MÜSLÜMAN ANKARA
“Müslüman
Ankara…”
Esasında
“tırnaksız” yazmalıyım: Müslüman Ankara…
Böyle bir
şuur farkındalığına ise “Diyanet TV”nin “Şehirlerin Ruhu” programının “Ankara”,
“Beypazarı” bölümlerini seyrettiğim 2018’in Mayıs’ı, 9’un da vardım.(1)
Ömürleri
yarım asrı geçen “Cumhuriyet Nesilleri”yiz neticede…
“Cumhuriyet
Çocukları” demeyeceğim…
“Cumhuriyet
Nesilleri…”
Çünkü
artık biliyor ve şuur farkındalığındayız ki; “Cumhuriyet Çocukları” diyen ‘Amerika
Görmüş ‘“nesiller” bile neredeyse “bağırlarından neşvü nema” bulmuş,
“Cumhuriyet tarihinin en büyük ve sinsî işgal-darbe girişimini
gerçekleştirmiş”, “Neo-Haşhaşi Terör Örgütü”nü, bilinen ve yaygın ismi ile
“Fetullahçı Terör Örgütü”nü, “Paralel Devlet Yapısı Örgütü”nü zamanında
anlayarak, zamanında kavrayarak cemiyeti, toplumu uyandıramamışlar…
Maalesef…
Maateessüf..
“Diyanet
TV”nin mezkûr programını seyrettiğim gecede, zihnimde çakan şimşekler…
Birikimlerimi
hatırladım…
Merhum
Osman Zeki Yüksel, nam-ı diğer SERDENGEÇTİ’nin “Mâbetsiz Şehir” isimli eserini
hatırladım…
Sözde
“Nur Dershaneleri”nde, “Nurcu ağabeyler”in büyük bir iştiyak ve alayvâri,
küçümseyici bir tarzda ifade ettikleri, meşhur “Ankara değil, En kara”(2) karalamalarını hatırladım…
Ömrümde
neticede, bir “Cumhuriyet Nesli” olarak teşekkül eden “Ankara Soğukluğu” bile
demeye hacet yok; “Ankara Düşmanlığı”nı hatırladım…
Ve
elbette şuur farkındalığına da ulaştım:
Bir “Büyük
Süper GüçZ ihniyeti” de dahil; “her rengi ile Emperyaller”, bilumum “Türkiye
Düşmanları”, yetişme tarzım itibari ile de bazen “Nurcular” üzerinden; bazen de
bimem ne üzerinden “Türkiye Düşmanlığı” modülüne sokmak istiyordu bizleri…
Bizleri,”Cumhuriyet
Nesilleri”ni, böylece “Neo-Haşhaşiler” gibi, “tarihte yüz seneyi aşan bir
devlet kuramamış ikinci Haşhaşiler” gibi, “Nurculuğun bağrından neşvü nema
bulmuş Fetullahçı Terör Örgütü mensupları” gibi “Mankurtlaştırmak” ve biyolojik
olarak bile “doğduğumuz memleketlere” bile “düşman” etmek istiyorlardı…
“Müslüman
Ankara”da, Müslüman Ankara’da, ömrümde geçen bizatihi günlerimi hatırladım..Seyranbağlarını,
Keçiöreni, Kocatepe Camii’ni,Etlik Atadan caddesini, hattâ kuytu yerlere yaptığımız camii ziyaretlerini,
Camii altındaki Karadenizli Üniversite talebeleri arasındaki günlerimi…
Anladım
ve kavradım ki; “Tek Suçu Yeni Bir Türk Devleti Kurmak” olan “Müslüman Atatürk
Düşmanlığı” gibi; “Müslüman Ankara Düşmanlığı” üzerinden; “her rengi ile
Emperyal Güçler”, bilumum “iç-dış ecnebî servisler”, kelimenin tam anlamı ile
“Türkiye Düşmanlığı” yapıyorlardı…
Mes’ele
“Müslüman Atatürk” veya “Müslüman Ankara” “Düşmanlığı” değildi…
“Türkiye
Düşmanlığı” idi…
“Ömrüm
Ankara” kitabının müellifinin demek istediği üzre;
“Tahkiksiz(Araştırmadan)
Atatürk Düşmanlığı” idi, “Tahkiksiz(Ararştırmadan) Ankara Düşmanlığı” idi
yapılan…
Yapılan
neticede “Türkiye Düşmanlığı” idi…
“Cumhuriyetçiler onu
yoktan var ettiklerini ilân ettiler, düpedüz yok saydılar; muarızları ise
Cumhuriyetçilerin mabedsiz şehrine tepki olarak tahkiksiz Ankara düşmanı
oldular.”(3)
Tıpkı
güya “Sözler”den, “Risale-i Nur Külliyatı”ndan “beslenmiş” olan “Nurcular”
gibi: “Müslüman Ankara”ya “En Kara” diye tarif ediyorlardı.: “Birbiri içinde beni
ihata eden dört beş ihtiyarlık karanlıkları içinde, Ankara’da en kara
bir hâlet-i ruhiye hissettiğimden, HAŞİYE bir nur, bir teselli,
bir rica aradım.”(4)
ANKARA
EVLİYÂLARI(5)
“Diyanet TV”nin “Şehirlerin Ruhu Ankara”yı anlattığı programı
seyrederken; “-Ankara’da ne de çok evliyâlar, türbeler, yatırlar varmış.
Ankara, bizlere enjekte edilmek istenildiği gibi değilmiş. Türk-İslâm diyarı
imiş…Horasan Alperenlerin toprağı imiş. Müslüman Türk toprağı imiş” dediğimi
hatırlıyorum.
Merhum Hacı Bayram Velîler, merhum Abdülhakim ARVASÎler, merhum
Ahmet MEKKÎNÎler, merhum Tabduk EMRELER, merhum Taceddin Velîler…
Zİhnimde Mayıs 2018 9’unda teşekkül ettirdiğim bu yazımı yazarken;
internetten araştırdım. Sayıları 60’ı(altmışı) bulan “Ankara Evliyâları…”
Hattâ öyle ki, “Ankara Evliyâları” mefhumu bile zihnimde bu tarihe
kadar teşekkül etmemiş ki; kütüphanemde “İstanbul Evliyâları”ndan tut ne “eserler”
varken; “Ankara Evliyâları” üzerine bir esercik bile yoktu…
Halbu ki, gayet muhkem “iki eseri” de bu vesile ile keşfettim…
“Ankara”, asla ve kat’a “ En Kara” değildi…
“Ankara”, asla ve kat’a “Mâbetsiz Şehir” değildi…
“Ankara”, tıpkı “Medine-i İstanbul” gibi, tıpkı “Kastamonu” gibi,
tıpkı daha çok sayıdaki “şehir”lerimiz gibi “Evliyâlar Şehri/Evliyâlar Diyarı”
“Müslüman Ankara” idi, “Türk Ankara” idi, “Müslüman Türk Ankara” idi…
“Müslüman Ankara”, Müslüman Ankara, tabiri caizse ANKA-RA idi…
“ZÜMRÜD-Ü ANKA-RA” idi…
Vesselam…
Terme, İsmet GÜLTEKİN
Araştırmacı-Yazar ve Öğretmen
Dip Notlar:
(1): “Diyanet TV”,
“Şehirlerin Ruhu” Programı, “Beypazarı” ve “Ankara”, 56. ve 57. Bölümleri(Not:
Youtube’tan seyredebilir…)
(2): Risale-i Nur
Külliyatı, Lem’alar, 26. Lem’a veya Hubab Risalesi,www.sorularlarisale.com,
26.07.2018
(3):D. Mehmed DOĞAN,
“Ömrüm Ankara”, www.tyb.org
(4): Risale-i Nur
Külliyatı, adı geçen eser…
(5): Remi YURDUM,
“Ankara Evliyâları”,kitap ve Sıddık DEMİR, “Ankara Gönül Erleri”, kitap(Not:
“Ankara Gönül Erleri” kitabı daha kapsayıcı bir eser vasfında)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder