28 Kasım 2017 Salı

HORASAN'DAN TERME'YE-TERME TOPRAĞI, HORASAN ALPERENLERİNİN TOPRAĞIDIR-

HORASAN’DAN TERME’YE

-TERME TOPRAĞI, HORASAN ALPERENLERİNİNTOPRAĞIDIR-



İki gün önce okumak nasip olduğum,  bir “facebook grubu” olan “termeliyiz biz” grubundaki “Terme’nin Tarihî Türbeleri” başlıklı “araştırma” yazısı, “ufkumu daha da genişletti.Mezkûr/Zikredilen “araştırma” yazısı, taa 25.Ekim. 2014 tarihinde yayınlanmış. “Ahsen Vakfı”, Seyfettin ARSLAN öncülüğünde hazırlandığını anladığım “Terme’nin Tarihî Türbeleri” (1)“araştırma” yazısı, üstelik bir “mahallî/yerel araştırma” hattâ bir “araştırma nasıl yapılır?”a da uygun formatta ve ilmî bir çalışmayı da andırıyordu. Türbelerimiz;Resim/Fotoğraf, yeri, tarihçesi, mimarî özellikleri, rivayet, kaynak kişiler ve yer koordinatları formatında araştırılmıştı. Hattâ öyle ki “kaynak kişilerin isim ve soyisimleri ile telefon numaraları da yazılmıştı.

Bendeniz de,”Terme Evliyâları ve Termeli Şehidlerimiz-Gazilerimiz”(2) isimli eseri, “Osmanlı İslâm Devleti”mizin 700. yılı hatırasına, “Terme Nizam*ı Âlem Ocakları Temsilciliği” olarak, maliyetinin bir kısmını, dönemin Terme’mizdeki,” Nizam-ı Âlem Mefkûresi”ne gönül vermiş güzîde insanlarımızın desteği ile “kitap” olarak neşretmeye, biîznillah muvaffak olmuştum. Bizatihî yaptığım saha çalışmalarım esnasında ve “kitap” olarak neşrettiğim vetirelerde, “Terme’mizin şurasında şu türbe var, burasında da bu türbe var” diyen Termeli hassasiyetli insanlarımızın da dediklerini not almıştım.Ve bu 2017 yazında “genişletilmiş 2. baskısı”nı hazırladığım “Terme Evliyaları ve Termeli Şehidlerimiz-Gazilerimiz” isimli eserimi hazırlarken de, bu hususları dikkate almıştım.
Velakin  Terme’mize ait bir “facebook grubu” olan “termeliyiz biz”deki, “Terme’nin Tarihî Türbeleri” başlıklı  bahse mevzû araştırma yazısındaki bazı “evliyaları”, “türbelerini” bilirken, bazılarını da bilmediğimi fark ettim.
Sadece bu kadar da değil; bahse mevzû araştırma yazısındaki “Dokuz(9) Evliyâ”nın “Beş(5)’inin” ise “Horasanlı” oldukları da hatırlatılmıştı.
Bu ne anlama gelmekte idi? “Terme’nin Tarihî Türbeleri”ndeki “Beş(5) Türbede”ki “mübarek, nurlu zatlar”, “evliyalar”, “Horasan Alperenleri” demekti..
“Horasan Neresi?” idi? “Horasan Alperenleri” olmaları ne demekti?

                                              
                                                HORASAN NERESİ?
Daha 1980’li senelerde aldığım ve okuduğum da diyebileceğim Oğuz ÜNAL’ın “Horasan’dan Anadolu’ya” (3)isimli eserini hatırladım..Bu eseri, “internet imkânları” ile şöyle bir yeniden gözden geçirdiğimde, “Ötüken yayınları” tarafından “genişletilmiş 2. baskısı”nı, “bir tık kolaylığı” ile “pdf formatı”nda indirdim.Bu eserde, “Horasan,’Güneş Ülkesi’” olarak tarif edilmekteydi. Yine “gugul amca”ya (google arama motoru) alakalı kelimeyi yazdığımızda ise; “Horasan” kelimesi “hûr/güneş” ve “âsân/doğan” kelimelerinin birleşmesinden ortaya çıkan Farsça bir terkiptir. “Güneş'in doğduğu yer (meşrık), güneş ülkesi, doğu bölgesi” anlamına gelir. (ÇETİN, Osman, “Horasan”, DİA, ...” diye tarif edilmekteydi..”

“HORASAN” mefhumu, daha da itimat edilir ve daha da doyurucu bir “kaynak”ta ise, daha genişce şöyle izah edilmekte:” Horasan neresidir? Nedir? diye inceliyoruz. Horasan ne olursan ol gel diyen Mevlana’nın ata yurdu. Osmanlının kurucusu kayı boyu aşiretinin memleketi. İmamı azamların,İbrahim Etemlerin,İbni Sinaların ve Farabilerin de. Horasan ismi eski Farsça Hur “ güneş” ve Asan “ “gelen,doğan” kelimelerinden meydana gelmiş ve güneşin doğduğu yer,güneş ülkesi;doğu bölgesi” anlamını taşımakta.İsim muhtemelen Sasaniler,  zamanında ortaya çıkmış ve kısa zamanda  yaygınlaşmış.Horasan tarihte İran’ın kuzeydoğusunda  yer alan çok geniş bir coğrafi bölge.Günümüzde bölgenin toprakları üç parçaya ayrılmış olup Merv (Mari), Nesa  ve Serahs yöresi Türkmenistan, Belh ve Herat yöresi Afganistan,kalan kısmı da İran sınırları içinde bulunmakta.En geniş kesim İran’ın elindedir ve adı geçen  iki devletle İran’ın diğer eyaletlerinden Mazenderan, Simnan, Yezid, Kirman, Beluctan ve Sistan’la çevrilidir.İdari merkezi aynı zamanda dini bir merkez olan Meşhed’dir ve eyalete (Ustan) Meşhed, İsferayin, Bucnurd, Bircend, Tayyibat, Türbeticak, Türbetihaydari, Darrıgaz,Sebzevar ,Şirvan, Tabes, Firdevs, Kabnat, Kuçan, Kaşmir, Gunabad ve Nişabur vilayetlerine bağlı.Horasan eyaletinin 1996 sayımına göre nüfusu 6.047.661.Horasan’ı Grek coğrafyacıları İskender’in fetihleri sırasında tanımışlar ve Belh-Merv civarına Baktria (Baktriana),Herat taraflarına Aria,Nişabur dolaylarına da Parthia adını vermişler.Mesudi’nin birinci iklim bölgesinde,İbn Haldun’un üçüncü iklim bölgesinin  sekizinci bölümünde ve Zekeriya el-Kazvini’nin dördüncü iklim bölgesinde  zikrettiği Horasan sınırları,buranın idari bakımından büyüyüp küçülmesiyle ilgili olarak tarih boyunca çeşitli farklılıklar göstermiş;bu sebeple zaman içinde değişen siyasi sınırlarla coğrafi sınırlar aynı mütalaa edilmeli.İslam Coğrafyacılarına göre genellikle Horasan doğudan Huttel,Gur ve kısmen Sicistan;güneyden Deştilut  ve Kirman ile Rey arasındaki Fars toprakları;Batıdan Deştikevir’in batı kısmı ve Taberistan ile Cürcan;kuzeyden de Türkmenistan’ın bir bölümü,Harizm ve Maveraünnehir tarafından çevrilmiş bir alan.Horasan’ın kuzeyi dağlık;dağlar,güneydoğu istikametinde ve iki sinsile halinde  Kuzey Afganistan’daki Benditürkistan,Sefidkuh ve Hindukuş dağlarına ulaşır.Bu silsilelerin Türkmenistan çölleri boyunca devam eden  Küpet,Gülistan,Karadağ ve Hezarmescid,Elbruz sıradağlarının uzantısı olan ise Şahcihan,Aladağ ve Kuhibinalud kütlelerinden meydana gelir.
Güneşin doğduğu yer Horasan
         Horasan göç ve istila yolları üzerinde bir kavşak noktasında bulunduğundan değişik ırklardan meydana  gelen bir nüfusa sahip.Burası aynı zamanda çok eski yerleşim alanlarına ve medeni gelişmelere sahne olmuş.Hindistan ve İran’a yayılan  Hint Avrupa kökenli Ari ırkın ortaya çıktığı yer Horasan.Hunlara ve Göktürklere bağlı çeşitli Türk boyları,Araplar ve Cengiz İstilasından sonra  Moğollar da Horasan’a yerleşen unsurlar arasında.Buradaki ilk Müslümanlar,genel olarak  Irak şehirlerinden  ve özellikle Basra’dan bölgeyi fethetmek üzere  yollanan  Arap askerleri.Horasan 644 yılında Hz Osman döneminde bugünkü Afganistan bölgesi olan Ariyana topraklarının İslamiyet ile  tanışmasıyla Hindistan’dan İrana,Özbekistan’dan. Pakistan’a kadar olan bu coğrafyaya,Horasan adı verilmiş.Bugün Afganistan hudutlarındaki Herat ve Belh,İran’ın Meşet ve Türkmenistan’ın Merv kentleri asırlarca Horasan Medeniyetine başkentlik yapmış.Horasan coğrafyası Gazneli Mahmutları,Babür Şahları,Sultan Hüseyin Baykaraları,İbrahim Ethemleri ve bir çok devlet adamı yetiştirmiş Horasan cografyası..
 Horasan erenlerinin yurdundayız…
        İmam Rabbani, Şah Nakşibendi, Muhammed Baki Billah, Abdullahi Dehlevi ve buna benzer birçok gönül sultanlarını yetiştiren coğrafya olmuş.İmamı Azamdan,İmamı Maturidiye, Mezhep imamlarının yetiştiği,İmam-ı Buhari ve Tirbizi gibi hadis alimlerini yetiştiren Horasan coğrafyası,Fahrettin-i Raziler gibi hem tefsir, hem astronomi ilmi ile dünyayı aydınlatan alimleri sinesinde barındırmış.Farabi ve İbni Sina gibi tıp alimleriyle adını dünya tarihine altın harflarla yazdıran horasan coğrafyası,Kaşgarlı Mahmut ve Ali Şir Nevai gibi Türk dil bilginleri ile kültür ve medeniyet tarihimize muhteşem hizmetler yapmış bir coğrafya.”(5)
HORASAN’DAN TERME’MİZE GELMİŞ OLAN HORASAN ALPERENLERİ
Senelerdir muhtelif çevreler tarafından; bilhassa da önce “İngiliz İntelijansı”, sonra da “Amerika Birleşik Devletleri” tarafından “sahiplenerek” ‘diriltilen’ ve neredeyse “ resmî-sivil çevreler’ ile bazı “okumuş-yazmış”, “mürekkep yalamış takım”ın, bilerek veya bilmeyerek alet olduğu “Amazonizm İdeolojisi” çalışmaları ile; adeta ısrarla “Terme Toprağı”mız, “Amazon Toprağı” olarak gösterilmeye çalışılmakta olduğunu “Amazonizm’in İç Yüzü”(4) isimli çalışmamızda hatırlatmıştık…

Hal bu ki; mevcut “Terme Toprağı”mızda medfun bulunan neredeyse onlarca “evliya”, “ehlullal”,”şüheda”lar yanı sıra, “Horasan Alperenleri” de “Terme Toprağı”mızda medfun bulunmaktadır.
Aşağıda, haklarında yapılmış “Terme’nin Tarihindeki Türbeler” başlıklı “araştırma”daki, “Terme’miz Toprağında medfun Horasan Alperenleri”ni okuyacaksınız.
Okuyup bitirdiğiniz de ise şunu diyeceksiniz: “ Terme Toprağı, Horasan Alperenlerinin Toprağıdır…”1-TERME AHMETBEY KÖYÜ (İNEBEL TÜRBESİ)
YERİ: Türbe; Terme’ye 8 kilometre güneyinde bulunan Ahmet Bey Köyü’ne ait köy mezarlığı içerisinde bulunmaktadır.
TARİHÇE: Halk arasında "İnebel" şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir. 

MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda betonarme olarak yeniden inşaa edilmiştir. Çatısı kiremit ile kaplanmış olan türbenin dış ve içi sıva üstü boyadır. Türbe içerisinde 1 adet ahşap sanduka bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Horasanlı İnebel Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. 

KAYNAK KİŞİLER:Seyfettin ARSLAN (Ahsen Vakfı) 0530 349 99 62 İhsan YAZICI (Muhtar) 0537 350 75 41YER KORDİNATLARI: Enlem;K41.168611 Boylam;D36.985278

2-TERME AKÇAGÜN KÖYÜ (ŞEYH ABDULLAH TÜRBESİ)
YERİ: Türbe; Terme’ye 16 kilometre güney batısında bulunan Akçagün Köyü’ne ait Hacı Hasan mezarlığı içerisinde bulunmaktadır.
TARİHÇE: Halk arasında "Şeyh Abdullah Türbesi " şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir. 

MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken2002 yılında betonarme olarak yeniden inşaa edilmiştir. Çatısı kiremit ile kaplanmış olan türbenin dış ve içi sıva üstü boyadır.  Türbe içerisinde 1 adet ahşap sanduka bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Horasanlı Şeyh Abdullah Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. 

KAYNAK KİŞİLER: Seyfettin ARSLAN (Ahsen Vakfı) 0530 349 99 62 Kemal AKMAN (Muhtar) 0535 213 87 06
YER KORDİNATLARI: Enlem;K41.106595 Boylam;D36.892329

3-TERME AKÇAYKARACAALİ  KÖYÜ  (KARACA ALİ BABA TÜRBESİ)
YERİ: Türbe; Terme’ye 25 kilometre batısında bulunan Akçaykaracaali Köyü’ne ait köy mezarlığı içerisinde bulunmaktadır. Burada yatan ve Karaca Aliadıyla bilinen zatın ismine binaen bulunduğu Köye aynı ad verilmiştir

TARİHÇE: Halk arasında "Karaca ALIBABA Türbesi " şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir. 
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda betonarme olarak yeniden inşaa edilmiştir. Çatısı kiremit ile kaplanmış olan türbenin dış ve içi sıva üstü boyadır. Türbe içerisinde 1 adet ahşap sanduka bulunmaktadır
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Horasanlı Karaca ALIBABA Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. 

KAYNAK KİŞİLER: Seyfettin ARSLAN (Ahsen Vakfı) 0530 349 99 62 Hüseyin DEMİRBAŞ (İmam) 0542 846 59 54
Seyfullah MERAL (Köy sakinlerinden)0536 343 02 1
YER KORDİNATLARI: Enlem; K41.092501 Boylam; D36.920833

4-TERME BAZLAMAÇ BELDESİ HOYLAN MAHALLESİ (HÜSEYİNOĞLU TÜRBESİ)
YERİ: Türbe; Terme’ye 16 kilometre güneyinde bulunan Bazlamaç Beldesinin Hoylan Mahallesi Yavuz sokakta Geniş bir ağaçlık alan eski mezarlık içindeki yer almaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında "Hüseyinoğlu Türbesi " şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir. Geniş sayılabilecek bir alanda; aynı zamanda hayatını kaybeden, kimlikleri bilinmediğinden mezar taşlarına adları yazılmayan definlerin kimlere ait olabileceği ve bölgede hangi olayların cereyan ettiğine dair net bir bilgi olmamakta birlikte durum aynı bölgede yer alan Cüneyt Bey (Cüneyd-i Bağdat) Türbesiyle birlikte değerlendirilebilir. Zira 14.yy.da Beylikler arası Mücadelelerle, Osmanlı-Mahâlli Beylikler arası hâkimiyet mücadelelerinin bölgede yaşandığı bilinmektedir. Hüseyinoğlu olarak anılan Türbede medfun kişinin kim olduğu bilinmemekle birlikte Hacı Emiroğullarında  ve bu Beyliğin hüküm sürdüğü alanlarda Hüseyin adıyla anılan bir çok köy ve mevkii adı bulunmaktadır. Bu nedenle Kubatoğulları ,  Hacıemiroğulları, Tacettinoğulları ve Osmanlı Devleti arasında el değiştirip, en son Osmanlı Devletinin  sert müdahalesiyle Osmanlı Topraklarına katılan bölge  Beylikler ve Erken Osmanlı  devirlerinin sosyal  ve askeri olaylarının günümüze ulaşan belgeleri olması itibariyle önemlidir. 
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Geniş bir ağaçlık alanın içindeki Türbe tamamen bölge Ahşap Camilerinin kuruluş tekniğinde inşa edilmiştir. Derinlemesine dikdörtgen plan sergileyen Türbenin zemini iri taşlar üzerine oldukça büyük boyutlu kütüklerin belli aralıklarla dizilip yerleştirilerek yerden 80 santimetre yükseltilerek nemden etkilenme oranının en aza indirgenmesi sağlanmıştır. Bu kütükler üzerine iri kirişlerin atılıp döşemenin tahta ile kaplanması, kestane cinsi kalın kütüklerin yontularak ve üst üste yerleştirilerek birbirilerine giydirilmesi, köşelerde ise geçme tekniğiyle bağlanması sonucu beden duvarları oluşturulmuştur. Tavan ve çatıda beden duvarlarına nazaran daha ince kalaslar kullanılmıştır. Alaturka kiremitle kaplı kırma çatının saçakları dışa taşkın olup yapıya basık, ağır ve kütlesel bir hava verir. Türbede zaman zaman tadilat yapıldığı ahşap malzemedeki değişim ile alaturka kiremitlerle değiştirilen Marsilya kiremitlerden ve boya ile yazılmış 1999 yılında tamirat gördüğü ibaresinden anlaşılmaktadır. Kuzey-güney doğrultusunda boyuna düzenlemeli, dikdörtgen plan sergileyen türbe Mescit olarak da kullanılan giriş bölümü ile defin bölümden oluşmaktadır. Türbeye giriş doğudaki son derece basit tek kanatlı bir kapıyla sağlanır Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında. Çatısı kiremit ile kaplanmıştır. Türbe içerisinde 1 adet ahşap sanduka bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Horasanlı Hüseyinoğlu Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. 
KAYNAK KİŞİLER: Seyfettin ARSLAN (Ahsen Vakfı) 0530 349 99 62 İdris ALEV (Muhtar) 0546 231 62 27
Kemal ARI (Türbedar) 0544 888 68 90
YER KORDİNATLARI: Enlem;K41.112512 Boylam;D36.938889


5-TERME DAĞDIRALI KÖYÜ (DAĞDIRALI TÜRBESİ)
YERİ: Türbe; Terme ilçesinin 20 kilometre kadar Güney Batısına düşen Dağdıralı Köyün merkezinde yer almaktadır.

TARİHÇE: Halk arasında "Dağdıralı Türbesi" şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Şehit asker oldukları bilinmekle beraber türbenin dönemi konusunda kesin tarih bulunmamaktadır. Ancak Kubatoğlu Cüneyt Bey türbesiyle çağdaş olduğu önerilebilir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda tadilat edilmiştir. Çatısı etermit ile kaplanmış olan türbenin dış ve içi ahşaptır.  Türbe içerisinde 2 adet ahşap sanduka bulunmaktadır.
RİVAYE: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Horasanlı Dağdıralı Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır.

KAYNAK KİŞİLER: Seyfettin ARSLAN (Ahsen Vakfı) 0530 349 99 62 Veysel ZORLU (Muhtar)  0545 514 75 79                 
YER KORDİNATLARI: Enlem;K41.239167  Boylam;D36.806111”(6)

Terme,27.Kasım.2017,Salı

İsmet GÜLTEKİN

Dip Notlar:

1): “Terme’nin Tarihî Türbeleri”, Termeliyiz Biz facebook grubu, 25.EKİM.2014,
2)İsmet GÜLTEKİN, “Terme Evliyaları ve Termeli Şehidler-Gaziler”, Nizam-ı Âlem Ocakları Terme Temsilciliği, Osmanlı Devleti’nin 700. Kuruluş Yıldönümü, Samsun, Eylül 1999(Not: Genişiletilmiş ikinci baskısı “e-kitapvari” yayınlanmıştır.)
3):  Oğuz ÜNAL, “Hoarasan’dan Anadolu’ya, Töre-Devlet Yayınları, 1980(Genişletilmiş İkinci Baskı, Ötüken Yayınları)
4) İsmet GÜLTEKİN, "Amazonizmin İç Yüzü", 2017, e-kitap (!?)
5)  İsmailKahraman, http://www.belgeselyayincilik.com/horasan%E2%80%99dan-turkistan%E2%80%99a-devr-i-alem, 27.Kasım.2017

6)  https://tr-tr.facebook.com/notes/termeliyiz-biz/termenin-tarihi-türbeleri/1015280659826

13 Kasım 2017 Pazartesi

"PAYİTAHT ABDÜLHAMİD" DİZİ FİLMİ ÜZERİNE İKİ MÜHİM İKÂZ

“PAYİTAHT ABDÜLHAMİD” DİZİ FİLMİ ÜZERİNE
 İKİ MÜHİM İKÂZ!!!




Bendeniz mümkün mertebe “tembellerin kutusu” denilen ve günümüzde yüzlerce “kanallar”ı olan “televizyonu”, şuurlu bir şekilde kullanmaya dikkat edenlerdenim. “Seçici” olmaya çok dikkat etmekteyim.
Bu sebepdendir ki, öyle hemen her şeyi, “peşin hükümlü/ön yargılı” bir şekilde, hemencecik “tu kaka” etmem.Mümkün mertebe “orijinali”ne kıymet vermeye gayret ederim.
Yine bu sebebdendir ki; elbette bendenizin de seyrettiğim, seyretmeye gayret ettiğim, “dizilerim var”, “dizi filmlerim var…”

“Payitaht Abdülhamid” dizisi, dizi filmi gibi…
Mümkün mertebe “Payitaht Abdülhamid” dizi filmini, sıcağı sıcağına seyretmeye gayret etmekteyim…
“Payitaht Abdülhamid” dizi filmi vesilesi ile çok sahih, çok doğru bilgiler de öğrenmekte ve kavramakta, “Millî Tarih Şuur”um ve “a
Anti-s
Siyonist ş
Şuur”um da artmaktadır.

Meselâ,“Kurtlarla Dans”ın mânâsını, yine “Payitaht Abdülhamid” dizi filmi vesilesi ile anladım, kavradım:”Aç kalan(Boz) Kurtlar, halka/yuvarlak olurlar ve dönmeye başlarlar. Nihayetinde hangi (Boz)Kurt yorulur da, yere düşerse, diğer (Boz)Kurtlar, yorulup da, yere düşen (Boz)Kurt’u yemeye başlarlar…”
Hayatiyeti idame eden bütün “X,Y ve Z Nesilleri”nin “Payitaht Abdülhamid” dizi filmini seyretmelerini tavsiye ederim.

                                             İKİ MÜHİM İKÂZ

Birinci ikâzım: “Payitaht Abdülhamid” dizi filminin başlangıç “görseli”, başlangıç “jeneriği” çoooook güzel olsa da; gözlerden kaçan/kaçırılan bir mevzû, bir mes’ele var: “Osmanlı Devlet Arması”ndaki “Ay/Hilâl” içindeki cümlenin yer almayışı…

Her ne kadar “internet”teki bazı “Payitaht Abdülhamid” dizi filmini tanıtıcı reklamlarında o cümle yer alsa da, “Payitaht Abdülhamid” dizi filminin başlangıç “jeneriğindeki görsel”de yer almamaktadır.
“Osmanlı Devlet Arması”ndaki “Ay/Hilâl “ içindeki  “Osmanlıca” yazılmış o cümlenin okunuşu ve mânâsı ise şöyle:””El müstenidü bi tevfikaati’r rabbaniye meliki’d-devlet’il-osmaniyye” Mânâsı ise: “Osmanlı Devleti’nin Padişahları, Allahü Teala’nın muvaffak kılması  ve yardım etmesine dayanırlar.”

İkinci ikâzım: Bendenizin bir “araştırma yazı”mda da- “Resmî Tarihçiler” de, “Gayr-i Resmî Tarihçiler” de “Gerçekci” Değiller”- dillendirdiğim üzre;

 (• Bir “Büyük Yalan” Daha Çöktü…
• “Otuz üç(33) senelik devrinde, bir karış toprak kaybedilmediği iddia edilen “Ulu Hakan”, “Gök Sultan” Sultan Abdühamid-i Sâni/ Sultan 2. Abdülmamid Han Devri, meğerse “622 senelik Devlet-i Aliyye tarihinde en çok toprak kaybettiğimiz devir” imiş. 
Bazılarının “Ulu Hakan”; bazılarının “Gök Sultan” dediği ve ekseriyetinin de “33 senelik devrinde bir karış toprak parçası kaybedilmediği” “Büyük Yalanı” sona eriyordu artık. “Resmî Tarihçiler” gibi “Gayr-i Resmî Tarihçiler” de, adeta “yalan söylemişler”di.. “Gerçekçi” değillerdi ve “Tarihî Hakikat” değildi yazdıkları…”Tarihî Hakikatleri” tamamiyle yazamıyor ve dillendiremiyorlardı…)

Bazılarının “Ulu Hakan”, kimilerinin “Gök Sultan” ve kimi ecnebî takımının da “Kızıl Sultan” dediği  SultanAbdülhamid-i Sâni/ Sultan İkinci Abdülhamid dönemindeki “toprak kayıpları mes’elesi…”
Bu “toprak kayıpları mes’elesi”, acaba “Payitaht Abdülhamid” dizi filmini kaçıncı bölümünde ele alınıp, dillendirilecek ki?!
13/Kasım/2017
İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com