18 Nisan 2015 Cumartesi

"ERMENİ KATLİAMLARI" YAPMIŞIK DİYEN 'TARİH DERGİSİ': #tarih

“ERMENİ KATLİAMLARI” YAPMIŞIK  DİYEN “TARİH DERGİSİ”:
“NTV TARİH”İN “GEZİ OLAYLARI” SONRASI VERSİYONU:
“DİREN TARİH”-“#tarih Bugünü Anlamak İçin”

“Küre-i Arz”ın ‘Meclis’lerinde, ‘Parlementoları’nda, hukukî bir terim olduğu söylenilen “soykırım” mefhumu kullanarak; “Siz ey Türkler! Ermenilere ‘Soykırım’ uyguladınız”, ‘karar’ları çıkmakta.”1915- Ermeni Olayları”nın 100. Yılı sebebiyle de Türkiye’mizde,Hasan Celal GÜZEL, nam-ı diğer ‘Tank Hasan” öncülünde beş cilt hâlinde “Yeni Türkiye” dergimiz “Ermeni Mes’elesi”ni masaya yatırdı. Yine “Üstad Tarihçimiz” Kadir MISIROĞLU da, “Tarihten Günümüze ERMENİ MES’ELESİ ve ZULÜMLER” isimli “Ermeni Tehciri’nin 100. Yılı”nda, “Bu Bir Sebil Yayınıdır” dedirten eserini neşretti. Ciddî mes’elelere kafa yormaktan  adetâ imtina eden “toplum gerçeği”miz de, “1914-1915 Belgeseli” de pek “rayting” yapamamakta, “hit”leri, “görüntülenme sayıları” ‘komik’ kertelerde kalmakta…
Üstelik neredeyse muazzam kafa karışıklığı ile diyelim bari, “Soykırım” diyenlerle adetâ sarmaş-dolaş olabilen “Alt-Üst Düzey Yöneticilerimiz” de var artık!!! Buraya yazmak istemiyorum, burada demek istemiyorum velâkin “Büyük Ortadoğu Projeleri”ni, “İllüminalite Örgütleri”ni, “Ampul”lerin ‘açılımı’nı, anlamlarını hatırladıkca; “Küre-i Arz”da adetâ arşa çıkan; “Türkler Ermenilere Soykırım Yaptı” ‘koro’larına ‘içtenlikle iştirak ettikleri’ni, ‘uygulamaları’ndan da his-se-di-yo-rum!!!
Tutturmuşuz, “Dünyada Ermeni Mes’elesinde Arşivlerini açmayan tek kesim Ermeniler kaldı.Ermeniler arşivlerini niye açmıyorlar?!” Yahu, siz olsaydınız açar mıydınız? Bir “İstiklâl Mahkemeleri Arşivleri” bile nice zaman sonra açılmadı mı?  Daha hâlâ “ATASE”lerde, “Genelkurmay Arşivleri”nde “açılmayan nice arşivler” olduğundan dem vuran tarihçilerimiz mevcut..O kadar da “salak”lar, o kadar da “aptal”lar mı yani?!

“NTV TARİH-DİREN TARİH” –“# tarih”DERGİSİ
“Tarih Dergileri”ne ömrüm boyunca hep yüksek alaka göstermişimdir. “Gezi Olayları” öncesine fikrî takip yaptığım ve “çok yeni bilgiler” de öğrendiğim ve “ufkumu da açan” “NTV TARİH” dergisinin “Gezi Olayları” sonrası kapanması/kapatılması sonrası versiyonu olan “Diren Tarih”, “#tarih-Bugünü Anlamak İçin” dergisi,Nisan 2015 sayısı, “Ermeni Katliâmları Bir varmış 1915 Bir Yokmuş 2015-100 Yıllık Trajedi  ve İnkâr Tarihi” ‘kapak yazısı”, “kapak konusu” ile yayınlandı. Bayiden aldığım ilk zamanda, TİMAŞ’ın, ÖTÜKEN neşriyatın da kitap reklamları, hem de azımsanmayacak ölçüde, verildiğini gördüm.
Bu yazıyı yazarken, şöyle bir yeniden baktım, okudum: “EDİTO” yazmış: “Bu bir soykırım değil. Soykırımdan da beter. Bu bir tarihten-coğrafyadan silme girişimi. Bu sadece Teşkilat-ı Mahsusa operasyonu değil, dedelerimizin bizzat veya dolaylı katıldığı bir toplumsal linç hadisesi.Bu bir “onlar hak etti” değil,”onlar hiç yaşamamıştı ki”politikası. Bu bir tehcir değil bir idam kararı ve infazı. Bu bir kıyım veya “karşılıklı boğazlaşma” değil, bir insanlık suçu.
Lafı dolandırmadan söyleyelim: Ermenileri Türk-Kürt-Çerkez-Laz elbirliği ile öldürdük. Mallarına, arazilerine el koyduk. Onların mallarını ve parasını, erken Cumhuriyet döneminin ilk sermayeleri yaptık. Kadınlarına, kızlarına tecavüz ettik. Hayatta kalanları Müslüman olmaya, adlarını değiştirmeye, gizlenmeye mecbur etti.”(**)
“EDİTO” yazısı böyle devam ediyor. Ve sayfa 64’den 88’e kadar, 24 sayfada, “Ermeni Katliamları-100.Yıl” başlığında, “Ermenileri katlettiğimiz, Ermenileri kestiğimiz, Ermenileri öldürdüğümüz” anlatılıyor…
Ve TİMAŞ , İlber ORTAYLI Hocamızın “Türklerin Tarihi” isimli kitap reklamını, 17. Sayfada, hem de tam sayfa; ÖTÜKEN NEŞRİYAT ise arka kapaktan bir önceki sayfada, “Üç Tarz-ı Siyaset” kitabının reklamını, hem de tam sayfa vermiş..
Allah Allah….Hadi diyelim “#tarih” dergisi “Ermenilere Soykırımdan da beter uygulamalar” yaptığımızı ‘kabul’ ve ‘iddia’ ediyor da; böyle ‘zihniyetli’ bir ‘tarih’ dergisine tam sayfa, ciddî reklam desteği veren TİMAŞ ve ÖTÜKEN NEŞRİYAT da mı böyle düşünüyor yoksa?!!!
Allahım ,“İçimizdeki beyinsizler sebebiyle bizleri helâk etme.(âmin)”
Sarıyer, 18.Nisan.2015
İsmet GÜLTEKİN
Dip Not.:

(*): Gürsel GÖNCÜ, “Türklerin ve Kürtlerin Ermenilerden alıp veremediği”, “EDİTO” yazısı, “#tarih” dergisi, Nisan 2015, 

"CHP'NİN GÜNAH GALERİSİNDEN SAYFALAR"(*)

“KADİR MISIROĞLU-Millî Hâfızamızı Tazeliyoruz!..
ALTI OKU İSLÂMÎ İMANIN ALTI ŞARTI YERİNE KONULMAK ÜZERE İCAD EDİLMİŞ OLAN:
CHP’NİN GÜNAH GALERİSİNDEN SAYFALAR”(*)
“Bu Bir Sebil Yayınıdır” Kitabının Hatırlattıkları
·        Rahmetli Osman Zeki YÜKSEL’in, “Toros Yüzlü Adam”ın, nam-ı diğer SERDENGEÇTİ’nin; “Serdengeçti Neşriyat”tan neşredilen “Radyo Konuşmaları” isimli kitapçığı da, Nisan 2015’ler Türkiye’sinde hâlâ yayınlanmamış olan “Birinci Radyo Konuşması” da eklenerek, mezkur eser gibi, kısaca “CHP’nin Günah Galerisinden Sayfalar” isimli eser gibi güzel bir baskı ile neşredilmeli. Ya nasib!!!
·        Yaşları ellileri bulan nesillerin hâfızalarına  ‘nakşedilmemiş’ti, ‘kazınmış’tı: “Kafatascılık” deyince akla “Türkçüler”, “Irkçılar” ve elbette “Me Ha Pe”liler gelir!!!
Hal bu ki, mezkûr/zikredilen eserde; “Kafatascı CHP-1”, “Kafatascı CHP-2”, “Kafatascı CHP-3”, “Kafatascı CHP-4”, “Kafatascı CHP-5”, “Kafatascı CHP-6”(s.257-262) sayfaları, aslında “Ce Ha Pe”nin “Kafatascı” olduğunu ispatlıyor…
Hal bu ki, “Türkçüler”, “Irkçılar”, 1944’lerde, “Tabutluklar”da çok da “işkenceler” görmüşlerdi.
Geçen senelerde, Star Gazetesi’nin ‘tıpkı basım’ olarak bazı sayılarını verdiği ve ‘tiraj’ da arttırdığı “Büyük Doğu” dergisinde , bir zamanlar ‘Oktay AKBAL’ yazdığı gibi rahmetli Hüseyin Nihal ATSIZ, nam-ı diğer ATSIZ da yazmış: “Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi: Çektiklerimiz”(s.264)
·        Maateessüf, 103 yaşına girmiş olan “Türk Ocakları”mızın yayın organı ve belki de Türkiye’mizin hâlen neşredilen en eski dergisi olan “Türk Yurdu” dergisinde, 1939’larda, “Ankara hâşâ Kâbe mi?!” dedirten “Türk’ün kâbesi Ankara” ifadeleri yazılmış.(s.154)
·        Bizim “devrim yılları” dediğimiz “dönem”de, “müderrislerimizin boyunlarına urganlar geçirilerek İstiklâl Mahkemelerine götürülmeleri, “İnkılâb Mezalimi” olarak tarif edilmiş..
Hal bu ki, doğrusu “devrim mezalimi” olmalı değil miydi?Maateessüf günümüzde böyle bir “mefhum hassasiyeti” neredeyse kalmamış gibi. Ortalık, “Küre-i arz”, “devrim”lerden geçilmiyor. Hattâ öyle ki, “devrim yapmayı meslek edinmiş devrimciler bile”, hayretlerde, gümanlarda!!!Ortalık, “devrimcilere bile kalmamış devrim çığlıkları ile dolu…” desek yeridir…


·        “M. Kemal”li “devrim yılları”nda, “İslâm Âlimlerimizi”, “yılanın başları ezilmelidir” dercesine, “yılan başlı resimler”le resimlerini yayınlayan “CHP Zihniyeti…”(s.61,62,286)
·        Mezkûr eserde iki yerde tashih hatası: Bir, “DÖNEMİN” yerine “DÖMENİN” yazılmış.(s.286)
İki, “İSLÂMÎ KİSVE DÜŞMANLIĞI” yerine “İSLÂMÎ KİSVE DÜŞMÜNLİĞİ” yazılmış. (s.112)
·        “Devlet terör işler mi?” “Devlet terörü” diye bir şey olabilir mi? “Menemen Vak’ası=Devlet Terörü” (s.428) değerlendirmeleri…
·        “Tek Parti Dönemi Uygulamaları-Benzerlikler” Yirmi yedi yıllık “CHP Tek Başına İktidarı Uygulamaları” ile dördüncü defa ‘Tek Başına İktidar’ olma hedefine mıhlanmış on iki yıllık “AKP Tek Başına İktidar Uygulamaları Benzerlikleri…”  “Sağcılaşmalar”, “Solculaşmalar”, “Düzene uymalar”, “Sisteme entegre olmalar…” “Dersim Katliamı”nın sorumlusu “CHP” ise “Uludere Katliamı”nın da sorumlusu “AKP”dir…”Dün”lerde “CHP Yolsuzluk” yaparken; “bugün”lerde “AKP Yolsuzluk” yapmakta ve setretmekte, örtmekte…”Dün”lerde “CHP Hukuksuzluklar” yaparken; “bugün”lerde de “AKP Hukuksuzluklar” yapmakta…Vesaire…
NETİCE-İ KELAM

Mezkur eser, bana “hizmet böyle olmalı” dedirtti: “Kalite en yüksek,fiatı en düşük” Dört yüz altmış dört(464) sayfalık güzelim baskılı-artık yayıncılık terminolojisinde neye karşılık geliyorsa- “Muazzez Davamızın Kılıçlaşan Kalemi ÜSTAD KADİR MISIROĞLU da; “Fahrettin ÇÖREKLİBATUR” ağbimizin, nam-ı diğer Cüneyt ARKIN’ın “Türk’üm desene! Türk’üm demek utanılacak bir şey mi?” sözleri ile “sol jargonlara gömülmüş kızcığı” paylaması gibi, tıpkı “Abdülhamid-i Sani Hazretleri” gibi, tıpkı rahmetli Abdülhakim ARVASÎ Hocamız gibi, “Yeni Türkiye Sözleşmesi”nde de görüldüğü üzre “milletimiz” de “milletimiz”e ilâve “ kadim” de “kadim” derken; asla ve kat’a hatırlamadıkları “kadim bir millet: Türkler”i; “Ben de Türk’üm” diye sahipleceğini ümid ediyorum..”Türk isen iftihar et; Türk değilsen takdir et…” ile de…
Ve mezkur/zikredilen eserin arka kapağındaki mısra: “zehî tasavvur-i bâtıl, zehî hayal-i muhal!...” AHMED CEVDET PAŞA
“Aklım, bu olmayacak bir düşünce, erişilmez güzel bir hayal dedi…”
Şahsen bu “Farisî/Farsca” mısradan şunu anladım: “İslamiyet Güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü yumanlar, sadece kendine karanlık ederler…”
Her Türk çocuğunun kütüphanesinde olması elzem bir eser: “Bu Bir Sebil Yayınıdır…”
Sarıyer, 18.Nisan.2015
İsmet GÜLTEKİN
Dip Not:
(*): Kadir MISIROĞLU, Millî Hâfızamızı Tazeliyoruz!.., Altı Oku İslâmî İmanın Altı Şartı Yerine Konulmak Üzere İcad Edilmiş Olan: CHP’NİN GÜNAH GALERİSİNDEN SAYFALAR-Bu Bir Sebil Yayınıdır., Sebil Yayınları Nu 289,Birinci Basım, Tunusbağı Cad. Nu.: 16 Doğancılar Üsküdar-İSTANBUL, Tel.: 0 216 553 51 51, www.sebilyayinevi.com(Sadece 10(on) Türk Lirası)



Adalet ve Kalkınma Partisi(AKP) "DÜZEN"ci; "NİZAM"cı Değil!

“AKP-2015 Seçim Beyannamesi: Yeni Türkiye Sözleşmesi”ne,
“Düzen-Nizam Hokkabazlığı” Nokta-i Nazarı ile Bakabilmek
Adalet ve Kalkınma Partisi(AKP) “DÜZEN”ci; “NİZAM”cı Değil!

Dördüncü defa da ‘Tek Başına İktidar’ olma hedefinde olan mevcut siyasî iradenin “2015 Seçim Beyannamesi”ni teşkil eden ‘Yeni Türkiye Sözleşmesi’, didik didik ediliyor. Kimileri “Ahmet’in Kitabında Türk yok, Türklük yok” derken; kimileri de aslında on iki senedir “kimliksiz siyaset” sergilemekle kalmayıp; tıpkı “Mimsiz Medeniyet” gibi “çalıntı fikirler”le, “aşırmacılık dolu düşüncelerle”, “intihallerle” dolu olduğuna dair değerlendirmeler yaptılar, yazdılar. Bazıları da “bizim gazetemiz yayına geçmese idi ‘Kesrette Vahdet’, ‘Çokluk içinde birlik’ ifadeleri ‘Yeni Türkiye Sözleşmesi’nde yer alamazdı ‘sığlığı’ yorumunu yaptılar.
Ve elbette ekseriyeti itibari ile de kimileri de günümüzün en çok revaçta olan ‘yağcılık’, ‘dalkavukluk’ muktezasınca değerlendirmelerde bulundular. “Vakar”, “Vakûr” mefhumlarının adetâ “geri dönüşüm kutuları”na atıldığı bir “dönemi” bizatihî yaşamaktayız.”Yeni Türkiye” mefhumunun bile neredeyse “isim babası” olan Hasan Celal GÜZEL, nam-ı diğer “Tank Hasan” bile tabiri caizse ‘yağcılık, dalkavukluk kervanına en son eklenenler’den olsa gerek! Bilmem kaç cilt devasa “Türkler” eserini hazrlamaya vesile olmuş GÜZEL, nam-ı diğer ‘Tank Hasan’, mevcut ‘Cumhur Reisi’mizi ‘Yeni Türkiye Marşı’ ile karşılarken; “Türkler”in de “kadim bir millet” olduğunu hatırlatacak ‘vakar’ı gösteremediği bir “dönem…”

“DÜZEN-NİZAM” HOKKABAZLIĞI
“Düzen-Nizam Hokkabazlığı”, Mefhumlar kargaşasına bir misal. “Bu düzen değişmelidir” diyenler, “Bu nizam değişmelidir’ diyebilirler mi?”, başlıklı yazımı 2009’da yazmışım. O tarihten bu tarihe kadar yaptığım “okumalar”da,  eski tabirle, “ayakkabı kutularımda çok sayıda fişlerim” birikti. “Efkâr-ı umumiye”de, “fikirler, düşünceler camiası”nda, kabaca “kamuoyu”nda ‘ezber bozabilmek’, muhkem ‘neşriyat ağları’ ile iç içe olmayı da gerektiriyor.”Durun Kalabalıklar!” diye bir başınıza feveran etmek de elbet de ‘spontanelik’ namına yaşanılması tavsiye edilen hissiyatlarla dolu bir hâl…
“…küresel düzenin yükselen gücüdür.”(100.madde)
“…devlet düzenini…”(64.madde)
“Hukuk düzenine”(53.madde)
“…anayasal düzenimizde…”(46.madde)
“…siyasal düzenin”(30. Madde)
“…bu düzenin”(30. Madde)
“Kamu düzenini”(27.madde)
“…yeni anayasal düzenimizin…”(22.madde)
“…yeni anayasal düzenimizin…”(21. Madde)
“…bu medeniyet birikimleri üzerine yükselen Selçuklu ve Osmanlı düzenleri…”(17.madde)
“…anayasal ve siyasal düzenimizdeki”(15.madde)
“İnsan onuru, siyasî, ekonomik ve kültürel düzenimizin de…”(9.madde)
“Her siyasal düşünce ve düzen…”  (1. Madde)
“…hiçbir siyasal düzen…”(1. Madde)
“AKP 2015 Seçim Beyannamesi-Yeni Türkiye Sözleşmesi”n de tamı tamına on dört (14) defa “düzen” mefhumu, “düzen” kavramı geçmekte. “1. Madde”den başlayıp, “100. Madde”ye kadar…
“Selçuklu”, “Osmanlı” “düzen” mi kurmuştu, “nizam” mı? “Düzen-i Âlem”i mi sağlamışlardı, “Nizam-ı Âlem”i mi tesis etmişlerdi? Öyle “Nizam-ı Âlem” mefhumunu, çok basit bir şekilde nasıl “kamu düzeni” diye “çevirebiliriz” ki?
“Düzen”, “Batı Uygarlığı”nın(Fransa), “Mimsiz medeniyet”in, “deniyet”in; “nizam” ise millî, İslamî ve insanî mefkûreleri olan “İslâm Medeniyeti”inin “terminolojisi” değil mi?
“Düzen” mefhumu, “Fransız Sosyalistleri”nin, “Fransız Proloterleri”nin, “Marksistler”in “terminolojisi” değil mi?
“Beslenme kültürümüzü” teşkil eden ‘kitabî kaynaklar’ımız, “düzen”lerle mi yoksa “nizam”larla mı dolu?
“Mefhumlar kargaşasına bir misal” olan “düzen” ve “nizam” hokkabazlığı gibi, “devrim” ve “inkılab” hokkabazlığı da var elbet…Nasıl “Yeni Şafak Gazetesi Logo Üstüne” çıkacak kadar “Hazret-i Peygamber Devrim Yaptı” deriz, yazarız yahu!!!
“Devrim yapmak bir devrimcilik mesleği” değil miydi ki?!
NETİCE
“(Batılı) Sisteme entegre olduğu”, bilmem kaçıncı ‘iktidar yılı’nda yazılmış, dillendirilmiş, deklare edilmiş ve önümüzdeki “7 Haziran 2015 Milletvekilliği Seçimleri” ile “4. Defa tek başına iktidar” olabilme hedefine mıhlanmış  “zihniyetliler”in meydana getirdiği mevcut siyasî irade ve kadrolar, maşerî şuur ve vicdan da hiç de müsbet tesir yapmayacak bir tarif ile “Yoksa ‘Düzen’e mi Uydu? Yoksa ‘Düzen’in mi siyasî örgütü, siyasî partisi?”
Sarıyer, 17.Nisan.2015
İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com

5 Nisan 2015 Pazar

ALİ GÜMÜŞ ve "UNUTULAN TERMELİ GÜREŞÇİLERİMİZ"

ALİ GÜMÜŞ
ve “UNUTULAN TERMELİ GÜREŞÇİLERİMİZ”

Bugün de bayiden kağıda basılı şekilde aldığım-ki rahmetli ‘Başbuğ’umuz Alparslan TÜRKEŞ’in 18. Vefât yıldönümü- Ortadoğu gazetesini okurken, iç sayfalarda ve en altta okuduğum haberde, Ali GÜMÜŞ’ün vefât ettiği yazıyordu. Hemen son günlerde “tuhaflaşan”  ‘akıllı telefonu’ma sarılıp, internetteki Ali GÜMÜŞ haberlerini tıkladım.
Evet, 3.Nisan.2015, Cuma günü, Ali GÜMÜŞ Hakk’a vâsıl olmuştu. “Biz Müslümanlar”, vefât haberi aldığımızda ne yapmamız gerekiyorsa, ben de onu yaptım:”İnna lillahi ve inna ileyhi raciun-el Fatihâ.”
Rahmetli Ali GÜMÜŞ, ‘ata sporu’muz, ‘millî spor’larımızdan ‘Güreş Sporu Yazarı’, ‘Güreş Sporu Araştırmacısı’ ve haliyle de ‘Güreş Sevdâlısı’ bir kalemimizdi. ‘Dijital Çağ’da bile hâlâ okullarımızda, çocuklarımız bilmem kaçıncı sınıflara geldikleri halde; ‘Öğretmen’e ‘Öretmen’ diyor ve yazıyorlarsa; maateessüf ‘Ata Spor’larımızdan ‘Güreş’e de, ‘Güneş’ demeye ve yazmaya devam ediyorlarsa..

‘Okuma dünyası’na, ‘okuma âlemi’ne girdiğim, başladığım 12 Eylül 1980 tarihi itibari ile ‘Hergün dünya yeniden kurulur ve hergün taze bir başlangıçtır’ şiarı ile neşredilen rahmetli Kemal ILICAK’ın ‘Tercüman Gazetesi’ vesilesiyle de rahmetli Ali GÜMÜŞ’e aşinâlığım da başlamış oldu. Hâlâ kütüphanemde, ‘Tercüman Gazetesi’nin ‘Spor Eki’ olarak da verilmiş olan GÜMÜŞ’e ait ‘Kırkpınar Tarihi’mize ait çalışma da mevcuttur.
Sonraki yıllarda, Yeni Şafak’larda da yazılarını okuduğumu hatırlıyorum.

Rabbimin bir ihsanı olarak 2003’de hazırlayıp neşrettiğim ‘Unutulan Termeli Güreşçilerimiz’ isimli ‘kitapçığımı’ da-nerden öğrendi ise- ‘tebrik’ edenlerden biri de rahmetli Ali GÜMÜŞ idi.
Aslında ‘Samsunlu Güreşçilerimiz’ maksadıyla başladığım araştırmamda, gördüm ki ‘doğduğum memleket Terme’mizden de çok sayıda ‘Güreşçilerimiz’,’Pehlivanlarımız’ yetiştiğini anlayınca, araştırmamı ‘Termeli Güreşçilerimiz’le sınırladım. Hem de öyle ki; ‘Avrupa Şampiyonu’,’Olimpiyat Şampiyonu’,’Kırkpınar Başpehlivanı’ olan ‘Termeli Güreşçilerimiz…’
Bu sebeptendir ki; Terme’miz, Pehlivanlar, Güreşçiler şehridir de…
Çok sayıda ‘madalyalar’ kazanmış ‘Mehmet TEPE’leri, ‘Birlik Olmadan, Dirlik Olmaz’ şiarı ile neşrettiğim ‘Terme Birlik MEFKÛRE’mizde ‘renkli fotoğraflarla’ da haberleştirince,çoğu ‘Termeliler’ bile hayretlerde kalmışlardı, diye de hatırlıyorum…
GÜREŞ SPORU YAZARLARIMIZ

Hâlâ bile Türkiye’mize,’en  fazla başarı getiren spor dalı’mız ‘Güreş Sporu’muzdur. Türkiye’mizin hemen hemen neredeyse hergünün de ‘Güreş Sporu Faaliyetleri’ yapılmaktadır. Gerek, ‘yağlı güreşler’ de olsun-ki bilhassa yaz mevsiminde-;gerekse ‘Serbest ve Grekoromen’de…Çok arzulamışımdır, şöyle günlük periyotlarda neşredilen bir ‘Güreş Gazete’miz de olsa diye.
Avni TARHAN’lar bilmem hâlâ Zaman Gazetesi’nde ‘Güreş Sporu Yazarlığı’ yapmaya devam ediyor mu? Halil DELİCE’mizi ise her ‘Tarihî Kırkpınar Güreşleri’miz öncesinde, Türkiye Gazetesi’ndeki ‘yazı dizileri’ni hasretle okumayı beklerim. Rahmetli Ali GÜMÜŞ de ‘Güreş Spor Yazarı ve Araştırmacısı’ olarak yazdıklarını okutan biri idi. Kaldı ki, DELİCE’nin de mümtaz Güreşçi şahsiyetlerimizle ve ‘Güreş Tarihi’miz ile alakalı kitapları olduğunu hatırlıyorum.
Millî Gazete’de de yazan Kemal BELGİN de kısmen de olsa ‘Güreş Sporu ‘ muz üzerine yazdıklarını okutturabiliyor…
Bilmem kaç ‘okur’ ve ‘güreş sporumuz meraklısı’ farkında? Bir ‘fikir gazetesi’, ‘düşünce gazetesi’ olarak da yayın hayatımıza girmiş olan ‘Diriliş Postası’ gazetesinde de ‘Modern Pehlivan Tefrikası’ tefrika edilmekte. ‘Yazan: Yeni Bir Pehlivan’ ismi ile.
Rahmetli Ali GÜMÜŞ’ün naaşının kaldırıldığı bugün,  mezkur bu ‘tefrika’da rahmetli GÜMÜŞ’ün ‘Şehid Pehlivan’ımız ‘Koca Yusuf’ hakkındaki görüşüne de yer verilmiş. Aslında ‘Güreş Sporu’muz üzerine ‘araştırma kitapları’ olanların da zikredildiği bir ‘araştırma yazı dizisi’ kıvamında…
Şöyle bir düşündüğümüzde ve de araştırdığımızda, meselâ bir ‘Futbol Sporu Yazarı’ sayısı kadar ‘Güreş Sporu Yazarı’mızın olmadığını da farkına varıyoruz…Tıpkı bir ‘Güreş Gazetemiz’ olmadığı gibi…
VESSELÂM
‘Cirit’ gibi, ‘Okçuluk’ gibi, ‘Güreş’ gibi ‘ata sporlarımız’a, ‘millî spor’larımıza gereken ehemmiyeti,daha da arttırmalıyız.. Bilhassa da ‘Belediyeler’imiz ‘ata sporları’mızı, başta da ‘Güreş Sporu’muzu daha da canlandırmalıdırlar…
Ve yıllar önce ‘sinema filmi’ çekileceği söylenilen ‘Koca Yusuf’ ‘sinema filmi’ de çekilip, ‘vizyon’a girmelidir.
“Daha Güzel-Daha Güçlü Türkiye HERGÜN Gazetesi”ndeki ‘Güreş Sporu Yazarlığı”ndan “Yeni Şafak”lara uzanarak ‘katkılar’ yapmış olan rahmetli Ali GÜMÜŞ’lere de yeni yeni isimler eklenmesini Rabbimden niyaz ediyorum vesselâm.
Sarıyer, 04.Nisan.2015
İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com