BU BİR “SELAMİ
ALTINOK HİKÂYESİ”DİR…
(Bir
“Terme’nin Çocuğu”ndan Bütün “Termelilere İthaf” Ediyorum)
Evet, ben bir
“Terme’nin Çocuğum…”, “Termeliyim…” Rahmetli Pederim, nam-ı diğer “Emmioğlu”,
nam-ı diğer “Karpuzcu Mehmet” ve hatta “birileri”nin de dillendirdiği üzre
nam-ı diğer “Dönme Mehmet”in “en ufak oğlu”yum…”Terme Ağaları” içinde rahmetli
Pederim eğer dönemin “300 lira”sını
vermiş olsaydı, ben de “maddî cihet”ten bir “Terme Ağa Çocuğu” da
olacaktım..Allah(c.c.) rahmetli Pederimden razı olsun…İyi ki de “güvenemeyip”
vermemiş..Günümüz “Terme Ağaları’nın Çocukları”, adeta tabiri caizse günümüz
“Başbakan ve Bakan Çocukları” gibi “çok şatafatlı” olsalar da, bence,
Allah(c.c.) indinde ne “değerleri” var ki?!
Öyle “Ağa
Babalarının Tarassutu ile “ taşra”larda, “Terme’de koltuk kapıp”, bir ömrü
“kumbur faresi hayat” gibi tamamlamaksa, yuh olsun “öyle bir ömre”, yuh olsun
öyle ot gibi yaşamaya…”
“Memleketim
Terme” ile ilgili “beklemede olan yazılarım” var: Bunlardan biri de, neredeyse
12 yıldan beri, hadi diyelim “Seçimleri Kazanan İdarî Fırka’dır Çocuk!” dedirten;
“Seçimleri Kazanan Yönetim Partisidir Çocuk!” dedirten; “Seçimleri Kazanan
Oligarşik Bürokrasi’dir Çocuk!” dedirten bir şekilde, “Terme İdarî Fırkası”nın;
“Terme Yönetim Partisi”nin; “Terme Oligarşik Bürokrasi”nin “Sesi” olan “Terme
BİLGİ Gazetesi”nin bile hâlâ yazamadığı bir mevzû:”Terme’nin Çocuğu” da olan
“Ülkücü” , “Mehmet ARSLANTUĞ’un rahmetli şehid Ali Adnan MENDERES’in “hazin
hikâyesi”ni “ATV” ekranlarında haftalarca “canlandırdığı” “Ben Seni Çok
Sevmiştim” ‘dizi filmi’ üzerine düşüncelerim…
17 ARALIK
VETİRESİ ve TERME SABIK KAYMAKAMI ALTINOK
Önceliğimi
“Terme Eski Kaymakamı Selami ALTINOK’un hikâyesi”ne veriyorum. Öyle, “17 Aralık
2013 Süreçleri”nde, “Aaaaa, bizim eski kaymakamımız, Terme Eski Kaymakamımız
İstanbul Emniyet Müdürü olmuş, ne güzel” demeye getiren, “Terme BİLGİ Gazetesi”
mentalisince ve elbette “Terme İdarî Fırkası”nca, “Terme Yönetim Partisi”nce ve
hülasa “Terme Oligarşik Bürokrasi”nce “mes’eleyi” dillerdirmeyeceğim.. Kaldı
ki, “Selami ALTINOK”u yakın “fikr-i takibe” alan bir “Terme Çocuğu” olarak;
Allah(c.c.) şahid ki, “Aha,” demiştim; “Yolsuzlukların kapağı oldu”, “Foseptik
Çukurunun Kapağı oldu” demiş ve böyle düşünmüştüm..
Bu “karne
tatili”nde “Terme”de idim..Elbette “ötekileştirilmiş”, “unutturulmuş bir Terme
Çocuğu” olarak; sözde “Terme’nin kanaat önderleri”, eskiden olduğu üzre bir
“Alo” bile diyemiyorlar…Çünkü, tabiri caizse cem’i cümlesi, “Fransız Sosyalist
Jargonu”nca “Bu ‘Düzen’in Uşağı” olmuşlardı…Benim gibi birine “yakın durup”, niye
“kariyerlerini çizsinler” ki? Niye “kariyerleri çizilip”, 12 yıldan beri
kazandıkları “itibarları lekelensin” idi ki?!
Üç dönem
“Terme Yalı Mahallesi Muhtarlığı” da yapmış olan-ki Yalı Mahallesi hem mini bir
‘Türkiye Laboratuarı”, hem de Terme’mizin “anahtar mahallesi”..12 Yılda ise
“keypıtıl’ın kalesi”ne dönüştürülmüş tabii-30 Mart 2014 yerel seçimlerinde
yeniden “aday” olan “Muhtar Ağbi” me , “Selami ALTINOK Hikâyesi” hakkında
bir-iki cümle ettiğimde; tipik “İdarî-Yönetim-Oligarşik Bürokrasi Refleksi”
göstermişti…Hani, son yıllarda, Türkiye’mizde “Muharrirlikten, yazarlıktan en
çok parayı kazanan”, “Sivas’ın Çocuğu” “Yavuz Bülent BAKİLER”in; “Dersim’deki
Katliama” bakışı gibi; “Devlettir, ne yapsa yeridir…” dercesine…
“AMAZONCU SELAMİ”
Bu yazıyı
yazarken, kendimi çok zor tutuyorum, frenliyorum..Allah(c.c.) şahid ki, “Terme
Kaymakamlığı” döneminde “Kaymakamlıkca hazırlanan “Amazonlar Diyarı Terme”(*)
kitabında, benim, demeyeyim ve yazmayayım amma literatüre de geçen şekli ile
bir “Termeli Yazar” olarak “payım” olduğu gibi; o kadar “yazılı” ve “şifahen”
‘karşı” çıktığım hâlde, “itiraz” ettiğim hâlde;”Şu güzel kitabın adını ne olur
“Amazonlar Diyarı” şeklinde yazmayın; başka bir şekilde yazın” dedim amma
günümüzde “Terme Yönetimi”minin irili-ufaklı “koltuklarına konuşlanmış” olan
güya “en yakın arkadaşlarım” bile tipik “İdarî-Yönetim-Oligarşik Bürokrasi”nin
“mümessili” olan “Terme (Eski) Kaymakamı Selami ALTINOK”tan “taraf” oldular,
beni, hiiiiiiç kaaaale bile almadılar….
Bir ikincisi,
ismini zikrettiğim kitabın hazırlık çalışmalarına, toplantılarına ise “bizzat katılmam,sonuçta katılamamam”,başta
“Selami ALTINOK”u olmak üzere o kadar “korku”lar oluşturdu ki?!…Sebep, “Terme
Birlik MEFKÛRE” isimli “yerel gazete”m de aşikârca ortaya koyduğum
“Milliyetçi-Ülkücü-Alperen Zihniyet”im ile elbette “Mürteci” oluşum
idi…”Nizâm-ı Âlem’ci” deyip de, “öyle korkuyorlar”dı ki!!! Sanki bahse mevzû
kitabın hazırlık çalışmalarına, toplantılarına “bizzat” katılmış olsaydım;
adetâ “resmî kamusal alan binası”, “lök” diye üzerlerine çökecekti…
Halbu ki,
şimdilerde olduğu üzre, o zamanlarda da “Öğretmen” idim…
Evet, zaman
zaman , diyeyim “sürgün hayatı”mın “tatil günleri”nde, “memleketim Terme”ye
gittiğimde, “eğitimci arkadaşlarla” ‘sohbet” ettiğimde, “Selami ALTINOK”un da
“Aksaray Valisi” olduğunu, “ziyaret”ine de gittiklerini anlatmışlardı..Gerçi,
“Terme Kaymakamlığı”ndan sonra ki safhalarını “internet”ten de “fikr-i takip”
yapıyordum..Çünkü, “Terme Kaymakamlar Tarihi”nde, “çekinmeden”, “Terme’deki
MHP’li kardaşlarım ile” de “sohbet” edebilecek kadar bir “yakîn”liği de
vardı..Çünkü, “Terme’ye gelen Kaymakamlar”, ya “bir evlilik daha” yapıp
gidiyorlardı, ya da “KONAK”ca “ölüyorlardı…Öyle “Terme’de Ülkücü Hareket’i”
‘besleyecek” neredeyse bir tek “sermaye
sahibi”nin bile olmadığı bir “diyar”da, içinde bulunduğu “konum” ile
“Terme’deki Milliyetçi-Ülkücülere yakînlik kurabilmek” de, “her kaymakamın
harcı değil”di..Bu tarafını çok takdir etmiştim..
Ancak, bilmem
kaç yıl, bilmem ne “görevi” ve sonrasında neredeyse üç ayı bulan bir sürede
“Aksaray Valiliği” yaparken; birden, hem de “çok şaşalı” bir şekilde,
“Başbakan’ın Uçağı” ile alınıp “İstanbul Emniyet Müdürlüğü”ne “getirilişi” ve “böyle
bir görevi”, hem de “çoooook piiiiiiis kokular”ın geldiği, meşhur tabiri ile
günümüzde pek dillendirilmese de, “Kızın burnu pis kokulara alıştı”, dercesine,
“kabul” edişini, bir “Selami ALTINOK”a baştan beri hiç mi hiç yakıştıramamış; “
hakikati konuşmanın” ve hattâ “içinden geçirme”nin bile “kahramanlık” sayıldığı
“böyle bir dönemde”; “Yolsuzlukların kapağı oldu….Foseptik çukurunun kapağı
oldu…Amazoncu Selami…” demiştim…
VESSELÂM
“Türkçe’mizi
bile doğru-dürüst konuşamayan” bir “Samsun Eski Valisi”nin “İstanbul Valisi”
yapılışı ve bilahare de “Sözde Çözüm Sürecinin İçişleri Bakanı” yapılışı ve ve
“hakikat”te “kızın burnunun direğinin çatladığı” “pis kokulara” batışı; bir
“Terme Eski Kaymakamı Selami ALTINOK”da görülmeyişi, “Erzurumluların çılkı
çıktı” sözünü “birazcık” ‘tekzip’ ediyor gibi…
Maateessüf
,yıllar önce “Erzurum’da bir bebeğin cami avlusuna bırakılışı ile
Erzurumluların da çılkı çıkmıştı aslında…”
16.Şubat. 2014
İsmet GÜLTEKİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder