“ORDU-MİLLET” DEMEK;
“ORDULAŞMIŞ MİLLET” DEMEK;
“ASKER MİLLET” DEMEK DEĞİLDİR…
“ORDU-MİLLET” DEMEK;
“ŞEHİRLİ MİLLET”,
“ŞEHİRLEŞMİŞ MİLLET” DEMEKTİR…
-Yüz Yıllık Ezber Bozuluyor-
Geçenlerde,20.Ocak.2019’da, “Başkan”ımız, “Ordu Aday Tanıtım
Toplantısı” sürecinde, Ordu’da yaptığı konuşmada,”tarihî açı”dan benim de ‘ilk
defa’ işittiğim ve haliyle “irkildiğim” çok ehemmiyetli bir cümle de sarfetti:
“-Eski Türkçe’de ‘Ordu’ demek, ‘Şehir’ demektir…”
Hal bu ki, benim de dahil olduğum “1965 Nesli”, hiç de
böyle ifâde duymamıştık…
Hele ki, “de facto” ve “de jarso” olarak da, hem
“fiiliyat”ta, hem de “hukukî” olarak da, neredeyse tamamına yakını(Yüzde Seksen
nispetinde), FETÖ/PDY’li, kabaca “Amerikan Figüranı” bir “Ordumuz
Gerçeği/T.S.K. Hakikati” ‘süreçleri’nde, bazen kendimizce “nükteler” de
yapardık:
“-Biz, Ordumuzu çok seviyoruz. Çünkü Karadeniz’in
kıyısında…”
Ve “Ordu Vilâyeti”mizi hatırlatırdık…
Ve elbette ki, “Cumhuriyet Tarihimizi”in çok
ehemmiyetli “Düşünce kadınları”ndan Alev ALATLI Hanımefendi’nin anlatmak
istediği “Ölü Sevicilik Olayı”nın da farkındaydık…
Neredeyse, bütün “01.01. doğumlu Anadolu Çocukları”nı,
bir “malûm zihniyet”; adeta, çarçabucak
‘şehid’ ettirip, “öbür tarafa”, “ahirete” göndermenin telaşı içindeydiler!!!
Hal bu ki, belki de bir ‘tartışma mevzû’, bir
‘münazara mevzû’ olabilecek bir
“mevzû” olarak da; ‘Peygamberlerimizin
Başbuğu”, Efendimiz(s.a.v.) “Şehid” olarak
mı,‘Terk-i Dünya’ eylemişti ki!!!
BİZ TÜRKLERDE “ORDU” MEFHUMU…
“Cumhuriyet Tarihimizin üçüncü devresi” de denilen
‘devre’nin de “İlk Başkanı” olan “Başkan”ımız, “Ordu Vilayeti”ndeki
konuşmasında, doğru demişti:
“-Eski Türkçe’de ‘Ordu’ demek, ‘Şehir’ demekti…”
Şöyle bir “internet teknolojisi” imkânı ile de
“taharrir” ettiğimizde, “araştırdığımızda”, “Ordu Mefhumu”, bidayetten günümüze
kadar “birçok anlamlarda kullanılmış…”
Neredeyse “Yüz Seneden Beri”, “Bir Asırdan Beri”,
benim de dahil olduğum “1965 Nesli”ne ve hattâ “Bütün Nesillerimize”, “En çok
bilinen anlamı” veya “Tek Bilinen Anlamı” olanı kavrattırmışlar, adeta
“beyinlerimizi yıkamışlar…”
Halbu ki, “Ordu” mefhumunun “birçok anlamları” var…
Biz Türklerde, “Ordu” mefhumunun “anlam
değişiklikleri” şöyle:
Ordu= Hükümdar çadırı…
Ordu= Komutanların karargâhı…
Ordu=Şehir, Başşehir, Başkent…
Ordu= Askerî topluluk…
Ordu= Saray
‘Ordu’ mefhumu, Hakan ve Ailesinin bulunduğu
‘yer’,’mekân’,’şehir’ anlamında…
‘Devlet’in ‘en orta yeri’, ‘en orta mekanı’, ‘en orta
şehri…’
‘Şehrin göbeği ‘ anlamında…
“Uygur Türkleri Dönemi”nde, ‘Hanlık Otağı’nın
bulunduğu “Başşehir”e de, “Ordu-Balıg” denirdi..
“Moğollar” ise “Ordu=Saray” ve “Ordu Evi” derlerdi…
“Ordu Evi” yani “Şehir Evi”, “Şehirlilerin Evi”,
“Şehirleşmişlerin Evi”, “Medine Evi”, “Medenî Ev” anlamlarında…
“Hekimoğlu Türküsü”nde geçtiği üzre; “Ünye ile Fatsa
arasına, Ordu da kuruldu…”
“Ordu da kuruldu” yani “Şehir Kuruldu” anlamında…
Biz Türkler, bilhassa “Uygur Türkleri Dönemi” ile
başlayan; “göçebelikten yerleşik hayata” yani “Ordululaşmaya”,”Şehirlileşmeye”
geçtiğimiz vetirede, “Ordu” mefhumunun da
anlamı, “şehir”, “şehirlileşme”, “Medineli olma”, “Medenî olma”, hatta
“Başşehir”, “Başkent” anlamlarını da almaya başlamış…(*)
Nitekim, Samsun Çarşamba’daki, ‘Taceddinoğlu
Alparslan’ın Merkezi”deki “Ordu Köyü”(**) idi..
“Merkezî Köy” idi…
Esasında burada kullanılan “Ordu Köyü” tabiri, iki
ters, iki tezat, iki zıt kelimenin de
kullanımını ihtiva ediyor:
“Ordu= Şehir”, “Ordu= Başşehir” anlamlarını tefekkür
ettiğimizde, “Ordu Köyü” de, esasında, 14. asırdaki ‘Taceddinoğulları
Beyliği’nin de adeta “Başşehri” denilebilecek bir târifi de ifâde ediyor…
Biliyoruz ki, “şehir” kelimesinin tezatı “köy”dür…
“Em”, “yoksa”, bugün bizim bildiğimiz “Köy” anlamında değil, “Çarşamba Ordu Köyü….”
ARVASÎ HOCA ve “ORDU-MİLLET” MEFHUMU
Esasında, “Türk-İslâm Ülküsü”nün “kitabını da yazmış”
olan; “Nizâm-ı Âlem Ülkücülüğünün Lideri” rahmetli Seyyid Ahmed ARVASÎ Hocamız
da; bilhassa ’12 Eylül 1980 Sonrası’ tekrar yazmaya başladığı, “Türkiye
Gazetesi”ndeki “Hasbihâl” isimli ‘köşesi’nde, “Ordu-Millet Mes’elesi”nde de hep
şu hususu, yukarıdan beri yazdığımız hususları vurgulamak ve o şekilde istikametlendirmeye
gayret etmiş de…
“Beş Cilt” hâlinde “kitaplaştırılma vaadi” yapıldığı
hâlde, “Size Sesleniyorum”(***) ismi ile sadece “İki Cilt” hâlinde
‘kitaplaştırılmış’ eserlerinde, “ömrünü yetiştirmeye adadığı gençliğe” de hep
şunu demek istemiş:
“- Sizler, açıkcası, ‘Devlet’in Güvenlik Güçleri’
değilsiniz…”Ordu-Millet” değilsiniz.. “Asker Millet” değilsiniz…Şehirleşin…Şehirli
olun…Köylülükten kurtulun…Medineli olun…Medenî olun…Ticaret yapın, sanayileşme
faaliyetlerinde bulunun…”
Hattâ o kertedeki, “Size Sesleniyorum”daki
“Ordu-Millet”yazısının öncelerinde,
yazıları içerisinde işlemiş olduğu üzre, hemen sonrasındaki yazısının
başlığı:”Şehirleşme ve Medeniyet”
“Biz”, “Bizler” anlayamamışız tabiî…
Kaldı ki, “Her Türk Asker Doğar” sloganının da, sözünün
de, bir “Ecnebî Komutan”a, bir “Yabancı Komutan”a ait olduğunu da biliyorsunuz
değil mi?!
ELHASIL:
“Yüz Yıllık Ezber Bozuluyor…”
“Cumhuriyet Tarihimizin Üçüncü Evresi”nin “İlk
Başkanı”, “Başkan”ımızın, 20.Ocak.2019, Pazar günü, “Ordu Aday Tanıtımı”
sürecinde dediği; “Eski Türkçe’de ‘Ordu’ demek, ‘Şehir’ demektir” sözü, “Tarihî
Hakikat” ve “Ezber Bozucu” olması hasebiyle de, tam bir “Zihniyet İnkılâbı”
yaşatmıştır…
Her türlü “Emperyaller” çatlasın!!!
Vesselâm…
Terme, 23.Ocak.2019
İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci
Dip Notlar:
(*): www.cokbilgi.com,’Ordu’
Kelimesinin Türk Dili ve Tarihinde Kullanımı…
(**): “Çarşamba Araştırmaları”, Editör: Prof.Dr.Cevdet
YILMAZ, Çarşamba Belediyesi Kültür Yay.:No.:2 Birinci Basım, 30 Ocak 2014,
s.342,343
(***): S.Ahmet Arvasî, “Size Sesleniyorum-1” , Türkiye Gazetesi’ndeki
yazıları, İstanbul –Şubat 1989,İhlas Matbaacılık, s.251,252,253,254
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder