28 Nisan 2019 Pazar

TERMELİ GÖNÜL ADAMI AHMET ŞİŞMAN DA "UÇMAĞA VARDI"

TERMELİ GÖNÜL ADAMI
AHMET ŞİŞMAN DA “UÇMAĞA VARDI”

Rahmetli,“Terme Şehri”mizin “gönül adamı”, “gönül dostu”, “Allah(c.c.) dostu”, “ilim sahibi” ve “marifetullah” cihetin de “Allah(c.c.) dostu” olduğunu şuurlu bir şekilde bilenlerdendi…
Tutturmuşlar “Terme Şehri”mizin “Amazonizm İdeolojisi” meftûnu, belki de “Türkiye geneli”nin “en çirkef yerel gazetesi”, malûm gazete, hem “Terme Pınarı Dergisi”nde, hem de Samsun’umuz da “Amazonizm İdeolojisi”ni yayıcı, İlahiyatçı-Edebiyatçı malûm “Yeşil Kemalist Zihniyetli” kişinin kaleminden; “Mühürdar” dı, “Mühürdar” dı…” deyip duruyorlar…
Hal bu ki, düpedüz “Terme Şehri”mizin en namlı “Nalburu” idi…
Ömrünün çoğunun geçtiği “Terme Pazar Camii/Terme Merkez Camii”, “Terme Şehri”nin göbeğindeki, “Amerikalıların”, “- Bu ahşap camiinin temeli, bin sene bile dayanır” dediği “Terme Ahşap Camii/Terme Tahta Camii” karşısındaki, “virahane”yi çağrıştırıcı “mekân”ında, ne “sohbet”lerini dinleyerek de büyüdük.
Rahmetlinin “belagat” dolu cümleleri, “edebiyat”, “şiir okuyuşları”, her defasında mest edici kıvamda idi.

“TERME GENÇ ÜLKÜCÜLER TEŞKİLATI”NDAN, “İSLAMÎ HAREKET”E…
“Karışık-kuruşuk”, “düzensiz” görünümlü “nalbur dükkanı mekânı”nda, “Millî Gazete”, hiç eksik olmazdı…
“Haksöz Dergisi” gibi dergileri de, ömründe ilk defa “mekânı”nda görmüştüm.
Yanına gelenlerle “sohbet” etmekten, “hasbihâl” etmekten hiç “yüksünmediği” gibi,”bitki çayları” ikram etmekten; beğendiği ve cay-ı dikkat “gazete kupürleri”ni de “mekânı”nın camına yapıştırmaktan da “yüksünmezdi..”
Hele “TermeŞehri”mizin “Bişr-i Hafî”si, “yalınayaklı deli Metin”i, öyle bir doyurur ve peşinden de “Kur’anî ifâde” ile; “- Sizlerden teşekkür bile beklemiyoruz” derdi…

“Terme Şehri”mizin, belki de “Samsun il ve ilçeleri” içerisinde, “en samimî anti-siyonist”ti idi.
“Anti-Siyonist Şahsiyet” olmada , “Türkiye geneli”nde bile “sıralamaya girecek kadar” da vardı…
“Yahudi Zihniyeti”ni ve “Siyonizm”i, sahih bir şekilde anlamış ve kavramış ve “Cuma Namazı” çıkışlarında veya vesaire günlerde “mekânı”na uğrayanlara da, “Yahudi Zihniyeti”ni ve “Siyonizm’in İç Yüzü”nü de anlatırdı..
Bir defasında, bana, “Terme Genç Ülkücüler Teşkilatı Üyelik” kağıdını vermişti.
Şimdi, kütüphanemin kim bilir neresinde…
Velâkin altı ciltlik “dökümanter” çalışmanın müellifi Hakkı ÖZNUR’un, “Ülkücü Hareket-Portreler” cildinde,bir “seçim dönemi”nde, “Türkeş Mes’elesi”nde de, “fikir-düşünce dünyamıza” ise adetâ “menfî/olumsuz” bir şahsiyet olarak da geçmişti.
Bana verdiği “Terme Genç Ülkücüler Teşkilatı Üyelik” kağıdı aklıma geldikçe, belki de, rahmetli, bir zamanlar “Ülkücü Şahsiyet”e, “Ülkücü Kimliğe” de sahipti.
Günümüzde “DHA”nın “Posta Gazetecileri”nin de tarif ettiği kıvamda, tam bir “Güzel Adam”dı da…
Hastalığını işitmiş,”ömrü bekâr”, “hiç evlenmemiş” olarak geçtiğinden; aynı evde senelerce beraber kalmış olan “yâreni” Ahmet’e, zaman zaman “hal ve hatırı”nı da sorardım.
En son sorduğumda ise, “- Tekkeköy’de, bir akrabasının evinde, hasta” dediğini hatırlıyorum…
Kaç defa ziyaretine niyetlendiğim hâlde, nasip olmadı…
Bir “Berat Kandili Gecesi(19 Nisan 2019,Cuma)” vefât ettiğini ve “Terme Şehri”mizin “en sırlı kabristanlığı” denilecek, “Terme Adliye Binası Batısı”ndaki kabristanlığına defnedildiğini , bugün, malûm “yerel gazete”den öğrendim..

Ne hasta iken ziyaret edebildim; ne de cenazesinde bulundum.
Beni de ilk defa kendisi ile rahmetli Eyüp ŞENTÜRK’ün tanıştırdığı hatırlıyorum…
Biraz, “M. Kemal Mes’elesi”nden olsa gerek; “Terme Şehri”mizin “İstiklal Madalyası” sahibi,”Yalı Mahallesi Kabristanlığı”nda metfûn; elini kimselere öptürmeyen; çünkü “Efendi Rasulullah Efendimizdir; biz kim efendi olmak kim?” diyen,”Kara Mehmet” namlımız ise rahmetliyi “sevmez, beğenmez”, “Bırak şunu!!!” derdi…
Termeli Gönül Adamı Ahmet ŞİŞMAN, böyle “çok yönlü bir şahsiyet” idi de…
Kimbilir geriye “yakın tarih” ile “Yahudi Zihniyeti ve Siyonizm’in İç Yüzü”ne dair ne yazılı” hâtıralar”, gazete “kupürleri” de bıraktı…
“Terme Şehri”mizin “tarihi” ile de çok sayıda malumatlara sahipti…
Yanına gelen her “gulam”a, her “sıbyan”a, her “çocuğa”, “şehadet parmağı”nın kaldırdır ve “Allah birrrrr” dedirti.
Rabbül’âlemin; “tamamlayamadığımız hasbihâlleri” de, “cennetlerde tamamlamayı” lütfetsin.(Âmin)
“Muhakkak biz Allah’ın kullarıyız ve Muhakkak biz Allah’a döneceğiz…”
El-Fâtiha
24.04.2019
Salıpazarı, 24.04.2019
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

Hiç yorum yok: