2 Temmuz 2014 Çarşamba

KORKMADAN EĞİTİM-ÖĞRETİM FAALİYETİ YAPABİLMEK!!!



KORKMADAN

EĞİTİM-ÖĞRETİM FAALİYETİ

YAPABİLMEK İÇİN:

OKULDA ve OKUL ÇEVRESİNDE GÜVENLİK ŞART!

           Bir Eğitim-Öğretim Yılını daha bitirdik. Bütün Türkiyemiz genelinde olduğu üzre İstanbul’da da ve okulumuzda da “okul ve çevre güvenliği” açısından birtakım olaylar meydana geldi. Korkmadan eğitim-öğretim faaliyetini devam ettirebilmk için biz öğretmenlerin de bu mes’elede şuurlu olması elzemdir.
          Günümüz “internet teknolojisi” şartlarında, “bir tık ile” bu mevzûda da çok sayıda “ilmî-akademik çalışmalara” ulaşmak mümkün.
“Kaynaklar”da da zikrettiğim üzre, gerek ilgili Bakanlığımızca, gerekse bazı “think thank-düşünce kuruluşları”nca çok ehemmiyetli “araştırmalar” yapılmış..
           Bize bu düşen bu “araştırmalar-çalışmalar”da da zikredilen hususları mümkün olduğunca uygulamaya koyabilmektir.
          Neredeyse bütün vatan sathında, “Çarşamba günleri öğretmenlerin dayak yeme günüdür” modundan kurtulabilmek ve sahiden “kork-ma-dan”, “kor-ku-suz-ca” ve elbette gerekli tedbirleri alarak, eğitim-öğretim faaliyetlerimizi sürdürebilmek için, yapılan uyarıları dikkate almalı ve “uzman”ların belirttikleri hususları da bir an evvel uygulamalıyız..
        Aşağıda sizleri bir “düşünce kuruluşu”nun konu ile ilgili 2010’da hazırladığı “rapor”un özeti ile baş başa bırakıyorum.
Kazasız-belâsız-vukuatsız nice yeni eğitim-öğretim yıllarına…



USAK ve İSTANBUL KENT GÜVENLİĞİ PROJESİ(2010)

“Okullarda farklı dönemlerde tehdit olarak algılanan unsurlardaki değişim, öncelikle bu yeni yapının anlaşılmasını gerekli kılmaktadır. Okullarda oluşan yeni risklerin ve güvenlik tehditlerinin kapsamlı bir analizinin yanı sıra, bu tehditlerin en aza indirilmesinde farklı aktörlere düşen sorumlulukların tanımlanması elzemdir.
          Genel kanının aksine, okul güvenliğinin  sağlanmasına  yönelik uygulamalar, sadece şiddetin ve/veya suçun önlenmesine  yönelik çalışmalardan oluşmaz. Okul güvenliğinin aşamaları, okul ve çevresindeki fizikî şartların dezavantajlı konumlarının giderilip, güvenli hale getirilmelerinden, çocuk gelişimi ve psikolojisi konusunda eğitimli personele; suç ve şiddet karşısında farkındalığın oluşturulmasından, öğrencilerin aileleri ile olan sağlıklı ve etkili bir iletişime kadar uzanan geniş bir yelpazede ele alınmalıdır.
         Bu raporun amacı, ülkemizde öğrenci ve eğitimcileri kapsayan şekilde okul ve okul çevresi güvenliğinin farklı boyutlarını tartışmak, bu sorunların nedenlerini incelemek ve oluşan güvenlik tehditlerine karşı çok sektörlü stratejiler geliştirilmesi yönünde öneriler sunmaktır. Raporun son kısmında yer alan Okul ve Okul Çevresi Güvenliği Eylem Planı, okul ve okul çevresi güvenliğinden sorumlu farklı aktörlere düşen rolleri tanımlamakta,öne çıkan sorunların çözümünde işbirliği  yapılacak aktörleri uygulamaya yönelik şekilde ele almaktadır.
         Güvenli okul, gençlerin ve çocukların öğretmenlerden, okul yoneticilerinden ve
okulda görevli kişilerden veya akranlarından şiddet görmediği ve şiddet görme korkusu yaşamadığı bir ortam olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanı sıra, okulun sosyal ortamı, tasarımı, iç donanımı ile bütüncül bir güvenlik algısı sunması da güvenli okulun öne çıkan unsurlarıdır. Okullardaki güvenlik algısı öğrenciler için en az eğitim kadar önemli bir ihtiyaçtır.
                                                                            

         Ülkemiz eğitim kurumlarında verilen eğitimin başarılı olmasındaki en temel etkenlerden biri de eğitim – öğretimin sağlandığı mekanlar olan okulların güvenli ve emin ortamlar olmasıdır. Eğitim kalitesinin arttırılmasında, öğrencilere güvenli ve kendilerini ilgi ve yeteneklerine uygun şekilde ifade edebilecekleri ortamların sunulması, gerçekleştirilmesi gereken en temel unsurdur. Okul ve okul çevresi güvenliği ve eğitim- öğretim başarısını karşılaştıran çalışmalar, okulda suç ve eğitim başarısı arasında istatistikî olarak anlamlı bir ilişki ortaya koymaktadır.
       Ülkemizde her yıl pek çok öğrenci okul ve okul çevresinin fizikî ve çevre
tasarımında yaşanan problemler nedeniyle güvenlik tehditlerine maruz kalmaktadır. Ülkemizde okul ve okul çevresinin tasarımı ve fizikî güvenliğinin gelişmiş standartları yoktur. Bu durum çocuk ve gençlerin sağlıklı ve güvenli ortamlarda eğitim – öğretim almasının önüne geçmektedir.
       Toplumun değişen yapısı ve yaşam şartlarına paralel olarak, okullarda oluşan
güvenlik tehditleri de farklılaşmaktadır. Okulun fizikî güvenliği ve psiko-sosyal ortamının güvenli oluşunun yanı sıra, okulların şiddet, suça karışma ve madde bağımlılığı gibi unsurlardan da korunması önemlidir.
       Ülkemizde genel olarak şiddet, bireylerin birbirlerine fizikî olarak zarar vermesi olarak algılanmaktadır. Fakat okullardaki mevcut şiddet, fizikî şiddet, sözlü-duygusal- psikolojik şiddet, cinsî şiddet ve ekonomik şiddet farklı şiddet türlerini de kapsamaktadır.
      Şiddet ve suç oluşma süreçlerinin dikkatle takibi ve bu çercevede farklı aktörlerin konu ile ilgili işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır.
       İstanbul’da farklı okullarda gerçekleştirilen araştırmalar, öğrenciler arası fizikî şiddetin yaygınlığına dair net veriler sunmaktadır. Öğrencilerin % 50’si, bu çalışmalar çercevesinde kavgaya karıştıklarını ifade etmişlerdir. Bu şiddet türüne dahil olan öğrencilerin, kavga sonucu bir başkasını yaralama veya kendilerinin yaralanması durumu gözardı edilemeyecek kadar ciddî boyutlardadır. Öğrencilerin, %15,4’u karıştığı kavgalarda kendisi fizikî olarak yaralanırken, daha yüksek bir oranı (%26,3) başkasını fizikî olarak yaraladığını ifade etmiştir.
      Farklı çalışmalar, öğretmen ve yönetici davranışlarının okullarda ortaya çıkan
şiddet olaylarına da etkisi olduğuna işaret etmektedir. Öğrencilerin yaşları ve eğitim gördükleri sınıflar yükseldikçe okul iklimini daha güvensiz olarak algıladıkları görülmektedir.
      Benzer şekilde öğrencilerin okul içerisindeki farklı faaliyetlere katılımının ve
ders başarılarının da öğrencilerin okul güvenliği algısını etkilediği görülmüştür.
     USAK tarafından gerçekleştirilen İstanbul Kent Güvenliği Projesi kapsamında
uygulanan alan araştırması bulgularına göre, İstanbul’un 32 ayrı ilçesinde(2010 yılına göre) yaşayan mahalle sakinlerinin okulda öğrencileri tehdit eden en önemli tehlikeyi uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü arkadaş çevresi ve okul düzeninin ve okul çevresinin bozukluğu olarak tanımlamaktadır.
      Bu çercevede madde bağımlılığı günümüzde özellikle gençleri tehdit eden
en önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Yapılan araştırmalara göre madde kullanımı ve bağımlılığında en önemli risk grubunu 12–24 yaş arasındaki gençler oluşturmaktadır.
     Bu kitlenin büyük bölümü ise örgün ve yaygın eğitim kapsamındadır.
       Okullarda şiddeti analiz etmeye yönelik merkezimizce geliştirilen İletişimli Yaklaşım Modeli, pratik olarak şiddetin türleri ve davranış kalıplarında şiddetin dışa vurulan, farklılaşan karakteri üzerine odaklanmaktadır. Bu model, şiddetin birbirinden farklı ve karmaşık nedenlerinin incelenmesinde, kişiler arası ilişkiler ağından yola çıkar.
       Bu ilişkiler ağı basit şekilde okul içerisinde oluşan ve okulun sakinleri tarafından da kabul gören hiyerarşik ağlardır.
     Özetle, elinizdeki rapor, okul ve okul çevresi güvenliğinin farklı boyutları haiz yapısının analiz edilmesinde farklı aktörlerin işbirliğine imkan tanıyan bütüncül politikalar çercevesinde hareket edilmesinin önemini vurgulamaktadır. Bu bağlamda rapor, çocuk ve gençlerin farklılaşan ihtiyaçlarına paralel şekilde değişen güvenlik algılarının yüksek tutulmasının, eğitim- öğretimin belirli standartlar çercevesinde tasarlanmış, sosyal ve psikolojik ortamı sağlıklı okullarda gerçekleşmesi ile ilişkisini ortaya koymaktadır. Rapor ayrıca okul güvenliğinin, ülkemizde oluşturulacak eğitim- öğretim stratejilerinin temel başlıklarından biri olarak belirli standartlara kavuşturulmasını ve bu konuda farklı aktörlerle Millî  Eğitim Bakanlığı arasında gerçekleştirilebilecek muhtemel işbirliklerine yönelik alternatifleri tartışmaktadır.

       2010/ 2011 eğitim- öğretim yılı itibari ile yaklaşık 16 milyon öğrenci ve 600 bin öğretmen eğitim – öğretim süreci içerisinde kentli alanlarda hayat şartlarının  getirdiği bir telaşla aileler, çocuklarının gelişimi ve eğitimi için onlara yeterli zamanı ayıramamaktadırlar. Dolayısıyla, bu gelişim büyük ölçüde çocuğun zamanının büyük bir kısmını geçirdiği okullarda tamamlanmaktadır.
       Bu şartlarda okulun yetersiz kalan fizikî ve sosyal önlemlerinden kaynaklanan kısıtlı okul ve okul çevresi güvenliği, çocuklar üzerinde tehlike oluşturmaktadır. Bu durum çocukları şiddet ve suça yöneltmektedir. Rakamların büyüklüğü, eğitim- öğretimin kalitesi kadar bu sürece dahil olan kitleye dair güvenlik tehditlerinin etki alanının da ne kadar geniş olduğunu da gözler önüne sermektedir. Okul ve okul çevresi güvenliğine yönelik tehditler, yalnıza bu süreç içerisinde yer alan çocuk ve gençleri değil, toplumun geniş bir kesimini, aileleri, eğitimcileri de yakından ilgilendirmektedir. Öte yandan çok yönlü yapısıyla okul ve okul çevresi güvenliğinin sağlanması geniş çaplı stratejileri ve farklı aktörlerin işbirliğini gerektiren çok yönlü bir konudur.
       Okul ve okul çevresinde karşılaşılan farklı güvenlik tehditlerinin pek çoğu okulun psiko-sosyal ortamı ve fizikî durumu ile yakından ilişkilidir. Bu kapsamda, okulun psiko-sosyal atmosferi öğrencilerin yanı sıra aile yaklaşımını, okul yönetici ve eğitimcilerini,okulda görevli personeli de kapsar. Okul psiko-sosyal ortamı, personelin meslekî  gelişimlerini destekleyecek, paydaşların katılımını sağlayacak, özel bilgilerin gizliliğini koruyacak ve cocukların akademik başarısını sağlayacak şekilde yönetilmelidir.
       Okulların psiko-sosyal ortamını besleyen ve sağlıklı bir eğitim ortamına zemin oluşturan unsurlar ise fizikî ve mekan unsurlardır. Durum tespiti acısından incelendiğinde, ülkemizde, okul çevresinde ve sınıflarda fiziki ortamın ve çevre tasarımın öğrencilerin güvenliğinin sağlanması ve korunmasına yönelik düzenlemelerine ilişkin ideal ölçüler ve standartlar henüz geliştirilmemiştir. Pek çok ülkede okul mekanlarının planlanması özel bir uzmanlık alanı olarak kabul edilirken,            Türkiye’de buna yönelik çalışmalar henüz profesyonel anlamda yürütülmemektedir. Bu durum, her yıl eğitim öğretim dönemi içerisinde pek çok öğrencinin okulların yetersiz, zaman zaman da tehdit unsuru oluşturan fizikî ve çevre şartları nedeniyle zarar görmesine yol açmaktadır.
                 Okul ve okul çevresi güvenliğinin sağlanması ve çok sektörlü çözüm önerilerinin oluşturulması, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) tarafından Uluslararası Sivil Toplumu Destekleme ve Geliştirme Derneği (USİDER) sponsorluğunda gerçekleştirilen İstanbul Kent Güvenliği Projesi’nde (2010) de geniş yer tutmuştur. Elinizdeki calışma, yukarıda sözü geçen okul güvenliğine dair konuların yanı sıra, şiddet, suça karışma ve madde bağımlılığı gibi önde gelen güvenlik problemlerine dair İstanbul Kent Güvenliği Projesi bulguları ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerini de paylaşmaktadır.
               Rapor, İstanbul Kent Güvenliği Projesi’nde yer alan anket, uzman mülakatları ve çalıştaylar yoluyla ulaşılmış bulgulardan hareketle, okul güvenliğinin sağlanmasına yönelik kapsamlı analizlere yer vermektedir.
Raporun ilk bölümünde okul güvenliğinin unsurları, okulun iç ve dış fizikî güvenliğine bağlı faktörler ve okulun psiko-sosyal ortamını oluşturan faktörler çercevesinde incelenmiştir.
                Bu kısımda sunulan güvenli okullar yaklaşımı, okul ve okul çevresi güvenliğini
bütüncül ele alan bir model olarak incelenmiştir. Raporun ikinci bölümünde şiddet,
suça karışma ve madde bağımlılığı gibi okulları tehdit eden güvenlik problemleri analiz edilmiştir. Bu güvenlik problemlerinin analizinde ülkemiz sosyal dokusuna uygun öneriler geliştirilmesi hedeflenmiştir. Raporun üçüncü bölümü, ülkemizdeki okullarda şiddetin boyutlarını ele almakta, sebeplerini incelemektedir. Raporun dördüncü bölümünde ise okulda suç ve şiddet gibi güvenlik tehditlerine yönelik farklı analizler ve bakış acıları tartışılarak sorunların çözümüne yönelik alternatifler sunulmuştur. Raporun son bölümünde, farklı bölümlerde ele alınan tartışmalar ve bulgular çercevesinde okullarda şiddeti analiz etmeye yönelik olarak tarafımızca geliştirilen İletişimli Yaklaşım Modeli’ne yer verilmiştir. Raporun son bölümünde yer alan okul ve okul çevresi güvenliği eylem planı, okul güvenliğinin sağlanmasından sorumlu farklı aktörlere yönelik çok aktörlu stratejiler ve öneriler sunmaktadır.”(*)

21.06.2014

İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com.tr



Kaynaklar:  ((1):
((1)((-www.egıtımevreni.com. tr, 16.06.2014


(*):Dilek Karal,

- “Okulda Güvenlik Sorununa Yol Açan Etkenlerin Belirlenmesi”, Hazırlayan. Ferhat EROL, EARGED(T.C. MEB Eğitimi Araşt. Ve gelişt. Dairesi Başk.), Ankara 2009

- “Güvenli Okul Ortamı Oluşturma-Öğretmen ve Yönetici Kitabı”, Yrd.Doç. Metin PİŞKİN- Prof.Dr. Selahaddin ÖĞÜLMÜŞ-Araş. Görev.Murat BOYGAN

rarası

Hiç yorum yok: