“32.TÜYAP KİTAP
FUARI”NIN HATIRLATTIKLARI
Kitaba aşinâ her
insanın “kitap fuar”larına da alâkasının yüksek olması elzemdir. Daha
geçenlerde, “Kurban Bayramı” vesilesiyle gittiğim “doğduğum memleket”imin
“kütüphanesi”nin “perişanlığı” üzerine okuduğum bir “mahallî gazete haber”
yazısı, beni hafakanlara dercetmeye de yetmişti. Zaman zaman Samsun’dan gelen
“İnciluz İntellijansa”nın “uğrak mekanı” olan “kütüphane”nin üç dönemdir ‘Tek Başına İktidar” da olan, hem
de güyâ “Sağ İktidar” döneminde de hiç mi hiç geliştirilememiş, adetâ
“teknolojiye de yenik” düşürülerek, kaderine terkedilmiş! Yaptığım “fikrî
takip” neticesi, “İl-İlçe Halk Kütüphaneleri Yönetimi Belediyelere Devredilmiş”
de!.. Anladım ki, çoğu “Belediyeler” de, “kitab”a, “kütüphaneye” alâkasız kalmış
ve çokca söylendiğim şekli ile de “kitapsız(!) belediyeler” statüsü”ne
düşmüşler! Öyle ki, “doğduğum memleket belediyesi” gibi, kimbilir daha nice
“Belediyeler” de “Mahallî-Yerel Kültür Çalışmaları”na “sahip”lik edecek, “maddî
destek” sağlayacak “birimler” de teşekkül ettirememişler!
İstanbul’da
Fakültemin başlangıç senesi olan 1982’de ve sonraki senelerde de “TÜYAP Kitap Fuarı”na her zaman iştirak
etmişimdir..Hâlâ o yıllarda hayatta olan şimdilerin adetâ “unutulan
edebiyatçılarımız”dan rahmetli Tarık BUĞRA Beğ’e de, “Düşman Kazanmak Sanatı”
isimli eseri imzalattırdığımı, şu an aklıma gelmeyen bazı “düşünce adamları”nın
“imzaladığı” eserler de, kitaplarımın arasında...Tabii, şimdilerdeki gibi “TÜYAP Kitap Fuarları”, kendine ait,
“müstakil yerleşke”lerde yapılmıyordu..
Aklıma gelen “Ülkücü
Hareket”in ’12 Eylül Romanları”ndan
Ş.Adnan ŞENEL’in de “Elma ve
Bıçak” isimli eserini de alabilirim, düşüncesi ile neredeyse bitmek bilmeyen”
Metrobüs İstasyonları “sonrası, o günün kapanış saatine neredeyse doksan dakika
kala, “Beylikdüzü Son İstasyon”da “TÜYAP Mekanına” ulaştım. Daha girişe doğru
giderken; pırıl pırıl ‘üniversiteli gençlerin” bazıları da “fuar”dan
dönüyorlardı..Her birinin elindeki poşetlerde kitaplarla adetâ…
Ben de, elimde
muhtelif yayınevlerine ait “tanıtıcı kataloglar”la, bazı yayınevlerinin verdiği
ufacık “hediye”lerle döndüm, çok şükür..Daha “kitap fuarı sahası”na girer
girmez, tıpkı “Osmanlı mimarisi”nin de bir hususiyeti olarak, tavanın
yüksekliğinden bile “ufkunuzun açıldığı”nı hissediyorsunuz…Şöyle, “tasarım,
resim” kısımlarını hızlı hızlı dolaştıktan sonra, “İlkokul, Ortaokul, Lise ve
Üniversiye hazırlık, KPSS” türü” çok
sayıda “test yayıncılığı” yapan “şirket”lerin bolluğu da dikkatleri celbetti.
Benim neslimin zamanında, belirgin, haftada bir çıkan “Aşama Dergisi” ile
“dershaneye gitmeden” “Üniversite Giri ş İmtihanı”na hazırlanırdık. Şimdilerde
ise çok sayıda “yayınevi”, çok sayıda “yayınlar”, çok sayıda “materyaller…”
Nasıl oluyor da, onbinleri ve hattâ yüzbinleri geçen sayıda “sıfır çekiliyor”,
hayrete mucib!
“Milletlerarası”
“koskoca” bir “kitap fuarı”nda, “doğduğum memleket”ten, “taşra”dan yakînen
fikrî takip yaptığım bir “aşina insan” ile karşılacağımı da hiç ümid etmezdim.
Bir zamanlar “Türkiye’mizdeki Liberalizm’in de çığırı”nı açmış olan rahmetli
Turgut ÖZAL’ın “Anavatan Partisi” döneminde “Samsun İl Genel Meclisi”ne de seçildiği
yıllarda “hapishane”ye, “cezaevi”ne, adetâ “Taş Medrese”ye, “Medrese-i
Yusufiye’ye”, “Yusufîye Medresesi”ne “düşen”; şimdilerde ise yıllardır
İstanbul’da, “Kader Mahkumları Derneği Genel Başkanı” olarak “kader
mahkumları”na kitap, giysi gibi çok muhtelif yardımlarla “destek” çıkan, sahip
çıkan, böyle “hayırlara vesile” olan Necdet YÜKSEL Beğ ile de karşılaştım.
Ayaküstü kısa bir sohbette; “Herkes Terme’ye hizmet edebilmek için habire aday,
aday adayı olup, harıl harıl çalışıyorlar; sizlerin öyle bir siyasî gayesi yok
mu?”, dediğimde, “Hayır!” dedi…Halbu ki, benim bildiğim “ehliyet ve liyakat”
nokta-i nazarında da yeniden “İl Genel Meclisi” hizmeti yapabilecek
kapasitede…(www.kadermahkumlaridernegi.com)
“TÜYAP Fuarı
Sahası”nda, kanaatimce “ufuk açıcı” bir “sinema filmi” de olan “meşhur” “Güneş
Ne Zaman Doğacak?”daki, “Fahreddin” ağabeymizi, nam-ı diğer Cüneyt ARKIN’ın
“sosyalist kızcağız”a dediği; “Tek yönlü okuma..Karşıt fikirleri de oku..En
azından söyleyecek sözün olur”u da hatırladım..Her zaman yaptığım üzre
neredeyse “bütün yayınevlerinin standları”na uğradım..İyi ki “uğramışım”, dönüşte
aldığım “ürünleri”ni incelediğimde, meselâ “meşhur” bir “Gezi Parkı Olayı”nı
anlamada “ufkum açıldı.” Şöyle ki, meğerse “tarih”de her “iktidar” ve tabii
“muktedir zihniyetliler”, hasılı “egemen güçler”, kendilerine “başkaldıranlara”
mutlaka bir “sıfat” takmışlar: “De Gaulle 68 Hareketi için ‘Maskaralık’;
Sarkozy de 2005 ayaklanmasının arifesinde “it kopuk sürüsü” diye tanımladığı
banliyö gençleri için, olaylar devam ederken “voyou(serseri, çapulcu”
demiş!(Sabit Fikir, Kasım 2013, s.29)
Hülâsa, “Gezi Parkı
Olayı”nı anlamada “İktidar-Muktedir-Egemen Güçler Perspektifi”ni, kesif “yandaş
medya” propagandalarına rağmen hatırlamış olmak, benim için bir “kazanım”
oldu.”İktidar-Muktedir-Egemen Güçler Zihniyeti sahipleri”, adetâ kendi
faydalarına olan “sosyal olaylar”da “sosyoloji”yi hatırlarlarken; kendi
zararlarına olan “sosyal olayları” ise tamamiyle “komplo teorileri ile izaha”
yeltenmektedirler, yeltenmişlerdir de!!
Bu sebeple, “kitap
fuarı ertesi”, “Ben de çapulcuyum!” dediğim çok oldu!
Hâlâ “millet”e
“çocuk” nazarı ile bakanlar gibi, maateessüf mevcut “iktidar-muktedir-egemen
güçler”de, “Gezi Parkı Olayı”nda onca fedakârlıklar da sergileyen “Y Kuşağı”na da “çocuk” nazarı ile
bakmışlardır!
“Onur Yazarı”nın “bir Marksist”in
olduğu, “Çin”in de “temel mevzuu” edinildiği bir “Milletlerarası TÜYAP Kitap
Fuarı”nda, “akşam namazı”mı da, bu kadar “telaşsız ve paniksiz” ikâme
edebileceğimi de hiç düşünmemiştim!
“Kürdistan” mevzulu
eserlerin, kitapların çokluğu, ‘İsmail BEŞİKÇİ’nin eserleri gibi, sonra
“Kürtler” üzerine ‘eserler’in bolluğu, hattâ benim de fikrî takip yapıp
aldığım, okuduğum, çok da istifade ettiğim Kürt Tarihi Dergileri gibi muhtevalı
ve “nitelikli” yayınlar da dikkati çekiyor..Elbette “Tarih”, “Tarihimiz”
üzerine çok muhtevalı ve kaliteli eserlerin neşredilmiş olduğunu da
görmek:”Çamlıca Yayınları”nın, hattâ “mahallî-yerel tarih kategorisi”nde,
“Trabzon” ve” Karadeniz”i “mevzuu” seçen “Serendar” yayınların eserleri, çokca
“doyurucu” olsa gerek.. Bilhassa “Cumhuriyetimizin 90. Yılı”esprisi ile açılan “Marmaray
Projesi”nin “Ulu Hakan”, “Sultan Abdülhamid-i Sani”ye ait olduğunu belgeleyen
“Çamlıca Yayınevi”nin hacimli eserleri de, aslında “Marmaray”ın ismi de
“Hamidiye”olmalı dedirtiyor…
NETİCE:
Kitap okumak,
kitaplar “karın doyurmuyor” elbette. Ancak “TİMAŞ”ın da “yayın kataloğu”nda da
belirtildiği üzre, aslında Türkiye’mizde kitap çok okunuyor ve öyle yazıldığı
üzre de ‘ihtiyaç listesi’nin de çok gerilerinde değil…Ne kadar güzel kitaplar,
eserler neşrediliyor yahu!! O kadar da “Bu Ülke” hâlâ “Çorak Ülke” de değil yahu!!
“Saha”larda, “kitap fuarları”nda böyle bir “olgu”yu hissedememek için de “kör”
olmak lazım!!
Hâsılı, muhtelif
sebeplerden, bilhassa da “konjonktür icabı” hâlen bile nice seviyeli “eserlere”
imza atan “Orhan TÜRKDOĞAN” Beğ’ler gibi nice “milliyetçiler”in de adetâ
“ayaklar altında ezildiğini” de hissediyorsunuz! Adetâ ‘bir kenara
atılmışlar!!!”Türk Milliyetçileri”nin, hadi diyelim “Ülkücüler”in “Kürtler”,
“Kürtlerin Mes’eleleri” üzerine hiçbir görüşleri yok!” diyenler de kanaatimce
“cahil”lik, “bilmezlik” içindeler..Daha geçenlerde “tartışılan”, “Urfalı
Bozkürtler”in çıkarttığı “tek sayısı ile
destan yazan “”Kon Dergisi” bile ne oluyordu ki!
Rabbim kimseyi
“kitapsız”(!) eylemesin.(Âmin)
“Çıkış”a, “dönüş”e
yakın bir “eser”inden okuduğum “mısraları” ile “Kahramanmaraşlı” rahmetli Erdem
BEYAZIT Beğ’i de yâd edelim:
“Rahman olana
Rahim olana
Muin olana
Hamd olsun…”
06.11.2013
İsmet GÜLTEKİN
İsmet_gultekin@mynet.com; metgultekin@hotmail.com ve i.
gltekin@yandex.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder