HÂTIRALAR:
ÂKİF-İ SÂNİ/İKİNCİ ÂKİF MERHUM ALİ ULVİ KURUCU:
“SENİN ADIN NE!?”
“Türkiye Gazetesi”nin, “İhlas Holding”in ‘Cağaloğlu” yılları…
Daha “Plaza” olamadığı yıllar…
1990’lı yılların ilk başları…
Merhum Enver Abiler’in,Merhum Ahmet KABAKLI Hocaların, İrfan
ATAGÜN’lerin, Kerküklü Ömer ÖZTÜRKMEN’lerin, hayatta olduğu yıllar…
“Şeyh’ül Muharrîrin/Muharrîrlerin Şeyhi”, “Rıfaî Şeyhi” KABAKLI
Hoca’mızın, Türkiye Gazetesi’ndeki “ilk sekreteri” olduğum yıllar…
‘Dayısız,torpilsiz, rüşvetsiz, partizansız’ bir şekilde
Rabbimin, bendenizi ‘nasiplendirdiği’ yıllar…
Her Cuma günü yemeklerin en güzeli, en kalitesi çıkardı…
Yine bir Cuma günü, rahmetli KABAKLI Hocamızın odası ile
bitişik , Türkiye Gazetesinin Baş Muharriri rahmetli Kerküklü Ömer ÖZTÜRKMEN’in
odasına çağrılmıştım…
Türkiye Gazetesi, Cağaloğlu, meşhur ‘Güle Güle Apartmanı…’
Sandalyede mütevazı ve edebli bir şekilde oturmuş, nuranî
sakallı bir zât ile “rube rû”, birebir, karşı karşıyayım.
Suâl eyledi: “- Senin adın ne?”
Cevapladım: “-İsmet” dedim…
Sessizliğe büründü ve daha da bir şey sormadı…
Yine aynı zâtı, İstanbul Fâtih semtinde, bidayeti de, nihayeti
de “terör örgütü imiş meğerse” dedirten; FETÖ/PDY’nin bir “kurumunda”, “himmet
gecesi”nde de görmüştüm…
“ÂKİF-İ SÂNİ/ İKİNCİ ÂKİF”RAHMETLİ ALİ ULVİ KURUCU
Çok sonraları öğrendim ki; meğerse “-Senin adın ne?”, diye suâl
tevcih eden zât, Konyalı, rahmetli Ali Ulvi KURUCU Efendi imiş…
Yarım asırdan fazla Medine-i Münevvere’de ikâmet eden…
Merhum Bediüüzzaman Said NURSÎ(k.s.)’nin “Tarihçe-i Hayat”ına,
“Sözbaşı”, “Önsöz” yazan…
Mütefekkir, muharrir ve şair rahmetli Ali Ulvi KURUCU Efendi…
Hâni şimdilerde, en üst perdelerden; “Yeni ÂKİFLER lazım”,
diyorlar ya…
Bir de “hızlarını alamayıp”, “Yeni Nazım Hikmetler lazım” diye
yazılıp-çiziliyor ya!!!
“Yeni ÂKİFLER lazım”ı anladık da, “Yeni Nazım Hikmetler” ‘niye
lazım’ ki?
Bir tahkik ediyorsunuz; güyâ “Nazım Hikmet RAN”, “Millî
Mücadele’yi desteklemiş…Kuvay-ı Milliye Destanı tiyatro oyununu yazmış…Meşhur
bilinen “kısrak başı” kelime grubunun geçtiği şiiri yazmış…” da…
Eeeee…
Bir tahkik ediyorsunuz ki, “Millî Mücadele Yılları”nda, bir
“öğretmen”, olarak, “Marksist Faaliyetler” de bulunmuş ve “vatanı Rusya’ya
kaçmış…”
Bu mu yani, “Millî Mücadeleye Destek…”
Her neyse…
Neredeyse “en üst perde”den, “Yeni Âkifler lazım”, diyorlar,
yazılıp- çiziliyor ya…
Bendeniz de dünden beri, kendi kendime mırldanıyorum:” Öyle
kolay mı? Mes’eleye şûmüllü /bütüncül bakmak ve görmek lazım..Rahmetli Mehmed
Âkif ERSOY’un başına neler neler gelmiş.. Bir de madalyonun öbür yüzü var…
Âdeta ’İsmet İNÖNÜ’ gibi ‘Atatürk Düşmanı” ‘İslamcı İsmail KAHRAMAN’ bile
oğlunun ölümüne sebep olmuş!!! Vesaire…”
Ve bugün ise, bir Cuma günü, biz “Müslümanların Bayram Günü”,
yine Rabbim ‘nasiplendirdi” de, “ÂKİF-İ SÂNİ/İKİNCİ ÂKİF” merhum Ali Ulvi
KURUCU Efendiyi hatırlattı…
“Gönüllerin Fatihi Büyük Üstada” şiirinden iki dörtlük:
“Ey başlara cennetlerin ufkundan inen tac!...
Âlem senin irfanına, irşadına muhtaç…
Derya gibi nurlar taşıyor her eserinden,
“Allah”a giden Nurcuların rehberisin sen…
…
“Nur yolcusu” insanlığa örnek olacaktır,
Kudsî heyecanlarla, gönüller dolacaktır..
Mefkûresi, günden güne erdikçe kemale,
Gark olmada iç Âlemi, en tatlı visale…”
Ya “AYASOFYA” şiirindeki dört beyit’in demek istediği:
“Fâtihleri ağlatmada, hâlin, Ulu Mâbed..
Yâdın, kanar imânlı gönüllerde müebbed!...
…
“Çan sesinde, seni kurtarmış ezanlar nerede?
Hani bülbül gibi Kurân okuyanlar nerde”
…
“Gizli kurşunla, habersizce vuruldun mu bugün?..
Dönmeler, dans ederek yapmada karşında düğün…”
…
“Çağıdır ağlamanın, ey Ulu Mâbed, ağla!...
İntikam aldı firenkler, seni ağlatmakla!...”
…
“Bu elim fâcia billâhi, yürekler acısı,
Müslüman Türk’ün evet şimdi bu en kanlı yası!!!..”
…
Kabrine “ışık” değil; “nurlar yağa…” vesselam…
Salıpazarı, 21.12.2018
İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder