25 Ocak 2019 Cuma

ESASINDA "ORDU-MİLLET" DEMEK...

“ORDU-MİLLET” DEMEK;
“ORDULAŞMIŞ MİLLET” DEMEK;
“ASKER MİLLET” DEMEK DEĞİLDİR…

“ORDU-MİLLET” DEMEK;
“ŞEHİRLİ MİLLET”,
“ŞEHİRLEŞMİŞ MİLLET” DEMEKTİR…

                   -Yüz Yıllık Ezber Bozuluyor-





Geçenlerde,20.Ocak.2019’da, “Başkan”ımız, “Ordu Aday Tanıtım Toplantısı” sürecinde, Ordu’da yaptığı konuşmada,”tarihî açı”dan benim de ‘ilk defa’ işittiğim ve haliyle “irkildiğim” çok ehemmiyetli bir cümle de sarfetti:
“-Eski Türkçe’de ‘Ordu’ demek, ‘Şehir’ demektir…”

Hal bu ki, benim de dahil olduğum “1965 Nesli”, hiç de böyle ifâde duymamıştık…

Hele ki, “de facto” ve “de jarso” olarak da, hem “fiiliyat”ta, hem de “hukukî” olarak da, neredeyse tamamına yakını(Yüzde Seksen nispetinde), FETÖ/PDY’li, kabaca “Amerikan Figüranı” bir “Ordumuz Gerçeği/T.S.K. Hakikati” ‘süreçleri’nde, bazen kendimizce “nükteler” de yapardık:
“-Biz, Ordumuzu çok seviyoruz. Çünkü Karadeniz’in kıyısında…”
Ve “Ordu Vilâyeti”mizi hatırlatırdık…
Ve elbette ki, “Cumhuriyet Tarihimizi”in çok ehemmiyetli “Düşünce kadınları”ndan Alev ALATLI Hanımefendi’nin anlatmak istediği “Ölü Sevicilik Olayı”nın da farkındaydık…

Neredeyse, bütün “01.01. doğumlu Anadolu Çocukları”nı, bir “malûm zihniyet”;  adeta, çarçabucak ‘şehid’ ettirip, “öbür tarafa”, “ahirete” göndermenin telaşı içindeydiler!!!

Hal bu ki, belki de bir ‘tartışma mevzû’, bir ‘münazara mevzû’  olabilecek bir “mevzû”  olarak da; ‘Peygamberlerimizin Başbuğu”, Efendimiz(s.a.v.) “Şehid” olarak  mı,‘Terk-i Dünya’ eylemişti ki!!!

              BİZ TÜRKLERDE “ORDU” MEFHUMU…


“Cumhuriyet Tarihimizin üçüncü devresi” de denilen ‘devre’nin de “İlk Başkanı” olan “Başkan”ımız, “Ordu Vilayeti”ndeki konuşmasında, doğru demişti:
“-Eski Türkçe’de ‘Ordu’ demek, ‘Şehir’ demekti…”

Şöyle bir “internet teknolojisi” imkânı ile de “taharrir” ettiğimizde, “araştırdığımızda”, “Ordu Mefhumu”, bidayetten günümüze kadar “birçok anlamlarda kullanılmış…”

Neredeyse “Yüz Seneden Beri”, “Bir Asırdan Beri”, benim de dahil olduğum “1965 Nesli”ne ve hattâ “Bütün Nesillerimize”, “En çok bilinen anlamı” veya “Tek Bilinen Anlamı” olanı kavrattırmışlar, adeta “beyinlerimizi yıkamışlar…”

Halbu ki, “Ordu” mefhumunun “birçok anlamları” var…

Biz Türklerde, “Ordu” mefhumunun “anlam değişiklikleri” şöyle:

Ordu= Hükümdar çadırı…
Ordu= Komutanların karargâhı…
Ordu=Şehir, Başşehir, Başkent…
Ordu= Askerî topluluk…
Ordu= Saray
‘Ordu’ mefhumu, Hakan ve Ailesinin bulunduğu ‘yer’,’mekân’,’şehir’ anlamında…

‘Devlet’in ‘en orta yeri’, ‘en orta mekanı’, ‘en orta şehri…’
‘Şehrin göbeği ‘ anlamında…

“Uygur Türkleri Dönemi”nde, ‘Hanlık Otağı’nın bulunduğu “Başşehir”e de, “Ordu-Balıg” denirdi..

“Moğollar” ise “Ordu=Saray” ve “Ordu Evi” derlerdi…

“Ordu Evi” yani “Şehir Evi”, “Şehirlilerin Evi”, “Şehirleşmişlerin Evi”, “Medine Evi”, “Medenî Ev” anlamlarında…

“Hekimoğlu Türküsü”nde geçtiği üzre; “Ünye ile Fatsa arasına, Ordu da kuruldu…”
“Ordu da kuruldu” yani “Şehir Kuruldu” anlamında…
Biz Türkler, bilhassa “Uygur Türkleri Dönemi” ile başlayan; “göçebelikten yerleşik hayata” yani “Ordululaşmaya”,”Şehirlileşmeye” geçtiğimiz vetirede, “Ordu” mefhumunun da  anlamı, “şehir”, “şehirlileşme”, “Medineli olma”, “Medenî olma”, hatta “Başşehir”, “Başkent” anlamlarını da almaya başlamış…(*)

Nitekim, Samsun Çarşamba’daki, ‘Taceddinoğlu Alparslan’ın Merkezi”deki “Ordu Köyü”(**) idi..
“Merkezî Köy” idi…

Esasında burada kullanılan “Ordu Köyü” tabiri, iki ters, iki tezat, iki zıt  kelimenin de kullanımını ihtiva ediyor:

“Ordu= Şehir”, “Ordu= Başşehir” anlamlarını tefekkür ettiğimizde, “Ordu Köyü” de, esasında, 14. asırdaki ‘Taceddinoğulları Beyliği’nin de adeta “Başşehri” denilebilecek bir târifi de ifâde ediyor…

Biliyoruz ki, “şehir” kelimesinin tezatı “köy”dür…
“Em”, “yoksa”, bugün bizim bildiğimiz  “Köy” anlamında değil, “Çarşamba Ordu Köyü….”



                ARVASÎ HOCA ve “ORDU-MİLLET” MEFHUMU

Esasında, “Türk-İslâm Ülküsü”nün “kitabını da yazmış” olan; “Nizâm-ı Âlem Ülkücülüğünün Lideri” rahmetli Seyyid Ahmed ARVASÎ Hocamız da; bilhassa ’12 Eylül 1980 Sonrası’ tekrar yazmaya başladığı, “Türkiye Gazetesi”ndeki “Hasbihâl” isimli ‘köşesi’nde, “Ordu-Millet Mes’elesi”nde de hep şu hususu, yukarıdan beri yazdığımız hususları vurgulamak ve o şekilde istikametlendirmeye gayret etmiş de…

“Beş Cilt” hâlinde “kitaplaştırılma vaadi” yapıldığı hâlde, “Size Sesleniyorum”(***) ismi ile sadece “İki Cilt” hâlinde ‘kitaplaştırılmış’ eserlerinde, “ömrünü yetiştirmeye adadığı gençliğe” de hep şunu demek istemiş:

“- Sizler, açıkcası, ‘Devlet’in Güvenlik Güçleri’ değilsiniz…”Ordu-Millet” değilsiniz.. “Asker Millet” değilsiniz…Şehirleşin…Şehirli olun…Köylülükten kurtulun…Medineli olun…Medenî olun…Ticaret yapın, sanayileşme faaliyetlerinde bulunun…”

Hattâ o kertedeki, “Size Sesleniyorum”daki “Ordu-Millet”yazısının öncelerinde,  yazıları içerisinde işlemiş olduğu üzre, hemen sonrasındaki yazısının başlığı:”Şehirleşme ve Medeniyet”

“Biz”, “Bizler” anlayamamışız tabiî…

Kaldı ki, “Her Türk Asker Doğar” sloganının da, sözünün de, bir “Ecnebî Komutan”a, bir “Yabancı Komutan”a ait olduğunu da biliyorsunuz değil mi?!

                                    ELHASIL:

“Yüz Yıllık Ezber Bozuluyor…”

“Cumhuriyet Tarihimizin Üçüncü Evresi”nin “İlk Başkanı”, “Başkan”ımızın, 20.Ocak.2019, Pazar günü, “Ordu Aday Tanıtımı” sürecinde dediği; “Eski Türkçe’de ‘Ordu’ demek, ‘Şehir’ demektir” sözü, “Tarihî Hakikat” ve “Ezber Bozucu” olması hasebiyle de, tam bir “Zihniyet İnkılâbı” yaşatmıştır…

Her türlü “Emperyaller” çatlasın!!!

Vesselâm…

Terme, 23.Ocak.2019
İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Eğitimci

Dip Notlar:

(*): www.cokbilgi.com,’Ordu’ Kelimesinin Türk Dili ve Tarihinde Kullanımı…
(**): “Çarşamba Araştırmaları”, Editör: Prof.Dr.Cevdet YILMAZ, Çarşamba Belediyesi Kültür Yay.:No.:2 Birinci Basım, 30 Ocak 2014, s.342,343

(***): S.Ahmet Arvasî, “Size Sesleniyorum-1”, Türkiye Gazetesi’ndeki yazıları, İstanbul –Şubat 1989,İhlas Matbaacılık, s.251,252,253,254

Hiç yorum yok: