TERME ERMENİLERİ
ve TERME ERMENİ ÜSSÜ
MÜ!?
“Terme kazasında yaşayan
3.427(üç bin dört yüz yirmi yedi) Ermeni’nin (491 hâne), yalnızca 100’e
yakını(25 hâne),küçük Hampertzum Şapeli’nin bulunduğu, ‘Yönetim Merkezi
Terme’de bulunmaktaydı.”(1)
Yani “Terme Ermeni Üssü” idi.
“Kanada’daki ‘Ermeni Nüfusu’nun
önemli bir bölümü, şehrin yakınındaki 4(dört) köye dağılmıştı.
Deniz kıyısına yarım saatlik
uzaklıkta, ormanlık küçük bir vadinin yukarısında yer alan:
1) Bindokuzyüz altmış beş kişilik
Kocaman Köyü’nde, Kocamanbaşı’nda, iki Kilise vardı. 1800’de kurulan Surp Hagop
ile 1850’de tamamlanan Surp Yağya ALEMDAR’da,İlim Dağı/Bulgurlu’da, 560 Ermeni
nüfusu ve Surp Kevork Kilisesi…
2) Salıpazarı Suluca’da, 200(ikiyüz)
Ermeni nüfusu ve Surp Nışan Kilisesi…
3) Hoylan’da ise Surp Yerrortutyun
Kilisesi vardı.(2)
“Terme Ermenileri” kategorisine dahil edebileceğiz ‘yeni
veriler” bunlar…
“Terme’de Ermeni-Rum Zulmü” ise ‘objektif yargı’larla çok
sayıdaki “araştırmalara”, “resmî ve sivil araştırmalara” mevzû olmuş bile…
Gerek “Devlet Arşivleri”ndeki “çok sayıdaki ilmî
araştırmalar”; gerekse merhum Hasan Celâl GÜZEL, nam-ı diğer ‘Tank Hasan’ın
“Yeni Türkiye”deki devâsa çalışmalarda da, “Terme’deki Ermeni-Rum Zulmü”, ilmî
kriterlere göre ‘araştırılmış’ bile…
Son senelerdeki “araştırmalar” da ise “Ermeni –Rum Zulmü”ndeki
“Amerikan Boyutu” da ‘vurgulu araştırmalara’, kitap çaplı ‘araştırmalara da mevzû olmuş olması…
“NUTUK”TA “ ERMENİ-RUM- PONTUS ZULMÜ”
ve “AMERİKALILAR…”
Belki de, “Ermeni Mes’elesi”nde
ve Türkiye’mizdeki “Ermeni-Rum-Pontus Zulmü”ndeki “Amerikalılar Boyutu”nu, ‘en
yüksek seviye’den ‘ilk’ ortaya koyan “Müslüman ATATÜRK” idi; Merhum Gazi
Mustafa Kemal ATATÜRK idi.
Merhum Atatürk, 15-20 Ekim
1927’de, ‘CHP’nin 2. Kurultayı’nda ,altı buçuk saatte ve altı gün boyunca süren ‘Tarihî Büyük
Nutku’nda, sonradan “kitaplaştırılmış’ “NUTUK” isimli eserinde, “Ermeni-Rum-Pontus
Zulmü”nü ve bu “zulüm”deki ‘Amerikalılar Boyutu’na da ‘dikkat çekmek’
istemişti.
Merhum
ATATÜRK’ün “Büyük Nutku”nda veya çok bilinen ismi ile “NUTUK”unda,
Türkiye’mizde, neredeyse bundan 100(yüz) sene yaşanılan “Ermeni-Rum-Pontus
Zulmü”nü, şöyle ortaya koyuyor:
“İSTANBUL
RUM PATRİKHÂNESİ…”- “MAVRİ MİRA CEMİYETİ…”
“Bundan
başka, memleketin her tarafında, anasırı Hıristiyaniye hafi, celi, hususi emel
ve maksatlarının temini istihsaline, devletin bir an evvel, çökmesine sarfı
mesai ediyorlar. Bilâhara elde edilen mevsuk malûmat ve vesaik ile teeyyüdetti
ki, İstanbul Rum Patrikhanesinde
teşekkül eden Mavri Mira heyeti
(Vesika: 1), vilâyetler dahilinde çeteler teşkil ve idare etmek, mitingler ve
propagandalar yaptırmakla meşgul. Yunan
Salibiahmeri, resmî muhacirin komisyonu; Mavri Mira heyetinin teshili mesaisine hadim. Mavri Mira heyeti tarafından idare olunan Rum mekteplerinin izci teşkilâtları, yirmi yaşını mütecaviz gençler
de dahil olmak üzere her yerde ikmal olunuyor. Ermeni Patriği Z a v e n
Efendi de, Mavri Mira heyeti ile
hemfikir olarak çalışıyor. Ermeni
hazırlığı da tamamen Rum hazırlığı
gibi ilerliyor. Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz sahillerinde teşekkül etmiş
ve Istanbuldaki merkeze merbut Pontus Cemiyeti sühuletle ve
muvaffakiyetle çalışıyor (Ves. 2). “(s.2)(3)
“Istanbuldaki merkezi idarelerinden verilmiş olan bu direktif dahilinde,
Erzurum şubesi, vilâyatı şarkiyede Türkün
hukukunu muhafaza ile beraber tehcir
esnasında yapılan suimuamelâtta milletin katiyen methaldar bulunmadığını ve
Ermeni emvalinin Rus istilâsına kadar
muhafaza edildiğini, buna mukabil Müslümanların
pek gaddarane harekâta mâruz kaldığını ve hattâ hilâfı emir tehcirden
alıkonulan bazı Ermenilerin hamilerine karşı reva gördükleri muamelâtı,
müdellel vesaikle âlemi medeniyete arz ve iblâğa ve vilâyatı şarkiyeye karşı
dikilen enzarı ihtirası hükümsüz bırakmak için çalışmaya karar veriyor [Erzurum
şubesinin beyannamesi].” (s.4)(4)
MES’ELEYİ,“İLMÎ- İKTİSÂDÎ-FENNÎ ve TARİHÎ
NOKTA-İ NAZARLARDAN TETKİK ve TETEBBÜ ETTİKTEN SONRA…”
“Vilâyatı Şarkiye Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyetinin
ilk Erzurum şubesini teşkil eden zevat, vilâyatı şarkiyede yapılan propagandalar
ve bunların he-defleri, Türklük -
Kürtlük - Ermenilik mesailini; ilmî,
fennî ve tarihî noktai nazarlardan,
tetkik ve tetebbü ettikten sonra, müstakbel mesailerini şu üç noktada
tesbit ediyorlar [Erzurum şubesinin matbu raporu]:
1)
Katiyen
muhaceret etmemek. 2) Derhal ilmî, iktisadi, dinî teşkilât yapmak. 3) Tecavüze
mâruz kalacak vilâyatı şarkiyenin herhangi bir bucağını müdafaada birleşmek.
Vilâyatı Şarkiye Müdafaai Hukuku Milliye
Cemiyetinin Istanbuldaki merkezi idaresinin medeni ve ilmî vesaitle temini
maksat edilebileceği hakkında fazla nikbin olduğu anlaşılıyor. Filhakika bu
yolda sarfı mesaiden geri durmuyor.
Vilâyatı şarkiyede Müslüman anasırın hukukunu müdafaa için Le Pays namında
Fransızca bir gazete neşrediyor. Hâdisat
gazetesinin imtiyazını deruhde ediyor. Bir taraftan da Istanbuldaki Düveli
Mütelife mümessillerine ve itilâf Devletleri başvekillerine muhtıra veriyor.
Avrupaya bir heyet izamına teşebbüs ediyor (Ves. 7). Bu izahattan sühuletle
anlaşılacağını zannederim ki, Vilâyatı
Şarkiye Müdafaai Hukuku Milliye
Cemiyetini vücuda getiren mühim sebep ve endişe, vilâyatı şarkiyenin
Ermenistana verilmesi ihtimali oluyor. Bu ihtimalin tahakkuku da, şark
vilâyetleri nüfusunda Ermenilerin
haizi ekseriyet gösterilmesine ve tarihî hukuk noktai nazarından, mukaddem
telâkki ettirilmesine çalışanların, ilmî ve tarihî vesaikle cihan efkârı
umumiyesini iğfale muvaffakiyetinde ve bir
de Müslüman ahalinin Ermenileri katliam eder vahşiler olduğu iftirasının
hakikat şeklinde kabulü halinde olabileceği faraziyesi hâkim oluyor.
Binaenaleyh cemiyet, aynı esbap ve vesaitle mücehhez olarak hukuku milliye ve
tarihiyeyi müdafaaya çalışıyor.”(s.4-5)(5)
KARADENİZ’DE
“RUM PONTUS HÜKÛMETİ…”
“Karadenize sahil olan mmtakalarda da, bir
Rum Pontus hükümeti vücuda getirileceği korkusu vardı. İslâm ahaliyi, Rumların boyunduruğu altında
bırakmayıp, hakkı beka ve mevcudiyetlerini muhafaza gayesiyle, Trabzonda da
bazı zevat ayrıca bir cemiyet teşkil eylemişlerdi. Merkezi Istanbulda olan Trabzon ve Havalisi Ademi Merkeziyet
Cemiyeti'nin maksat ve hedefi siyasisi, isminden müsteban
olmaktadır.”(s.6)(6)
“SAMSUN’DA RUM
ÇETELERİ…”
“Filhakika Samsun ve
havalisinde Rum çetelerinin islâm ahaliye tecavüzü ve zaten vasıtasız
bırakılmış olan hükümeti mahalliyenin ecnebi müdahalâtı yüzünden hiçbir tedbir
alamaması, vaziyeti müşkül kılmıştı. Tanıdığımız ve kendisinden büyük enerji
ümidettiğimiz bir zatın Samsuna mutasarrıf tâyinini temin için teşebbüs
almakla beraber, Üçüncü Kolordu Kumandanını muvakkaten Canik mutasarrıfı tâyin ettim. Mümkün olan tedabiri mahalliye
alınmaya ve bilhassa ahalinin vaziyeti hakikiye hakkında tenvirine ve orada bulunan
ecnebi müfreze ve zâbitlerinden içtinap ve ihtiraza mahal olmadığını izaha
ehemmiyet verildi ve hemen o havalide
millî teşkilâta tevessül olundu. 23 Mayıs 1919 da Ankarada bulunan Yirminci
Kolordu Kumandanına, "Samsuna geldiğimi ve kendisiyle daha sıkı temasta
bulunmak istediğimi ve İzmir havalisine dair daha kolaylıkla alabileceği
malûmattan haberdar olmak istediğimi" bildirdim. Bu kolordunun vaziyeti
ile daha Istanbulda iken alâkadar olmuştum. Cenuptan Ankara havalisine
şimendiferle nakli mevzuubahis idi. Bu nakliyata mümanaat edilmekte olduğunu
anlamış olduğumdan îstanbuldan hareketim günlerinde Erkânıharbiyei Umumiye Reisi olan C e v a t Paşadan, kolordunun
şimendiferle nakli teahhur ederse karadan yürüyerek Ankaraya sevkını rica
etmiştim. Bundan dolayı bahsettiğim şifre telgrafnamemde "Yirminci Kolordu
aksamının kâmilen Ankaraya gelmeye muvaffak olup olmıyacağını sordum. Canik
livası hakkında malûmat verdikten sonra bir iki güne kadar Samsundan karargâhımla, bir müddet için Havzaya gideceğimi ve herhalde Samsundan
hareketimden evvel beni tenvir edecek malûmata intizar eylediğimi"
yazdım.” (s. 17)(7)
“MİTİNGLER-MİLLÎ
TEZAHÜRLER” TALİMATI
Verdiğim bu talimat üzerine her yerde mitingler yapılmağa başlandı.
Yalnız mahdut yerlerde, bazı tevehhümat tesiriyle tereddüdedildiği
anlaşılmıştır. Meselâ: On Beşinci Kolordu Kumandanının, Trabzon hakkında
gönderdiği 9 Haziran 1919 tarihli şifreden (Ves. 21): "Miting esnasında Rumların münasebetsizliğine mâruz kalınması ve
hiç yoktan bir hâdise çıkması düşüncesine binaen mitinge karar verilmiş
iken mevkii file konulmadığı... miting heyetinin içtimaında Strati , Polid i sin de hazır
bulunduğu" anlaşılıyordu. Trabzon, Karadeniz sahilinde, mühim bir merkez
olduğundan orada, millî teşebbüsat ve faaliyet hususlarında mütereddidane
hareket ve Yunanlılar aleyhinde tezahüratı milliye müzakeratına Strati , Polı d i s Efendileri iştirak
ettirmek gibi teşebbüsün ademi ciddiyetine delâlet edecek gevşeklikler, bittabi
istanbul ve düşmanlar için pek kıymetli emareler telâkki edilir. Verdiğim
talimattaki noktai nazarı, aleyhte kullanacak kadar, meharet gösterenler de
oldu. Meselâ: Sinoba yeni tâyin olunan bir mutasarrıf, orada ….”(s.23)(8)
“SİVAS…ERMENİLER…”
ve “MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN NOTASI…”
“ Harbiye Nezaretinin nota suretini ihtiva eden
telgrafına verdiğim cevabı aynen arz edeceğim. İstihbarat 3 Haziran 1919 Gayet
aceledir Adet 58 Harbiye Nezareti Celilesine C: 2 Haziran 1919 şiire: Sivas ve civarında evvelce bulunan Ermenileri ve bilâhara gelen
mültecileri tethiş edecek hiçbir hâdise olmamıştır. Ne Sıvasta ve ne de civarında daii endişe hiçbir hal yoktur. Herkes
sakınane iş ve güçleriyle meşguldür. Bunu sureti katiyede arz ve temin ederim.
Binaenaleyh İngiliz notasındaki
istihbarat memfoaının ne olduğu âcizlerince bilinmek lâzımdır. İzmirin ve
Manisanın işgali haberi müessifi üzerine ahalii Islâmiyece yapılan ve anasırı
Hıristiyaniye hakkında hiçbir fikri husumet tazammun etnıiyen içtimalardan
belki de bazılarının mütevahhiş olmaları varidi hâtırdır. itilâf Devletleri
milletimizin hukuk ve istiklâline riayetkar kaldıkça ve millet, vatanın tamamii
masuniyetinden emin bulundukça anasırı gayrimüslimenin duçarı haşyet olmasına
hiçbir sebep yoktur ve bu bapta devlete karşı her türlü mesuliyeti taahhüt ve
buna tamamiyle emniyet buyurulmasını istirham ederim. Fakat istiklâl ve
mevcudiyeti milliyeyi imha ve bekayi hayatı tehlikeye isal eden işgal, suikast ve taaddi gibi İzmir
havalisinde görülmekte olan filiyatm zuhuratı mümasilesine karşı ne
milletin heyecan ve teessüratı vicdaniyesini ve ne de buna müstenit tezahüratı
milliyeyi men ve tevkif için nefsimde ve hiç kimsede kudret ve takat
göremiyeceğim gibi bu yüzden tahaddüs edecek vakayi ve hâdisatın karşısında da
mesuliyet kabul edebilecek ne kumandan ve ne de mülkiye memuru ve ne de hükümet
tasavvur ederim. Mustafa Kemal Bu nota
suretiyle tarafımdan verilen cevap sureti bilûmum kumandanlara, vali
vemutasarrıflara tamimen tebliğ edildi.”(s.26)(9)
“KAVAK’TA İNGİLİZ BİNBAŞI”, ATATÜRK’Ü
SAMSUN’DAN ‘ALDIRTIYOR!!!’
“Beni istanbula gitmeye ikna için, Kavakta bulunduğum zaman bir ingiliz
binbaşısı geldi, ingilizlere gösterdiğim mukavemetten istifade ederek ve fakat
zatıalilerini duçarı za'f etmek için beni aldırdıklarını açıktan söyledi.
Zatıalilerinin diğer mesnedi Kâzım Paşa imiş, binaenaleyh Kâzım Paşa, ingilizlerin ısrarını mucibolacak
zâhirî bir sebep vermemelidir. Ferit Paşanın istifası hengâmında Kâzım Paşayı
vekâlete tâyin etmesi Istanbuldakilerden bir kısmının fena bir maksadı
olmadığını gösteriyor. Fakat ingilizlerin
ısrarı karşısında bir şey yapamazlar. Kâzım Paşanın vekâlete tâyini de
Salâhattin Beyin Sadık Bey hesabına buraya gelmediğine delildir. 3 — Benim İstanbula celbim için İngilizlerin
sureti resmıyede Istanbulu tazyik etmeleri pek muhtemeldir. Çünkü benim ile
ingilizlerin arasında sureti
resmiyede bir mecra var (!). Bu tazyik artarsa Salâhattin Beyi müşkül bir
vaziyette bırakmamak için izimi kaybedeceğim. 4 — H a m i t Beyin tebdili
şayiası henüz tahakkuk etmedi. Mumaileyhin mahallinde ipkası için gerek Salâhattin Bey [*] ve gerekse ingilizler
istanbula müracaat ettiler. Mumaileyhin tebdili teşebbüsü Dahiliye Nezareti
ile kavga etmesi neticesidir. Salâhattin Beyin yerine, Konyaya Sedat Beyin geldiği
dahi doğru değildir. Her ne kadar tekmil kumandanların tebdil edileceğini
istihbar ettiğini mumaileyh yazıyorsa da K âxı m Paşanın vekâlete tâyini bunun
aksini gösteriyor.(s.59-60)(10)
2 — Kâzım Paşanın vekâlete tâyini pek münasip
olmuştur. ingilizlerin ısrarını mucip zâhirî bir sebep vermemiye çalışıyor.
Fakat silâh meselesi ve Trabzona ihraca mümanaat keyfiyetinde müsamahakâr
davranamıyacağımız aşikârdır. Halbuki bu sebepler ingilizlerin elbette hoşuna
gitmiyecektir. 3 — İngilizler, benim
istanbula celbim hususunda fevkalâde ısrar ve hükümeti son derece tazyik
ettiler. Hükümet ve zatı şahane ile, makina başında, günlerce devam eden
muhaberatta, bu cihet pek aşikâr bildirildi,ısrar ve hükümeti son derece tazyik
ettiler. Hükümet ve zatı şahane ile, makina başında, günlerce devam eden
muhaberatta, bu cihet pek aşikâr bildirildi. Bu muhaberat, mülâkatımızda
manzuru âlileri olacaktır. Fakat, meslekten istifa edince ısrar hitam buldu.
Buna kıyasen zatıaliniz hakkında da, istifadan sonra büyük ısrar memul etmem.
Mahaza aksi takdirde dahi, izinizi kaybetmekten ise, Salâhattin Beyin müşkül
vaziyete girmesini tercih ederim. Burada H a 1 i t Bey hakkında, hükümet ve
ingilizler, Kâzım Paşaya çok ısrar ettiler. K â z ım Paşa bir şey
yapılamıyacağını söylemekte ısrar suretiyle, elyevm H a 1 i t Bey, gayriresmî,
fırkasına sahip bulunuyor.(s.62)(11)
ERMENİ MEZALİMİ ve
AMERİKALILAR….
“Bu sebeplerden dolayı süratle istememiz lâzım gelen Amerika da, tabiî mahzursuz değildir.
İzzetinefsimizden epeyce fedakârlık etmek mecburiyetinde bulunuyoruz. Yalnız
bazılarının düşündüğü gibi Amerikanın
resmî sıfatında dinî temayül ve tarafgirlik yoktur. Hıristiyanlara para verecek
misyoner kadını Amerikası, Amerikanın idari makinasında bir mevki tutmaz.
Amerikanın idare makinası dinsiz ve milliyetsizdir. O çok ahenktar muhtelif
cins ve mezhepte adamları çok imtizaçlı bir surette bir arada tutmanın usulünü
biliyor. Amerika şarkta mandaterliğe ve Avrupada gaile almaya taraftar
değildir. Fakat onların izzetinefs meselesi yaptıkları Avrupaya, usulleri ve
idealleriyle faik bir millet olmak
daiyesindedirler. Bir millet, samimiyetle Amerika milletine müracaat ederse
Avrupaya, girdikleri memleket ve milletin hayrına nasıl bir idare tesis
edebildiklerini göstermek isterler. Resmî Amerikanın mühim adamları arasında
lehimize epeyce bir temayül husule geldi. İstanbula Ermeni dostu olarak gelen
birçok mühim Amerikalılar, Türk dostu ve Türk propagandacısı olarak döndüler.
Bu cereyanı temsil eden resmî ve gayriresnıî Amerikanın fikri, hafi olarak
şudur: Türkiyeyi olduğu gibi hiçbir parçaya ayırmamak, eski hudutları
dahilinde vahdet içinde muhafaza etmek şartiyle umumi ve bir tek manda almak
istiyorlar. Suriye, Amerika komisyonu orada iken umumi bir kongre aktedeıek
Amerikayı istemiştir. Amerikada Suriyenin bu arzusu pek hararetle
karşılanmıştır. Resmî Amerika bizim
topraklarımız üzerinde Ermenistan yapmaya mütemayil görünmüyor. Eğer manda
alırlarsa bütün milletleri müsavi şerait altında bir memleket evlâdı olarak
telâkki edip alacaklarını en mühim mehafilinden haber aldım. Fakat Avrupa
mutlak bir Ermenistan meselesi yapmak — bilhassa
İngiltere — Ermenilere tâvizat vermek- istiyor, Amerika efkârı umumiyesinde Ermeni mazlûmları namına bir oyun oynamaya
çalışıyor. Avrupa korkusu bizim mütefekkirleri düşündürüyor. Reşat Hikmet
Bey gibi, C â m Bey gibi, hattâ vahdeti
milliyeyi teşkil eden diplomatlarımızın, Ermeni
meselesi için bir sureti hal tavsiyeleri var. Resmen size yazılıyor. Çok
tehlikeli anlar geçiriyoruz. Anadoludaki
harekâtı dikkat ve muhabbetle
takibeden bir Amerika var.(s.97) ve (s.92’ye bakınız)(12)
“ERMENİ ZALİMLERİ MAHKEMEYE VERİLMELİ…”
“Mahrem, telâkki edilip imza altına alınmıyan dördüncü
protokol şu idi: 1 — Bazı kumandanların tardına ve bir kısım zâbitanın divanıharbe
tevdilerine dair sâdır olan iradatı seniye ve evamiri sairenin tashih olunması.
2 — Maltaya nefyedilmiş olanlar hakkında kendi mehakimi aidemizde takibatı
kanuniye yapılmak üzere Dersaadete celpleri esbabına tevessül. 3 — Ermeni zalimlerinin de mahkemeye verilmesi
[Meclisi Mebusana terk olunacaktır]. 4 — îzmirin tahliyesi için hükümeti
merkeziye tarafından yeniden protesto yapılması ve icabederse hafi talimat ile
ahaliye mitingler akdettirilmesi. 5 — Umum Jandarma Kumandanı, Merkez
Kumandanı, Polis Müdürü ve Dahiliye Müsteşarının tebdilleri [Harbiye ve
Dahiliye Nezaretlerince], 6 — İngiliz
Muhipler Cemiyetinin [kapı, kapı
dolaşıp] ahaliye kâğıt mühürlettirmelerine mâni olmak. 7 — Ecnebi parasiyle satınalınmış cemiyetlerin
faaliyetlerine ve bu gibi gazetelerin muzır neşriyatına nihayet verilmesi
[bilhassa zâbitan ve memurinin bu gibi cemiyetlere intisabeylemelerinin katiyen
men i]. 8 — Aydın Kuvayi Milliyesinin takviyesi ve iaşelerinin teshil ve temini
[bu husus Harbiye Nezaretince tanzim olunur. Donanma Cemiyetinin 400,000
lirasından lüzumu kadarı hükümet tarafından bu maksada tahsis kılınabilir]. 9 —
Harekâtı milliyeye iştirak etmiş memurların umumca sükûnet ve emniyeti tamme
husulüne kadar yerlerinden kaldırılmamaları ve âmali milliyeyemuhalif hareket
etmelerinden naşi millet tarafından işten el çektirilmiş memurin…”(s.247)(13)
“ÇÜRÜKSULU
MAHMUT PAŞA HAZRETLERİ…”ve “ERMENİ ‘SEVECENLİĞİ’…”
“Efendiler, " İstan bulda istihlâsı vatana
mütaallik en mühim vezaifle iştigal eden muhterem ve âkil tanınmış zevatın, o
devirde, İstanbul havayi mesmumunu teneffüs yüzünden, zihniyet ve
telâkkilerinde, ne kadar menfi inhiraflar husul bulmuş olduğuna misal olmak
üzere henüz Sıvasta iken temas ettiğim küçük bir meseleyi müsaadenizle arz
etmek isterim. İhtimal, âzayı kiram meyamnda hatırlıyanlar vardır; Ayan
âzasından Çürüksulu Mahmu t Paşa,
"Bosphore" gazetesi
muharrirlerinden birisine, vaziyeti siyasiyemiz hakkında beyanatta
bulunmuştu. Mahmu t Paşanın, 0 tarihlerde, İstihzaratıSulhiye Komisyonu âzası
olduğunu da hatırlarsınız. Paşanın, 31 Teşrinievvel 1919 tarihli Tasviriefkâr gazetesinde de intişar eden beyanatını, 17
gün sonra Sıvasta okudum. "Ermenilerin fazla mütalebatına hak vermeksizin,
hudutlarda bazı tashihatın icrasına razı oluruz." ifadesi nazarı dikkatimi
celbetti. Şarkî Anadoluda, Ermenistan lehine tavizatı arziyede bulunulacağı
va'dini tazammun eden bu cümlenin, sulh komisyonu âzasından bir recülü
devlet tarafından sarf edilmiş bulunması cidden tTeşrinisani 1 1919 tarihinde,
Çürüksulu Mahmu t Paşa Hazretlerine yazmayı faydalı addettiğim bir
telgrafnamede: beyanatındaki işaret ettiğim cümleden dolayı, "Şarkı |
Anadolu ahalisinin pek muhik olarak, son derece münI fail ve müteessif olduğunu
zikrettikten sonra, Erzurumve Sivas Kongreleri mukarreratı veçhile milletin Ermenistana
bir karış toprağı…..(s.307)(14)
“ERMENİ KITALİ…” “MARAŞ KATLİAMI…”
“Tevessül eylediği hareketleri durdurmaya, hükümeti
mersiyenin muktedir olamıyacağını yakinen anladıklarından, Yunanlılar da dahil
olmak üzere İtilâf Devletlerine tecavüzün menedilememiş ve haddizatında
mevcudolmıyan Ermeni kıtaline
nihayet verilmemiş olduğu bahanesiyle Istanbulu da mı işgal eylemek kastinde
idiler?! Vakayii âtiye, bu son tahminin doğru olduğunu göstermiştir zannederim.
Fakat, hükümeti merkeziyenin, İngiliz mümessilliğinin teklifinden, böyle bir
mâna çıkarmaya yanaşmamış, bilâkis ümide düşmüş olduğu görülüyordu. Efendiler,
vukubulmuş olan teklifin ne derece nabemahal olduğuna dair bir fikir verebilmek
için biz de, o günlere ait bazı vaziyetleri hatırlıyalım. Şüphe edilmemek lâzımdı ki, Ermeni kıtali hakkındaki
beyanat, mâvakaa mutabık değildi. Bilâkis cenup menatık\nda, ecnebi kuvvetleri
tarafından teslih edilen Ermeniler, mazhar oldukları himayeden cüret alarak
bulundukları mahallerdeki Islâmlara tasallût etmekte idiler. İntikam fikriyle
her tarafta birahmane bir surette katil ve imha siyasetine saik olmakta idiler.
Maraş hâdisei feciası, bu sebepten zuhur etmişti. Ecnebi kuvvetleriyle birleşen
Ermeniler, top ve mitralyözlerle Maraş gibi kadim bir İslâm beldesini hâk ile
yeksan eylemişlerdi. Binlerce âciz ve mâsum valide ve çocukları kahrü imha
eylemişlerdi. Tarihte emsali namesbuk olan bu vahşetin faili Ermenilerdi.
Müslümanlar ancak muhafaıai namus ve hayat kaydiyle mukavemet ve müdafaada
bulunmuşlardı. Yirmi gün devam eden Maraş
katliamında, Müslümanlarla birlikte şehirde kalan Amerikalıların, bu hâdise
hakkında Istanbuldaki mümessillerine çektikleri telgraf, facia müsebbiplerini
gayrikabüitekzip bir surette tâyin etmekte idi.”(s.381)(15)
ADANA’DA ERMENİ MEZALİMİ
Adana vilâyeti dahilindeki Müslümanlar,
tepeden tırnağa kadar teslih edilen Ermenilerin, süngüleri
tehdidi altında, her dakika katliama mâruz bulunuyorlar dı. Hayat ve istiklâlinin
muhafazasından başka bir şey istemiyeıı İslâmlara
karşı tatbik edilen bu zulüm ve imha siyaseti, beşeriyeti mütemeddinenin
nazarı dikkat ve insafını calip mahiyette iken aksinin vâki olduğunu iddia ve
ondan sarfı nazar edilmesi teklifi, nasıî ciddî kabul olunabilirdi? İzmir ve Aydın havalisinde vaziyet buna
mümasil ve belki daha feci değil miydi? Yunanlılar
her gün kuvvet ve vesaitini tezyit ve taarruz hazırlıklarını ikmal ediyordu.
Bir taraftan da mıntakka mıntaka
tecavüzden geri durmuyordu. O günlerde İzmir’e
yeniden bir piyade alayı ile teçhizatı tam bir süvari alayı ve yirmi dört adet
yük otomobiliyle külliyetli nakliye aıabası ve altı adet top ve birçok mühimmat
çıkarıldığı ve cephelere küllî miktarda cephane sevk edilmekte olduğu
anlaşılmıştı. Hakikat şu idi ki,
milletimiz, bilâsebep hiçbir yerde, hiçbir unsuru ecnebiye mütecaviz değildi.
Binaenaleyh efendiler, vatanımızın aksamı meşgulesinden düşmanların
çekildiklerini görmeden veya hiç olmazsa çekileceklerine kanaati tamme hâsıl
olmadan, mevaidi kâzibeye lüzumundan ziyade atfı ehemmiyet olunmak kârı âkil mı
idi? Talii memleketin yegâne noktai istinadı kalmış bulunan Kuvayi Milliyevi dağıtmaya mâtuf, bu
gibi teklifat ve teşebbüsatı anlamakta müşkülât var mı idi? Atinin meşkûkiyet
ve müphemiyeti içinde hemen dâvayi
milliden feragat caiz mi idi? Yalnız İstanbulun değil, Boğazların, İzmirin.
Adana havalisinin, hulâsa hududu milliyemiz dahilinde bilcümle aksamı vatanın
hâkimiyetimiz dahilinde ipkası gayei milliyemiz değil mi idi? Buna nazaran,
yalnız İstanbulun, Osmanlı Devletine terk olunacağı va'di ….(s.382)(16)
Terme, 04.Temmuz.2018
İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Öğretmen
Dip Notlar:
(1): Termeliyiz Biz, Terme Yerel Tarih
Grubu,12.12.2017
(2). Adı geçen Yerel Tarih Grubu
(3): (3),(4),(5),(6),(7),(8),(9),(10),(11),(12),(13),(14),(15),(16):
NUTUK, Kemal ATATÜRK, Cilt:1(1919-1920), Devlet Kitapları Onuncu Basılış,Millî
Eğitim Basımevi,İstanbul 1970
Not: “Cilt 2” ‘tetkik’ edilememiştir. Velâkin Yeniçağ
Gazetesi’nin 26 Nisan-10 Mayıs 2013 tarihleri arasında neşredilen “Ermeni
Mes’elesi” ile ilgili ‘Yazı Dizisi’ne ve www.güncelmedya.com’a,16.
Mayıs.2013, bakılabilir..Merhum ATATÜRK’ün bir “Amerikalı Gazeteciye”
Söyledikleri ile Bir ‘Yunan’a’, “Ermeniler” hakkında dedikleri dikkat çekici…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder