Yazı Dizisi: ÜLKÜCÜ
HAREKET’in “12 Eylül Romanları”-1
‘Yaşanan
Roman-AŞKI CEHENNEME ATTILAR-“Habibe”’
BİR “HİDAYET ROMANI”
DEĞİL;
SANKİ YAKIN DÖNEM
“SİYASÎ HATIRAT” KİTABI
Kitap “kapak”
isminden, ilk anda ‘mecazî aşk’tan ‘ilahî aşk’a geçişi çağrıştıran bir tür
“hidayet romanı” algısı teşkil etse de, okunup bitirildiğinde, hiç de öyle
olmadığı, bilâkis, kelimenin tam anlamı ile “yakın dönem ‘siyasî hatırat’
kitabı” olduğu anlaşılacaktır.
Elbette ki, 12 Eylül
1980 Askerî Darbesi ile adetâ “feleğin çemberi”nden geçirilen; “yüzde yüz
yerli, yüzde yüz millî” ve hattâ onca ‘amelî nâkıslıkları’na rağmen; “yüzde yüz
İslamî” olan bir “Hareket”in, “Milliyetçi-Ülkücü Hareket”in, hassaten de,
“rağmenlere rağmen”, hâlâ “Milliyetçi-Ülkücü Hareket”in “özü, çekirdeği” hususiyetini
taşıyan, artık “mayası tutmuş”, “Rumeli ve Anadolu’ya kök salmış” “Yazıcıoğlu
Hareket”inin, “Alperen Hareketi”nin, “Nizâm-ı Âlem Ülküsü Hareketi”nin
‘lideri”, rahmetli “şehid”, hem de “en son şehid edilen Ülkücü” “Muhsin
Başkan”a bolca atıfların yapıldığı “yakın dönem ‘siyasî hatırat’
kitabı:”Gözyaşı Geceleri”nin “mimarı” Haşim AKTEN Hoca’nın “Yaşanan Roman-12
Eylül, Mamak ve Habibe-AŞKI CEHENNEME ATTILAR” isimli eseri…
UNUTULAN AYRINTILAR
ve İLK DEFA ÖĞRENDİĞİMİZ SİYASÎ HAKİKATLER
Bu sebepledir ki;
bütün “Alperenler”in,”Nizâm-ı Âlem Ülkücüleri”nin, “Ülkücüler”in, “Ülkücü
Alperenler”in tez elden okumaları elzem olan bir eser, bir kitap…”Gözyaşı
Geceleri”nin ‘mimarı’ Haşim AKTEN’in; sanki “Yakın Dönem ‘Siyasî Hatırat’
Kitabı”nı yahud “orijinal ismi” ile “Yaşanan Roman-AŞKI CEHENNEME
ATTILAR-‘Habibe’”eserini okumaya başladığım “ilk sahifeler”de, “Aaaaa, baksana
Haşim AKTEN Hoca da ‘Urfalı’ imiş, Urfa’da ne de çok hatırâları varmış”
diyorsunuz.. Öyle ki, eserin “son sahifesi”ni okuyup bitirinceye kadar...Ne var
ki, “son sahife”de “biyografi”yi okuduğunuzda, “Haşim AKTEN”in “1955 Konya
Doğumlu” olduğunu okuyunca ve “Gözyaşı Geceleri”nin “merkezi”nin de “Konya”
olduğunu hatırlayınca, “yanıldığınızı” da fark ediyorsunuz…
“1956 Urfalı Kerim
ERDEMİR”in “Cehennem Hayatı” sonrası “Urfalı Abdulkerim”e “dönüşürken; böyle
bir sanki “yakın dönem ‘siyasî hatırat’ kitabı’nı da yazması ile mevcut ve
“gelecek nesillerin zulümleri unutmaması” da hedeflenmiş…
“Yaşanan Roman”ın
“baş kahramanı” “Urfalı Kerim”in, kuvvetle muhtemel, aslında “Gözyaşı
Geceleri”nin ‘mimarı’ Haşim AKTEN’in; ömrünün “ilk yılları”nda, “siyaset”e hiç
ilgi duymadığını, “tertemiz aşk duyguları” yaşadığını,ne zaman ki “solcularla,
sosyalist gençlerle” tanışması sonrası, “hakperestliği”nden kaynaklanan sebeple
“Ülkücü Hareket”e iştirak ettiğini de öğreniyoruz…
“Ö.İ.T.”yi, “Özel
İstihbarat Teşkilatı”nın bir zamanlar mevcut olduğunu,Rahmetli Alparslan
TÜRKEŞ’in kurdurttuğunu, “Ülkücü Hareket’in 12 Eylül 1980 Askerî Darbe öncesi
‘İstihbarat Teşkilatı’nın ismi olduğunu, “Urfalı Kerim”in de, “Haşim AKTEN”in
de böyle bir ‘İstihbarat Teşkilatı’nın ‘üyesi’ olduğunu, 2013’ler
Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi,”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?.
“Ülkücü Hareket”in
manevî banileri”nden rahmetli Ahmed Kayıhan Efendi(k.s.)’yi; hele de yaşları
neredeyse 50’lere dayanmış “Ülkücü Hareket”in “1965 Nesli”nin bile çok farkında
olmadığı, bilmediği, bilemediği, “Son Ülkücü Şehid” “Muhsin Başkan”ı
yetiştiren, “manevî hocası”, rahmetli
“Sivaslı Cemal Amca”yı,2013 Türkiye’sinde, kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”,
“Alperen” biliyor ki?(s.64)
Haşim AKTEN’in
kendisinin de “Genel Sekreter”liğini yaptığı “Son Ülkücü Şehid” ‘Muhsin
Başkan”ın “Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı Dönemi”ni, “Ocak Tarihi”nin “Fatih
Dönemi”gibi dedirten tesbitini 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”,
“Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.67)
İlk “Ülkücü Şehidler
Arşivi” düşüncesinin temelinin de “1956 Urfalı Kerim”(Haşim AKTEN) tarafından
atıldığını, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor
ki?(s.73)
“Bir Nesil”ki; “en
son ne zaman yemek yediklerini” bile hatırlamayan, hayatlarını tamamen
dâvâlarına adamış sahiden “Ülkücü Nesil”ler…:
“- En son ne yedik?
-
Hatırlamıyorum.
-
En son ne zaman yemek yemiştik?”(s.84)
12
Eylül 1980 Askerî Darbesi’ne adetâ ‘sayılı günler’ kala, “Ülkücü Hareket”in
dönemin “Genelkurmay”lığı önünde “eylem” yaptıklarını; “eylem”den de öte
dönemin “Genelkurmay Başkanı”olan “Kenan Evren Paşa”ya; “- Paşam, durdurun
artık bu akan kanı!” dediklerini; “Paşa’nın da sakince ve sonradan anlaşılacak
alaylı bir tavırla” “- Ne yani İhtilâl mi yapalım!”(s.87) cevabını verdiğini, 2013’ler
Türkiye’sinde, kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?
“Ülkücü
Hareket”in “manevî mimarları”ndan rahmetli Ahmed Kayıhan Efendi(k.s.)’nin
Haziran 1980’de, 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’ne neredeyse iki ay kala, rahmetli Alparslan
TÜRKEŞ’e,”Başbuğ”umuza, “- Sine-i millet”e dönüyorum, de, partini ve tüm
teşkilatlarını kapat. Sen de yurt dışına çık”, dediğini, rahmetli
“Başbuğ”umuzun ise “bir şey söylemediğini”, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç
“Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.88)
11
Eylül 1980’de, 12 Eylül’e birgün kala, MHP Genel Merkezi’nde “temizlik”
yapıldığını, dönemin “Ülkü Ocakları”nın ise “darbeden haberdar” edilmediğini,
kaderine terk edildiğini, 2013’ler Türkiye’sinde kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”,
“Alperen” biliyor ki?(s.89)
“En
Son Şehid Edilen Ülkücü” de olan rahmetli “Muhsin Başkan”ın “hocası”,
“yetiştiricisi”, rahmetli “Sivaslı Cemal Amca”nın 12 Eylül 1980 darbesi sonrası
yakın günlerde vefât ettiğini; “12 Eylül İhtilâlinin Ülkücü gençleri yok etmek
için yapıldığını” söylediğini, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”,
“Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.90)
12
Eylül 1980 Askerî Darbe sonrası, Türkiye genelindeki hiçbir “Ülkücü”ye,
“ellenilmediğini”, “karışılmadığını”, iki(2) ay sonra ise 60(altmış) gün ise
yaklaşık 12 Kasım 1980 tarihi sonrası itibariyle de Türkiye genelinde “ilişilmedik-karışılmadık”
hiçbir “Ülkücü”nün adetâ kalmadığını, “içeri alınan” her bir “Ülkücü”nün “çok
ağır işkenceler”den geçirildiğini, adetâ “Cehennem=12 Eylül Zindanları=Mamak
Zindanları=Medrese-i Yusufiye’ye” atıldıkları “ayrıntısı”nı, 2013’ler
Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.90, 91)
“Gözyaşı
Geceleri”nin ‘mimarı’ Haşim AKTEN’in de, ihmal ettiği çok basit bir sebepten,
zamanında “ifade vermeme” sebebinden “Cehenneme=12 Eylül Zindanlarına=Mamak
Zindanlarına=Medrese-i Yusufiye’ye” ‘atıldığı”nı 2013’ler Türkiye’sindeki kaç
“Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.93,94)
“12
Eylül Zindanları”nın, “Mamak Hapishanesi”nin, “Medrese-i Yusufiyeler/Yusufiye
Medreseler”in adetâ “Cehennem” olduğunu, “Cehenneme Hoş Geldiniz!” demek
olduğunu, “Moskof yapmazdı bu zulümleri” dedirttiğini 2013’ler Türkiye’sinde
kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.97)
“Gözyaşı
Geceleri”nin ‘mimarı’ Haşim AKTEN’in bile “İslâm’ı, İslamiyet’i”, “Cehennem”de,
“12 Eylül zindanları”nda, “Medrese-i Yusufiyeler”de, “Mamak”larda öğrendiğini
2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor
ki?(s.99)
“İşkenceciler
Lügati”ne, “İşkenceciler Terminolojisi”ne dahil olabilecek kelimeler, kelime
grupları, cümleler: “Lan! Soyun lan! Giyin lan! Fırla lan! Koş lan! Altına yap lan!Kıdemli gel lan! Yüksek sesle
oku lan! Öğretmediniz mi lan! Kıpırdama lan! Bu ne lan!” gibi hep “lan!”lı
olduğunu, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen”
biliyor ki? (s.107-114ve s. 193)) Hattâ öyle ki, rahmetli “Şairler Sultanı”
Necip Fazıl KISAKÜREK’in “meşhur mısraları”ndaki; “Çaycı, getir ilaç kokulu
çaydan
Dakika
düşelim senelik paydan!
Zindanda
dakika farksızdır aydan” “ilaç kokulu çaydan” ifadesinden dolayı,
“işkenceci”nin, “-Bu ne lan, bu ne! Benim çayıma sen nasıl ilaçlı dersin
ha!...” “anekdot”u, bana “Millî Eğitim”de “men edilen”, “yasaklanan”, rahmetli
“Bayrak Şairi”miz Ârif Nihad ASYA’nın “meşhur şiiri”nde geçen; “sen nasıl
kuşlara yuva bozdurtturursun!” ‘gerekçesi”ni de hatırlatırken, 2013’ler
Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” KISAKÜREK’in şiirine
“karşı” çıkıldığını” biliyor ki?(s.114, 115)
“Bir
yılda sadece iki defa evinden dışarı çıkan” ‘Ülkücü Nesiller’den “Urfalı
Kerim’in(Haşim AKTEN)’in ‘müthiş tesbit’i: “Beğenmedikleri Ülkücüler ‘haram
olur’ diye ‘Millî Piyango Bileti’ bile almazken; Ülkücülerin Müslümanlığını
sadece ‘amelî nakıslıklar’ından dolayı ‘tartışanlar’ın, 12 Eylül 1980 Askerî
Darbe sonrası “Bankalar” kuracak kadar,her şeyin fetvasını verdiklerini”, hele
de “son yıllar”da “türeyen” “modern Kadızadeliler”ce de, bırakalım “Ülküdaşları”mızı,
bütün “Türkler”i bile “Müslüman”dan saymayanların olduğunu, 2013’ler
Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.125)
“Cehennem”de bile “12 Eylül Zindanları”nda bile “Mamak”larda bile “Ülkücüleri
Müslüman’dan saymayan sözde ‘Müslüman Âlim”lerin,sözde “İslâm Âlim”lerinin ‘din ile diyanet ile hiç
mi hiç ilgisi olmayan Solcuları tercih” ettiklerini, “fikir-düşünce ayrılığı
olanlarla değil, inanç ayrılığı olanlarla savaşılır” dedirten “hakikat”lerin
olduğunu, “Ülkücüler” ‘Mamak Cehennemi’nde “açlık yaşarken”; “bazı
Müslümanlar”ın ‘takva adına’ ziyafetler tertiplediklerini,2013’ler
Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.211 ve s.309)
Meğerse
neredeyse her bir “Ülkücü”ye “canavar” diyenlerin, “deli” diyenlerin “Solcular”
olduğunu, “Sosyalistler” olduğunu 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi,”
“Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.272)
“Hiçbir
şeye karışmayan, nefsi için yaşayan, okulunu bitirip para kazanmak, evlenmek
dibi dünyevî duygular taşıyanlara ve tarafsızlara “ot” denildiğini, “ot gibi
yaşayanlar” denildiğini, “faydasız varlıklar” denildiğini, 2013’ler
Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.193)
“Cehennem”deki,
“12 Eylül Zindanları”ndaki, “Mamak”lardaki “Ülkücüler”in “tek dertleri”nin
“İslâm’ı yaşamak” olduğunu, “İslâm”ı da, “İslamiyet”i de sahiden “Cehennem”de
öğrendiklerini 2013’ler Türkiye’sindeki
kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.208, 209)
2013’ler
Türkiye’sinin “TV Ekranları”nda, artık reklamları bile yapılan “Soğuk Çay”ın,
“Cehennem=12 Eylül Zindanları=Mamak’lar”da, “zulüm aracı” olarak kullanıldığını
kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.208)
“Son
Ülkücü Şehid” ‘Muhsin Başkan’ın , ‘şehid’ olacağının rüyası’nı ‘Mamak
Cehennemi’nde “ağlayan dağlar rüyası” ile gördüğünü 2013’ler Türkiye’sindeki
kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.215)
“Ülkücüler”in
niçin “Cehennem=12 Eylül Zindanları=Mamak’larda”, “pijama üstüne pijama”
giymelerinin sebebinin “dayak işkencesi”nden korunmak olduğunu, 2013’ler
Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki? (s.216)
“Son
Şehid Ülkücü” ‘Muhsin Başkan’ın “3(üç) Suikast Girişimi” ile karşılaştığını,
“suikastler”in “tek merkez”den olduğunu, “Solcular tarafından
ya-pıl-ma-dı-ğı-nı”, ‘Muhsin Başkan’a “3(Üç) kere içeriden, vatandan-milletten
yana gözüken mihraklar tarafından ya-pıl-dı-ğı-nı”, ‘Muhsin Başkan’ı vuracak,
sonra da “Şehid” diye cenazesini kaldıracaklarını”, o tarihlerde bunu
yapamayanların, Haşim AKTEN’in cümleleri ile “yıllar sonra başaracaklardı” diye
yazdığını, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen”
biliyor ki?(s.226) Haşim AKTEN’in “Sanki Yakın Dönem ‘Siyasî Hatıratım’ Kitabı”
olan “Yaşanan Roman-AŞKI CEHENNEME ATTILAR-“Habibe”- isimli eserinde serdettiği
bu “fikri”ne, “görüş”üne, “kanaat”ine benzer “fikirleri-düşünceleri”, 25 Mart
2009 sonrasına yakın tarihlerde, BBP’ye de Genel Başkan Adayı olmuş ‘Selim
ÇORAKLI’ da zikretmişti: “İçeriden…” diye…
“ASALA
Terörünü bitirin. 20 (yirmi) Ülküdaşı da serbest bırakalım!” ‘teklifi’nin,
‘Derin Devlet’ce, ilk defa, “Mamak Cehennemi”nde, “Son Şehid Ülkücü” rahmetli
‘Muhsin Başkan’a yapıldığını, ‘Muhsin Başkan’ın ise “sadece 20(yirmi) Ülkücünün
değil, ‘Cehennem”deki, “Mamak”lardaki bütün Ülkücülerin serbest bırakılması
şartını getirip reddettiğini”, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”,
“Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.235,236,237,238)
“Mamak
Cehennemi”ndeki “Ülkücülerin de Bölündüğünü”, ‘hem de ne “bölünme?”’ dedirtecek
tarzda; “Arabesk Dinleyen Ülkücüler”, “İlahî Dinleyen Ülkücüler” diye
“2(iki)’ye bölündükleri”ni, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”,
“Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s. 242)
“Bir
serçenin bile ayağını koparmaya yanaşmayan Ülkücü gençlerin, ‘idamla
yargılandıkları’nı”, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”,
“Alperen” biliyor ki?(s.246)
“Asılarak
idam edilen” “Ülkücü Şehid Mustafa PEHLİVANOĞLU”nun; “Rabbime içimdeki
pisliklerle gidemem” diye idamına altı gün kala, yemek yemeği reddettiğini ve
sadece su içtiğini, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi,” “Ülkücü”,
“Alperen” biliyor ki?(s.250)
“Gözyaşı
Geceleri”nin “mimarı” Haşim AKTEN’in
‘hayatı’nın “biiznillah” “Mesnevî” ile değiştiğini, “Mamak Cehennemi”nde
“dualarım kabul olsun” diye “40(kırk) gün dil orucu/konuşmama orucu”
tuttuğunu”, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen”
biliyor ki?(s.254, 255)
“Mamak
Cehennemi”ndeki ‘Ülkücülerin yazdığı mektuplarda geçen “c.c.” ve “s.a.v.”’ye,
“şifre suçlaması” yapıldığını, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”,
“Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.262)
“Mustafa
Necati SEPETÇİOĞLU Külliyatı”nı okumanın bile
“Mamak Cehennemi”nde “men edildiğini”,” yasaklandığını”, 2013’ler
Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.266)
“Akıncı
Gençliği”n “Şehid Metin YÜKSEL”i vakıası öncesinde, Ali(SUKAS)’nin anlattığı
“unutulan ayrıntılar”: “Fatih’de Akıncıların Ülkücülerin silahını almaları ve
iade etmeyişleri; Ali’nin rahmetli Sadreddin YÜKSEL Hoca’ya mektup göndererek;
“Beni rejimin mahkemelerine vermeyin, toplayın âlimleri yargılasınlar..Ne karar
verirseniz razıyım, yalnız beni dinleyin” ‘teklif’ine, “hiçbir cevap
gelmediğini”, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen”
biliyor ki?(s.297, 298)
“Cehennem”de,
“12 Eylül Zindanları”nda, “Mamak”larda, “Ülkücü Hareket”in sadece “Bizim DERGÂH
Dergisi”ni çıkartmadıklarını, “Regaib
Dergisi” gibi “el baskısı dergi”lerin de çıkartıldığını, 2013’ler Türkiye’sindeki
kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.301)
“Gözyaşı
Geceleri”nin “mimarı” Haşim AKTEN’in “İlk Gözyaşı Gecesi”ni, “Mamak
Cehennemi”nde yaptığını, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”,”
Alperen” biliyor ki?(s.303)
“Ülkücülerin
tarikate girişlerinin, tasavvufa intisap edişlerinin ‘Mamak Cehennemi”nde de
devam ettiğini, bazı “varta”lara da düştüklerini, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç
“Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.310,311, 312)
“Mamak
Cehennemi”nde “kurallar uydukları halde, haklı oldukları halde” her defasında
“işkenceciler tarafından coplanmaktan kurtulamayan Ülkücüler”in; “Son Şehid
Ülkücü” rahmetli’ Muhsin Başkan’ın ‘lider’liğinde, “bütün Ülkücülerin firesiz
iştiraki ile” “Aktif Direniş Çağrısı Eylemi” ile artık “coplanmaktan
kurtulduklarını, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen”
biliyor ki?(s.313, 314, 315,316,317,318,319, 320,321 ve 322)
HÂSIL-I
KELAM
“Tertemiz
aşk” yaşayan “1956 Urfalı Kerim”(Haşim AKTEN)’in; “tertemiz duygular beslediği,
gördüğü anda bayıldığı, bir Cumhuriyet Savcısının kızı olan “Habibe”nin de,
“mütedeyyin”leştiğini, “mütedeyyin öğretmen” olarak “öğretmenlik” yaparken, bir
trafik kazasında “şehid” olduğunu…
“Yaşanan
Roman”ın “orijinal ismi” olan “AŞKI CEHENNEME ATTILAR” cümlesinin, bizce,
“Sanki Yakın Dönem ‘Siyasî Hatırat’ Kitabı”nda, 3(üç) yerde geçtiğini;
“Neredesin Habibe? Gel gör hâlimi. Aşkı cehenneme attılar.”(s.196); “…vatan
aşkı tüm zerrelerine işlemişti hepsinin. Bu zulümler bile onların vatan ve bayrak
aşkını yok edemeyecekti.Ama aşkı zindana atmışlardı.”(s.228) ve “Mamak
hayatının ikinci sayfası, ikinci dersiydi.Aşkı zalimlerin elleriyle cehenneme
atmıştı.”(s.329)
“Mamak
Cehennemi” sonrası Haşim AKTEN de dahil, geçenlerde vefât eden “Ülkücü Âlim”,
“Ülkücü Düşünce Adamı”, “Ülkücü Filozof” rahmetli Nevzad KÖSOĞLU gibi çoğu
“Ülkücülerin”, “Şeytanların ve siyasetin şerrinden Allah’a sığınırım”
dercesine, “aktif siyaset”ten yüz çeviriklerini…
“Gözyaşı
Geceleri”nin “mimarı” Haşim AKTEN’in, nihayetinde “Nur Talebesi bir Abla” ile
izdivaç ettiğini…
Şahsen,
bütün bu “bilgiler”i, “Urfa’daki Gözyaşı Geceleri Programı” sırasında aldığım ve araya “3(üç)
Aylar”ın da girmesi ile altı ayda okuyup bitirdiğim, Haşim AKTEN’in, “Yaşayan
Roman-12 Eylül, Mamak ve Habibe-AŞKI CEHENNEME ATTILAR” ‘orijinal isimli’,
aslında adetâ “Sanki Yakın Dönem ‘Siyasî
Hatırat’ Kitabı”ndan öğrendim…
“Cehennemde
bile Cennetler halketen” Rabbime sonsuz şükürler olsun…
26.10.2013
İsmet
GÜLTEKİN
Dip
Not:
(*):
Haşim AKTEN, “Yaşanan Roman-AŞKI CEHENNEME ATTILAR-“Habibe”-, “Gözyaşı
Kitapları”, Düzenlenmiş İkinci Baskı,
Mayıs 2013, İstanbul , www.gozyasi.com.tr