VEFÂTININ
30. “SENEY-İ DEVRİYE”Sİ ÜZERİNE…
“EVLÂD-I RASÛL”/SEYYİD” MERHUM AHMET ARVASÎ HOCAMIZ
ve
BAZI MES’ELELER
“Müslüman Türk’ün Büyük
Şahsiyetleri”ni “Yâd Etme Programı”, zaman zaman “Belirli Gün ve Haftalar
Programları”nı çağrıştırmakta…
Bakıyor ve görüyorum ki; “Dargın
Kurtların Başbuğu”, rahmetli Hüseyin Nihal ATSIZ’ları “yâd
programları”nda,âdeta “Benim oğlum ‘Binâ’ okur; döner döner yine okur!”
dercesine, “yeni bir şeyler söyleyemeden”, “eskinin tekrarlarını tekrar ederek”
“yâd” edildi…
“Yeni bir şeyler”; niye hâlâ
“Bozkurtların Ölümü” ve “Bozkurtların Dirilişi”, meselâ, bir “Animasyon Filmi”
yapılamıyor!?
Niçin, “Ruh Adam” gibi, “Deli
Kurtlar” gibi “romanları”, “sinema filmleri”ne, “dizi filmlere” hâlâ
dönüştürülemiyor!?
Niçin, meselâ bir “Dalkavuklar
Gecesi”, bir “Z Vitamini”, “Animasyon Filmlere”, “Sinema Filmleri”ne
aktarılamıyor ki!?
ARVASÎ HOCA’MIZ…
Ve hâlâ “Başbuğ Atatürk” dahil,
“Büyük Şahsiyetler”imize, “şûmüllü”, “bütüncül” bakamayışımız,
değerlendiremeyişimiz…
“Amerika, Atatürk’e ‘terörist’ diyor;
bazı ‘Nur Talebeleri’ de ‘Deccal’ demeye devam ediyorlar ve “ortak payda” da,
“Yeni Türk Devleti”mizin, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti”mizin”, “Halaskar-ı
İslâm”ı, “Ehl-i Beyt Soylu”, “Kutb’ul Aktap”, sapına kadar “Müslüman Türk “
“Atatürk Düşmanlığı”n da “örtüşüyorlar…”
Hiç düşündünüz mü!?
“Kelam”ı, “söz”ü şuraya getireceğim.
“Milliyetçi-Ülkücü Hareket”in içinde “orijinal bir mektep/ekol” ün “bânisi”,
“çığır açısısı” , “Nizâm-ı Âlem Ülkücülerinin Başbuğu” rahmetli Seyyid Ahmet
ARVASÎ Hoca’mız; “bütün eserleri”nde, bir defacık ‘Bediüzzaman’; bir defacık
“Said NURSΔ, bir defacık “Bediüzzaman Said NURSΔ, bir defacık “Risale-i Nur
Külliyatı”, niye ya-za-ma-dı!?
Bir ikincisi, merhum ARVASÎ HOCA’mız
da “Eğitimci” olduğu hâlde; “Başbuğ Atatürk”, “Müslüman Türk Atatürk” hakkında,
“düşünceleri”ni, “fikirleri”ni, “görüşleri”ni, niye yazamadı, niye bu mes’ele
de “kalem oynatamadı!?”
Hiç mi “kalem oynatamadı” veya tersi
ise; hâlâ “efkâr-ı umumiye”, “kamuoyu” niye bilemiyor!?
“TÜRKİYE GAZETESİ” ve MERHUM ARVASÎ
HOCA’MIZI YÂDI
“12 Eylül1980”den sonra da, “fikir
mücadelesi”ni, “Türkiye Gazetesi”ndeki “Hasbihâl” isimli köşesinde devam ettirmiş
olan merhum ARVASÎ HOCA’mızın, senelerdir , kendi orijinal üslubu ile kendi
gündemini kendi belirlemek ile hadi diyelim,kabaca “köşe yazarlığı” yaptığı
“Türkiye Gazetesi” ‘de; “kurulduğu tarihten bu yana”, bir defacık
“Bediüzzaman”; bir defacık “Said NURSΔ; bir defacık “Bediüzzaman Said NURSΔ;
bir defacık “Risale-i Nur Külliyatı” yazamamış bir “mevkûte”, bir “gazete”
olduğunun “farkında mısınız!?”
Niye!!!
Yahut “5N1K”ca dersek; “Neden? Niçin?
Nasıl? Ne zaman? Kim? Kimler?”
ARVASÎ HOCA’MIZ ve “KÜRD LİSÂNI”/KÜRTÇE”
Bundan seneler önce de, bendenizin
yazdığı ve “dillendirmeye” çalıştığı üzre; merhum Seyyid Ahmet ARVASÎ Hoca’mız;
üstelik bir “Şark Çocuğu” da olması hasebiyle “Kürt Dili”ni, “Kürt Lisânı”nı,
“Kürtçe”yi niye ‘kabul’ edememiş!?
Günümüzde “Devletimiz”, artık
‘resmen’ “Kürtçe Ders Kitapları” basmakta ve “Okullarda okutmakta…” “Kirmançi”,
“Zazaki” hâ kezâ…
“TRT-Kurdî”,hâ kezâ…
Bazı mütefekkir kalem erbabları;
“Ekrâd/Kürtler olmasaydı, Osmanlılar da (Osmanlı=Türkler) olmazdı”, demeye
getiriyorlar…
“Doğu Anadolu Gerçeği” isimli
eserinde, “Ekrâd”ın, “Kürtlerin Mes’eleleri”ne ‘yaklaşımı’ ve
‘değerlendirilişi’, tamamiyle ‘doğru’ mu idi ki!?
Meselâ, merhum ARVASÎ HOCA’mızın
“Kürtçe’ye Bakışı” doğru mu idi?
Ya “Bilgeoğuz yayınevi”nce neşredilen
“12 Eylül Yusufîye Medresesi Hayatını” anlattığı “Mamak Günleri” isimli
eserinde dile getirdiği “ağır öz-eleştirilere” ne demeli ki!?
ELHÂSIL:
“12 Eylül Sonrası”, “17 yaşında, tığ gibi
İ.T.Ü.’lü talebe iken;İstanbul Beyazsaray Çarşısı “Türkmen Kitapevi”ndeki
“Milliyeçi-Ülkücü Buluşma”da, bendenize “ikram” ettiği ve “Allah(c.c.) seni
muhafaza eylesin.” (Âmin) Duâsı
bereketiyle de, hâlâ yaşamaya devam ediyorum…
Vesselâm..
Salıpazarı, 21.12.2018
İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci
NOT: “Size
Sesleniyorum-1 Türkiye Gazetesi Yazıları” ile “Size Sesleniyorum -2 Türkiye
Gazetesi Yazıları” kitap hâlinde basılıp neşredilmesine rağmen; “Türkiye
Gazetesi’ndeki Bütün Yazıları”nı meydana getirecek olan “Size Sesleniyorum-3
Türkiye Gazetesi Yazıları”; “Size Sesleniyorum-4 Türkiye Gazetesi Yazıları” ve “Size
Sesleniyorum-5 Türkiye Gazetesi Yazıları”, aradan geçen senelere rağmen, hâlâ
basılıp yayınlanamamıştı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder