9 Kasım 2013 Cumartesi

OTURUŞU ile "İHTİLÂL MAHKEMELERİ"NE ve "İHTİLÂL HUKUKU"NA 'SÖVEN' ADAM:NEVZAD KÖSOĞLU



OTURUŞU ile “İHTİLÂL MAHKEMELERİ”NE
ve
“İHTİLÂL HUKUKU”NA ‘SÖVEN’ ADAM: NEVZAD KÖSOĞLU


Rahmetli Nevzad KÖSOĞLU, vefâtının 20. ve 21. günlerinde İstanbul’da yâd edildi. Vefâtının 20. günü “yâd programı”, “TİMAŞ Kitap Kahve”de; 21. günü “yâd programı” ise “Türk Ocağı”nda yapıldı..Her iki “yâd programı”na da bizatihî iştirak ettim. İyi ki de iştirak etmişim; çünkü tamı tamına 33. yıl kafamdaki suâlin de cevabını öğrenmiş olmanın hazzını da yaşadım..Düşünebiliyor musunuz, 12. Eylül. 1980 Askerî Darbe’nin ardından, 60(altmış) gün ardından, iki ay sonra “12 Eylül Zindanları”na, “Taş Medreslere”, sahiden “Yusufîye Medreseleri”ne, “Cehenneme” atılan “Milliyetçiler, Ülkücüler”den biri de “Dadaşlar Diyarı”nın  sahiden “kahramanları”ndan rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ idi..”65 Nesli” olarak, “dışarıda”, “Üniversiteler” okumaya başlayan “nesil”ler de olarak; “Yeni SÖZCÜ”lerden, “Hizmet”lerden, “Hamle”lelerden, “Yeni DÜŞÜNCE”lerden, “Millî Eğitim ve Kültür”lerden, “Töre”lerden ve hattâ İstanbul’da neşredilen “Millet Gazeteleri”nden “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Dâvâsı”nı fikren de takip ederdik..Benim ise kafamda beliren suâl; “MHP ve Ülkücü Kuluşlar Dâvâsı”nın “ilk günleri”nde, “ilk sırada” rahmetli Alparslan TÜRKEŞ Beğ’in, “Başbuğ”umuzun yanında “çokca edebe aykırı” bir şekilde oturmuş olan kimdi? Niçin böyle “oturmuştu?” ise pek düşünemesek de, kafamızda beliren, “böyle oturuşla oturan” kimdi?
İşte hemen hemen 33(otuz üç) yıl sonra bu suâlin cevabını, evvelâ TİMAŞ Kitap Kahve’deki “yâd programı”nda, sonra da “Türk Ocağı”ndaki “yâd programı”nda aldım: “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Dâvâsı”nda bu “oturuş”la “oturmuş” olan adam, rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ idi. Peki, niye böyle “çokca edebe mugayir”, hem de rahmetli “Başbuğ”umuzun yanında, “oturmuş”tu ki?
İşte bu suâlin cevabını da, her iki “yâd programı”nda konuşan çok yakîn arkadaşı, Ahmet Beğ-soyadını algılayamadım- verdi: Böyle bir “oturuşu” eleştiren “Ülküdaşları”na cevabı, “Ötüken Neşriyat”taki bir “Ülküdaş Sohbeti”nde, rahmetli Erol GÜNGÖR Beğ şöyle cevaplandırmış:” Böyle “ihtilâl mahkemeleri”ne, böyle “oturarak”, böyle “sövülür…”
Meğerse rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ, hem de rahmetli “başbuğ”umuzun yanında, “İhtilâl Mahkemeleri”ne karşı “çokca edebe mugayir bir oturuşla” “sövmüş…” Böyle “İhtilâl Hukuku”na da böyle “sövülür” demek istemiş…
Ve benim de kafamda, zihnimde 33(otuzüç) yıldır yer etmiş olan suâlim de böyle cevaplanmış oluyordu…”İhtilâl Mahkemeleri”ne ve elbette ki “İhtilâl Hukuku”na, “dil-lisan ile sövmek”ten ziyade “şahsiyet-davranış” ile de “sövmek” daha da “kalıcılık” arzediyor…
“BEDİÜZZAMAN SAİD NURSΔ-NEVZAD KÖSOĞLU
İstanbul’daki her iki “yâd programı”nda, bilhassa bazı eserlerine daha fazla “vurgular” yapıldı. Bu eserlerinden biri “Bediüzzaman Said Nursî” isimli eseri, diğerleri de henüz daha okumayı bitiremediğim “”Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Ziya Gökalp” ; “Türk Milliyetçiliği ve Osmanlı”, “Bir Vatan Kurtarma Hikâyesi” gibi eserleri…
“65 Nesli”nin bir ferdi olarak, yaşarken bizzat göremediğimiz, bizzat sohbetlerinde bulunamadığımız çokca “Milliyetçi-Ülkücü Mütefekkirler”imiz mevcut: Rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ’ler de dahil, rahmetli Galip ERDEM’lerin, rahmetli Dündar TAŞER’lerin ve hattâ rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK’lerin bizatihî sohbetlerinde bulunamadık..Lâkin çokca da “meşhur” “Milliyetçi-Ülkücü Mütefekkir”lerimizin bizatiti sohbetleri ile şereflendik…
Rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ’in “Bediüzzaman Said Nursî” isimli eserini “Şanlıurfa-Yeni ASYA-Kızılay Dershanesi Kütüphanesi”nde görünce, çok hararetli bir şekilde alarak, çok büyük bir iştahla okudum..Ve “sanal-internet ortamı”ndaki “blog”larımda, “mefkûre adamları”, “millimefkure” “blogları”mda, www.millimefkure.com sitemde,”’Molla Said-i Meşhur’ BEDİÜZZAMAN  ZİYA GÖKALP ile de TANIŞMIŞ” başlığı ile 10.10. 2010’da, ‘yazarak düşündüklerimi’  yayınladım..Bilhassa bu eserini okumadan rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ hakkında bazı “yalan-yanlış hükümler” veren bazı güyâ “milliyetçi siteler”deki yazıları okumak “can sıkıcı” oluyor..Ekseriyetle, “yetiştirilme tarzları” sebebiyle bile “Milliyetçileri, Ülkücüleri Anlamak”tan fersah fersah uzak “yetiştirilen” “Nur Talebeleri” diyelim, hele de “Biz Nurcu Gövdeyiz” diyen “Bediüzzaman Modeli-Yeni ASYA Ekolü”ndeki “Nur Talebeleri” bile zaman zaman “itiraf ettikleri” üzre, “Bediüzzaman Said Nursî”yi, “Asrın İmamı”nı da “anlamak”tan fersah fersah uzaklar, “Milliyetçileri, Ülkücüleri Anlamak”tan da…
İSTANBUL’DAKİ HER İKİ ‘YÂD PROGRAMLARI’NDAN ÖĞRENDİKLERİM
Hem “TİMAŞ Kitap Kahve”deki, ‘ikramsız’, ‘kahvesiz’, ‘kitapsız(!)’ ‘yâd programı’ndan; hem de “Milliyetçileri, Ülkücüleri en iyi şekilde Milliyetçi-Ülkücü kuruluşlar yâd edebilir” de dedirten “Türk Ocağı”nın ‘ikramlı’, ‘helvalı’ ‘yâd program’larından; 33(otuz üç) yıllık zihnimdeki suâlimin cevabını öğrenme hazzını da yaşarken; ekseriyetle “fikirler, düşünceler camiâsı”nca bile bilinmeyen bazı “yeni bilgiler” öğrenme hazzını da yaşadım..
İşte İstanbul’daki rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ’i ‘yâd programları’ndan öğrendiklerim:
1)      Adetâ “isimsiz edebiyatçı”larda iken “edebiyat camiâsı”nca ‘tanınan-bilinen’ rahmetli Bahaeddin ÖZKİŞİ’nin “tanınması”na, “bilin”mesine“vesile” olan rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ…
2)      Bir zamanlar hadi kabaca diyelim, “Solcular”ın elinde olan “Millî Türk Talebe Birliği-M.T.T.B.”ni “solcular”ın elinden “gericiler”in , “milliyetçiler”in, “muhafazkâr”ların eline geçmesine de “vesile” olan-hem  de ‘Vali’ engellemelerine rağmen,Bursa MTTB Kongresi ile- rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ…
3)      “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası”nda, kendisi için “tahliye talebi”nde bulunmayan, Av.Şerefattin YILMAZ Beğ’in zikrettiği üzre, bir rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ, bir de “Son Şehid Ülkücü” rahmetli “Muhsin Başkan…”
4)      Rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ, aslen “Rizeli…” Rize-İkizdere-Cimik Yaylası’nda dünyaya gelmiş.. Babası rahmetli “Tayip Efendi”, Erzurum-İspir’de, “Dava Vekilliği”ne, bir nevi “Avukatlığa” başlayınca Erzurum-İspir’e yerleşmiş..Hattâ “Karabük”te bile “tahsil hayatı” olmuş…
5)      Öğretim Üyesi Suphi SAATÇİ Beğ’in de zikrettiği üzre “son hizmeti”, “Şehid Enver Paşa”nın “şehadete erdiği” yere, bir “mezar projesi” ile “kalıcı”lık sağlamak..”TİKA”ca da “uygulanması” gereken bu “mezar porejesi”nin “fikir babası” da rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ…


NETİCE-İ KELAM

Benim gibi olan “65 Nesli”nin bizzat “sohbetleri”nde bulunamamış olsak da, “eser”lerinden şöyle-böyle istifade etmeye gayret ettiğimiz rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ’in vefâtının ardından öğrendiğim bir “yeni bilgi”yi de, “İbda-Büyük Doğu-İslamî Cephe-İBDA-C”nin, “Kumandanın Fikir Hareketi”nin “haftalık periyot”lu yayın organı” olan “Baran Dergisi”nde  öğrendim..(Baran Dergisi,Tayyar TERCAN, Nevzat KÖSOĞLU’na Rahmet ile…”Yıl.: 7 Sayı:.354,Arka Kapak Yazısı-)”Osmanlı’ya sırt çeviren gavûr bile iflâh olmazken, -Osmanlı Hanedan Mensuplarına olmadık çileler yaşatan- biz bu günahın hesabını nasıl vereceğiz?” diyen ve bu sebeple de “Osmanlı’ya Toz Kondurtmayacağım” “söz”üne “eserleri” ile de “sadık” kalan; meğerse rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ imiş…
Evet, Türk Ocağı İstanbul Şube Başkanı Dr. Cezmi BAYRAM Beğ’in de dediği üzre; rahmetli Nevzad KÖSOĞLU Beğ de “Ülkücü gibi yaşadı, Ülkücü gibi öldü…”
Bizim gibi “65 Nesli”ne düşen vazife, eserlerinden istifade etmeye devam etmek ve rahmetlinin de bence “siyaseti terk ederek” günümüz gençliğine “ulaşamamak” gibi bir “varta”ya da düşmeden; “teknolojiyi de, sosyal medyayı da yakalayarak”, daha kısa periyotlu “yayın organları” ile günümüz gençliğinin de zihinlerinde yer edinebilmek…
09.Kasım.2013
İsmet GÜLTEKİN

Hiç yorum yok: