18 Ekim 2014 Cumartesi

GASPIRALI İSMAİL'LER-TURAN YAZGAN'LAR



GASPIRALI İSMAİL’LER-TURAN YAZGAN’LAR


“Medine-i İstanbul” da hemen hergün çok kesif bir şekilde “kültür-sanat faaliyetleri” olmakta. Öyle, meselâ hadi diyelim “Medine-i Urfa “daki gibi “kültür-sanat faaliyetleri”, sadece bir-iki aya, Mart-Nisan aylarına sığdırılmamakta. Ben de mümkün olduğunca “İBB Kültür”ün her ay ki “kültür-sanat faaliyetleri bülteni”nden, nerde ne var, öğrenmeye ve ilgi duyduklarıma iştirak etmeye gayret etmekteyim.
“Konevî Dergisi”nden çoğumzun hatırlayabileceği günümüzde “Hoca Ahmed YESEVÎ Vakfı” çatısı altında “Türk kültürü”ne her ay çıkarttığı “YESEVÎ Dergisi” ve onlarca yazılı-basılı eserleri ile katkı yapan muhterem Erdoğan ASLIYÜCE Beğ’i ziyarete gittiğimde, panoda “Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı-Turan Kültür Merkezi”nce ve “Avrasya Enstitüsü”nü”nce “Gaspıralı İsmail Beğ’in Vefatının 100. Yılı” anısına tertiplenen bir konferans duyurusu vardı. Rahmetli “Turan YAZGAN” Beği de yâd etmeyi kapsayan bir konferans duyurusu.
Şahsen, benim açımdan konferansı ilginç kılan en mühim husus ise konferansı verecek olan Prof. Dr. İsmail YAKIT Hocam olması idi. “Hocam” diyorum, çünkü 1990’lı yıllarda, yine “Medine-i İstanbul”da iken, sayesinde çok sayıda ilim meclislerinde bulunma bahtiyarlığına da erişmiş idim. Yine sayesinde “Kubbealtı Akademi”de, “Fetih Cemiyeti”nde, ilmî sohbetlerinde bulunmuş, hattâ rahmetli Hilmi OFLAZ gibi “aykırı-standart dışı şahsiyetler”in “kahvaltı sofraları”nda da bulunmuştum. Ve yıllardan beri de bizatihi görmemiştim.
“Eskimeyen günler”in hafızamda uyandırdığı hatıralarla da “Gaspıralı İsmail Beğ ve Turan Yazgan” mevzûlu konferans yerine vardığımda ise daha yeni yeni gelenler vardı. Adetâ “Bit Pazarı”nı andıran görüntüler ardından,  tarihî İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi binası yanındaki “Avrasya Enstitüsü”ne vardım. İki rahmetli “Türkçü”yü anlatan kitaplar, eserler de sergileniyordu. YAKIT Hocamın “Atatürk ve Din” isimli eseri, “kitapçığı” cay-ı dikkatti ve hemencecik aldım. Tahta iskemleye oturup, şöyle bir göz atmaya başladım. Geçenlerde “HaberTürk TV”nin “Tarihin Arka Odası Programı”nda dillendirilen “Emekli İmam”ın “Atatürk’ün Soy Kütüğü” çalışması ile değerlendiririm, bir kritik-tahlil yazısı yazarım, inşallah diye niyetlendim. Bugün aldığım “Derin Tarih Dergisi”nin promosyonu olarak verilen Mustafa ARMAĞAN’ın “Küller Altında Yakın Tarih” isimli çalışmasında da, şöyle hızlı bir gözatmam ile anladım ki, çok sayıda “ezber bozucu” mes’eleler de dillendirilmiş!!!

GASPIRALI İSMAİL’LER-TURAN YAZGAN’LAR


Yine “Medine-i İstanbul”umu da, “Türk Ocakları İstanbul Şubesi” de dahil sekiz kuruluşun öncülüğünde, “Gaspıralı İsmail Bey’in Ölümünün 100. Yılında Dilde Fikirde İşte Birlikte Neredeyiz?” mevzuulu, hafta içinde, iki gün süren “Uluslararası Sempozyum” da tertiplendiğini de öğrendim..
Konferans öncesi Prof. Dr. Abdulkadir DONUK Beğ’i de gördüm. Keşke “eskimeyen yıllarda”ki gibi daha aktif, tabiri caizse daha “popüler” olabilse diye de düşündüm. Prof. Dr. İsmail YAKIT Beğ ise çoğumuzun belki de bilemediği üzre Türkiye’mide “Ebced Hesabı ve Tarih Düşürme “ üzerine çooook salahiyetli bir şahsiyette. Konferansı boyunca, iki büyük “Türkçü şahsiyet” de olan rahmetli Gaspıralı İsmail Beğ ve Gaspıralı İsmail Beğ’in mefkûrelerini 1980’li yıllarda kurduğu “Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı” ile Türkiye’mizde uygulamaya gayret etmiş olan ve hâlen de kurduğu müessesesi ile hizmetine devam eden rahmetli Prof. Dr. Turan YAZGAN Beğ’in hayat serencamı hakkında bilgiler vermesi, bizleri de o coğrafyalara götürdü. Mefkûre sahibi olmanın, ülkü sahibi olmanın zirve şahsiyetlerinden Gaspıralı İsmail Beğ’in Fransa’ya gidişi, Türkiye’ye gelişi, Hindistan’a gidişi, “Usul-u Cedit/Yeni Metod” ile Kırım’da, hattâ Hindistan’da “Eğitim Kurumları” açısı; kırk günde okuma-yazma öğretebilme metodu; “kadimciler” ile “ceditçiler” arasında nizalaşmalar vesaire. “Bir kalem, bin kılınca bedeldir” diyen rahmetli Gaspıralı İsmail Beğ’in, “Ha! Ha! Ha! “ isimli mizah dergilerine, “Alem-i Nisvan” isimli “kadın dergilerine” ve 23 ciltlik adetâ bütün Türk Dünyası’nca okunan kısaca “Tercüman” gazetesini neşredişi…Ve rahmetli Turan YAZGAN Beğ’in de sayıları ikiyüzleri bile geçmiş “Tarih Dergileri” neşri, bugün “800. Konferans”a ermiş konferansları ve yüzlerce neşredilmiş kitaplar ile yaptığı hizmetler…
Onca yokluklar, imkansızlıklar içinde ve “Kızıl Moskof”un  her türlü  engelleyici gayretlerine rağmen, “Türk Dünyası’nın Müşterek Sesi” kısaca “Tercüman” gazetesini neşretmesi…Günümüde onca teknolojik imkânlar mevcut iken bile aynı anda hem Türkiye’mizde, hem Azerbayban’da, hem Kazakistan’ta, hem Özbekistan’ta, hem Kırgızistan’da, hem Türkmenistan’da, hem hatta Tacikistan’da ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde okunan bir neşriyatımız hâlâ yok!!!
“Türk Dünyası”, “ortak bir alfabe”de, “müşterek bir alfabe”de buluşup da “Dil’de Birliği”, akabinde “Fikir’de Birliği”, “akabinde de “İş’te Birliği” tamamiyle sağlayamadı!!!
Konferans bitiminde bir suâle de mevzû olan bu mes’ele hâlen ehemmiyetini bence muhafaza etmekte…
Prof.İsmail YAKIT Hocamın, rahmetli Turan YAZGAN’ın “düşünce dünyası”nı izah ederken hatırlattığı üzre “bugünün Ulusalcıları, dünün ise Komünistleri”ile “Siyasal İslamcıların Türk Milliyetçilerine olan adavetleri, düşmanlıkları” da bitecek gibi değil!!!!
İsmail Gaspıralı’ların, Turan Yazganlar’ın da bitmemesi dileğimiz olsa gerek!
Fatih, 19.Ekim.2014
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com

Hiç yorum yok: