“İSTANBUL
GÜNLERİM” DOLU DOLU GEÇİYOR…
“AYASOFYA CAMİİ/FETHİYE CAMİİ”NDE
‘CUMA NAMAZI’
KILDIM
Evet, bugün, 13.
Haziran.2014, Cuma tarihinde, “Ayasofya Camii”nde yani “Fethiye Camii”nde ‘Cuma
Namazı’ kıldım..Doksanlı yıllarda da, Mahmut TOPTAŞ Hoca’nın da vaaz verdiği ve
imamlık yaptığı yıllarda da iki defa “Cuma Namazı” kıldığımı da
hatırlıyorum..Bilmem “Ayasofya Camii”nde Cuma Namazı Kıldım”, dediğimde
“inanmayanlar” hâlâ mevcut ise “yemin” etmeme lüzum var mı?
Vallahi de
billahi de bugün, 13. Haziran.2014, Cuma tarihinde “Ayasofya Camii”nde ‘Cuma
Namazı’ kıldım…
“Ayasofya
Dâvâmız” bir “büyük dâvâ” elbette. Bildiğim kadarı ile “İslâm Hukuku”nun
muktezası olarak, “fethedilen diyarlardaki mabedlerin mescide dönüştürülmesi
hakkımız” mevcut..Bazılarının, birilerinin “yenilmiş bir medeniyetin
çocuklarıyız psikolojisi” yaşadıkları bir zaman diliminde, ben, hiç de öyle
düşünmüyor; meşhur tabiri ile “durdurulmuş bir medeniyetin çocuklarıyız”,
diyorum. Kaldı ki, asıl “yenilmiş medeniyet”, bu çağda bile bizatihi naklen müşahâde de ettiğimiz, mescidleri
bombalayan, çocukları bile katleden “mimsiz medeniyet” olan “deniyet” olan
“Batı Uygarlığı”dır, asıl “yenilmiş medeniyet…” Biz hâlâ rahmetli Ömer
ÖZTÜRKMEN Beğ’in bir eserinin de ismi olan “Gözyaşı Medeniyeti”nin çocuklarıyız…”
Şayed, “Batı Uygarlığı” gibi yapsa idik, günümüzde ne “ehl-i kitap” kalırdı, ne
“Avrupa” kalırdı, ne de affedersiniz “Avrupa’nın Piçleri” olan “Amerikalılar”
olurdu…
“AYASOFYA”YI KİM KAPATTI?
Hâlen çözüme
kavuşturulamamış “Ayasofya Dâvâmız”ın zaman zaman farklı “millî+İslamî
meşrepler”ce “siyasî saha”da dillendirilmesi de her ne kadar “Millî-İslamî ve
Muasır Reflekslerimiz” namına güzîde faaliyetlerimizden olsa da; tamamiyle
basiretli ve ferasetli bir şekilde yapılan faaliyetler olduğunu söylemek çok
müşkil. Çünkü, en son “Anadolu Gençlik”ce, “Saadet Gençliği”nce “bir Cumartesi
sabahı”, “Gezinin Birinci Yıldönümü Sabahı” yapılan “Ayasofya Camii” önündeki
“güzîde sabah namazı kılma” faaliyeti, zihinlere çok suâller de getirdi?
Geçen yıllarda
birkaç “Alperen Gençliği”nin “Ayasofya Camii” içinde, hattâ mihrapa yakın
yaptıkları, “ayakkabıları ile de olsa” “namaz kılma faaliyeti”, daha da “güzel
bir taplo” olarak da zihinlere nakşedildi?
Ben, bizatihi
bilmem hangi yıllarda, “Ayasofya Camii” içinde “okestra”lar bile
tertiplendiğini hatırlıyorum..
“Ayasofya
Dâvâmız” mes’elesinde bir “büyük yanlış”ımız ise hâlâ “Ayasofya Camii”ni,
“Fethiye Camii”ni, ‘Mim Kemal Paşa”nın, “ATATÜRK”ün kapattığı, “müze”ye
çevirdiği “yan-lı-şı-dır…” Meraklılar, “Millî Gazete köşe yazarı”, hem de
Türkiye’mizin “para almadan yazan tek köşe yazarı”, muhterem Mehmed Şevket EYGİ
Hoca’mızın “ilgili yazıları”na bakabilir..
Ne demek
istiyoruz? Şunu demek istiyorum ki, “Ayasofya Camii”ni yani “Fethiye Camii”ni
‘müze’ye dönüştüren, “dinsizleştiren” ‘Mim Kemal Paşa’, “ATATÜRK”
de-ğil-dir..Bir zamanlar, bilmem kaç “si di/cd” hâlinde yayınlamış olan ve
“Masonları” anlatan “cd”de de dile getirildiği üzre, “masonlar müzeye
dönüştürmüştür”, “ma- son-lar dinsizleştirmişler”dir…
“AYASOFYA CAMİİ”
1991’DE İBADETE AÇILDI
Bilmem 25 milyona
varan İstanbul’da kaç kişi biliyor ki?: “Ayasofya Camii” 1991’de, rahmetli
Turgut ÖZAL sayesinde ibadete açılmıştı..
Evet, 1991’de,
“Ayasofya Camii” ibadete açılmıştı..Söylenildiği ve yazıldığı üzre tamamiyle de
olmasa, bir zamanlar “atların bağlanıldığı ahır kısmı da olsa”, ibadete
açılmıştı. Günümüzde de her beş vakitte ibadet etmek, namaz kılmak mümkün. Ve
ben sahiden bugün ‘Cuma Namazı’mı işte bir zamanlar “ahır kısmı” da olsa,
günümüzde “mescid” hâle getirilmiş, çıkışında
güzelim “Üçüncü Ahmed Çeşmesi” gibi muhteşem bir “sanat eseri”nin yer
aldığı, “Topkapı Sarayı”nın “Giriş Kapısı”nın solundaki kısımda da olsa,
“Ayasofya Camii”nde ‘Cuma Namazı’mı ikame ettim, kıldım..
Ve “Yahşi Batı
Filmi”nde gördüğüm “Osmanlı Macunu”ndan da ilk defa bugün yedim…
Cümle
“Osmanlı’nın Yetimleri” de yemeli…
2014 Haziran’ında bile hâlâ “Radyo
Konuşmaları”ndan “Birinci Radyo Konuşması Yayınlanmamış” olan rahmetli Osman
Yüksel SERDENGEÇTİ’ce nihayetlendirirsek; “Ayasofya Ayasofya! Seni böyle
çırılçıplak soyan kim?/ Elleri kurusun, dilleri kurusun…”(Âmin)
Sarıyer,
13.06.2014
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com