23 Haziran 2020 Salı

"MERKEZ"(CENTER) ve "BAŞKAN"(PRESIDENT)

"MERKEZ"(CENTER) ve "BAŞKAN"(PRESIDENT)

Türkiye'mizde, "gündelik konuşmalar"mızda da, çok yaygın olarak kullanılan iki kelime, iki mefhum; iki kavram var:"Merkez" ve "Başkan"
Bugün;"Cuma Namazı, hangi "camiî avluları"nda kılınıyor?"u 'tıkla'dığımda;'yaşadığım diyâr'daki; "Camiîler"imizin, eskiden beri de "Camiî Cemaati"mizin de "en kalabalık" olduğu, tamı tamına "15 mescid"imizin; "15 Camiî"mizin "ism-i şerif"inde de;"Merkez" kelimesi, mefhumu ve kavramı geçtiğinin de "farkına" vardım.
"Merkez"in 'İngilizce'si;"Center" yazılıyor ve "Sentar" diye "Lâtin Türkçesi" ile okunuyor.
"Başkan"ın "İngilizce"si ise; "President" diye yazılıyor ve "Prezadent" diye de 'Lâtin Türkçesi" ile okunuyor.
"Payitaht Abdülhamid" 'dizi filmi'nden de biliyorsunuz ki;"'Prens Sabahaddin",'Adem-i Merkeziyetçi" yani 'Merkeziyetçiliği "adem"/'yok' 'kabul' eden; meşhur ifâde ile (meşhur "bölücü ifâde" ile demiyorum.) "Yerinden Yönetim"i müdafâ eden "fikir/düşünce/zihniyet"i sahibi idi.
Esasında; 'çok yaygın' kullanımı olan bir kelime, bir mefhum,bir kavram da,"herkes..."
"Medine-i İstanbul" 'günlerim'de;"ÖSYM"nin 'Sınav Görevlisi' 'Başkan'ı olduğum bir "Üniversite Giriş İmtihanı"nda; 'sıraların arasında sessizce dolaşırken"; bir 'sıra üzeri'ne;"Sıra Edebiyatı" olarak da yazılmış; bir "mısra"da ise "Merkezleşmek" ve de "Herkesleşmek", tenkit ediliyordu.
Günümüzde bile "kaldırımlar"da yürüyen birine;"-Sizinle 'Merkez'e kadar gidelim.", denilse: 'Ne anlama geldiğini?"; hepimiz, biliyoruz değil mi?
"Merkez","Merkeziyetçilik","Merkezî İdare","Merkez'den Yönetilme" mefhumlarının 'uygulamaları', bugün dahi geçerli değil mi?
'BAŞKAN'LAR ENFLASYONU...
"Bir zamanlar", yani "2007'de,'Seçim Sistemi'mizde yapılan 'köklü değişiklik' ile "Cumhurbaşkanının 'Cumhur'/'Halk' tarafından seçilmesi 'hukukî değişikliği' ile"doğrusu;"2007 Türkiye'sine", hattâ "Siyasî Tarih"imizde;"Cumhurbaşkanı'nın 'Cumhur'/'Halk' tarafından, 'halkımız' tarafindan 'ilk defa seçimi'nin yapıldığı,"10 Ağustos 2014 Türkiye'si"ne kadar,"fikir/düşünce" hayatımızda da,"gündelik" hayatımızda da 'çok yaygın' olarak kullanılan 'Başkan' kelimesi, mefhumu, kavramı; yavaş yavaş "unutulmaya" da başlandı.
Bir "Siyasî Parti"nin "İlçe Başkanı" bile bir "Çay Bahçesi"ne,"Millet Bahçesi"ne otursa;"-Başkanım! Hoşgeldiniz! Ne arzu edersiniz?", deniliyordu.
Yahut da, 'halk arasına karışsa",'siyasî sohbet'in ilk cümlesi;"-Başkanım! Şu mes'ele hakkında ne diyorsunuz?" olurdu.
Öyle ki; bütün 'cennet vatan sathı'nda; âdeta bir "Başkanlar Enflasyonu" yaşanıyordu."Başkan aşağı, Başkan yukarı..."
Hattâ o kertede ki; kimi "düşünce adamları"mız; bazı "vakanivüslük" yapmayan 'sıradışı tarihçiler'imiz bile;'günlük köşe yazıları'nda;"-Başkan Maşkan değilim.", diye de yazmaya başlamışlardı bile...
Bilhassa da;"de jarjo","hukukî" olarak da;kısaca "Başkanlık Sistemi"ne geçtiğimiz "16 Nisan 2017" sonrası Türkiye'si ile "Başkan" kelimesi, mefhumu, kavramı; âdeta daha ağızlara da alınmamaya başlandı.
Halbuki, bir "seyahat muharriri"mizin de, çok doğru tanımı ile de "fiîlen" 'Başkanlık Sistemi"ne;"11 Ağustos 2014 Sabahı" geçmiştik bile...
Şimdilerde, bazı "kalburüstü fikir/düşünce adamları"mız ve ağırlıklı olarak "siyasî muhalifler";"Parlamenter Sistem" de;"Parlamenter Sistem";'Kuvvetler Ayrılığı" da,"Kuvvetler Ayrılığı..." deyip-duruyorlar; yazıp-çiziyorlar!
Her ne kadar; "Anadolu şımarığı, bencileyin Müslüman Türk" olarak da; hem "Saray", hem "Meclis"; "Yönetim Şekli"miz 'Ne ki?"; diye, bazen zorlansam da...
"Milliyetçi Düşünce Adamları"mızdan; zaman zaman, yazdığı günlük "köşeyazıları"nda da;"Türk Milliyetçiliği ile Kemalizm";" Türk Milliyetçiliği ile Atatürkçü Düşünce Sistemi" 'arasındaki farklılıkları" da hatırlatan "hür/özgür şahsiyet"lerimizden biri; 'dün', gazetesindeki köşesinde, şunları da yazdı: 
"Cumhur İttifakı'nın hedefte olması, boşuna değildir. Türkiye’nin Batı vesayetinden çıkması, ‘parlamenter sistem’ adı altında istikrarsızlık üreten, Meclisi ve Millet iradesini militarist ideolojinin kurumlarına devreden, kuvvetler ayrımı diye MGK’nın militarist iradesine teslim eden, siyasal sistem, tasfiye edilmiştir, fakat bu misyon henüz bitmemiştir; yeni sistem, eski düzenin bütün hastalıklı yapısını tasfiye ederek, uyum yasalarını çıkarıp, kurumsal dönüşümü tamamladığı zaman, demokratikleşme sürecinde ileri bir aşamaya geçilmiş olacaktır."("Merak"lanın, diye 'isim" vermiyorum.Çünkü,"Merak İlmin Hocasıdır...")
Yani,"Anadolu şımarığı bencileyin"in anladığı ve kavradığı; 'Artık,'Sivil Siyaset';"Askerî Vesâyet"e de,"Militarist İdeoloji"ye de hükmetmektedir..Öyle, hâlâ "Parlamenter Sistem";"Kuvvetler Ayrılığı" deyip-durup;"yazıp-çizip"de; hem "İstikrasızlık Değirmeni"ne; hem de "Askerî Vesâyet Değirmeni"ne;"Militarist İdeoloji Değirmeni"ne; hattâ "Darbeci-Cuntacı İdeoloji Değirmeni"ne, su taşıyıp durmak...
Esasında,öylelerine, çift taraflı bir şekilde, tabiri caizse avucunuzu yalayın, demek elzemdir...
Kısaca; '6 seneden beri' uygulanan 'Başkanlık Sistemi" ile "Anadolu şımarığı, bencileyin Müslüman Türkler" de; esasında, "rahat nefes" almadık mı?
"Di mi!?"

5 Haziran 2020
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@ hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

Hiç yorum yok: