1 Ağustos 2014 Cuma

"NURCULAR" 'TİTRİSİZ MÜTEFEKKİR' SALİH MİRZABEYOĞLU'NA, NAM- DİĞER 'KUMANDAN'A 'KÖR-SAĞIR-DİLSİZ'

“RİSALE-İ NUR HAREKETİ”,
 NEREDEYSE BÜTÜN “NURCULAR”,
BÖYLE BİR ‘HUKUKSUZLUĞA’,
 ‘KÖR-SAĞIR-DİLSİZ’ KALDILAR!!!



Türkiye’mizde “12 Eylül 1980 Askerî Darbe” sonrası teşekkül eden “fikir-düşünce hareketleri:” 1- ‘Muhammedî Gül Hareketi-Alperenler-Yazıcıoğlu Hareketi’
2- ‘Haçlı Gülü Hareketi –HADEP-BDP-PKK-DTK-KCK Vs.’
3- ‘İslamî Büyük Doğu Akıncılar Cephesi(İBDA-C) Hareketi’
4- ‘Hizbullah-Hürpada Hareketi’
5-‘Genç Parti Hareketi’
6- ‘ İcmal Gençliği-Haydar BAŞ Hareketi’
7-‘Ulusalcılık Hareketi’

Yukarıdaki mezkûr “fikir-düşünce hareketleri”ne “Risale-i Nur Hareketi”ni, “Nur Risaleleri/ Nur Kitapçıkları/ Kitap Merkezli Hareketi” eklemedim. Eklemedim, çünkü “nur kitapçıkları merkezli hareket” diye de târif edilen “Risale-i Nur Hareketi”, kısaca “Nurculuğun” miadı, başlangıcı daha “eski yıllara”, merhum Bediüzzaman Said NURSÎ(k.s.)’nin “ikinci Said dönemine”, “Barla Yılları”na dayanmakta.
Yine yukarıda maddeler hâlinde zikredilen “fikir-düşünce hareketleri”ni, şahsen, bizatihî “yakînen”  ‘tanıma’, ‘anlama’ cehdleri, gayretleri içerisinde oldum. “Sanal âlem”de, “internet”te, “blog”larımda ve “site”mde, bu hususlarla ilgili “yazılı düşüncelerim” de mevcut.
Günümüzde, çok faktörlü sebeplerden, çok unsurlu sebeplerden; hülasa muhtelif/çeşitli sebeplerden; hem yukarıdaki mezkûr “fikir-düşünce hareketleri” ve hem de “Risale-i Nur Hareketi-Nurcular”, birden fazla “franksiyonlara”, birden fazla “klikler”e, birden fazla “ekoller”e, birden fazla “cepheler”e ayrılmış, “bölünmüş” vaziyetteler. Benim kanaatimce de, en son birden fazla “franksiyonlaşma, klik’e ayrışma, ekollere ‘bölünme’” vakıasını, bilhassa Mart 2009 sonrası “süreçte”, “Muhammedî Gül Hareketi-Yazıcıoğlu Hareketi-Alperenler” yaşadı ve 2014’ler Türkiye’sinde de alenen yaşamaktalar.
Bir zamanlar-şimdi yayın tarihini hatırlayamadım- bir gazetede, “Nurculuğun Marksistler gibi neredeyse elliye yakın franksiyona, klik’e, ekol’e ayrıştığı, ‘bölündüğü’” yazılmıştı. Yani, bilebildiğimiz şekli ile “tarihte en fazla franksiyonlaşma yaşayan Harîciler” gibi, “Marksist Sol Hareketler” gibi, güyâ(!)  “din”, “İslâm” menşeîli, “iman hareketi” olduğunu iddia eden “Nurcular” bile çokca franksiyonlara ayrışmış, ‘bölünmüş’ vaziyetteler…

“SİYASÎ ÜMMETÇİ” ZİHNİYETLER-“CEMAATÇİ” ZİHNİYETLER

Hatırlıyorum da, yine “Anadolu toprakları”nda neşvü neva bulmuş olan, hattâ “Yüzde yüz yerli, yüzde yüz millî, yüzde yüz İslâmî hareket” olarak da tarif edilen “Ülkücü Hareket”in mensupları, “12 Eylül 1980 Askerî Darbe “ sonrası “en ağır işkenceler”den, “Filistin askıları”ndan, “haçlı çarmıhlar”dan, kısaca “feleğin çemberinden geçerken” ve geçtikten sonra, “siyasî ümmetçi zihniyetler” diye de târif ettiğimiz günümüzün “Müslümancılar”ı, günümüzün “abdestli kapitalistler”i,  kısaca günümüzün “cemaatçi zihniyetler”i, sürekli bir şekilde hep şunu söylediler: “-Yanlış yaptılar…”
Şimdilerde, 2014’ler Türkiye’sinde, birçok “problemler”, birçok “mes’eleler” karşısında mezkûr zihniyet sahipleri, kendileri için neredeyse “bir kerecik” bile olsa “Yanlış yaptık”, diyemiyorlar…
Son günlerde şahsen bana en fazla “dokunan” ve neredeyse  “ruh burkuntuları” yaşamama  sebep olan mes’ele ise zikredilen “siyasî ümmetçi-müslümancı-abdestli kapitalist-cemaatçi zihniyetler”in; bilhassa da “Nurcu Gövde Biziz Biz”, diyen “Yeni Asya Ekolu” gibi neredeyse bütün “Nurcular”ın; yine bir başka “fikir-düşünce hareketi” olan; “İslâmî Büyük Doğu Akıncılar-Cephesi”(İBDA-C) Hareketi Lideri-Mimarı Mütefekkir, Kumandan namlı “ Salih MİRZABEYOĞLU’nun, bir “Ramazan Ayı”nda, 22. Temmuz. 2014’de, “tahliye” edilmesine; hattâ “tahliye” ve neticede “hukukî” tabir ile “beraat” etmesine neredeyse hiçbir “katkı” yapmayışları, ya-pa-ma-yış-la-rı; adetâ “kör-sağır-dilsiz” kalmalarıdır…
Halbu ki, Salih MİRZABEYOLU, yaşadığımız son yarım asırda , “Türk-İslâm Medeniyeti’nin İhyâsı Dâvâsı”nda yetişen en mühim “mütefekkir”lerimizden de olan, nam-ı diğer “Kumandan”; 16(onaltı) gün değil, 16(onaltı) hafta değil, 16 (onaltı) ay değil; tamı tamına 16(on altı) yıl “zindan”da, “Bolu Medrese-i Yusufîyesi”nde, üç metrekarelik hücrede, zaman zaman “Telegram İşkencesi” denilen asrımızın “son işkence türleri”nden; “Beyin, Zihin Kontrolü İşkencesi”ne kesif bir şekilde marûz kalmış bir “fikir-düşünce hareketi”nin “mimarı”, “lideri”, üstelik de meşhur “28 Şubat Post Modern Darbesi”nin de mağduru…
Doğrusu, “kendi hukukları”na basılınca, “evrensel hukuk naraları” atan; bilhassa da 17 Aralık 2013, bence “Dost Modern Darbe” de-ni-le-me-cek, her seçim sürecinde Türkiye’mizin yaşadığı klasiklerden olan “olay” akabinde siyasî iktidar ile “ortaklığı” bozulan, literatüre “Gülen Hareketi”, “Gönüllüler Hareketi, Hizmet Hareketi “olarak da geçen, kısaca “F(ethullah) Tipi Nurculuğun”, nasıl oluyor da bir başka “din kardeşi”nin “zulmü”ne “kör-sağır-dilsiz” kalıyor; doğrusu anlamış değilim! Böyle bir “acı ve katı gerçeği” asla ve kat’a kabullenemediğim gibi; hiç de yakıştıramıyorum…
Zaman’lar, Bugün’ler, internetteki siteleri, benim takip edebildiğim “nurcu haber siteleri”, nasıl oluyor da bu derecede “kör”leşiyorlar, bu derecede “dilsiz”leşiyorlar, bu derecede “sağır”laşıyorlar..
Doğrusu DUMANLI’ların yazıları hiç de inandırıcı ge-le-mi-yor bana!!!
“Mazlumlara ümid, zalimlere korku” şiârını şiâr edinmiş bir “zihniyet” sahibi olmaya gayret eden biri olarak; yaşadığımız zaman dilimindeki “Türk-İslâm Medeniyeti’ni İhyâ Dâvâsı”ndaki en güzel “rol model”, en güzel “misâl” olabilecek , hem de “Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat” dairesindeki  “titrisiz bir mütefekkir”imize, Salih MİRZABEYOĞLU vakıâsına, nam-ı diğer “Kumandan”ın “tahliye”sine bu derecede “çok maymunları oynarcasına” bigâne kalanları Allah’a havale ediyorum..
Bilhassa da, “Nurcu Gövde Biziz Biz” ‘öğünmeleri’ içindeki “Yeni Asya Ekolü” mensuplarına, “TRT 1 Reis-i Cumhur-Süleyman Demirel Belgeseli”ni izlemelerini tavsiye ederim…

NETİCE:
Öğretmenliğimin “Şanlıurfa Yılları”nda, bir “tevafûk” sonrası elime geçen haftalık “Baran  Dergisi” ile başlayan aşinâlığım elbette devam etmekte. “Ne kadar da çok bilmediklerim varmış!”, dediğimi de hatırlıyorum.
Yıllardır ve zaman zaman günümüzde de bana , benim gibilere “Devlet Düşmanı” diyenlere verilecek “en güzel cevaplar”dan biri de, “İslâmî Büyük Doğu Akıncılar Cephesi(İBDA-C) Hareketi”nin ‘Lideri’, ‘Mimarı’  “Titrisiz Mütefekkir “ Salih MİRZABEYOĞLU’nun, nam-ı diğer ‘Kumandan’ın 22. Temmuz. 2014’deki, bir “Ramazan Ayı”ndaki ‘tahliyesi’ akabinde neşredilen “haftalık Baran Dergisi”de de yer alan “şu cümleleri” olsa gerek: “Devlet Düşmanı dediğin hadise menfaatin olduğu yerde olur. Menfaatin olmadığı yerde böyle bir şey söz konusu olmaz. Davası için ölümü göze almış bir adama bu söylenmez.”(*)
Evet, “HERKESE ADALET!!!.”
01.                    Ağustos. 2014
İsmet GÜLTEKİN


(*): Baran Dergisi, Yıl.:8, Sayı: 394, 31 Temmuz 2014, s. 4

Hiç yorum yok: