3 Ağustos 2014 Pazar

"İHVAN-I MÜSLİMÎN HAREKETİ"/"MÜSLÜMAN KARDEŞLER HAREKETİ", 'MASONİK HAREKET' Mİ!?

“İHVAN-I MÜSLİMÎN HAREKETİ
-MÜSLÜMAN KARDEŞLER HAREKETİ”
‘MASONİK HAREKET’ Mİ!?


“Yine masonların kontrolünde bulunduğunu önceden bildirdiğimiz “Müslüman Kardeşler” teşkilatına bağlı yazarların kitapları veya İran’dan kaynaklanan “Fars Emperyalizmine” ait eserler “din adına” okunmaktadır.”(1)
“Daha Güzel Daha Güçlü Türkiye” şiârı  ile 1979’larda günlük olarak neşredilmiş olan “Milliyetçi-Ülkücü Camiâ”nın ‘fikir-düşünce’ gazetesi “Hergün”deki , “Türk-İslâm Ülküsü” başlıklı köşesinde rahmetli ARVASÎ HOCA’mız aynen böyle yazmış. Bu yıl, Ramazan ayında okumaya gayret ettiğim; “Türk- İslâm Ülküsü I-II-III” başlığı ile “tek cilt” hâlinde “yazılarının kitaplaşmış “şeklindeki eserinin “İslamiyet ve Türkler” başlıklı yazısında; günümüzde “İslamcılığı” en iyi bilen “düşünce adamları”nca da “yüksek sesli dillendirilen” “kökü dışarıda bir düşünce” tesbitlerine iştirak ettiğini belirtir “paragraf”ın  ve yazının sonunda böyle diyordu rahmetli ARVASÎ Hoca’mız: “Masonların kontrolünde …”
Beynime bir “kıymık saplanırcasına”, “Rahmetli ARVASÎ Hoca’mız, taa 1979’larda, “İhvan-ı Müslimîn Hareketi”ni, “Müslüman Kardeşler Hareketi”ni neye dayanarak “masonik, masonların kontrolünde bir hareket”, diyordu.”
Yine tamamiyle bir “tevafûk” neticesi okuyabildiğim, “İslâm’da Dirilmek” başlıklı “Türk-İslâm Ülküsü” isimli köşesindeki yazısında, “Türk-İslâm Ülkücüleri”ne  “iddia”sının “kaynağı”nı da veriyordu: “”Düşmanlarımız” akla, hayale gelmedik oyunlar içindedirler. Hem ülkemizde, hem ülkemiz dışında İslâm’ı çökertmek ve Müslümanları şaşırtmak için ne mümkünse yapıyorlar. Meselâ şimdi, İslâm Dünyasında “Müslüman Kardeşler Hareketi” adı altında yeni bir oyun tezgahlıyorlar. Şimdi “siyaset dünyasına” piyon olarak bunları sürmüş bulunuyorlar. Bakınız, bu konuda, bir Fransız Masonu olan Serge Hutin ,” Les Frans-Macons” adlı kitabında ne yazıyor, kelime kelime tercümesi şöyledir:”Fransa ve İngiltere, Mısır’da atölyeler(localar) kurdu; bu atölyelere Büyük Mısır Millî Locası ve Yunanistan’daki Büyük Loca’ya bağlı diğer localar eklendi. Masonik faaliyetler, bu ülkede, çok hususî bir tavır kazandı. “İslamî Uyanış”ın öncüleri(Cemaleddin-i Afganî, Muhammed Abduh) farmasonlukta, Avrupalı devletlerle münasebet kurabilme imkânı sayesinde, politik-dinî planlarını gerçekleştirme yolunda, son derece müsait bir teşkilat ile karşılaştılar. Bu teşkilat önceleri, ilhamını Batı’dan alan, bilahare, Arap milliyetçiliğine uzman yetiştiren bir fidanlıktı. Mısır’da farmasonluğun paradoksal oluşu, işte bu yüzdendir. Müslüman Kardeşler Teşkilâtı’nın henüz fazla tanınmayan masonik öncüleri vardır…”(bkz. Serge Hutin, Les Frans-Maçons,page127, Acheve dimprimer en 1960 par l’imprime tie tardy a bcurges D.L2’ye Trım 1960,2)”(2)
Evet, rahmetli ARVASÎ Hoca’mız, “Daha Güzel Daha Güçlü Türkiye” şiârı ile neşredilen “Hergün Gazetesi”nin “Türk-İslâm Ülküsü” isimli köşesinde böyle zikretmiş:” …Müslüman Kardeşler Teşkilâtı’nın henüz fazla tanınmayan masonik öncüleri vardır….”

“ARAP BAHARI” MES’ELESİNİ DE ANLAYAMAYAN “AYDINCIKLAR”,
“İSLÂMCILAR”,”CEMAATÇİ ZİHNİYETLER”

Beynime adetâ “bir kıymık gibi” saplanmış olan bu “mes’ele” ile ilgili demek istediklerimi, yazımın nihayetinde değil, başında yazdım.
“Arap Baharı Mes’elesi”ni bile hadi daha geniş düşünelim, “Türk Aydınları” arasında, kaçımız bir “Hüsnü Mahalli” kadar sahiden sahih ve sahiden doğru bir şekilde anlayabildik ki? Kaldı ki, “İsmail KARA”ların bile alenî izahatları ile “kökü dışarıda bir düşünce hareketi” olan, “enternasyonel karakterli” bilumum “İslâmcılar” nasıl anlasındı ki?
Kaldı ki , “siyasî iktidar” ile olan “dünya için nizaları”nda da alenen müşahade ettiğimiz üzre, bilumum “Cemaatçi Zihniyetler”, bilumum “Müslümancılar” nasıl anlasalardı ki?
Kaldı ki, “İsrail Aleyhtarlığı”nda naralar atan  muhtelif “fikir-düşünce hareketleri”ne aidiyet duyan “aydınlar”,aslında “aydıncıklar”,  “kitleler psikolojisi” ile “cumhur”u, “halk”ımızı ve “millet”imizi galeyana getirenler; haftalardan beri çok “soğukkanlı” bir şekilde mes’eleyi yazan,yazdıklarını da  “fikirler-düşünceler camiası” ile “korkmadan” paylaşan “Sedat LAÇİNER”leri nasıl anlayabilsinler ki?
“Şam-ı Şerif’te”, daha düne kadar “Hutbe-i Şamiye Toplantıları” “hülyâ”ları görenlerden tutun da, “Türkiye-Suriye Birleşik Rüyâları” görenlere kadar “Uçukistan”a yakışanlar!!!!!
Basınımızda “İhvan-ı Müslimîn Hareketi/Müslüman Kardeşler Hareketi” ile ilgili “çokca” yazılar yayınlandı. Benim, en son hafızama nakşedilen, “Demek İhvan-ı Müslimîn Hareketi de, Müslüman Kardeşler Hareketi de, “Tasavvufî bir hareketmiş”” olmuştu. “Siyasî bir hareket…İslâmî bir hareket “değerlendirmeleri ile dolu yazılar… “Müslüman Kardeşler Nasıl Bir Örgüt?”(3) başlıklı yazıda ise; “1- Selefî bir hareket. 2- Sünnî…3- Tasavvufî boyutu daima vardır…4-Siyasî bir teşkilat..”
Yine, 1928’de, Mısır’da, İskenderiye’de, Hasan el Benna ile kurulan “İhvan-ı Müslimîn Hareketi-Müslüman Kardeşler Hareketi”nin 6(altı) lideri de idam edilmiş, bir lideri,  kurucusu Hasan el Benna bir suikast neticesi öldürülmüş..(4) Türkiye’mizde 1924’de “Hilafet’in İlgası”, Mısır’da 1926’da “Hilafet Kongresi” ve 1928’de, “İnciluz Sömürgesi” altında “İhvan-ı Müslimîn/ Müslüman Kardeşler Hareketi”nin kuruluşu..1954’de “resmen dağıtılışı” ve Eylül 2013’de kapatılışı….
“İnciluz Avam Kamerası”nda, dönemin “İnciluz Başbakanı Gladstone” tarafından, 1800’lü yılların sonlarında söylenilmiş olan “meşhur” sözün de aslında öncelikli olarak  “Mısır Müslümanları” için söylenilmiş olduğunu da biliyoruz: “Bu Kur’an-ı Kerim Müslümanların elinde oldukça, bizler, Müslümanları yenemeyiz….”
Öyle ki, geçen yıllarda, “Arap Baharı Tartışmaları”nda Mısır’ı yazmış olan Hasan Cemal bile; “Mısır’ın ‘laikleri’, Türkiye’nin en iyi Müslümanlarından bile daha Müslüman” demeye getirmişti…
NETİCE-İ KELAM
Geçen aylardaki bir yazısında da “Mustafa ÖZCAN” , Türkiye’mizdeki “Masonik Nurcular”dan dem vurmuştu.. EYGİ Hoca’mız ise zaman zaman da olsa “Kriptoları, Pakradunileri, Gizli Yahudileri” hatırlatıyor…
Bütün bunları da düşündükce, “İhvan-ı Müslimîn Hareketi-Müslüman Kardeşler Hareketi” ile ilgili olarak rahmetli ARVASÎ Hoca’mızın taa 1979’lar Türkiye’sindeki “tesbit”ini de çooook düşünmeliyiz
“Türk Dünya Nizâmının Millî, İslamî ve İnsanî Esasları”mızı, “Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûremizi”, “İ’lây-ı Kelimetullah için Nizâm-ı Âlem Ülkümüzü”, her halükârda “dipdiri” tutabilmeliyiz.
“Alperenlik” mefhumu da bu sebepten sadece “siyasî bir mefhum” değil, tamamiyle “İslâmî/Tasavvufî bir mefhumdur..”Çünkü “biz Müslümanlara göre, “Hacı Bektaşî Velî(k.s) de, hattâ Hazret-i Ali(r.anh) Efendimiz de birer Alperendir…”
Günümüzün “Minyeli Abdullah”larının, Türkiyemiz’in her beldesindeki “Abdullah”ların “işleri o kadar da kolay değil….”
Terme, 03.Ağustos. 2014
 İsmet GÜLTEKİN

Dip Notlar:

(1): Seyyid Ahmed ARVASÎ, “Türk-İslâm Ülküsü I-II-III”, Bilgeoğuz Yayınları,Aralık 2013, s.78
(2):  ARVASÎ, adı geçen eser, s. 630
(3): Mustafa ARMAĞAN, “Müslüman Kardeşler Nasıl Bir Örgüt?”, www.zaman.com.tr,15.07.2013

(4): www.dunyabülteni.com.tr, 04.07.2013

Hiç yorum yok: