A Ş
K I N
K İ
T A B
I N I
Y A
Z D I M
:
A Ş
K P I
N A R I
ve
Kahramanlarımıza Methiye
Âşık İSMETÎ(İsmet
TOSUN)
Yayına
Hazırlayan:
İsmet GÜLTEKİN
www.millimefkure.com’un
Kültür Hizmeti-2014-
SÖZBAŞI:
Siz hiç hayatınızda,”Şurada bir arkadaşım vardı. Gidip ziyaret
edeyim”, diye düşünüp de, düşündüğünüzü uyguladığınızda, ziyaret etmek
istediğiniz arkadaşınızın vefat ettiğini öğrendiğinizde, kendinizi nasıl
hissederdiniz?
İşte ben de kendimi öyle tuhaf duygular içinde buldum..
Rahmetli İsmet TOSUN, nam-ı diğer Âşık İsmetî Şubat 2014’de hakk’a
vasıl olmuş bir ‘güzel adam..’ Rabbü’l âleminin de inayeti ile neredeyse beş yıla
yakın Terme’de neşrettiğim “Terme Birlik MEFKÛRE-Birlik Olmadan, Dirlik Olmaz”
isimli yerel-mahallî gazetemin de köşeyazarı idi. Her defasında yeni yazılarımı
almaya Sakarlı Beldesine gittiğimde, tatlı, hoş, doyurucu ve mânâ yüklü
sohbetler yapardık.Çayımızı da bu ara içerdik.
Rahmetli İsmet TOSUN, nam-ı diğer Âşık İsmetî, sahiden de “âşık”
idi ve Hacı Bektaşi Velî Hazretlerinden mânen de ‘iksir’ini içmişti. O
şaşkınlık içinde, Sakarlı Beldesindeki Bakkalında oğlu Hami ile vefatı hakkında
bilgiler alırken; bir yandan da artık kapalı olan bakkal içindeki masa
üzerindeki kendisine ait “defterlere” de gözüm ilişiyordu. Bir nasip sonrası ve
oğlu Hami’nin de bana olan itimadı ile kendisinin hazırladığı “En Güzel Türk
Türküleri” isimli tükenmez kalemle yazılmış çizgili defteri ile yine sahiden de
“Aşkın Kitabını Yazdım-Aşk Pınarı” ismi verilmeye lâyık ikinci defterini, hem
internet imkânları ile hem de biiznillah kağıda basılı bir şekilde
kitaplaştırabilmek gayesi ile aldım..
Rahmetli adaşım, Âşık İsmetî, çok “orijinal” bir ‘güzel adam’dı
da.. “Terme Birlik MEFKÛRE’ye verdiği yazıların hemen hemen tamamı “bir sigara
kağına eklenmiş kağıtlara” yazılı idi. Düşünebiliyor musunuz, “sigara kağıtları
birleştirilerek” yazılarını bu kağıtlara tükenmez mavi kalem ile yazıyordu..
Uzak diyarlardan zaman zaman benim de memleketim olan Terme’mize
geldiğimde, oğlu Rami’ye babasının durumunu sorar, selam iletirdim. Fakat çok
uzun süre niyet ettiğim halde bizzat daha ziyaret edip de görüşemedim. 2001
içinde yerel-mahallî gazetemin malum sebeplerden yayınını sonlandırması ve
benim de diyar-ı gurbete çıkışım, bizzat görüşmelerimizi engellemişti.
Hatırlıyorum da, eve telefon açıp, eşim ile dertleştiklerini ve eşime moral
verici sözler söylediğini de hatırlıyorum.
Rahmetli Âşık İsmetî, her ne kadar Gümüşhane’ye bağlı Yağmurdere
nahiyesinde doğmuş olsa bile yıllardır Sakarlı beldesinde ikamet etmekte idi ve
artık “yeni ili Samsun” olan bir ‘Termeli’ de olmuştu..Ahmet SEZGİN’in “Termeli
Yazarlar ve Şairler Ansiklopesi”nde de yer almıştı..
Terme’miz henüz türküsü olmayan bir ilçemiz..Rahmetli Âşık İsmetî
“Terme Türküleri” diyebileceğimiz hususlarda da katkı yapmaya çalışmış bir
“güzel adam”dı. Kaldı ki bazı yazdığı şiirleri de bestelenmişti..
“TGRT Fm” radyosu ile irtibatlara geçerdi. Samsun’daki yerel
televizyon kanallarına da çıkmıştı. Dışa, dış dünyaya da açık bir insandı.
Maateessüf son yıllarında Terme’mizdeki neredeyse ‘tröstleşen’, neredeyse
‘tekelleşen’ fikir-düşünce hayatında yeteri kadar yer alamadı.Unutuldu…
Dizgi çalışmalarımın ardından iki çalışmasını da önce internet
ortamında “PDF” hâline getirdim. Neredeyse inşallah kağıtlara basılı hâle ramak
kaldı. “En Güzel Türk Türküleri” ile “Aşkın Kitabını Yazdım:Aşk Pınarı” İlki
‘türkü derlemeleri’, ikincisi ise kendisinin yazdığı şiirler..
İşte “Aşkın Kitabını Yazdım ve Kahramanlara Methiye” eseri, çok
sade bir çizgili deftere yazılmış şiirlerinden meydana gelmekte. Dizgisini
bitirip de “PDF”ye ve inşallah kağıtlara basılı hâle hazır getirirken, üç
bölüme ayırdım: Birinci bölüm, “Âşık İsmetî Der:”; ikinci bölüm, “Aşkın
Kitabını Yazdım:Aşk Pınarı” ve üçüncü bölüm ise “Kahramanlarımıza Methiye”den
meydana gelmekte…
Rabb’ül âlemin Âşık İsmetî gibi ‘güzel adamları’ nesillerimize
unutturmasın.(Âmin)
Sarıyer,
13.Mayıs.2014
İsmet GÜLTEKİN
Terme Birlik
MEFKÛRE, Millî Mefkûre ve Mefkûre Adamları isimli ‘blog’larım..
Facebook/İgltkn
 Ş
I K İ S
M E T
Î
D
E R:
Âşık İsmetî der
Türk Devleti’ne saygı duyunuz
Hakk ve hakikate
uygun olsun huyunuz
Şahsım ve
şiirlerimden yargıya varmak için
Lütfen şiir
kitabımı tam okuyunuz.
*
Bir güzelin sevdasına
düşmeden
Aşkın ateşinde
yanıp pişmeden
Pîr elinden dolu
bâde içmeden
Kimse aşka gelip
şiir yazamaz.
*
Önce kimliğimde
sıra
Sevda açtı serde
yara
Eski ilim
Gümüşhane
Doğum yerim
Yağmurdere
Yeni İl’im Samsun
oldu
Kader atdı
Termelere
Türkiye cennet
vatandır
Âşık İsmetî’ye
göre
Kitabımı yazanın
okuyanın,
Allah muradını
vere.(Âmin)
* Sevgi
sözlerimin başı
Bağrımda sabır
taşı
Yenilendi eski
dertler
Yanıyor hicran
ateşi
Pınar oldum göze
oldum
Aşkı hasret ile
doldum
Nurperi ateş atdı
Tutuşdum füze
oldum.
* Başıma
gelenlere şaşdıkca şaşıyorum
Nurperinin
aşkınla coşdukca coşuyorum
Nurperi sevdası
dağlardan ağır
Bunca ağır
sevdayı ben nasıl taşıyorum
Allahıma şükürler
ben hâlâ yaşıyorum.
*
Sevdim Nursunamı
telli turnayı
Onda buldum can
ilacı kimyayı
Eğer sevgilime
zeval gelirse
Ateşe veririm
olduğu köyü
Eğer Nurperime
ziyan gelirse
Ben ölürüm terk
ederim dünyayı.
*
EVLÂDIM ALİCAN’A
Gençlik elden
uçup giden kuş oldu
Sağlıklı günler
hayal düş oldu
Erzurum Yaylası
şimdi kış oldu
Kendine bak yünlü
giyin Alican.
Güzel evlad sen
ömrümün varısın
Gönlüm sarayısın
gözüm nurusun
Allah seni
nazardan korusun
Göze gelir çubuk
boyan Alican.
İsmetî özlemiş
seni burada
Ne çare karlı
dağlarda
Remzi dayın yakın
Yağmurdere’de
Geldi mi yanına
dayın Alican.
* DELİ GÖNLÜME TAVSİYEM
Saat dörtten
sonra gönül
Gökten yere
rahmet yağar
Dünyada sadece
dertli sen misin?
Daha nice
dertliler var.
Kahırlanma deli
gönül
Gün doğmadan
neler doğar
Allah’dan ümit
kesilmez
Her derdin bir
çaresi var..
*
SAYIN DOKTOR
BEYLER!
KURTARIN BENİ
Izdıraplı bir
dert geldi başıma
Avu kattı
ekmeğime aşıma
Elim yetmez oldu
şimdi işime
Sayın doktor
beyler kurtarın beni.
Belim mani olmasa
yürür koşarım
EvelAllah yüce
dağlar aşarım
Yaşamak güzel şey
belki yaşarım
Sayın doktor
beyler kurtarın beni.
Dert belimden
vuruyor sol koluma
Ne yaptım ki
felek bindi dalıma
Bir âşığım
acıyın bu hâlime
Sayın doktor
beyler kurtarın beni.
Yorulurum yatarım
sarhoş gibi
Sabahinen
uyanırım taş gibi
Üç yıl önce
uçuyordum kuş gibi
Sayın doktor
beyler kurtarın beni.
Doktorluk mesleği
ulvî yücedir
Dertlilerin
gündüzü de gecedir
Lütfen bana sorun
hâlin nicedir?
Sayın doktor
beyler kurtarın beni.
Belimin üstüne
duramıyorum
Dünyam zindan
oldu göremiyorum
Yürekde yaramı
saramıyorum
Sayın doktor
beyler kurtarın beni.
Günler aylar
ızdırapla geçiyor
Tenhalarda
gözlerim kan saçıyor
Sırt üstü yatınca
belim acıyor
Sayın doktor
beyler kurtarın beni.
Bu derdin elinden
olmuşum Kerem
Gözlerim yaş dolu
ben nasıl görem?
Bu sıkıntı beni
edecek verem
Sayın doktor
beyler kurtarın beni.
İsmetî’yim kem
söz çıkmaz dilimden
Bu dert beni
yakalamış belimden
Korkum ızdıraptan
korkmam ölümden
Sayın doktor
beyler kurtarın beni.
*
YARADAN ALLAH’A
ŞÜKÜRLER OLSUN
Kadir mevlâm bize
altı evlâd verdi
Özürsüz kusursuz
bize gönderdi
Beş tane büyüttük
kemale erdi
Yaradan Allah’a
şükürler olsun.
Üç tanesi oğlan,
üç tanesi kız
Nar çiçeği gibi
hepsi tertemiz
Yaradan Allah’a
bağlı özümüz
Yaradan Allah’a
şükürler olsun.
Beş tane
hayatda bir tane öldü
Evladan ayrılık
çok acı geldi
Evlad acısı da
bağrımı deldi
Verip de alana
şükürler olsun.
Çocuklar çok zeki
okudu yazdı
Memur yapmak için
torpilim azdı
HAMİ usta oldu
gurbeti gezdi
Cenab-ı Allah’a
şükürler olsun.
Kızlarım çok
temiz çok terbiyeli
her birisi değer
yedi düvele
Şirin şirn söyler
RAMİ’nin dili
Cenab-ı Allah’a
şükürler olsun.
ALİCAN da
üniversite bitirdi
Memur oldu
makamına oturdu
İsmetî duygusun
dile getirdi
Yüce mevlâmıza
şükürler olsun.
NOT.: ‘Sevda
Pınarı Kitabı’m da var.
*
-Tahsili,
Yüksekokul’dan terk olan
evlâdım RAMİ’ye
tavsiyem-
RAMİ kulak ver
bana
Diyeceğim var
sana
Bazı yanlış
tutumun
Dokunuyor insana.
RAMİ evlen
görelim
Düğün-dernek
kuralım
Bizim kapı
şenlensin
Çift davul
çaldıralım
Biz de ölüp
gitmeden
Mürüvvetin
görelim.
Ben RAMİ’ye evlen
derim
Evlen ki biz de
görelim
Gidip gelmemek
var gelip görmek
Ölmeden görsün
gözlerim.
Geçen gün benim
zararım
Muradım kalmasın
yarım
Belki azalır
ahuzarım
Bu yıl seni
everelim
ALİCAN’a Allah
kerim.
Ismarlama hac
kabul olmaz
Git de kendin yüz
yüze gör
Sevse bile eller
sevmiyor der
Cesaretin topla
git de kendin sor.
İsmetî sözlerin
seçer
Aşk bâdesinden
dolu içer
İnsan fani
konar-göçer
Ben bu yerlerden
giderim.
*-15.06.1995’de,İzmit’te
Kocaeli Üniversitesi’nde okuyan üç tane evlâdımızı görmeye giden ve taht-ı
nikahımdaki hanımım İfaket’in İzmit’e gidişi dolayısıyla yazılan yolculuk
şiiri-
YOLCULUK
Çocukları çök
özledi gidiyor
Yolun açık olsun
git güle güle
Özlem-hasret
tütün gibi kokuyor
Yolun açık olsun
gir güle güle.
Yeni düzen verdim
dertli sazıma
Duygulandım
yaşlar doldu gözüme
Selâm söyle oğlum
ile kızıma
Yolun açık olsun
git güle güle.
Yirmi yıldır
benim ile çalıştın
Leylâ gibi bu
çöllere alıştın
Ben Mecnûnla
Leylâ çöllere düşdün
Yolun açık olsun
git güle güle.
Merak etme
çiçekleri sularız
Evi temiz tutar
ve de sileriz
Yüce Allah’dan
iyi yolculuklar dileriz
Yolun açık olsun
git güle güle.
İnsan gezmeyince
gönlü açılmaz
Kış gününde soğuk
sular içilmez
İyi insanlara
paha biçilmez
Yolun açık olsun
git güle güle.
Biricik sevgilim
Leylâ’ya eşdir
Gülyüzü güldükçe
aydır, güneştir
İnsan sevmeyenin
yüreği taştır
Can pâre
evladları öp güle güle.
Sen kendine iyi
bak bizi kayırma
Kimselerin gizli
sırrı duyurma
Kızlarımı
erkeklerden ayırma
Hepisini bağrına
bas git güle güle.
Yollarımız din-i
İslâm yoludur
Naciz kalbim
sevgi ile doludur
İnşallah ki çocuklar
neşelidir
Sen de neşelerin
kat git güle güle.
İsmetî çok sever
bahçede narı
Çocuklarla
hasreti gider bari
Gönlündeki
sıkıntıyı efkârı
İzmit’de denize
at git güle güle.
Ülküm’le de İzmit
bir güzel görsün
Dilerim ki Allah
muradın versin
İsmetî’yi çok
kalırsan üzersin
Terme’nin yolunu
tut git güle güle.
*
EVİMİ YIKANIN,
EVİ YIKILSIN
Evimi yıkanın evi
yıkılsın
Gözyaşları yağmur
gibi dökülsün
Bu evimin
huzurunu bozanın
Dilerim Allah’dan
boynu bükülsün.
Evimi yıkanın
ocağı batsın
Evi ateş alsın
dumanlar tütsün
O zalim başına
dertler açılsın
İsmetî der düşsün
sellere gitsin.
*
BAKKALIMA ŞU
AFİŞİ YAZDIM
Aziz müşteriye
saygımız çoktur
Özümüz temizdir
kalbimiz paktır
Lütfen veresiye
teklif etmeyin
Veresiyeden yana
şansım yoktur.
İsmetî söyledi
hatıra kalsın
Allah versin
herkes nasibin alsın
Bize ne gelirse
peşinden gelsin
Peşin yeterlidir
gözümüz tokdur.
*
Nurperi kulak
bana
Yanıyorum bak
dumana
Nurperi beni
dinlersen
Müjdelerle geldim
sana.
Güzellik de
zirvedesin
İsmetî gül memen
yesin
Sen dünyada bir
tanesin
Düşmanlar ne
derse desin.
*
Meri keklik gökde
döndü
Geldim benim bağa
kondu
Sevdalı sevdalı
ötdü
İsmetî de sevdalandı
Bu sevdalar ateş
oldu
Sinem ateşlere
yandı
Çok daha şiir
yazardım
Bu defter burada
tükendi.
*
ŞAİR DEĞİL
BİR GÜZELE ÂŞIĞIM
Tatlı diller
insanlığı ayarlar
Güleç yüzlü
insanı makbul sayarlar
Bilmeyenler bana
şair diyorlar
Şair değil bir
güzele âşığım.
Şiar ilhamını
kültürden alır
Âşığın ilhamı
Pîr’inden gelir
Bu mahrem bir
sırdır bilenler bilir
Şair değil bir
güzele âşığım.
Âşığın simgesi
türküdür, sazdır
Yüreğinde yanan
ateştir, közdür
Sevdiği güzelse
bir tane kzıdır
Şâir değil bir
güzele âşığım.
Şair sözlerini
çok ölçer biçer
Çağdaş şiirleri
özenle seçer
Âşık aşka gelir
kendinden geçer
Şair değilim bir
güzele âşığım.
Anlar bu hâlimden
aşk ile yanan
Güzelliği sanki
Yusufî Kenan
Sevmek günah
değil beni kınaman
Şair değil bir
güzele âşığım.
Şair olan sık
dokur ince eler
Âşık olan bir
kuzu gibi meler
İsmetî’nin
bağrını hasret deler
Şair değilim bir
güzele hasretim.
*
MUAYENE OLDUĞUM
DOKTORLARA
S E R Z E N İ Ş
Bu cennet vatan
benim de yurdum
Gücümün üstünde
vergimi verdim
Belki bel fıtığı
bu benim derdim
Doktor bey
lütfedip belime bakın.
Yürüye yürüye
dağlar aşarken
Herkes gibi ben
de dertsiz yaşarken
Teyin gibi
sıçrayıp koşarken
Şimdiki çok
perişan hâlime bakın.
Bu derdin ateşi
yanıyor serde
Bilmiyorum nasıl
düştüm bu derde
Belden
bacaklardan atacak yerde
Dert kola sıçradı
koluma bakın.
Gönül ister ata
sözün tutalar
Cümle atalar nur
içinde yatalar
Derdi çeken bilir
demiş atalar
Beni konuşturun
dilime bakın.
İsmetî’yim rucû
etmem sözümden
Bu efkârı atandım
özümden
İki yıldır bu
ızdırap yüzünden
Döktüğüm gözyaşı
selime bakın.
*
HAYAL PİLAVI
Derya kenarında
bir evim olsa
Yanında bir bahçe
bir bağım olsa
Yetecek kapkacak yatağım
olsa
Günde iki saat
kumlara yatsam.
Bir bakkalım olsa
güneşe karşı
Kapısına vursa
ilk sabah güneşi
Ticaretle versem
yaşam savaşı
Yolculara
zeytin-ekmek su satsam.
Dertli sazım olur
benim sırdaşım
Söz sitemsiz olsa
ekmeğim aşım
Ortağım olmasa
denk olsa başım
Canım isteyince
bahçeye gitsem.
Bahçemde kuşlar
bülbüller ötse
*
ŞU KARADENİZ’E
YAZ GELMEZ OLDU
Şu dünyanın
iklimi çok bozuldu
Şu
Karadeniz’e yaz gelmez oldu.
Bu diyârın zevki
neşesi kaçtı
Şu Karadeniz’e
yaz gelmez oldu.
Sicim gibi gökten
yağmur yağıyor
Ay’da, haftada
bir güneş doğuyor
Güneş olmayınca
mahsûl olmuyor
Şu Karadeniz’e
yaz gelmez oldu.
Çelpeşik sürüyor
Mayıs ayında
Kumlar ısınmıyor
deniz kıyında
Rutubet var
Karadeniz suyunda
Şu Karadeniz’e
yaz gelmez oldu.
Sancaklı üstünden
bulut kaynıyor
Havası ayarsız
çabuk oynuyor
Haziran’da insan
ceket giyiniyor
Şu Karadeniz’e
yaz gelmez oldu.
Hasret kaldık
güneş yüzü görmeye
Yalı’da ısınmış
kuma girmeye
Gözüm kesmez bu
diyârda durmaya
Şu Karadeniz’e
yaz gelmez oldu.
Eskiden meşhurdu
Terme’nin yazı
Göllerde yüzerdi
ördeği kazı
Darılmış çalmıyor
İsmetî’nin sazı
Bu Karadeniz’e
yaz gelmez oldu.
*
VAH ANNEM VAH!
ŞİMDİ SAĞ
OLSAYDIN!
Vah annem vah!
Şimdi sağ olsaydın
N’olurdu kırk yıl
daha yaşasaydın
Ben oğlunun bu
günlerini görseydin
Bir güzelin
perişan ettiğini duysaydın.
Zalim felek yârla
açtı aramı
Dertlerime
bulamadım çaremi
Hicran olan
yürekteki yaramı
Ah annem vah
annem! Şefkatinle sarsaydın.
Vah annem vah!
Vah rahmetli annem vah!
Sen bir
çağlayandır sevgi çağlardın.
Ayağıma diken batsa
ah der ağlardın
Az geç kalsak
uçan kuşdan sorardın
Ey rahmetli
annem! Şimdi dursaydın.
Vah rahmetli
annem! Vah annem vah!
Rahmetli babama
bağlıydın candan
Babam için
vazgeçerdin cihandan
Biz çok şey
öğrendik babamdan senden
Nurperi terk etdi
beni görseydin.
İsmetî’yim duygu
hasret dolarım
Fırkat basar uykularım bölerim
Yüce Allah’dan
size cennet dilerim
Dünyalar durdukca
keşke dursaydın.
*
HER İNSANIN
DÜNYA HAYATINDA
ON ÖNEMLİ GÜNÜ
Böyledir muradı
ulu sultanın
Böyle kurulmuş
düzeni dünyanın
On önemli günü
vardır insanın
İlk önce; dünyaya
geldiği gündür.
Bebek büyür gider
yedi yaşına
Başlar okuluna
olur aşına
Var gücüyle düşer
tahsil peşine
Okul diploması
girer düşüne
Okuldan diploma
aldığı gündür.
Ümit dolar murad
lacağım diye
Cennet gibi görür
çevreyi, köyü
Onsekizde ya
gelin, ya güveyi
Dünya evi derler
girdiği gündür.
Yirmisinde gelir
askerlik çağı
Peygamber Ocağı,
asker ocağı
Kutsaldır vatanın
ovası, dağı
Törenle askere
gittiği gündür.
Orduda bilgiler
inceden ince
‘Rambo’ olur tam
eğitim alınca
Devlet emri ile
savaş olunca
Düşmanı gözünden
vurduğu gündür.
Helâl olur
düşmana saldırırsa
Gayret edip kırk
tane öldürürse
Kahbe düşman
Müslümanı vursa
Müslüman cennete
girdiği gündür.
İnsan bu dünyaya
gelir bir kere
Askerlik yakışır
Türk’e,gençlere
Elbet birgün
nasip olur teskere
Terhis olup eve
geldiği gündür.
Sılasında mutlu
mutlu çalışır
Fenne, yeniliğe
çabuk alışır
Çoluk-çocuk
torunlara karışır
Birlikde yaşayıp
güldüğü gündür.
Bu dünyada hem
tatlı, hem acı var
Anne-baba-kardeş-zenne-bacı
var
Her insanın işe
ihtiyacı var
İnsan görevine
tayin olduğu gündür.
Âşık İsmetî de neler biliyor
Aşkın derin
deryâsına dalıyor
Güzel insan fani
bir gün ölüyor
Bir önemli gün de
öldüğü gündür.
NOT.: ‘Sevda
Pınarı Kitabı’mda da var.
*
RÜYADA HASTANEDE
AMELİYAT
Hastaneye yattım
ayın beşinde
Bin dokuzyüz
doksan dördün başında
Gönlümü sorarsan
onbeş yaşında
Ölüme geç,
korkuya hiç derken;
Şimdi korktum
Azrail var peşimde.
Düşündükçe derde
efkara daldım
Dua niyazlarım
göklere saldım
Düşünüp dururken
uyuya kaldım
Şirin yavrularım
gördüm düşümde.
Yüreğim yanıyor
hararet nardan
Gönül arzuluyor
dağdaki kardan
Allah mutlu etsin
Türk Milletini
Allah razı olsun
iyi doktorlardan.
Mevlâm şifa ver
de yüzümüz gülsün
Bizim de gönlümüz
pür neşe dolsun
Çok bekledim bacı-kardaşım
gelsin
Gelmediler herkes
kendi işinde.
İsmetî’yim şimdi
yatağa düştüm
Ameliyat oldum
kendimden geçtim
Çok geç ayıldım
da gözümü açtım
Baktım hemşireler
doktor başımda.
* DERTLİNİN
DİLİNDEN
Annem öldü, babam
öldü yetimim
Kader atdı çölde
yalnız kaldım ben
Ah ettikçe göğe
çıkar tütünüm
Tutuşdu can evim
yandı tatlıcan.
Hasret çeken
âşıklar hep yanarlar
Birgün kuşlar
mezarıma konarlar
Nedendir ki
ağlayanı kınarlar
Elbette ağlar
duygu doludur insan.
Dertli yüreğimde
artıyor derdim
Yalan dolan bilmem
mertoğlu merdim
Şu dünyayı bir
yolcu hanı gördüm
Bu han yıkılıyor
her yan virân.
İnsanın çaresi
Allah’a iman
Gece-gündüz
yalvar Allah’a güven
Sözüm şaka değil
kardeşim inan
Birgün yıkılacak
bu büyük cihan.
İsmetî’yim yürek
yandı köz kaldı
Geçti bahar yazım
şimdi güz kaldı
Bir güzel uğruna
yürek dert doldu
Ele geniş dünya
bana zindan oldu.
* VARDIM SILÂ
ETTİM
BABAYURDUNU
Vardım sılâ ettim
baba yurdunu
Baktım bizim
yerler baykuşa kalmış
Depreştirdim
yüreğimin derdini
Zümrüt bahçelere
baykuşlar dolmuş.
Komşular terk
edip sılâdan gitmiş
Geçim zorluğundan
herkes terk etmiş
Yıkılan evler
baykuş yurt tutmuş
Yüz haneli köyden
on hane kalmış.
Nice komşular
sılâyı terk etmiş
Kimi İstanbul’a,
İzmir’e gitmiş
Herkes gurbet
elin yolunu tutmuş
Boşalmış memleket
ne hâle gelmiş.
İsmetî’yim yürek
yandı köz ile
Feleğin cefâsı
her an biz ile
Bu ahvali
anlatamam söz ile
Issız kalan
dağlar kurt gibi olmuş.
*
İLKBAHAR AYLARI
YURDA GELİNCE
İlkbahar ayları
yurda gelince
Gül açılır her
taraf gülşen olur
Âşık gönüllere sevda
dolunca
Yanar gönüllerde
toz duman olur.
Arslan olur
konulmaz hiç kafese
Sevdalanır
bülbüller gelir sese
İlkbahar’da
sevdalılar olmasa
Yazık olur
mevsimler ziyan olur.
Sevdalının olmaz
ağası, paşası, beyi
Şûh güzeller
mekân tutar bahçeyi
Sevdalılar cennet
sanır dünyayı
Aşk olmasa bu
dünya virân olur.
Sevgisiz bu dünya
boş geçer bence
Sevdalık yakışır
güzele gence
İki insan bir
gönüle girince
İki gence kaya
dibi han olur
Biri vezir birisi
sultan olur.
Ey Nurperi!
Yaradanı seversen
Özlemin bağrımı delmesin
n’olur?
Dünya mı yıkılır
bir bûse versen?
İnan hasretinden
İsmetî ölür.
İsmetî yâr için
çekilir emek
Şeker olur yârla
yenilen yemek
Genç olup da bir
güzeli sevmemek
Korkarım ki
Allah’a isyan olur.
*
ETKİLİLERE-YETKİLİLERE
SİTEM
Bu güzel ülkenin
çok muhtacı var
Milletin hakkını
yemeyin beyler!
Haram yol,
sonunda hicran, acı var
Sonra söylemedi
demeyin beyler!
Haram rüşvet bir
hastalık illeti
Siz kabul etmeyin
adi zilleti
Asaletli sabırlı
Türk Milleti’ni
Enayi yerine
koymayın beyler!
Felaketdir böyle
yağma, talanlar
Fakir fukaraya
olur olanlar
Kürsülerde sökmez
olur yalanlar
Aldatılan millet
yalanı niyler?
İflas eder kör
şeytana uyanlar
Yağma ile
haramdan zevk duyanlar
Bu fakir milleti
böyle soyanlar
İnanın ahiretde
cehennemi boylar.
Revâ mıdır ülkeyi
soydurun soyun
Hovardalıklarda
barlarda yiyin
Eliniz cüzdana
değil, vicdana koyun
Sizden hizmet
bekler şehirler, köyler.
-Milletin hakkını
yemeyin beyler!-
Atatürk’ü geç
bulduk tez yitirdik
Ondan sonra
bocalayıp oturduk
Bu ülkeyi faiz
borç ile batırdık
Âşık yalan demez
doğruyu söyler.
Hırsızlar,
bezmenler vurgunu vurdu
Gözyaşları üstüne
devranı sürdü
Ülke geri kaldı
beni öfke sardı
Almanya, Japonya
bak nere vardı?
Biz de heder oldu
seneler, aylar.
Ağlayan oldukca
İsmetî gülmez
Çağlar gözyaşları
el vurup silmez
Yağma talan ile
demokrasi olmaz
Sonra
sandıklardan boş çıkar oylar..
-Bu şiirden
iyileri tenzih ederiz.. İyiler kahir ekseriyettedir.-
NOT.: Bu şiir
basılan ‘Sevda Pınarı Kitabı’m da da
var.
*
BİZİM
PARLEMENTOYA SİTEM
Büyük Millet Meclisinde
Çok zor alınır
kararlar
Birçok vekil
gezer beleş ararlar
Teve’den bakarız
bomboş sıralar
Sorumsuzluk bu
milleti yaralar.
Birçok vekil
gezer kendi işinde
Allar giyip
devran sürmek peşinde
Yağ, şeker yok
fukaranın aşında
Enflasyon
giydirdi bize karalar.
Maaş yükseltmeyi
iyi bilirler
Otomatik bir
araya gelirler
Partiler bir olup
karar verirler
Ay başında zula
cebe paralar.
Hovardalık
peşinde vekiller gezer
Sine-i millet de
yaralar azar
Millet un çuvalı
vurdukca tozar
En sonunda bize
gelir zararlar.
Âşık İsmetî’yim
vatanseverim
İyi çalışsanız
elbette çok överim
İşler kötü gitdi
yandı ciğerim
İster beni kurşun
ile vuralar.
*
KABATAŞ’A GİTTİM
ŞİFALI SUYA
Kabataşa gittim
şifalı suya
İnşallah derdime
dermandır diye
Kaplara doldurdum
getirdim köye
Yollar çok
tehlike uçurum kaya.
O şifalı sudan
çok içtim kandım
Hamd ettim
Allah’ın ismini andım
Birçok
insanlardan sordum öğrendim
Şifa olmuş nice
dertli hastaya.
Okuya okuya
yolları gittim
İnşallah yüce
Allah’ın emrini tutdum
Yol boyunca o
çevreyi seyrettim
Yeşil yüce dağlar
yükselmiş aya.
İnsanı çok iyi
centilmen, yaman
Dost olmaya yetti
kısa bir zaman
Suyun yanlarında
binlerce insan
İçiyorlar o suyu
doya doya.
Çok şükür
yollarda olmadı kaza
Kısmetse gelirim
bahara, yaza
Âşık İsmetî
şükreder Allahımıza
Çok şifalı su
vermiş derde şifaya.
*
SİGARA ÜSTÜNE
AÇTIN SİNEMDE
YARA
Çekdi cebimden
parayı
Açtı sinemde
yarayı
Eyüp sabrı ver
Allah’ım
Bırakayım
sigarayı.
Ey benim yüce
Allah’ım
Senden çok
dileyim ahım
Yusuf sabrı ver
Allah’ım
Bırakayım
sigarayı.
Allah’ım yüz
tutdum sana
Yalvarırım yana
yana
Sigara zararlı
insana
Eyüp sabrı ver ki
bana
Bırakayım
sigarayı.
Çok zararlı
biliyorum
Ağlıyorum
gülüyorum
Eyüp sabrı
diliyorum
Bırakayım
sigarayı.
İsmetî kuldur
sıradan
Dertli oldu
sigaradan
Eyüp sabrı ver
yaradan
Kurtulayım
sigaradan.
*
EY ŞEREFLİ
TÜRK GENÇLERİ
Ey şerefli Türk
gençleri
Yanılgıya
düşmeyelim
En şerefli
Türk’ün yolu
Yolumuzdan
şaşmayalım.
Yollarda uçurum
vardır
Dert çekmesi
gayet zordur
Eroin esrar
zehirdir
Yanılıp ta
içmeyelim.
Esrar insanı
azdırır
Tatlı canından
bezdirir
İçenin kabrin
kazdırır
İçip candan
geçmeyelim.
Kışın yüce dağlar
kardır
İçki sağlığa
zararlıdır
Sonra bırakması
zordur
Ezelden
alışmayalım.
İsmetî der
içmeyelim
Uçuruma
koşmayalım
Sağlığınız cihan
değer
Başlara dert aşmayalım.
*
BUGÜNKÜ
KARAYOLLARI
Şöför beyler
biraz dikkat edelim
Can yakıcı oldu
karayolları
Hız felaket,
biraz yavaş gidelim
En yıkıcı oldun
karayolları.
Bu kazalar
korkutuyor insanı
Bu kadar ucuz mu
yolcunun canı
Yollar sanki
muharebe meydanı
Kan dökücü oldun
karayolları.
Kaza daha az idi
yollar dar iken
Şöför sınavları
daha zor iken
Hava yolu deniz
yolu var iken
Sen neden öcü
oldun karayolları.
Her taraftan kara
haber geliyor
Üzüntü veriyor
yürek deliyor
Bir hâneden üç
beş kişi ölüyor
Ocak söndürücü oldun
karayolları.
Âşık İsmetî’ye
üzüntüler azıktır
Zaten derdim
çoktur bağrım eziktir
Mal kaybı can
kaybı bize yazıktır.
Korkutucu oldun
karayolları.
* DİŞLERİMİ YAPAN
DOKTOR MUSTAFA MARAL’A
Selâmla saygıyla
söze başlarım
Tenhalarda akar
gözden gözyaşlarım
Doktor Mustafa
Maral yaptı dişlerim
Güzel oldu Allah
razı olsun derim.
Diş sağlığı
bozulup dişleri çürüyenlere
Dişlerin önemini
bilip kavrayanlara
İyi diş doktoru
sorup arayanlara
Doktor Mustafa
Maral’ı tavsiye ederim.
Bu milletin
gülyüzü iyice gülse
Ağlayanlar
gözyaşlarını iyice silse
Evimden birinin
dişleri bozulsa
Doktor Mustafa
Maral’a alır giderim.
Ustası var çok
becerikli çalışkan
Boş durmaz
çalışır her an her zaman
Sağlam dişle
gıdadan zevk alır insan
Helâl gıdayı çok
sever inşallah rahat yerim
Beni âşık etdi
derdim kaderim.
Şair Âşık
İsmetî’yim yaralı serim
Bakımsız
bağlardan alınmaz verim
Yağ yakmadan
yalandan nefret ederim
Doğru söylemeyi
candan severim.
* BU SEFER DE
DEPREM DİNARI
VURDU
Coştu deli gönül
mani olamam
Bu sefer de
deprem dinarı vurdu
Kardaşlar
ağlarken ben gülemem
O güzel dinarı
yerlere serdi.
Halk kaldı
dışarıda soğukta, karda
Devlet erkanımız
tümüyle orda
Öğle ağlaşma oldu
ki dinarda
Ağlaştı dağların
kuş ile kurdu.
Bu deprem dert
katdı yürekte derde
Aman Rabbim
felaket var Dinar’da
Ülke baştan başa
bir ahuzarda
Yüce Allahım koru
bu güzel yurdu.
Hırsız
müteahhitte hiç insaf yok ki
Güz geldi havalar
öyle soğuk ki
Dinar faciası öyle büyük ki
Hâyin Yunan bile yardım gönderdi.
Âşık millet bu vatanın diğeri
Parçalanır âşıkların yüreği
Şair Âşık İsmetî’nin yandı ciğeri
Yetişir imdada kahraman ordu
Yüce Allah bize bir ihtar verdi.
Ah Dinar Dinar, düşündükçe bağrım yanar.
Ah ettikçe ciğer yanar, yürek yanar.
*
ARADIM ARADIM
ARADIM SENİ
Geçer iken
bakkalıma uğrardın
Şahsı dertlerini
bana söylerdin
Ben deyiş
söylerdim sen de ağlardın
O dökülen
gözyaşlarını aradım.
Yüzünü benzettim
on dörtlük aya
Senden ben de
kaldı bunca hediye
O hâyin yüreğin
sanki bir kaya
Güzellikte
benzerin var mı diye
Seyyah oldum bir
eşini aradım.
Ey gözleri elâ
kaşları keman
Yandım aşkın ile
tütüyor duman
Güller açılırdı
güldüğün zaman
Neşe saçan
gülüşünü aradım.
Dertliydin ben
moral verirdim sana
Aşkı sevdaların
işledi bu cana
Büyük sevinçlerle
gelirdin bana
Güle güle
gelişini aradım ey can aradım.
Salanlı salanlı
bana gelirdin
Bülbül gibi
şakımayı bilirdin
Âşık İsmetî’nin
gönlün alırdın
Gelip gönlüm
alışını aradım.
*
-Can Pâre kızım
Ülkü’mün hastaneye
düşmesi nedeniyle
hasta oluşu nedeni ile-
Her şeye kadir
Allahım
Merhametle bak
yüzüme
Kızım Ülkü
hastanede
Şifa ihsan et
kızıma.
Lanet olsun bu
hasrete
Bazen kalır
kıyamete
Canım yavrum
hastanede
Bir korku düştü
özüme.
Gönlümün gülleri
soldu
Gözlerime yaşlar
doldu
Yastık bana diken
oldu
Uyku girer mi
gözüme?
Mevlâm mübarek
adına
El açtım yüce katına
Muhammed(s.a.v.)’in
hürmetine
Merhamet eyle
kızıma.
Zalim felek kıyma
bana
Hâyin felek kıyma
bana
Ben bir şey
yapmadım sana
Ülkü’me zeval
gelirse
Ateşler düşer
bana
Kederim sığmaz
cihana.
Zalim felek kıyma
bana
Gönlüm döndü
yıkık hana
Ülkü’mün dertli
durumu
Dokundu bu dertli
cana
Ülkü’mü Allah
korusun
Ben ölürüm yana
yana.
Başka kapı yok
gideyim
Hâlden bilmez
benim köyüm
Dertli âşık
İsmetî’yim
Darıldım dertli
sazıma.
*
-Çok sevip takdir
ettiğim
Saz Sanatkarı
Hasan Ulusoy’a Methiye-
Hasan’ı çok
severim
Küçük kardeşim
derim
Saz çalar ben
dinlerim
Saz sanatkarı
hasan.
Bazen bize
geliyor
Çok güzel saz
çalıyor
Dertli gönlüm
alıyor
Saz sanatkarı
Hasan.
Saza düzen
veriyor
İyi mızrap
vuruyor
Çok özen
gösteriyor
Saz sanatkarı
Hasan.
Bazen geliyor bize
İyi düzen verir
saza
Bakmaz geline
kıza
Saz sanatkarı
Hasan.
Sazına gönül
vermiş
Çok başarı
göstermiş
Saz da kemale
ermiş
Saz sanatkarı
Hasan.
Güzeller gül
destesi
Ben bir güzel
hastası
Saz çalmanın
ustası
Saz sanatkarı
Hasan.
Sazdan para
almıyor
Kıymetini
bilmiyor
Çalışmadan
yılmıyor
Saz sanatkarı
Hasan.
Soyadı Ulusoy’dur
Çok namuslu çok
iyidir
Kendi hâlinde
baydır
Saz sanatkarı
Hasan.
İsmetî dünya
gezdi
Bu hatırayı yazdı
Övgüler ona azdı
Saz sanatkarı
Hasan.
*
EY ŞEREFLİ
TÜRK GENÇLERİ
Ey şerefli Türk
gençleri
Allah’a çok
şükredelim
Vatan bir kez
nasip olur
Kıymetini iyi
bilelim.
İki buçuk yanımız
derya deniz
Böyle güzel ülke
çok az
Hepimiz bir
aileyiz
Çok sevelim,
sevilelim.
Âşığım vatan
sathına
Doyulmaz vatan
tadına
Nimetine
külfetine
Kardeşçe ortak
olalım.
Düşünürüm ince
ince
Vatanımın hâli
nice
Bir tehlike arz
edince
Vatan için hep
ölelim.
Uyan bu gafletten
ayıl
Sadece yüce
Allah’a eğil
Pespaye hayatı
değil
Batı’dan teknik
alalım.
*
DERİNDİR YÜREKDE
DOST YÂRELERİ
Şu gözyaşlarımı
durudamadım
Akdı bulandırdı
ak dereleri
Yürekde yaramı
ben saramadım
Derindir yürekde
dost yareleri.
Dolandım vatanı
sılama geldim
Arı gibi her
çiçekten bal aldım
İyi niyetimin
kurbanı oldum
Açıldı bağrımda
dost yareleri.
Yürekde kaynıyor
derdin her biri
Nurperide oldu
tuzu biberi
Dostlar vurdu
yüreğime hançeri
Bende ki yareler
dost yareleri.
Yazın yüce dağlar
serin oluyor
Genç kızlar
büyüyüp gelin oluyor
Dost yareleri çok
derin oluyor
Bendeki yareler
dost yareleri.
Âşık İsmetî’yim
yüreğim yara
Şimdi sultan
olmuş dünyaya para
Derdimi arzettim
nice doktora
Dost yarelerinin
yok çareleri.
*
YAZIK OLUR VATANA
Yemyeşil ormanlar
yandı
Seller şehirlere
indi
Cennet vatan çöle
döndü
Yazık oluyor
vatana.
Dağlarda ormansız
kaldı
Güzel İzmir’i sel
aldı
Feryat figan
yürek deldi
Yazık oluyor
vatana.
Gönül acılardan
bıkdı
Sütcüleri de sel
yıkdı
Feryatlar ayyuka
çıktı
Yazık oluyor
vatana.
Elbisesiz kaldı
dağlar
Ormansız vatan
kan ağlar
Ormansız yaşamaz
sağlar
Yazık oluyor
vatana.
Ormanlar da villa
doldu
Her tarafı seller
aldı
Vatanın gül benzi
soldu
Yazık oluyor
vatana.
Ne olur dinleyin
beni
Önleyelim
erozyonu
Çölleştiriyor
vatanı
Yazık oluyor
vatana.
İsmetî ağlıyor
şimdi
Yürek yandı küle
döndü
Ormanlar da
parsellendi
Yazık oluyor
vatana.
*
BİR YİĞİDİN YÂRİ
NASIL OLMALI?
Bir yiğidin yârı
nasıl olmalı?
Yiğidinle
ağlamalı gülmeli
Her çıkışın bir
inişi olur
Hakikatlı yâr ise
sadık kalmalı
Her inişin bir de
yokuşu vardır
Yol sonununa
kadar sadık kalmalı.
Bir çift bülbül
geldi çimene kondu
Dolandı gözyaşım
deryaya döndü
Aslı da Kerem’in
külünden yandı
Yâr yârın uğrunda
böyle ölmesi.
Eksilmesin
üstümüzden ezanlar
İflah olmaz
aramıza bozanlar
Diyar diyar
gurbet elde gezenler
Kuşlar gibi
sılasına gelmeli.
Yaktın gitdin
bizi hacının kızı
Bağrımda bıraktın
derin bir sızı
Gel de gör âşığın
yaş dolu gözü
Vefalıysan
gözyaşımı silmeli.
Âşık İsmetî’nin
gönlünde tasa
Bir vefasız güzel
düşürdü yasa
Hayat gerçek amma
ömürler kısa
Her bir insan
yolcu olduğunu bilmeli.
*
AH FANİ DÜNYA AH!
Sana derim sana
fani vefasız
Nizam intizama
uymadın dünya
İnsan odun oldu
suyun gözyaşı
Koca kazan gibi
kaynadın dünya.
Öyle derler fani
dünyadır adın
Ölüm ki var hiçde
yok senin dadın
Milyarlarca güzel
insanı yedin
Yine yiyeceksin
doymadın dünya.
Giyili insan
giderken soydun
Nice yavruların
boynu eğdin
Ne devlet başkanı
ne kral koydun
Alt etdin altında
çiğnedin dünya.
Üstüne geleni
üstünden atdın
Gelin kız demedin
hepsini yutdun
Ne fatura kesdin
ne defter tutdun
Yediğin insanı
saymadın dünya.
Korku verdi bize
seller depremler
Böyle geldin
dünya bu böyle gider
Nice âlim yedin
nice Peygamber
Söyle sen kimlere
kıymadın dünya.
Zalimler türedi
çok canlar yakdı
Çok savaşlar
çıkdı çok kanlar akdı
İnsanın feryadı
semaya çıkdı
Bunca feryatları
duymadın dünya.
Sen insanoğlu
kafayı takdın
Nice acılarlarla
canımı yakdın
Âşık İsmetî’yi
hasret bırakdın
Ben Murad almaya
koymadın dünya.
-‘Sevda Pınarı
Kitabı’mda var.-
*
= = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = =
= = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = =
= = =
A Ş K
I N
K İ T
A B I N I
Y A Z
D I M:
A Ş K
P I N
A R I
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Bismillahirrahmanirrahim
Bana hayırlı
ilham veren Allahım
Daiman sana
yalvarmaktır dileyim ahım
Kul günahsız
olmaz, affeyle Allahım.
Bu dünyayı kuran
sensin
Rızıkları veren
sensin
Bizi herdem gören
sensin
Bize iyilik ver
Allahım.
Bir tek büyük
seni bildik
Tesbih çektik,
secde kıldık
Yeryüzünde melûl
kaldık
Rahmetin gönder
Allahım.
Onsekiz bin
âlemin var
Bize Kur’anla
selamın var
Çok mübarek
kelamın var
Acı bize bir
Allahım.
İsmetî der Allah
birsin
Küllî şeylere
kadirsin
Müslümanlar
birlik kursun
Zaferi gönder
Allahım.
*
Ey aşk! Ey
sevdâ!, senin ilahî kudretini
İlahiden gelen
gücünü sihirli ve etkileyici kuvvetini
Kim inkâr
edebilir ve bay bayan bu güce kim karşı koyabilir?
İlk insan ve ilk
peygamber Hazret-i Adem Babamızı ve Hazret-i Havva anamızın
Cennet-i Âlâ’dan
çıkarılmalarına ve yeryüzüne indirilmelerine sen sebep olmadın mı?
Ey aşk! Mısır saraylarında Yusuf Aleyhisselamla,
Dünya güzeli
Züleyha’yı meftun eden ve hikayelerini
dünyada dillere destan eden sen değil misin?
Ey aşk! Mısır’da
Firavun’un karısını erkek güzeli Yusuf Aleyhisselama âşık eden sen değil misin?
Ve Saray’da ayva
soyan kadınları Yusuf Aleyhisselam’ın güzelliğine âşık edip Yusuf
Aleyhisselam’ın güzelliğini seyrederken, parmaklarını doğratan sen değil misin?
Ferhat’a güzeller
güzeli Şirin’in aşkından Amasya’nın kayalık dağlarını elindeki üçyüz okkalık
külükle vura-kıra yarıp Amasya şehrine en soğuk suları getirten sen değil
misin?
Bir cadı
karısının “Şirin öldü, onun Mevlid şekerini dağıtıyorum”, deyince Ferhat; “Ben
Şirin’siz yaşayamam” dedirtip külünkü havaya attırıp altına başını tutup
ölümüne sebep olan sen değil misin?
Güzeller güzeli
Şirin, Ferhat’ın bu şekilde öldüğünü duyunca; “Ben Ferhatsız yaşayamam”,deyip
kendini harçerleyip hazin ölümüne sebep sen değil misin?
Arabistan’da
Kayıs ismindeki delikanlıyı Bey’in kızı Leyla’ya âşık ettiren , iki gence kara sevda
çektiren, yıllarca gözyaşı döktüren Kayıs’ı mecnun, deli edip çöllere düşüren ,
Leylâ’yı yataklara düşüren iki gencin bağrını yakan hasreti ta kıyamete bırakan sen değil
Sin?
Âşık Kerem’i
Aslıhan’ın peşinden yirmi yıl , diyar
diyar dolaştıran; Kerem’i Aslı’nın aşkınla yakıp tutuşduran
Bütün gönüllere
sel gibi akan Aslı’yı Kerem’in külünden yakan âşıkların gözünden kanlı yaş döken sen değil misin?
Aslıhan’ın
küllerini Kerem’in küllerine katan sen
değil misin?
Ey aşk! Ey sevgi!
Kanberi Arzu’nun aşkından dağlara düşüren, Arzu’nun yüreğini Kanberin aşkı ile
yakıp pişiren sen değil misin? Hikâyelerini dünyada dillere destan eden sen
değil misin?
Kanber’i dağlarda
rüzgâr gibi estiren,
Ayağını at dığı
yeri göremeyecek kadar kör eden ,
Arzu’ya Kanber’in
aşkından parmağını kestiren,
Ey insan
sevgisi,ey insan aşkı sen değil misin?
Ey aşk! Ve insan
sevgisi, yâr sevgisi Narmanlı,
Âşık Sunmanî’yi
rüyasında elinden bâde içtiği
Aşkına
düştüğü,arayıp bulmak için dünyayı dolaştığı,
Gülperi’ye kara
sevdanın sebebi sen değil misin?
Ey kuvvet ve
kudretini yüce mevlâdan alan aşk
Âşık Garib’e
Şahsenem’in düğün ve çeyiz parasını
Kazanmak için
yedi yıl ağlaya ağlaya gurbet gezdiren
Sen değil misin?
Âşık Sürmeli
Bey’e telli Senem uğrunda sılâsını terk ettiren
Sen değil misin?
Gurbet ellerde
çile mihnet içinde ölümüne ve Behri Korlu ailesini ,
Mateme, yasa
boğan sen değil misin?
Ercişli Âşık
Emrah’a Selvihan uğrunda İran Sarayları’nda,
Selvihan elinden
zehir içirip ölümü göze aldıran sen değil misin?
Aynı Selvihan’a
Emrah’ın aşkına, Emrah’ın elinden zehir içirten sen değil misin?
Daha nice sayısız
bay-bayan âşıkları karşılıklı ağlatan inleten, hasrete yandıran sen değil
misin?
İtalyan
İmparatoru Neron’a Pompei şehrini yani Roma’yı bir kız uğruna yaktıran, kül
ettiren sen değil misin?
İngiliz Kralı
sekizinci Erdward’a sevdiği hanımla baş başa kalabilmek için tahtından tacından
feragat ettiren sen değil misin?
Daha tahtların
taçların yıkılmasına,
Nice yüzbinlerce
insanın kanının dökülmesine,
Nice kavgalara,
nice harplere kıt’allere sebep sen değil misin?
Şimdi de ben
naciz Âşık İsmetî’nin gönül bağlarına,
Güzeller güzeli
Nurperi’yi bir üveyik kuşu gibi kondurdun,
Pervane gibi
yaktın döndürdün yıllarca
Kara sevdalara
yandıran sen değil misin?
Hayır ve şer
Allah’tandır.
Allah hayırlara
tebdil eylesin.(âmin)
*
Âşık İsmetî ile
güzellerin âlâsı Nurperinin sevdası
Her dağdan her
bağdan derlenmiş çiçek destesi
Her gönüle göre
üretilmiş meyve bahçesi
Yüce Allahıma
şükürler olsun
İlham verdi
yücelerin yücesi
Önce kimliğimde
sıra
Sevda aşdı serde
yara
Eski ilim
Gümüşhane
Doğum yerim
Yağmurdere
Yeni ilim Samsun
oldu
Kader attı
Terme’lere
Türkiye cennet
vatandır
Âşık İsmetî’ye
göre
Kitabımı yazanın
okuyanın
Allah muradını
vere
Nurperinin aşkı
beni
Böyle etti pare
pare
Selâm olsun dosta
eşe
Bakın neler geldi
başa
Kerem gibi dağa
taşa
Dertlerimi açar
oldum.
*
Aldanmayın
yılanlara cıyanlara sözünde durmayanlara
Baylara,
bayanlara
Edebiyata ilgi
duyanlara
Sevda fırtınasına
tutulanlara
Vefası olanlara
olmayanlara
Vefasızlardan benim
gibi yananlara
Gençlere
delikanlılara
Ve gönlü genç
olanlara
İyi beste yapıp
seslendirenlere
Hani söz yazarı
yok mu diyenlere
Hevesli meraklı
olup çalıp söyleyenlere
Karşılıklı
sevgiyle sevinçten uçanlara
Saygıyla sevgiyle
arz olunur.
*
GÜZELLER
Kolkol olmuş
giden Narın güzeller
Güle güle gidin
şirin güzeller
Yakdınız bağrımı
duman tütüyor
Bakın da yangını
görün güzeller
Bu yangına bir
yol bakın güzeller
Üç güzel yan yana
güzeller hası
Nurperi, Âşık
İsmetî, Leylası,
Ortadaki
İsmetî’nin Leylası
Sevgiyle yeşerir
gönül bahçesi
Gönüllere sevgi
ekin güzeller
Sevda ile Aslı
yaktı Kerem’i
Güzel güzellerin
yüzü Nuranî
Güzelsiz bu dünya
baykuş virânı
Gülen güzellerin
neşe her ânı
Neşemize neşe
katın güzeller.
Âşığın güzele
saygısı çokdur
O yârin sevdası
kalbimde okdur
Âşıklara bahşiş
sizden gülmektir
Bize bir gülücük
atın güzeller.
*
Âşık İsmetî ile
güzeller sultanı
Nurperinin aşkı
sevdası
Şiirlerle meyve
bahçesi
İlaeylahe
illallah ilaeylahe illallah
Bize sabır ver
Allah, bize şifa ver Allah
Bunca derdi bunca
kahrı taşıyor.
Yüreğime maşallah
nazar değmez inşallah
Nurperim pınardan
su dolduruyor
Kumral saçlarını
yel kaldırıyor
Alttan altta
bakıp bana gülüşü
Sevdam artıyor
beni öldürüyor
İsmetî hayrandır
tatlı diline
Altın kemer olsam
ince beline
Doldurdu bakracın
aldı eline
Güle güle bana
doğru yürüyor
*
BÖYLE AŞKA
DÜŞMEDİN Kİ BİLESİN
Belki de yadırgar
kınarsın beni
Böyle aşka
düşmedin ki bilesin
Bir güzel uğruna
aşk bâdesini
Pîr elinden
içmedin ki bilesin.
Gönlüm sevdi
güzellerin hasını
Bir gülmesi siler
gönül pasını
Dalgıç gibi bu
aşkın deryasını
Kulaç atıp
geçmedin ki bilesin.
Merhamet eylesin
bize yaradan
Hasretlere engel
kalksa aradan
Karanlık gecede
akı karadan
Âşık olup
seçmedin ki bilesin.
Ateş düştü yandı
gönül bağları
Yâr eritti
yüreğimde yağları
Yâr uğrunda
gurbet elde dağları
Kerem gibi
aşmadın ki bilesin.
İsmetî der ağzım
yandı sonunda
Vefalı yâr gelir
tam zamanında
Yüreklerde kaynar
aşk kazanında
Yanıp yanıp
pişmedin ki bilesin.
*
DÜNYA GÜZELİ
NURPERİ
Dünya güzeli
Nurperi
Beni etdin duygu pınarı
Aşkınla öldürme
bâri
Su ver bana
yanıyorum.
Nur saçarak
güldünüçün
Rüyalara doldun
için
Eşsiz güzel
oldunuçun
Seni melek
sanıyorum
Kimse görmese
cismini
Sen bana verdin
resmini
Senin mübarek
ismini
Ah ediben
anıyorum.
Sırsıklam âşıkım
sana
Ben kül oldum
yana yana
Âşkından oldum
pervane
Yana yana
dönüyorum.
Avrupa’ya değer
başın
Güzellikte yoktur
eşin
Şiddetli aşkın
ateşin
Yanıp yanıp
sönüyorum
Âşık İsmetî’nin
Pîri
Âşıklar sözünün
eri
Oldum aşkından
serseri
Ondan sana
kanıyorum.
*
BEN DURUP DURURKEN
FERYÂD ETMEDİM
Yanıyor ateşim
külsüz dumansız
Felek bana vurdu
vakti zamansız
Ben durup
dururken feryâd etmedim
Yaktı beni bir
Şuh güzel vicdansız
Ben mecnun
değildim Nurperi etdi
Beni ateşlere
kendisi atdı
Şimdi bunca ahdı
amanı netdi
Bu nasıl güzelmiş
ahtsız amansız?
Gönlümü kalbimi
çeldi de gitdi
Sinem delik delik
deldide gitdi
Aklımı fikrimi
adlıda gitdi
Bırakdı çaresiz
dertli dermansız
Ben hiç sevmem
akrep ile yılanı
Elin gavuruna
uşak olanı
Bazıları çok
söylüyor yalanı
Yalan söyleyenler
kalır imansız
Yakdı gitdi Şuh
Nurperi meleğim
Vadem yetmedi ki
nasıl öleyim
İsmetî’yim yüce
Allah’dan dileyim
Bırakma vatansız
dinsiz Kur’ansız
*
GEL DÜNYA GÜZELİ
GEL BAYRAM OLSUN
Âşık olmayanlar
aşkdan ne anlar?
İnan ki bu kalbim
aşkınla inler
Bayram olur bana
geldiğin günler
Gel dünya güzeli
gel bayram olsun.
Ölmeyince senden
nasıl geçilir
Gül menekşe
kokuların saçılır
Sen gülünce gözüm
gönlüm açılır
Gül dünya güzeli
gül bayram olsun
Hayet duygulusun
inceden ince
Sen gülün dalında
tomurcuk gonca
Sevinçten
titrerim bana gelince
Gel dünya güzeli
gel bayram olsun.
Susuz kalan çiçek
gelişmez kurur
Aşksız kalan
güzel dertlere kalır
Aşk yapan
güzeller neşeli olur
Neşeli ol güzel
ol bayram olsun
İsmetî der
derdimi dökem saza
Âşık da dayanmaz
bu kadar naza
Kendin gelemezsen
selâm sal bize
Sal dünya güzeli
sal bayram olsun.
*
İLK ANLAŞDIĞIMIZ
GÜNLERDE BANA
GELİŞİNDE
Hoş geldin
Nurperi hanım
Sensin benim
tatlı canım
Allah bizi
ayırmasın
Arşa yükselir
figânım.
(Nurperi de âmin
derdi)
Seni çok sevdim
yâr inan
Gül pembe oldu bu
cihan
Yanıyorum ben
sevdadan
İşte tütüyor
dumanım.
Senin sevdan bir
ateşmiş
Mecnun Kerem
böyle çoşmuş
İçime bir ateş
düşmüş
Damarda yanıyor
kanım
Sensiz bu yüzüm
gülmedi
Sensiz gönlüm
mutlu olmadı
Tükendi sabrım
kalmadı
Beklemeye yok zamanım
İsmetî der yüzün
güzel
Şeker gibi sözün
güzel
Edâların nazın
güzel
Güzellerden tek
sultanım
*-İlk
anlaştığımız, sevdaya düşdüğümüz,
beraber yanıp tutuşduğumuz günlerde, benim ile
giderken peşi sıra-
Nurperi hanım
güle güle
Yaktın beni
döndüm küle
Sen git peşinden
bakayım
Gözyaşlarım sile
sile
Sensiz ben nasıl
kalayım
Gel dersen ben de
geleyim
Emret de halı
olayım
Salınıp gitdiğin
yola
İlk sevgilim
gonca gülüm
Kaymağım şekerim
balım
Kemer olsun iki
kolum
O münasip ince
bele
Seninle dolu
düşlerim
Yüzüstü kaldı
işlerim
Geç gelirsen
gözyaşlarım
Beldemizi verir
sele
İsmetî der yarın
gelde
Konuşalım bende
kalda
Ömür boyu benim
olda
Benden ne
dilersen dile.
Ayrılığı bana
dert ediyorsun
Beni ateşe attın
sen gidiyorsun
Hasretinle beni
kahrediyorsun
Yürü güzel yürü
yürü
Yürü hayin yürü
yürü
Tez gelde yoluna
baktırma bari
Gel de özleminle
öldürme bari
Dertlerini her
dem bana ağladın
Aşk pınarı oldun
sevda çağladın
Zülfün tellerine
beni bağladın
Gidiyorsun
yüreğimi dağladın
Oy de yürü yürü yürü yürü
Yüreğime koydun
ateşi koru
Of de yürü yürü
yürü
Yürü de boyunu
göreyim bari
Yürü güzel
boylarına bakayım
Yollarına
gözyaşlarım dökeyim
İsmetî der hasret
nasıl çekeğim
Of de yürü yürü
güzel yürü
Melek yürü hayin
yürü
Sevda yürü ateş
yürü zalim
Yürü dilber yürü
tez gel
Geri dön bak beri
*
YÂR MENDİLİM
KOYNUNDA MI?
Mübarek yüzünü
gördüm
Âşık oldum murada
erdim
Kalbimle birlikte
verdim
Yâr mendilim
koynunda mı?
Sevgisize dünya
dardır
Mendilde çok mânâ
vardır
Sevenlerden
bergüzardır
Yâr mendilim
koynunda mı?
Her dem yüzünü
göreyim
Sırma saçın ben
tarayım
Koynunda ise
göreyim
Yâr mendilim
koynunda mı?
Eşin gelmemiş bu
cihana
Seviyorum yana
yana
Anlaştık da
verdim sana
Yâr mendilim
koynunda mı?
Gözüm seni çok
arıyor
Hasretin bak
öldürüyot
Sensiz bu virân
gönlümde
Bak baykuşlar
oturuyor
İsmetî der sözüm
duydun
Ben kara sen
allar giydin
Aldın da koynuna
koydun
Yâr mendilim
koynunda mı?
Altın kolyem
boynunda mı?
*
SANA ÜÇ BİN ŞİİR
YAZDIM,
DİNLEMESEN NEYE
YARAR?
Sana üç bin şiir
yazdım
Dinlemesen neye
yarar?
Aşkınla ağladım
gezdim
Anlamasan neye
yarar?
Gönlüm hasretinle
doldu
Gül benzim
sarardı soldu
Sensiz gönlüm
virân kaldı
Şenlemesen neye
yarar?
Çok özledim şirin
dilin
Usul boyun ince belin
Mecnunum beklerim
yolun
Sen gelmesen neye
yarar?
Nurdan mı mübarek
başın?
Güzellikde yoktur
eşin
Senin için akar
gözyaşım
Sen silmesen neye
yarar?
İsmetî der şanım
olsa
Dünya kadar malım
olsa
Altın apartmanım
olsa,
Sen olmasan neye
yarar?
Beni yakdın kül
ettin
Ey Nurperi deli
etdin
Ben kuş dili
bilmezdim
Sen beni bülbül
etdin
Gel kınalı
kekliyim
Hasretini
çekdiğim
Ne güzel
yakışıyor
Kırmızı
etekliyim.
Felek çarkım
döndürmüyor
Güle bülbül
kondurmuyor
Bütün pınarları
içsem
Bu ateşi
söndürmüyor.
Yaralıyım bir
yaralı kuş gibi
Güzel günler oldu
hayal düş gibi
Seven bir güzeli
ben de sevince
Yanıyor yüreğim
bir ateş gibi
*
DÜNYA GÜZELLE
DOLUYMUŞ,
ÖYLE DİYORLAR!
Dünya güzelle
doluymuş, öyle diyorlar
Aşkından kör
oldum göremiyorum
Birçok güzeller
şarkı söylüyorlar
Aklım fikrim
sende duyamıyorum.
Nurperi aşkınla
sarardım soldum
Hasretinle yana
yana kül oldum
Ben böyle
değildim, şimdi böyle oldum
Aşkınla sarhoşum
ayamıyorum.
Akan gözyaşlarım
aşkının seli
Yazık değil mi
bana dünya güzeli
Bütün rüyalarım
seninle dolu
Rüyalar çok güzel
doyamıyorum.
Bal şeker var
sohbetinde sözünde
İlahî güzellik
senin özünde
Güller açar sen
güldükce yüzünde
Sıralı benlerin
sayamıyorum.
İsmetî der n’olur
gel olma katı
Sende yok mu bu
aşkımın kıymeti
Rüyalarda
yaşadığımız hayatı
Fırsat bulup sana
diyemiyorum.
*
Türkiye
sanayileşti iyi duruma geldi
Avrupa’da,
dünyada saygın bir devlet oldu
Kalkınma
pastasından batı büyük pay aldı
İyi güzel de
Karadeniz pastadan mahrum kaldı.
İnsan sevgi ile
yaşar balık suyunan
Ülfet etmem vatan
sevmez Beyinen
Huysuz güzele de
güzel mi denir?
Güzel altın olur
güzel huyunan.
* Güzellerin
Prensesi
Öyle güldün ki
yüzüme
Ateşler attın
özüme
Yaşlar doldurdun
gözüme
Güzellerin
prensesi.
Kibriklerin
hançer oldu
Vurdu da sinemi
deldi
Yüreğimi ikiye
böldü
Güzellerin
prensesi.
Gül yüzleri
ondörtlük ay
Kibriği ok
kaşları yay
Aklım fikrim
eyledim zay
Güzellerin
prensesi.
Çok ikrarlar
verdin bana
Ben gezerim yana
yana
Hasretin sığmaz
cihana
Güzellerin
prensesi.
İnsaf etmiyor
hâlime
Beni uğrattı
zulüme
Bağladı zülfün
teline
Güzellerin
prensesi.
Beni yaktu geri
kaşdı
Sinemde yâreler
açtı
Ateşimden korktu
uçdu
Güzellerin
prensesi.
Âşıklar dertlidir
gözleri yaştır
Âşık olmayanın
yüreği taştır
Kimi ağlar, kimi
güler, bu nasıl iştir?
Güzel olan güzel
neden bellidir?
Güzelin simgesi
bakımlı saçtır.
Güzellik çok,
merhamet yok
Nurperinin
kibriği ok
İsmetî’nin hâline
bak
Güzellerin
prensesi.
*
AŞKIN DERYÂSINI
BENLE BOYLAYAN
Aşkın deryasını
benle boylayan
Bu yaralı dertli
gönlüm eyleyen
Şirin şirin güzel
sözler söyleyen
Şirin sözlerine
kurban olduğum.
Yürüdükce
yüreklerim cız eder
Alttan altta
bakar bana göz eder
Öpülmeye
sevilmeye naz eder
Tatlı nazlarına
kurban olduğum.
Usul boylum
giyinir sultan gibi
Aşkından ben
yanarım külhan gibi
Elâ gözler
sürmeli ceylan gibi
Elâ gözlerine
kurban olduğum.
Mutlu olurum
Nurperinin sözünden
Bal şeker akıyor
güzel ağzından
Nur patlıyor yâr
gülünce yüzünden
O nur yüzlerine
kurban olduğum.
Bir hüzün var
İsmetî’nin sesinde
Mendilim var
güzellerin hasında
Ayak izleri gönül
bahçesinde
Ayak izlerine
kurban olduğum.
*
TALİHSİZ OLURSA
DÜNYADA GÜZEL
Talihsiz olursa
dünyada güzel
Neler neler gelir
o güzelin başına
Ağlar gözlerinden
yaşlar dökülür
Düşmese sevdiğine
eşine.
Çıkarır alları
giyer karalar
Açılır bağrında
derin yaralar
Uğrun uğrun arar
derin yaralar
Boynu bükük gider
gelir işine.
Sabır taşlarını
bağrına basar
Sevda rüzgarları
başında eser
Felekten acınır
hayata küser
Hüzün düşer
kibriğine kaşına.
Güzeller içinde
ayrı çekilir
Genç yaşında
civan ömrü sökülür
Ah ettikce kanlı
yaşlar dökülür
Can dayanmaz
gözlerinin yaşına.
İsmetî sevdi güzellerin
hasını
Talihsizler çeker
dünya yasını
Kötü kader
bırakmaz yakasını
Kendini bilmezler
düşer peşine.
*
Dünya durmadan
dönüyor
Yürek durmadan
yanıyor
Sayılı gün
tükeniyor
Ağlama gönül
ağlama
Vefasıza bel
bağlama
Gönül denilen
güldür
Gülü seven bülbüldür
Gönül soldu mu
açmaz
Mide değil
gönüldür.
Hasret düştü
aşıma
Merhamet
gözyaşıma
Ayrılık ölüm
derler
Bakın da geldi
başıma.
Âşık İsmetî
sırların kalesi
Yakdı beni
güzellerin âlâsı
Lokman Hekim bile
derdimi bilmez
Benim derdim
gönül, yürek yarası.
* GEL BENİM
İLK SEVGİLİM
Gel benim ilk
sevgilim
Biricik gonca
gülüm
Senden ayrılmak
bana
Hem zulüm hem
ölüm.
Yâre selam
gönderdim
Yürekde derin
derdim
Senle gülüp
oynardım
Şimdi koynumda
elim.
Rüyamda Nurperiyi
gördüm
Uçan kuştan haber
sordum
Düştüm kolumu
kırdım
Kırıldı kalmıyor
kolum.
Aşkından olmuşum
deli
Şaşırmışım sağı
solu
Nurperi dünya
güzeli
Sana kurban onca
malım.
İsmetî der adam
yemem
Nurperi sırların
demem
Arılardan bal
istemem
Sensin benim
tatlı balım.
*
SEN HİÇ
LEYLÂ OLMUYORSUN
Bekliyorum gelmiyorsun
Hiç hâlimden
bilmiyorsun
Ben aşkından
mecnun oldum
Sen hiç Leylâ
olmuyorsun
Aşkından sarardım
soldum
Geceler uykusuz
kaldım
İnsaf senin için
öldüm
Sen ciddîye
almıyorsun
Her dem seni
anıyorum
Safım sana
kanıyorum
Hasretinle
yanıyorum
Selam bile
salmıyorsun.
Bir ateş attın
sen özüme
Yaşlar dolduran
gözüme
Tatlı gülerdin
yüzüme
Şimdi daha
gülmüyorsun.
İsmetî çok sevdi
seni
Bana ikrarların
hani
Ey Nurperi yaktın
beni
Bir su bile
vermiyorsun.
*
SEVGİLİYE SİTEM
Dağlar meşeli
Evler döşeli olur
Seversen güzeli
sev
Güzel neşeli
olmalı.
Acep neden bülbül
güle çekişir
Şeyda bülbül bir
gül için tutuşur
İkisi de bir
çalıda yetişir
Diken başka,
gonca başka, gül başka.
*
SENİ BEKLİYORUM
SENİ
Yüreğimi yaka
yaka
Gözyaşlarım aka
aka
Yollarına baka
baka
Seni bekliyorum
seni.
Seni bekliyorum
seni
Gel mahsun
bırakma beni
Ne olur ağlatma
beni.
Seni özleye
özleye
Kalbim sızlaya
sızlaya
Yolun gözleye
gözleye
Seni bekliyorum
seni.
Sevdalara saldın
beni.
Hani ikrarların
hanı
Yaş yerine döktüm
kanı
Bu yerler eylemez
beni
Seni bekliyorum
seni.
İsmetî mecnun
olmazdım
Böyle melûl de
kalmazdım
Ben bu yerlerde
durmazdım
Seni bekliyorum
seni
Nurperi öldürme
beni.
*
Güzel gülen kız
için Neron yaktı Roma’yı
Bu gerçek
yaşanmıştır çoktur hakikat payı
Vefalı güzel için
ben yakardım dünyayı
Nice sevda
hastası yarda buldu şifayı
Ey mübarek seher
yeli
Bizi sen mi
ayırdın?
Ben yârla
konuşurken
Sen esip esip
durdun
Seher vakti kimse
yoktu
Bizi sen mi
duyurdun?
Erzincan’a
giderim
Ordan Van’a
giderim
Nurperi ateş atdı
Yan yana giderim.
Akortsuz saz
çalınmaz
Cilvesiz kız
sevilmez
Öyle bir yâr
sevdim ki
Eşi emsali
bulunmaz.
*
ÖLÜYORUM
KURTAR BENİ
Âşık ettin göze
kaşa
Ağzındaki ince
dişe
Sen attın beni
ateşe
Yanıyorum kurtar
beni
Her yerde seni
ararım
Uçan kuşlardan
sorarım
Kalmadı sabrım
kararım
Geliyorum kurtar
beni.
Yandım ateş közü
gibi
Çölde susuz yazı
gibi
Öksüz-yetim kuzu
gibi
Meliyorum kurtar
beni.
Düşürdün aşka
kedere
Gözyaşlarım oldum
dere
Yanık ahımı
göklere
Salıyorum kurtar
beni.
Âşık İsmetî
vefasız yârı
Ağlatıyor zarı
zarı
Aşkından yandık
Nurperi
Ölüyorum kurtar
beni.
*
PIRIL PIRIL USUL
BOYLUM GELİYOR
Pırıl pırıl usul
boylum geliyor
Gözlerim sevinçle
yaşla doluyor
Sensiz hayat bana
zindan oluyor
Usul boylarına
kurban olduğum.
Can Nurperim
şekerlidir ballıdır
Şekerden
şerbetten tatlı dillidir
Asaleti her
hâlinden bellidir
Asil soylarına
kurban olduğum.
Suyun almış o yâr
çaydan gelir
Kızın iyisi
güzeli köyden gelir
Bu güzellik bu
şirinlik soydan gelir
Nurperim köyüne
kurban olduğum.
Sayılmaz
güzelliği aklı çok
Cazibede menendi
yok
Güzel huylu sanki
melek
Güzel huyuna
kurban olduğum.
Nurperi âşığın
gönlünü çelmiş
İsmetî Nurperi
aşkından dolmuş
Güzellikten çok
payını almış
Zengin paylarına
kurban olduğum.
*
BİR SONBAHAR
AKŞAMI GELDİNİZ
BİZE
Bir sonbahar
akşamı geldiniz bize
Sizinle kapıda
geldik göz göze
Şavklı gülüşlerin
yayıldı çevremize
İşte o an âşık
oldum ben size.
Ev önünde sizinle
çok konuştuk
Güzel duygularla
kaynadık coştuk
Aşkın ateşinde
kaynadık piştik
Hayran kaldım
sizdeği cilve naza.
Hangi âşık seni
görür de sevmez?
Hangi âşık tatlı
dillerin yemez?
Seni seven içki
meze istemez
Dudakların şarap
gerdanın meze.
Senin gibi tekmil
güzel görmedim
Murad ettim
seninle devran sürmedim
Çok bekledim
vuslatına ermedim
Vuslat yine kaldı
gelecek yaza.
Murad alma başka
âşık ararsan
Kırılsın kolların
bakıp sararsan
Kıymetini
İsmetî’den sorarsan
Ben seni değişmem
binbeşyüz kıza
Melek sanıyordum
bir zalim oldun
Seni değişmezdim
binbeşyüz kıza.
*
DERTLERİN
ÂŞIĞIYIM BEN
Cahillik fakirlik
cana yetti
Gençlik heder oldu gitti
Dertler beni âşık
etti
Dertlerin
âşığıyım ben.
Sevgilerin yurt
kurduğu
Saygıların
oturduğu
Hukukun hüküm
sürdüğü
Yurtların
âşığıyım ben.
Haram değil helâl
yiyen
Korkmadan doğru
söyleyen
Önce vatan millet
diyen
Mertlerin
âşığıyım ben.
Vatan uğruna baş
koyan
Şehidlik kefenin
giyen
Düşmanı cephede
yiyen
Bozkurtların
âşığıyım ben.
Âşık İsmetî’nin
sevdalı başı
Çok severim helâl
aşı
Cephede düşmana
karşı
Sertlerin
âşığıyım ben.
*
Türk Milleti
büyük millet
Tarihte onaltı
devlet
Mazluma eder
merhamet
Zulme gösterir
şiddet.
Nur yüzün benzer
aya
Hayranım güzel
boya
Nurperim
gülüşlerin
Yeter derde
şifaya.
Ayrılık yüzünden
yanıyor yürek
Zalim yârin bağrı
taş olsa gerek
Yalvardım yâr ile
barışamadım
Hayini görünce
alıyor merak.
Ey Leylâ gittin
gideli
Ben bir daha
gülemedim
Kalbimde izlerin
derin
İzlerini
silemedim.
Bir kız aldım
kral çıktı
Ev içinde yaktı
yıktı
Ne kalp bıraktı
ne gönül
Hepsini kırdı
döktü.
*
HANIMSIZ KALAN
EVLER,
SÖNMÜŞ KOVANA
BENZER
Ceylan dağlarda
gezer
Hasret bağrımı
ezer
Hanımsız kalan
evler
Sönmüş kovana
benzer.
Yâr kıymetini iyi
bilen
Onlardır ki mutlu
olan
Vefalı yârdan
ayrılan
Elleri koynunda
gezer.
Başımda bir sevda
vardır
Kara sevda çekmek
zordur
Sevdiğim güzel
doktordur
Dertlerime derman
yazar.
Allah vardır
birdir inan
Ciğerimden
gidiyor kan
Yaralarım doldu
hicran
Ah etsem yaralar
azar.
İsmetî o günler
hani?
Yitirdim nazlı
cananı
Eller alırsa
ceylanı
Bu dert bana
kazır mezar.
*
BİR MENDİL
ALDIM HASINDAN
Bir mendil aldım
hasından
Güzellerin
âlâsından
Nurperimin sevdasından
Ölüyorum
ölüyorum.
Güzel seni sevdim
candan
Usandırma bu
cihandan
Nurperi senin
sevdandan
Ölüyorum
ölüyorum.
Bak geldim dağlar
ardından
Senin için çıktım
yurdumdan
Senin aşkının
derdinden
Ölüyorum
ölüyorum.
Bir ah edince
derinden
Kalbim oynuyor yerinden
Ey Nurperi
hasretinden
Ölüyorum
ölüyorum.
İsmetî dünya
gamından
Usandı tatlı
canından
Ey Nurperi
özleminden
Ölüyorum
ölüyorum.
*
SENİNLE MUTLU
GEZDİK SAMSUN
CADDELERİNDE
Nurperim senin
sevgin kalbimde çok derinde
Aşk ateşin
yanıyor sinemin her yerinde
Kelebekler gibi
uçtuk senin ile el ele
Seninle mutlu
gezdik Samsun caddelerinde
Seninle mutlu
gezdik Fatsa caddelerinde.
Hazırlan gel
sevgilim yine çıkalım yola
Gezelim dolaşalım
senin ile kol kola
Yine gönlümüz
neşe yine mutluluk dola
Senin güzelliğine
şu Samsun hayran ola.
Yüzün boyun çok
güzel seni sevdim derinden
Sen sevginle
gülünce kalbim oynar yerinden
Bin yıl seninle
yaşasam doymam cilvelerinden
Sana her şeyi
alayım Samsun’un fuarından.
Hazırlan gel
Nurperim yine çıkalım yola
Gezelim dolaşalım
senin ile kol kola
Bu hayat rüya
gibi rüyamız hayır ola
Senin güzelliğine
şu Samsun hayran ola.
NOT.: Eyvah!
Mazide kalan mutluluk, rüya gibi oldun.
*
GÜZELLERDEN
ŞANSIM YOKMUŞ,
SANA GÖNÜL VERDİM
SAZIM
Güzellerden
şansım yokmuş,
Sana gönül verdim
sazım.
Dertten yana
payım çokmuş,
Sana dökem derdim
sazım.
Dertlerimi
dinliyorsun
Hasta gibi
inliyorsun
Derdimi sen
anlıyorsun
Seni sadık gördüm
sazım.
Yüzü benziyordu
aya
O kız düşürdü
sevdaya
Derdime dermansın
diye
Yüreğime sardım
sazım.
Yürü güzel boylum
yürü
Bindalını yerde
sürü
Onurperi güzel
yâri
Ben de dağdan
taştan sordum.
İsmetî’yim yaram
derin
Nurperimi bana
verin
Büyülüyor
namelerin
Sazım seni çok
severim
Benim yerim
yurdum sazım.
*
SEN ŞİRİNSİN
BENİM İÇİN
Dünya güzeli
Nurperi
Bak ne oldum
senin için
Bûse verdim aşk
içirdin
Âşık oldum senin
için
Seni öyle sevdim
ki ben,
Bir tanesin benim
için.
Ben gönlümü sana
verdim
Ne tatlı hayaller
kurdum
Amasya’da dağlar
yardım
Ferhat oldum sem
senin için
Seni öyle sevdim
ki ben
Sen Şirin’sin
benim için.
Aşkınla kaynayıp
coşdum
Kaynar kazan gibi
taşdım
Aşkından dağlara
düşdüm
Kanber oldum
senin için
Seni öyle sevdim
ki ben
Sen Arzu’sun beni
için.
Güzeller başısın
bu genç yaşında
Nazarım var
kibriğinde kaşında
On iki yıl gezdim
senin peşinde
Sunmanı oldum
senin için
Seni öyle sevdim
ben
Gülperi oldun
benim için.
Aşkınla perişan
oldum
Pınar oldum
hasret doldum
Halep çöllerinde
kaldım
Garip oldum senin
için
Seni öyle sevdim
ben
Şahsenemsin benim
için.
Bülbül oldum güle
düşdüm
Yazık şimdi dile
düşdüm
Deli oldum çöle
düşdüm
Mecnun oldum
senin için
Sen Leyla’sın
benim için.
İsmetî aşk
sunuyorum
Seni melek
sanıyorum
Uğrun uğrun
yanıyorum
Kerem oldum senin
için
Seni öyle sevdim
ben
Aslıhansın benim
için.
*
BU GÜZEL
SAMSUN’UN
GÜZELİ ÇOKTUR
Bu güzel Samsun’un
güzeli çoktur
Değme güzellere
gözümüz toktur
Güzeller içinde
Nurperim tektir.
Sallanır fırlanır
gelirdin bize
Maşallah takının
iki omuza
Çok güzelsin
Nurperim gelirsin göze.
Her yerde
yetişmez ender çiçeksin
Gülden menekşeden
goncadan paksın
İstemem kimseler
yüzüne baksın.
Sallanır fırlanır
gelirdin bana
Saçın telin
vermezdim Arabistan’a
Sen bana
tutkundun ben âşık sana.
Bu hazin ayrılık
hesapta yoktu
Senin bana ahdın
yeminin çokdu
Dağ gibi hasretin
üstüme çöktü.
Sallanıp fırlanıp
daha gelmedin
Açtığın yaraya
merhem olmadın
Gözüm yaşlı kaldı
daha silmedin
Âşık İsmetî’ye
daha gülmedin.
*
DOST İLİNDEN
ESEN RÜZGÂR
Dost ilinden esen
rüzgâr
Söyle bana selâm
var mı?
Ağlar mı güler mi
o yâr?
Yâr dilinden
kelam var mı?
Melûl melûl
geziyor mu?
Gerdana gül
diziyor mu?
Bana mektup
yazıyor mu?
Ellerinde kalem
var mı?
O yâr sana dert
açtı mı?
Sizi görünce
koştu mu?
Sizle beni
konuştu mu
Sesinde bir elem
var mı?
İsmetî der: Yâr
gelmedi mi?
Bize selâm
salmadı mı?
Hasret devri
dolmadı mı?
Daha hasret çilem
var mı?
*
ESKİ EVİNDE
ARADIM
Eski evinde
aradım
Kapını kilitli
gördüm
Nereye gitti diye
Komşulardan
sordum
Onlar göçtü
dediler
Dağ gibi oldu
derdim
Bir firgat bastı
beni
Kendimi yere
vurdum
Ben kaybettim
kendimi
Yerden yerlere
serildim.
Hayli zaman ağladım
İçimi çektim
durdum
Komşular yardım
etti
Kalktım yine
oturdum.
Gittim geldim
aradım
Evinde bulamadım
Başka eve
göçmüşdün
Oturdum da
ağladım
Eller teselli
etti
Hayret içinde
kaldım
Adresin yok idi
Sorup arayamadım.
Kapını kilitli
gördüm
Benim dünyam karardı
Nereye gittiğini
bildirseydin
Ne vardı?
*
-Sözleri Âşık
İsmetî’den ,
bestesi bakalım
kimden olur?-
SİNEM
DEMİR OLDU
KALBİM ÇELİKDEN
Sinem demir oldu
kalbim çelikten
Bu kadar zulüma
dayamazdı
Güzeller hep
böyle zalim olsalar
Kimse güvenip de evlenemezdi.
Yakdı beni yakdı
zalim
Çok perişan oldu
hâlim
Soralım cihana
âleme
Kim görmüştür
böyle zulüm?.
Vefâsız güzelden
gönül tez bıkar
Hercai güzeller
gönül tez yıkar
Güzel zalim olsa
bunca âşıklar
Türkülerde bile
yâr diyemezdi.
Yakdı beni yakdı
zalim
Çok perişan oldu
hâlim
Soralım cihana
âleme
Kim görmüştür
böyle zalim?
İsmetî’yim yâr
yoluna çok baktım
Hasretinden
yağmur gibi yaş döktüm
Bunca derdi
hasreti nasıl çektim?
Yüz vagonlu bir
tren çekemezdi.
*
EVİNİZİN ÖNÜNDEN
YOL GEÇİYOR
Evinizin önünden
yol geçiyor
Gül çeşmeden
yolcular su içiyor
Nurperim sevdana
düşdüm düşeli
Tenhalarda
gözlerim yaş saçıyor
Felek vurdu
gözyaşlarım dinmiyor
Nurperinin aşk
ateşi sönmüyor
Kurlu yâr
enginlere inmiyor
Hüma kuşu olmuş
yüksek uçuyor
Evinizin önü bir
büyük harman
Nurperim hasretin
katlime ferman
Bu aşk ateşini
sen yaktın canan
Şimdi ne oldu da
benden kaçıyor?
Bahçenizde gonca
güller açıyor
Etrafına gül
kokular saçıyor
Gece-gündüz
aşkından ağlıyorum
Gözyaşlarım taşı
delip geçiyor.
Evinizin önü
fındık bahçeleri
Anadan ayrılan
kuzular meler
İsmetî ah eder
gözü yaş dolar
Bu ayrılık derin
yara açıyor.
*
Gizli sevda
çekenler yanar yanar köz olur
Gizli sevda ateşini söndüren şu saz olur
Yâr ismini
söylemem dile düşer söz olur
Düşlerimi
süsleyen o sevdiğim kız olur.
Üç tür keramet
var Mevlâ kulunda
Kimse kimseyi
bilmez kendi hâlinde
İyi insanın
iyiliği söylenir elin dilinde
Âşıklara yâr
yolunda yüce dağlar düz olur.
*
RÜYAMDA
BİR GÜZEL
GÖRDÜM
Rüyamda bir güzel
gördüm
Bahçeden gül
derdi bana
Köşkünden bâde indirdi
Güle güle verdi
bana.
Çekindim bâde
içmeye
Aşka düşüp
tutuşmaya
İstedim dönüp
koşmaya
Kollarını sardı
bana
Bâde içtim nara
yandım
O bahçeyi fır
dolandım
Yarım bâdeyi ona
sundum
Yalvardı içirdi
bana.
O köşkte bir âlim
vardı
Yüzü nur gibi
parlardı
Zikreder tesbih
çekerdi
Sağ elini sürdü
bana.
İsmetî der
benzerdi aya
Beni düşürdü
sevdaya
Sonra çıkardı
saraya
Sarayı gezdirdi
bana.
*
AKLIM BAŞIMDA
YOK YÂR
SEN GİDELİ
Aklım başımda yok
yâr sen gideli
Ben mecnundan öte
deli oldum deli
Haberin getirse
bir seher yeli
Sevincimden
uçarım dünya güzeli
Yine duygularım
ağlattı beni
Gözyaşlarım
ıslatıyor cihanı
Mutlu günlerimiz
ne oldu hani?
Ölürüm yiterim
unutmam seni.
*
BENİM ÇOCUKLUĞUM,
BENİM GENÇLİĞİM
Benim çocukluğum,
benim gençliğim
Cahillik yoksulluk
içinde geçti.
Ömrümün baharı en
güzel çağım
Farkına varmadan
kuş gibi uçtu.
Usanılmaz
güzellerin nazından
Aşk ile söylenen
şirin sözünden
Cahilliğin
yoksulluğun yüzünden
Nice geri gelmez
fırsatlat kaçtı.
Tahsilsizim diye
hakir görüldüm
Sular gibi çok
bulandım duruldum
Onbeşimde bir
güzele vuruldum
Alamadım yüreğime
od düştü.
Yüzüme gülmedi
bahdım kaderim
Nurperi aşkından
ölür giderim
Büyüdükce arttı
derdim giderim.
Yığıldı üstüstte
boyumdan aşdı.
İsmetî’yim özüm
hakk’a bağladım
Gözyaşı oldum
çağıl çağıl çağladım
Gurbet lede
fıkrat geldi ağladım
Gözlerimden yaş
yerine kan taşdı.
*
GÜLYÜZLERİN
ONDÖRTLÜK AY
Gülyüzlerin
ondörtlük ay
Ben çok seviyorum
hay hay
Aklım fikrim
olacak zay
Maşallah güzel
maşallah
Nazar değmesin
inşallah
Şaşılacak
güzellikler
Sana vermiş yüce
Allah
Melek gibi güzel
huyun
Hep böyle mi
senin soyun
Nazar değer mavi
giyin
Maşallah güzel
maşallah
Nazar değmez
inşallah
Şaşılacak
güzellikler
Nurperime vermiş
Allah.
Lalü mercandır
dişlerin
İnce kemandır
kaşların
Sevda saçar
gülüşlerin
Güller açar
gülüşlerin.
İsmetî der ki
maşallah
Nazar değmesin
inşallah
Aranan
güzellikleri
Nurperime vermiş
Allah.
*
YAMAN OLUR
KÖYLÜ KIZI
Yaman olur köylü
kızı
Çok güzel olur
kaşı gözü.
Ah en güzeli
yaktı bizi
Yaman olur köylü
kızı.
Gerçeği kitapdan
arar
Örnek örnek saçın
tarar
On yedide kemale
erer
Tamam olur köylü
kızı.
Bahçe yapar
bahçıvandır
Boyları selvi
fidandıdır
Rehberi yüce
Kur’an’dır
Dindar olur köylü
kızı.
Çok çalışkan
eslek olur
Hatır-gönül iyi
bilir
Kocasına destek
olur
Sadık kalır köylü
kızı.
Baykuş kaymaz
yurtlarına
Âşık olur mert
birine
Kocasının
dertlerine
Derman olur köylü
kızı.
Temiz olur pırıl
pırıl heryeri
Kalaylı taş gibi
olur evleri
Çalışkandır
gitmek ister ileri
Evbark olur köylü
kızı.
İsmetî işin
ahızardır
Köylü kıza ekaburdur
Paha biçilmez
cevherdir
Yaman olur köylü
kızı.
*
İYİ Kİ GELMİŞSİN
DÜNYAYA,
DÜNYADA BİR GÜZEL
GÖRDÜ-Türkü-
Sözlerin mutluluk
verdi
Gönlüm muradına
erdi
İyi ki gelmişsin
dünyaya
Dünya da bir
güzel gördü.
Boyun güzel,
yüzün güzel
Dilin güzel, sözün
güzel
Gözlerin dünyaya
bedel
Edâların, nazın
güzel.
Ey dünyanın güzel
kızı
Bu âşığı yakan
gözü
Güldükce gül açan
yüzü
Kadir mevlâm sana
verdi.
Al kınalı elin
güzel
İnce nazik belin
güzel
Sohbetine doyum
olmaz
Baldan tatlı
dilin güzel.
Senden güzeli göremedi
Gonca gülleri
deremedi
Vuslatına eremedi
Arttı İsmetî’nin
her derdi.
Her yanın çiçekli
yayla
İsmetî’yi mutlu
eyle
Sevinçten mi aktı
söyle
O gözyaşı selin
güzel.
*
BİR YÂR SEVDİM
TERMELİ
Bir yâr sevdim
Termeli
Kaşı gözü sürmeli
Alırsan güzel
yâri
Zekatını vermeli.
Ateş düştü bu
cana
Gezerim yana yana
Güzellikte bir
tane
Sen Termeli
Termeli.
Sevdiğim Terme
gülü
Kınalı parmak eli
Bu güzeli almalı
Muradıma ermeli.
Canım fedâ
yolunda
Kemer olsam
belinde
Bu güzelin
uğrunda
Ölmeli öldürmeli.
Can Termeli
Termeli
Taze fidan
Termeli
Aşkından ölüyorum
Ben Termeli
Termeli.
Dünyalarda bir
tane
Sen Termeli
Termeli.
Ey Nurperi
Nurperi
Dilin badem
şekeri
Sana candan
aşığım
Gördüğüm gündn
beri.
Başı pullu
yazmalı
Âşık bayram
ezmeli
İsmetî’yle
gezmeli
Dünya güzel
görmeli.
NOT.: Basılan
kitapta(Sevda Pınarı) var.
*
BİR GÜZELE
YAKIŞIR MI?
Sevdanın
tahtından inmek
Bir güzele
yakışır mı?
Sevip sevip sonra
dönmek
Bir güzele
yakışır mı?
Bir adı soysuza
kanmak
Vefasızları dost
sanmak
Varıp daldan dala
konmak
Bir güzele
yakışır mı?
Çapulcu soysuza
kanmak
Gülleri hoyrata
sunmak
Olur olmaza
aldanmak
Bir güzele
yakışır mı?
Adilerden medet
unmak
Maziyi öldürüp
gönmek
Soysuzun narına
yanmak
Bir güzele
yakışır mı?
İsmetî’yi avanak
sanmak
Yüceden engine
inmek
Bir aşkı öldürüp
gömmek
Bir güzele
yakışır mı?
*
BAK YİNE GELDİ
SONBAHAR
Bak yine geldi
Sonbahar
Sarardı bağlar
yapraklar
Gönüllerde çok
üzüntü var
Gönüllerde çok
hüzün var.
Patozları pirinç
dövüyor
Mahsuller eve
geliyor
Anbarlar buğday
doluyor
Bağbozumu bozuldu
bağlar.
Neden karalar
bağlarsın?
Ah edip yürek
dağlarsın
Deli gönül ne
ağlarsın?
Gün doğmadan
neler doğar.
Mevsim Sonbahar
olunca
Yanar bağrım ince
ince
Gönüle hüzün
dolunca
Âşıkta artar
ahuzar.
Mevlâm dünyayı
bize vermiş
Peygamber kitap
göndermiş
Bu düzeni böyle
kurmuş
Müjde gelecek
İlkbahar.
İsmetî’nin
gözlerinden yaş akar
Bir derdi var
nice derde baş gelir
Devir döner iki
ay sonra kış gelir
Şu dağlarda olur
boran ile kar.
*
NASIL METHEDEYİM
NURPERİM SENİ?
Nasıl methedeyim
Nurperim seni?
Çok güzel
yaratmış yaratan seni
Nasıl sevmem
senin gibi sultanı
Bu âşığın
gerçeğisin düşüsün.
Asırlar öncesi
bir Şirin vardı
Doğan aylar gibi
doğar parlardı
Ferhat Şirin için
kayalar yardı
Güzellikde
Şirin’in sen de eşisin.
Şirin gibi güzel
daha kim görmüş?
Sevip ayrılması
gerçekten zor imiş
Ferhat Şirin için
dağları yarmış
Sen Şirin’sin,
sen güzeller başısın.
Biz dertliyiz
gönlümüz alınmadı.
Çok ağladın
gözyaşın silinmedi
Talihsizsin
kıymetin bilinmedi
Ben bilirim sen
Cevahir taşısın.
Ey Nurperi
gözlerimin yaşısın
Âşık İsmetî’nin
ekmeğinin aşısın
Ölmeyince ben
senden ayrılmam
Sen başıma konan
Devlet Kuşu’sun.
*
ALTIN İKEN PAFON
OLUR,
ELDEN ELE DÜŞEN
GÜZEL
Sen gelmesen
geliyordum
Ben de senin
peşen güzel
İnan sensiz
yaşanmıyor
Sen can içinde
can güzel.
Bülbül gibi
şakıyorsun
Bugün iyi neşen
güzel
Ben de mutlu
oluyorum
Seni gördükce şen
güzel.
Kaşların yazıyor
ferman
Gülüşlerin derde
derman
Gençlikde sürülür
devran
Giyin allar kuşan
güzel.
Yazılanlar başa
gelir
Bu aşkı âşıklar
bilir
Fırtınalı deniz
olur
Aşkın ile coşan
güzel.
İsmetî der derde
kalır
Başına çok işler
gelir
Altın iken pafon
olur
Elden ele düşen
güzel
Altın iken mangır
olur
Elden ele düşen
güzel.
*
BİN YIL ÖMRÜM
OLSA SEVSEM
Bin yıl ömrüm
olsa sevsem
Güzel senden
bezilir mi?
Ressam olsam resmin
çizsem
Âşığım hep seni
yazsam
Tüm caziben
yazılır mı?
Güzel kime bunca
nazın?
Benden yana
döndür yüzün
Kara ise alın
yazın
Kara yazı bozulur
mu?
Yiğide vade
dolmadan
Dünyadan murad
almadan
Yiğit cephede
ölmeden
Ona mezar kazılır
mı?
Yürekler yara dolunca
Yaralar hicran
olunca
Sunamı eller
alınca
Şen yürekle
gezilir mi?
İsmetî serden
geçmeden
Güzel uğruna
coşmadan
Aşkın bâdesin
içmeden
Deryasında
yüzülür mü?
*
DOKTORLARIMIZA
ARZUHAL-NAME-
Dertli yaşaması
ölümden acı
Anlayışlı doktor
başımın tacı
Dünyayla yarışan
Türk doktorları
Bu benim derdimin
yok mu ilacı?
Bu derde düşeli
iki yıl oldu
Gönül bahçesinde
güllerim soldu
Çektiğim ızdırap
inşallah doldu
Tedavi edin edin
beni sılacı.
Gönül eski
günlerimi özlüyor
Çocuklarım iyi
olmamı gözlüyor
Yaram yürekdir
her an sızlıyor
Sanki yüreğimde
hançerin ucu.
İki yıldır
bastonsuz gezemedim
Rahatca derdimi
yazamadım
Ben bu derdin
sırrını çözemedim
Durmadan ağrıyor
belimin içi.
İsmetî der yine
kaynayıp çoşam
Yürüyüp gidem de
dağları aşam
Sayenizde
sağlığıma kavuşam
Ömür boyu olam
size duacı.
*
ELVAN ELVAN
BURCU BURCU
KOKARSIN
Elvan elvan burcu
burcu kokarsın
Cennet
bahçesinden gül müsün güzel?
Bir hoş
salınırsın, bir hoş yürürsün
Selvi ağacında
dal mısın güzel?
Güldükçe yüzünde
açar güllerin
Boğum boğum
kınalıdır ellerin
Şekerden
şerbetten tatlı dillerin
Arının
yaptığı bal mısın güzel?
Murad ettim
vuslatına ermedim
Has bahçende
gonca gülün dermedim
Senin gibi güzel
yoktur görmedim
Melek mi, Huri
misin güzel?
Aşkı nara yakdın
uzak durursun
İlenirsem fidan
gibi kurursun
Cayır cayır
yandığımı görürsün
Yedi kat yabancı
el misin güzel?
Âşık İsmetî der
ki bu iş n’olacak?
Nurperi ay gibi
doğdu doğacak
Aşkın bir sel
gibi beni boğacak
Cennet ırmağından
sel misin güzel?
*
YÜCE DAĞ BAŞINDA
CILKA YOL OLUR
Yüce dağ başında
cılka yol olur
Enginlerde gonca
gonca gül olur
Vefâlı güzelin
dili şeker, bal olur
Vefâsız
güzelin dili tatlı olmaz.
Yenilmez içilmez
namerdin aşı
Öldürmez yazılar
kötünün taşı
Sağlıktır
huzurdur her işin başı
Huzursuz ev şeker
yese tadı olmaz.
Talihsiz insana
bu dünya darmış
Gece gündüz işi
ah ile zarmış.
Allah kerameti
insana vermiş
Hayin insanlarda
keramet olmaz.
Ey İsmetî ah edip
de ağlama
Bahar seli gibi
coşup cağlama
Vefâsız güzele
meyil bağlama
Vefâsız güzelde
merhamet olmaz.
İsmetî benziyor
dertli Kerem’e
O yâr hançer
vurdu yürek yarama
Bu ayrılık üç ay
daha sürerse
Benim derdim
gider ince vereme.
*
VEFÂSIZ GÜZELİ
YÂR EDEMEDİM
Çiftçi oldum
bağları bar edemedim
Dertli bülbül
oldum zar edemedim
Nice vefâsızın
kahrını çektim
Vefâsız güzeli
yâr edemedim.
Esnaf oldum
müşteri ile barıştım
Bu çöllerde
gazellere karıştım
Gönüller yapmaya
çokca çalıştım
Kimsenin gönlünde
yer edemedim.
Dost yoluna
nice dağları aşdım
Bir güzel uğruna
zehirler içtim
Bir güzel
aşkından yandım alıştım
Güzelden gönlümü
farıdamadım.
Âşık İsmetî der
bakın hâlime
Bir saçı
Leyla’nın düştüm eline
Gönlümü bağladı
saçın teline
Güzelden gönlümü
beri edemedim.
Yiğit derler yüce
dağlar aşana
Âşık derler
kaynayıp da coşana
Mevlâm yardım
etsin merhamet etsin
Bencileyin yardan
ayrı düşene.
*
KÜSÜP DE DARGIN
GİDEN SEVGİLİYE
Elveda demeden
gittin
Yüreğime ateş
ettin
Evi barkı viran
ettin
Sen bu yerlerden
gidince
Bizi dargın terk
edince
Yüreğimde ateş
yanar
Duman tüter ince
ince.
Çiçeklerin sıra
sıra
Talihim yok
bahtım kara
Yüreğimi yakdın
nara.
Sen bu yerlerden
gidince
Beni dargın terk
edince
Yüreğimde ateş
yanar
Duman tüter ince
ince.
Aşkın beni derde
saldı
Bu fırkat bağrımı
deldi
Gönül evim viran
kaldı.
Sen bu yerlerden
gidince
Beni dargın terk
edince
Yüreğimde ateş
yanar
Duman tüter ince
ince.
Âşık İsmetî
ağlıyor
Yine karalar
bağlıyor
Dideleri kan
çağlıyor.
Sen böyle dargın
gidince
Beni dargın terk
edince
Yüreğim dağı
ateşten
Duman tüter ince
ince.
*
BANA ÂŞIK OLAN
KIZDAN ETDİN
Ey hayin Nurperi
beni
Çok ağlattın
gözden etdin
Onbeşinde gül
fidanı
Bana âşık olan
kızdan etdin
Bana ben seninim
derdin
Çok ağır yeminler
içerdin
Gittin büyük acı
verdin
Beni gülen yüzden
ettin.
Gönül yaylasını
senle yaylardım
Aşkın deryasını
senle boylardım
Meclislerde güzel
sözler söylerdim
Beni sohbet
sözden etdin.
Benimle çok deyip
güldün
Âşık oldun
kalbime doldun
Söyle nasıl zalim
oldun?
Özüm yakdın özden
ettin.
Âşık İsmetî’yi
viran etdin
Aşk ateşine
yakdın gitdin
Beni bir adi
zengine satdın
Kör şeytanın
emrine gitdin.
*
BEN BİR
GÜZELİN
UĞRUNDA
Ben bir güzelin
uğrunda
Verem oldum verem
oldum
Hasretine böyle
yana yana
Kerem oldum Kerem
oldum.
Yüreğime fıkrat
düşdü
Bana böyle feryad
düştü
Gönül bağıma od
düştü
Viran oldum viran
oldum.
Bu illerde bu
diyarda
Aşka düşdüm
gönlüm narda
Nurperimi
rüyalarda
Gören oldum gören
oldum.
Ben seni vefalı
sandım
Gözyaşlarına
aldandım
Aşkın ateşine
yandım
Duman oldum duman
oldum.
Âşık İsmetî’nin
bahtı kara
Kalbim kırık
sinem yara
Dost yoluna serim
yere
Seren oldum seren
oldum.
* BİR SU İÇMEK
İÇİN PINARA
VARDIM
Bir su içmek için
pınara vardım
Peşimden bir
güzel pınara geldi
Edeple erkânla
kenara durdum
Bir hoşca bakdı
da yüzüme güldü.
Pullu yazmasını
bir yana atdı
Dertleri toplayıp
derdime katdı
Kalaylı tas ile
su ikram etti
Bu dertli başımı
sevdaya saldı.
Doldurdu kapların
koydu bir yana
Gitme konuşalım
dur dedi bana
O tatlı bakışlar
kahretti cana
Bu güzel başımdan
aklımı aldı.
Güzelin gül yüzü
ondörtlük aydı
Bilmem insan
mıydı melek miydi?
Kibrikleri ok
olmuş kaşları yaydı
Atdı aşk okunu
sinemi deldi.
Güzellikten
bakamadım yüzüne
Can dayanmaz
edâsına nazına
İsmetî der yandım
şirin sözüne
Güzelin sözleri
şekerdi baldı.
*
MECNUN OLDUM
BİR GÜZELİN
PEŞİNDEN
Mecnun oldum bir
güzelin peşinden
Ahım kaldı,
kirpiğinde kaşında.
Gönül kar istiyor,
kar dağ başında
Elim ermediği
karı neyleyeyim.
Gülmedim ağladım
gençlik çağında
Mecnun oldum
kaldım Leyla dağında
Gönül nar istiyor
nar el bağında
Ellerin bağında
ben neyleyeyim.
Yiğit odur her
cefayı kaldırsın
Vatan sevgisiyle
gönül doldursun
Er odur ki
düşmanına saldırsın
Yurt için ölmeyen
eri neyleyeyim.
İnsan olan kadir
kıymet bilmeli
Âşık olan bir yâr
için ölmeli
Güzel olan
âşığına gülmeli
Aşığa gülmeyen
yâri neyleyeyim.
Nurperi demiş ki
Âşık İsmetî gelsin
Gül hazan olmadan
vaktinde dersin
Kamil ona derim
kalp gözü görsün
Kalp gözü
görmeyen gözü neyleyeyim.
*
ŞU KOCA DÜNYAYI
ABAD EDENLER
Şu koca dünyayı
abad edenler
Her tarafı Paris,
Bağdat edenler
Yaşamayı bize
murad edenler
Tatlı dilli
güleryüzlü güzeller
Hoşbakışı şirin
sözlü güzeller
Kol kol olup
salınır da gezerler.
Cennette üzgündü
Adem babamız
Yetişti imdada
Havva anamız
İnsanı eşleştirdi
yaradanımız
Dengeyi sağladı
yüce yaradanımız.
Böylece güzeller
oldu canımız
Kimisi yâr oldu,
kimisi anamız
Onlarsız olmuyor
hiçbir anımız
Onlar bizim
şerefimiz şanımız.
Âşık İsmetî der
güzel can ilacıdır
Onlarsız hayat
çekilmez acıdır
Kimi bize yârdır,
kimi bacıdır.
Bu dünyanın can
ilacı güzeller
Kimi evlad kimi
bacı güzeller
Onlarsız hayat
çok acı güzeller
İnsanlığın baş
tacı güzeller.
*
BİR MENDİL BAĞLADIM
GÜLÜN DALINA
Bir mendil
bağladım gülün dalına
Mezarımın baş
uçunda salına
Benim çektiğim bu
kara sevdayı
Allahım vermesin
hiçbir kuluna.
Yüce dağ başına
yağmaz mı karlar?
Nurperi koynunda
ayvalar, narlar
Kaderin önüne
geçilmez derler
Kader beni atdı
sevda seline.
Dilerim ki yüce
Allah hayırlı versin
Herkes murad alıp
murada ersin
Yüce mevlam sen
her şeye kadirsin
Bırakma kulunu
namert kuluna.
Felek oturdu
üstüne yolumun
Aman felek neden
bana zulümün
Benim Nurperimi
alan zalimin
Ciğerleri delik
delik deline.
Dilerim Türk
Milleti şad olsun
Bayrağımız daim
yüceden kalsın
İsteyen ağlasın,
isteyen gülsün
Âşık İsmetî’nin
mecnun hâline.
*
NASIL ANLATAYIM
SENİ SEVGİLİM?
Nasıl anlatayım
seni sevgilim?
Çiçekler içinde
güle benzersin
Yakıyor bağrımı o
güzel boyun
Selvide sallanan
dala benzersin.
Şavkını almışsın
gökteki ayın
Bilmem huri midir
melek mi soyun?
İncecik belin
fidandır boyun
Telli saz
göğsünde tele benzersin.
Seni gören aman
maşallah desin
Selâm dursun elin
koynuna koysun
Mevlâm nasip etsin
bu âşık yesin.
Altın tabaktaki
bala benzersin.
İsmetî der bu
güzelden geçilmez
Nasip olmayınca
bâde içilmez
Mübarek yüzlerin
nurdan seçilmez
Cennetde Havva’ya
kula benzersin.
*
ŞU TERME’NİN
GÜZELLERİ
Orta uzun boylu
olur
Asaleti soylu
olur
Güzel melek huylu
olur
Şu Terme’nin
güzelleri.
İnci sedef dişli
olur
Hepsi kalem kaşlı
olur
Çok yumuşak başlı
olur
Şu Terme’nin
güzelleri.
Boyları selvi dal
olur
Sözleri şeker bal
olur
Terbiyeli uysal
olur
Şu Terme’nin
güzelleri.
Asla yanlış yola
gitmez
Gayrısına meyil
katmaz
Kendi yârini
ağlatmaz
Şu Terme’nin
güzelleri.
Güzeller el ele
gezer
İsmetî’nin bağrın
ezer
Nice derde derman
yazar
Şu Terme’nin
güzelleri.
Çeltikde
çalışırlar
Bülbül gibi
konuşurlar
Tez büyüyüp
yetişirler
Şu Terme’nin
güzelleri.
Pirinç eker
pirinç yerler
Ağzında badem
ezerler
Badem şekeri
ezerler
Şehire gelin
giderler
Şu Terme’nin
güzelleri.
Âşık olan doğru
söyler
Güzellerin metin
eyler
Mah yüzleri doğan aylar
Şu Terme’nin
güzelleri.
*
YEŞİL TERME’NİN
KIZLARI
Yeşil Terme’nin
kızları
Aya benziyor
yüzleri
Pırıl pırıl
parlıyorlar
Sanki göğün
yıldızları.
Okula gider
gelirler
Kültürden nasip
alırlar
Duvaklı gelin
olurlar
Yeşil Terme’nin
kızları.
Yoktur çekilmez
nazları.
Gayet edâlı
yürürler
Etrafa neşe
verirler
İffetini çok
korurlar
Harama bakmaz
gözleri.
Bir taneyi ikrar
verir
Gül yüzüne bakan
erir
Temizlikde
kıskandırır
Sünbülleri
nergizleri.
İsmetî der
çalışırlar
Her iyiliğe
alışırlar
Çok da güzel
konuşurlar
Şekerden tatlı
sözleri.
Bazen
seyrana çıkarlar
Elvan elvan gül
kokarlar
Âşığın bağrını
yakarlar
Yeşil Terme’nin
kızları..
*
GÜZELLER BAŞI
NURPERİ
Güzeller başı
Nurperi
Beni mecnun edin
sensin
Özlem dolu
gözlerimde
Tütün gibi tüten
sensin.
Senin kadrini iyi
bileni
Severek çeken
çileni
Senin aşkınla
öleni
Terk edip de
giden sensin
Sırma saçın lüle
lüle
Aşkın bana tatlı
çile
Düşmanımla güle
güle
Derdime dert
katan sensin.
Aşkınla yürek
dağladım
Senin için az mı
ağladım?
Gönlümü sana
bağladım
Koparıp da atan
sensin.
Aşkın ile çektim
çile
Yakdın beni
döndüm küle
İsmetî’yi iki pula
Acımadan satan
sensin.
Güzellik timsali
doğmuştur yurda
Kaşın gözün beni
düşürdü derde
Elâ gözler beni
düşürdü derde
Hayalin görürüm
baktım yerde
İnan gözüm yaşı
bir sel sevdiğim.
Senin ile dolu
geçer düşlerim
Unutulunca
ağlamaya başlarım
Gözümden akıyor
hasret yaşlar
O nazik ellerle
gel sil sevdiğim.
Kınalı kekliğe
benzettim seni
Aslı Kerem yaktı
Nurperi beni
İkrarlar
vermiştin ikranın hani?
Unutma ikrarın
var bil sevdiğim.
*
İLK GÖRDÜĞÜM
GÜNDEN TUTULDUM SANA
İlk gördüğüm
günden tutuldum sana
Aşkının ateşi
düştü bu cana
Sen gelmeyesin
zulüm edersin bana
Gel göreyim seni
bir yol sevdiğim.
Yürüdükçe
bindallısı sallanır
Sallandıkca gül
sineler ballanır
Yel estikçe sırma
saçlar tellenir
Saçları rüzgârda
tel tel sevdiğim.
Nasip olsa bâde
içsem elinden
Altın kemer olsam
sarsam belinden
Konuştukca bal
akıyor dilinden
Dilleri hem şeker
hem bal sevdiğim.
Kirpiklerin okdur
kaşların keman
Leblerin çaresiz
dertlere derman
Bizlere lütfedip
güldüğün zaman
Yüzünde açılır
çift gül sevdiğim.
Senden güzelini
görmedi gözüm
İsmetî der sana
ikrarım sözüm
Seni görmeyince
gülmüyor yüzüm
Sevgine muhtacım
gel gel sevdiğim.
* GÜL CEMALİN
İLHAM VERİYOR
BANA
Güzelliğin şan
veriyor cihana
Gül cemalin ilham
veriyor bana
Dilerim ki seni
doğuran ana
Dünyalar durdukca
dursun sevgilim.
Âşıklar çok ağlar
gülmez diyorlar
Ağlar gözyaşını
silmez diyorlar
Leylâ gibi güzel
gelmez diyorlar
İşte sen
Leylâ’sın varsın sevgilim.
Aklımdan çıkmıyor
elâ gözlerin
Şekerden
şerbetden tatlı sözlerin
Pırıl pırıl
parlar onur yüzlerin
Yüce dağ başında
karsın sevgilim.
Hazan olur
gülleri çok erdirme
Hasbahçene yâd
elleri vardırma
Gonca gülün
hoyratlara derdirme
Gel senin âşığın
dersin sevgilim.
İkrar verdin
ikrarında durursun
Ben göleni sana
layık görürsen
Âşık İsmetî’ye
bahşiş verirsen
Allah muradını
versin sevgilim.
* GELMEDİ GÖNLÜMÜ
EYLEYEN GÜZEL
Aramızdan poyraz
yel esdi mi?
Yoksa rakiplerin
bize kasdı mı?
Can Nurperim acep
bana küsdü mü?
Gelmedi gönlümü
eyleyen güzel.
Anlamadın hiç
hâlimden bilmedin
Gönül suyu
gözyaşlarım silmedin
Gözlerim yolu
hâlâ gelmedin
Tatlı şirin
sözler söyleyen güzel.
Gelin olan ne hoş
sallar beşiği
Âşık olan unutur
mu maşuğu
Zincir bağlamayan
dertli aşığı
Zülfün tellerine
bağlayan güzel.
Benden selâm
olsun çiftte benlime
Sevgiler sayıklar
anlı şanlıma
Sevdasınla dolu
âşık gönlüme
Aşk pınarı gibi
çağlayan güzel.
Dertlerim süzülüp
gelir dilimden
Damla damla düşer
sazın telinden
Kötü kader kötü
yârin elinden
Genç yaşta
karalar bağlayan güzel.
Âşık İsmetî der
aklım şaşırdın
Aşkın deryasını
boydan aşırdın
Beni mecnun edip
çöle düşürdün
Aşkınla sinemi
dağlayan güzel.
*
HASRET ŞİİRİ
Ben de bu dünyaya
geldim geleli
Bülbül gibi gonca
güle hasretim
Ergen olup kendi
kendim bileli
Yâr ağzında tatlı
dile hasretim.
Gümüşhane
kahramanlar otağı
Baharda yemyeşil
ovası dağı
Baba memleketi
kâbe toprağı
Çok güzeldir
bizim ile hasretim.
Cennete benziyor
dünya baharda
Bir güzel
aşkından yüreğim narda
Sırma saçlar
savruluyor rüzgârda
Yâr yüzünde sırma
tele hasretim.
Bir âşığım yanar
bir ateş serde
Allahım düşürme
kimseyi derde
Özellikle şu
yirmibirinci asırda
Hakk yolunda
doğru kula hasretim.
Âşık İsmetî der
yârla giderim yola
Yorulduğu yerde
veririm mola
Güzeller gezerken
şöyle kol kola
Ne hoş olur ince
bele hasretim.
*
ŞEFAAT YA
RESÛLALLAH
Ey iki cihan
serveri
Ey Kur’an-ı Kerim
rehberi
Ey Allah’ın
sevgili Peygamberi
Mübarek yüzünü
görebilseydim
Ayağına yüzler
sürebilseydim
Ben de muradıma
erebilseydim
Şefaat Ya
Resûlallah
Şükür Allah’a
dünyaya teşrif buyurdun
İnsanlığa
gerçekleri duyurdun
Allah’ın emri ile
bir nizam kurdun
Güçsüzleri
ezdirmedin, kayırdın.
Mübarek yüzüne
âşığım vallah
Şefaat Ya
Resûlallah
Dünya senin ile
nura garkoldu
Nice müşrikler
imana geldi
Bulunduğun yerler
bereket doldu
İzini bulsam da
yüz sürsem billah
Şefaat Ya
Resûlallah.
Dünyada ahiretde
âşığız sana
Aşkınla gezeriz
biz yan yana
Varlığınla şeref
verdin cihana
Ayağın tozuna yüz
sürsem billah
Şefaat Ya
Resûlallah.
Başının üstünde
bulut giderdi
Sen olmasan
çaresizler niderdi?
Seni Allah
dünyaya rahmet gönderdi
Mübarek yüzüne
âşığız vallah
Şefaat Ya
Resûlallah.
Ayağın tozuna
yüzsürsek billâh.
Doğduğun gece
melekler dünyaya indi
Putperestlerin
ateşi söndü
Mucize gören
nasipliler derhal inandı
Mübarek yüzüne
âşığız vallah
Şefaat Ya
Resûlallah.
Sabır hoşgörü ile
başlardın söze
Önünde yüzbinler
gelirdi dize
Müslümanız
Elhamdülillah ne mutlu bize
Müslümanız ne
mutlu bize
Mübarek yüzüne
âşığız vallah
Şefaat Ya
Resûlallah.
İsmetî seni anar
gözleri dolar
Hasretin ateşi
bağrını deler
Yüce Muhammed’den
şefaat diler
Şefaat, şefaat,
şefaat Ya Resûlallah.(s.a.v.)
NOT.: Bu şiir
defterinin en baş sayfasına yazılacaktı fakat
ne yazık ki
yazarken unutuldu.’Sevda Pınarı Kitabım’da yayınlandı.
*
GÖNÜL VAZGEÇELİM
BÖYLE GÜZELDEN
Gönül vazgeçelim
böyle güzelden
Bize karşı bağrı
demir, taş gibi
Gelse bile bizde
durmaz, eylenmez
Uçar gider bir
üveyik kuş gibi.
Kadir mevlâm
murad etmiş yaratmış
Bahtı kara imiş
çileye batmış
Bunca güzellikle
onu donatmış
Sanki dersin
güzellere baş gibi.
Vefasızdır hiç
hâlimden bilmiyor
Gözyaşlarım
görüyor da silmiyor
Bayılırım gülmesine
gülmüyor
Gelir bize elâ
gözler yaş gibi.
Bunca yıldır
sevdim seni ezeli
Güz gelmeden
bağlar dökmez gazeli
Kulübede duran
dünya güzeli
Kötü kocan sanki
sana eş gibi.
Güzel olmayınca
âşık söylenmez
Vefasız güzele
gönül bağlanmaz
Gelir gider
yalvarırım eylenmez
Uçar gider hayal
gibi düş gibi.
Vefasızın aşkı
sevdası bende
İnsanî duygular
yok mudur sende?
Güller açar bahar
olur her yanda
Bize gelir boran
gibi kış gibi.
İsmetî’yi yakdı
duman tütüyor
Hasreti firkati
cana yetiyor
Bülbül olup el
bağında ötüyor
Bize gelir sanki
dut yemiş gibi.
* AMAN KARDEŞ
YAKMAYALIM ORMANI
Orman yurdumuzun
millî serveti
Ormansız toprağın
yok bereketi
Cahiller
bilmezler orman kıymeti
Aman kardeş
yakmayalım ormanı.
Orman yurdumuzun
hayat kaynağı
Orman korur
yurtda bitgel toprağı
Yeşillensin
yurdun ovası dağı
Kırıp yere
dökmeyelim ormanı.
Yaradana secde
eder ağaçlar
Ormana saygıyla
eğilsin başlar
Ormanda ötüşür
güzelim kuşlar
Tahrip edip
yıkmayalım ormanı.
Toprağı dağlarda
ormanlar saklar
Her ağaç bir
asker vatanı bekler
Yok olup gitmesin
bunca emekler
Cahilane
sökmeyelim ormanı.
Yurdumun
güzelliği ormandır
Ormanlar milletçe
derde dermandır
İsmetî der orman
hayattır candır
Tarla edip
ekmeyelim ormanı.
NOT.: Bu şiirim
‘Sevda Pınarı Kitabı’mda yayınlanmıştı.
*
MEVSİMLERİN EN
GÜZELİ İLKBAHAR
İlkbahar gelince
ötüşür kuşlar
Uyanır tabiat
üretim başlar
Dağlar yeşillenir
açılır işler
Mevsimlerin en
güzeli ilkbahar.
İlkbahar’da türlü
çiçek açılır
Her tarafa gülü
Reyhan saçılır
Yaylalarda soğuk
sular içilir
Mevsimlerin en
güzeli İlkbahar.
İlkbahar’da şeyda
bülbül ötüşür
Gül menekşe
birbirine katışır
Yeşil Terme’ye de
bahar yetişir
Mevsimlerin en
güzeli İlkbahar.
Çiftçilik yapılır
tohum saçılır.
Her tarafta gül
çiçekler açılır
Koyun kuzu
yaylalara göçülür
Mevsimlerin en
güzeli ilkbahar.
İlkbahar benziyor
gençlik çağına
Siz düşmeyin kara
sevda ağına
Ateş düşmüş
yüreğimin bağına
Mevsimlerin en
güzeli İlkbahar.
Yine geldi
ilkbahar’ın çağları
Yeşil giydi güzel
yurdun dağları
Âşık İsmetî çok
sever bağları
Mevsimlerin en
güzeli İlkbahar.
*
DÜNYA AYNI
DÜNYA İNSAN
DEĞİŞTİ
Dünya aynı dünya
insan değişti
İnsanlar
rüşvetsiz yola gitmiyor
Ademoğlu para
aşkına düşdü
Kardaş kardeşin
elini tutmuyor.
Çektiğim ıstırap
canıma yetdi
Sel oldu gözyaşım
ummana gitdi
Ademoğlu Dünya’yı
çok kirletdi
Bağlar viran oldu
bülbül ötmüyor.
Dertliler dert
çeker ne bilsin eller
Güz gelince bağda
döker gazeller
Hani nerde kaldı
eski güzeller
Şimdikiler bir
yatakta bile yatmıyor.
Kalp gözünü aç da
şu dünyaya bak
Ne muazzam
düzen kurmuş yüce hakk
İyi kimseler
varda kötüler çok
Allah esirgiyor
dünya batmıyor.
Önümüz akşamdır
gün oldu kindi
Ey İsmetî yolun
yokuştur şimdi
Acaba Kerem’de
böyle mi yandı?
İçerim yanıyor
duman tütmüyor.
*
GEL SEVGİLİM
BARIŞALIM
Böyle küskünlük
olur mu?
Gel sevgilim
barışalım
Küskünle mutlu
olur mu?
Gel sevgilim
barışalım.
Gel sevgilim
barışalım
Kol kol olup
dolaşalım
Âşıkane konuşalım
Kumru gibi
koklaşalım.
Dargınların yüzü
gülmez
Dertlerini kimse
bilmez
Dargınlığı Allah
sevmez
Gel sevgilim
barışalım.
Gel sevgilim
barışalım
Sevgi neşeyle
coşalım
İnsanlıkda
yarışalım
Gel sevgilim
barışalım.
İyi insanlar hiç
darılmaz
Dargınlıklar hoş
görülmez
Seven gönüller
yorulmaz
Gel sevgilim
barışalım.
Dargınlık bağrımı
deldi
Fani dünya kime
kaldı
Teklif İsmetî’den
geldi
Gel sevgilim barışalım.
*
BAY ve BAYAN İKİ
ÂŞIĞIN ŞİİR DİLİ ile KARŞILIKLI SÖYLEŞİSİ
Aldı Nursuna
Bakalım Ne Söyledi: Üç aydır aşkınla döndüm şaşkına
Merhamet
bana Allah aşkına
Seni
yerleştirdim gönül köşküne
Kabul
eyle seviyorsan Huda’yı.
Aldı İsmetî Bakalım
Ne Söyledi: Yüzün hatırlatır ondörtlük
ayı
Güzelliğin
aklı edecek zayi
Sunam
sen küçüksün var daha büyü
Sen
şimdi bilmesin aşkı sevdayı.
Aldı Nursuna
Bakalım Ne Söyledi.: Sevda yeli eser oldu başımda
Nur
parlıyor gül yüzümde kaşımda
Güzel
kız evlenir ondört yaşında
Ben
de bilir oldum aşkı sevdayı.
Aldı İsmetî
Bakalım Ne Söyledi: Güzele yakışır acem kınası
Bu
dünyanın olmaz herdem sefası
Bu
hayatın çoktur cevri cefası
Sunam
çekemezsin cevri cefayı.
Aldı Nursuna
Bakalım İsmetî’ye Ne Söyledi: Gönlümün bağında açıldı güller
Gül
gonca olunca şakır bülbüller
Her
şeye katlanır seven gönüller
Seviyorum
kabullendim cefayı.
Aldı İsmetî
Bakalım Nursuna’ya Ne Söyledi: Ben
âşığım doğru yoldan çıkamam
Durgun
suyum bulanıp da akamam
Kanunlara
aykırı işler yapamam
Kanun
bize zindan eder dünyayı.
Aldı Nursuna
Bakalım İsmetî’ye Ne Söyledi: Nursuna
diyor ki aşkına yandım
Yalvara
yalvara bittim tükendim
Bir
genç güzel kızı kırmasın sandım
Terk
edip gidelim bizde bu köyü.
Aldı İsmetî
Bakalım Nursuna’ya Ne Söyledi: İsmetî der
ki daha gülemem
Koy
aksın gözyaşım daha silemem
Çok
güzelsin sunam huyun bilemem
Ne
değerse değer güzelin huyu.
NOT.: Sonu hazin,
ayrılık, gözyaşları içinde elveda oldu.
*
AKLIM BAŞIMDA YOK
YÂR SEN GİDELİ
Aklım başımda yok
yâr sen gideli
Ben mecnundan öte
deli oldum deli
Haberin getirse
birseher yeli
Sevinçten uçarım
dünya güzeli.
Nurperi çok hayin
ağlattı beni
Gözyaşlarım
ıslatıyor cihanı
Mutlu günlerimiz
ne oldu hani?
Ölürüm yiterim
unutmam seni.
Yâr aşkına
dokurum sazda tellere
Bülbüller âşıktır
gonca güllere
Dokunmayın beyler
şu güzellere
Onlardır dünyanın
neşesi şanı.
Nurperi
hasretinle nasıl yaşarım
Aşkı sevdan ile
dolar taşarım
Dünyanın ucundan
çağırsan beni
Cana minnet deyip
sana koşarım.
Öyle tahrip etdi
beni felek
Ne bir hayal
kaldı ne bir düş kaldı
Gönül bağım öyle
viran oldu ki
Ne bülbül sedası
ne bir kuş kaldı.
Âşık İsmetî’yim
kınaman beni
Ben yitirdim elâ
gözlü ceylanı
Hani vaat ettiğin
mutluluk hanı?
Vefasızlar
kahrediyor insanı.
*
DUMANTEPE BAŞI
KARDIR BORANDIR
Dumantepe başı
kardır borandır
Sevgilim gideli
hayli zamandır
Sensiz öksüz
kalan gönlüm virandır
Gel usul boyuna
kurban olduğum.
Her gece rüyamda
seni düşlerim
Uyanınca ağlamaya
başlarım
Senin için
çağlıyor gözyaşlarım
Sil usul boyuna
kurban olduğum.
Varlığın âşığa
şereftir şandır
Gözlerimden akan
yaş değil kandır
Gülüşlerin
dertlerime dermandır
Gül usul boyuna
kurban olduğum.
Çekerim senin
için dünya gamını
Beklerim ağzından
bir kelamını
Gelemesen bana
bir selamını
Sal usul boyuna
kurban olduğum.
Ayın ondördüne
benziyor yüzün
Kudretten sürmeli
elâdır gözün
Ağzın kına kaşığı
çok tatlı sözün
Bal usul boyuna
kurban olduğum.
İsmetî’yi ettin
duygu pınarı
Yüreğime koydun
ateşi narı
Vefasızlık yapıp
terk etme bari
Dal usul boyuna
kurban olduğum.
*
-Yaşanmış Maznun
Hikâye-
ANKARALI MEŞHUR
ÂŞIK ÖMER’İN
KARA SEVDASI
Ankaralı Âşık
Ömer gibi oldum
Bir vefâsız yâre
bağlandım kaldım
Yanıklı ahımı
göklere saldım
Ömer gibi başım
alıp gideyim.
Âşık Ömer yanmış
bir Bey kızına
Kırk yıl düşmüş
vefasızın izine
Sonunda kanlı yaş
dolmuş gözüne
Ömer terk-i sıla
etmiş ben de edeyim.
Kız demiş olmaz
ben bir Bey kızı
Yerin çiçeğim
göğün yıldızı
Sen fakir ben
zengin gülerler bizi
Kırk yıl bekleyen
fakiri nideyim?
Âşık Ömer başını
alıp gitmiş
Uzak diyarlara
kapağı atmış
Âşık Ömer başını
alıp gurbete gitmiş
Uzak diyarlara
kapağı atmış
Varmış bir diyara
bir bakkal tutmuş
Demiş sazı bir
köşeye takayım
Ömer bakkal,
dönelim Bey kızına
Kimseler bakmamış
hayin yüzüne
Bir ateştir yanar
olmuş özüne
Demiş Ömer’in
yolunu tutayım
Tebdil-i kıyafet
düşmüş yola
Bu destanda
düşmüş dilden dillere
Seyyah olup
geçmiş ilden illere
Akşam olmuş demiş
burada yatayım.
Sabah olmuş
seyyah âşık uyanmış
Uyanmış da yüreği
aşka yanmış
Gitmiş bakkal
kapısına dayanmış
Demiş şimdi
kendimi tanıtayım.
Kız bakmış Âşık
Ömer unutmuş
Kader vurmuş Ömer
boynunu bükmüş
Bakkalında bir
geçim yolu tutmuş
Derdi altmış iken
dert olmuş yetmiş.
Kız tenhaya
varmış bağlamış atını
Çıkarmış üstünden
erkek kıyafetini
Giyinmiş paşa
elbisesi olmuş paşa kadını
Kalbur elek
satmayı gayri ihtiyar etmiş.
Âşık Ömer’in aşkı
da kızın gönlüne düşmüş
Ömer’in aşkınla
nankör kız yanmış tutuşmuş
Bakkalın önünde
çok gezmiş çok dolaşmış
Bakkalın önünden
çok gelmiş geçmiş.
-Bey kızı
dayanamamış konuşmuş bakalım
Âşık Ömer’e neler
söylemiş..Aldı Bey kızı
kalbur ve elekleri koluna takıp söylendi:-
Bey kızı der
kalbur satarım, elek satarım
Kırk yıllık
sevdayı yıktı kaderim
Âşık Ömer ben
senden de beterim
Şimdi kalbur
satarım, elek satarım.
Âşık Ömer
sesinden tanımış kızı
Düşmüş yüreğine
bir ince sızı
İndirmiş köşeden
dertli sazı
Bir ah çekmiş
kanlı yaş dolmuş gözü.
Âşık Ömer almış
sazı eline
Çok üzülmüş kızın
mahzun hâline
Dertli dertli
vurmuş sazın teline
Şunlar gelmiş
Âşık Ömer diline
Bakalım Bey
kızına neler anlatmış:
İsmine nail
olmayan dilberin
Çarkına yapar
felek
Mihnetin sevdanın
zamanı geçti
Şimdi ister
kalbur sat, ister elek.
Bey kızı Ömer’den
duyunca bu sözleri
Kanlı yaşla doldu
kızın güzel gözleri
Yürümeye tutmaz
olmuş dizleri
Ağladı ağladı çok
feryat etdi.
Bey kızı ağladı
ağladı bindi atına
Yürek
dayanmıyordu feryadına
Boynu bükük döndü
memleketine
Kırk yıllık sevda
böylece bitdi.
NOT.: Nurperi de
işte beni böyle etdi
Kerem etdi dertli
dertli söyletdi
Mecnun etdi beni
çöllere susuz atdı
Nurperi Âşık Ömer
gibi beni inletdi.
Aman gençler
vefasıza kanmayın
Yalan sözlerine
siz aldanmayın
En sonunda benim
gibi yanmayın
Vefasızlar yakdı
beni mahvetdi.
Ben Âşık Ömer
gibi oldum bilesin
Ey Nurperi
şeytanından sen belanı bulasın
Sen de o Bey kızı
gibi sararasın solasın
Yataklarda
çürüyesin kalasın
Âşık İsmetî’nin
ahı tutdu diyesin.
Size derim ergen
kardeşler
Sevmeyen güzeli
siz de sevmeyin…
Yine bahar geldi
ötüyor kuşlar
Yürekde acılar
gözümde yaşlar
Size derim size
ergen kardeşler
Sevmeyen güzeli
sizde sevmeyin.
Bu gençlikde
kaynayıp da coşup da
Vefasızın
arkasında da koşup da
Düşünmeden
vefasıza düşüp de
Yandım deyip
dizinizi dövmeyin.
Akıl ermez
vefasızın işine
Gardiyan kesilir
senin başına
Zehir katar
ekmeğine aşına
Vefasız alıp da
kara giymeyin.
Tarlanın bahçenin
düzünü alın
Tarağına bakın
bezini alın
Vefalı annenin
kızını alın
Dertsiz başınızı
derde koymayın
İsmetî der
vefasız ızdırap verir
Acı sözlerinden
yürekler erir
Şeytan vefasızı
cazip gösterir
Aman gençler kör
şeytana uymayın.
*
AYRILIK HASRETİ-
AYRILIK ACISI
Ayrılık ölüm
derlerdi ben inanmazdım
Başıma geldi de
şimdi inandım
Çok sevdiğim
güzel beni terk etdi
Yandım ateşlere
odlara yandım.
Yandım Ey Nurperi
yürekten yandım
Kendim gibi seni
vefalı sandım
Nice güzellere
ben aldanmadım
Vefasız güzel
yıkarmış şimdi inandım.
Kınalı keklik
gibi bağıma kondu
Nurperi gözümde
Leyla’ya döndü
Nurperi yanında
gönlüm çok şendi
Şimdi baykuş
doldu virana döndüm.
Yandım Kerem gibi
ateşe yandım
Vefasız güzeller
yıkar inandım
Vefasızı vefalı
sandım aldandım
Hasreti tahrip
etti virana döndüm.
Kardeş hor bakma
bana
Bir teselli ver
bana
Ayrılık acısını
sen bilmesen
Sor bana.
Ne zormuş sor
bana.
Dertli İsmetî der
Hurî sanmıştım Hurî
Meğer vefasız
hercainin biri
Beni terk etmeyen
vefalı yâri
Ölüp gidene dek
terk etmem kendim.
* BİR HÂYİN
GÜZELE
YARANAMADIM
Güzel diye gitdim
köyümden aldım
Kendi rızasıyla
aldım da geldim
Onu Leylâ bildim
ben mecnun oldum
Yine bu güzele
yaranamadım.
Davaya başladı
kırkı dolmadan
Gelinlik kınası
henüz solmadan
Bunca yıllar
geçti bana gülmeden
Ben hâyin güzele
yaranamadım.
Mevlâm düşürmesin
hâyin güzele
İnsan idim katdı
beni gazele
Tarihe yazılsa
çektiğim çile
Olmadı güzele
yaranamadım.
İstedim ki yesin
şekerler ballar
Korudum değmesin
rüzgârla dallar
Bana hor göründü
başka güzeller
Ben hâyin güzele
yaranamadım.
İlk yıllarda onu
bir melek sandım
Onu korumaya
silah kuşandım
Meğer diktatörmüş
boş yere yandım
Diktatör güzele
ben yaranamadım.
İsmetî’yim
yıllarım heder oldu
Zalim yarla bir
ömür geçer oldu
Gözyaşlarım akdı
kalbime doldu
Otorite güzele
ben yaranamadım.
*
BİR KIZ YARALADI
BENİ KURTARIN
Aşk hançeri yedim
yaram çok derin
Yetişin komşular
bu hâlimi görün
Merhem sürün yaralarımı
sarın
Bir kız yaraladı
ah beni kurtarın.
Her şeyi konuştuk
iyice anlaştık
Ayrılık yok diye
yeminler içtik
Sevda potasında
kaynadık piştik
Kelebekler gibi
sevindik uçtuk
Bir kız yaraladı
beni kurtarın.
En ağır yeminler
etmişti bana
Yürekten âşığım
diyordu sana
Sonra hançer
vurdu boyadı kana
Bir kız yaraladı
beni kurtarın.
Buna sebep oldu
zalim babaannesi
Hâlâ kulağımda o
kızın güzel sesi
Yakdı beni
güzelliği iş ve cilvesi
Bir kız yaraladı
beni kurtarın.
Her fırsat
buldukca gelir giderdi
Gönlümü bulmaya
çok dil dökerdi
Babam çok
zalimdir kaçalım derdi
Ben razı olmadım
bıçağı vurdu
Bir kız yaraladı
beni kurtarın.
Ben bu güzel
kızdan hep uzak durdum
Nurperim var diye
ona söylerdim
Sanmayın o kıza
ben elimi sürdüm
Ben oyun oynamam
mert oğlu merdim
Bir kız yaraladı
beni kurtarın.
Dedim daha toysun
çok düşün-taşın
Bekle bari
onsekiz olsun yaşın
Şavkını almışsın
ayın güneşin
İsmetî’yle belâya
girer başın
Vurdu yaraladı
kurtarın beni.
*
BU DERTLİ MEKTUBU
SANA
Bu dertli mektubu
sana
Önce selam salan yazdı
Yirmi dört ayar
altınsın
Kıymetini bilen
yazdı.
İsmin dillerimde
hece
Bu iş oldu bir
bilmece
Bunca yıldır
beraberce
Ağlayıp da gülen
yazdı.
Seni bir melek
bilen
Ta yürekten âşık
olan
İki elinde
mendilden
Gözyaşını silen
yazdı.
Sen benim bağrım
yakınca
Duman tüter ince
ince
Sen bu yerlerden
gidince
Öksüz garip kalan
yazdı.
Bıktım dünyanın
gamından
Bu hesabın
toplamından
Ey Nurperi
özleminden
Yana yana ölen
yazdı.
Bıktım kara
bağlamaktan
Seller gibi
çağlamaktan
Hasretinle
ağlamaktan
Sararıp da solan
yazdı.
Nurperinin billur
sesi
Bağların gül
menekşesi
İsmetî hayat
çeşmesi
Hasretinle dolan
yazdı.
*
-Maznun Hikâye-
BEN LOKMAN
HEKİM’İN OĞLU GİBİ OLDUM
Ben Lokman
Hekim’in oğlu gibi oldum
Onun da derdi ne
bilinmemişdi
Çeke çeke bir
dert ile ölmüştü
Derdine bir çare
bulunmamıştı.
Lokman Hekim
derde derman ararmış
Uçan kuştan
çiçeklerden sorarmış
Oğlu karnım
karnım diye ağlarmış
Onun da gözyaşı
silinmemişti.
Lokman Hekim oğlu
da ölüp gitmiş
Bu fırkatda
anne-babaya yetmiş
Lokman Hekim
oğlunu otopsi etmiş
Lokman daha
dünyada gülememiş.
Otopsi de mideden
kemik çıkmış
Lokman Hekim o
kemiğe çok bakmış
O kemiği bir
bıçağa sap takmış
Bıçağı aşçıdan
başkasına vermemiş.
Aşçı o bıçakla
sebze doğrarmış
Lokman Hekim
gider-gelir lokantaya uğrarmış
Turuba sürüldükçe
bıçak perirmiş
Malûm kemik
turuba dayanamamış.
Azrail Lokman’a
yapmış hitabı
Lokman’ın elinde
tıbbın kitabı
Cebrail kitaba
vurmuş kanadı
Koca kitap gitmiş
bulunamamış.
Lokman ölüme
çareden vazgeçti
Cebrail çırpındı
göklere uçtu
Kitapdan bir
yaprak arpa bağına düştü
Onun için arpa
ilaç olmuştu.
Lokman kemiğin
turupla eridiğini gördü
Ah etdi yürekde
çoğaldı derdi
Demek ki her
derdin dermanı vardı
Turubu ilaçları
arasına neden almamış.
Lokman turubu
ilaçları arasına almış
Halk da turubu
dertlere derman bilmiş
Lokman
bitkilerden çok ilaç bulmuş
Çaresiz dert
ihtiyarlıkla ölüm kalmış.
Lokman Hekim
aramış ölüme çare
Yapmış hesabını
kendine göre
Can otunu almaya
gelmiş sıra
Cenab-ı Allah ona
razı olmamış.
Can otu almaya
yollara düşmüş
Köprü üstünde
Cebrail ile buluşmuş
Hazret-i Cebrail
Lokman ile konuşmuş
Ölüme çareye
yetki vermemiş.
Lokman aramış
sayfayı bulmuş
Arpa tarlasından
sayfayı almış
Ölüme çareden
vazgeçtim demiş
Dünyaya doktorluk
Lokman’dan kalmış.
İsmetî der işte
böyle bu işler
Ecelin önünde eğiktir
başlar
Milyarlarca insan
toprak olmuşlar
Bu dünyada kimse
baki kalmamış.
*
HEY AĞALAR!
BEN LEYLÂ’MI
YİTİRDİM?
Hey ağalar ben
Leylâ’mı yitirdim
Çok aradım
bulamadım Leylâ’mı.
Derdim beşyüz idi
bine yetirdim
Çok aradım
bulamadım Leylâ’mı.
Yoktur güzellikte
Leylâ gibisi
Ona kurban yüz
güzelin hepisi
Nurdan mı halk’
olmuş vucüt yapısı
Çok aradım
bulamadım Leylâ’mı.
Aradım Leylâ’mın
evine vardım
İleriye dönük
hayaller kurdum
Uçan kuştan bile
Leylâ’mı sordum
Çok aradım
bulamadım Leylâ’mı.
Leylâ’nın hasreti
beni ezdi bitirdi
Hasret yüreğime
çöktü oturdu
Çarkı kırılası
felek Leylâ’yı yitirdi
Çok aradım
bulamadım Leylâ’mı.
Leylâ’sı yitenler
böyle mi ağlar?
Leylâ Leylâ deyip
ırmaklar çağlar
İsmetî der sizde
mi dumanlı dağlar
Çok aradım
bulamadım Leylâ’mı?
*
BEN DE ŞAŞTIM
ŞU DERYÂ’NIN
İŞİNE
Ben de şaştım şu
deryânın işine
Çırpınıp duruyor
hiç yorulmuyor
Kader böyle bir
dert geldi başıma
Hastayım hatırım
hiç sorulmuyor.
Yandı yandı
yüreğim püryân oldu
Gözyaşlarım
yoluna revân oldu
Gönlümün bahçesi
perişan oldu
Hazan vurdu
gülleri derilmiyor.
İnsan olan sahip
çıkar yurduna
Kaptır yavrusun
yaban kurduna
Herkes düşmüş
dünya malı derdine
Sevap değil
hastaya varılmıyor.
Karlar yağdı
güvendiğim dağıma
Yaralandım
yatamadım sağıma
Sam yelleri esdi
gönül bağıma
Viran bağda
bülbüller görülmüyor.
İsmetî der mevlâm
esirge bizi
Şifa ver sinemde
bitsin bu sızı
Bulandı gönlümün
derya denizi
Bulandı da bir
daha durulmuyor.
*
DELİ GÖNÜL DİNLE
BENİ
Deli dönül dinle
beni
Biraz nasihat tut
gönül
Terk edip giden
güzeli
Artık sen de unut
gönül.
Gönül nice oldu
hâlin
Çağladı gözyaşı
selin
Öyle vefasız
güzelin
Var anasını sat
gönül.
Kucakla sabır
taşını
Dindir gözünün
yaşını
Vefasızın
gidişini
Etme kendine dert
gönül.
Vefasızlara
aldandın
Tatlı dillerine
kandın
Gülhan ateş gibi
yandın
Al bunlardan
ibret gönül.
Mevlâ’ya boyun
bükelim
Gözyaşımızı
dökelim
Dünyada çile
çekelim
İyi olsun ahiret
gönül.
Derdini dök saza
Vefasıza değmez
bile
Seni sevmeyen
güzele
Sen de verme
kıymet gönül.
Ateş attılar
serine
Bu yara gider derine
Güzellerin bol
yerine
Sen de kapağı at
gönül.
Aman Âşık İsmetî
olma ası
Can katar yayla
havası
Bu dünya sabır
dünyası
Sabret gönül
sabret gönül.
*
MÜJDELER OLSUN
HÂYİN YÂR
Müjdeler olsun
hâyin yâr
Gider oldum
köyünüzden
Güzellik de sen
bir nigâr
Bıktım kötü
huyunuzdan.
Mevlâdan dilerim
sabır
Bu hayatın sonu
kabir
Bunca hiddet
bunca kibir
Miras kalmış
soyunuzdan.
Bu yıllarda
dertlerim çok
Talihsizim
acıyanım yok
Acı sözler
temrenli ok
Bana atarsın
yayınızdan.
Ülkede susuzluk
çıksa
Harareti bağrımı
yaksa
Sizin pınarınız
aksa
Bir su içmem
suyunuzdan.
İsmetî der gonca
güldün
Bülbülüne bakmaz
oldun
Zulüm derslerimi
aldın
Amcanızdan
dayınızdan.
*
UNUTMAK İSTEDİM
UNUTAMADIM
Nurperim bu
yerden gitdi gideli
Beni sevdâlara
salan güzeli
Gözümden akıyor
göz yaşı seli
Kurutmak istedim
kurutamadım.
Yollar beni
gurbete bağlıyor
Yâr hasreti
yüreğimi dağlıyor
Hasret dolu deli
gönül ağlıyor
Ağlayan gönlümü
avutamadım.
Yine arzuladım
melek huyumu
Güzeller içinde
suna boylumu
Darılıp da giden
güzel leylimi
Yalvardım
yakardım durudamadım.
İsmetî ayrılmış
lebi lâlinden
Bilmiyorlar ben
garibin hâlinden
Hayli aldım
sattım dünya malından
Hergün zarar
etdim kâr edemedim.
Yiğit derler yüce
dağlar aşana
Âşık derler
kaynayıp da coşana
Mevlâm yardım
etsin, merhamet etsin
Bencileyin yârdan
ayrı düşene.
*
“YARA DERİN”,
DİYE DOKTOR
SARMADI
Yaram derin diye
doktor sarmadı
Bacım uzak geçti
hâlim sormadı
Görmezlikten
geldi beni görmedi
Gözyaşlarım
Ceyhun oldu durmadı.
Çok isterdim
eller gibi gülmeyi
Gönül dengi yâr ile
mutlu olmayı
İsterdim dünyadan
murad almayı
Felek engel oldu
aman vermedi.
Hemen karaları
bağlama gönül
Ah edip yüreğim
dağlama gönül
‘Hani cevap’,
diye ağlama gönül
Belki mektup
telli yâre varmadı.
Cahillikten neler
geldi başıma
Felek avu kattı
pişmiş aşıma
Ölünce yazılsın
mezartaşıma
Bu dünyada
muradına ermedi.
Âşık İsmetî ağlar
ahuzarnan
İşim olmaz
kumarınan barınan
İyi anlaştığım
şirin yârınan
Nasip olup dem-i
devran sürmedi.
*
NEREDESİN
ELÂ GÖZLÜM
NEREDE?
Sazım da köşede
küstü asılı kaldı
Gönül nazlı dosta
küsülü kaldı
Bu hazin ayrılık
bağrımı deldi
Neredesin elâ
gözlüm nerede?
Çok özledim
dostum o mah yüzleri
Cilve-nazla
mestederdin bizleri
Şekerden
şerbetten tatlı sözleri
Neredesin şeker
sözlüm nerede?
Bakamazdım nur
parlayan yüzüne
Hayran olmuş idim
şeker sözüne
Doyamazdım edâ,
iş ve nazına
Neredesin melek
yüzlük nerede?
Özleminden oylum
oylum yanardım
Sen ikrar
verirdin ben inanırdım
Yüzünü gördükce
melek sanırdım
Neredesin melek
yüzlüm nerede?
İsmetî der
yüzünde nur musun?
Ey Nurperi! Yâr
değil ağyâr mısın?
Benim gibi aşka
gelip der misin?
Neredesin eli
sazlım nerede?
* ÇOBAN OLAN
GİDER
KOYUNUN YAYLAR
Çoban olan gider
koyunun yaylara
Âşık olan aşkın
deryasın boylar
Dertli olan insan
derdini söyler
Derdini söyleyen
insan açılır.
Dertsiz olan
bilmez dertli hâlinden
Bülbül olan
geçmez gonca gülünden
Güler yüzlü
sevecen yâr elinden
Zehir olsa kadeh
kadeh içilir.
Mevlam kimseleri
etme sahipsiz
Benim derdim
kaldı böyle takipsiz
Bir yâr sevdim
güzellik de rakipsiz
Yüz bin güzelin
içinden seçilir.
Gariptir dünyada
insanlık hâli
İnsanın boynunda
ağır vebâli
İnsan yeryüzünde
ekin misali
Bir gün gelir
ekin gibi biçilir.
İsmetî der yanar
bağrım külhandır
Ahirete sermaye
dindir imandır
İnsan bir
yolcudur dünya bir handır
Bir gün gelir bu
handan göçülür.
*
KÖYÜMÜ VİRÂN
BIRAKTIN
Gözümü yaş kan
bıraktın
Gönlümde figan
bıraktın
Sunam terk-i sıla
etdin
Köyümü virân
bıraktın.
Özünü hakk’a
bağlayan
Ah ile yürek
dağlayan
Senin için kan
ağlayan
Bir yaralı can
bıraktın.
Yitirdim çifte
benlimi
Talihsiz kara
günlümü
Gittin de garip
gönlümü
Yıkılmış bir han
bıraktın.
Hani ikrarların
hani?
Gülüşün değer
cihanî
Ellerim koynumda
beni
Acımadan sen
bıraktın.
İsmetî’nin bahtı
kara
Özleminle düşmüş
dara
Ey Nurperim peşin
sıra
Bir melûl cihan
bırakdın.
*
KARA SEVDA
Selâm söylen
nazlı yâra
Hasretinden
düşdüm dara
Ben de kara
bahtım gibi
Başdan başa
giydim kara.
Yakdı güzellerin
hası
Bu da feleğin
cezası
Yürek oldu dert
deposu
Dert yığıldı sıra
sıra.
Hergün oluyor
zararım
Kalmadı sabrım
kararım
Mecnunum seni
ararım
Leylâ isen sen de
ara.
İsmetî der Leylâm
nerde?
Hasret ateşleri
serde
Gizli sevda
çekenlerde
Yürek olur pare
pare.
*
EY NURPERİM!
SEN BU YERDEN
GİDELİ…
Ey Nurperim! Sen
bu yerden gideli
Kaldık bu
yerlerde biz melûl melûl
Gidip bu yerleri
virân edeli
Sensiz geçen
bahar yaz melûl melûl.
Ben düşmüş
ağlarken kaldırdın beni
Aşkı sevdayınan
doldurdun beni
Şimdi hasretinle
öldürdün beni
Bari mezarımı kaz
melûl melûl.
Nurperi aşkından
düştüm figana
Böyle zulüm etmez
insan insana
İnsaf et de
birgün bir mektup bana
O nazik ellerle
yaz melûl melûl.
Sevdan bana aşdı
bunca işleri
Akıtdın gözümden
kanlı yaşları
Bana sevdirdiğin
sırma saçları
Tara ak gerdana
diz melûl melûl.
Âşık İsmetî
ağlıyor daha gülmüyor
Çoğaldı gözyaşı
daha silmiyor
Diller söylemiyor
teller çalmıyor
Asılmış köşeden
saz melûl melûl.
* BEN BÖYLE ÂŞIK
OLDUĞUM
Ben böyle âşık
olduğum
Aşkı sevdayla
dolduğum
Gözyaşlarımı
sildiğim
Bir güzelin
eseridir.
Mumlar gibi
eridiğim
Çıra gibi
kuruduğum
Evden barkdan
farıdığım
Bir güzelin
eseridir.
Uğrun uğrun
yandıklarım
Pervane olup
döndüklerim
İçip içip
kandıklarım
Bir güzelin
eseridir.
Ah edip
ağladıklarım
Karalar
bağladıklarım
Yüreğim
dağladıklarım
Bir güzelin
eseridir.
İsmetî âşık
olduklarım
Saçlarımı
yolduklarım
Uykularım
böldüklerim
Bir güzelin
eseridir.
Etrafımı
üzdüklerim
Derde destan
yazdıklarım
Melûl melûl
gezdiklerim
Bir güzelin
eseridir.
Yeni mecnûn diyor
ki
Nurperiye:
Aşkın ateş gibi
düştü bu cana
Sevdan serum gibi
karıştı bu kana
Bin güzel bir
yana sen bir yana
Karşı karşıya
koysalar
Nurperiyi
bir yana koysalar
Hangisini alırsın
diye?
Bana sorsalar:
Âşık İsmetî’nin
sevinçle
Nurperi’ye
koştuğunu görseler…
* YARA HİCRAN
OLDU
DÜŞDÜ DERİNE
Ey Nurperi! Beni
aşkına yakdın
Kara sevdalara
beni bıraktın
Aşkın bomba idi
kalbime atdın
Kalbimi çevirdin
yangın yerine.
Gitdin geldin
yüzüme güldün durdun
Ben seninim
derdin yemin ederdin
Aşkın hançerini
sineme vurdun
Yara hicran oldu
düşdü derine.
Aşkın ile yanarım
ben için için
Avrupa’ya değer
bir tutam saçın
Söyle güzel söyle
gençliğin için
Müslüman yâr
zulmeder mi erine?
Yandım güzel sana
yürekten yandım
İkrar sözlerine
kandım inandım
Tekmil güzel için
çok yer dolandım
Rastlamadım senin
gibi güzel birine.
Sen giderken
bekle gelecem dedin
And içtin gelmeye
niçin gelmedin?
Yaşlı gözlerimi
yollarda kodun
Sazı ortak etdin
İsmetî’nin kederine.
*
BANA İKRAR VERDİN
–
BANA SÖZ VERDİN
Bana ikrar
verdin, bana söz verdin
Beni görmek için
gelir giderdin
Sen ağlama ben
tez gelirim derdin
Neredesin güzel
boylum nerede?
Gelir gider gamlı
gönlüm alırdın
Saatlerce
yanlarımda kalırdın
Senin ile mutlu
olduğum bilirdin
Suna boylum
neredesin nerede?
Gelir gider benle
gülüp ağlardın
Ağladıkca yüreğim
dağlardın
Cenberini bir hoş
cazip bağlardın
Neredesin melek
huylum nerede?
Beni âşık etdin
dilim çözüldü
Sen gideli
yüreğim çok ezildi
Bunca şiir aşkın
ile yazıldı
Neredesin asil
soylum nerede?
İsmetî der
dillerin şeker baldı
Tatlı diller beni
sevdaya saldı
Neredesin güzel
leylim nerede?
*
YAYLA YOLLARI
YOKUŞDUR
Yayla yolları
yokuşdur
Yol gözleyen
gözüm yaşdır
Yenile sevdiğim
güzel
Cümle güzellere
başdır.
Ey Nurperi!
Nerdesin gel
Bağlar gözün
döker gazel
Yenile sevdiğim
güzel
Şirin’e Leylâ’ya
eşdir.
Can yoldaşı ettik
sazı
Dertleşiriz bazı
bazı
Nurperimin o mah
yüzü
Sanki yakıcı
güneştir.
Nurperim bir gonca
güldür
Aşkından olmuşum
deli
Güleç yüzü mah
cemali
Hem ekmektir hem
de aşdır.
Aşk ateşi attın
bana
Sevdan işledi
cana
Kınalı ellerle
name
Yaz güzel bana
ulaştır.
Dikenli bahçenin
gülün deresen
Ey güzel! Başına
belâ ararsan
Ağyâr aşığının
hâlini sorarsan
Hasretinden
gözleri dolu yaşdır.
Âşık olan gizli
sırrı bildirmez
Hiçbir bir güzel
senin yerin doldurmaz
İsmetî’yi böyle
ağlattın gittin
Mevlâm zalim
sevmez, seni güldürmez.
İsmetî’ye verdin
meyil
Eyle vuslatına
nail
Seninkisi yürek
değil
Belki demir,
belki taşdır.
*
TALİHSİZ OLURSA
DÜNYADA KİŞİ
Talihsiz olursa
dünyada kişi
Her dem ona gelir
feleğin taşı
Ne kadar iyi olsa
yürekten sevse
Birgün düşman
olur en can yoldaşı.
İnsanoğlu akl-ı
selim yaşarsa
Bir yârin uğrunda
dağlar aşarsa
Salise munise
yara düşerse
Ekmek şeker olur,
bal olur aşı.
Sevdiğim güzelim
onsekiz yaşı
Kudretten sürmeli
kirpiği, kaşı
Sevip sevdiğini
almayan kişi
Yüreğinde sönmez
aşkın ateşi.
Nasıl sevmeyeyim
ben de insanım
Aşkından yanıyor
damarda kanım
Nurperimin
gülüşüne hayranım
Gülerken oynaşır
kirpiği, kaşı.
İsmetî’nin dertli
dumanlı başı
Değirmen dönderir
gözünün yaşı
Dertli hâlin
sormaz bacı-kardaşı
Çöllerde veriyor
yaşam savaşı.
*
NURPERİ
SENİN İÇİN
DAĞLAR AŞARIM
Nurperi senin
için dağlar aşarım
Aşkın ile
kaynayıp da coşarım
Dünyanın ucundan
çağırsan beni
Cana minnet deyip
sana koşarım.
Aşkın ile yandım
yandım kül oldum
Aşkın deryasına
akan sel oldum
Dut yemiş
bülbüller gibi lal oldum
Senin hasretinle
nasıl yaşarım?
Haberini alsam,
sevinsem, gülsem
Mevlâm nasip etse
gözyaşım silsem
Acep nere gittin
izini bulsam
Kerem gibi
yollarına düşerim.
Niçin sevdim
hayin kaşı, kemanı
Hiç yoğumuş
merhameti, imanı
Hani netdin bunca
ahdı amanı?
Kalbin demir, taş
mı diye şaşarım.
Nurperi İsmetî’yi
sen etdin âşık
Sırma saçın ak gerdana
dolaşık
Senin aşkın benim
aşkım karışık
Aşkın ateşinde
yanıp pişerim.
*
LEYLÂ’SINI
YİTİRMİŞ
MECNÛN GİBİYİM
Leylâ’sını
yitirmiş mecnûn gibiyim
Gezer uğrun uğrun
ararım böyle
Leylâ’nın
aşkından volkan gibiyim
Olmasa çereye
zararım böyle.
Zalim olur
ikrarından dönerse
Bülbül gibi
daldan dala konarsa
Güllerini bir
hoyrata sunarsa
Hoyratın kolunu
kırarım böyle.
Gönül düştü bir
zülfü bulaşığa
Yazık etdi
bencileyin âşığa
Havas ettim
ağaçda sarmaşığa
Ben Leylâ’mı
bulsam sararım böyle.
İsmetî der yâre bir
saray kursam
En nadide
eşyalarla doldursam
Gökyüzünden
yıldızları indirsem
Yârin sarayını
kırarım böyle.
Üç yıl oldu derde
düştüm hastayım
Dertli olunca
kalmadı amcam, dayım
Kadir mevlâm
nasip eyle gideyim
Şu hayin yârin
yanında kalmayım.
*
BU AYRILIK YAMAN
BİR DERT
Bu ayrılık yaman
bir dert
Dayanılmaz oldu
fırkat
Rabbim bana
merhamet t
Öldürüyor beni
hasret.
Pîr elinden bâde
içtim
Onun için
kaynayıp coşdum
Ben bir hâyin yâre düşdüm
Hava çeliğinden
de sert.
Allah’a yürekten
inan
İnananlar olmaz
pişman
Merhametsiz oldu
insan
Korkarım yakın
kıyamet.
İyi düşün dünya
hâlini
Yutuyor kızı
gelini
Yeme kardeş
elmalını
Bugün dünya yarın
ahiret.
Belli değil yerim
yurdum
Yürekte artıyor
derdim
Ben bir viran
bahçe gördüm
Bülbüller ediyor
feryât.
Dert çeşmesi
oldum dert ile doldum
Felek ispat eyle
nerede güldüm?
Güzellerden güzel
mücevher buldum
Kıymetini
bilemedim uçurdum.
İsmetî der dertli
özüm
Yaş doludur iki
gözüm
Allahım senden
niyazım
Sen bize eyle
merhamet.
*
BÂD-I SABAH
SELÂM SÖYLE
YÂRİME!
Bâd-ı sabah selâm
söyle yârime
Gelsin de
beldemi, ilimi görsün
Aşkı ateşi atdı
serime
Yandım da kül
oldum külümü görsün.
Vay zalim zalim
perişan hâlim
İşe güce şimdi
gitmiyor elim
Sen sebep oldun
büküldü belim.
İstemezdim böyle
düşem dillere
Acıklı perişan
hazin hâllere
Bu aşk mecnûn
etdi atdı çöllere
Gelsin de
çöllerde hâlimi görsün.
Vay zalim zalim
perişan hâlim
Sen sebep oldun
hasretin ölüm
Hasretin bastırdı
koynumda elim.
Dünya güzeli
Aynur
Yürek yandı oldu
kor
Eğer ayrılacaksak
Hançerini kalbime
vur.
Aman bâd-ı sabah
götür o yârı
Ölmeden yüzünü
göreyim bari
İsmetî çekemez bu
ahuzarı
Gelsin de yaptığı
zulümü görsün.
* ŞU GÖNLÜM
EYLENMEZ
OLDU NEYLEYİM?
Şu gönül eylenmez
oldu neyleyim?
Gönül eyleyecek
yâr ver yaradan
Yârim yok derdimi
kime söyleyeyim?
Derdimi
söyleyecek yâr ver yaradan.
Kadir mevlâm
şüphesiz ki sen varsın
Rabb’ül âleminsin
her zaman birsin
Gücün çokdur sen
her şeye kadirsin
Gönül bağlarıma
nur ver yaradan.
Hayat çeşmim
hasret özlem doluyor
Felekte takılıp
işim kalıyor
Felek muradıma
engel oluyor
Feleğin çarkını
kur ver yaradan.
Bu dertler
sinemde böyle mi kalsın?
Şifa ver Allahım
yüzümüz gülsün
Kalbimiz gönlüm
nura garkolsun
İhsan eyle bize
nur ver yaradan.
Coştu dertli
İsmetî gözyaşı seli
Sevip alamayan
olmaz mı deli?
Maşûkum Nurperi Suna
güzeli
Aman geç kalmasın
tez ver yaradan.
*
YÂR SEN BURADAN
GİDELİ
Yâr sen buradan
gideli
Gözyaşlarım revân
oldu
Ateşinle yürek
dolu
Yandı yandı
püryân oldu.
Beni etdin mecnûn
deli
Çağlıyor gözyaşı
seli
Sen bu yerlerden
gideli
Kasabamız virân
oldu.
Senin için kara
bağladım
Dertli yüreğim
dağladım
Tenhalarda çok
ağladım
Gözlerim yaş
dolu.
Çok güzeldin çok
da gökçek
Yanıyorum ocak
ocak
Mutlu iken
ayıracak
Felek de bizim
buldu.
Bilmem bu olanlar
hayal düş müdür?
Yoksa bencileyin
gözün yaş mıdır?
Beni gözü yaşlı
bırakıp gitdin.
Seningisi yürek
değil taş mıdır?
Odamda asılı
sazım
Yaş doludur iki
gözüm
Hasretim gözüm
yollarda
Uzak kaldı oğlum
kızım.
İsmetî çok melûl
kaldı
Âhını göklere
saldı
İlham perisi
gideli
Gönlümün gülleri
soldu.
*
KARA SEVDANIN
SON HASRET
İNLETMELERİ
Ayrı düştüm elâ
gözlü sunamdan
Başım kurtulmadı
efkardan gamdan
Gözlerim görmüyor
tozdan dumandan
Canım kardeşlerim
canım bacılar
Bana haber verin
telli turnamdan.
Eyvah! Telli
turnam yuvadan uçtu
Hangi ovaları
dağları aşdı?
Hangi ile hangi
göle düşdü?
Bana haber verin
telli turnamdan.
Bilmiyorum yolun
na yana döndü?
Avcı vurur diye
yüreğim yandı
Gurbet elde hangi
dallara kondu?
Bana haber verin
telli turnamdan.
Yardım edin
çaresize düşküne
Ant içmiştik
kavuşmaya beş güne
Yeri göğü
yaradanın aşkına
Bana haber verin
telli turnamdan.
Âşık İsmetî’yim
korkmam ölümden
Dertsizler ne
bilsin dertli hâlimden
O turnam anlardı
benim dilimden
Bana haber verin
telli durnamdan
Allı durnamdan
pullu durnamdan
Gözleri sürmeli
güllü durnamdan.
*
BİR VEFÂSIZ
BENİ ZORA DÜŞÜRDÜ
Bir vefâsız beni
zora düşürdü
Aklımı başımdan
aldı da gitdi
İş ve cilve ile
yaktı pişirdi
Pişmiş yüreğimi
böldü de gitdi.
Hâyin güzel
ikrarından durmadı
Gönül bir kez
muradına ermedi
Leblerinden bir
bergüzar vermedi
Hasreti yadigâr
kaldı da gitdi.
Dünyaya geleli
ben de gülmedim
Akdı gözyaşlarım
çoşdu silmedim
Gönül hırsızıymış
ben de bilmedim
Vefâsız gönlümü çaldı da gitdi.
Bunca yıldır beni
gafil avladı
Tatlı dillerinle
beni tavladı
Zülfün tellerine
beni bağladı
Sinem ateşlere
saldı da gitdi.
İsmetî der
vefâsız kasteddi bana
Nasıl kastdedilir
seven insana
Kanadı yaralar
döndü hicrana
Sinem delik delik
deldi de gitdi.
*
DELİ GÖNLÜMLE
SAVAŞIMIZ
Yetmedi mi
yücelerde uçtuğun
N’olur engine in
deli gönül
Vefâsızlar için
derde düştüğün
N’olursun akıllan
sen deli gönül.
Bak el âlem
vatanında kendi işinde
Sen gezersin
hayallerin peşinde
Ne işin var karlı
dağlar başında?
Gel bizim bağlara
kon deli gönül.
Bıktım gönül
ikrarından nazından
Az mı sürükledin
beni izinden
Çok çileler
çektim senin yüzünden
Gözüm yaşı oldu
kan deli gönül.
Netdim gönül sana
benden kaçarsın
Ok vurup sineme
yara açarsın
Yücelerden bir
meçhule uçarsın
Söz dinle de bana
dön deli gönül.
İsmetî der
ağladım gayri gülemem
Çoğaldı gözyaşım
daha da silemem
Yoruldum peşinden
daha da gelemem
Usandım kahırdan
ben deli gönül.
*
DERT ÜSTÜNE
DERDİM ÜSTÜNE
Bu dert geldi
girdi sere
Yine düştüm
doktorlara
Üç yıldır derde
düşeli
Tabib bulamadı
çare.
İşlerim hep kaldı
yarım
Bazen gözyaşı
dökerim
Kaderim deyip
çekerim
Ne yapayım bahtım
kara.
Üç yıldır yüzüm
gülmedi
Doktor derdimi
bilmedi
Elimde nakit
kalmadı
Dertlere yetmiyor
para.
Dünyada almadım
murad
Bu dert hiç
vermiyor rahat
Kadir mevlâm
merhamet et
Şifa ver düşürme
dara.
İsmetî der yine
coştum
Sargılı yaramı
açtım
Efkar denizine
düşdüm
Yürekde dert sıra
sıra.
*
KARA SEVDA
SÖYLETİYOR
Sana derim sana
Samsun meralı
Aşkına düşeli
yürek yaralı
Ey Nurperi! Aşkın
ile inlerim
Aşk okun kalbime
vurdun vuralı.
İsmetî’yim
muradıma ermedim
Şu dünyada senden
güzel görmedim
Yâr senin ile
dem-i devran sürmedim
Sıra dağlar gibi
derdim sıralı.
*
ZALİM SIRA DAĞLAR
KESMİŞ ARAYI
O yâr açtı
yüreğimde bu yarayı
Cerrah bulamadı
derde çareyi
Özledim yârimi
göremiyorum
Zalim sıra dağlar
kesmiş arayı.
Sunamı alan
dilerim çok belâ bulsun
Benim gibi gönlü
kederle dolsun
Demişler ki bir
kişi dertli olsun
Zalim felek bana
çekmiş kurayı.
Bir iyilik yapın
da Nurperimi verin
Onun sevdasından
yaralar derin
Yüreğimi yarın
yâre gösterin
Görsün yüreğimde
kanlı bereyi.
Yürekde yarayı
saramaz oldum
Bir yerde eylenip
duramaz oldum
Nurperi aşkından
göremez oldum
Seçemez olmuşum
ak ile karayı.
İsmetî’yim dertli
dumanlı başım
Bir güzel uğruna
bozuldu işim
Akdı gözlerimden
kanlı gözyaşım
Akdı bulandırdı
durgun dereyi.
*
LEYLÂ’YA TUTULDUM
YANDI CİĞERİM
Leylâ’ya tutuldum
yandı ciğerim
Ateşler içinde
kaldı bu serim
Aman Leylâ,
senden seni dilerim
Senden başkasına
güzel mi derim?
Her dem ‘Leylâ
Leylâ’ der inlerim
Gece-gündüz yol
gözlerim
Öldürür hasret
kederim
Ben Leylâ’ma
kavuşmasam
Açık kalacak
gözlerim.
Güzel benim
olursan sana iyi bakarım
Sana dil uzatanın
ciğerini sökerim
Seni gücendirenin
ocağını yıkarım
Sana hiç iş
yaptırmam, işleri ben yaparım
Yürüdün yollara
altın inci dökerim
Her akşam gül
suyunla ayağını yıkarım.
Hışım ile güldün
de yüzüme bakdın
Nur yüzünden
şavkı şimşekler çaktın
Sevda ateşine
düşürdün beni
İsmetî’yi sönmez
ateşe yaktın.
Âşık İsmetî ile
aşka geldin
Yıllarca söyleyip
güldün
Sen kendine yâr
mı buldun?
Leylâ bana Allah
kerim.
*
GEL DÜNYANIN EN
GÜZELİ
Gel dünyanın en
güzeli
Aşkından olmuşum
deli
Kerem gibi
yanıyorum
Aşkına düşdüm
düşeli.
Nurperim al yeşil
giyer
Ne giyerse ona
uyar
Batı Dünyasına
değer
Sırma saçının bir
teli.
İçime ateşler
düşdü
Yandı yüreğim
tutuşdu
Gözyaşıma kan
karıştı
Hayin sen gitdin
gideli.
İnşallah sabah
olacak
İnşallah güneş
doğacak
İnan ki seni
boğacak
Gözyaşımın coşkun
seli.
İsmetî der gülmez
oldum
Gözyaşım silmez
oldum
Neredeyim bilmez
oldum
Aşkınla gezdim
gezeli.
*
SÖKTÜN GÖNÜL
SARAYIMDAN
BİRER BİRER TAŞLARIMI
BİRER BİRER TAŞLARIMI
Kirpiklerin okeyledin
Yay eyledin
kaşlarını
Atdın yüreğimden
vurdun
Döktün gözden
yaşlarımı.
Seviyordum kana
kana
Sevdan ile yana
yana
İnan dostum bunca
sene
Sen süsledin
düşlerimi.
Geldin bana gönül
verdin
Gönül sarayıma
girdin
Vardın bir zalim
sardın
Bütün moralimi kırdın
Yıkdın hayal
düşlerimi.
Güzeldin beni
şaşırdın
Aşk aşını sen
pişirdin
Kara sevdaya
düşürdün
Alt üst etdin
işlerimi.
İsmetî vazgeçmem
hâyinden
Vefasız geçmez
huyundan
Sökdün gönül
sarayımdan
Birer birer
taşlarımı.
*
ELVEDA DEMEDEN
BIRAKIP GİTDİ
Bir vefasızın
hışmına uğradım
Antlaşmayı tek
taraflı fes etdi
Ben Leylâ’yım
diye yeminler içen
Elveda demeden
bırakıp gitdi.
Çok sevmişdim
dostun tatlı dilini
Usul boylarını
ince belini
Milyara vermezdim
saçın telini
O vefasız beni
bir pula satdı.
Tatlı diller
döktü beynime girdi
Bu naciz kalbimde
tahtını kurdu
Moralimi
kıramazdı bir ordu
O vefasız kırdı
beni mahvetti.
Ağladıkca kan
taşardı gözünden
Yürek yandı
civesinden nazından
Söz dinlemez deli
gönül yüzünden
Efkar deryasında
bir gemim battı.
İsmetî der göçtü
sabah yıldızı
Kalbimde bıraktı
bir derin sızı
Çok vefasızmış
zalimin kızı
Dertleri toplayıp
derdime katdı.
Hayin dostu
hayinlikleri tutdu.
Hayin gitdi
ikrarların unutdu.
*
ŞEYDA BÜLBÜL
AŞKA GELİP
ÖTMÜYOR
Şeyda bülbül aşka
gelip ötmüyor
Karşısında gonca
gül olmayınca
Âşığım gönlüme
ilham doğmuyor
Nurperim karşıma
sen gelmeyince.
Aşkın ateş imiş
düştü özüme
Hasretinle
sarılırım deri sazıma
Anlamsız görünür
dünya gözüme
Nurperim yanımda
sen olmayınca.
Güzel olan pullu
yazma bürünür
Güzeli sevmeye
ahmak olan erinir
Bu dünya gözüme
çok melûl görünür
Nurperi yanımda
sen gülmeyince.
Gönül gamlı şad
olup da gülemem
Sevdamıza göz mü
deydi bilemem
Şu fani dünyadan
neşe alamam
Zülfün tellerine
bend olmayınca.
İsmetî der çoşdu
gözyaşım silmem
Mertoğlu merdim
kahbelik bilmem
Vefalı güzelden
asla ben ayrılmam
Vademiz yetince
ben ölmeyince.
*
Zalimler aldı
yârim
Artar gider
ahuzarım
Engel oldun zalim
felek
Kanadın kırılsın
derim.
·
* *
Ağrı Dağı’nın
başı dumanlı
Hem dumanlı, hem
karlı
Acep var mı
dünyada
Benim gibi
efkarlı?
·
* *
Bu derdi üstümden atamıyorum
Kaldı kumaşlarım satamıyorum
Cümle âlem mışıl mışıl uyurken
Ben kara sevdadan yatamıyorum.
·
* *
Bu dertler tüketti nakit paramı
Merhem sür de doktor bağla yaramı
Hakikatlı doktor isen doktor bey
Benim bu derdime bulun çaremi.
*
Saramadım yürekteki yarayı
Bulamadım bu derdime çareyi
Acı sözler sitem sözler dinledim
Onun için virân gönül sarayı.
*
Ey dünyanın en güzeli
Can ilacı arı balı
Aylar oldu görmeyeli
Hasretinden bin beterim
Sen böyle gitdin gideli.
*
Bunca yıldır tutuldum yandım sana
Kanadı yaralar döndü hicrana
Böyle zulmeder mi insan insana
Deli gönül usanmıyor bıkmıyor.
*
GÜLMEK YOKMUŞ
KADERİMDE
Bir ateş yanar
serimde
Yürekde yara
derinde
Eller güler ben
ağlarım
Gülmek yokmuş
kaderimde.
Yiğidi güldüren
yarmış
Yarsız dünya başa
darmış
Kaderde ağlamak
varmış
Gülmek yokmuş
kaderimde.
Bahçe yaptım
seller aldı
Sevdiğimi eller
aldı
Yine ağlamak bana
kaldı
Gülmek yokmuş
kaderimde.
Bahçede çalınır
sazlar
Yaralandım yaram
sızlar
Yaş doludur
hasret gözler
Gülmek yokmuş
kaderimde.
İsmetî her derdim
deşme
Yara hicran oldu
aşma
İki gözüm iki
çeşme
Gülmek yokmuş
kaderimde.
*
SON CEVAP-SON SÖZ
Son cevabım
vefasız sevgiliye
10.07.1995 günü…
Benden kaçtın,
aşığını ağlattın
Bana söyleyecek
dilin kalmadı
Haramiye malların
yağmalattın
Bana bir hediye
malın kalmadı.
Hoyratlara
güllerini yoldurdun
Bana bir hediye
gülün kalmadı
Bana sunulacak
gülün kalmadı.
Para için sen
kendini öldürdün
Ayakta durmaya
hâlin kalmadı
O güzelim
ellerini kirlettin
İsmetî’ye temiz
elin kalmadı.
*
GECELER SABAH
OLMUYOR
Saatler durdu
durmuyor
Kimse derdimi
bilmiyor
Kadir mevlâm
yarsız koyma
Geceler sabah
olmuyor.
Odalar sanki bir
hücre
Sanki bütün ömür
gece
Yârsızlık gidiyor
güce
Geceler sabah
olmuyor.
Vefâlı yâr
gülmeyince
Kalbe neşe
dolmayınca
Can yoldaşı
olmayınca
Geceler sabah
olmuyor.
İsmetî der sadık
dosttuk
Biz de vefasız
küsdük
Kuş tüyü de olsa
yastık
Gözlere uyku
gelmiyor.
*
YOLUNUN ÜSTÜNE
MEZARIM KOYUN
Giyin ey sevgilim
alları giyin
Her günümüz olsun
bayram ile düğün
Taze gül fidan o
güzel boyun
İflah olmam ben
aşkından ölürüm
Yolunun üstüne
mezarım koyun.
Meyveli ağaç
dallarını eyer
Cahil insan tatlı
cana tez kıyar
Cahil insan kör
şeytana çok uyar
İnan yüzbin
huysuz güzeli değer
Ey sevdiğim senin
o güzel huyun.
Baş tacısın
ikrarında durursun
Kör olsaın eğer
benden farırsan
Varıp zalime
meyil verirsen
Kazılsın mezarın
ısınsın suyun.
Ölüm hazin olur
sevdalı gence
Bahar da açılır
gül gonca gonca
Ey Nurperi! Ben
aşkından ölünce
Bu âşığı Nurperi
öldürdü deyin.
İsmetî’yim güzeli
aşkı ile övüyorum
Nurperi ile
yeniden doğuyorum
Âşığım Nurperi’yi
çok seviyorum
Gel Nurperi! Olma
zalim, olma hâyin
*
GÜZEL BOYLUM,
SEN BU YERDEN GİDELİ
Güzel boylum, sen
yerden gideli
Çiçekler açmıyor,
güller kokmuyor
Gidip bu yerleri
virân edeli
Pınarlar
darılmış, sular akmıyor.
Hiç kimseler bu
hasret çekmeye
Benim gibi kanlı
yaşlar dökmeye
Başımı çevirip
ele bakmaya
Gönlüm razı
olmuyor, gözüm bakmıyor.
Hasretinle bir
sel oldum bulandım
Ben senin aşkına
yürekten yandım
Türkiye’yi adım
adım dolandım
Senin gibi tekmil
güzel çıkmıyor.
Kanber etdin
geziyorum dağları
Sen eritdin
yüreğimdeki yağları
Virân etdin
gönlümdeki bağları
Güller melûl
bülbül ötmüyor.
Oku kardeş oku,
kitabı oku!
Bir hoşça sedadır
cihanda baki
Âşık İsmetî’nin
bu sevda yükü
Trene yükledim,
tren çekmiyor.
*
SÖYLE HÂYİN
SENDEN BANA NE
KALDI?
ON YILLIK
SEVDADAN
PİŞMANCALIK BU
KALDI
Hercai Nurperi
senden hâtıra
Yedi yıl naz
etdin naz kaldı bana
Sevdan yüreğimde
aşmıştır yara
Sen için ağlayan
göz kaldı bana.
Nurperi dünyanın
en güzel kızı
Dağ ceylanı gibi
sürmeli gözü
Yeniden elime
aldırdı sazı
Sevdanla inleyen
saz kaldı bana.
Bir zengin
bulunca aşkını satdın
Zalim ölenecek
beni ağlatdın
Aşkın ateşimiş
serime atdın
Yandı yürek gitdi
köz kaldı bana.
Sözünde dursaydın
sanki ne vardı
Şirin dillerinden
ballar akardı
Seninle gezerken
hayat bahardı
Yedin baharımı
güz kaldı bana.
Karaları giyip
bürünsünler
Türlü dertten
çürüsünler
Yılan gibi
sürünsünler
Böyle sevenleri
ayıranlar.
Gayr-i meşrû yol
tutanlar
Biz sevenleri ağlatanlar
Pişmiş aşa su
katanlar
Cehennemden
çıkmasınlar
Dertli İsmetî’yim
yaş dolu gözüm
Nurperi der inler
elimde sazım
Seninle gülmüşdü
dünyada yüzüm
Şimdi sensiz
gülmez yüz kaldı bana.
*
SÜRÜM SÜRÜM
SÜRÜNESİN
NURPERİ
Ben sakin âşıktım
azdırdın beni
Yedi yıl peşinden
gezdirdin beni
İhanete candan
bezdirdin beni
Sürüm sürüm
sürünesin Nurperi.
Sen istedin sevda
ateşi yaktık
Ey insafsız az mı
yoluna baktık?
Nurperi ismini
beraber takdık
Sürüm sürüm
sürünesin Nurperi.
Yedi yılda akla
karayı saydırdın
Bunca yalanları
nasıl uydurdun?
Âşık İsmetî’ye
kara giydirdin
Karalara
bürünesin Nurperi.
Ey Nurperi! Başka
bir yâr tutarsan
Bir zalimle
bülbül gibi istersen
Beni bu hâllerde
koyup gidersen
Gayet çirkin
görünesin Nurperi.
Deyme güzel
gönlüme giremezdi
Bu sevgiye her
güzel eremezdi
Bu aşkımı ordular
kıramazdı
Yılan gibi
sürünesin Nurperi.
* VEFÂSIZ
SEVGİLİYE
BEDDUA
Ey Nurperi! Kötü
günler göresin
Sen kendini
yerden yere vurasın
Feryâd edip
ağlayıp da durasın
İsmetî’ye etdim
buldum diyesin.
Bulamadım
güzellerin merdini
Gönül sevmez
güzel sertini
Mevlâm sana
versin uyuz derdini
Kaşınasın
yolunasın etinden et yiyesin.
Ey Nurperi! Sen
engerek yılansın
Nazik tenin kırk
yerden yaralansın
Göz göz olsun
yaraların kanansın
Acıları yüreğinde
duyasın.
Hasretimden yana
yana pişesin
Başa gelen
dertlerine şaşasın
Mahkûm olup
hapislere düşesin
Hapislerde
günlerini sayasın.
Âşık İsmetî’nin
ızdırabın duyasın
Matem elbisesi
kara giyesin
Çok ağlayıp
gözyaşların yiyesin
Gözyaşına
boğulasın doyasın.
*
YÜCE MEVLÂM!
KURTAR MÜSLÜMANLARI
Kadir mevlâm
budur senden dileyim
Cahillikden
kurtar Müslümanları
Bu fakir hâlimize
gülüyor güffar
Fakirlikten kurtar Müslümanları.
Kendi aralarında
Müslümanlar barışmıyorlar
İlmi, okumaya,
araştırmaya çalışmıyorlar
Dinin emrettiği
gibi çalışmaya çalışmıyorlar
Tembellikten
kurtar Müslümanları.
Cümle Hıristiyan
olmuş sinsice cani
Bu haksızlıklar
kahrediyor insanı
Her tarafta akan
Müslüman kanı
Bu müşkilden
kurtar Müslümanları.
Yüce mevlâm sana
malûm hâlimiz
Sana sunuyoruz
arzuhalimiz
İslâm dinindeyiz
doğru yoldayız
Yolundan ayırma
Müslümanları.
Cümle güffar
gizlice bir olmuyor
Bizlere kahbece
tuzak kuruyor
Yüce Allah’a
Âşık İsmetî yalvarıyor
İyi duruma getir
Müslümanları.
*
AĞLAMAYA
MAHKÛM
ETDİN
Vicdansız Nurperi
Ağlamaya mahkûm
etdin
Yedi yıl sevdanla
yakdın
Şimdi de bıraktın
gitdin.
Sevdan açtı
yaraları
Sendin derdin
çareleri
Bana böyle
karaları
Bağlamaya mahkûm
etdin.
Herdem gelirsin
yâdıma
N’olur yetiş
imdadıma
Yüreğimi aşk
oduna
Dağlamaya mahkûm
etdin.
Sevdan bana tatlı
çile
Az mı gezdik
senle bile
Efkarımdan terk-i
sıla
Eylemeye mahkum
etdin.
Gözün ceylan
ceren gibi
Beni etdin verem
gibi
Dertli dertli
Kerem gibi
Söylemeye mahkûm
etdin.
Dünya güzeli
Nurperi
Aşkınla yakdın bu
seri
Beni yakdın ısın
bari
Kaçma şimdi geri
geri.
Ben yâri severim
candan
Eğer yâr geçmese
benden
Nurperi senin
sevdandan
Ben kaldım
kemikle deri.
Âşık İsmetî der
yakdın başımı
Yiyemez oldum
aşımı
Ömür boyu
gözyaşımı
Çağlamaya mahkûm
etdin.
* BİR YÂR SEVDİM
PERİ GİBİ
Bir yâr sevdim
peri gibi
Oldu eller yârı
gibi
Arzu’nun Kanberi
gibi
Meskenim bu
dağlar oldu.
Seven yâr oldu el
gibi
Gözyaşım oldu sel
gibi
Bir yaralı bülbül
gibi
Meskenim bu
bağlar oldu.
Dağlar ne güzel
meşeli
Nurperi yâr dört
köşeli
Ben sevdasına
düşeli
Gönül suyu çağlar
oldu.
Yürek yandı cilve
nazından
Kuşlar ile haber
salam tezinden
O vefasız
Nurperinin yüzünden
Gözlerim kan
ağlar oldu.
Eski evinde
aradım
Evinde bulamadım
Komşular göçtü
dedi
Oturdum da
ağladım
Aylarca
hasretinle
Ben yüreğimi
dağladım.
Âşık İsmetî der
çoktur sözüm
Bu dert ile
gülmez yüzüm
Dert ortağı
dertli sazım
Dertli gönlüm
eyler oldu.
*
GÖZYAŞLARIM
ÜSTÜNE
SEN YUVA
KURAMAZSIN
Beni ateşe atıp
sen geri duramasın
Gözyaşlarım
üstünde sen yuva kuramazsın
Ben böyle
ağlarken sen asla gülemezsin
Ahımdan
günahımdan iyi gün göremezsin.
Bu sevdayı taç
gibi sen giydirdin başıma
Akıllı ol zehir
katma ekmeğime aşıma
Hiç aldırış
etmesen hâlime gözyaşıma
Allah’dan dilerim
ki murada eremezsin.
Senin için
Nurperi göze aldım ölümü
Kırma benim
kalbimi kanadımı, kolumu
Görenler üzülüyor
benim mecnûn hâlimi
Bir zalime
varırsan inşallah saramazsın.
Benim dertli
kalbimi sevda hasret doldurdun
Yâd ellere
gidersen manen beni öldürdün
Ben böyle
ağlarken bir zalimi güldürdün
Allah yuvanı
yıkar bir yerde duramazsın.
Bu on yıllık sevdayı
eğer yıkıp gidersen
Âşığını para için
bir zalime satarsan
Âşık İsmetî’ye
dünyayı yıkıp zindan edersen
Ben de seni
yaşatmam bir devran süremezsin.
* BİR KAVANOZ
KIRAR GİBİ
GÖNLÜMÜ KIRDIN
GÜZEL
Yıllarca sen
tatlı dil döktün
Bana ümit verdin
güzel
Övgü değilmiş yağ
çektin güzel
Gönlümde taht
kurdun güzel.
Âşık etdin tatlı
şeker diline
Usul boylarına
ince beline
Sevda serpuşunu
aldın eline
Sen başıma sardın
güzel.
Salladıkça usul
boylu belleri
Yaktın yeryüzünde
nice kulları
Titizlikle
getirdiğin gülleri
Bir kötüye verdin
güzel.
Bunca yıldır
söylettin bülbülünü
Akıttın gözümden
aşkın selini
Kement ettin
sırma saçın telini
Sen boynuma
sardın güzel.
Âşık İsmetî
derdin var gibi
Geçen ömür zarar
gibi
Bir kavanoz kırar
gibi
Sen kalbimi
kırdın güzel
Bir zalime
mutluluğu
Bana böyle
ağlamayı
Nasıl revâ gördün
güzel?
*
YALANCI GÜZELE
GÖNLÜNÜ VEREN
Yalancı güzele
gönlünü veren
Yolu hastanedir
derdi veremdir.
Var mı
vefasızdan bir vefa gören?
Para sızdırdı mı
ipi kırandır.
Âşıktır saz ile
kaynayıp coşan
Yâr uğrunda yüce
dağları aşan
Tatlı dilli sadık
yâre kavuşan
Muradına
maksuduna erendir.
Sevene ayrılık
ölümden acı
Kadir kıymet
bilen başımın tacı
Her asırda
insanlığın ilacı
Allah’ın kelamı
yüce Kur’an’dır.
Vatan için
düşmana göğsün geren
Odur şehid olup murada
eren
Kalp gözüyle
bakıp dünyayı gören
Tehlikeyi tâ
önceden görendir.
Âşık İsmetî
derekmeyini bölüşen
Vatan sevgisiyle
yanıp alışan
Allah için din-i
İslam’a çalışan
İnşallah cennet
köşküne girendir.
*
BÖYLE MİYDİ
GÜZEL BANA
SÖZÜNÜZ?
Böyle miydi güzel
bana sözünüz?
Böyle çürük
müymüş sizin özünüz?
Eğer bana
ikrarından geçersen
Yüce Allah
karartsın o nur yüzünüz.
Doyamadın cilve
ile nazından
Söyleşirken bal
akardı ağzından
Vaz geçersen bana
ikrar sözünden
Mevlâm yaş
doldursun iki gözünüz.
Bencileyin aşkdan
yanıp pişesin
Fırkat gele
kaynayıp da coşasın
Türlü dertden
yataklara düşesin
Ne oğlunuz baksın
ne de kızınız?
Evinin üstünde
baykuşlar dönsün
Gönlün virân
olsun baykuşlar konsun
Dilerim Allah’dan
ocağın sönsün
Ne külünüz kalsın
ne de közünüz.
İsmetî der
gözyaşların sel olsun
Toplansın çevrende derya göl olsun
Gönül bağlarınız
virân çöl olsun
Kara kışa dönsün
bahar yazınız.
*
YARADAN ALLAH’A
ŞÜKÜRLER OLSUN
Yaradan Allah’a
şükürler olsun
Dikenli çalıda
güller ne güzel
İlkbahar gelmiş
de yemyeşil her yan
Ziynetlenmiş
bağlar, yollar ne güzel.
İnsan zaaflıdır
hata yapar kul
Tövbe etmek ise
en çıkarlı yol
Gül ile konuşur
sevdalı bülbül
Sevdalı bülbülde
diller ne güzel.
Gözüm sevgilimi
melek görüyor
Ah etdikçe
ciğerlerim eriyor
Yâr gül bahçesinde
gülü deriyor
Gülleri devşiren
eller ne güzel .
Bu aşkın elinden
ciğerim ezik
Kaldım ahuzarda
bana da yazık
Yâr kolları dolu
altın bilezik
Bilezikleri değil
kollar ne güzel.
İsmetî dertleri
başından açtı
Gözyaşları
ırmaklara ulaştı
Mecnûn Leylâ’sına
çölde kavuşdu
Leylâ Leylâ
birlikte çöller ne güzel.
*
SEVDA MANİLERİ
Geldi bana gönül
verdi
Gönlüme kalbime
girdi
Hiç ihtimal
vermiyordum
Nasıl benden yüz
çevirdi.
Yaz kalemim
derdimi yaz
İnşallah azalır
biraz
Bakkalıma günde
üç kez
Benim için gelir
giderdi.
Dertliler meskeni
dağlar
Bülbülün meskeni
bağlar
Zalim ağlar
Derdini bana
dökerdi.
Doktor sar
yaralarıma açma
Derindir yaralar
deşme
İki gözü iki
çeşme
Bana gözyaşı
dökerdi.
Âşık İsmetî’yim
derdim çokdur
Özüm temiz kalbim
pakdır
Sözlerimde yalan yoktur
Bunları Allah da
gördü.
*
HER DAĞDAN BİR
ÇİÇEK
Ey Nurperi oldum
sana âşina
Âşık oldum al
yazmalı başına
Senin gibi süslü
güzel görmedim
Beni seni
benzettim tavus kuşuna.
Yandım ey Nurperi
aşkına yandım
Tatlı şirin
dillerine aldandım
Âşık oldum diyâr
diyâr dolandım
Rastlamadım
güzellik de eşine.
Ey Nurperi
sevdayı sen başlattın
Sevda oklarını
kalbime atdın
İsmetî’yi mecnûn
ettin ağlattın
Yedi yıl düşürdün
beni peşine.
Ne gezersin
derler bana Leylâ’mı arıyorum.
Uçan kuştan, esen
yelden Leylâ’mı soruyorum
Nerde gezsem,
nere baksam hayalin görüyorum.
Leylâ aşkın hasta
etdi yetiş can veriyorum.
Âşık İsmetî’nin
gözyaşı çift değirmen döndürür
Hangi şerefli
güzel âşığını ağlatmaz
Âşıkların gözyaşı
ocakları söndürür.
*
HER BAĞDAN BİR
YAPRAK
Bir güzelin
derdinden derde dert ekliyorum
Dağlar gibi
hasreti yürekde saklıyorum
Leylâ’mı bulurum
diye her yeri yokluyorum
Bacımdan,
kardaşımdan bir haber bekliyorum.
Gel güzel
Nurperim yanıma otur
Aynaya bakarken
salavat getir
Hasretinle beni
öldürüyorsun
Bâri ellerini
kanıma batır.
Nurperim benziyor
aya, yıldıza
Sen beni düşürdün
ateşe, göze
Korkarım güzelsin
gelirsin göze
Hâlâ kıymetini
benden sorarsan
Ben seni değişmem
bin beş yüz kıza
Eğer sende Allah
korkusu varsa
Yaradan aşkına
zulmetme bize.
Bu yıl kış tez
geldi de dağlar kış oldu
Yine deli gönül
coşdu coş oldu
Ağlamaktan çevrem
gömlek, yaş oldu
Güzel Nurperimi
melek bilirdim
Ne oldu da bağrı
demir taş oldu.
*
HER DAĞDAN BİR
ÇİÇEK
HER DALDAN BİR
YAPRAK
Güzeller içinde
Nurperim birsin
Her yanın bal
kaymak Nur topu nursun
Allah’dan dilerim
sevgimiz sürsün
Ben bağlıyım sen
de bağlısın bana
Ben sana bağlıyım
sen de bağlıysan
Allah muradını
gönlünce versin.
Susuz kalan çiçek
çabucak kurur
Hazan olan güller
döğülür çürür
Yârsız kalan
yiğit dünyadan farır
Güzelin iyisi
neden bellidir
Güzelin iyisi
sözünde durur.
Beni ağlatırsan
dilerim gülme
Dertli aşığı daha
dertlere salma
Zalim sen de
insaf vicdan var ise
Dertli aşığın
yarını elinden alma.
Muhannet uyku
beklerim gelmiyor
Saatlardan ay
olmuş dolmak bilmiyor
Geceler yıl olmuş
sabah olmuyor
Sabahı olmıyan
gece olur olur mu?
*
HER NE KADAR
YAŞASAK,
SONUMUZ KARA
TOPRAK
Yüce dağdan
hastalara kar gelir
Bahçelerden elvan
elvan nar gelir
Bir aşığa dayı
demek zor gelir
Âşıklara dayı
demen güzeller.
Kaşların gözlerin
sanki haramı
Hançer vurdun,
hicran etdin yaramı
Madem güzel,
yürekden sevmezdinse
Niçin bana revâ
gördün veremi.
Unutma Nurperi!
Perişan olacaksın!
Ahımdan,
günahımdan dertlere kalacaksın.
Eğer bana böyle
zulüm edersen
Deli olup kendini
dağlara salacaksın.
Nurperi
dertlerini sen kime söylüyordun
Gezip gezip
cenberin yarıda bağlıyordun
Aşk pınarı
olmuşdun bana aşk çağlıyordun
Ölüm var, ayrılık
yok bizim için diyordun.
Hâlâ gönlün
bendeyse hâlâ balsın şekersin
Bana olan aşkını
nasıl inkar edersin
Âşığını atıp da
nasıl ele gidersin
Başkasına
gidersen Allah belanı versin.
* HER DAĞDAN BİR
ÇİÇEK,
HER BAĞDAN BİR
YAPRAK
Senden başka
güzele kaş kaldırıp bakmadım
Senden başka
güzele yüreğimi yakmadım
Her ne dedinse
yaptım hiç sözünden çıkmadım
Söyle ey zalim
güzel! Hangi sözün tutmadım?
Gelirdin
saatlerce otururdun yanıma
Sevda fidanlarını
sen ekmiştin canıma
Sana hep iyilik
etdim nasıl kıydın sen bana
Beni niçin
öldürdün, elin bastın kanıma.
Yakmak Allah’a
mahsus, sen niçin yakıyorsun?
Sevgili âşığına
şimdi hor bakıyorsun
Başka yâr
tutduğuna bana sen söylüyorsun
Döneklik yakışır
mı bir güzelin şanına.
Az mı dedin,
“yakın otur yanıma.”
Sevda atdın
canevime canıma
Yaraladın yaralı
koyma beni
Öldür bari elin
batır kanıma.
Ben mahçup
âşıkdım ne yaptım sana?
Bendeki hasretin
sığmaz cihana
Gözümün yaşını
çevirdin kana
Beni atıp
başkasını tutarsan
Ömür boyu
uğrayasın figana.
Hâyin güzel sana
netdim neyledim?
Sırrını mı yâd
ellere söyledim
Sevda denizini
senle boyladım
İmdat dedim
feryadımı duymadın.
Deme güzel deme
beni ağlatma
Ömür boyu bana
kara bağlatma
Od düşürüp
yüreğimi dağlatma
Dünya malı için
gel beni satma..
Beni ateşlere
yakan hâyin güzelin
Araya araya evini
buldum
Baktım bir zalime
oluyor gelin
Kendimi efkârdan
yerlere vurdum.
Senden ayrılalı
sanmayı güldüm.
Ben de Ferhat
gibi dağları deldim.
Senin hasretine
dayanamadım
Dağları aşdım da
ben sana geldim.
Bir aşığım şair
İsmetî benim adım
Uçuyordum felek
kırdı kanadım
Derdime çare
olmadı doktorlar
Izdıraptan arşa
çıktı feryadım.
*
GEZERGEN
RASTGELDİM
CADDEDE VEFÂSIZA
Kara haber gider
güce
Kara haber verme
bana
Ağlıyorum gündüz
gece
Yaralıyım vurma
bana.
Benden sana zarar
gelmez kar gelir
Hastalara
bahçelerden nar gelir
Ey Nurperim ben
seni alamasam
Geniş dünya bana
zindan, dar gelir.
Mevlam sana vermiş
güzel Nuryüzü
Bu kadar parlamaz
göğün yıldızı
Bu güzellik koydu
kalbime közü
Medet dünyaların
en güzel kızı.
On yıl beni peşin
sıra gezdirdin
Güzelliğini üç
bin şiir yazdırdın
Ey Nurperi! Bir
zalime vardınsa
Katil oldun
mezarımı kazdırdın.
Canpare yârimi
eller alıyor
Muradımız ahirete
mi kalıyor
Kardaşlar,
bacılar kurtarın beni
Bana dayanılmaz
zulüm oluyor.
*
GEZERGEN
RASTGELDİM
BENİM CEYLANA
Geziyordum
Leylâ’yı sora sora
Caddede gezerken
rastgeldim yâre
İnsafsız yâr
girdi kara habere
Evlendiğini
söyledi hançerini vura vura
Zalim beni canlı
koydu mezara.
Yârin yanındaydı
amcanın kızı
Unutmuş yâr bana
verdiği sözü
Babası yanında
gözetdi bizi
Bağrıma koydular
ateşi közü.
Elveda deyip
gittiler, peşlerin baka kaldım
İnsafsızlar şoke
etti, ne kara günlere kaldım.
Onun için ben
kendimi, keder deryasına saldım.
Gittim deniz
kenarına, başımı taşlara çaldım.
Taksi tutdum,
size geldim sizi derde çare bildim
Sizi evde
bulamadım, üzüldüm geriye döndüm.
Bacımı da
bulamadım, derdimle baş başa kaldım.
Döndüm gerisin
geriye, deniz kenarına vardım.
İntihara niyet
etdim iskele ucuna geldim
Çıldırmaya ramak
kaldı, metanetimi zor tuttum.
Çok okudum, çok
üfledim, yüce Allah’ımdan korktum.
Can tatlıymış,
kıyamadım, kendimi yerlere attım.
*
ÖRNEKLEMELER yani
POTBORİ
Severim
tabancayı, yanı sıra bıcağı
Yalan benim
düşmanım, ben söylerim gerçeği
Eller ne derse
desin, Nurperim nar çiçeği
Âşık ahı alanın
bir gün batar ocağı.
Sen gülerken nur
damlardı yüzünden
Konuşurken bal
akardı ağzından
On yıllık sevdayı
yıkmaya kalma
Geçemesin
ikrarından , sözünden.
Bu hasrete
dayanmaz can
Kalbim sanki
yıkık bir han
Bayramda Nurperi
yoktu
Dünya bana oldu
zindan.
Benim yatak odası
kral dairesi gibi
Yârin sesi
gelmeli bülbül sedası gibi
Nurperiyle bu
dünya cennet bahçesi gibi
Nurperisiz bu
odam baykuş yuvası gibi.
Giyindin
süslendin karşımda durdun
Nurperim aşk okun
kalbimden vurdun
Gönlünden gönlüme
bir köprü kurdun
Tahtını kalbimde
kurdun oturdun
Sözünde durmasan
beni öldürdün.
Çiçeklerin
sultanı gül
Güzeller sultanı
sensin
Can evimde
yaşıyorsun
Canımın içinde
cansın
Bütün güzellikler
sende
Tek başına bir
cihansın.
İnsaf eyle
hasretine
İsmetî nasıl
dayansın?
Meyveli ağaçsın
dalların yerde
Eşarbın oluyor
yüzüne perde
Aşkın ateş oldu
yanıyor serde
Nurperim gel beni
düşürme derde.
Nurperimi
Allah’dan dileyip de durayım
Nurperime
gönlümde sırca saray kurayım
Gökyüzünden
saraya yıldızlar indireyim
Yeter ki sen
benim ol, ayağının altına bu dünyayı sereyim..
Kahbe felek
sevdamızı tez vurdu
Bir güzeli
İsmetî’ye çok gördü
Üç zalimde yârelere
tuz vurdu
İflah olmam, bu
yaradan kurtulmam
Gelin hançer
vurdu bir de kız vurdu.
Lütfen dinle beni
kardeş hemşirem
Dertli yüreğimde
derindir yaram
Yiten yârdır
yaralarıma çarem
Uçan esen
yellerden soram.
Bu güzelle on
yıldır tanışalı
Kazan gibi kaynayıp
da coşalı
Mecnûn oldum
sevdasına düşeli
Eğer bulamasam
olurum verem.
İsmetî’yim onu
melek sanmıştım
Sevdasına ta
yürekden yanmışdım
Kerem nasıl yandı
çok düşünmüştüm
Şimdi anladım
böyle yanmıştı Kerem.
Ele gönül
verdiğini söyleme bana
Önce beni öldür
yaralı koma
Sana olan aşkım
sığmaz cihana
Âşığa kast etmek
yakışmaz insana
İntizar ederim
Nurperi sana.
Bu kara haberi
ölüm
Beni öldürdün
kanlı zalim
Kırıldı kanadım
kolum
Madem oldun eve
gelin
Al resmini, ver
mendilim.
Bir zamanlar
sevincimde uçuyordum kuş gibi
Nurperimin
bûseleri kaymak, şeker, aş gibi.
Nasıl ağlamayım,
nasıl yanmayım?
Bunca sevda geldi
geçti düş gibi.
Bunca sevda oldu
hayal, düş gibi.
Şu dünyada
bulunmadı kara sevda çaresi
Leylâ Leylâ deyip
çağlar benim gönül deresi
Aylar geçse, yıllar
geçse, ömür bitse
Leylâ’sız iyi
olmaz sevda yarası.
Yiğit derler yüce
dağlar aşana
Âşık derler
kaynayıp da coşana
Mevlâm sabır
versin, merhamet etsin
Bencileyin yârdan
ayrı düşene
Merhameti olan
elimden tutsun
Dilerim ki yüce
Allah yardım etsin
Hızırı göndersin
imdada yetsin
Böyle aşkın
ateşinde pişene.
İsmetî çaresiz
n’etsin neylesin
Derdin yüce
dağlara mı söylesin?
Yüce kadir mevlâm
yardım eylesin
Sevda kazanında
pişib taşana.
Nurperi ismini
beraber takdık
Sevda ateşini
yürekde yaktık
O Leylâ ben
mecnûn olup çıktık
Affımızı yüce
Allah’a bıraktık.
Sevgilimin esas
adı bilmece
İkimizin aşkı
dağlardan yüce
Kimseler bilmiyor
hâlimiz nice
Dünya benim olur
onu görünce
Az mı hasret ile
yoluna baktık?
Ben bir Ferhat
oldum o da Şirin
Kapamaz sevdanın
yarası derin
Yanıyor yüreğim
bana su verin
Çıldırırım ona
kavuşmasam
İsmetî der
Nurperimi gönderin.
Su dolanır gelir
harktan
Bir yel eser
Şam’dan, Şark’tan
Ben bir güzelin
yüzünden
Soğumuşum evden
barktan.
Bir Sonbahar
akşamı geldiniz bize
Sizinle kapıda
geldik gözgöze
Güldünüz kendiniz
ediniz naza
Yüzünüzden nur
yağdı çevremize
İşte o an âşık
oldum ben size.
Ben âşığım
sözlerimi tartarım
Muradım gözümde
kalmasın yarım
Sana nazar değer
diye korkarım
Şirin’den
şirinsin gelirsin göze.
Dinleyin sözlerim
kardeş bacılar
Dertli yüreğimde
çoktur acılar
Aradığım Leylâ
‘mı bulamasam ben
Dinmez yüreğimde
sızı sancılar
Ben bulurum diyen
kardeş falcılar
Bulun bana
Nurperimi gönderin.
Beni yakdın şimdi
geri çekilme
Mahvolursun
kabtan kaba dökülme
Varıp kıymet
bilmezlere takılma
Yine ağlayıp da
yanıp yakılma
Yine iki çeşme
olur gözlerin..
*
YÂRDAN GELEN
KARA HABER ÜSTÜNE
Kara sevda yapar
mecnûn, serseri
Kurutur bırakır
kemikle deri
Yanık yanık saz
çalıp söylüyorum
Dostun sevdasına
düşeli beri.
Hangi bülbül
gonca gülüne konmaz?
Hangi âşık böyle
güzele yanmaz?
Allah’dan
korkmaz, kuldan utanmaz
Nasıl bana verdin
kara haberi.
Âşık İsmetî’yim
sözde dururum
Hazan vurmuş
bağlar gibi kururum
Bu hasreti ben
nasıl kaldırırım
Dayanamam bu
hasretten ölürüm
Yüreğime koydun
ateşi koru.
Yürekde yara çok
derinde
Hasret varmış
kaderimde
Yâr ateş yaktı
serimde
İtfaiye bile
söndüremez
Yangın benim
yüreğimde.
Bir zamanlar can
içinde can Nurperi
Gönül bağımda
güldalı fidan Nurperi
Tatlı
gülmelerinle beni âşık eden Nurperi
Şimdi de beni bir
zengine satan Nurperi
Vicdanı
sızlamadan bırakıp giden Nurperi.
Yıllarca benim
ile şen konuşup şakıyan
Aşkın şarkısını
bana okuyan;
Sen benim dünyada
her şeyimsin diye;
Güzellik harikası
Nurperiyi,
Bu sefer biraz
düşünceli, küskün gibi gördüm.
Ben kendisine
irticalen şunları söyledim:
Gittin geldin
sebep oldun sevmeme
Sevgilim gücenip
küsme ne olur?
Bir ben söyler
isem bir de sen söyle
Dut yemiş bülbül
gibi susma ne olur?
Ayrılık söyleme,
ayrılık deme
Sensiz ellerimi
koynumda koma
Bahçıvanı oldun
gönül bahçeme
Hazan yeli gibi
esme ne olur?
Gönüldür dünyanın
ucuna varır
Şair İsmetî
ahından fidanlar kurur
Ümidim kesersen
dünyam kararır
Nurperi ümidim
kesme ne olur?
*
ÖLÜMÜNE SEVDA
ÖLMEYİNCE BİTMEZ
Yaptığını
beğendin mi güzelim?
Yakdın yüreğimi
köz oldu şimdi
Senden ayrılırsam
bu bana ölüm
Derdim elli idi
yüz oldu şimdi.
Sanma ki dünyada
baki kalırsın
Bu zulmün
cezasının bulursun
Cennet, cehennem
var ölürsün
Niceleri öldü toz
oldu şimdi.
Şair İsmetî
aşkınla ağladı durdu
Ne tatlı hayaller
senin için kurdu
Hasretin firgatin
yaman basdırdı
Dert ortağı bana
saz oldu şimdi.
*
Nurperiye gönül
verdim
Yeminli bağlantı
kurdum
O gideli artdı
derdim
Sevda savaşına
girdim
Yüreğimden
yaralandım.
Hasret dolu kalp
sızlıyor
Gönül Leylâ’sın
özlüyor
Yollar Leylâ’m nerde
kaldı?
Yaşlı gözler yol
gözlüyor.
Benim Nurperim
güzeller başı
Paha biçilmeyen
cevahir taşı
Tatlı dillerinle
mutluluk verdin
Kalbime doldurdun
aşkı ateşi.
*
İŞTE ÖLÜMÜNE
SEVDA!
Nurperisiz nasıl
yaşar dururum?
Beni terk ederse
ben çıldırırım
Aramızı bulana
canım veririm
Alamasam kendimi
öldürürüm.
Yardım edin bana
kardeş bacılar
Dertli yüreğimde
çokdur acılar.
Mecnûn oldum
Leylâ’mı arıyorum
Ferhat oldum
dağları yarıyorum
Nurperimi arayıp
duruyorum
Turnalardan
kuşlardan soruyorum
Bulup bana verene
canım veririm.
Âşık ismetî’yim
kabul ederse
İnsanlığı iki
pula satarsa
On yıllık sevdayı
yıkıp giderse
Işıklı dünyayı
zindan görürüm.
Yardım edin bana
kardeş bacılar
Dertli yüreğimde
çokdur acılar.
* Selâm olsun
hâyin yâre,
O düşürdü beni
zâre,
Ölümüne sevda
derler,
Böyle kara
sevdalara.
Nasıl beni atıp
ele gidiyorsun?
Derdime dert
katıyorsun
Tütün gibi
tütüyorsun
Hasret dolu
gözlerimde.
Yürekde yara
derinde
Hasret çekmek
kaderimde
Yâr ateş yakdı
serimde
İtfaiye
söndüremez
Yangın benim
içerimde.
Ben seni bir
melek bildim
İsmetî sarardım
soldum
Hasretinden
dertli oldum
Duramaz oldum
yerinde.
Yüzüme şavklı
gülerdin
Ölürüm ayrılmam
derdin
Madem böyle terk
ederdin
Niçin bana gönül
verdin?
*
SEVDA MANİLERİ
–Tarafımdan
Söylenmiş-
Bal olsun
yediklerin
Ben olan sadık
yârin
Duygulandırdı
beni
Sevgilim
dediklerin.
Güzel bilekli
güzel
Gönlü dilekli
güzel
Sen beni âşık
ettin
Çelik yürekli
güzel.
Aşkından oldum
duman
Güzelliğin çok
yaman
Dünya benim
oluyor
Seni gördüğüm
zaman.
Bağlarda dökülür
gazel
Ciddî isen sözüne
gel
Sevgisi olmayan
güzel
Meyvesiz
ağaca benzer.
Gönlünü verdin
bana
Beni bağladın
sana
Saçının bir
telini
Vermezdim
Hindistan’a.
Öyle bir güzel
sevdim ki
Altın külçe tece
benzer
Elden ele düşen
güzel
Altın iken tunca
benzer.
Dağ başında oturmuşum
Derdi yüze
yetirmişim
Hem gezerim, hem
ağlarım
Ben bir Leylâ
yitirmişim.
Nurperim geçti
uzaktan
Yüreğim yandı
meraktan
Ben onu hiç
unutmadım
O hâyin unutmuş
çoktan.
*
ÖLÜMÜNE SEVDA
ŞİİRLERİNDEN
ÖRNEKLER
Gözyaşım mürekkep
oldu
Kalem oldu bu
hasretim
Nurperimden
ayrılalı
Hem öksüzüm hem
de yetim.
Güzeller meskeni
Samsunla dolu
İnşallah bükülmez
âşığın kolu
Bu güzellik
sende, bu aşk bende iken
Mahalleniz olur
bana su yolu.
Bana aşkın
deryasını boylatdın
İsmetî’yi zalim
zengine satdın
Beni bülbül âşık
ettin söylettin
Yeniden elime
aldırdın sazı.
Tatlı olsun
aşınız
Hayır olsun
düş’ünüz
Benden başka
seversen
Dinmesin
gözyaşınız.
Gönlümü çeldin
gitdin
Bağrım deldin
gitdin
Yazık değil mi
bana?
Aklımı aldın
gitdin.
Sensin canımın
içi
Senden gayrısı acı
Sana sevdalı
olalı
Terk ettim işi
gücü.
*
ÖLÜMÜNE SEVDAMDAN
Bir güzel elinden
bâde içmişim
Sarhoş olup ben
kendimden geçmişim
Nurperinin
sevdasına düşmüşüm
Şaşırmışım
pusulayı gönyeyi.
Nurperim dünyanın
en güzel kızı
Sürmeli ceylandır
aladır gözü.
Beni âşık
eden mübarek yüzü
Gölgede bırakır
güneşi ayı.
Âşık İsmetî der
gezsem dünyayı
Gezdim
Türkiye’yi, gördüm Konya’yı
Bunca büyük
şehirlerin içinden
Ben gönlümce
seçtim Ünye’yi.
·
* *
Sevgin kağıt hasret kalem
Yazarım satır satır
Âşığın sevdası ölümsüz olur
Benimki de ölümüne sevdadır.
Âşık candan sever maşûk bilirse
Dünya muradımsın nasip olursa
Ey Nurperim sana ziyan gelirse
Yıkarım bu şehri viran ederim.
* SEVDA MANİLERİ
-Tarafımdan-
-Bu sevda
manileri Nurperinin kendisine söylenmiştir.-
Dağlarda yatar
oldum
Derde dert katar
oldum
Ben sana vurulalı
Mecnûndan beter
oldum.
Gökden inen bir
nursun
Bu gönlümde sen
varsın
Hâlâ gönlüm
bendeyse
Allah muradın
versin.
Âşığım gonca güle
Ağzında tatlı
dile
Cellat boynum
vura
Sırrını vermem
ele.
Bahçeye ekdim
darı
Sensin ömrümün
varı
Aşkına düşeli ben
Olmuşum aşk
pınarı.
Kral dairesi gibi
Sana oda döşedim
Gece gündüz ben
senin
Hayalinle
yaşadım.
Bin güzele
değişmem
Senin usul
boynunu
Yâr sana
hazırladım
Gönlümün
sarayını.
Yıllardır
çağırıyorum
Sevdanın çilesini
Güzelliğin
fethetti
Gönlümün
kalesini.
Yâr ben sensiz
olamam
Senden ayrı
gülemem
Zülfünün
tellerine
Bağlıyım
ayrılamam.
*
SEVDA MANİLERİ
-Tarafımdan-
O tatlı dillerine
Kınalı ellerine
Saçının tellerine
Kendin bağladın
beni.
Şen olsun yerin
yurdun
Bir bûseni çok
gördün
Ben seni
kıramazdım
Sen beni nasıl
kırdın?
Gel kınalı
kekliyim
Hasretini
çektiğim
Ne güzel
yakışıyor
Kırmızı
etekliğin.
Sevgilim desde
başı
Henüz yirmidir
yaşı
Sendeki mendilimi
Her an koynunda
taşı.
Aşkından ölüyorum
Sararıp soluyorum
Altın tel
saçlarından
Bergüzar
diliyorum.
Altın tabakta
balsın
Bahçede gonca
gülsün
Saçlarından bir
tel ver
Derdime derman
olsun.
Bu iş olmuyor
böyle
Güzelim bir şey söyle
Aşkından ölüyorum
Bana merhamet
eyle.
Güzel güzel
aşkınla
Gezerim yan yana
Bal kaymakla
yoğurmuş
Seni doğuran ana.
Eviniz önü okul
Aşkın koymadı
akıl
Uzak durup
öldürme
Gel güzel bana
sokul.
İsmetî bekler
yolun
Sensiz hayat bir
ölüm
Dünya malına değer
Koynundaki gonca
gülün.
Yayla
ırmaklarında
Oynar ala
balıklar
Hiç aklımdan çıkmıyor
O tatlı
sevdalıklar.
Evinizin önü
çeşme
Gel güzel benden
kaçma
Köşe bucak kaçıp
da
Sinemde yara
açma.
O güzel
çıkışların
Yüreğim
yakışların
Hiç aklımdan
çıkmıyor
Sevdalı
bakışların.
Beni yabana atma
Aşkın ile ağlatma
Aşkından
ölüyorken
Beni bırakıp
gitme.
Keşke görmesem
seni
Yakdın kül etdin
beni
O şavklı
gülüşlerin
Deli ediyor
insanı.
Nerdesin kutlu
güzel?
Dilleri tatlı
güzel
O tatlı
dillerinle
Candan kıymetli
güzel.
Ey turfanda
yemişim
Sana sunam
demişim
İnsaf eyle
Nurperi
Aşkına susamışım.
Yâr sallanıp
geliyor
Bana bakıp
gülüyor
Nurperi
gülüşlerin
Çok mutluluk
veriyor.
Yâr sendeki nur
yüzler
Aşkından kalbim
sızlar
Ey can ilacı
güzel
İsmetî yolun
gözler.
Elma verdim
yiyesin
Sevdiğimi bilesin
Eğer benden
geçersen
Genç yaşta
kuruyasın.
Bir güzel
güzünden ahuzar oldum
Kötü kaderimden
sitemkâr oldum
Kadir-kıymet
bilmezlere yâr oldum
Felek vurdu beni
tarumar oldum
Zalim felek vurdu
tarumar oldum.
İsmetî benziyor
dertli Kerem’e
O yâr hançer
vurdu yürek yarama
Bu ayrılık üç ay
daha sürerse
Benim derdim
gider ince vereme.
Dağ başları
çakallara yurt oldu
Akrabalar
akrabaya kurt oldu
Sen ağladın
yüreğime dert oldu
İnan gözyaşların
kalbime doldu.
Yüreğimde yara
derindir
Yanıyorum bir su
verin
İmama haber
gönderin
Ölüyorum ölüyorum
ölüyorum.
*
BİR NASİHAT ŞİİRİ
Bir nasihat edem
yâren yoldaşa
Sakın taş atmayın
yaralı kuşa
Eğildin baktın mı
gözümde yaşa?
Belki muhtaç
kalmış ekmeğe aşa.
Ruhsatsız
bağlardan meyve devşirme
Vefasız güzele
gönlünü verme
Her güzel kıza
gönül düşürme
Gönül bir güzelle
gelmeli coşa.
Sevgi dolu gözle
insana bakın
Yakıp yıkıcıya
olmayın yakın
Yoksula garibe
gülmeyin sakın
Her neyi gülersen
o gelir başına.
Yine Âşık İsmetî
geliyor coşa
Gönülü
yanıklıgile hayatı yaşa
Niçin isyan olur
devlete hâşâ?
Nasıl silah çeker
kardaş kardaşa.
*
YENİ MECNUN DİYOR
Kİ!
Mecnûn gibi yola
girdim yürüme
Kınamayın ateş
düşmüş serime
Aman karlı dağlar
bana yol verin
Yol verin de be n
gideyim yârime.
Dert çağlayan ben
bir dertli pınarım
Gezer gezer ben
sılama dönerim
Bir güzelin
sevdasınla yanarım
Yanaşmayın
ateşime narıma.
Bir kız aldım
çekilmiyor nazları
Bağrıma doldurdu
ateş ile közleri
Yüreğimi yakan
sitem sözleri
Ölümden çok gider
oldu zoruma.
Sıra dağlar gibi
derdim sıralı
Yitirmişim elâ
gözlü meralı
Nurperinin aşkı
beni vuralı
Bakamadım
zararıma kârıma.
İsmetî soruyor ey
dağlar taşlar
Oturdum ağladım
çağladı yaşlar
Başıma toplanan
rengarenk kuşlar
Şahid olun
feryadıma zarıma.
*
AYRILIK AYRILIK ,
ZALİM AYRILIK
Hazırlandım yine
gurbet ellere
Yine mi başıma
geldin ayrılık
İnsaf et gözyaşım
döndü sefere
Az mı yüreğimi
deldin ayrılık.
Aldılar sunamı
kıydılar bana
Yürekteki derdim
sığmaz cihana
İnsafsız
vicdansız ne yaptım sana
Beni dertten
derde saldın ayrılık.
Kanber ettin
koydun dağda bellerde
Mecnun oldum
koydun ıssız çöllerde
Bir yâr için
koydun gurbet ellerde
Başımdan saçları
yoldun ayrılık.
Gurbet elde
boyuncuğum büktürdün
Didelerden kanlı
yaşlar döktürdün
Bir yâr için çok
hasretlik çektirdin
Dertli yüreğimi
böldün ayrılık.
Benden ayrılmadın
benim ile kaldın
Döndün dolaştın
hep yanıma geldin
İsmetî ne yaptı
sen düşman oldun
Hasret oldun
kalbe doldun ayrılık.
*
NURPERİM PINARDAN
SU DOLDURUYOR
Nurperim pınardan
su dolduruyor
Kumral saçlarını
yel kaldırıyor
Alttan alttan
bana bakıp gülüşü
Sevdam artırıyor
beni öldürüyor.
Âşıklar güzele
çok saygı duyar
Meyveli ağaçlar
dalların eğer
Karşılıklı sevgi
dünyaya değer
Nurperim bana çok
moral veriyor.
Can Nurperim
sanki cennetten huri
Yürü gel Nurperim
gel bana yürü
Karşılıklı böyle
seveli beri
Gözlerin dünyayı
bir hoş görüyor.
Sevenlerin aşkı
sanki şeker bal
Ey büyük Allahım
bu ne güzel hâl
Çabuk gel
Nurperim aman çabuk gel
Nerdeyse
sevinçten kalbim duruyor.
İsmetî âşıktır
tatlı diline
Altın kemer
taksam ince beline
Doldu bakraçlar
aldı eline
Güle güle bana
doğru yürüyor.
*
BESTESİ HAZIR
VE
BENDEN YİNE
AYRILIK
Otuz yıldır bu
çöllerde çalıştım
Çile cefa
havasına alıştım
Ev alacam diye
aşk ile coştum
Felek vurdu beni
bu derde düştüm.
Mecnun oldum bir
Leylâ’ya yâr idim
Çok çalıştım
ileriye yürüdüm
Bağı bahçe evden
barktan farıdım
Gider oldum
hepisinden vazgeçtim.
Sevdiğim güzelim
kaşları keman
Leylâ’sız derdime
bulunmaz derman
Dertlerden yana
değildir zaman
Derdimi dökmeye
dağları seçtim.
Seherde uyandım
bahçeye girdim
Bülbül ağlar iken
bülbülü gördüm
Yürekte depreşti
bu büyük derdim
Sargılı yaramı
yeniden açtım.
Âşık İsmetî çok
güzeller övdü
Vefasızdan yandı
göğsünü dövdü
Bu zalim ayrılık
beni çok sevdi
Sanki ayrılığın
bâdesini içtim.
* BEN BU DÜNYAYA
GELELİ
Ben bu dünyaya
geleli
İlden ile göçer
oldum
Gurbet ellerde
kalalı
Gözyaşlarım saçar
oldum.
Bu sevdadan başım
döner
Yüreğimde ateş
yanar
Düşmeyenler beni
kınar
Bir sevdaya düçar
oldum.
Mey içtim Pîr’in
tasından
Bir güzel sevdim
hasından
O güzelin
sevdasından
Öz canımdan geçer
oldum.
Kanaatkarım çok
kanaatkar
Şerre olmaz hiç
meyilim
İnşallah cahil
değilim
Hayrı, şerri
seçer oldum.
Selâm olsun dosta
eşe
Bakın neler geldi
başa
Kerem gibi dağa
taşa
Dertlerimi açar
oldum.
İsmetî’yi efkâr
sarmış
Dünyanın sefası
yarmış
Kaderimde neler
varmış?
Felek vurdu naçar
oldum.
*
O ZALİM BABAN
AYIRDI
GÜNAHIMIZA O
GİRDİ
Felek aramıza
durdu
Mutluluğumu çok
gördü
Nurperim sen
ayrılmazdın
O zalim baban
ayırdı.
Ciğerde hançerin
ucu
Yüreğimde tonla
acı
Zalim baban sözde
hacı
Bu günaha nasıl
girdi?
Zalim baban çok
kinciymiş
Hacı değil bir
hancıymış
Baban keskin
nişancıymış
Beni ta kalbimden
vurdu.
Baban beni derde
saldı
Zalim çok günaha
kaldı
Gizli gizli
rüşvet aldı
Seni bir zalime
verdi.
İsmetî der çok
severdim
Nurperiyi melek
gördüm
Dağlar gibi oldu
derdim
Nasıl çekeyim bu
derdimi?
*
GÜZELLİĞİN SEBEP
OLDU
Gülüşlerin gönül
çeldi
Sevdaların kalbe
doldu
Nurperi seni
sevmeme
Güzelliğin sebep
oldu.
İnsafsız dünya
güzeli
Beni ettin mecnun
deli
Sevdana düştüm
düşeli
Yüzüm ayva gibi
soldu.
Ben gönlümü sana
yaktım
Ciddî bir yâr
diye baktım
Nişan yüzüğünü
taktım
Parmağına iyi
geldi.
Kahrolsun o zalim
beyin
İnşallah karalar
giyin
Bana yaptığın son
oyun
Beni onulmaz
derde saldı.
Farzet ki İsmetî
öldü
Bu ölümü senden
bildi
İnşallah nar-ı
cehennem
Dostun ile sana
kaldı.
* ÂŞIĞI SAZDAN
SOĞUTUR
SAZIN DÜZEN
TUTMAYANI
Âşığı sazdan
soğutur
Sazın düzen
tutmayanı
Yiğidi kızdan
soğutur
Sarılıp ta
yutmayanı.
Yüreğimde ateş
sönmez
Virân bağa bülbül
konmaz
Her bülbüle
bülbül denmez
Gonca güle
ötmeyeni.
Mey içen âşık
ayılmaz
Günahsız cana
kıyılmaz
Makbul bir güzel
sayılmaz
Söz verip te
tutmayanı.
İsmetî’ye âşık
derler
Âşıklar güzel
giyerler
Kaşık düşmanı
sayarlar
Yurda hizmet etmeyeni.
*
ÂŞIK SEVGİLİDEN
AYRI DÜŞERSE
Âşık sevgiliden
ayrı düşerse
Âşığın gözyaşı
sel gibi olur
Hasret ateşinde
yanıp pişerse
Hazan kuruttuğu
dal gibi olur.
İnsanoğlu doğru
yoldan şaşarsa
Şeytana uyup ta
haddi aşarsa
Bir güzel de
elden ele düşerse
Pazara satılan
mal gibi olur.
her şeyi bağlama
mangır paraya
Veda edeceksin
köşke saraya
Senlik-benlik
girer ise araya
Evli Ayşe, Ali el
gibi olur.
Sevgililer bir
araya gelince
Karşılıklı sevgi
kalbe dolunca
Aşkı muhabbetle
deyip gülünce
Evlilik hayatı
bal gibi olur.
İsmetî der âşık
hasret ölünce
Sevdiği güzeli
eller alınca
İnsafsız sevgiden
mahrum kalınca
Dünya bir virâne
çöl gibi olur.
*
LEYLÂ SENİ ARAR
İKEN
HER GÜZELE
BAKIYORUM
Yâr sen bu yerden
gideli
Özlemini
çekiyorum
Olmuşum gözyaşı
seli
Çağıl çağıl
akıyorum.
Nurperi terk
ettin beni
Hasretin büyük
hediye
Belki sen olursun
diye
Her güzele
bakıyorum.
Ben de yok bir
durak mekan
Sevda nedir bilir
çeken
Nurperimi arar
iken
Her güzele
bakıyorum.
Beni düşürdün
dillere
Dert döküyorum
tellere
Senle gezdiğim
yollara
Gözyaşları
döküyorum.
İsmetî unutmaz
seni
Hani yeminlerin
hani
Hasretinle ezdin
beni
Boynumu büküyorum.
*
ARADIM ARADIM
ARADIM SENİ
Geçer iken
bakkalıma uğrardın
Şahsı dertlerini
bana söylerdin
Ben deyiş
söylerdim sen de ağlardın
O dökülen
gözyaşlarını aradım.
Yüzünü benzettim
on dörtlük aya
Senden ben de
kaldı bunca hediye
O hâyin yüreğin
sanki bir kaya
Güzellikte benzerin
var mı diye
Seyyah oldum bir
eşini aradım.
Ey gözleri elâ
kaşları keman
Yandım aşkın ile
tütüyor duman
Güller açılırdı
güldüğün zaman
Neşe saçan
gülüşünü aradım.
Dertliydin ben
moral verirdim sana
Aşkı sevdaların
işledi bu cana
Büyük sevinçlerle
gelirdin bana
Güle güle
gelişini aradım ey can aradım.
Salanlı salanlı
bana gelirdin
Bülbül gibi
şakımayı bilirdin
Âşık İsmetî’nin
gönlün alırdın
Gelip gönlüm
alışını aradım.
*
ŞÜKREDELİM ULU
ALLAHIMIZA
Şükredelim ulu
Allahımıza
Kullarını ne de
güzel yaratmış
Çok güzellik
vermiş geline kıza
Güzelleri cilve
nazla donatmış
Şikayet olmasın
bu insan fani
Veren Allah alır
bu tatlı canı
Dünyalar dolusu
bunca insanı
Sevda ile
birbirine bağlatmış.
Yüce Allah bize
dünyayı kurmuş
Sınav için bizi
böyle göndermiş
Kiminin rızkını
sılada vermiş
Kimisin gurbet
ellere atmış.
İnsanoğlu daim
güzel söyleyin
Hakk’ın rahmet
deryasını boylayın
Hakk’ın kudretine
fikir eyleyin
Yerleri gökleri
direksiz tutmuş.
Allah korkusudur
her işin başı
Yoktur yüce
Allah’ın benzeri, eşi
Pınar olmuş
âşıkların gözyaşı
İsmetî’yi Nurperi
için ağlatmış.
*
ŞİRİN ÜNYE
Bana da bağrında
yer ver
Sana geldim şirin
Ünye
Altın kalpli
insanları
Sen de buldum
şirin Ünye.
Ben Leylâ’mı
soruyorum
Hasretinden
eriyorum
Kiralık ev
arıyorum
Yok mu bana yerin
Ünye?
Âşığım hayranım
sana
Bu hasret döndü
yangına
Dertlerimi sorma
bana
Ben de yara derin
Ünye.
Mavi denize bakam
Sana şarkı türkü
yakam
Yazın yaylalara
çıkam
Yaylaların serin
Ünye.
Vefâ dolu
sağlarında
Gonca güller
bağlarında
Kışın yüce
dağlarında
Elvan elvan karın
Ünye.
İsmetî der
ağladım güldüm
Yedi deryalara
daldım
Seni sevdim sana
geldim
Bana destek verin
Ünye.
Yolun bağlı her
yer ile
Arkan kale dağlar
ile
Pırıl pırıl
gençler ile
Dolu caddelerin
Ünye.
*
BU ŞİRİN ÜNYE
ŞEHRİNDE
Yürekte yara
derinde
Söz söylerim ben
yerinde
Çorap mendil
satıyorum
Ben Ünye
kahvelerinde.
Bilir misin neden
nesin?
Herkes güzel söz
söylesin
Bu âşık ta ekmek
yesin
Bu şirin Ünye
şehrinde.
Hedefimdir namaz
niyaz
Yetecek helâl kâr
biraz
Yolcu olur
gideriz biz
Bir gün eller
üzerinde.
Kınamayın ben de
insanım
Hem gönlüm var
hem canım
Aklım fikrim
kalmış benim
Bir güzelin
gözlerinde.
Bu İsmetî cevher
satar
Kalbi Nurperi
için atar
Sevdaların
hançeri var
Bu âşığın
yüreğinde.
* BAĞRIYANIK BİR
ÂŞIĞA,
BİR GÜZELİ ÇOK GÖRMEYİN
Beni kınayıp
durmayın
Derdim çok yönlü
sarmayın
Bencileyin bir
âşığa
Bir güzeli çok
görmeyin.
Sevdiğim kız
buralıdır
Kaşı gözü
harelidir
Benim yürek
yarelidir
Bir kurşun da siz
vurmayın.
Bir yâr için
düştüm dile
Gözyaşlarım gitti
sele
Ahdında durmaz
güzele
Aman ha gönül
vermeyin.
Benim Nurperim
buralı
Karadenizin
meralı
Üç ay oldu son
göreli
Ciğeri pare
pareliyim.
Nurperim benziyor
aya
Hâyin kalbi sanki
kaya
İsmetî yâr sevdi
diye
Dertli kalbimi
kırmayın.
*
-NOT.: Öykülü Bir
Şiir
05.10.1995 günü, Terme’de işlerimi organize
etmek için çok gezdim, dolaştım, yoruldum, bunaldım, geldim.Belediye yanında
parkta oturdum.Parkta 15-20’ye yakın genç vardı.Çok güzel, yakışıklı
delikanlılar şen,şakrak oynuyordu. Yani şen-şakrak konuşuyorlardı. Ben de yandaki
kanepede sakin sakin, melûl melûl mahsun oturuyordum. Bu güzel delikanlılar
bana şunu sordular: “- Amca hayrola bir derdin mi var?Çok düşünceli ve
üzgünsünüz.” Ben de şöyle cevap verdim:
-Âşıklar dertli
olur. Dertliler üzgün ve sakin olur”, dedim. Gençler beni haklı buldu ve benden
şiir söylememi istediler. Israr ettiler. Ben de o güzel delikanlılara,”-Sazla
mı, sözle mi istiyorsunuz?”,dedim. Onlarda, “- Sazın yanında olmadığına göre
sadece sözle(dille) söyle. Gazete okur gibi bize şiir oku”, dediler.
Ben de ezberime
gelenlerden takriben yirmi kıta kadar şiir okudum. Çok beğendiler. Sağolsunlar.
Şiir defterlerim olup olmadığını sordular. Ben de çantamdan iki adet şiir
defteri çıkarıp onlara verdim. Sıra ile çok okudular, çok beğendiler.
NOT.: Termeli,
güzel, yakışıklı ve duyarlı gençlerle söyleşimizin ve “Öykülü Şiirler”in illaki bu şiirlerin
Samsun’da Ofset Matbaa’da basılmasını, satışa sunulmasını ve en azdan birer
tane alacaklarını söylediler.
Samsun 19 Mayıs
Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan bu gençler, “-Biz bunlardan yüzlercesini
kendi arkadaşlarımıza satacağız”, dediler. Telefon numaralarımı beni aramak
için aldılar. Çok hoş sohbet, muhabbet ettik.
Benden irticalen
söylememi de istediler. Ben de bu güzel gençleri kıramazdım. Yaradana sığınarak
aşağıdaki şiirleri söyledim:
TERMELİ GENÇLERE
Ey sevgili güzel
gençler,
Sordunuz ki
nereliyim?
Terme’ye hicret
etmişim
Ben de şimdi
buralıyım.
Derdim çoktur
kimse bilmez
Derin yara merhem
almaz
Elbetteki yüzüm
gülmez
Yedi yerden
yaralıyım.
Ayrılık çok acı
geldi
Bu hasret
yürekleri deldi
Merhemi Leylâ’da
kaldı
Bağrı yara
bereliyim.
Gönül viran
bağlar gibi
Leylâ yine ağlar
gibi
Karlı yüce dağlar
gibi
Derdi sıra
sıralıyım.
Bir güzel sevdim
şahane
Bulunmaz kusur
bahane
Eski İl’im
Gümüşhane
Ben bir Yağmurdereliyim.
İsmetî der ki
gülmedim
Aradım huzur
bulmadım
Sevdiklerimi
almadım
Ben bir bahtı
karalıyım.
* EY SEVGİLİ
MÜSLÜMANLAR!
Ey sevgili
Müslümanlar!
Bu sözümden
alınmayın
Bölmek istiyor
düşmanlar
Akıllı olun
bölünmeyin.
Allah için sakın
bölünmeyin.
Hakk dinimiz hor
gördüler
Fırsat buldukca
vurdular
Asırlarca
sömürdüler
Artık daha
yolunmayın.
Her tarafa düşman
dolmuş
İçimize ajan
salmış
Düşmanlar çok
oyunbaz olmuş
Oyunlara
gelinmeyin.
Acılar yürek
deliyor
Hasret ahirete
kalıyor
Düşmanlar insan
çalıyor
Eşya gibi
çalınmayın.
İsmetî gözyaşın
silmez
Cennet vatandan
geçilmez
Sizlere paha
biçilmez
Asla satın
alınmayın
Düşmana yem
olunmayın.
*
DÖRT KİTABIN
BİRİSİNE SIĞAR
MI?
Canım
kardaşlarım, canım bacılar
Yitirdim Leylâ’mı
bir haber var mı?
Yüreğime koyduğu
bu acılar
Dört kitabın
birisine sığar mı?
Yüreğim dert dolu
gülemiyorum
Aktı gözyaşlarım
silemiyorum
Alnımda yazımı
bilemiyorum
Bilmem alın yazım
hep ahuzar mı?
Gönül niçin aldın
bunca kederi
Bir kız etti bizi
mecnûn serseri
Gözyaşı mı âşıkların
kaderi?
Yağmur gibi yâr
yoluna yağar mı?
Ben karalar
Nurperi allar giymiş
Âşık İsmetî’nin
boynunu bükmüş
On dörtlük ay
gibi yüceden doğmuş
Ay doğunca bir ay
daha doğar mı?
*
KADER BOYNUMU
BÜKÜYOR
Yâr ana hâyin
bakıyor
Sözleri yürek
yakıyor
Çok hançerler
vurdu bana
Her yanımdan kan
akıyor.
Yâr yaraladı
derinden
Kan gidiyor
ciğerimden
Uğrun uğrun
gözlerimden
Bir yâr için yaş
döküyor.
Gönlüm viran bir
bağ gibi
Yârın gönlü otağ
gibi
Sevda yükü bir
dağ gibi
Bir insan nasıl
çekiyor?
Bir güzele âşık
oldum
Aşkından sarardım
soldum
Hasret özleminle
doldum
Hasret ciğerim
söküyor.
Yokmuş fakirin
kıymeti
Kalmadı hayatın
tadı
Ne yapsın Âşık
İsmetî?
Kader boynunu
büküyor.
*
-Hâyin vefasız
sevgilinin caddede babasının,
kardeşlerinin
yanında ,
”-Babam beni
zorla bir zengine verdi”,
demesi, beni
kalbimden vurması üzerine…
Kara haber verdin
zalim
Kırıldı kanadım
kolum
Madem ki oldun
ele gelin
Al saçını ver
mendilim.
Ateşe yaktın bu
serimi
Yaş doldurdun
gözlerimi
Sevgi dolu
yüreğimi
Sen doğradın
dilim dilim.
Bunca yeminlerin
hani
Öldürdün sen seni
seveni
Bu sözler öldürdü
beni
Oldun şimdi kanlı
zalim.
Hâyin bize plan
dizdi
Ölmeyen kabrimi
kazdı
Her güzel
söyleyemezdi
Nasıl buna vardı
dilin.
İnşallah Nurperi
şeytanından bul
Çaresi bulunmaz
yedi derde kal
Bağında kurumuş
fidan gibi ol
Dökülsün yaprağın
kurusun dalın.
İsmetî der doğru
sözüm
Dertli oldum
gülmez yüzüm
Güzellerden
korktu gözüm
Bu oldu vâdesiz
ölüm.
*
ELEŞTİREN
CAHİLLER
YADIRGAYAN
HÂYİNLERE
CEVAP
Kimse beni
anlamıyor
Bu hâlin nedir
demiyor
Güzel sevdim
kınamayın
Gönül ferman
dinlemiyor.
Beni kınayıp
yermeyin
Dertli kalbimi
kırmayın
Bir güzeli çok
görmeyin
Gönül ferman
dinlemiyor.
O sözleri çok
dinledim
Aşkı sevdayla
inledim
Vazgeç deli gönül
dedim
Gönül ferman
dinlemiyor.
İşimden gücümden
oldum
Sevdayla sarardım
soldum
Mecnun gibi çölde
kaldım
Gönül ferman
dinlemiyor.
İsmetî’yi sevda
sardı
Yüreğin de büyük
derdi
Cahiller bana çok
gördü
Gönül beni
anlamıyor
Leylâ bu yerden
gideli
Gönül küsmüş
söylemiyor.
*
GÖZYAŞI ile
YAZILAN ŞİİR
Benle böyle mi
anlaştın?
Her derdini bana
açtın
Bir sözünü iki
etmedim
Neden beni kurban
seçtin?
Bana tatlı diller
döktün
Aşkı sevdan ile
yaktın
Yaraladın da
bıraktın
Bağrımda yaralar
açtın.
Sen beni sevdaya
çektin
Sevdalı gözlerle
baktın
Bana çok gözyaşı döktün
Şimdi benden
niçin kaçtın?
Nurperi zulmettin
bana
Zulmettin seven
insana
Benim ahım tutdu
sana
Onun için böyle
şaştın.
Mert güzel
âşıktan kaçmaz
Bağrında yaralar
açmaz
İnsan bu kadar
şaşmaz
Benim günahımdan
şaştın.
Bu gözyaşım bu
kağıda
Gözlerimden
damlamıştır
Dertli kalbim
aşkın ile
Yedi sene
inlemiştir.
Yeminine
inanmıştım
Aşkı sevdana
yanmıştım
Ben seni melek
sanmıştım
Nasıl böyle
şeytanlaştın?
Beni aşkınla
inlettin
Korkarım günaha
battın
Kendi kendine
zulmettin
Mafyanın eline
düştün.
İsmetî’yi derde
saldın
Gittin bataklara
daldın
Zalimler elinde
kaldın
Hızla felakete
koştun.
*
DİLERİM ALLAH’DAN
GÖZÜN KÖR OLUR
Ezel bahar yaz
ayları gelince
Bahçelerde elvan
elvan nar olur
Güz geçip te
mevsimler kış olunca
Dağ başları bölük
bölük kar olur.
Olmayın
devlete-millete asi
Yiğide şifadır
güzel gülmesi
Karşılıklı
sevenlerin ayrılması
İnan kardeş
ölümden de zor olur.
Çok özledim o
zülfü dolaşığı
Küçük ağzı
sanırsın bal kaşığı
Hor görmeyin
güzel seven aşığı
Hor görenler
zaman gelir olur.
Ah etsem ciğerden
gidiyor kanlar
Âşık olmayanlar
bizi ne anlar?
Karşılıklı çok
sevip ayrılanlar
Yürekleri yanar
yanar korolur.
Âşık İsmetî’nin
yandı yandı ciğeri
Bir zaman Nurperi
ömrümün varı
Beni nasıl attın
gittin Nurperi
Dilerim Allah’tan
gözün kör olur.
*
ÜNYE’YE
NİYET-ŞİRİN ÜNYE
Yürekte yaram
derinde
Söz söylerim ben
yerinde
Çorap-mendil
satıyorum
Ünye’nin
kahvelerinde
Bilir misin neden
nesin?
Herkes güzel söz
söylesin
Bu âşıkta ekmek
yesin
Bu şirin Ünye
şehrinde.
Hedefimdir namaz
niyaz
Yetecek kadar kâr
biraz
Yolcu olur
gideriz biz
Birgün eller
üzerinde.
Kınamayın ben de
insanım
Hem gönlüm var
hem de canım
Aklım fikrim
kalmış benim
Nurperimin
gözlerinde.
Âşık İsmetî
cevher satar
Geniş dünya bana
oldu dar
Sevdaların
hançeri var
Bu âşığın
ciğerinde.
*
KARA SEVDANIN
SON HASRET İNİLTİLERİ
Ayrı düştüm elâ
gözlü sunamdan
Başım kurtulmadı
efkardan gamdan
Gözlerim görmüyor
tozdan dumandan
Canım kardeşlerim
canım bacılar
Bana haber verin
telli turnamdan.
Eyvah telli
turnam yuvadan uçtu
Hangi ovaları,
dağları, illeri geçti?
Hangi ile, hangi
göllere düştü?
Bana haber verin
telli turnamdan.
Bilmiyorum yolu
ne yana döndü?
Avcı vurur diye
yüreğim yandı
Gurbet elde hangi
dallara kondu
Kalmadı tahammül
sabrım tükendi
Bana haber verin
telli turnamdan.
Âşık İsmetî’yim
korkmam ölümden
Dertsizler ne
bilsin dertli hâlimden
O turnam anlardı
benim dilimden
Bana haber verin
telli turnamdan
Allı turnamdan
pullu turnamdan
Gözleri sürmeli
güllü turnamdan.
*
BANA HABER VERİN
TELLİ TURNAMDAN
Yardım edin
çaresize düşküne
Ah etmiştik
kavuşmaya beş güne
Yeri göğü
yaratanın aşkına
Bana haber verin
telli turnamdan.
Size derim size
ey dağlar daşlar
Yaradana secde
eden ağaçlar
Yerdeki
karıncalar gökteki kuşlar
Bana haber verin
telli turnamdan.
Başıma toplanan
rengarenk kuşlar
Bana haber verin
telli turnam.
Yalan değil el
basarım Kur’an’a
Yârsız kalan
gönül dönmüş virâna
Bir müjdem var
bana haber verene
Bana haber verin
telli turnamdan.
Bu kadar mı ben
de bahtı karayım?
Yâr yarası yedi
yerden yarayım
Giden yârı daha
kimden sorayım
Can istersen
canım bile vereyim
Bana haber verin
telli turnamdan
İnşallah kurtulam
matemden gamdan
Bulursam kurtulam
yas ile gamdan
Bir yâr için ayrı
düştüm sılamdan.
*
AH ŞU HÂYİN
VEFASIZLAR!
Aklım şu dünyaya
şaştı
Gece uykularım
kaçtı
Yürekde çok yara
açtı
Vefasızlar
vefasızlar!
Açtıkları yara
sızlar.
Sözde durmaz
boşverirler
Yalanları iyi
bilirler
Gerçek yâr gibi
gelirler
Paranın kulu
olurlar.
Vefasızlar
vefasızlar
Ahdı sözünde
durmazlar
Âşık yakar
vefasızları.
Vefasızda insaf
olmaz
Ahde vefa nedir
bilmez
Vefasızdan hayır
gelmez.
İsmetî’yi onlar
yaktı
Eli koynunda
bıraktı
Karşıma hep onlar
çıktı
Vefasızlar
vefasızlar
Zalim olur
vefasızlar
Yoksullara yâr
olmazlar
Günah-sevap
düşünmezler
Parasıdır o
arsızlar
Onlardan inler bu
sazlar.
*
TAŞ ATANA
ÇİÇEK ATAN
ÂŞIKLAR
Âşık güler yüzlü
dili tatlıdır
Sevdiğini alan
çift kanatlıdır
Âşık merhametli
iyi niyetlidir
Taşa atana çiçek
atar âşıklar.
Gönül ister
herkesin yüzü gülse
Nurperim gelse de
gözyaşım silse
Keşke insanoğlu
hep âşık olsa
Bu dünyaya neşe
katar âşıklar.
Gerçek âşık
vatanını çok sever
Vatanına hizmet
edeni över
Vatan tehlikeye
düşerse eğer
Gönüllü cepheye
gider âşıklar.
Âşık güzellerden
bir tane seçer
O güzel elinden
zehir de içer
Aşkı sevdasınla
gözyaşı saçar
Bir yâr için
yanar, tüter âşıklar.
Âşık İsmetî’ye
gülmedi kader
Nurperi sevdası
mezara gider
Âşık mücevherden
yükünü tutar
Ehline mücevher
satar âşıklar.
*
-Sevgili Nurperi
yaş dökerken
güzel gözlerinden
yaralamıştın beni
yüreğim dert ta
derinden.-
Neyin var ne
derdin var ki ağlarsın
Ağlamak öldürür
beni ağlama
Dertli yüreğimi
böyle dağlarsın
Ağlamak
öldürür beni ağlama.
İrem bağı gibi
sunam her yanın
İnciden mi Nurdan
mıdır gerdanın
Nelere üzüldü o
şirin canın
Ağlamak öldürür
beni ağlama.
Sanada mı vurdu
feleğin taşı
Göğsüme bastıram
o güzel başı
Âşığı öldürür
böyle gözyaşı
Ağlamak öldürür
beni ağlama.
Âşığım ben senin
hilâl kaşına
Ben de senin
girer miyim düşüne
Yufka bağrın
dayanmaz gözyaşına
Ağlamak öldürür
beni ağlama.
Felekten yedik
biz bunca taşları
Başımıza açtı
bunca işleri
Mücevherdir
dökülen gözyaşları
İsraf etme ziyan
olur ağlama
Allar giyin
karaları bağlama.
İsmetî Nurperiyi
yürekten sevdi
Güzeller içinde
Nurperiyi övdü
Hâyin annen zalim
baban mı dövdü
Ağlamak öldürür
beni ağlama
Dert mekanı
yüreğimi dağlama.
*
SÖZÜM DELİKANLI
GENCE
Sözüm delikanlı
gence
Hayat sevgi,
sevda bence
Sevmeli sevilmeli
Onbeş yaşına
gelince.
Bülbül gonca güle
gelir
Sevdayı yaşayan
bilir
Sanki genç bir
kral olur
Yiğit sevdiğin
alınca.
Gül baharda gonca
gonca
Sevdalık yakışır gence
Bütün hayat
bayram olur
Seven seveni
alınca.
Sanma ki ‘ah’
yerde kalır
Bir gün hesap
günü gelir
Her gün düğün
bayram olur
Yiğit sevdiğin
sarınca.
Sevda seli gibi
akdın
İsmetî’ye nara
yakdın
Eli koynunda
bıraktın
Oldu mu Nurperi
sence.
*
BİR GÜZELİ
ÇOK GÖRDÜLER
Yoluma pusu
kurdular
Beni kalbimden
vurdular
Ben yaralı
yatarken
Sevgilim ele
verdiler.
Nerede o mutlu
günler
Kalbim hasret ile
inler
Araya giren
hâyinler
Beni dosttan
ayırdılar.
Dertliye bu dünya
dardır
Her işte bir
hayır vardır
Cahille konuşmak
zordur
Cahiller kalbim
kırdılar.
Nursunada ki
cilveler
Ah ettikçe gözüm
dolar
Şu vefasız
hercailer
Başıma belâ
sardılar.
İsmetî’ye dert
döker dağa
Gönlüm döndü
viran bağa
Ben bağrıyanık
âşığa
Bir güzeli çok
gördüler.
*
HEPİMİZE ALLAH
KERİM
Çok güzeldir
benim Pîr’im
Tuzsuz yavan aşı
yerim
Acı sözle şeker
yemem
Tatlı dille taş
taşırım.
Dertsizi iken
düşdüm derde
Can kurban
merdoğlu merde
Fazla kalmam ben
bu yerde
Yakında göçer
giderim.
Güzel insana kin
tutmam
Pişmiş aşa ben su
katmam
Kaderime isyan
etmem
Kadere boyun
bükerim.
Yandım hacının
kızından
Usandım yalan
sözünden
Bir vefasızın
yüzünden
Ateşler içinde
serim.
Âşık İsmetî sende
gül
Hayatın kıymetini
bil
Gel ağlama deli
gönül
Geleceğe Allah
Kerim
Hepimize Allah
Kerim.
*
GELEN AĞLAR
GİDEN AĞLAR
Gelen ağlar giden
ağlar
Bu insanlar neden
ağlar?
Gönül suyu gözden
çağlar
Yine gelir ezel
bahar
Yeşillenir bağlar
dağlar.
Nesine gönül
nesine
Yandım dostun
cilvesine
Âşıkların bir
gözdesine
Deymeyin beyler
ağalar.
Yedi yıl koşdum
peşinden
Usandım bu
gözyaşından
Bu sevdanın
ateşinden
Eridi yürekde
yağlar.
Kalbim yanar bir
külhandır
Sevdadan yanan
insandır
Görünmeyen bir
urgandır
Sevda beni yara
bağlar.
İsmetî der bugün
varız
Yaradan
zikrederiz
Her fani gibi
gideriz
Unutmasa bizi
sağlar.
*
= = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = =
= = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = = =
= = =
V e
V e
K a h
r a m a n
l a r
ı m ı
z a
M e t
h i y e
YİRMİ YILDIR
BİTMİYOR BU
ANARŞİ
Yirmi yıldır
bitmiyor bu anarşi
Kahraman olmalı
Devlet’in Başı
Biz de veriyoruz
yaşam savaşı
Dertleri dertlere
ekler dururuz.
O muazzam Türk
Ahlâkı yıkıldı
Mahrem hayat orta
yere döküldü
Bereket de yeryüzünden
çekildi
Artık kıyameti
bekler dururuz.
Değişti dünyada
ne hâle geldi
Doğrular ağladı
hırsızlar güldü
Fakirin dertleri
dinlenmez oldu
Dertleri yürekde
saklar dururuz.
Bosna-Hersek
çileleri dolmuyor
Azeybaycanlı
ağlıyor yüzü gülmüyor
İslâm Dünyası’ndan
imdat gelmiyor
Bizler birbirini
haklar dururuz.
İsmetî der yandı
yürek köz ile
Görmez oldum
kanlı yaşlı göz ile
İlerlerken Japon,
Alman hız ile
Bozuk motor gibi
tekler dururuz.
*
EY SEVGİLİ MÜSLÜMANLAR ,
GEÇEN ZAMANDAN
İBRET AL!
Ey sevgili Müslümanlar
Geçen zamandan
ibret al!
Hep senden
dökülen kalan
Çeçenistan’dan
ibret al!
Asırlar uyudun
dinlenmedin mi?
Dünyanın hâlini
anlamadın mı?
Atom yapmasını
öğrenmedin mi?
Atomla çevrildin
görde ibret al!
Atom kötü ise
onlar niye yapıyor?
Atom iyi ise sana
niçin yaptırmıyor?
Bize talkımı
veriyor üzümü yiyor
Bunları düşün de
sen de ibret al!
Asla yoktur
Hıristiyan vicdanı
Arpalık etmişler
bütün cihanı
On yerde akıyor
Müslüman kanı
Acil yaraları sar
da ibret al!
Kahbe Yunan bize
cephe alıyor
Kahbe Yunan
PKK’nın yanında yer alıyor
Cani yetiştirip
yurda salıyor
Yüzbin türlü
kahbeliği biliyor
Kahbe Yunan’dan
ibret al!
Sırplar Bosna’da
her şeyi yaktı
Ne var ise kırdı
tüketdi.
Nice gelinleri,
dul , çocukları yetim bıraktı.
Frengistan keyf
oldu baktı.
Feryadları
göğlere çıktı
Azerbaycan’dan
ibret al!
Âşık İsmetî’yim
vatan severim
Vatan için
çalışanı överim
Atomla çevrildin
tedbir al derim
Çin atom yapıyor,
Çin’den ibret al!
NOT.: Basılan
kitapta(Sevda Pınarı) var-
*
BOSNA-HERSEK
UNUTULMASIN
Soruyorum şu Batı
dünyasına
Hani nerde kaldı
insan hakları?
Sahip çıkın
insanlık davasına
Durdurun Bosna’da
dökülen kanı.
Onbinlerce çocuk
açlıktan ölüyor
Müslüman
feryadları yürek deliyor
Sırp caniler
keyif alıp gülüyor
Gelmedi mi
müdahale zamanı?
İki yüz bin kişi
Bosna’da öldü
Soykırım, katliam
meydana geldi
Sırplar bu
desteği nereden aldı?
Hiç mi yok
Sırpların dini, imanı?
Sırplar
Boşnakları yalnız buldular
Aç kurt gibi
insanlara daldılar
Alçak Sırplar,
düşük, rezil oldular
Yaptıkları
utandırır insanı.
İsmetî der Avrupa
sinsî bakışır
Amerika hep
Saddam’a çekişir
Dünya Liderliği
Türk’e yakışır
Adaletle idare
eder cihanı.
*
-27 Mart Belediye
Yerel Seçimlerinde
Sayın Başbakan
Tansu ÇİLLER’e ve
‘Doğru Yol Partisi’ne izafeten yazdığım
methiyeler,
Terme’de kaset yapılıp, Taksi Teyiplerinde
çevre halkımıza sunulan şiirler, methiyeler…-
Tansu ÇİLLER
asaletli Türk kızı
Gönlü yücelerde
ilerde gözü
Çağların üstünden
atlatır bizi
İnşallah yüceltir
Türkiye’mizi.
Doğru Yol Partisi
çok çalışıyor
Engelleri
üçer-beşer aşıyor
Başbakan Tansu’ya
cihan şaşıyor
Dünya ÇİLLER’in
cesaretini konuşuyor.
Bu hükumet
Bosna-Hersek’i kurtarıyor
Ülke yaralarını
üçer-beşer sarıyor
Orta Asya’dan
Mersin’e petrol, gaz getiriyor
Oyumuzu Doğru
nYol’a verelim.
Pirincin kilosu
yirmi bin lira
Köylünün mahsulü
ediyor para
Köyden kalkınmaya
gelmştir sıra
Onun için Doğru
Yol’a gidelim..
Otoban yol
geliyor Karadeniz’e
Kalkınma geliyor
ayağımıza
Bu hükûmet’e oy
vermek düşüyor bize
Oyumuzu Doğru
Yol’a verelim
Bu millet
kalkınsın biz de görelim.
Doğru Yol
Partisi, doğru yoldadır
Ülke idaresi emin
eldedir
Vatan baştan başa
iyi hâldedir.
Oyumuzu Doğru
Yol’a verelim
İktidarın
arkasında duralım
İnşallah vatan
kalkınsın görelim.
ANAP’la ülkeyi
zenginler yedi
‘Hayali
İhracat’cı soyar giderdi
Söylen zamdan
başka bize ne verdi?
İsmetî der halkın
hâli beterdi
Onun için Doğru
Yol’a gidelim.
Sayın ÇİLLER
iradeniz taş gibi
Her sözünüz
ekmek, şeker aş gibi
Yurdumuza
doğdunuz güneş gibi
Sizle baştan başa
mutludur vatan
Türkiye’nin
durumunu açık gördünüz
Milletin
yaralarını cesaretle sardınız
PEKAKA canilerin
belini kırdınız
Teslim olsun
eşkıya dilesin aman.
Bu asil millete
çığır açtınız
Başarıdan
başarıya koştunuz
Vatan millet için
çok çalıştınız
Hızlı çalışmana
yetmiyor zaman.
Hiçbir millet
tutmaz Türk’ün yerini
Allah için harcar
bütün varını
Birinci sorundur
sağlık sorunu
Sağlıksız hiçbir
iş yapamaz insan.
İsmetî tedavisini
diliyor senden
Yaşamak güzel şey
geçilmez candan
Işıklı dünyamı
dert etti zindan
Yetiş imdadıma
şanlı Başbakan.
*-Bülent ECEVİT
Başbakan iken Ben de CHP’sinde Delege iken Takriben 70 kişilik bir kalabalıkla
sohbet eder iken beni köşeye sıkıştırınca irticalen söylediğim aşağıdaki şiirle
cevapladım ve çok etkili oldu-
Otuz yıllık
komşularım
Lütfedip dinleyin
beni
Yalnız diye hor
görmeyin
Birazcık anlayın
beni.
Çalışanlar gitti
Ay’a
Türk Milleti
kaldı yaya
Burada yalnızım
diye
Bir olup yenmeyin
beni.
İsmetî çok destan
yazar
Defteri cebinde
gezer
Baykuşların
başını ezer
Bigane sanmayın
beni.
*
BAYRAK
SEVGİSİ-ŞANLI BAYRAĞIM
Ayyıldızlı güzel şanlı bayrağım
Dilerim ki sen
yücelerde dalgalan
Gölgende mutluyum
mutlu olacağım
Her bayraktan
fazla sen almışsın şan.
Asil kanımızdan
rengin almışsın
Tarih boyu
yücelerde kalmışsın
Asırlarca dünyaya
ün salmışsın
Daim hürriyetle
olmuşsun sultan.
Bayrağım tarihin
şeref şan dolu
Sensin milletimin
şanlı sembolü
Ayyıldızlı bayrak
hürriyet yolu
Şanlı ecdat
uğrunda dökmüş asil kan.
Yücelerde
dalgalanır durursun
Gölgende olana
güven verirsin
Kahramansın
güçsüzleri korursun
Tanır seni başdan
başa bu cihan.
İsmetî der biz
gölgende doyarız
Kem gözle bakanın
gözün oyarız
Nazlı hilâl sana
saygı duyarız
Canımızdan fazla
severiz inan.
*
-1980’de, Ağustos
Ay’ında yazılmış. Sayın Kenan EVREN Genel Kurmay Başkanı iken ona göndermek
istedim. Yetiştiremedim…On iki Eylül oldu.Zaten benim muradım da o idi. Şiir de
öylece kaldı.-
ANARŞİ ATEŞİ
Düşmanlar
yurdumda bir ateş yakdı
Birlik olup
söndürelim ateşi
Nice günahsızın
kanları akdı.
Birlik olup
söndürelim ateşi.
Bu ateşi yakan
Urum,Ermeni,
Suriyeli, Dürzî,
Yahudi, cani,
Peşine takmışlar
cümle düşmanı
Yurdumda
yakmışlar isyan ateşi.
İslamiyet en
büyük bir hazine
Ateş düşmüş
milletimin özüne
Uyulmadı
Atatürk’ün sözüne
Buyurmuştu ‘Ezin
Komünist başı!’
Kasıp kavuruyor
anarşi yurdu
PKK-Türklüğün en
büyük derdi
Ne güne duruyor
kahraman ordu
Zamanında
söndürelim bu elim ateşi.
*
İNŞALLAH EN SON
ERZİNCAN FACİASI
Yine fıkrat geldi
yakıyor beni
Talihsiz
Erzincan, dertli Erzincan
İki de bir deprem
yıkıyor seni
Millet imdadına
koşuyor hemen.
Verimli bağların
emsalsiz inan
Nice ordulara
olmuştun megan
Hani eski
ihtişamlı günlerin
Şark’ın
İstanbul’u idin bir zaman.
Emsalsizdir çok
verimli bağların
Baharda yemyeşil
sıra dağların
Hicrete başlıyor
kalan sağların
Dilerim ki daha
yıkmasın canan.
Hırsız
müteahhitler sebep oluyor
Demirini,
çimentonu çalıyor
Acıların
yürekleri deliyor
Depremde gidiyor
nice şirin can.
Çok çetin
geçmişti İran seferi
Yavuz’un ordusu
gitdi ileri
Bırakmıştı sende
kırk bin askeri
O ünlü cihangir,
o ünlü sultan.
İsmetî’inin bağrı
yandı oldu köz
N ekadar söylesek
tükenmiyor söz
Cenab-ı Allah’a
edelim niyaz
Daha seni yıkıp
etmesin viran.
*
Cennet
Türkiye’miz şehidler yurdu
Ecdat bu yurt
için dünyaya vurdu
Anarşi ateşi
vatanı sardı
Allah için
söndürelim süper ateşi.
Tekrar bize
Ergenekon olmasın
Arslan yurdu
çakallara kalmasın
Düşman uşakları
yurdu bölmesin
Allah için
söndürelim ateşi.
Tarihte ünümüz
var şanımız var
Zafer dolu
bugünümüz dünümüz var
Türk’üz asil
cesur kanımız var
Türk sevenler
söndürelim ateşi.
‘Neme lazım’
demeyelim fecidir durum
Güler bize orduya
kılıç çeken yıldırım
Kara günümüzü
bekliyor Urum
Yutseverler
söndürelim ateşi.
İnananlar bir
araya gelsinler
Türk’ün bu
derdine çare bulsunlar
İsmetî der asiler
hep ölsünler
Allah için
söndürelim ateşi.
*
-Azerbaycan’da
masum Türklere genç ihtiyar, bebek-çocuk demeden, kadın-güçsüz-silahsız
demeden, hiç acımadan katliam ve soykırım yaptığı günlerde bendeki his, heyecan
ve infial…-
İŞTE CANİ ERMENİ
Nasıl anlatayım
şu cani Ermeni’yi
Dünyada kiralık
katil Ermeni
Allah ıslah etsin
öyle caniyi
Dünyada kiralık
katil Ermeni.
Osmanlı’dan büyük
iyilikler görmüştü
Zengin olmuş demi
devranlar sürmüş
Çok fazla yiyince
azmış kudurmuş
Türkleri arkadan
vurmuş
Dünyada kiralık
katil Ermeni.
Karnın tok sırtın
çok da pekdi
Rahat dursan
sorun yoktu
Rahatlık mı seni
soktu
Kiralık katil
Ermeni.
Düşmanların
ağzına baktın
Türkleri cami’de
yaktın
Nice masum kanı
dökdün
Kiralık katil
Ermeni.
Nicelere çömez
oldun
Niçin böyle kinle
doldun
Canavar oldun da
kaldın
Kiralık katil
Ermeni.
Kalleşce planlar
kurdun
Gizlice köylere
girdin
Yüzbinlerce masum
kırdın
Büyükelçileri
vurdun
Kiralık katil
Ermeni.
Şimdi Karabağ’da
vurdu
Karabağ Türklerin
yurdu
Suçlarını âlem
gördü
Vicdansız katil
Ermeni.
* İŞTE CANİ
ERMENİ
Cani katil
çeteleri kurdun
Gizlice köylere
girdin
Her zaman kahbece
vurdun
Kiralık kati cani
Ermeni.
Türk Milleti çok
sabırlıdır
Takip eder
kararlıdır
Kahramandır
onurludur
Kiralık katil
cani Ermeni.
Antlaşmaya
uymuyorsun hiç
Kan dökmeye
doymuyorsun
Çoluk çocuk
koymuyorsun
Kiralık katil
Ermeni.
Türklüğün kader
çilesi
İnsanlığın baş
belası
Çoktur yalanı
hilesi
Kiralık katil
Ermeni.
İsmetî der artık
yeter
Yüreğimiz yandı
tüter
Gelirsek olursun
beter
Kiralık katil
Ermeni.
*
YİRMİBİRİNCİ
ASRIN İNSANI
Yirmibirinci
asrın insanı
Peşimizden sen
gel diyor
Fil gibi her şeyi
yiyor
Sen gel masayı
sil diyor.
Bütün vurgunu
vuruyor
Doymaz karnın
dolduruyor
Zevkini yapıp
gülüyor
Fukaraya sen öl
diyor.
İster ki ülkeyi
yese
Devlette aferin
dese
Akraba yardım
istese
Kör değil sen de
çal diyor.
Anayasayı deliyor
Göz göre göre
çalıyor
Ahiret diyene
gülüyor
Sen de çalmayı
bil diyor.
Zekat vermek
unutuldu
Gayr-i meşru yol
tutuldu
Fakirlerin benzi
soldu
Sen bu hâlinle
kal diyor.
Milliyetçi İsmetî
buna şaşıyor
Atı çalan
Üsküdar’ı aşıyor
Milyonlarca insan
mağdur yaşıyor
Milyonların
hayatına pul diyor.
*
ZONGULDAK
FACİÂSINA
Ben de şu dünyaya
geldim geleli
Grizu patlar
Zonguldak feryâd eder
Acep neden
önlenemez bu kazalar
Her yıl iş kazası
nice can alır gider.
Hazin ağlaşmalar
yürekler böler
Anneler bacılar
gözyaşı siler
Nerde bunca
teknik teknolojiler?
Her yıl bu
feryâdlar dünyayı tutar.
Bu İlin kömürü
yazısı kara
Her yıl
yüreklerde açıyor yara
‘Devlet Baba’
buna çareler ara
Yoksa her yıl
böyle çok ocak batar.
Kurtulmadı bu
kent hicrandan ahdan
Sebep olan varsa
korksun günahtan
Tedbir kuldan
olur takdir Allah’dan.
Sen tedbiri al da
takdiri Allah’a bırak.
İsmetî der kimse
yatıp durmasın
Aşk ile çalışsın
geri kalmasın
Kadir mevlâm daha
acı vermesin
Çekilen acılar yeter de artar.
*
J A P O N Y A
Bindokuzyüz
ellide yarışa girdik
Önde mesafeyi
aşdı Japonya
Üzgünüm biz
yarışta geri kaldık
Japonya peşine
düştü Almanya.
Atom bombalarınla
yıkılmış idi
her şeyi kırılmış
dökülmüş idi
Kayıtsız şartsız
teslim olmuş idi
Yarışda en öne
geçti Japonya.
Biz geri kaldık
çoktur kederim
Yanıyor yüreğim
yanıyor serim
Kalkınma becerisi
ben buna derim
Hızla ileriye
koştu Japonya.
Fakirliği yurttan
kovdu kaçırdı
Geri kalmışlığı
kovdu uçurdu
Dünya ticaretini
ele geçirdi
Sütün kaymağını
yedi Japonya.
Kendine özgü bir
düzen kurdu
Ağır sanayi çok
geliştirdi
Dış ticareti hep
fazlalık verdi
Kazandıkca
kazandı çoştu Japonya.
İsmetî’nin
bağrında bu ateş sönmez
Bu ahvale nasıl
yürekler yanmaz
Biz de kısır
çekişmeler tükenmez
Kırk yıl heder
oldu havaya uçdu
Geri kalmamıza
şaştı Japonya.
NOT.: ‘Sevda
Pınarı Kitabı’mda var.
*
İDEAL TÜRKİYE
NASIL OLMALI?
İdeal Türkiye
nasıl olmalı?
Asla bölünmemeli
bütün kalmalı
Dostun yüreğine
akarsu düşmana korku salmalı
Yurtda kanunları
hakim kılmalı.
Yurt gençleri
okuyup hedefe ulaşmalı
Ağır sanayi kurup
millete iş açmalı
Vatan için hakk
için dosdoğru çalışmalı
Bu vatan
kalkınmalı millet zengin olmalı.
Topyekûn Türk
Milleti aşk ile çalışmalı
Gelişen bir
zenginlik yurtdışına taşmalı
İlimde sanayide
Japonya’yı aşmalı
Bu millet
olgunlaşıp kemalini bulmalı.
Asla ayıramaz
Edirneli Vanlı’yı
Rahmetle yâd
ederiz geçmiş ecdat şanlıyı
İnsafsız isyanlar
yıkmıştır Osmanlı’yı
Mevcut
Cumhuriyet’in kıymetini bilmeli.
Herkesin olmalı
işi, eşi ve aşı
Tapulu evine
huzurla sokmalı başı
Çaresizlikten
akmasın kimsenin gözyaşı
Bu millet gülmeli
yekûn gülmeli.
Hâlâ dünya dolu
nükleer silâh
Onlar Türk’e
yakışır hem vallah billah
Son pişmanlık
fayda vermez ah vah!
Son model
silahlar yurda gelmeli.
En üstün
teknolojiyi bu millet üretmeli
Çok üretip
mümkünse azını tüketmeli
Dünya pazarlarına
mamul madde satmalı
Dünya
ticaretinden arslan payını almalı.
Dünyada Türk
Birliği mutlaka kurulmalı
Gelişen
tehlikeler önceden görülmeli
Türklüğün
yaraları iyice sarılmalı
Geniş Türk
Dünyasına huzur bolluk dolmalı.
‘Hayalî
İhracatlar’ mutlaka son bulmalı
Devlet bu
hırsızlardan yüz mislini almalı
Vergi kaçıranlar
da avucunu yalamalı
Kanun bu
hırsızların cezasını vermeli.
İsmetî der
ormanlar cayır cayır yanmasın
Bu millet
mutluluktan bıkmasın usanmasın
Kimsenin yaptığı
kötülük yanına kâr kalmasın
Bu vatana
kastedenler ağlasın, pişman olmalı..
*
GÖNÜLLÜ GİDELİM
AZERBAYCAN’A
Kurallarına uygun
oynayalım oyunu
Koruyalım tarihî
asil Türk’ün soyunu
Şahin kocasa da
vermez payını
Canî Ermeni’ye
yurt vermeyelim.
Kahbe düşmanlar
hep cazu olmuşlar
Ordu’nun adını
‘Milis’ koymuşlar
Can Azerbaycan’a
fecî kıymışlar
Can Azerbaycan’ı
ezdirmeyelim.
Azeriler
kardeşimiz ırkımız
Allah’dan
başkasından yoktur korkumuz
Vura vura
kazanmış Atatürk’ümüz
Vuralım düşmanı
azdırmayalım.
Ermeni’de yoktur
vicdan-din-iman
Döktü Azerbaycan’da
oluk oluk kan
Bugün Azerbaycan,
yarın der ki Van
Dinsizi sınırdan
sızdırmayalım.
Ermeni katildir
aynı zamanda
Boğalım kafiri
döktüğü kanda
Ne arıyor kafir
Azerbaycan’da
Pis ayaklarınla
gezdirmeyelim.
Binlerce gönüllü
biz de varalım
Dağdan taşdan
Türk Yurdu’na girelim
Kahbe saldırgana
zamanın da vuralım
Kardeşleri candan
bezdirmeyelim.
Ermeni tarihde
devlet kurmamış
Kalleş olmuş asla
rahat durmamış
Hayatında zafer
yüzü görmemiş
Ermeni’ye zafer
yazdırmayalım.
Soykırım yapıyor
Ermeni fenâ
Can Azerbaycan’ı
boyadı kana
Biz sahip çıkalım
Azerbaycan’a
Yurt bütünlüğünü
bozdurmayalım.
Kanlı Ermeni’nin
iki eli kanda
Yaralar açmıştır
millî vicdanda
Soykırım yapıyor
Azerbaycan’da
Daha fazla mezar
kazdırmayalım.
İsmetî der yüz
aldı çapulcu itler
Gönüllü gidelim
binlerce mertler
Gücenmesin bize
ecdat şehitler
Şanlı ecdadı bize
kızdırmayalım.
*
BOSNA-HERSEK
UNUTULMASIN
Bak elden gidiyor
Bosna ile Hersek
N’olurdu
tehlikeyi önceden görsek
Otursak konuşsak
bir tedbir kursak
Daha neler olur
böyle sinersek.
Tarihde onaltı
devlet kurmuşuz
Her yere adelet
biz götürmüşüz
Nice zalimlerden
hesap sormuşuz
Sırp zalimlerden
bir hesap sorsak.
Sağır olmuş
Avrupa feryât duymuyor
Müslüman kanına
Sırplar doymuyor
Bosna-Hersek’te
taş üstünde taş koymuyor
N’olur Boşnaklara
biz silah versek?
İşte bir zamanlar
Kıbrıs böyleydi
Barut, kan,
gözyaşı o günler neydi?
Rum çeteler,
Makaryos yetmiş belâydı
Kıbrıs gibi
Bosna’ya da bir düzen versek.
Birleşmiş
Milletler Budros Gali’si
Kırılıyor
Bosna-Hersek ahalisi
Budros Gali Hıristiyan delisi
*
HIRİSTİYAN
HÂYİNLİĞİ ve ZALİMLİĞİ
Hıristiyan fırsat
bulsa Müslümanın gözünü oyar
Bosna-Hersek’in
feryâdını kim duyar?
Ağlamaya, feryâda
aldırmaz Hıristiyan
Hıristiyanın
kılıcını kınına kılıç koyar.
Aşırı maddeci
Hıristiyanlar
Müslüman feryâdına
kulak tıkayanlar
Dünyamızı
asırlarca sömürüp soyanlar
Dünyayı bütün
yeseler doymayanlar
Ancak gözlerine
toprak dolunca doyar.
Sırp canileri her
şeyi yese de doymaz
Çoluk-çocuğu yer
bir tane koymaz
Antlaşma
dinlemez, karara uymaz
Karşısında kılıç
görünce uyar.
Ey İsmetî! Sırp
ne bilsin insanlığın tadını?
Öldürürler
çocukları genç-ihtiyar kadını
Her tarafda
mazlumun feryadını
Asil Türk Milleti
kalbinde duyar.
*
ÇEÇEN
KAHRAMANLARINA
METHİYE
Allah yardımcınız
olsun
Vurun kahraman
Çeçenler
Haksız zalim geri
dursun
Vurun kahraman
Çeçenler.
Vurun insanlık
kurtulsun
Vurun ayı dize
gelsin
Dünya da kahraman
görsün
Vurun kahraman
Çeçenler.
Allah yardımcınız
olsun
İnşallah yüzünüz
gülsün
Müslümanlar hayat
bulsun
Vurun kahraman
Çeçenler.
Hür dünya uykuya
dalmış
Rus’u üstünüze
salmış
Eyvah ki insanlık
ölmüş
Vurun kahraman
Çeçenler.
Saldırgana iyi
vurdunuz
Zalime karşı
durdunuz
Dünyaya örnek
oldunuz
Vurun kahraman
Çeçenler.
İsmetî hayrandır
size
Yardım etmek
düşer bize
Bağımsızlık
ülkenize
Gelince durun
Çeçenler..
*
VATAN-MİLLET
SEVGİSİ
TÜRKİYE SEVGİSİ
Türkiye’nin dağı
taşı
Güzellikde yoktur
eşi
Yurda ihanet
edene
Haramdır ekmeği
aşı.
Türkiye cennet
vatandır
Tarihimiz şeref
şandır
Dünyada eşsiz
destandır
Bizim Kurtuluş
Savaşı.
Türkiye ülkeler
hası
Her yanında
bülbül sesi
Ülkem güzeller
ülkesi
Sohbet eder
üçü-beşi.
Türk Milleti dört
mevsimi
Aynı anda birden
yaşar
Antalya’da
bahçede nar
Erzurum’da
yağıyor kar
Bu velinimet ne
güzel iş.
Vatan neşe verir
bana
Yedim içtim kana
kana
Misali cennet
vatana
Kurban İsmetî’nin
başı.
Sevda kurdum
kızınan
Yakdı edâ nazınan
Zincir bağlamaz
iken
Sen bağladın söz
ilen.
Arıyım bala
getirin
Bülbülüm güle
getirdin
Konuşmayan
âşıkdım
Sen beni dile
getirdin.
Sazdan oldum
sözden oldum
Çok ağladım
gözden oldum
Vicdansız hayin
Nurperi
Senin için kızdan
oldum.
Sanma ki seni
unuttum
Hasret deryasında
batdım
El güldü ben
matem tutdum
Bahar ile yazdan
oldum.
Cahilin teşhisi
sözden olurmuş
Söğüdün çürüğü
özden olurmuş
Vefasıza ağlayan
gözden olurmuş
İsmetî’yim gözden
oldum.
*
KAHRAMAN
NECDET MENZİR’E
METHİYE
Ey kahraman
Necdet MENZİR
Saygılar,
selamlar sana
Senin gibi
kahramanlar
Nadir gelir bu
cihana
İnşallah cennet
girer seni yetiştiren ana.
Kahpeler polisi
vurdu
İçerden ağacın
kurdu
Tansu sana destek
verdi
Helal olsun Başbakan’a..
Bu milletin
gözündesin
Vatansız ne derse
desin
Atatürk’ün
izindesin
Lâyık oldun sen
atana.
Söylüyorum özlü
kısa
Çiğnenmesin
anayasa
Asker ve polis
olmasa
Baykuşlar dolar
vatana.
PKK mikrop illeti
Onu tutan ondan
kötü
Asaletli Türk
Milleti
Layıkdır şerefe
şana.
Sayın MENZİR
yolundayım
Hayır duacıyım
dayım
Ben ki Âşık
İsmetî’yim
Seni övmek düşer
bana.
*
KAHRAMAN BAKAN
AYVAZ GÖKDEMİR’E
METHİYE
Sevgili GÖKDEMİR
Ayvaz
Seni ne kadar
övsek az
Bağımsız Türk
Devleti’ni
Bayan gelip
yargılamaz.
Vatansızın yüzü
gülmez
Hayin yurt
kıymeti bilmez
Biz böyle hep
aldanırsak
Bu vatandan eser
kalmaz.
Bosna, Çeçen’in
zarından
Yürek yaralı
derinden
Bunca insan
haklarından
Hıristiyan neden
almaz?
Bize çoktur
GÖKDEMİR Ayvaz
Beğenmeyenler
yaramaz
İnsan Hakları bir
tuzak
Kimse vatanın
böldürmez.
O bize iyi revâ
görmez
Bedava hâlimiz
sormaz
Bizden insan
hakkı arar
Kan dökmeden geri
durmaz.
Hele bakın şu
feleğin işine
İsmetî’nin
gözlerinin yaşına
Alçakların şu
bizi teftişine
Sömürgeler bile
asla razı olmaz.
*
-26.04.1995
Türkiye-İsviçre Millî Maçı Nedeniyle-
Biz Türkler
Avrupa’da asırlarca at oynattık
Avrupa
Medeniyeti’ne daha âlâsını kattık.
Arada talih ters
döndü
Biraz yıldızımız
söndü
Bir zaman oturduk
yattık
Tekrar zaferler
kazandık.
Türk Yıldızını
parlattık.
Doğru bildiğimiz
yoldan
Biz dönmeyiz
yemin etdik
İsviçre ile Millî
Maç’ta
İsviçre’nin
tozunu atdık.
Allah’a kurban
serimiz
Muhammed(s.a.v.)
Peygamberimiz
Atatürk de
liderimiz
Derdin anasını
satdık.
Hakan, Ogün çok
yaşa
Gol atdınız
peşpeşe
Türkiye baştan
başa
Bu zaferi
kutladık.
İsviçre’ye karşı
durduk
Topları kaleye
vurduk
PKK’nın
destekçisi
İsviçre’ye diz
çöktürdük.
İsmetî’yim dökdüm
saza
Nazarlar değmesin
bize
İsviçre de geldi
dize
Günlerce bayram
etdik.
Liderlik bize
yakışıyor
Sporda da olduk
lider
Büyük destek
veriyor
Avrupa’daki
Türkler.
Gururla
sallanıyor
Ayyıldızlı
bayraklar
Stadlara akıyor
Onbinlerce
taraftar.
İnşallah nazar
değmez
Bu devran böyle
gider
Asırlar tanır
bizi
Bize cesur Türk
derler.
Millî birliği
sever
Yaşasın Türk
Milleti
Zaferle aşka
gelir
Milliyetçi İsmetî
Aslanları
metheder.
*
TÜRK ORDUSU’NA-
TÜRK POLİSİ’NE
METHİYE
Türk Ordusu, Türk
polisi sana selâm sana
Azgın canavarlar
seninle gelir imana
Cesaretin
disiplinin, sen dünyalarda bir tane
O bükülmez
bileğinle mutluluk verirsin bana.
Çok kültürlü, çok
zeki, çok imanlısın
Çok bilgili, çok
güçlü çok da canlısın
Çok şerefli, çok
cüretkar, çok şanlısın
Çok büyük şanın
şerefin sığmaz cihana.
Şerefli Türk
polisi, polislerin en âlâsı
Türk Ordusu bu
yurdun çelik kalesi
Sökmez ona
canilerin, düşmanların hilesi
Aşkla şevkle
hizmet eder bu vatana.
Kahbe düşman
erkekçe çıkmaz karşına
İnşallah yıkarsın
dağları düşman başına
Cesarette tarihde
rastlanmamış eşine
Tarih boyu nam
salmışsın cihana.
Türk Polisi nahak
yere gönül kırmaz
Çok çalışır boş
durmaz boş oturmaz
Teröriste
hâyinlere geçit vermez
Türk Polisi çok
kahraman çok şahane.
Türk Ordusu çok
büyük bir çelik Ordu
Bu Ordu’yu ecdat
kurdu, atam kurdu
Daimen mazlumu
korudu, zalime vurdu.
Böyle yazdı dünya
bunu böyle gördü .
Türk Milleti çok
şerefli, çok onurludur
Şerefli
Ordusunla, şerefli Polisinle kararlıdır
Askerimizin,
Polisimizin yüzü güzeldir, nurludur
Huzur, neşe
verir, güven verir insana.
Şerefli
asker-polis ikisi de canımız
Onlarsız olamaz
hiçbir anımız
Âşık ismetî der
sağlamdır imanımız
Aşkla çalışalım
vatana kana kana.
*
MÜCAHİD KOMUTAN
ŞAMİL BASAYEV’E
ÖVGÜ
Kahraman Şamil
Basayev
Sen mücahid
komutansın
Karşınızda zalim
bir dev
Sen devden
korkmaz insansın.
Yüklenmişsin
şeref şanı
Şöhretin tuttu
cihanı
Dünya tarihleri seni
Çok kahraman diye
ansın.
Bir şehri teslim
aldın
Rusya’ya çok
korku saldın
Tarih huzuruna
geldin
Çok kahraman, çok
yamansın.
Âşık İsmetî der
centilmensin
Kükreyen gerçek
arslansın
Seni nasıl
anlatmalı
Tek başına bir Tümen’sin..
-06.06.1995
tarihinde yazıldı.-
* DÜNYA KAHRAMANI
MUSA CEVHER
DUDAYEV’E
METHİYE
Şerefli Musa
Cevher DUDAYEV,
Sen medar-ı
iftiharsın
Hakk seni
yaratmış cevher
Sen korkusuz bir
lidersin.
Sen çok zeki bir
lidersin
Allah düşmanını
kırsın
Muradın tam
bağımsızlık
Allah muradını
versin.
O zalim Rusya’ya
vurdun
Tanklarına karşı
durdun
Şanlı Orduna
moral verdin
Dünya da kahraman
görsün.
Becerili pek
yamansın
Canımın içinde
cansın
Kahramanlık
soyundadır
Ezelden eroğlu
ersin.
Size hayrandır
Âşık İsmetî
Siz de çok iman
kuvveti
Bu güzel Çeçen
Türkleri
Dünyada durdukca
dursun.
*
ŞANLI ŞEHİD
ANNELERİ,
VATAN SİZE
MİNNETTARDIR
Şanlı şehid
anneleri
Vatan size
minnettardır.
Misali cennet
vatanda
Çok düşmanın gözü
vardır.
Şanlı şehid
babaları
Vatan size
minnettardır
Paha biçilmez bu
vatan
Atalardan
yadigârdır.
Mukaddestir
dökülen kan
Böyle tanır bizi
cihan
Her tarafı cennet
vatan
Şehidlerden
bergüzardır.
Allah bize vatan
verdi
Sayısız nimet
gönderdi
Gerçek
kahramanlar yurdu
Türkiye’dir bu
diyardır.
Şeker gibi sular
akar
Her taraf mis
gibi kokar
Sevdası bağrımı
yakar
Güzellikte bir
nigardır.
Yurdu sevmek
düşer bize
Yer içeriz taze
taze
Doyum olmaz bahar
yaza
Kışın dağlar
boran kardır.
Âşık İsmetî’yi
sevda sardı
Cumhuriyeti atam
kurdu
Bu yurt
kahramanlar yurdu
Çok kahramanlar
çıkartır.
*
TARİH KONUŞUYOR
Rahmetli Namık
Kemal söylemiş şu terimi:
‘Vatanın bağrına
dayamış düşman hançerini
Yok mudur
kurtaracak bahtı kara maderini?’
Mustafa Kemal
Paşa ziyaret etmiş mezarını
Atatürk biliyordu
Türk’ün büyük sorunu
Oturmuş, çok düşünmüş,
geçmişi, geleceği,yarını
Namık Kemal’in
sözleri yakmış şanlı bağrını
Düşmanların
kahbeliği incitmiş gururunu.
Ata şu yazılarla
süslemiş Namık’ın mezarını:
‘Vatanın bağrına
dayasın düşman hançerini,
Bu büyük Türk
Milleti ortaya kor serini
Bulunur kurtaracak
bahtı kara maderini.’
Topladı milletini
kurdu şanlı Ordularını
Kahraman Türk
Milleti koydu ortaya varını
Toplandı şanlı
meclis yaptı planlarını
Kahbe düşman
üstüne sürdü gazilerini.
Komando eğitim
gördü Türk Orduları
Çok büyük korku
sardı o kahbe düşmanları
Afyon’da
kıstırıldı o Yunan canavarı
Türk Ordusu gümletti şanlı Türk toplarını.
-Yakın Tarih,
Millî Mücadele Konuşuyor-
İki günde yok
oldu Yunan’ın mevzileri
Çok Yunanlı
geberdi birazı kaldı geri
Atatürk emir
verdi ordular çok ileri
Kahbe düşman
kaçarken yaktı Türk köylerini.
Batılılar
şımarttı silah verdi o deliye
Kolay mıydı
saldırmak bunca yatır, velî’ye
Kel Yunan büyük
kinle geldi Anadolu’ya
Gömdü Anadolu’ya
üç yüz bin askerini.
Müslüman olduğu
için yüce Allah’ın askeri
Atatürk’ün emriyle
hızla koştu ileri
Bayram yapıyordu
o an güzel yurdun her yeri
Döktüler
denizlere kılıç artıklarını.
Kazım Karabekir
Paşa Doğu’yu kurtarmıştı
Gümrü Antlaşması
ile istediğini almıştı
Silah, asker
fazlası ile Batı’ya göndermişti
Allah onlardan
razı olsun kurtardılar yarını
Atatürk beğenirdi
Mareşal Çakmak’ın planlarını
Cephelerde
erkekçe ortaya koymuştu hayatını serini
Askerliği, askeri
çok severdi öperdi subayını, erini,
Hangi vatansever
unutabilir onun emeklerini?
Bütün düşmanlar
Türk’ten aman diledi
Sevgili Atatürk’e
barış yapalım dedi
Bütün batı
ısrarla illa barış istedi
Atatürk seçti
Mudanya barış yerini.
İngilizler masada
çok cazuluk gösterdi
Hepsi de masada
kıvırttı durdu.
İsmet Paşa balyoz
gibi yumruğunu masaya vurdu
Vurdu, kırdı,
parçaladı masanın birini.
Zalim düşmanlar
Mudanya’da dize geldi
Türkler
isteklerinin çoğunu aldı
Dünya Türk
Milleti’ne bir daha hayran kaldı
Türk dünyada bir
daha gösterdi hünerini.
Genel barış
başladı Avrupa’da, Lozan’da
Hıristiyan Avrupa
bir yanda, Türk Milleti bir yanda
Öyle zorlu çetin
müzakere olmamıştı cihanda
Kahraman Türk
orada da gösterdi cevherini.
Lozan’dan
bağımsızlığı egemenliği aldılar
Vatanın tapusunu
alıp Ankara’ya geldiler
Şanlı Türkler
mazlum milletlere örnek oldular
Cumhuriyeti kurup
başladılar yurdun imarına.
Düşmanlar çabuk
unutuyor Türk’ün zaferlerini
Çanakkale’de
söktü zalim düşmanların ciğerlerini
Türk Milleti
unutmaz Atatürk gibi emektarını
İslam dünyası tez
yitirdi bu eşsiz önderini.
Allah’dan başkası
bilmez İsmetî’nin kederini
Çıkmadı çıkmıyor
tutacak Atatürk’ün yerini
Bence düşman yine
dayamış vatanın bağrına hançerini
İnşallah yine
bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.
* ŞU DÜNYAYA
NAZAR EDİN,
TEFEKKÜR EDİN
Şu dünyaya nazar
edin
Mevlâm neler
yaratıyor
Yazın güneşler
parlıyor
Kışın karla
donatıyor.
Kıymetini bil bu
bağın
Cevherdir her
ovan, dağın
Kadem bastığın
toprağın
Altında şehid
yatıyor.
Yaratıcı çok yüce
kani
Böyle kurmuş
nizamı
Bu bir dünya
değirmeni
Canlıları bütün
övütüyor.
Böyle sık gelip
gitmezdim
Derdim ucuza
satmazdım
Sizi rahatsız
etmezdim
Zalim derdim
aratıyor.
Çok okuyun
bilgili olun
İlim deryasına
dalın
Temenni ederim
alın
İsmetı cevher
satıyor.
*
CAN AZERBAYCAN
METRO FACİASINA
AĞIT
Azerbaycan
Azerbaycan
Ah talihsiz
Azerbaycan
Yine gözyaşı kan,
hicran
Rus-Ermeni etti
viran
Onlara denir mi
insan?
Rus-Ermeni
saldırdı
Bu kez metroyu
vurdular
İnsanlığı
öldürdüler
Seyirci kalıyor
cihan.
Araplar sahip
çıkmıyor
Türk de her yana
yetmiyor
Kardaş kardaşı
tutmuyor
Ayıp oluyor
Müslüman.
Amerika da
İslâm’a vuruyor
Hıristiyana zeval
yok diyor
Mazlumlara sahip
çıkmıyor
Bu nasıl süper
Amerika?
Âşık İsmetî sever
ülkesini
Artık silelim
kılıçların pasını
Büyük İslâm
dünyasını
Yutmaya azmetmiş
düşman.
* SEVGİLİYE SİTEM
Eller zeki dedi
sen dedi dedin
Deli diye deli
diye deli ettin beni
Bir kez olsun
benimle gülmedin
Yedi kat yabancı
el ettin beni.
Yâr güzel olmalı
cilve naz ile
Yanına gelmeli
güleryüz ile
Dağladın bağrımı
sitem söz ile
Yaktın ateşlere
kül ettin beni.
Bin güzele
değişmezdim ben seni
Acı sözler ile
kahrettin beni
Bu kadar mı
tekmeler düşeni
Çiğneye çiğneye
yol ettin beni.
Hayata küsmüş
feleğe darılmış
Darbe yemiş kol
kanadı kırılmış
Parçalanmış
mecrasından ayrılmış
Boz bulanık akan
sel ettin beni.
Âşık İsmetî
yürekten vurulmuş
Neşesi de morali
de kalmamış
Susuz kalmış
güneşte kavrulmuş
Leylâ’yı bekleyen
çöl ettin beni
Leylâ’sı gelmeyen
çöl ettin beni.
*
SAYIN
MİLLETVEKİLLERİMİZE
SİTEM
Sayın millet
vekilleri
Hoş geldiniz
beldemize
Bu çilekeş
halkımızdan
Saygılar selamlar
size.
Bölgemizde
işsizlik var
Geçim
sıkıntısı çok zor
Hiç olmasın üç
ayda bir
Gelin bakın
hâlimize.
Kimi yaptı kimi
yıktı
Sular bu bağa
ters aktı
Japon-Alman
çoktan çıktı
Biz niçin
çıkmadık düze.
Dağlarımız oldu
duman
Boşa harcamayın
zaman
Oy almaya
geliyorken
Bakın mağdur
yolumuza.
Nazar edin şu
dünyaya
Bırakın zevki
sefayı
Kavuşalım
Japonya’ya
Çalışmayı alın
göze.
Çok okuyun bilgi
dolun
Kalkınma yolunu
bulun
Mehmet Âkif gibi
olun
Bakmayın geline
kıza.
Unutman şeref
şanları
Size emanet
canları
Tarihi Türk
düşmanları
Hor bakmasın ülkemize.
Seçmenleri
unutmayın
Keyfiliğe hiç
gitmeyin
İkide bir zalim
yapmayın
Dokunmayın
telimize.
Hizmet bekliyoruz
bizler
Vatan kalkınmayı
özler
Evvel Allah sonra
sizler
Yardımcı olun
gülmemize.
İsmetî’yim
havalandım
İndim gül dalına
kondum
Geri kaldık efkarlandım
Bunlar geldi
dilimize.
*
ŞANLI MEHMETÇİĞE
GERÇEK METHİYE
Ey şanlı
Mehmetçik kalktın ayağa
Kahbe düşmanları
çektin dayağa
Sen var iken kim
yan bakar bu bağa
Şanlı
Mehmetçikler canımız bizim.
Sana dar geliyor
Irak dağları
Şerefle doldurdun
geçmiş çağları
Sen korursun
hastaları, sağları
Seninle kaledir
her yanımız bizim.
Sen tokat
vurmasın rahat durana
Güven gelir
cemalini görene.
Asker bir
milletiz eroğlu eriz
Bayrama gider
gibi harbe gideriz
Ey Mehmetçik seni
candan severiz
Seninle yayılmış
ünümüz bizim.
Hangi kahbe bu
vatanı bölecek
Yetmiş milyon bu
uğurda ölecek
Âşık İsmetî de silah alıp gelecek
Kutsal cennet
vatan şanımız bizim.
*
ATATÜRK’ÜN
ANISINA
Mustafa Kemal
cephede büyük kumandan
Çok büyük
yeteneklerle donatmıştı yaradan
Vatanını
milletini severdi candan
Ey dünya çapında
ünlü kahraman
Seni çok sever
unutmaz millet.
Senin sayende
kurtuldu bu vatan.
Bir Alayla bir
Orduya karşı dururdu
Yüksek görüşlüydü
çabuk görürdü
En sağlam kararı
hızla verirdi
Ünlü Ataya
hayrandı dost ile düşman
Düşünürdü her
zaman milletin işini
Başarmadan
bırakmazdı hiçbir işin peşini
Liderlikte
dünyada Atatürk’ün eşini
Üç asırdan beri
görmedi cihan.
Atatürk’ün
başından ilim fikir doğardı.
Kaş çatışınla
sert bakışınla düşman yakardı.
Daha nice büyük
işler kalkınma yapardı
Genç yaşında öldü
yetmedi zaman.
Korkusuzdu harpde
öne giderdi
Ordulara daiman
ileri ileri derdi
Nice orduları
yerlere serdi
Kabri nurolsun
yurdu kurtardı
‘Dağ başını duman
almış’ marşı söylerdi
Yine Türk
Dünyasının dağları dumanlı.
*
İZMİR SEL
FACİASINA AĞIT
Nasıl ağlamayım
kardaş
İzmir’i de sel
götürdü
Verem oldum yavaş
yavaş
Yüreğime dert
oturdu.
İzmir’de var
bacılarım
Yürekte çok
acılarım
Sabır metanet
dilerim
Acılar beni
bitirdi.
Acılar yürek
dağlarken
Vatan karalar
bağlarken
Selzedeler kan
ağlarken
Vicdansızlar
vurgun vurdu.
Farkına
varılmalıydı
Tedbirler
alınmalıydı
Bu bir sel
felaketiydi
Evleri denize
sürdü.
Yeniden yurt
keşfedilse
Devlet önce
tedbir alsa
Ormanlar
dal-budak salsa
Koruyalım cennet
yurdu.
İsmetî’yim yandı
serim
Yaşla doludur
gözlerim
Yüce Allah’dan
dilerim
Olmasın milletin
derdi.
*
SEVGİLİ
ÖĞRETMENLERE
METHİYE
Ey sevgili
öğretmenim
Meşaleyi sen
yakarsın
Sen bir bilgi
ırmağısın
Vatan bağına
akarsın.
Senin sevgin
saygın bende
Her iyilikte sen
en önde
Bilgini kaynağı
sende
Her eserde hep
sen varsın.
Öğretmen kalbe
cilasın
İlim dolu bir
kalesin
Işık saçan
meşalesin
Yolları
aydınlatırsın.
Vatan sevgisi
dilinde
Yürürsün kültür
yolunda
Çocuklar kutsal
elinde
Alır yüceye
çıkarsın.
Âşık İsmetî der
vatan
Öğretmendir onu
tutan
Tarihini
unutmadan
Hesap ileriye
gidersin.
*
NECİP FAZIL TÜRK
MİLLETİ
BAK NELERE
ÂŞIKDIR
Necip Fazıl Türk
Milleti
Bak nelere
Mefkûrelere âşıktır
Türk’dür bu
dünyanın neşesi dadı
Yeri göğü
yaradana âşıktır.
Türk’dür bu
dünyanın altın cevheri
Her zaman
meydanda oynatır seri
Yüce Allah’ın en
sevgili Peygamberi
Mirac’a çıkıp her
yeri seyredene âşıktır.
Yüce Allah’ın
kullarına selamı
Nura gark etdi
Kur’an ile âlemi
Kur’an dili yüce
Allah’ın kelamı
Rahmet deryası
Kur’an’a âşıkdır.
Bu cennet vatanın
aşkı ile coşan
Kahraman milletle
tam bütünleşen
Onca engelleri
peşpeşe aşan
Cennet yurdu
kurtarana âşıktır.
Vatan aşkı
yüceltir bu vatanı
Unutmaz vatana
hizmet edeni
Ha diyince
cephelere gideni
Şehid olup can
verene âşıkdır.
Türk Milleti benzer gökte yıldıza
Kuzey’i Güney’i
hepsi bir bize
Bakmaz harama
geline kıza
Helâlinden bir
cerene âşıktır.
Yanlış söylemedim
doğrusu budur
Güzel bir
milletiz çok güzel vardır
Türk Milleti
medenî hoşgörülüdür
Hoş görülü hoş
görene âşıkdır.
Korkusuzdur gider
gurbet ellere
Hasret sevgililer
bakar yollara
Âşıklar içini
döker tellere
Yanık yanık saz
vurana âşıkdır.
Şu dünyada altı
milyar insan var
Hayat gece gündüz
su gibi akar
Özellikle hâyin
Hıristiyanlar
Sadece dünya,
dolara âşıkdır.
Yürü Âşık İsmetî
ileri yürü
Türk’ün sözü
olmaz ileri geri
Âşıklar söyler
yurt türküleri
Bülbül gibi
okuyana âşıkdır
Bülbül gibi
şakıyana âşıkdır.
*
CEPHEDE ASKERÎ
DEHA
SİVİLDE DAHİ
DEVLET ADAMI
GAZİ MUSTAFA
KEMAL
NUROL! NUROL!
ATATÜRK NUROL! NUROL!
Ey Türk genci iyi
düşün
Atatürk senin
atandır
Senin için
Sakarya’da
Karlar içinde
yatandır.
Türk Milleti
düşdü dara
Çanakkale ve
Sakarya’da
Afyon’da
Dumlupınar’da
Düşmanı topa
tutandır.
Milletin önüne
düşdü
Ordular onunla
coşdu
Zaferden zafere
koşdu
Bu vatanı
kurtarandır.
Çok severdi
askerleri
Emirleri hep
ileri ileri
Bize kutsal
yadigârı
Bu devlet cennet
vatandır.
Atatürk’ü iyi
tanı
O kurtardı bu
vatanı
Ünlü İslâm
Kahramanı
Rehberi yüce
Kur’an’dır.
Kuvvet kudret
imanında
Her kahbelik
düşmanında
Cennet yurdun
dört yanında
Altında şehid
yatandır.
Erkekce yaşadı
deden
Hayır duâ bekler
giden
Seni üstün insan
eden
Göğsünde vefâ
imandır.
İsmetî ister
huzur dirlik
Huzur dirlikdedir
varlık
Altmış beş
milyonda birlik
Bu ne büyük şeref
şandır.
*
KORKUSUZ PİLOTLAR
Korkusuz pilotlardan
benim bir dileğim var
Ayyıldızlı
bayrağımı ta yıldızlara çıkarsalar
Al Bayrağımın
yeri yücelerdir göklerdir
Ayyıldızlı
bayrağım göklerden ışık saçar.
Bayrakların
içinde albayrak birincidir
Peşinde üç yüz
milyon Türk gencidir
Zaferlerin şahini
barışın bekçisidir
Dalkalandığı
yerde bülbül öter gül açar.
Âşık İsmetî der
asi olup dağa çıkanlar
Çoluk çocuk can
yakıp kan dökenler
Şerefli albayrağa
kem gözle hor bakanlar
Bedbaht ömür
kodeste zindanda geçer.
* AYYILDIZLI ve
ŞANLI ve
NAZLI BAYRAĞIMA HAKARET İNFİÂLİ
Şeref sembolü
bayrağıma sevgi dolu gözlerle bakarım
Tarihimi
bayrağımı düşündükce yücelere çıkarım
Her milletin
bayrağına sevgi saygı duyarım
Ayyıldızlı
bayrağıma hakaret edenin canını yakarım.
Ayyıldızlı
bayrağımın rengi şehidlerin kanıdır
Dalgalandığı
kutsal topraklar Türk vatanıdır
Albayrak altmış
milyon milletimin şeref şanıdır
Bayrağıma kem
gözle bakanın gözüne kurşun sıkarım.
Temiz bayrağımın
yerine pis bayrak asla çekilmez
Türk’ün bileği
bükülmemiştir asla bükülmez
İkiyüz milyon
Türk’ün bayrağına kötü gözle bakılmaz
Kötü gözle
bakanların ciğerini sökerim.
Bayrağımı yere
atan dinsiz bir alçaksın sen
O bayrak dünyanın
dengesidir ona muhtaçtır cihan
Şanlı bayrağımı
yere atarken yanında olsaydım ben
Anında senin pis
kanını ben yere dökerim.
Bayrağım yücelere
layıktır yücelere çıkar
Bayrağımın
arkasında şanlı Türk Milleti var
Bayrak namustur,
istiklaldir sabrımız taşar
Bir daha gözle
bakana kurşun çakarım.
Ey satılmış
kalleş albayrağın önemini bilir misin?
Türk Milleti’nden
albayrakta hayat bulmuş bu cihan
Albayrak
kurtarmış , nice milleti karanlıklardan
Yeryüzünün ,
gökyüzünün süsü bayrağım için ocağını
Albayrak kapatmış
eski çağı açmıştır yeni çağı
Albayrağın arkasındadır Türk’ün şehidi sağı
Ey düşmana
satılmış vatansız şerefsiz düşman uşağı
Bir daha
bayrağıma hor bakarsan canına ot tıkarım.
PKK’nın
arkasındaki düşman Ermeni, Yunan’dır.
Bayrağıma vatanıma ,hor bakan bence de baş düşman
Bayrağımız
namustur bayrağımız istiklâl şereftir
Bayrağıma hakaret
edenin ocağını söndürür incir.
Âşık İsmetî der
bu aşk bu hasret bu canda
Millet birdir
bayrak birdir bin yıldır bu vatanda
Bizi bölüp yıkmak
için çok gayret var yananda
Yetki bir gün ben
de olsa Yunan başını ezerim.
(NOT.: Dizgiyi
bitirdim. 04.Mayıs.2014,
Sarıyer
İsmet GÜLTEKİN 3 Recep 1435)
*
===============================================================================================================================
C e
n n e
t v a
t a n
ı m ı
g e z
d i m
G ö
r g ü
g ö r
d ü m
b i l
g i s
e z d
i m
T e
m e n
n i e
d e r
i m a
l ı n
A ş
k ı n
k i t
a b ı
n ı y
a z d
ı m.
C e
n n e
t v a
t a n
ı m ı
g e z
d i m
G ö
r g ü
g ö r
d ü m ç
a
r e s
e z d
i m
T e
m e n
n i e
d e r
i m a
l ı n
A ş
k ı n
k i t
a b ı
n ı y
a z d
ı m.
C e
n n e
t v a
t a n ı
m ı
g e z
d i m
G ö
r g ü
g ö r
d ü m ç a
r e s e
z d i m
S i
z l e
r d e
a l ı
n o k
u y u n
A ş
k ı n
k i t
a b ı
n ı y
a z d
ı m.
 Ş
I K İ
S M E
T Î (İ
S M E
T T O
S U N)
===============================================================================================================================
www.millimefkure.com’un
Kültür Hizmeti-2014-
===============================================================================================================================
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder