“Şairler Sultanı” Necip FAZIL’lar
ve
“Bayrak Adam” SERDENGEÇTİ’ler de,
BOP-AKP Rüzgârlarına mı Kapıldı Yoksa?!
Bindokuzyüz
seksen üç’lü seneler, “USA Markalı” “Our Boys”ların yaptığı “millete darbe”nin tesirlerinin
alenen devam ettiği senelerdi. Bizim gibi yaşları 17-18 olan “Anadolu
Çocukları”nın da “Üniversitelere” adım attığı senelerdi. Yani, adetâ kavgasız,
gürültüsüz, anarşisiz-terörsüz “Üniversite bitiren nesiller”in seneleri…Hadi
diyelim, “Türk Sağı”nın çok farklı meşrepteki gençlerin, adetâ spontane bir
şekilde kol kola, omuz omuza olduğu seneler..
İ.T.Ü.’yü
rabbimin yine bir ikramı olarak “lise bitimi” kazanmıştım. Erenköy’de, İntaş
Sitesi’ndeki bir evde, aile yanında kalmaktaydım. “Medine-i İstanbul”un bu
kadar “modernleşme”diği, velâkin bu kadar da “yozlaşmadığı” senelerdi.
İ.T.Ü.’deki ders bitimi Cağaloğlu’na iner,”Yeşilay Cemiyeti” binasındaki
mütevâzı mekandaki rahmetli Ahmet KABAKLI Hoca’nın “Türk Edebiyatı Vakfı”ndaki
“Çarşamba Sohbetleri”ni ekseriyetle takip eder, notlar alırdım. 1983’lü yıllarda da tuttuğum notlar hâlen de
durmakta..Rahmetli Cemil MERİÇ’ler, İbrahim KAFESOĞULLARI, Kemal ILICAK’lar,
Osman Yüksel SERDENGEÇTİ’ler ve elbette KABAKLI Hoca’lar…Bazen de “Fetih
Cemiyeti”ndeki, “Kubbealtı Akademi Cemiyeti”ndeki sohbetlere iştirak ederdim.
Buradaki sohbet öncesi “Ney nâmeleri”, ruhumu dilendirirdi…
Ve gece yarısına yakın bir saatte
Erenköy’deki eve varırdım. Diyebilirim ki, “küllük havası”nı, “Beyazsaray
Kitapçılar Çarşısı Havası”nı teneffüs ettiğim oldu. Adetâ bizatihî, çıplak gözlerle
bir rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK’i göremedim, sohbetini dinleyemedim.
31. Vefât Yılında “Bayrak Adam”
SERDENGEÇTİ
Seneler
ne kadar da çabuk geçmiş. Bugün, rahmetli KABAKLI Hoca’nın “Türk Edebiyatı
Vakfı”nın “Çarşamba Sohbeti”nde ise vefâtının 31. seney-i devriyesinde “Bayrak
Adam” SERDENGEÇTİ yâd edildi. Servet KABAKLI’nın açılış konuşması, beni adetâ
kibrit kutusu büyüklüğündeki “Yeşilay Cemiyeti Binası”ndaki “Türk Edebiyatı Vakfı”
senelerine götürdü. Tıklım tıklım şimdiki “TEDEV” mekanındaki “Bayrak Adam”
SERDENGEÇTİ’yi yâd programına, “Medine-i İstanbul”daki, neredeyse mevcut siyasî
iradenin en üst erkanı kertesindekiler de oradaydı.
Otuz
bir sene dile kolay. Kendisinden 5-6 ay önce vefât etmiş olan rahmetli Necip
Fazıl KISAKÜREK namına “Bıraktığı boşluğu artık kim dolduracak?”, diyenlere, “Bayrak
Adam”, SERDENGEÇTİ cevap veriyordu: “Boşluk bırakmadı ki doldurursun. Kafaları
doldurdu, gönülleri doldurdu, zihinleri doldurdu gitti…”
Servet
KABAKLI, rahmetli SERDENGEÇTİ’nin rahmetli “Başbuğ TÜRKEŞ”e olan aşinalığını
hatırlattı: “Ey Türk titre ve kendine dön!” meşhur sözü ile “Parkinson”
hastalığına yaklaşımını ifade etti.
Velâkin
“Türk Edebiyatı Vakfı”nın mütevâzı sohbet mekanı, adetâ mevcut siyasî iradenin
“Medine-i İstanbul”daki temsilcileri ile kuşatılmıştı. Güya “Milliyetçi-Muhafazakâr Zihniyet “ muktezasınca bilmem kaç seçim
zaferi kazanmış, kuvvetle muhtemel 2015’lerde de yine kazanacak olan “Tek
Başına Sağ İktidarı”n adetâ “bürokrasi”si de “Bayrak Adam” SERDENGEÇTİ’yi yâd
etmeye gelmişlerdi.
Böyle
bir “Deli Rüzgâr”ın, böyle bir “Toros Yüzlü Adam”ın, yahut “15 yılda 33 sayı”
çıkarttığı dergisi ile özdeşleşmiş olan “SERDENGEÇTİ”nin , sahiden de böyle bir
sözümona “Sağ İktidar” ile ne alakası olabilirdi ki?!
“ÜLKÜCÜ NECİP FAZIL”
Kendilerini
zaman zaman “Necip Fazıl KISAKÜREK’in talebeleri” olarak da târif eden böyle
bir sözümona “Türk Sağı”nın en üst seviyedeki erkanı, geçenlerde, Star
Gazetesi’nce “ilk defa” tertiplenen “Necip Fazıl KISAKÜREK Ödülleri” programı
ile rahmetli Necip Fazıl’ı yâd etmiş ve “Ben Devrimciyim” diyen Nuri PAKDİL’e
bile “Necip Fazıl Ödülü” takdim edilmişti. Akabinde “Türk Basınının Amiral
Gazetesi Hürriyet”teki köşesinde “Ülkücü Taha AKYOL”, rahmetli Necip Fazıl
KISAKÜREK ile rahmetli “Başbuğ TÜRKEŞ”
ve “MHP” ile alakalı bir hatırasını okurları ile paylaşmıştı. Akabinde
de “HeberTürk”deki köşesinde Fehmi KORU, adetâ destekleyici mahiyette bir yazı
kaleme almıştı: “Ülkücü Necip Fazıl” veya “Necip Fazıl’ın Ülkücü-MHP Dönemi”
vâri…
Aslında
“Edebiyatçı Fikir Adamı” Prof. Nurullah ÇETİN’ler bile neredeyse seneler önce
Necip Fazıl’ın daima “Türk” dediğini, “Türk olmak”la da gurur duyduğunu, asla
ve kat’a “Ben de Türk’üm” demekten gocunmadığını ve daima da “emperyal
takımlar”a kafa tuttuğunu ısrarla yazmıştı.
“Necip
Fazıl KISAKÜREK Külliyatı”nı baştan sona bir incelesek, asla ve kat’a “devrim,
devrimci, devrimciyim” gibi mefhumları bulamayacağımız. Buna rağmen; çok rahat bir şekilde, hem de “ben de
devrimciyim” diyen şahsiyetler taltif edilmekte, “Necip Fazıl Ödülü” verilmekte!
On iki sene sonra bile hâlâ “Ben de Türk’üm” diyemeyen böyle bir sözümona “Sağ İktidar Zihniyeti”, adetâ rahmetli Necip
Fazıl üzerinden “hesaplar” yapmakta!
Halbu
ki, rahmetli “Necip Fazıl KISAKÜREK”e “bütüncül açı”dan bakabilirsek; onun
“Ülkücü Necip Fazıl Portresi” ile de karşılaşmış olacağız.
Türkiye’mizde,
geçen zamanlarda yapılan “Necip Fazıl, örtülü ödenekten para aldı mı, almadı
mı?” “tartışmaları”nda bile koca Türkiye’mizde, “Evet, Necip Fazıl KISAKÜREK de
örtülü ödenekten para aldı.”, diye yazabilen bu fakir ile toplam adetâ üç kalem
sahibi idi neredeyse?!
Üstelik
geçen yaz, “Milliyetçi-Ülkücü Hareket”in,” MHP’nin Ses Bayrağı” “HERGÜN
Gazetesi”nin çoğu sayılarını bir araştırmam için de “Beyazıd Devlet
Kütüphanesi”nde incelerken; “ilk sayfalar”da, çok sayıda “Ülkücü-MHP’li Necip
Fazıl” dedirtecek “haber-resim-yazı”lar okumuştum.
Üstelik
meşhur “Rapor”lar kitapçıkları ise böyle bir dönemini de teyid ediyordu.
Üstelik
“Ülkücü Yazar” Dr. Hayati BİCE’ler de olmasa günümüz “Milliyetçi-Ülkücü-Alperen
Gençler” bile “Ülkücü Necip Fazıl Portresi”ni hiç mi hiç hatırlamayacaklar
bile!
Rahmetli
Necip Fazıl’ın “en koyu renkli talebeleri” de denilebilecek “İBDA-C Fikir
Hareketi”, “Kumandan-MİRZABEYOĞLU Hareketi” bile rahmetli Necip Fazıl’ın
“Ülkücülük Dönemi” ni de, tıpkı böyle
bir sözümona “Sağ İktidar Zihniyeti” gibi dillendirememekte bile!
Rahmetli
Ahmed KABAKLI Hoca’nın –ki daha Türkiye Gazetesi’ndeki koltuğuna sıcağı
sıcağına, oturur oturmaz telefonla ilk arayan rahmetli “Başbuğ Alparslan
Türkeş” idi- “Türk Edebiyatı Vakfı”ndaki “Bayrak Adam” Serdengeçti’yi yâd
programı da böyle bir sözümona “Sağ İktidar Zihniyeti”nin kuşatılmışlığı ile
yapıldı!
Rahmetli
Necip Fazıl gibi “Bayrak Adam” SERDENGEÇTİ’nin de vefâtından otuz bir sene
geçti. Her iki şahsiyetin, aslında kelimenin tam anlamı ile yazarsak, böyle bir
“AKP Zihniyeti” ile ne alakası olabilir ki?!
“Muhafazakar
Camia”ya tıpkı rahmetli Necip Fazıl’lar üzerinden olduğu üzre; rahmetli
SERDENGEÇTİ üzerinden de “selâm”lar, “gülücük”ler mi gönderiliyordu?!
Yahu,
Necip Fazıl kim, “AKP” ne?!
Yahu,
Osman Yüksel SERDENGEÇTİ kim, “AKP” ne?!
Hattâ
ve hattâ bence rahmetli Ahmed KABAKLI Hoca kim, “AKP” ne?!
Üstelik taa 2002’lerde, “Gerçek Hayat Dergisi”
aracılığı ile Samsun’da başlayan; “Milliyetçi-Ülkücü-Alperen Çilekeş
Şahsiyetlere”, adetâ zorla, baskı ile “Biz de İslamcıyız!” dedirtme baskısı,
“Bayrak Adam” SERDENGEÇTİ’yi yâd programında ilk defa gösterilen “belgesel”de
konuşan “Millî Görüş Hareketi/Erbakan Hareketi” önde gideni Avukat Süleyman
Arif EMRE aracılığı ile merhum SERDENGEÇTİ’ye de uygulanmakta; “Türkçü,
İslamcı” olduğu vurgulanmakta!
Yahu,
“fikriyatlar literatürü”, “ideolojiler terminolojisi” mi değişti? “Türkçülük”
ve “İslamcılık” bambaşka “fikir akımları” değil mi Allah aşkına?! Merhum
SERDENGEÇTİ’nin, meşhur “Tanrı Dağı kadar Türk’üz, Hira Dağı kadar da Müslüman”
sözünü “Türkçü” ve “İslamcı” diye mi algılıyorsunuz?!
Üstelik
yaşadığı hayat döneminde “Tipik MSP Zihniyeti”ne kaç gün tahammül edebildi ki?!
NETİCE-İ KELAM
Doğrusu,
“dâvâ adamları”nı kendi siyasî ikbal ve geleceklerine payanda yapmamada..
Doğrusu,
“dâvâ adamları”nı bence çoook çirkince
istismar etmemede…
Çıkardığı
“Büyük Doğu Mecmuası” ile Süleyman DEMİREL’in “Mason” olduğunu “ilk yazan” ve
“fikirler, düşünceler camiası” ile “ilk paylaşan”, “Süleymanname” diye meşhur
şiiri yazan rahmetli Necip Fazıl’lar ve hâlâ otuz birinci vefât yıldönümünde
bile “Millî Şef CHP Zihniyeti”ni en okkalı şekilde eleştiren “Birinci Radyo Konuşması”
yayınlanmamış olan ve bütün hayatı “Türklük-Müslümanlık Ruh ve Şuuru” ile
dopdolu geçmiş olan SERDENGEÇTİ’leri; böyle bir sözümona “Tek Başına Sağ
İktidar “ca istismar edilmesine gönlüm razı olmuyor…
Hiç
düşündünüz mü? Rahmetli Necip Fazıl’lar, Osman Yüksel SERDENGEÇTİ’ler hayatta
olsalardı “AKP Zihniyeti”ne neler derlerdi?!!
FATİH,13.Kasım.2014
İsmet
GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder