“AKP-2015 Seçim Beyannamesi: Yeni Türkiye Sözleşmesi”ne,
“Düzen-Nizam Hokkabazlığı” Nokta-i Nazarı ile Bakabilmek
Adalet ve Kalkınma Partisi(AKP) “DÜZEN”ci; “NİZAM”cı Değil!
Dördüncü defa da ‘Tek Başına İktidar’ olma hedefinde olan
mevcut siyasî iradenin “2015 Seçim Beyannamesi”ni teşkil eden ‘Yeni Türkiye
Sözleşmesi’, didik didik ediliyor. Kimileri “Ahmet’in Kitabında Türk yok,
Türklük yok” derken; kimileri de aslında on iki senedir “kimliksiz siyaset”
sergilemekle kalmayıp; tıpkı “Mimsiz Medeniyet” gibi “çalıntı fikirler”le,
“aşırmacılık dolu düşüncelerle”, “intihallerle” dolu olduğuna dair
değerlendirmeler yaptılar, yazdılar. Bazıları da “bizim gazetemiz yayına
geçmese idi ‘Kesrette Vahdet’, ‘Çokluk içinde birlik’ ifadeleri ‘Yeni Türkiye
Sözleşmesi’nde yer alamazdı ‘sığlığı’ yorumunu yaptılar.
Ve elbette ekseriyeti itibari ile de kimileri de günümüzün
en çok revaçta olan ‘yağcılık’, ‘dalkavukluk’ muktezasınca değerlendirmelerde
bulundular. “Vakar”, “Vakûr” mefhumlarının adetâ “geri dönüşüm kutuları”na
atıldığı bir “dönemi” bizatihî yaşamaktayız.”Yeni Türkiye” mefhumunun bile
neredeyse “isim babası” olan Hasan Celal GÜZEL, nam-ı diğer “Tank Hasan” bile
tabiri caizse ‘yağcılık, dalkavukluk kervanına en son eklenenler’den olsa
gerek! Bilmem kaç cilt devasa “Türkler” eserini hazrlamaya vesile olmuş GÜZEL,
nam-ı diğer ‘Tank Hasan’, mevcut ‘Cumhur Reisi’mizi ‘Yeni Türkiye Marşı’ ile
karşılarken; “Türkler”in de “kadim bir millet” olduğunu hatırlatacak ‘vakar’ı
gösteremediği bir “dönem…”
“DÜZEN-NİZAM” HOKKABAZLIĞI
“Düzen-Nizam Hokkabazlığı”, Mefhumlar kargaşasına bir misal.
“Bu düzen değişmelidir” diyenler, “Bu nizam değişmelidir’ diyebilirler mi?”,
başlıklı yazımı 2009’da yazmışım. O tarihten bu tarihe kadar yaptığım
“okumalar”da, eski tabirle, “ayakkabı
kutularımda çok sayıda fişlerim” birikti. “Efkâr-ı umumiye”de, “fikirler,
düşünceler camiası”nda, kabaca “kamuoyu”nda ‘ezber bozabilmek’, muhkem
‘neşriyat ağları’ ile iç içe olmayı da gerektiriyor.”Durun Kalabalıklar!” diye
bir başınıza feveran etmek de elbet de ‘spontanelik’ namına yaşanılması tavsiye
edilen hissiyatlarla dolu bir hâl…
“…küresel düzenin yükselen gücüdür.”(100.madde)
“…devlet düzenini…”(64.madde)
“Hukuk düzenine”(53.madde)
“…anayasal düzenimizde…”(46.madde)
“…siyasal düzenin”(30. Madde)
“…bu düzenin”(30. Madde)
“Kamu düzenini”(27.madde)
“…yeni anayasal düzenimizin…”(22.madde)
“…yeni anayasal düzenimizin…”(21. Madde)
“…bu medeniyet birikimleri üzerine yükselen Selçuklu ve
Osmanlı düzenleri…”(17.madde)
“…anayasal ve siyasal düzenimizdeki”(15.madde)
“İnsan onuru, siyasî, ekonomik ve kültürel düzenimizin
de…”(9.madde)
“Her siyasal düşünce ve düzen…” (1. Madde)
“…hiçbir siyasal düzen…”(1. Madde)
“AKP 2015 Seçim Beyannamesi-Yeni Türkiye Sözleşmesi”n de
tamı tamına on dört (14) defa “düzen” mefhumu, “düzen” kavramı geçmekte. “1.
Madde”den başlayıp, “100. Madde”ye kadar…
“Selçuklu”, “Osmanlı” “düzen” mi kurmuştu, “nizam” mı?
“Düzen-i Âlem”i mi sağlamışlardı, “Nizam-ı Âlem”i mi tesis etmişlerdi? Öyle
“Nizam-ı Âlem” mefhumunu, çok basit bir şekilde nasıl “kamu düzeni” diye
“çevirebiliriz” ki?
“Düzen”, “Batı Uygarlığı”nın(Fransa), “Mimsiz medeniyet”in,
“deniyet”in; “nizam” ise millî, İslamî ve insanî mefkûreleri olan “İslâm
Medeniyeti”inin “terminolojisi” değil mi?
“Düzen” mefhumu, “Fransız Sosyalistleri”nin, “Fransız
Proloterleri”nin, “Marksistler”in “terminolojisi” değil mi?
“Beslenme kültürümüzü” teşkil eden ‘kitabî kaynaklar’ımız,
“düzen”lerle mi yoksa “nizam”larla mı dolu?
“Mefhumlar kargaşasına bir misal” olan “düzen” ve “nizam”
hokkabazlığı gibi, “devrim” ve “inkılab” hokkabazlığı da var elbet…Nasıl “Yeni
Şafak Gazetesi Logo Üstüne” çıkacak kadar “Hazret-i Peygamber Devrim Yaptı”
deriz, yazarız yahu!!!
“Devrim yapmak bir devrimcilik mesleği” değil miydi ki?!
NETİCE
“(Batılı) Sisteme entegre olduğu”, bilmem kaçıncı ‘iktidar
yılı’nda yazılmış, dillendirilmiş, deklare edilmiş ve önümüzdeki “7 Haziran
2015 Milletvekilliği Seçimleri” ile “4. Defa tek başına iktidar” olabilme
hedefine mıhlanmış “zihniyetliler”in
meydana getirdiği mevcut siyasî irade ve kadrolar, maşerî şuur ve vicdan da hiç
de müsbet tesir yapmayacak bir tarif ile “Yoksa ‘Düzen’e mi Uydu? Yoksa
‘Düzen’in mi siyasî örgütü, siyasî partisi?”
Sarıyer, 17.Nisan.2015
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder