkisi ile bozulması oluşan “Bozuk(Tahrip Edilmiş) Ormanlar…”
3-   “Terme İlçesi ve Çevresi”, “Bitki Örtüsü(Vejetasyon)” Özellikler” açısından; “zengin bir bitki  örtüsü”ne sahiptir.”(9)


“TERME ve ÇEVRESİ”NDEKİ “EKOSİSTEMLER”
1-   “Terme ve Çevresi”ndeki “Ekosistemler”; “Sulak Ekosistem”(Bataklık,Tuzlu Su(Deniz),Tatlı Su(Akarsu),Subasar) ile “Karasal Ekosistem”(Kumul,Orman,Çalı,Kayalık ve Ziraî Alan)’den meydana gelir.”
2-    “Terme ve Çevresi”nde, “8 Ekosistem” ve “6 Alt Ekosistem” tipi var.”
3-   “Terme ve Çevresi”ndeki “Ormanlardaki Ağaç Türleri” ise; “Kayın”,”Kestane”,”Sapsız Meşe”, “Istıranca Meşesi”,”Adi Gürgen”,“Doğu Gürgen”i,”Çınar Yapraklı Akçağaç”, “Ova Akçaağaç”, “Kiraz”, “Taflan”,”Akçaağaç Yapraklı Üver”,”Küçük Trabzon Hurması”,”İnce Meyveli Dışbudak”,”Titrek Kavak”, “Adi Ceviz”dir.”
4-   Maalesef “Terme ve Çevresi”ne, “dışarıdan sokulmuş”(yabancı,egzotik) türler de; “Beyaz Çiçekli Yalancı Akasya”, “Çoban Değneği”, “Şekerci Boyası”,”Ayva-Kültür”,”Armut-Kültür”,”Erik-Kültür” gibi.
5-   “Terme ve Çevresi”nde, “Yaban Hayatı” açısından da ehemmiyete sahip.”
6-   “Terme  ve Çevresi”nde,”Anıt Ağaç ve Tescilli Kaya” adına, “Terme’de Oğuzlu Köyü Çınar Ağacı, Kozluk Beldesi Ceviz Ağacı, Kesikkaya Köyü Tescilli Kaya olmak üzere 2 anıt ağaç ve 1 tescilli kaya yer almaktadır” denilse de; “Terme İlçesi Şehir Merkezinde, Ahşap/Tahta Camiî Avlusunda, “360 Yaş”ını aşmış “Anıt Çınar Ağacı”  da(İ.G.) var.(10)


“TERME ve ÇEVRESİ”NİN “DOĞAL BİTKİ ÖRTÜSÜ TÜRÜ/FLORİSTİK YAPISI”

1-   “Terme İlçesi doğal florasında 106 familya ve 401 cins dahil toplam 654 bitki türü yayılış göstermektedir.”
2-   “Terme İlçesi ve Çevresinde, dünyada sadece Terme’de görülen (endemik)  bitki türü sayısı 11(onbir); dünyada başka bölgelerinde de görülen (endemik olmayan) bitki türü sayısı 69(altmış dokuz); toplam 80(seksen) bitki türü var.”
3-    “Nevik” isimli ‘bitki türü’müz bile var.”
4-   “Nadir Tür’, ve ‘dünyada sadece Terme İlçesi ve Çevresinde görülen(endemik) tür bitkilerinin korunması için; “Kamu Gözetiminde,Terme Halkının Bilinçlendirilmesi” elzemdir.”
5-   “Terme ve Çevresinin Floristik(Doğal Bitki Örtüsü) Yapısı”nı, 104 familyaya ait, 554(beş yüz elli dört) ‘takson’(   doğal bitkilerin hiyerarşik sınıflandırılması)    ) var.””Atkuyruğu”ndan, “Göl İçi”ne kadar.”(s.162-180)
6-    “Terme İlçesi ve Çevresi”nin; ‘dünyada sadece Terme’de görülen; ‘Anavatanları Terme’ olan ‘Bitki Türü’ oranı yani “Terme’deki Bitkilerin Endemiklik Yüzdesi” %1,8 dir.”(11)


“TERME’NİN BİYOÇEŞİTLİLİK ve DOĞAL ORTAM ÖZELLİKLERİ”(12) KİTABINA ELEŞTİRİLER

1-   “Anonim-kollektif” çalışmanın ürünü olan “İlmî Eser”deki, istisnasız neşredilmiş “bütün fotoğraflar renkli” bir şekilde neşredilmeli idi.
2-   Yine “İlmî Metod”larla çalışmanın ürünü olan bu “İlmî Eser” deki “bütün bitki türleri”nin “Türkçe İsimleri” de istisnasız verilmeliydi. Bazı “Bitki Türleri”nin, bazı “Resim Altı İfâdeler” de, “Türkçe İsimleri” verilmeyen, yazılmayan varlıklar da var.
3-   Yine bu “İlmî Eser”de, bir “Lügat” de olmalı idi. Meraklı her sade okuyucu ve her tür “Araştırmacılar”a, “İlmî Eser” de geçen bazı mefhumların târifleri, “Lügat” ismi altında yer almalıydı.
4-   Bir “Matbaa Hatası”, “Basım Hatası” olsa gerek; “İçindekiler”de zikredilen “9. Bölüm Biyoçeşitliliğin Korunmasının Terme İçin Önemi-Cevdet YILMAZ,s.201”i, bu “İlmî Eser”de bulamadım.

NETİCE:

“Karadeniz Bölgesi”, “Seranderler Diyârı..."
“Trabzon Serander Yayınları”nın, “Terme İlçesi”, “Terme Şehri”, “Şehr-i Terme”miz üzerine neşrettiği “anonim-kollektif” bir “İlmî Çalışma”nın ürünü olan zikredilen “İki İlmî Eser” sonrası, halk arasındaki yaygın ifâdesi ile “Serenti”lere, âdeta dönemin “Buzdolapları”na, “Serander” de denildiğinin de “farkına vardım…”

Hülâsa, “Biyolojik-Coğrafî Gözlük” ile de “bakılıp görüldüğü”nde, “tahkik” edilip “araştırıldığında”, “Terme”miz; hem “Roma Kültür ve Medeniyeti”, hem de “Grek Latin Kültür ve Medeniyeti” ötesi, “bin seneyi aşan  Müslüman Türk Yurdu”dur…
“Danişmendliler”den kalma, “Yeni Mahalle Ahşap-Tahta Camii Avlusu Kabristanlığın”daki , belki hâlâ esrarı çözülememiş “Siyah Taş”lar da bunun maddî karinesi, delili,ispatıdır.

Terme: “Cennet âsâ/cennet gibi” bir diyâr…

Terme İlçemiz, "Şehr-i Terme"miz, “Üstte gök çökmeyinceye, altta yer delinmeyece kadar”, “Büyük Kıyamet”e kadar, inşallah daima “Müslüman Türk Yurdu”, “Horasan Alperenleri Toprağı” olarak kalır…

Terme, 09.Şubat.2020
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

Dip Notlar:

(*): “Terme Araştırmaları”, Editör: Prof.Dr. Cevdet YILMAZ,1. Basım: 20 Aralık 2017, Serander Yayınları, Trabzon.
(1): İsmet GÜLTEKİN, “Terme Araştırmaları”nda,”Amazonizm İdeolojisi”ne Bakış…, 26 Temmuz 2019, google arama motorundan…
(2): İsmet GÜLTEKİN, “Terme’de Binlerce Frengeli Hasta…”, 21 Ağustos 2019, Google arama motorundan…
(3): “Terme’nin Biyoçeşitlilik ve Doğal Ortam Özellikleri”, Editörler: Prof.Dr.Cevdet YILMAZ-Doç.Dr.Hasan KORKMAZ,Birinci Basım: 18 Aralık 2017, Serander Yayınları, Trabzon
(4) ve (5): “Terme’nin Biyoçeşitlilik ve Doğal Ortam Özellikleri”, adı geçen eser, s.6,16,17,19,20,21,30,
(6): “Terme’nin Biyoçeşitlilik ve Doğal Ortam Özellikleri”, adı geçen eser, s.38,39,47,51(ve 8)
(7): “Terme’nin Biyoçeşitlilik ve Doğal Ortam Özellikleri”, adı geçen eser, s.69,70,75,80
(8): “Terme’nin Biyoçeşitlilik ve Doğal Ortam Özellikleri”, adı geçen eser, s.83,84,85,86,87,88,89,90,91
(9): “Terme’nin Biyoçeşitlilik ve Doğal Ortam Özellikleri”, adı geçen eser, s. 95-107 ve s.129,130,131
(10): “Terme’nin Biyoçeşitlilik ve Doğal Ortam Özellikleri”, adı geçen eser, s.129,130,131,132,137,138-139
(11): “Terme’nin Biyoçeşitlilik ve Doğal Ortam Özellikleri”, adı geçen eser, s.122, s.162-180,190

(12): “Terme’nin Biyoçeşitlilik ve Doğal Ortam Özellikleri”, adı geçen eser, 

"CENNET MEKÂN" NECİP FAZIL KISAKÜREK VE...

"CENNET MEKÂN" NECİP FAZIL KISAKÜREK VE....


"HAZRET-İ ALİ(k.v.) Efendimizi de anlattığını bildiğimiz; "Şairler Sultanı";"Büyük Doğu Mefkúresi"nin "Üstadı",Rahmetli "Cennet Mekân" Necip Fazıl KISAKÜREK'in "Elinde Sigara Tüttüren" "İhtilâl" isimli Eserinin "Kapağı" ile "Başbuğ Atatürk" "Kapaklı" "Büyük Doğu Mecmuası"(İptidai Devre, 9.Sayı,12 Kasım 1943, 16 Sayfa,33 Yazı; katalog.idp.org.tr) ve şu "alt yazılı"
"Atatürk'ün Altın Anahtarla Açtığı Son Fabrika Kapısı… Şimdi Onun Ruhu, Aynı Anahtarla Türk'ün Zafer Kapısında..."
Ve "Kızıl Moskof Tehlikesi"ne ve günümüzdeki "Moskof Ajanları"na da dikkat çektiği,"Moskof Âbidesi Ayastefonas(Yeşilköy)" lı "Büyük Doğu Mecmuası" 'Kapak Konu"lu Sayısı-15.Cilt: 10. Sayı, 10 MART 1971,16 Sayfa,katalog.idp.org.tr) nın şu "Alt Yazısı" ile okurlarına takdimi:

"Bundan bir asra yakın bir zaman evvel (1877) şanlı Plevne müdafaasını ezdikten sonra İstanbul önlerine kadar gelen Moskofların Ayastefanos ( Yeşilköy) mevkiine diktikleri ve sonra Birinci Dünya Harbinde İttihatçılar tarafından bombalanıp yıkılan Moskof abidesi, bugün, tepesindeki salibi Orak-Çekiç'e çevirmiş olarak dikileceği yeri kollamakta; ve Türkiye içi Moskof ajanlarını, bu maksatla, uzaktan sinsi sinsi seyretmektedir!!! "

Terme, 07.Şubat.2020
İsmet GÜLTEKİN

Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

RAHMETLİ"BAŞBUĞ ATATÜRK"ÜN, "KARADENİZLİ MANEVİYAT ORDUSU"NDAN; "TERME İLÇE"MİZDEN;"ŞEHR-İ TERME"MİZDEN; BİR "MANEVÎ ZAT" YOHTUR.....

RAHMETLİ"BAŞBUĞ ATATÜRK"ÜN, "KARADENİZLİ MANEVİYAT ORDUSU"NDAN;
"TERME İLÇE"MİZDEN;"ŞEHR-İ TERME"MİZDEN;
BİR "MANEVÎ ZAT" YOHTUR.....


Evet, 1919-1923 tarih aralığındaki, 5(beş) senelik "İstiklâl Harbi"miz döneminde, Terme İlçemizden;"Şehr-i Terme"mizden; "Hoca-Müftü-Şeyh-İslâm Âlimi-Manevî Zat" olarak;"Mustafa Kemal'in Maneviyat Ordusu"ndan, kimse yohtur..
Başka bir ifâde ile rahmetli "Başbuğ Atatürk"ün;"Karadenizli Maneviyat Ordusu"ndan; "Terme İlçesi"nden;"Şehr-i Terme"mizden; bir "Manevî Zat",bir "Müftü", bir "Hoca", bir "İslâm Âlimi" hiç kimse yohtur...

Yohtur, diyoruz çünkü alakalı "ilmî araştırmalar"da bu hususta bir "kayıt"; alakalı "literatürler"e geçmiş bir isime henüz rastlanılmamıştır.
Sebep?
"Hakikat" nazarında, ya "hakikaten/ gerçekten" alakalı kronolojik tarih aralığında,'İstiklâl Harbi Dönemi"nde;"Terme İlçemiz"den;"Şehr-i Terme"mizden öyle bir kıvamda, zaten kimse yoktu veya aslında, vardı da "biz bilmiyoruz..."

"MUSTAFA KEMAL'İN MANEVİYAT ORDUSU"NDA, "KARADENİZLİ MANEVİYAT ORDUSU"NDA; "TERMELİ" KİMSE YOK!!!

"Millî Mücadele'de ve Seferberlikte, Karadenizli Din Adamları"(1) isimli, "iki bölüm"lük ehemmiyetli "araştırma yazısı"nda,"ilmî araştırma"da da, Ordu'dan Amasya'ya uzanan tahkiklerde de; maateessüf "Terme İlçemiz"den;"Şehr-i Terme"mizden; ismi zikredilmiş hiç kimse yoktur.
Yine, "bütün vatan sathı"nı kapsayıcı bii başka "araştırma yazısı"nda da," "yazı dizisi"nde de, "ilmî araştırma"da da- ki "Mustafa Kemal'in Maneviyat Ordusu"(2) başlıklı,10(on) bölümlük-; yine "Terme İlçemiz"den; "Şehr-i Terme"mizden, hiç kimse yoktur.

Doğrusu, "hâfıza"mı şöyle bir yokladığımda; "Kızıl Moskof Zulmü"nden,"Kafkasya"lardan Terme İlçesi Yalı Mahallesi mevkiinde, bir ara iskân edilmiş "Çerkez Türkleri" sonrası, şimdi hatırlayamadığım bir sebepten dolayı,"Ulu Hakan"ımız tarafından bir "Heyet"in, "Terme İlçemiz"e,"Şehr-i Terme"mize geldiğini biliyoruz.
Velâkin, beş senelik "Millî Mücadele/İstiklâl Harbi" döneminde,"Ulu Önder"in yanında saf tutmuş hiçbir "Termeli Mânevî Zat"ı,"Müftü"yü," Hoca"yı,"İslâm Âlimi"ni henüz bilemiyoruz.
Yukarıda da zikrettiğimiz üzre; ya "yoktu" da bilemiyoruz; ya da "vardı" fakat henüz "literatürlere", "kayıtlara" geçmemiş!!!!

ELHASIL:
"Terme İlçemiz","Şehr-i Terme"miz, günümüzde,"Şehidler","Gaziler","Hafızlar","Pehlivanlar","Evliyâlar","Horasan Alperenleri" "belde"si,"beled"i, "toprağı","diyârı" olan "Müslüman Türk Yurdu..."
Kimbilir, hâlen yaşayan ne "manevî zat"lar,"hoca"lar,"müftü"ler,"İslâm Âlimleri" var?
Velâkin kronolojik olarak da,"Millî Mücadele/İstiklâl Harbi Dönemi"nde,"Terme İlçemiz"den; "Şehr-i Terme"mizden; rahmetli "Mustafa Kemal'in Maneviyat Ordusu"ndan kimsenin olmayışı, çok düşündürücü...
Terme, 07.Şubat.2020
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci
Dip Notlar:
(1): M.Ufuk MİSTEPE, "Millî Mücadelede ve Seferberlikte Karadenizli Din Adamları-1 ve 2", unyetv.net, 13. Aralık.2019 ve 07. Şubat.2020
(2): Eyüp KABİL,"Mustafa Kemal'in Maneviyat Ordusu",Yazı Dizisi,10(on) Bölüm, Yeni MESAJ Gazetesi, 05.Aralık.2018-14.Aralık.2018

NOT: Paylaşılan "fotoğraflar", Eyüp KABİL'in, adı geçen yazı dizisinde neşredilmiştir.