CERİDE-GAZETE DAĞITICILARIMIZ…
Türkiye’mizde, neredeyse sayıları
“50 rakamı”nı bulan “günlük periyotlu”, “Türkiye’miz geneli”nde yayın yapan;
bütün “vatan sathı”nda hergün dağıtılan “cerideler”imiz, “gazeteler”imiz
mevcut…
Ve yine Türkiye’mizde, kimileri
“günlük periyotlu”, kimileri “haftalık periyotlu”, kimileri de “on beş günlük
periyotlu”, belki de kimileri “aylık periyotlu”, yine belki de binlerce
“mahallî cerideler”imiz, “yerel gazeteler”imiz mevcut…
Günümüzdeki “dijital çağ”ın getirdiği
kolaylıkla, “internet imkânları” ile “sanal/siber ortam”da da olsa, her birine
“bir tık kolaylığı” ile ulaşabiliyoruz…
“Dijital Çağ”, “İnternet Asrı”,
“Sanal/Siber Teknolojik İmkânlar”, “kağıda basılı” bütün “neşriyatı”n “kağıda
basımı”nı sonlandırır mı?,”tartışmaları” da yapılmakta…
Ve bazı “cerideler” de, bazı
“gazeteler” de,hem “mahallî/yerel vasıflı” olsun; hem de aslında “Millî Basın”
diye yazmak lazım, “Türkiye geneli vasıflı” olsun, “kağıda basılı
neşriyatları”nı sonlandırıp, sadece “ sanal/siber ortamlar”da neşriyatlarını
idame ettirmekteler…
Şu bir “hakikat” ki; “sanal/siber
ortamlar”daki “okunma”, “tıklanma” nisbetleri, “hit”leri, “tirajları”, “kağıda
basılı satış tirajları”ndan da misli misli fazla…
Neticede, bir “vakıa”, bir “olgu”
, bir “hakikat” olarak, “kağıda basılı cerideler”in, “kağıda basılı
gazeteler”in “dağıtımı” da devam etmekte…
CERİDE-GAZETE
DAĞITICILARIMIZ…
Etrafımızda, malumumuz olan, aşinâ
olduğumuz çok sayıda “ceride-gazete dağıtıcılar”ımız var…
Türkiye’mizde, “ceride-gazete
dağıtıcılığı mes’elesi”nde ise “hayırlı çığır açan”, “yenilik yapan”, hattâ
“nefis terbiyesi” nâmına da “üniversite mezunu işsiz gençler”mize
“ceride-gazete dağıttırabilme” muvaffakiyetini gösterebilmiş yegâne şahsiyet
ise; benim de ömründeki “ilk patronum” olan “Denizlili”,” Tarikat-ı Muhammedîye
Pîri” rahmetli ‘Dr. Enver ÖREN” olmuştur…
Rahmetli “Dr. Enver ÖREN”,“ateşe
tapan” ‘mecusiler’in ,günümüzde bile “cerideleri-gazeteleri” ‘milyonları aşan
tirajlara” sahip”ceride-gazete dağıtım modeli”ni, “Japon Misâli”ni, Türkiye’mizde
tatbik edebilmeye muvaffak olmuş yegâne şahsiyettir de…
Hele de, bundan “30 sene
önceleri”ni, “bilgisayar”ın, “internet”in, “akıllı telefonlar”ın olmadığı
“Türkiye’miz seneleri”ni hatırlayabilirsek; “kağıda basılı yayınların
dağıtımı”nın da, “ceride-gazete dağıtıcıları”mızın da ehemmiyetini de ,daha iyi
anlar ve kavrarız…
CERİDE-GAZETE
SEKTÖRÜNÜN, EN FEDAKÂR KESİMİ
“Ceride-Gazete Dağıtıcıları”mız,
günümüzdeki “Dijital Çağ Hakikati”ne rağmen; yine de “ceride”lerimizin, “gazete”lerimizin
“en fedakâr kesimi” olma sıfatını da, hâlen de taşımaktalar…
“Yaz-kış” demeden; “sıcak-soğuk”
demeden; “kar-yağmur” demeden; “tatil matil” de demeden, “cerideleri”mizi,
“gazeteleri”mizi “dağıtan”; “aboneler”ine ulaştıran fedakâr bir kesim; “ceride-gazete
dağıtıcıları…”
“Şehir”lerde, “beled”lerde, insanlar
,ekseriyetle, adetâ ‘horul horul
uyur”ken; onlar “sabahın nuru”nda, “sabah ezanından önce” kalkarlar ve “cerideler”ini,
“gazeteler”ini getirecek “kamyonları”, ilgili ‘adresler” de beklerler…
Aldıkları “cerideleri”,
“gazeteleri” de, “ilâveleri”ne, “promosyonları”na, “hediyeleri”ne azamî dikkat
ederek; kimileri eski-püskü ‘bisikletleri” ile kimileri bilmem kaç model
“motosikletleri” ile kimileri “yaya”n; kimileri de “taksileri” ile “abonelerinin
adresleri”ne dağıtırlar…
Öyle “çağ atlamış” bir “ülke”de de
“ceride-gazete dağıtıcılığı” yapamadıklarından;ekseriyetle, “abonelerine ait
cerideleri”, “abonelerine ait gazeteleri”, ya “kapı kolları”na iliştirerek, ya
“kapı altından atarak”, ya da “balkonlarına fırlatarak” “abonelerine” ulaştırırlar…
“ÖZLÜK HAKLARI”
Aslında “ceride-gazete
dağıtıcıları”nın da kendilerine ait “özlük hakları” da vardır. Her bir
“ceride”den, her bir “gazete”den, çok cüzî de olsa, bilmem ne oranında “kâr
payı” alırlar da..
“Cerideleri”ne, “gazeteleri”ne
“reklâm” temin ettiklerinde de, yine bilmem ne oranında “kâr payı” alırlar…
Bu sebepten de “abone sayıları”,
“abone rakamları” da ehemmiyetlidir…
Fakat, ekseriyet ile kimileri “bir güzel ülkü
uğruna”, kimileri de “İslâm Dâvâsı uğruna”, kimileri de “şirketleri uğruna” her
türlü “çile”ye de katlanırlar…
Velâkin, belki de hâlâ “sigortaları
yoktur”, belki de hâlâ “maaş” da alamamaktadırlar…
Belki de, hâlâ tabiri caizse
“dağıttıkları cerideleri”, “dağıttıkları gazeteleri”, “Cağaloğlu”ndan
“Plaza”lara taşınmıştır, büyük “şirket”lere, “holdingler”e dönüşmüştür amma
“ceride-gazete dağıtıcı”ları olarak, tabiri caizse “özlük hakları”nda
‘iyileştirmeler” de yapılmamıştır…
“Her türlü çileye katlanmak” da
öyle bir şey olsa gerek…
Üstelik, “dağıttıkları
cerideler”in, “dağıttıkları gazeteler”in ‘yaptığı haberler”in de,
“köşeyazarları”nın yazdığı yazıların muhtevası da, gelebilecek “ tehlikeli
baskıları” da göğüslemeyi de gerektirmektedir…
ELHASIL:
“Benim bir hayalim var” ‘nokta-i
nazarı”ndan ifâde etmek istersem; şöyle muhkem “özlük hakları”na sahip biri
olarak, ikinci, üçüncü meşgaleler yapma ihtiyacı duymadan; yine şöyle “pırıl
pırıl bisikletler”le veya “gıcır gıcır motosikletler”le “cerideler”imizi,
“gazeteler”imizi dağıtabilmek…
Yine “abonelerimin cerideleri”ni,
“abonelerimin gazeteleri”ni, oraya-buraya âdeta ‘zula etme ihtiyacı
duymayarak’; şöyle “modern kutulara” iştiyâk ile bırakabilmek…
Şâyed, yayın hayatına başladığı
senelerde, “Yeni Şafak Gazetesi “, “dağıtıcıları”na, “hayalimdekileri” tatbik
edebilseydi, belki de “sergüzeşt-i hayat”ım daha başka şekillenecekti…
Selâm olsun “ceride-gazete
dağıtıcılarımıza…”
Terme, 3 Eylül 2019
İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder