15 Şubat 2019 Cuma

MERHUM "ALPEREN" AHMET KABAKLI HOCA'MIZIN, "CEZAEVİ HAYATI"/ "HAPİSHANE HAYATI" VAR MI İDİ, YOK MU İDİ?

  • “ŞEYH’Ü’L MUHARRİR/ MUHARRİRLERİN ŞEYHİ” MERHUM AHMET KABAKLI HOCA’MIZIN VEFÂTININ 18. SENEY-İ DEVRİYESİNDE(08.Şubat.2001-08.Şubat.2019) RAHMETLE YÂD EDİYORUZ…


MERHUM “ALPEREN” AHMET KABAKLI HOCA’MIZIN, “CEZAEVİ HAYATI/ HAPİSHANE HAYATI” VAR MI İDİ, YOK MU İDİ?



Neredeyse senelerdir hafızama mıh gibi mıhlanmış bir suâl idi: “Merhum ‘Alperen’ Ahmet KABAKLI HOCA’mızın, “Cezaevi Hayatı/ Hapishane Hayatı”, Var mı? Yok mu?”

Öyle ya, hem “akranları” olan ve hem de kendinden önceki nihayetsiz “mücadele adamları”nın, “düşünce adamları”nın, “düşünce kadınları”nın “yolları”, “cezaevleri” ile de “hapishaneler” ile de “kesişmişti…”

“Sultan’üş Şuara/ Şairler Sultanı” sıfatını “Türk Edebiyatı Vakfı Müessesesi” olarak da,  “takdim” ettiği şahsiyet merhum Necip Fazıl KISAKÜREK bile, vefâtı neticesi, ‘son günleri’ni de ‘cezaevleri’nde, ‘hapishaneler’de geçirmekten kurtulmuştu…

Nasıl olur da, ‘Ahmet KABAKLI HOCA’MIZ gibi bir ‘Adam gibi Adam’ın ‘yolu’, ‘cezaevleri’ ile ‘hapishaneler’ ile kesişmiş olamasın!?

Velâkin böyle bir ‘suâl’i cevaplayabilecek;,
 böyle bir ‘mes’ele’yi vuzûha kavuşturabilecek bir”malumat”a da, bir “bilgi”ye de bir türlü sahip olamıyordum.

Tâ ki, geçenlerde “50. Sanat Yılı”nı kutlayan “Ozan Yeğeni” Esat KABAKLI’nın bir gazeteye verdiği “röportajı”nı(*) okuyuncaya kadar…


Mezkûr ‘röportajı’ndaki, “KABAKLI HOCA’nın, sizin eğitim hayatınıza katkısı nedir?” suâline verdiği cevapta…

“- KABAKLI HOCA’nın dolaylı katkısı çok olmuştur.

Kaybettirdikleri de vardır.

Katkısı, ‘onun soy ismine leke gelmesin’ diye, çok uğraştık. İyi bir öğrenci olmaya çalıştık.

Bize 3-5 yılda bir kitaplarından yollardı, getirirdi.

Çok kitapları vardı.

Türk Edebiyatı Dergisi, bize her ay gelirdi.

Dergiyi ilk açtığımda, Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU’yu, Ârif Nihat ASYA’yı, Osman Yüksel SERDENGEÇTİ’yi arardım.

Amcamın faydası budur amma soyadından dolayı, 80 öncesinde(12. Eylül.1980) çok baskılara maruz kaldık.

Sınıfta kalmıştım. İki yıl kaybettiysem, sırf bu yüzden.

Amcam bazı olaylarda çok içeri alındı.

Amcamın oğlu içeri alındı.

Benim vurdulu-kırdılı işlerde gözüm yoktu.

Sosyal işlerde daha çok aktiftim.”(**)
İşte, yukarıdaki izahatta mevcut olan “Ozan Yeğeni” Esat KABAKLI’nın “iki cümlesi” ile neredeyse senelerdir hafızama mıh gibi mıhlanmış suâlin de cevabını öğrenmiştim:


-Evet.  Edebiyatçı, Muharrirlerin Şeyhi, Hukukçu merhum Ahmet KABAKLI HOCA’mızın da “yolları”, ‘cezaevleri’ ile ‘hapishaneler’ ile kesişmişti.

Hem de 12. Eylül.1980 Darbesi öncesi senelerde.

“…80 öncesinde çok baskılara maruz kaldık…Amcam bazı olaylarda çok içeri alındı.”

İşte, bu cümleleri “gazetecilik mentalitesi” ile de “fotoğraflarla” da ispatlayabilebilseydim…

Hattâ, 12. Eylül.1980 Darbesi sonrası da “çok içeri alındı” mı?

     Merhum KABAKLI HOCA’mızın 12. Eylül.1980 Darbesi sonrası da, “Cezaevi Hayatı”, “Hapishane Hayatı” var mı?

Yine alakalı ‘fotoğraflar’ı var mı?

ELHASIL:

Bugünlerde, “50. Kuruluş  Yıldönümü Faaliyetleri” yapan “Milliyetçi Hareket Partisi(MHP)”nin, 1969’daki “Kuruluş Gün ve Ay”ında, bir 08. Şubat’ta vefât eden ;“Rifaî Şeyhi”, “Şeyhü’l Muharrîr/ Muharrirlerin Şeyhi”, “Hakikî Alperen” merhum Ahmet KABAKLI HOCA’mızı, vefâtının 18. seney-i devriyesinde, hayırla, rahmetle yâd ediyoruz…
Biliyor musunuz?

“Tercüman Gazetesi”nden ayrılma hâline geldiğinde, merhum Yılmaz ÖZTUNA’lar ile merhum Seyyid Ahmet ARVASÎ’ler ile aynı zaman diliminde “Türkiye Gazetesi”ne geçen ve “Cağaloğlu”ndaki “Güle Güle Apartmanı”ndaki koltuğuna ilk oturur oturmaz, kim telefonla aramıştı?

Merhum “Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ…”

Vesselam…

Terme, 06.Şubat.2019

İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

Dip Notlar:

(*): Fatma Gülşen KOÇAK, “Kendi Sanatçımıza Değer Vermiyoruz”, “Ozan Yeğeni” Esat KABAKLI ile ‘Röportaj’, Yeni AKİT Gazetesi, 07.Ocak.2019, Pazartesi, s.12

(**): GÜLŞEN, adı geçen röportajı

Hiç yorum yok: