KORKMADAN
EĞİTİM-ÖĞRETİM
FAALİYETİ
YAPABİLMEK İÇİN:
OKULDA ve OKUL
ÇEVRESİNDE GÜVENLİK ŞART!
Bir
Eğitim-Öğretim Yılını daha bitirdik. Bütün Türkiyemiz genelinde olduğu üzre
İstanbul’da da ve okulumuzda da “okul ve çevre güvenliği” açısından birtakım
olaylar meydana geldi. Korkmadan eğitim-öğretim faaliyetini devam ettirebilmk
için biz öğretmenlerin de bu mes’elede şuurlu olması elzemdir.
Günümüz
“internet teknolojisi” şartlarında, “bir tık ile” bu mevzûda da çok sayıda
“ilmî-akademik çalışmalara” ulaşmak mümkün.
“Kaynaklar”da da zikrettiğim üzre, gerek ilgili
Bakanlığımızca, gerekse bazı “think thank-düşünce kuruluşları”nca çok
ehemmiyetli “araştırmalar” yapılmış..
Bize bu
düşen bu “araştırmalar-çalışmalar”da da zikredilen hususları mümkün olduğunca
uygulamaya koyabilmektir.
Neredeyse
bütün vatan sathında, “Çarşamba günleri öğretmenlerin dayak yeme günüdür”
modundan kurtulabilmek ve sahiden “kork-ma-dan”, “kor-ku-suz-ca” ve elbette
gerekli tedbirleri alarak, eğitim-öğretim faaliyetlerimizi sürdürebilmek için,
yapılan uyarıları dikkate almalı ve “uzman”ların belirttikleri hususları da bir
an evvel uygulamalıyız..
Aşağıda
sizleri bir “düşünce kuruluşu”nun konu ile ilgili 2010’da hazırladığı “rapor”un
özeti ile baş başa bırakıyorum.
Kazasız-belâsız-vukuatsız nice yeni eğitim-öğretim
yıllarına…
USAK ve
İSTANBUL KENT GÜVENLİĞİ PROJESİ(2010)
“Okullarda farklı dönemlerde
tehdit olarak algılanan unsurlardaki değişim, öncelikle bu yeni yapının
anlaşılmasını gerekli kılmaktadır. Okullarda oluşan yeni risklerin ve güvenlik
tehditlerinin kapsamlı bir analizinin yanı sıra, bu tehditlerin en aza
indirilmesinde farklı aktörlere düşen sorumlulukların tanımlanması elzemdir.
Genel kanının
aksine, okul güvenliğinin
sağlanmasına yönelik uygulamalar,
sadece şiddetin ve/veya suçun önlenmesine
yönelik çalışmalardan oluşmaz. Okul güvenliğinin aşamaları, okul ve
çevresindeki fizikî şartların dezavantajlı konumlarının giderilip, güvenli hale
getirilmelerinden, çocuk gelişimi ve psikolojisi konusunda eğitimli personele;
suç ve şiddet karşısında farkındalığın oluşturulmasından, öğrencilerin aileleri
ile olan sağlıklı ve etkili bir iletişime kadar uzanan geniş bir yelpazede ele
alınmalıdır.
Bu raporun amacı,
ülkemizde öğrenci ve eğitimcileri kapsayan şekilde okul ve okul çevresi güvenliğinin
farklı boyutlarını tartışmak, bu sorunların nedenlerini incelemek ve oluşan
güvenlik tehditlerine karşı çok sektörlü stratejiler geliştirilmesi yönünde öneriler
sunmaktır. Raporun son kısmında yer alan Okul ve Okul Çevresi Güvenliği Eylem
Planı, okul ve okul çevresi güvenliğinden sorumlu farklı aktörlere düşen
rolleri tanımlamakta,öne çıkan sorunların çözümünde işbirliği yapılacak aktörleri uygulamaya yönelik
şekilde ele almaktadır.
Güvenli okul, gençlerin ve çocukların öğretmenlerden, okul yoneticilerinden ve
okulda görevli kişilerden veya akranlarından şiddet görmediği ve
şiddet görme korkusu yaşamadığı bir ortam olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanı
sıra, okulun sosyal ortamı, tasarımı, iç donanımı ile bütüncül bir güvenlik
algısı sunması da güvenli okulun öne çıkan unsurlarıdır. Okullardaki güvenlik
algısı öğrenciler için en az eğitim kadar önemli bir ihtiyaçtır.
Ülkemiz eğitim
kurumlarında verilen eğitimin başarılı olmasındaki en temel etkenlerden biri de eğitim – öğretimin sağlandığı mekanlar olan okulların güvenli
ve emin
ortamlar olmasıdır. Eğitim kalitesinin arttırılmasında,
öğrencilere güvenli ve kendilerini ilgi ve yeteneklerine
uygun şekilde ifade edebilecekleri ortamların sunulması, gerçekleştirilmesi gereken en temel unsurdur. Okul ve okul çevresi güvenliği ve
eğitim- öğretim başarısını karşılaştıran
çalışmalar, okulda suç ve eğitim başarısı arasında istatistikî olarak anlamlı bir ilişki ortaya koymaktadır.
Ülkemizde her yıl pek
çok öğrenci okul ve okul çevresinin fizikî ve çevre
tasarımında yaşanan problemler nedeniyle güvenlik tehditlerine
maruz kalmaktadır. Ülkemizde okul ve okul çevresinin tasarımı ve fizikî güvenliğinin
gelişmiş standartları yoktur. Bu durum çocuk ve gençlerin sağlıklı ve güvenli
ortamlarda eğitim – öğretim almasının önüne geçmektedir.
Toplumun değişen
yapısı ve yaşam şartlarına paralel olarak, okullarda oluşan
güvenlik tehditleri de farklılaşmaktadır. Okulun fizikî güvenliği
ve psiko-sosyal ortamının güvenli oluşunun yanı sıra, okulların şiddet, suça
karışma ve madde bağımlılığı gibi unsurlardan da korunması önemlidir.
Ülkemizde genel olarak
şiddet, bireylerin birbirlerine fizikî olarak zarar vermesi olarak algılanmaktadır.
Fakat okullardaki mevcut şiddet, fizikî şiddet,
sözlü-duygusal- psikolojik şiddet, cinsî şiddet ve ekonomik şiddet farklı şiddet türlerini de kapsamaktadır.
Şiddet ve suç oluşma
süreçlerinin dikkatle takibi ve bu çercevede farklı aktörlerin konu ile ilgili
işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır.
İstanbul’da farklı okullarda gerçekleştirilen araştırmalar,
öğrenciler arası fizikî şiddetin yaygınlığına dair net veriler sunmaktadır.
Öğrencilerin % 50’si, bu çalışmalar çercevesinde kavgaya karıştıklarını ifade
etmişlerdir. Bu şiddet türüne dahil olan öğrencilerin, kavga sonucu bir
başkasını yaralama veya kendilerinin yaralanması durumu gözardı edilemeyecek
kadar ciddî boyutlardadır. Öğrencilerin, %15,4’u karıştığı kavgalarda kendisi
fizikî olarak yaralanırken, daha yüksek bir oranı (%26,3) başkasını fizikî
olarak yaraladığını ifade etmiştir.
Farklı çalışmalar, öğretmen ve yönetici davranışlarının okullarda
ortaya çıkan
şiddet olaylarına da etkisi olduğuna işaret etmektedir. Öğrencilerin
yaşları ve eğitim gördükleri sınıflar yükseldikçe okul iklimini daha güvensiz
olarak algıladıkları görülmektedir.
Benzer şekilde öğrencilerin
okul içerisindeki farklı faaliyetlere katılımının ve
ders başarılarının da öğrencilerin okul güvenliği algısını
etkilediği görülmüştür.
USAK tarafından
gerçekleştirilen İstanbul Kent Güvenliği Projesi kapsamında
uygulanan alan araştırması bulgularına göre, İstanbul’un 32 ayrı
ilçesinde(2010 yılına göre) yaşayan mahalle sakinlerinin okulda öğrencileri tehdit eden en önemli tehlikeyi uyuşturucu
madde bağımlılığı, kötü arkadaş çevresi ve okul düzeninin ve okul
çevresinin bozukluğu olarak tanımlamaktadır.
Bu çercevede madde
bağımlılığı günümüzde özellikle gençleri tehdit eden
en önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Yapılan araştırmalara
göre madde kullanımı ve bağımlılığında en önemli risk grubunu 12–24 yaş
arasındaki gençler oluşturmaktadır.
Bu kitlenin büyük
bölümü ise örgün ve yaygın eğitim kapsamındadır.
Okullarda şiddeti analiz
etmeye yönelik merkezimizce geliştirilen İletişimli Yaklaşım Modeli, pratik
olarak şiddetin türleri ve davranış kalıplarında şiddetin dışa vurulan,
farklılaşan karakteri üzerine odaklanmaktadır. Bu model, şiddetin birbirinden
farklı ve karmaşık nedenlerinin incelenmesinde, kişiler arası ilişkiler ağından
yola çıkar.
Bu ilişkiler ağı
basit şekilde okul içerisinde oluşan ve okulun sakinleri tarafından da kabul gören
hiyerarşik ağlardır.
Özetle, elinizdeki
rapor, okul ve okul çevresi güvenliğinin farklı boyutları haiz yapısının analiz
edilmesinde farklı aktörlerin işbirliğine imkan tanıyan bütüncül politikalar çercevesinde
hareket edilmesinin önemini vurgulamaktadır. Bu bağlamda rapor, çocuk ve
gençlerin farklılaşan ihtiyaçlarına paralel şekilde değişen güvenlik
algılarının yüksek tutulmasının, eğitim- öğretimin belirli standartlar çercevesinde
tasarlanmış, sosyal ve psikolojik ortamı sağlıklı okullarda gerçekleşmesi ile
ilişkisini ortaya koymaktadır. Rapor ayrıca okul güvenliğinin, ülkemizde
oluşturulacak eğitim- öğretim stratejilerinin temel başlıklarından biri olarak
belirli standartlara kavuşturulmasını ve bu konuda farklı aktörlerle Millî Eğitim Bakanlığı arasında gerçekleştirilebilecek
muhtemel işbirliklerine yönelik alternatifleri tartışmaktadır.
2010/ 2011 eğitim- öğretim
yılı itibari ile yaklaşık 16 milyon öğrenci ve 600 bin öğretmen eğitim – öğretim
süreci içerisinde kentli alanlarda hayat şartlarının getirdiği bir telaşla aileler, çocuklarının
gelişimi ve eğitimi için onlara yeterli zamanı ayıramamaktadırlar. Dolayısıyla,
bu gelişim büyük ölçüde çocuğun zamanının büyük bir kısmını geçirdiği okullarda
tamamlanmaktadır.
Bu şartlarda okulun
yetersiz kalan fizikî ve sosyal önlemlerinden kaynaklanan kısıtlı okul ve okul
çevresi güvenliği, çocuklar üzerinde tehlike oluşturmaktadır. Bu durum
çocukları şiddet ve suça yöneltmektedir. Rakamların büyüklüğü, eğitim-
öğretimin kalitesi kadar bu sürece dahil olan kitleye dair güvenlik
tehditlerinin etki alanının da ne kadar geniş olduğunu da gözler önüne
sermektedir. Okul ve okul çevresi güvenliğine yönelik tehditler, yalnıza bu
süreç içerisinde yer alan çocuk ve gençleri değil, toplumun geniş bir kesimini,
aileleri, eğitimcileri de yakından ilgilendirmektedir. Öte yandan çok yönlü
yapısıyla okul ve okul çevresi güvenliğinin sağlanması geniş çaplı stratejileri
ve farklı aktörlerin işbirliğini gerektiren çok yönlü bir konudur.
Okul ve okul
çevresinde karşılaşılan farklı güvenlik tehditlerinin pek çoğu okulun psiko-sosyal
ortamı ve fizikî durumu ile yakından ilişkilidir. Bu kapsamda, okulun
psiko-sosyal atmosferi öğrencilerin yanı sıra aile yaklaşımını, okul yönetici
ve eğitimcilerini,okulda görevli personeli de kapsar. Okul psiko-sosyal ortamı,
personelin meslekî gelişimlerini
destekleyecek, paydaşların katılımını sağlayacak, özel bilgilerin gizliliğini koruyacak
ve cocukların akademik başarısını sağlayacak şekilde yönetilmelidir.
Okulların
psiko-sosyal ortamını besleyen ve sağlıklı bir eğitim ortamına zemin oluşturan unsurlar ise fizikî ve mekan unsurlardır. Durum tespiti acısından
incelendiğinde, ülkemizde, okul
çevresinde ve sınıflarda fiziki ortamın ve çevre tasarımın öğrencilerin güvenliğinin sağlanması ve korunmasına yönelik düzenlemelerine
ilişkin ideal ölçüler ve standartlar henüz
geliştirilmemiştir. Pek çok ülkede okul mekanlarının planlanması özel bir uzmanlık alanı olarak kabul edilirken, Türkiye’de buna yönelik çalışmalar
henüz profesyonel anlamda
yürütülmemektedir. Bu durum, her yıl eğitim öğretim dönemi içerisinde pek çok öğrencinin okulların yetersiz, zaman zaman da tehdit
unsuru oluşturan fizikî ve çevre şartları
nedeniyle zarar görmesine yol açmaktadır.
Okul ve
okul çevresi güvenliğinin sağlanması ve çok sektörlü çözüm önerilerinin
oluşturulması, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu
(USAK) tarafından Uluslararası Sivil Toplumu Destekleme ve Geliştirme Derneği (USİDER) sponsorluğunda gerçekleştirilen İstanbul Kent Güvenliği
Projesi’nde (2010) de geniş yer tutmuştur. Elinizdeki calışma, yukarıda sözü
geçen okul güvenliğine dair konuların yanı sıra, şiddet, suça karışma ve madde
bağımlılığı gibi önde gelen güvenlik problemlerine dair İstanbul Kent Güvenliği
Projesi bulguları ve Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK) verilerini de paylaşmaktadır.
Rapor,
İstanbul Kent Güvenliği Projesi’nde yer alan anket, uzman mülakatları ve çalıştaylar
yoluyla ulaşılmış bulgulardan hareketle, okul güvenliğinin sağlanmasına yönelik
kapsamlı analizlere yer vermektedir.
Raporun ilk bölümünde okul güvenliğinin unsurları, okulun iç ve
dış fizikî güvenliğine bağlı faktörler ve okulun psiko-sosyal ortamını
oluşturan faktörler çercevesinde incelenmiştir.
Bu kısımda
sunulan güvenli okullar yaklaşımı, okul ve okul çevresi güvenliğini
bütüncül ele alan bir model olarak incelenmiştir. Raporun ikinci
bölümünde şiddet,
suça karışma ve madde bağımlılığı gibi okulları tehdit eden güvenlik
problemleri analiz edilmiştir. Bu güvenlik problemlerinin analizinde ülkemiz
sosyal dokusuna uygun öneriler geliştirilmesi hedeflenmiştir. Raporun üçüncü
bölümü, ülkemizdeki okullarda şiddetin boyutlarını ele almakta, sebeplerini
incelemektedir. Raporun dördüncü bölümünde ise okulda suç ve şiddet gibi
güvenlik tehditlerine yönelik farklı analizler ve bakış acıları tartışılarak
sorunların çözümüne yönelik alternatifler sunulmuştur. Raporun son bölümünde,
farklı bölümlerde ele alınan tartışmalar ve bulgular çercevesinde okullarda
şiddeti analiz etmeye yönelik olarak tarafımızca geliştirilen İletişimli
Yaklaşım Modeli’ne yer verilmiştir.
Raporun son bölümünde yer alan okul ve okul çevresi güvenliği eylem planı, okul
güvenliğinin sağlanmasından sorumlu farklı aktörlere yönelik çok aktörlu
stratejiler ve öneriler sunmaktadır.”(*)
21.06.2014
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com.tr
Kaynaklar:
((1):
((1)((-www.egıtımevreni.com. tr, 16.06.2014
(*):Dilek Karal,
- “Okulda Güvenlik
Sorununa Yol Açan Etkenlerin Belirlenmesi”, Hazırlayan. Ferhat EROL,
EARGED(T.C. MEB Eğitimi Araşt. Ve gelişt. Dairesi Başk.), Ankara 2009
- “Güvenli Okul Ortamı
Oluşturma-Öğretmen ve Yönetici Kitabı”, Yrd.Doç. Metin PİŞKİN- Prof.Dr.
Selahaddin ÖĞÜLMÜŞ-Araş. Görev.Murat BOYGAN
rarası
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder