3 Eylül 2019 Salı

CERİDE-GAZETE DAĞITICILARIMIZ...

CERİDE-GAZETE DAĞITICILARIMIZ…



Türkiye’mizde, neredeyse sayıları “50 rakamı”nı bulan “günlük periyotlu”, “Türkiye’miz geneli”nde yayın yapan; bütün “vatan sathı”nda hergün dağıtılan “cerideler”imiz, “gazeteler”imiz mevcut…

Ve yine Türkiye’mizde, kimileri “günlük periyotlu”, kimileri “haftalık periyotlu”, kimileri de “on beş günlük periyotlu”, belki de kimileri “aylık periyotlu”, yine belki de binlerce “mahallî cerideler”imiz, “yerel gazeteler”imiz mevcut…

Günümüzdeki “dijital çağ”ın getirdiği kolaylıkla, “internet imkânları” ile “sanal/siber ortam”da da olsa, her birine “bir tık kolaylığı” ile ulaşabiliyoruz…

“Dijital Çağ”, “İnternet Asrı”, “Sanal/Siber Teknolojik İmkânlar”, “kağıda basılı” bütün “neşriyatı”n “kağıda basımı”nı sonlandırır mı?,”tartışmaları” da yapılmakta…

Ve bazı “cerideler” de, bazı “gazeteler” de,hem “mahallî/yerel vasıflı” olsun; hem de aslında “Millî Basın” diye yazmak lazım, “Türkiye geneli vasıflı” olsun, “kağıda basılı neşriyatları”nı sonlandırıp, sadece “ sanal/siber ortamlar”da neşriyatlarını idame ettirmekteler…

Şu bir “hakikat” ki; “sanal/siber ortamlar”daki “okunma”, “tıklanma” nisbetleri, “hit”leri, “tirajları”, “kağıda basılı satış tirajları”ndan da misli misli fazla…

Neticede, bir “vakıa”, bir “olgu” , bir “hakikat” olarak, “kağıda basılı cerideler”in, “kağıda basılı gazeteler”in “dağıtımı” da devam etmekte…


CERİDE-GAZETE DAĞITICILARIMIZ…


Etrafımızda, malumumuz olan, aşinâ olduğumuz çok sayıda “ceride-gazete dağıtıcılar”ımız var…

Türkiye’mizde, “ceride-gazete dağıtıcılığı mes’elesi”nde ise “hayırlı çığır açan”, “yenilik yapan”, hattâ “nefis terbiyesi” nâmına da “üniversite mezunu işsiz gençler”mize “ceride-gazete dağıttırabilme” muvaffakiyetini gösterebilmiş yegâne şahsiyet ise; benim de ömründeki “ilk patronum” olan “Denizlili”,” Tarikat-ı Muhammedîye Pîri” rahmetli ‘Dr. Enver ÖREN” olmuştur…

Rahmetli “Dr. Enver ÖREN”,“ateşe tapan” ‘mecusiler’in ,günümüzde bile “cerideleri-gazeteleri” ‘milyonları aşan tirajlara” sahip”ceride-gazete dağıtım modeli”ni, “Japon Misâli”ni, Türkiye’mizde tatbik edebilmeye muvaffak olmuş yegâne şahsiyettir de…

Hele de, bundan “30 sene önceleri”ni, “bilgisayar”ın, “internet”in, “akıllı telefonlar”ın olmadığı “Türkiye’miz seneleri”ni hatırlayabilirsek; “kağıda basılı yayınların dağıtımı”nın da, “ceride-gazete dağıtıcıları”mızın da ehemmiyetini de ,daha iyi anlar ve kavrarız…

CERİDE-GAZETE SEKTÖRÜNÜN, EN FEDAKÂR KESİMİ


“Ceride-Gazete Dağıtıcıları”mız, günümüzdeki “Dijital Çağ Hakikati”ne rağmen; yine de “ceride”lerimizin, “gazete”lerimizin “en fedakâr kesimi” olma sıfatını da, hâlen de taşımaktalar…

“Yaz-kış” demeden; “sıcak-soğuk” demeden; “kar-yağmur” demeden; “tatil matil” de demeden, “cerideleri”mizi, “gazeteleri”mizi “dağıtan”; “aboneler”ine ulaştıran fedakâr bir kesim; “ceride-gazete dağıtıcıları…”

“Şehir”lerde, “beled”lerde, insanlar ,ekseriyetle, adetâ  ‘horul horul uyur”ken; onlar “sabahın nuru”nda, “sabah ezanından önce” kalkarlar ve “cerideler”ini, “gazeteler”ini getirecek “kamyonları”, ilgili ‘adresler” de beklerler…

Aldıkları “cerideleri”, “gazeteleri” de, “ilâveleri”ne, “promosyonları”na, “hediyeleri”ne azamî dikkat ederek; kimileri eski-püskü ‘bisikletleri” ile kimileri bilmem kaç model “motosikletleri” ile kimileri “yaya”n; kimileri de “taksileri” ile “abonelerinin adresleri”ne dağıtırlar…

Öyle “çağ atlamış” bir “ülke”de de “ceride-gazete dağıtıcılığı” yapamadıklarından;ekseriyetle, “abonelerine ait cerideleri”, “abonelerine ait gazeteleri”, ya “kapı kolları”na iliştirerek, ya “kapı altından atarak”, ya da “balkonlarına fırlatarak” “abonelerine” ulaştırırlar…

“ÖZLÜK HAKLARI”

Aslında “ceride-gazete dağıtıcıları”nın da kendilerine ait “özlük hakları” da vardır. Her bir “ceride”den, her bir “gazete”den, çok cüzî de olsa, bilmem ne oranında “kâr payı” alırlar da..

“Cerideleri”ne, “gazeteleri”ne “reklâm” temin ettiklerinde de, yine bilmem ne oranında “kâr payı” alırlar…

Bu sebepten de “abone sayıları”, “abone rakamları” da ehemmiyetlidir…

 Fakat, ekseriyet ile kimileri “bir güzel ülkü uğruna”, kimileri de “İslâm Dâvâsı uğruna”, kimileri de “şirketleri uğruna” her türlü “çile”ye de katlanırlar…

Velâkin, belki de hâlâ “sigortaları yoktur”, belki de hâlâ “maaş” da alamamaktadırlar…

Belki de, hâlâ tabiri caizse “dağıttıkları cerideleri”, “dağıttıkları gazeteleri”, “Cağaloğlu”ndan “Plaza”lara taşınmıştır, büyük “şirket”lere, “holdingler”e dönüşmüştür amma “ceride-gazete dağıtıcı”ları olarak, tabiri caizse “özlük hakları”nda ‘iyileştirmeler” de yapılmamıştır…

“Her türlü çileye katlanmak” da öyle bir şey olsa gerek…

Üstelik, “dağıttıkları cerideler”in, “dağıttıkları gazeteler”in ‘yaptığı haberler”in de, “köşeyazarları”nın yazdığı yazıların muhtevası da, gelebilecek “ tehlikeli baskıları” da göğüslemeyi de gerektirmektedir…

ELHASIL:

“Benim bir hayalim var” ‘nokta-i nazarı”ndan ifâde etmek istersem; şöyle muhkem “özlük hakları”na sahip biri olarak, ikinci, üçüncü meşgaleler yapma ihtiyacı duymadan; yine şöyle “pırıl pırıl bisikletler”le veya “gıcır gıcır motosikletler”le “cerideler”imizi, “gazeteler”imizi dağıtabilmek…

Yine “abonelerimin cerideleri”ni, “abonelerimin gazeteleri”ni, oraya-buraya âdeta ‘zula etme ihtiyacı duymayarak’; şöyle “modern kutulara” iştiyâk ile bırakabilmek…

Şâyed, yayın hayatına başladığı senelerde, “Yeni Şafak Gazetesi “, “dağıtıcıları”na, “hayalimdekileri” tatbik edebilseydi, belki de “sergüzeşt-i hayat”ım daha başka şekillenecekti…

Selâm olsun “ceride-gazete dağıtıcılarımıza…”

Terme, 3 Eylül 2019
İsmet GÜLTEKİN

Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

Hiç yorum yok: