“İHVAN-I MÜSLİMÎN HAREKETİ
-MÜSLÜMAN KARDEŞLER HAREKETİ”
‘MASONİK HAREKET’ Mİ!?
“Yine masonların kontrolünde
bulunduğunu önceden bildirdiğimiz “Müslüman Kardeşler” teşkilatına bağlı
yazarların kitapları veya İran’dan kaynaklanan “Fars Emperyalizmine” ait
eserler “din adına” okunmaktadır.”(1)
“Daha Güzel Daha Güçlü Türkiye” şiârı ile 1979’larda günlük olarak neşredilmiş olan
“Milliyetçi-Ülkücü Camiâ”nın ‘fikir-düşünce’ gazetesi “Hergün”deki ,
“Türk-İslâm Ülküsü” başlıklı köşesinde rahmetli ARVASÎ HOCA’mız aynen böyle
yazmış. Bu yıl, Ramazan ayında okumaya gayret ettiğim; “Türk- İslâm Ülküsü
I-II-III” başlığı ile “tek cilt” hâlinde “yazılarının kitaplaşmış “şeklindeki
eserinin “İslamiyet ve Türkler” başlıklı yazısında; günümüzde “İslamcılığı” en
iyi bilen “düşünce adamları”nca da “yüksek sesli dillendirilen” “kökü dışarıda
bir düşünce” tesbitlerine iştirak ettiğini belirtir “paragraf”ın ve yazının sonunda böyle diyordu rahmetli
ARVASÎ Hoca’mız: “Masonların kontrolünde …”
Beynime bir “kıymık saplanırcasına”,
“Rahmetli ARVASÎ Hoca’mız, taa 1979’larda, “İhvan-ı Müslimîn Hareketi”ni,
“Müslüman Kardeşler Hareketi”ni neye dayanarak “masonik, masonların kontrolünde
bir hareket”, diyordu.”
Yine tamamiyle bir “tevafûk” neticesi
okuyabildiğim, “İslâm’da Dirilmek” başlıklı “Türk-İslâm Ülküsü” isimli
köşesindeki yazısında, “Türk-İslâm Ülkücüleri”ne “iddia”sının “kaynağı”nı da veriyordu:
“”Düşmanlarımız” akla, hayale gelmedik oyunlar içindedirler. Hem ülkemizde, hem
ülkemiz dışında İslâm’ı çökertmek ve Müslümanları şaşırtmak için ne mümkünse
yapıyorlar. Meselâ şimdi, İslâm Dünyasında “Müslüman Kardeşler Hareketi” adı
altında yeni bir oyun tezgahlıyorlar. Şimdi “siyaset dünyasına” piyon olarak
bunları sürmüş bulunuyorlar. Bakınız, bu konuda, bir Fransız Masonu olan Serge
Hutin ,” Les Frans-Macons” adlı kitabında ne yazıyor, kelime kelime tercümesi
şöyledir:”Fransa ve İngiltere, Mısır’da atölyeler(localar) kurdu; bu atölyelere
Büyük Mısır Millî Locası ve Yunanistan’daki Büyük Loca’ya bağlı diğer localar
eklendi. Masonik faaliyetler, bu ülkede, çok hususî bir tavır kazandı. “İslamî
Uyanış”ın öncüleri(Cemaleddin-i Afganî, Muhammed Abduh) farmasonlukta, Avrupalı
devletlerle münasebet kurabilme imkânı sayesinde, politik-dinî planlarını
gerçekleştirme yolunda, son derece müsait bir teşkilat ile karşılaştılar. Bu
teşkilat önceleri, ilhamını Batı’dan alan, bilahare, Arap milliyetçiliğine
uzman yetiştiren bir fidanlıktı. Mısır’da farmasonluğun paradoksal oluşu, işte
bu yüzdendir. Müslüman Kardeşler Teşkilâtı’nın henüz fazla tanınmayan masonik
öncüleri vardır…”(bkz. Serge Hutin, Les Frans-Maçons,page127, Acheve dimprimer
en 1960 par l’imprime tie tardy a bcurges D.L2’ye Trım 1960,2)”(2)
Evet, rahmetli ARVASÎ Hoca’mız, “Daha
Güzel Daha Güçlü Türkiye” şiârı ile neşredilen “Hergün Gazetesi”nin “Türk-İslâm
Ülküsü” isimli köşesinde böyle zikretmiş:” …Müslüman Kardeşler Teşkilâtı’nın
henüz fazla tanınmayan masonik öncüleri vardır….”
“ARAP BAHARI” MES’ELESİNİ DE
ANLAYAMAYAN “AYDINCIKLAR”,
“İSLÂMCILAR”,”CEMAATÇİ ZİHNİYETLER”
Beynime adetâ “bir kıymık gibi”
saplanmış olan bu “mes’ele” ile ilgili demek istediklerimi, yazımın nihayetinde
değil, başında yazdım.
“Arap Baharı Mes’elesi”ni bile hadi
daha geniş düşünelim, “Türk Aydınları” arasında, kaçımız bir “Hüsnü Mahalli”
kadar sahiden sahih ve sahiden doğru bir şekilde anlayabildik ki? Kaldı ki,
“İsmail KARA”ların bile alenî izahatları ile “kökü dışarıda bir düşünce
hareketi” olan, “enternasyonel karakterli” bilumum “İslâmcılar” nasıl anlasındı
ki?
Kaldı ki , “siyasî iktidar” ile olan
“dünya için nizaları”nda da alenen müşahade ettiğimiz üzre, bilumum “Cemaatçi
Zihniyetler”, bilumum “Müslümancılar” nasıl anlasalardı ki?
Kaldı ki, “İsrail Aleyhtarlığı”nda
naralar atan muhtelif “fikir-düşünce
hareketleri”ne aidiyet duyan “aydınlar”,aslında “aydıncıklar”, “kitleler psikolojisi” ile “cumhur”u,
“halk”ımızı ve “millet”imizi galeyana getirenler; haftalardan beri çok
“soğukkanlı” bir şekilde mes’eleyi yazan,yazdıklarını da “fikirler-düşünceler camiası” ile “korkmadan”
paylaşan “Sedat LAÇİNER”leri nasıl anlayabilsinler ki?
“Şam-ı Şerif’te”, daha düne kadar
“Hutbe-i Şamiye Toplantıları” “hülyâ”ları görenlerden tutun da, “Türkiye-Suriye
Birleşik Rüyâları” görenlere kadar “Uçukistan”a yakışanlar!!!!!
Basınımızda “İhvan-ı Müslimîn
Hareketi/Müslüman Kardeşler Hareketi” ile ilgili “çokca” yazılar yayınlandı.
Benim, en son hafızama nakşedilen, “Demek İhvan-ı Müslimîn Hareketi de,
Müslüman Kardeşler Hareketi de, “Tasavvufî bir hareketmiş”” olmuştu. “Siyasî
bir hareket…İslâmî bir hareket “değerlendirmeleri ile dolu yazılar… “Müslüman
Kardeşler Nasıl Bir Örgüt?”(3) başlıklı yazıda ise; “1- Selefî bir hareket. 2-
Sünnî…3- Tasavvufî boyutu daima vardır…4-Siyasî bir teşkilat..”
Yine, 1928’de, Mısır’da,
İskenderiye’de, Hasan el Benna ile kurulan “İhvan-ı Müslimîn Hareketi-Müslüman
Kardeşler Hareketi”nin 6(altı) lideri de idam edilmiş, bir lideri, kurucusu Hasan el Benna bir suikast neticesi
öldürülmüş..(4) Türkiye’mizde 1924’de “Hilafet’in İlgası”, Mısır’da 1926’da
“Hilafet Kongresi” ve 1928’de, “İnciluz Sömürgesi” altında “İhvan-ı Müslimîn/
Müslüman Kardeşler Hareketi”nin kuruluşu..1954’de “resmen dağıtılışı” ve Eylül
2013’de kapatılışı….
“İnciluz Avam Kamerası”nda, dönemin
“İnciluz Başbakanı Gladstone” tarafından, 1800’lü yılların sonlarında
söylenilmiş olan “meşhur” sözün de aslında öncelikli olarak “Mısır Müslümanları” için söylenilmiş
olduğunu da biliyoruz: “Bu Kur’an-ı Kerim Müslümanların elinde oldukça, bizler,
Müslümanları yenemeyiz….”
Öyle ki, geçen yıllarda, “Arap Baharı
Tartışmaları”nda Mısır’ı yazmış olan Hasan Cemal bile; “Mısır’ın ‘laikleri’,
Türkiye’nin en iyi Müslümanlarından bile daha Müslüman” demeye getirmişti…
NETİCE-İ KELAM
Geçen aylardaki bir yazısında da
“Mustafa ÖZCAN” , Türkiye’mizdeki “Masonik Nurcular”dan dem vurmuştu.. EYGİ
Hoca’mız ise zaman zaman da olsa “Kriptoları, Pakradunileri, Gizli Yahudileri”
hatırlatıyor…
Bütün bunları da düşündükce, “İhvan-ı
Müslimîn Hareketi-Müslüman Kardeşler Hareketi” ile ilgili olarak rahmetli
ARVASÎ Hoca’mızın taa 1979’lar Türkiye’sindeki “tesbit”ini de çooook
düşünmeliyiz
“Türk Dünya Nizâmının Millî, İslamî ve
İnsanî Esasları”mızı, “Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûremizi”, “İ’lây-ı
Kelimetullah için Nizâm-ı Âlem Ülkümüzü”, her halükârda “dipdiri”
tutabilmeliyiz.
“Alperenlik” mefhumu da bu sebepten
sadece “siyasî bir mefhum” değil, tamamiyle “İslâmî/Tasavvufî bir
mefhumdur..”Çünkü “biz Müslümanlara göre, “Hacı Bektaşî Velî(k.s) de, hattâ
Hazret-i Ali(r.anh) Efendimiz de birer Alperendir…”
Günümüzün “Minyeli Abdullah”larının, Türkiyemiz’in
her beldesindeki “Abdullah”ların “işleri o kadar da kolay değil….”
Terme, 03.Ağustos. 2014
İsmet GÜLTEKİN
Dip Notlar:
(1): Seyyid Ahmed ARVASÎ, “Türk-İslâm
Ülküsü I-II-III”, Bilgeoğuz Yayınları,Aralık 2013, s.78
(2):
ARVASÎ, adı geçen eser, s. 630
(3): Mustafa ARMAĞAN, “Müslüman
Kardeşler Nasıl Bir Örgüt?”, www.zaman.com.tr,15.07.2013
(4): www.dunyabülteni.com.tr, 04.07.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder