3 Ocak 2020 Cuma

"MEKKE-İ MÜKERREME", YENİDEN FETHEDİLMEYİ BEKLİYOR...

"MEKKE-İ MÜKERREM"E,
YENİDEN FETHEDİLMEYİ BEKLİYOR...

Bu sene, miladî 11 Ocak 2020 tarihi, "Mekke-i Mükerreme"nin fethinin 1389. yıldönümü...
Türkiye'mizde, senelerden beri,"bazı müslümanları" teşkil eden "Erbakan Hareketi"nin," Millî Görüş Hareketi"nin "gençlik teşekkülü" olan "Anadolu Gençlik Derneği", bütün vatan sathında, eş zamanlı bir şekilde,"Mekke'nin Fethi"ni yâd edici "gece" ve "programlar" tertipliyor.
Dönemin "Millî Gençlik Vakfı(MGV)"lı senelerde,"Mekke'nin Fethi"nin, mezkûr şekilde yâd edildiğini hatırlamıyorum.
Çünkü mes'ele;"Mekke'nin Fethi Yâd Programları"nın, güya "Miladî Yılbaşına Alternatif Program" olarak tertiplenmesinin ötesinde...
Esasta "Miladî Yılbaşı" '25 Aralık" değil miydi?
İkincisi, "Mekke'nin Fethi", miladî 1 Ocak 630'da başlayıp; miladî 11 Ocak 630'da tamamlanmamış mıydı?
"Mekke'nin Fethi"nin 1389. yıldönümü; esasında miladî 11 Ocak 630 tarihine tekabül etmiyor muydu?
"Aşırı bazı Türkçüler"in,"Noel'ı Türkleştirmeleri" ne kadar hatalı, ne kadar yanlış ise; "Anadolu Gençlik Derneği"nin de, her 31 Aralık gecesi, bütün vatan sathında, eş zamanlı olarak tertipledikleri "Mekke'nin Fethi Yâd Programları" da, o derece hatalı ve o derece yanlıştır.
Böyle "vakıa"ların, FETÖ/PDY terör örgütünün "Dinlerarası Diyalog" ve " Kutlu Doğum Haftaları Programları" gibi,"İslam'ı tahrip etmekten", "İslam Tarihi"ni dejenere etmekten öte bir manası da yoktur.
Mesela, illâ da-ki Müslümanlık açısından da gayet normaldir- "Mekke'nin Fethi Yâd " edilmek isteniliyorsa,bu "yâd programları";miladî 1 Ocak-11 Ocak tarihleri arasına yayılamaz mı?
ÜSTELİK "MEKKE-İ MÜKERREME..."
Üstelik, 1389 sene sonra, âdeta "Mekke-i Mükerreme", yeniden fethedilmeyi de beklemiyor mu?
Üstelik, 1389 sene sonra da olsa, âdeta bir "Mekke Tezkeresi" de elzem değil mi?
Üstelik, 1389 sene sonra da olsa, "Kudüs-ü Şerif"ten önce,"Mekke-i Mükerreme"yi,"Yahudi İşgali"nden "kurtarmak" gerekmiyor mu?
Mevcut "Suud İdaresi"nin "Yahudi" olduğunu, hayatı pahasına da olsa malum kitabı ile "deşifre" eden "Arap Düşünce Adamı", 1389 sene sonrasında, hâlâ "gözümüzü açamadı" mı?
"Esselam" isimli şiir kitabının "Yahudi" başlıklı şiirinde, rahmetli "Şairler Sultanı", Necip Fazıl KISAKÜREK; "Yahudi"yi şöyle tarif ediyordu:"Yahudi: Allah'a giden yolu tıkayan..."
"Mekke-i Mükerreme"deki "Kıblemız" "Kabe-i Muazzama"nın etrafı, "edepsiz yapılar"dan öte "şirkler"le dolu değil mi?
"Mekke-i Mükerreme"ye ve "Kıblemiz" 'Kabe-i Muazzama"ya, 1389 sene sonra, biz Müslümanlar mı hükmediyor yoksa "Siyonistleri" ile "Yahudiler" mi?
Sahi, "Şuurlu Müslümanlar" ne demekti?

Salıpazarı; 02 Ocak 2020
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

Hiç yorum yok: