13 Kasım 2014 Perşembe

NECİP FAZIL'LAR, SERDENGEÇTİLER DE Mİ BOP-AKP RÜZGÂRLARINA KAPILDI YOKSA?!

“Şairler Sultanı” Necip FAZIL’lar
ve
“Bayrak Adam” SERDENGEÇTİ’ler de,

BOP-AKP Rüzgârlarına mı Kapıldı Yoksa?!


Bindokuzyüz seksen üç’lü seneler, “USA Markalı” “Our Boys”ların  yaptığı “millete darbe”nin tesirlerinin alenen devam ettiği senelerdi. Bizim gibi yaşları 17-18 olan “Anadolu Çocukları”nın da “Üniversitelere” adım attığı senelerdi. Yani, adetâ kavgasız, gürültüsüz, anarşisiz-terörsüz “Üniversite bitiren nesiller”in seneleri…Hadi diyelim, “Türk Sağı”nın çok farklı meşrepteki gençlerin, adetâ spontane bir şekilde kol kola, omuz omuza olduğu seneler..
İ.T.Ü.’yü rabbimin yine bir ikramı olarak “lise bitimi” kazanmıştım. Erenköy’de, İntaş Sitesi’ndeki bir evde, aile yanında kalmaktaydım. “Medine-i İstanbul”un bu kadar “modernleşme”diği, velâkin bu kadar da “yozlaşmadığı” senelerdi. İ.T.Ü.’deki ders bitimi Cağaloğlu’na iner,”Yeşilay Cemiyeti” binasındaki mütevâzı mekandaki rahmetli Ahmet KABAKLI Hoca’nın “Türk Edebiyatı Vakfı”ndaki “Çarşamba Sohbetleri”ni ekseriyetle takip eder, notlar alırdım. 1983’lü yıllarda  da tuttuğum notlar hâlen de durmakta..Rahmetli Cemil MERİÇ’ler, İbrahim KAFESOĞULLARI, Kemal ILICAK’lar, Osman Yüksel SERDENGEÇTİ’ler ve elbette KABAKLI Hoca’lar…Bazen de “Fetih Cemiyeti”ndeki, “Kubbealtı Akademi Cemiyeti”ndeki sohbetlere iştirak ederdim. Buradaki sohbet öncesi “Ney nâmeleri”, ruhumu dilendirirdi…
Ve gece yarısına yakın bir saatte Erenköy’deki eve varırdım. Diyebilirim ki, “küllük havası”nı, “Beyazsaray Kitapçılar Çarşısı Havası”nı teneffüs ettiğim oldu. Adetâ bizatihî, çıplak gözlerle bir rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK’i göremedim, sohbetini dinleyemedim.

31. Vefât Yılında “Bayrak Adam” SERDENGEÇTİ

Seneler ne kadar da çabuk geçmiş. Bugün, rahmetli KABAKLI Hoca’nın “Türk Edebiyatı Vakfı”nın “Çarşamba Sohbeti”nde ise vefâtının 31. seney-i devriyesinde “Bayrak Adam” SERDENGEÇTİ yâd edildi. Servet KABAKLI’nın açılış konuşması, beni adetâ kibrit kutusu büyüklüğündeki “Yeşilay  Cemiyeti Binası”ndaki “Türk Edebiyatı Vakfı” senelerine götürdü. Tıklım tıklım şimdiki “TEDEV” mekanındaki “Bayrak Adam” SERDENGEÇTİ’yi yâd programına, “Medine-i İstanbul”daki, neredeyse mevcut siyasî iradenin en üst erkanı kertesindekiler de oradaydı.
Otuz bir sene dile kolay. Kendisinden 5-6 ay önce vefât etmiş olan rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK namına “Bıraktığı boşluğu artık kim dolduracak?”, diyenlere, “Bayrak Adam”, SERDENGEÇTİ cevap veriyordu: “Boşluk bırakmadı ki doldurursun. Kafaları doldurdu, gönülleri doldurdu, zihinleri doldurdu gitti…”
Servet KABAKLI, rahmetli SERDENGEÇTİ’nin rahmetli “Başbuğ TÜRKEŞ”e olan aşinalığını hatırlattı: “Ey Türk titre ve kendine dön!” meşhur sözü ile “Parkinson” hastalığına yaklaşımını ifade etti.
Velâkin “Türk Edebiyatı Vakfı”nın mütevâzı sohbet mekanı, adetâ mevcut siyasî iradenin “Medine-i İstanbul”daki temsilcileri ile kuşatılmıştı.  Güya “Milliyetçi-Muhafazakâr  Zihniyet “ muktezasınca bilmem kaç seçim zaferi kazanmış, kuvvetle muhtemel 2015’lerde de yine kazanacak olan “Tek Başına Sağ İktidarı”n adetâ “bürokrasi”si de “Bayrak Adam” SERDENGEÇTİ’yi yâd etmeye gelmişlerdi.
Böyle bir “Deli Rüzgâr”ın, böyle bir “Toros Yüzlü Adam”ın, yahut “15 yılda 33 sayı” çıkarttığı dergisi ile özdeşleşmiş olan “SERDENGEÇTİ”nin , sahiden de böyle bir sözümona “Sağ İktidar” ile ne alakası olabilirdi ki?!


“ÜLKÜCÜ NECİP FAZIL”
Kendilerini zaman zaman “Necip Fazıl KISAKÜREK’in talebeleri” olarak da târif eden böyle bir sözümona “Türk Sağı”nın en üst seviyedeki erkanı, geçenlerde, Star Gazetesi’nce “ilk defa” tertiplenen “Necip Fazıl KISAKÜREK Ödülleri” programı ile rahmetli Necip Fazıl’ı yâd etmiş ve “Ben Devrimciyim” diyen Nuri PAKDİL’e bile “Necip Fazıl Ödülü” takdim edilmişti. Akabinde “Türk Basınının Amiral Gazetesi Hürriyet”teki köşesinde “Ülkücü Taha AKYOL”, rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK ile rahmetli “Başbuğ TÜRKEŞ”  ve “MHP” ile alakalı bir hatırasını okurları ile paylaşmıştı. Akabinde de “HeberTürk”deki köşesinde Fehmi KORU, adetâ destekleyici mahiyette bir yazı kaleme almıştı: “Ülkücü Necip Fazıl” veya “Necip Fazıl’ın Ülkücü-MHP Dönemi” vâri…
Aslında “Edebiyatçı Fikir Adamı” Prof. Nurullah ÇETİN’ler bile neredeyse seneler önce Necip Fazıl’ın daima “Türk” dediğini, “Türk olmak”la da gurur duyduğunu, asla ve kat’a “Ben de Türk’üm” demekten gocunmadığını ve daima da “emperyal takımlar”a kafa tuttuğunu ısrarla yazmıştı.

“Necip Fazıl KISAKÜREK Külliyatı”nı baştan sona bir incelesek, asla ve kat’a “devrim, devrimci, devrimciyim” gibi mefhumları bulamayacağımız. Buna  rağmen; çok rahat bir şekilde, hem de “ben de devrimciyim” diyen şahsiyetler taltif edilmekte, “Necip Fazıl Ödülü” verilmekte! On iki sene sonra bile hâlâ “Ben de Türk’üm” diyemeyen böyle bir sözümona  “Sağ İktidar Zihniyeti”, adetâ rahmetli Necip Fazıl üzerinden “hesaplar” yapmakta!
Halbu ki, rahmetli “Necip Fazıl KISAKÜREK”e “bütüncül açı”dan bakabilirsek; onun “Ülkücü Necip Fazıl Portresi” ile de karşılaşmış olacağız.
Türkiye’mizde, geçen zamanlarda yapılan “Necip Fazıl, örtülü ödenekten para aldı mı, almadı mı?” “tartışmaları”nda bile koca Türkiye’mizde, “Evet, Necip Fazıl KISAKÜREK de örtülü ödenekten para aldı.”, diye yazabilen bu fakir ile toplam adetâ üç kalem sahibi idi neredeyse?!
Üstelik geçen yaz, “Milliyetçi-Ülkücü Hareket”in,” MHP’nin Ses Bayrağı” “HERGÜN Gazetesi”nin çoğu sayılarını bir araştırmam için de “Beyazıd Devlet Kütüphanesi”nde incelerken; “ilk sayfalar”da, çok sayıda “Ülkücü-MHP’li Necip Fazıl” dedirtecek “haber-resim-yazı”lar okumuştum.
Üstelik meşhur “Rapor”lar kitapçıkları ise böyle bir dönemini de teyid ediyordu.
Üstelik “Ülkücü Yazar” Dr. Hayati BİCE’ler de olmasa günümüz “Milliyetçi-Ülkücü-Alperen Gençler” bile “Ülkücü Necip Fazıl Portresi”ni hiç mi hiç hatırlamayacaklar bile!
Rahmetli Necip Fazıl’ın “en koyu renkli talebeleri” de denilebilecek “İBDA-C Fikir Hareketi”, “Kumandan-MİRZABEYOĞLU Hareketi” bile rahmetli Necip Fazıl’ın “Ülkücülük Dönemi” ni de, tıpkı  böyle bir sözümona “Sağ İktidar Zihniyeti” gibi dillendirememekte bile!
Rahmetli Ahmed KABAKLI Hoca’nın –ki daha Türkiye Gazetesi’ndeki koltuğuna sıcağı sıcağına, oturur oturmaz telefonla ilk arayan rahmetli “Başbuğ Alparslan Türkeş” idi- “Türk Edebiyatı Vakfı”ndaki “Bayrak Adam” Serdengeçti’yi yâd programı da böyle bir sözümona “Sağ İktidar Zihniyeti”nin kuşatılmışlığı ile yapıldı!
Rahmetli Necip Fazıl gibi “Bayrak Adam” SERDENGEÇTİ’nin de vefâtından otuz bir sene geçti. Her iki şahsiyetin, aslında kelimenin tam anlamı ile yazarsak, böyle bir “AKP Zihniyeti” ile ne alakası olabilir ki?!
“Muhafazakar Camia”ya tıpkı rahmetli Necip Fazıl’lar üzerinden olduğu üzre; rahmetli SERDENGEÇTİ üzerinden de “selâm”lar, “gülücük”ler mi gönderiliyordu?!
Yahu, Necip Fazıl kim, “AKP” ne?!
Yahu, Osman Yüksel SERDENGEÇTİ kim, “AKP” ne?!
Hattâ ve hattâ bence rahmetli Ahmed KABAKLI Hoca kim, “AKP” ne?!
Üstelik  taa 2002’lerde, “Gerçek Hayat Dergisi” aracılığı ile Samsun’da başlayan; “Milliyetçi-Ülkücü-Alperen Çilekeş Şahsiyetlere”, adetâ zorla, baskı ile “Biz de İslamcıyız!” dedirtme baskısı, “Bayrak Adam” SERDENGEÇTİ’yi yâd programında ilk defa gösterilen “belgesel”de konuşan “Millî Görüş Hareketi/Erbakan Hareketi” önde gideni Avukat Süleyman Arif EMRE aracılığı ile merhum SERDENGEÇTİ’ye de uygulanmakta; “Türkçü, İslamcı” olduğu vurgulanmakta!
Yahu, “fikriyatlar literatürü”, “ideolojiler terminolojisi” mi değişti? “Türkçülük” ve “İslamcılık” bambaşka “fikir akımları” değil mi Allah aşkına?! Merhum SERDENGEÇTİ’nin, meşhur “Tanrı Dağı kadar Türk’üz, Hira Dağı kadar da Müslüman” sözünü “Türkçü” ve “İslamcı” diye mi algılıyorsunuz?!
Üstelik yaşadığı hayat döneminde “Tipik MSP Zihniyeti”ne kaç gün tahammül edebildi ki?!


NETİCE-İ KELAM

Doğrusu, “dâvâ adamları”nın hayatlarına “bütüncül” bakabilmede…
Doğrusu, “dâvâ adamları”nı kendi siyasî ikbal ve geleceklerine payanda yapmamada..
Doğrusu, “dâvâ adamları”nı  bence çoook çirkince istismar etmemede…
Çıkardığı “Büyük Doğu Mecmuası” ile Süleyman DEMİREL’in “Mason” olduğunu “ilk yazan” ve “fikirler, düşünceler camiası” ile “ilk paylaşan”, “Süleymanname” diye meşhur şiiri yazan rahmetli Necip Fazıl’lar ve hâlâ otuz birinci vefât yıldönümünde bile “Millî Şef CHP Zihniyeti”ni en okkalı şekilde eleştiren “Birinci Radyo Konuşması” yayınlanmamış olan ve bütün hayatı “Türklük-Müslümanlık Ruh ve Şuuru” ile dopdolu geçmiş olan SERDENGEÇTİ’leri; böyle bir sözümona “Tek Başına Sağ İktidar “ca istismar edilmesine gönlüm razı olmuyor…
Hiç düşündünüz mü? Rahmetli Necip Fazıl’lar, Osman Yüksel SERDENGEÇTİ’ler hayatta olsalardı “AKP Zihniyeti”ne neler derlerdi?!!

FATİH,13.Kasım.2014
İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com

Hiç yorum yok: