23 Temmuz 2015 Perşembe

“KANİJE MÜDAFİÎ KAHRAMANI”MIZ TİRYAKİ HASAN PAŞA, TERME’MİZE OTUZ (30) KİLOMETRE ÖTEDE

“KANİJE MÜDAFİÎ KAHRAMANI”MIZ

TİRYAKİ HASAN PAŞA,

TERME’MİZE OTUZ (30) KİLOMETRE ÖTEDE


Tiryaki Hasan Paşa…
Osmanlı’nın, kendisine asla ‘İmparatorluk’ demeyen ‘Devlet-i Aliyeyi Osmaniye”nin, “Âli Osmanlı Devleti”nin Avrupa’yı, Batı’yı titrettiği seneler. 16. asrın sonları, 17. asrın başları. “Âli Osmanlı Devleti”nin Avrupa’daki, Batı’daki eyaletleri: 1683’lerdeki Avrupa’daki Eyaletlerimiz: Bosna Eyaleti, Eğri Eyaleti, Temaşver Eyaleti, Varat Eyaleti, Rumeli Eyaleti, Silistre Eyaleti ve Kanije Eyaleti.(1)


Birinci Viyana Muhasarası ile İkinci Viyana Muhasarası arası seneler..

“Kanije zaferimiz”, “Kanije Muhasara”mız, “Kanije Müdafaa”mız, “Kanije Savunma”mız , “Kanije Müdafiî Kahramanımız” Tiryaki Hasan Paşa’mız üzerine, “Türk Sinema Sektörü”müz, nam-ı diğer “Yeşilçam”ımız bile taa 1968’lerde, “film” yapmış.  Tiryaki Hasan Paşa’mızın yardımcısı “Kara Pençe” ile ilgili de  “yeşilçam filmi” ve bir roman: “Kara Pençe” (2)

“Kanije Müdafiî Kahramanız”, “Kanije Savunma Kahramanımız” diyoruz, çünkü Tiryaki Hasan Paşa’mız “Kanije Fatihi”, “Kanije’yi Fetheden” değil; “Kanije Fethedildikten”, dahası “Kanije Kal’ası Fethedildikten” sonra, “Kanije Kal’ası”nı, dönemin Avrupa’sına, dönemin Batı’sına, Macarlara, Hırvatlara, İmparator 2. Ferdinand’a karşı iki ayı aşan süre müdafaa eden, savunan bir “Kahraman Paşa”mız. Hem de çok sayıda yabancı lisan bildiğinden “Âli Osmanlı Devleti”nce Avrupa hududlarında görevlendirilmiş bir Paşa’mız.

Millî şuurumuzun, İslamî şuurumuzun, İnsanî şuurumuzun çokca aşındırıldığı,  çokca dumura uğratıldığı  günümüzde, “Millî Tarih Şuuru” ile donanmak istiyorsak; “Enformatik Cehalet Çağı”da denilen, “Enformatik Obezit Çağı” da denilen “Görsel Çağ”dan da, “internet çağı”ndan da istifade etmesini bilmeliyiz…

“Kanije Zaferimiz” üzerine ilk eseri, ilk kitabı, ilk “tarihî romanı”, dönemin “vatan ve hürriyet şairi”, ömrü “sürgün”lerde ve “zindan”larda geçmiş milliyetçi şahsiyeti merhum Namık Kemal kaleme almış: “Kanije Muhasarası” ismi ile “Kanije” ismi ile muhtelif yayınevlerince neşredilmiş.(3)

Ben, ilk defa “Kanije Müdafiî Kahramanı”, “Kanije Savunma Kahramanı” Tiryaki Hasan Paşa’mızın ismini, 1982’lerde, haftalık periyotlara neşredilen “Yeni DÜŞÜNCE” dergisinin ‘Eyüp ŞENTÜRK’ ismi ile yayınlanan ‘Okur Mektupları’ndan öğrenmiştim..Sonraki senelerde de”Kanije Kahramanı” Tiryaki Hasan Paşa’mızın kabr-i şeriflerinin “Ünye”de olduğunu, yaptığım muhtelif okumalar sonrası öğrendim. Ve bu sene, ilk defa ,bir Ramazan ayı arefesinde, “Ulu Türk Mezarlığı” da olan Ünye Cumhuriyet Meydanı’ndaki Ünye Öğretmenevi yanındaki Tiryaki Hasan Paşa’mızın kabr-i şerifini de ziyaret ettim…


Ünye fikir-düşünce camiasında, yerel basın ve zikredilen web siteleri ve bloglarında, “Tiryaki Hasan Paşa Ünyeli mi, Değil mi?”, yoksa bir başka “Tiryaki Hasan Paşa” mı  ‘tartışmaları’  yapılmış. (4) Nihayetinde bir zamanlar “Ulu Türk Mezarlığı” da denilen Ünye Cumhuriyet Meydanı Ünye Öğretmenevi bitişiğindeki mevcut kabr-i şerifin “Kanije Müdafiî Kahramanı”, “Kanije Kahramanı” merhum  Tiryaki Hasan Paşa’mızın Ünyeli olduğu ve Ünye’de vefat ettiği neticesine varılmış. (5)

HARP TEKNİKLERİ-PSİKOLOJİK HARP=ÜÇÜNCÜ YOL

“Kanije Müdafiî Kahramanı”, “Kanije Kahramanı”mız merhum Tiryaki Hasan Paşa’mızın “Tiryakiliği” ise “kahve içmesi”nden, “kahve tutkunluğu”ndan geliyormuş. “Kahve tiryakisi” imiş. Yetmiş üç gün süre ile iki ayı aşan süre ile “Kanije Kal’ası”nı müdafaa eden; “Türk Gibi Kuvvetli” sözünü, darb-ı mesel gibi Avrupa’nın, Batı’nın kafasına kazınmasına ilk vesile olan  merhum Tiryaki Hasan Paşa’mız … Sonra “Harp Hiledir” hadis-i şerif’inin “Kanije Muhasarası”nda netlikle uygulanışı..Hele Tiryaki Hasan Paşa’mızın “orantısız güç”ü meydana getiren “Avrupalılara/Batı’ya karşı”, adeta “Üçüncü Yol= Psikolojik Harp, Psikolojik Savaş” dedirten bir “harp tekniği”ni de gayet güzel bir şekilde mücadele edişi,uygulayışı.

“Kanije Kal’ası”nda yoklukları, kıtlıkları, çaresizlikleri, imkansızlıkları, dokuz bin Osmanlı askerine karşılık dörtyüz bin “Avrupa/Batı ordusu”na, “orantısız güç”e karşı, adetâ “Üçüncü Yol”tercihi olarak, “Psikolojik Harp Tekniği”ni, “Psikolojik Savaş Teknikleri”ni mükemmel bir şekilde uygulayışı..

Ve nihayetinde “Psikolojik Harp Tekniği” ile “Avrupa/Batı Ordusu”nu zirü zeber etmiş, perişan etmiş ve neticede az sayıdaki topları ile imha ederek “Kanije Kal’ası”nı “Avrupalılara/Batı”ya teslim etmemiştir..

“KANİJE DESTANI” ve “KANİJE-Tarihî Roman”

Samsun’da ikamet eden güzide insanlarımızdan M. Halistin KUKUL’un “Kanije Destanı” eseri… Tıpkı “Destan Şair”lerimizden merhum Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU’nun “Bozkurtlar Destanı”, “Alperenler Destanı” gibi “Destansı tarz”da , “Destansı şiirler” ile “Kanije”yi “destanlaştırmış..”(6)

Ve “Kanije” üzerine en son kitabî çalışmayı ise “roman tarzı”nda, “eski gelenekçi roman” kategorisinde veya “tarihî roman” kategorisinde “romanlaştıran” ise hukukcu, edebiyatçı düşünce adamı Mehmet Niyazi ÖZDEMİR olmuş: “Kanije-Tarihî Roman…” (7) Belki de, dönemin milliyetçi şahsiyeti merhum Namık Kemal’den sonra ikinci defa “Kanije Romanı” yazan adam da…


NETİCE-İ KELAM

1) Dörtyüz yıllık uyduruk-kaydırık ve vahşet dolu tarihî olan dönemimiz “Süper Güç”ü, “sinema sektörü” ile de “insanlığa hükmetmeye” devam ediyor.

Neredeyse bütün millî düşünce adamlarımızca da yüksek sesle de dillendirilen; “Biz Müslüman Türklerin tarihi İskitlere kadar dayanırken; hattâ “Anadolu Coğrafyası”nda bile “Türk Tamgaları” ile de ispatlandığı üzre 1071 Malazgirt Zaferinden de önce var iken; bir Çanakkale, bir Preveze, bir Plevne, bir Malazgirt, bir “Kut’ul Ammare”, bir İstiklal Harbi üzerine bir veya iki elin parmağını geçmeyecek sayıdaki “sinema filmleri” ile “Görsel Çağ”a hükmetmeye çalışıyoruz…

Bence, bir an önce “Sinema Sektörümüz”ün  “Kanije” ve “Kara Pence” filmlerini, son “sinema teknolojisi” ile güncelleştirilmelidir. Ve “animasyon türü”nden de hazırlanmalıdır…

2) Şuara/Şairlerimiz , bütün “Türk-İslâm Zaferleri”mizi güncelleştirmeli, yeni yeni “destansı şiirler” ile “destanlaştırmalıdırlar….”

3) Nesillerimize, “yerelden evrenselliğe”, “ mahallîlikten cihanşümulluğa” giden bir  vetirede/süreçte; adına“küreselleşme” de denilen “bütün insanlığı tek düze hâline getirme çağı”nda, “Amerikalılaşma Çağı”nda; öncelikli olarak ekmeğini yiyerek, suyunu içerek, havasını teneffüs ederek beslenip büyüdükleri “memleket”lerini, “vatan parçalarını” bilerek sevdirebilmeli, bunun için de bilgi dolu, fikir dolu kitabî kalıcı çalışmalar da yapılmalıdır.

“Kabuğundan çıkan kestanelerin kabuğunu beğenmemeleri gibi”; “özünü hor görmemek”, “özünün güzelliğine şuurlu şekilde vâkıf olup, sahip çıkabilmek ve “Amerikalılaşma Çağı”na mukavemet edebilmek, direnebilmek ancak böyle mümkündür.

Velhasıl tabiri caizse “gavurlardan daha iyi memleketimizi, vatanımızı, vatan topraklarımızı bilerek tanıyabilmeli ve sevebilmeliyiz…”

4) Evet, “hiç yenilgi yüzü görmeyen”, “Kanije Kahramanı”mız merhum Tiryaki Hasan Paşa’mızın kabr-i şerifleri, “Termemizin Çocuğu” olarak da söylüyorum; ey Termeliler sadece otuz(30) kilometre ötede…

Terme, 24.Temmuz.2015
İsmet GÜLTEKİN


Dip Notlar:

(1): Kanije Eyaleti, tr.m.wikipedia.org,1683’deki Avrupa’daki Eyaletlerimiz
(2): sinematurk.com veya sinemalar.com, yotube; Oğuz ÖZDEŞ,’Kara Pençe’, Tekin Yayınları, 4. Baskı, İstanbul 1981(Kitap Yurdu)
(3) Namık KEMAL, “Kanije Muhasarası”, “Bu Bir Sebil Yayınıdır”, Namık KEMAL, “Kanije”, Parıltı Yayıncılık, İstanbul 2009
(4): yesılcennetunye.blogcu.com; dengegazetesi.com.tr, 15.Şubat.2009,Pazar; Karalahana.com; M. Ufuk Mistepe, Ünye Vizyon, Tarihî Hatalar ve Çarpıtılanlar, haberunye.com;Ali ÖZTÜRK,Tiryaki Hasan Paşa Ünyeli mi?, unyekent.com;Yüksel ŞEN,Tiryaki Hasan Paşa,  unyezile.com; Tiryaki Hasan Paşa Maddesi, tr.m.wikipedia.org 
(5): Osman DOĞAN, “Tarih Boyunca ÜNYE”, Ünye Belediyesi Kültür Yayınları-3, Samsun 2003, sayfa 443
(6): Ali KAYIKÇI, ‘Değirmen Sele Gitmiş’, M. Halistin KUKUL ile Ropörtaj,03.Haziran 2008,Salı, dengegazeetesi.com.tr
(7): Mehmet Niyazi ÖZDEMİR, “Kanije-Tarihî Roman”, Ötüken Yayınları,İstanbul 2015

22 Temmuz 2015 Çarşamba

"UNUTULAN TERMELİ GÜREÇİLERİMİZ"DEN MUSTAFA KOÇ ile



“UNUTULAN TERMELİ GÜREŞÇİLERİMİZ”DEN, SERBEST STİL GÜREŞÇİSİ,

GÜREŞ ANTRENÖRÜ MUSTAFA KOÇ ile ;

“Güreşlerimi Biiznillah Hep Tuş ile Kazandım”


Terme İmam-Hatip Lisesi 1981-1982 İlk Mezunlarından olan,ilçemiz Yalı Mahallesinden  Mustafa KOÇ; 1977’de, dönemin Terme İmam-Hatip Lisesi Müdürü Konyalı Salih Yaşar ODABAŞIOĞLU’nun da destekleri ile Serbest stilde güreşe başlamış. Dönemin Terme  İmam-Hatip Lisesi Müdürü ODABAŞIOĞLU’nun adeta her güreş antremanlarında, bir ‘Güreş Oyunu’ olan boyunduruk altına alıp yere vurma oyununu çok beğendiğinden; kendisinden her defasında bu oyunu göstermesini istediğini belirtti.

Sonraları ise Terme Miliç Mahallesinden Hasan UZUN’un ‘Güreş Antremanları-Güreş Çalıştırmaları” ile 1979’da,Giresun’da yapılan  İmam-Hatiplerarası Güreş Müsabakalarında Karadeniz Bölge İkincisi olduğunu, yine aynı yıl Kahramanmaraş’ta yapılan Türkiye Geneli İmam-Hatiplerarası Serbest Stil Güreş Müsabakalarına ise Samsun’un temsilen kendisinin katıldığını ve ‘Türkiye Dördüncüsü’ olduğunu belirtti. Aslında ‘derece’ yapabileceğini fakat ‘Güreş Çalıştırıcısı ve kendisine güreş esnasında taktik verici’ Hasan UZUN’un olmayışı sebebi ile ‘derece’ yapamadığını; çünkü kaç defa rakibini omuzuna kaldırdığı halde kendisine ‘Güreş Oyunu tiyosu’ verecek biri olmadığından; o anda da aklına gelemediğinden, ancak ‘Türkiye Geneli Dördüncüsü’ olabildiğini ifade etti.

“UNUTULAN TERMELİ GÜREŞÇİMİZ”İN MEHMET DOMBAY ile HATIRASI

Yirmi yaşlarında iken Samsun’da  “Unutulan Termeli Güreşçilerimiz”den Mehmet DOMBAY ile de ‘Güreş Tuttuğunu’, ‘Güreş Oyunu’ gereği ‘ciddî güreşmeyelim’ demesine ve kendisinin ‘ciddî güreşmesi ‘üzerine DOMBAY’ın da kendisini toparlayarak güreşince yenildiğini anlattı.
Terme İmam-Hatip Lisesi ve dönemin Termespor Kulübü içindeki ‘Güreş Kulübü’nde  de Serbest stilde yaklaşık beş(5) yıl güreşen “Unutulan Termeli Güreşçilerimiz”den  Mustafa KOÇ; Mehmet DOMBAY’IN dışında Samsun’da kimseye yenilmediğini de söyledi.

En son Kastamonu’da, 1982’de, Termespor Güreş Kulübü olarak ‘takım hâlinde’ Serbest stilde güreştiğini ve rakibini yenerek ‘Takım Hâli’nde birinci olduklarını belirtti.
Kastamonu’daki güreştiği rakibi ile önceden de güreştiğini ve sağ ayağında lif kopması meydana geldiğini, ancak bu rakibini yine ‘Güreş Oyunu’ icabı ‘sol ayağında lif kopması var’ intibaı uyandırarak daima sol ayağına dalmasını sağlayarak rakini yakalayıp omuzladığını ve yendiğini de belirtti.

GÜREŞ ANTRENÖRÜ “UNUTULAN TERMELİ  GÜREŞÇİMİZ’

Güreş yaptığı beş yıl boyunca (1977-1982) Samsun’da, ‘Güreş Teknikleri’ üzerine bir kitabı da olan Dursun Ali’den ‘Güreş Teknikleri Çalışmaları’ sonrası ‘Güreş Antrenörü Belgesi’ de aldığını hatırlatan ‘Unutulan Termeli Güreşçilerimiz’den Mustafa KOÇ; askerlik hayatında ‘Güreş Antrenörü Belgesi’ni de ibra etmesine rağmen ‘Bölük Yazıcısı’ olması hasebiyle güreşe devam edemediğini ve Bodrum’a yerleşmesi ve Bodrum’da da ‘Güreş Antrenörü’ olarak çalışmalar yapabilecek imkan ve şartlar meydana gelemediğinden ‘Güreşlerden uzak’ kaldığını; ancak imkan ve şartlar meydana geldiğinde ise ‘Güreş Antrenörü’ olarak daima ‘Ata Sporlarımızdan Güreş’e katkılar verebileceğini vurguladı.

Döneminde ‘Unutulan Termeli Güreşçilerimiz’den Grekoromen dalında güreşen Ali AKSUOĞLU’dan ziyade Terme Miliç mahallesinden Hasan UZUN’dan ‘Güreş Eğitimi’ aldığını da hatırlattı.

Hâlen Bodrum’da ikamet eden ancak babasının hastalığı sebebiyle Terme Yalı mahallesinde bulunan , 1977-1982 yıllarında, fiilen beş yıl serbest stilde güreşen; İmam-Hatiplerarası Serbest Stildeki Güreşlerinde Karadeniz Bölge İkincisi,Kastamonu’da birinci olarak Termespor Güreş Kulübünün Takım Hâlinde Birinci olmasına vesile olan ve 1979’da, Kahramanmaraş’taki  güreşlerde ‘ İmam-Hatiplerarası Müsabakalarda  Türkiye Geneli Dördüncüsü’ olan  ‘Unutulan Termeli Güreşçimiz’ Mustafa KOÇ, Termeli şehidlerimizden rahmetli Kibar Korhan KOÇ ile de akrabalar…
Terme, 20.Temmuz.2015
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com